***
DIŞARDA
Points: 23.513, Level: 94
Level completed: 17%,
Points required for next Level: 837
Overall activity: 99,8%
Achievements

Bu Dönüşe Şahitler Lazım.
Mükemmellik sadece Allah’a mahsus. Beşer ise saşar. Beşerin de hepsi bir degil. Bazisi bazen saşar, bazisi daha çok.Saşmak, yani hata etmek, her şeyi mahveden, telafisi imkansız bir eksiklik değil insan için, insan olmanın bir tabiati.Fakat normal olmayan, hoş görülemeyecek olan, hatada ısrarlı olmak. Şaşmayı, hataya düşmeyi hal edinmek. Bir elbise gibi giymek. Beser olma durumunu zaaflarına, hatalarına kalkan edinmek.İste bu durum beser olmaya yakışan, yarasan bir hal değil. Zira hatada ısrarla insanlık haysiyeti tehlikeye girer. Kişinin izzeti nefsi yaralanır, şerefi düşer.
Oysa insan, şerefli yaratıldı. Ona şerefini Yaradan ı verdi. Ona “esref-i mahlukat” dedi.
Bu durumda beserin en önemli görevi, kendisine bahsedilen bu serefi korumak degil midir? Öyledir, öyle olmalıdır.
Hatalara rağmen “şerefli” kalmak çok mu zor? Değil elbette. Yolu öğretilmis. Tarihin en başından beri insanlığa rehber kılınmış kutlu elçiler tarafından.
Çok kolaymış meğer. Yolun asli hataya pişman olmak imiş.Pişman olmak sadece insana özgü. O halde çok insanî, tamamen insanî.Önce hataları hata kabul etmek. Yakışmadığını, insanlık şerefiyle uyuşmadığını idrak etmek.Sonra yaptığına pişman olmak.
Sonra bir daha yapmamaya karar vermek, azmetmek…
Nihayet güzel bir dönüşle dönmek. Doğruya, doğru istikamete… Hep doğruya gitmek, yani dosdoğru olmak…işte böyle bir pişmanlık, böyle bir dönüş, bu dört adımlık dönüş, kesin bir dönüştür. Makbul bir dönüştür.
Bu dönüşün adı “nasuh tövbesi”dir.Böyle bir tövbe her seyden önce Cenab -i Mevlâmiz’in bize bir emri: “Ey inananlar, tövbe-i nasuh ile Allah’a dönün…” (Tahrim,)Böyle bir tövbe, ayni zamanda o Yüce Elçi’nin bir müjdesi: “Günahlarına tövbe eden kisi, hiç günah islememis gibidir.”
Evet işin sırrı pişmanlıkla tövbe imis.
Meğer ne güzelmiş kalbin derinliklerinden kopup gelen su sözler: “Ya Rabbi ben pişmanım. Yapmış olduğum bütün günahlardan… Keşke yapmasaydım…”
Bu bir dönüş. Kendi özüne dönüş. Varoluş sebebine, asaletine… insanlığa…
Nice bin hatadan arınmaya…
Eğri- büğrüden dosdoğruya..
Bu dönüş çok ciddi bir dönüş.
Hayatin dönüsü.
Bu dönüşe şahitler lazım.
Hatalar gizliydi, ama dönüşe şahitler lazım.
Onlar hazır, hep bu ani beklediler:
Müminler şahit. Ruhanîler şahit. Rabbanîler şahit. Melekler şahit. ALLAH (c.c.) şahit…
YÜCE RABBİM(c.c.) cümlemize nasuh bir tevbe ile tevbe edip,onun muhabbetine ulaşan selim kalp sahibi muminlerden eylesin İnşallah..AMİN.

Görmesekte birbirimizi,
Duyamasakta seslerimizi,
Sakın haa ayrıyız sanma,
Üzme güzel yüreğini, çaresiz yanma.
Bir kere gönle giren vuslatı bekler değil mi?
Söylesene; ayrı yerlerde olsakta baktığımız aynı gökyüzü değil mi?