2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Sevginin Farkına Varmak

    Share
  1. #1
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Sevginin Farkına Varmak

    İnsanoğlunun merakı sınır tanımıyor. Yeryüzünün derinliklerini, gökyüzünün sonsuzluklarını bilmek için sürekli arıyor, araştırıyor.

    Meselâ, ay yüzündeki lekelerin anlamını çözmeye çalışıyor.
    Güneşteki patlamaları zamanından önce haber veriyor.
    Fırtınayı, hortumu olmadan biliyor.
    Depremi, vaktinden önce bilmeye çalışıyor.

    Gece, gündüz, hangi gezegenin nerede, nasıl ve ne durumda bulunduğunu ilmen açıklıyor.

    Yıllar önceden, ayın, güneşin ne zaman doğup, ne zaman batacağını hesaplıyor.
    Denizlerin gel-gitlerini, karaların heyelan tehlikesini tahmin ediyor.
    Kısacası, kainatta meydana gelen büyük küçük bütün olayları merak ediyor, araştırıyor, irdeliyor.Sonuçta da anlıyor, biliyor, açıklıyor. Bilgisine göre tedbirler alıyor.

    Ancak, ayın yüzündeki lekeleri araştıran insanın, yanıbaşındaki sevgilerin lekelenmesini, gölgelenmesini farketmemesi nedendir?

    Güneşteki patlamayla igilenenlerin, meselâ patlamak üzere olan eşlerini, çocuklarını farketmemesi ne garip değil mi?

    Tabiatı sarsan, tahrip eden fırtınayı, hortumu haber verenler, ailesini sarıp sarsan sevgisizlik fırtınalarının, şefkatsizlik hortumlarının gelişini nasıl anlayamıyorlar?
    Depremi önceden bilmeye çalışanlar, gönüllerde kırılan manevî fay hatlarına ilgisiz kalabilirler mi?

    Bir uzay araştırmacısı, arkadaşına övünüyormuş:

    “-Bak Azizim, ben şimdi, gecenin bu vaktinde, hangi gezegen nerede, nasıl, ne durumda bilebilirim.”

    Arkadaşı bilge bir adammış.Onun bu övünmesini takdirle karşılayacağına, şu çok anlamlı cevabı vererek susturmuş:

    “- Uzay boşluğundaki yıldızların, gece karanlığında bile, nerede ve ne durumda olduğunu bilen arkadaşım, acaba şimdi yetişkin kızının, oğlunun, nerede ve ne durumda bulunduğunu da biliyor mu?”

    Hiç beklemediği bu karşılık, inşaallah araştırmacımızı düşündürmüştür.
    Beni düşündüren ise, bizlerin gözümüzü hep uzak noktalara dikmiş olmamızdır.
    Dikkatini hep uzaklara odaklamış olanlar, yanıbaşlarında olup bitenleri farkedebilirler mi?

    Meselâ, Dünyada olup bitenleri merak ettiğimiz kadar; evimizde eşimizle, ya da işyerimizde ortağımızla daha iyi ve kavgasız geçinmeyi merak ediyor muyuz?

    Eğer, bizi az ilgilendiren şeyler kadar, çok ilgilendirenleri de merak edip düşünsek, geçimsizlik ve kavga çıkmaz.

    Ay ve güneşin yüzündeki lekeleri anlamaya çalıştığımız kadar, sevdiklerimizin yüzlerinde biriken sevgisizliği anlamaya çalışsak, kırgınlıklar, kızgınlıklar ve ayrılıklar kalmaz.

    Televole programlarının dedikodulu saatleri kadar, aile sohbetimiz, arkadaş muhabbetimiz olsa, dünyamız sevgi dünyası haline gelir.

    Gözümüz, hep uzaklara dikiliyor.
    Özümüz, yakınlarımızdan kopuyor.

    Ülkeyi kurtarmaktan da öte, dünyayı kurtarmaya talip oluyoruz. Ancak elimiz kısa, gücümüz az, ömrümüz gelip geçici...

    Fakat elimizin altında bulunan gönüller var. Biz, öncelikle o gönüllerin kurtarılmasından sorumluyuz. Madem ki acıyan bir vicdan sahibiyiz. Madem ki, kurtarmayı seviyoruz. Öyleyse bırakalım, uzanamayacağımız uzak ufukları. Önce, en yakınlarımıza bakalım. Elimizi ve gönlümüzü onlara uzatalım.

    Ziya Paşa’nın deyimiyle, yeni yetme bir çok müneccim, yıldız aramak için kafasını hep gökyüzüne dikmiş de, yol üzerindeki kuyuları görmezleşmiştir.

    Gökte yıldız arayıp nice turfa müneccim
    Görmez kuyuyu kendi rehgüzerinde.

    Sevgi insanı, önce kendine, içine, yüreğine bakar.

    Sonra en yakın çevresine, eşine, evlâdına, akraba ve dostlarına... Elbette bütün insanlık dünyasından da sorumludur insan, ama, kendi evi harap olan, başka evleri imar edemez. İçini düzeltemeyen ailesine çeki düzen veremez. Ailesinde sağlam ve güçlü olanların başkasına faydası da çok olur.

    Öyleyse, sevgi insanı sıralamayı şaşırmamalı, gözünü hep uzak ufuklara dikmemeli, daha sık ve daha çok önüne, çevresine ve yakınlarına bakmalıdır.

    Zira, ancak ayağını yere sağlam basanlar, ufukları güven içinde görebilirler.

    Vehbi Vakkasoğlu

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 60.713, Level: 100
    Points: 60.713, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    ArzuNur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    9.488
    Points
    60.713
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    27

    Standart Cevap: Sevginin Farkına Varmak

    Vehbi Vakkasoğlu' nun yazılarını çok beğenirim. yine çok güzel ve doğru bir yazı..Yazanın ve sizin emeğinize sağlık. Allah(c.c) razı olsun...Sevginin Farkına Varanlardan oluruz inşAllah..

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...




Benzer Konular

  1. Sevginin Sevdası
    By İslam-Gülü in forum Hikayeler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26.10.08, 13:17
  2. Sevginin gücü
    By SiLa in forum Sevgi, Dost & Kardeşlik
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 04.09.08, 12:37
  3. Hayata gülümseyin nimetlerin farkına varın...
    By HiRaNuR in forum Nasihatlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 24.08.08, 15:01
  4. düşünen sahip oldugu nimetin farkına varır
    By Nisan_Yağmuru in forum Dini Hikâyeler
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 18.07.08, 10:10
  5. Düşünen Sahip OLduğu Nimetin Farkına Varır
    By es_ra in forum İslami Konular Ve Kaynaklar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.07.08, 09:09

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •