Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?

Ölümün sizi nerede bulmasını isterdiniz ?
Hangi ortamda, hangi mekânda?
Ya da hangi belde de vermek isterdiniz son nefesinizi ?
Size sorulan bu soruya cevap olarak hemen, ya durup dururken
ölüm de nereden çıktı şimdi, ben henüz ölmek istemiyorum ki mi
dediniz yoksa? Yoksa öldükten sonra ne fark eder ki, nerede
ölürsen öl diye mi geçirdiniz içinizden ? Ya da daha önce hiç
aklınıza gelmemiş miydi bu soru ?
Ama bir anlık gelseydi ve bir anlık cevap vermek zorunda
kalsaydınız ne derdiniz diye bir düşünün ? Ölüm anınızı, o anki
ahvalinizi ve mekanınızı düşleyin hemen şimdi;



Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?

Secdeye vardığınızda ölmeyi düşlediniz mi hiç ?
O anda, O'na en yakınken O'na varmayı hayal ettiniz mi ?
Ya da bunu neden hayal ettiğinizi düşünüp de hüzünlendiniz mi
bir anlık da olsa ??
Belki pek çok şeyin bilincinde olarak, en iyi dostunuzun
kollarında, seccadede can vermek istediniz, belki secdede bir an
için boş bulunup, ettiğiniz tevbelerin kabul olunduğu hissine
kapılıp istediniz ölümü? Belki de Rabbinize, sizi yanına
günahsızken almasını niyaz edecektiniz de, secdede yapılmış
bir tevbenin ardından aklınıza geliverdi bu Belki hiç istemediğiniz
ve deliler gibi korktuğunuz bunun aksi olan durum aklınıza
geliverdi de ondan Günahkar, tevbeden aciz kalmış, günahlarında
ısrar etmiş ama tevbe etmeye fırsat bulamamışken alındığını
düşündünüz ruhunuzun ve hemen o anda ölmek istediniz, kimbilir.
Asıl duanız buydu belki de Rabbim günahlarımı bağışlar bağışlamaz
al ruhumu yalvarırım! Beni huzuruna günahlarımla alma !
Alma ki o halde nasıl çıkarım huzuruna Rabbim, nasıl??
Hangi yüzle? diye yakaracaktınız da, aklınıza ölüm geliverdi o
biçarelik içinde ve arzuladınız ölümü. ...

Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?

Hiç kendinizi Beytullah'ın önünde yere kapanmış düşünüp,
ihramınızın kefen olmasını, O Mübarek Zatın (sallallahu aleyhi ve sellem) ayak
bastığı yere başınızı koyup can verdiğinizi ve daha önce bunun
kadar güzel bir hayal kurmadığınızı idrak edip ağladınız mı ?




Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?

Ya da bazen, arasıra da olsa, sırf secdede can vermek, O'na
en yakın olduğunuzu idrak ettiğiniz ve o en aciz, en cahil,
en gafil halinizle dahi Rahmetini üzerinizde hissettiğiniz bir anda
ölmek niyetiyle, böylesi bir teslimiyet içinde başınızı secdeden
hiç kaldırmak istemediğiniz olur mu??

Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?

Başınızı secdeden kaldırmadan O'nu kaldırdığınızda yine bir
sürü yanlış amel işleyecek olduğunuz ve yine O'nun istemediği
bir sürü günaha bulanacağınız, bu kez O'nun huzuruna daha
günahkar bir başla geri dönecek olduğunuz aklınıza geldikçe,
utancınızdan daha bir gömüldünüz mü hiç seccadenizin içine??
Rabbin rahmetine sığınır gibi, affına sığınır gibi sarıldınız mı
hiç O'na?Ya da en azından, başınız secde yerinde iken, o başınızı
önünde eğilmeye layık gören Rabbinize şükretmek için, aslında
hep secdede kalmanız gerektiğini anımsayıp, secdelerinizi biraz
daha uzattığınız olur mu arasıra da olsa??

Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?

Sizin de seccadeleriniz ıslanır mı bu düşünceler içinde?
Tevbeleriniz kuru kuru mu gider yoksa Rabb katına?
Rabbin verdiği, gözyaşı nimetine bulanamadan mı?
Yoksa bir damlayı esirger misiniz siz O'nu verenden, hem de
size o bir damla gözyaşı karşılığında mağfiretini müjdelemişken? ?

Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?

Bitip tükenmeyen günah yükünüzün altında ezilirken,
üzerinize çullanmışken tüm kusurlarınız, seccadeye gömülmek,
ona gömülmeye mahkum olmak ancak bir hediyedir, orada can
vermekse bir lütuftur diye düşünüp, buna layık olmak arzusuyla
dolup taştığınız olur mu hiç?




Siz hiç secdede ölmek istediniz mi?

Yapmayanlar, yapamayanlar, yapmak nasip olmayanlar çoğunlukta
iken, acizlerin acizi olarak, belki de hiç hakkınız yokken
size nasip olunan kulluk etme nimetini düşündünüz mü hiç?
Düşünüp te doğru düzgün yerine getiremediğiniz amellerinizin
kusurlarını aklınıza getirip utandığınız, utancınızdan ancak
başınız yerde tevbe edebileceğinizi anlayıp, çaresizlik içinde
bunu yapmaya çabaladığınız oldu mu? Ya da başınızı kaldırmaya
yüz bulamadığınız Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin:
"Rabbiniz Hayy'dir, Kerim'dir. Kulu duâ ederek kendisine
elini kaldırdığı zaman, O, ellerini
boş çevirmekten istihya eder.buyruğunu işittiğinizde, O Yüceler
Yücesi, dua edenlerin ellerini boş çevirmekten haya ederken, ben
O'na karşı nasıl başımı kaldırıp ta af dileyeyim, isteyeyim,
bendeki bu hayasızlık ile Rabbime nasıl el açıp dua etmeye yüz
bulayım diye düşünüp, bunu hak etmediğinizi idrak ettiğiniz a
nlarda secde yeri en samimi sırdaşınız oldu mu sizin de?