Ay yarilmasi mucizesi basta Buhari ve Müslim olmak üzere Tirmizi, Ahmed b. Hanbel, Ebu Davud et-Tayalisi, Hakim en-Nisaburi, Beyhaki, Ebu Nuaym el Isfehani ve Kadi Iyaz gibi büyük hadis alimlerinin eserlerinde yer alir.31 Bu hadislerden bazilari su sekildedir: ... Abdullah ibn Mes'ud (ra) söyle demistir: Biz Mina'da Peygamber'in beraberinde iken Ay ikiye bölündü de, Peygamber (sav): "Sahit olunuz!" buyurdu. Ve Ay'dan bir parça Hira Dagi tarafina gitti.
Ebu'd-Duha Müslim ibn Subayh da Mesruk'tan; o da Abdullah ibn Mes'ud'dan: Ay Mekke'de ikiye bölündü, diye söylenmistir...
... Abdullah ibn Abbas (ra)'dan: Rasulullah (sav) zamaninda Ay ikiye ayrildi, diye tahdisi etmistir (anlatmistir).
... Ibrahim en-Nahai, Ebu Ma'mer'den tahdis etti ki, Abdullah ibn Mes'ud (ra): Ay ikiye yarildi, demistir.32 Buhari ve Müslim, Ibn-i Mes'ud (ra)'dan sunu nakletmislerdir: "Resulullah (sav) zamaninda Mekke'de Ay ikiye bölündü. Ve Allah Resulü söyle buyurdu: "Bakin ve görün!"33
Ay'in yarilmasi olayinin Mekke'de gerçeklestigi hadislerde bildirilmektedir. Ayrica bu mucizenin gerçeklesmesini Mekkelilerin Peygamberimiz (sav)'den bizzat istedikleri de hadislerde nakledilmektedir: Buhari ve Müslim, Enes (ra)'dan sunu nakletmislerdir: "Dedi ki: "Mekkeliler Allah Resulü'nden bir mucize göstermesini istediler. Bunun üzerine Ay'in iki kez ikiye bölündügünü gösterdi."34 Rivayetlere göre, Kureysli müsriklerin istegi üzerine Ay'i ikiye bölen Hz. Muhammed (sav)'e inkarcilar yine de iman etmemislerdir. Kamer Suresi'nin 2. ve 3. ayetlerinde bu gerçege dikkat çekilmektedir: Onlar bir ayet (mucize) görseler, sirt çevirirler ve: "(Bu,) Süregelen bir büyüdür" derler.
Yalanladilar ve kendi heva (istek ve tutku)larina uydular; oysa her is 'sonunda kendi amacina varip karar kilacaktir.' (Kamer Suresi, 2-3)

De ki: "Allah'a ve elçisine itaat edin." Eger yüz çevirirlerse süphesiz Allah, kafirleri sevmez.
(Al-i Imran Suresi, 32)
Ancak böyle büyük bir mucize karsisinda söyleyecek birsey bulamayan müsrikler bu sefer de Peygamberimiz (sav)'in kendilerini büyüledigi iftirasini atmislardir. Ay'in ikiye yarildigini kendi gözleriyle gördükten sonra artik Peygamberimiz (sav)'in hak peygamber olduguna vicdanen kanaatleri gelmis olmasi gerekirken nefislerinin kibiri, istek ve tutkulari yüzünden Allah'in ayetlerini kabul etmemislerdir. Bu, hangi mucizeyi görürlerse görsünler iman etmeyen ve Kuran'da "...Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmis bir topluluguz" (Hicr Suresi, 15) ayetiyle bildirilen iman etmeyenlerin ortak özelligidir.
