YA RASULALLAH…
Kapında bir köle misali beklemek isterdim.her bir lafzına şahit olmak ve duymak isterdim efendim..
Özlem senle bir başka oluyormuş meğer. Bambaşka bir manevi iklim ile doluyor insan. Seviyorum seni ya Rasulallah bir nebzecik bana gülümsesen, neleri vermezdim ki bunun uğruna…
Ya Rasulallah bambaşka bir iklimi bizlere sunduktan sonra o yıldız ashabına hediye ettin onlarda bizlere aktardı hala taptaze duruyor. Çiçekleri tomurcuklara döndü ve fidanların koskoca çınar oldu efendim. Senin uğruna ölen binlerce kardeşin var. Bize kardeşim diyorsun. Bu hadisi ilk duyduğumda çok sevinmiştim. Sen bizi de seviyordun ve herkes nefsi dediği günde sen ümmeti, ümmeti… Diye bize şefaat edeceksin. İnşallah…
Ne olur şefaatine bizleri de katıver efendim!
Ya Habiballah ashabında biri gelip: Ya Rasulallah bana öyle bir şey söyle ki başka hiç kimseye bir şey sormak zorunda kalmayayım demişti ya sende: Önce inandım de sonra dosdoğru ol! Demiştin.
Dosdoğru olmak özü ile sözü bir olmak kendin olmak ve asıl olmamız gereken olmak… Nasip et ya rabbi!
Dört mevsim yarattın ki bakın ben nasıl yaratıp nasıl öldürürüm diyorsun ve her baharda nasıl dirilttiğini şahit olmamız için bizlere gösteriyorsun. Şimdi bahar geliyor herkes kör gibi tabiat ana diye basit bir şey deyip o küçük belleklerini ikna etmeye çalışıyorlar o eşsiz yaratanı unutmuşçasına hayale dalıyorlar ya rab! Sen uyandır ve gerçekleri görenlerden eyle…
Ya Rasulallah! Ağaca gel dedin geldi. Senin için dağlar eğildi önünde. Ve senin için yaşlar döktü o kütük… Bildi ki sen bambaşkasın bildi ki sen âlemlere rahmet olarak geldin bil di ki sen Allahın sevgilisi Habiballahsın… Nebiyyallahsın… Rasulallah sın… Bizlere şefaatini eksik etme…