Bediüzzaman Said Nursi de Mektubat'inda Ay'in yarilmasi mucizesinden bahsetmistir. Bu olayin pek çok sahabeden de ayrintili olarak nakledildigini anlatan Üstad, olay karsisinda müsriklerin ne kadar aciz duruma düstüklerini su sekilde açiklamistir: Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam'in mütevatir (güvenilir) ve kat'i bir mu'cize-i kübrasi (en kesin ve büyük mucizesi), sakk-i Kamer'dir (Ay'in yarilmasidir). Evet su insikak-i Kamer (Ay'in ikiye yarilmasi); çok tariklerle (yollarla) mütevatir bir surette, Ibn-i Mes'ud, Ibn-i Abbas, Ibn-i Ömer, Imam-i Ali, Enes, Huzeyfe gibi pek çok eazim-i sahabeden (sahabelerin ileri gelenleri) müteaddid (tekrarlanan) tariklerle (yollarla) haber verilmekle beraber, nass-i Kur'anla (Kuran'in süpheye yer birakmayan hükmü) "Saat (kiyamet vakti) yakinlasti ve Ay yarildi." ayeti, o mu'cize-i kübrayi (büyük mucizeyi) aleme ilan etmistir. O zamanin inatçi Kureys müsrikleri, su ayetin verdigi habere karsi inkar ile mukabele etmemisler (karsilik vermemisler), belki yalniz "sihirdir" demisler. Demek kafirlerce dahi Kamer'in insikaki kat'idir (Ay'in bölünmesi kesindir).35 Bediüzzaman Peygamber Efendimiz (sav)'in mucizelerinin bir hikmetinin de Ebu Cehil gibi zalim biriyle Ebu Bekir gibi üstün ahlakli bir insanin arasindaki farki iyice ortaya çikarmak oldugunu bildirmistir. Bediüzzaman Mektubat'inda bu konuda sunlari söylemektedir: Mu'cize, dava-yi nübüvvetin (peygamberlik davasi) isbati için, münkirleri (inkar edenleri) ikna etmek içindir, icbar etmek (mecbur etme) için degildir. Öyle ise dava-yi nübüvveti (Peygamberlik vakasini) isitenler için, ikna edecek bir derecede mu'cize göstermek lazimdir. Sair (diger) taraflara göstermek veyahut icbar (zorlama) derecesinde bir bedahetle (açiklik) izhar etmek (meydana çikarma), Hakim-i Zülcelal'in hikmetine münafi (zit) oldugu gibi, sirr-i teklife (dünyaya gelip vazife sahibi olmanin sirri) dahi muhaliftir. Çünki "Akla kapi açmak, ihtiyari elinden almamak" sirr-i teklif (teklif sirri) iktiza ediyor (gerektiriyor). Eger Fatir-i Hakim (Benzeri bulunmayan seyi yaratan, Hüküm sahibi), insikak-i Kamer'i (Ay'in ikiye yarilmasini), feylesoflarin(filozoflarin) hevesatina (heveslerine) göre bütün aleme göstermek için bir-iki saat öyle biraksa idi ve beserin umum tarihlerine geçse idi, o vakit sair hadisat-i semaviye (gökyüzünde meydana gelen olaylar) gibi ya dava-yi nübüvvete delil olmazdi ve risalet-i Ahmediyeye (A.S.M.) hususiyeti kalmazdi veyahut bedahet (açiklik) derecesinde öyle bir mu'cize olacakti ki, akli icbar (mecbur) edecek, aklin ihtiyarini elinden alacak, ister istemez nübüvveti tasdik edecek. Ebucehil gibi kömür ruhlu, Ebubekir-i Siddik gibi elmas ruhlu adamlar bir seviyede kalip, sirr-i teklif zayi' (teklif sirri kaybolacakti) olacakti...36
Kainattaki diger tüm varliklar ve cisimler gibi Rabbimiz'in kudretinde olan Ay, Allah diledigi takdirde diledigi sekilde görülebilir. Birseyin gerçeklesmesi için Kuran'da bildirildigi gibi, Allah'in "Ol" demesi yeterlidir. Ayet-i kerimede söyle buyrulmustur: Bir seyi diledigi zaman, O'nun emri yalnizca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir. (Yasin Suresi, 82)
Tüm bu bilgiler bir kez daha göstermektedir ki, Allah kutlu elçisi Hz. Muhammed (sav)'i bütün insanlar üzerinde seçkin kilmis, kendisine son hak kitap olan Kuran-i Kerim'i vahyetmis, ona insanlarin kalplerini yumusatacak ve imanlarina vesile olacak mucizelerle lütufta bulunmustur. Kimi insanlar ahiret hayatlarini kurtaracak sekilde imana kavusmus, kimileriyse inkarda direnerek sonsuz hayatlarinda kayba ugrayanlardan olmuslardir. Allah, Peygamber Efendimiz (sav)'i dediklerinden dolayi her zaman hakli çikarmistir.