CİN

Sözlükte "gözle görülmeyen varlıklara" denir. Genel kanıya göre cinler, meleklerden ve insan ruhlarından ayrı, maddî yönleri bulunan, fakat ruhsal yönü ağır basan varlıklardır. İtaata ve isyâna kabiliyetleri vardır. Bundan dolayı sorumludurlar. Cinlerin de peygamberleri ve uyarıcıları vardır. Hz. Peygamber'in haber verdiğine göre "melekler nurdan, cinler nâr (ateş) den, Âdem de topraktan yaratılmıştır." (Müslim, Zühd, 60)
Cinler de melekler gibi görünmeyen varlıklar olup çeşitli şekillere girerler. Ancak cins ve mahiyet bakımından meleklerden farklıdırlar. Bu husus Kur'ân'-da şöyle açıklanmıştır: "Andolsun biz insanı, (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık. Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık. Hani Rabbin meleklere demişti ki: `Ben kupkuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insan yaratacağım.'" (Hicr, 15/27-28) Cinler de insanlar gibi yerler, içerler, erkeklik ve dişilikleri vardır. Cinler doğar, büyür, evlenir, çoğalır ve ölürler. Ancak onların ömrü insanlarınkine nispetle daha uzundur. Îmân ve ibadetle de sorumludurlar. İnanç bakımından mü'min, kâfir, itaatkâr ve asi olanları vardır. Bu amellerine göre cennet veya cehenneme gideceklerdir. Bazı kaynaklarda cinlerin de çeşitli insan ve hayvan şekillerine bürünebilecekleri belirtilmektedir. Cinler, Allah'ın aciz ve sorumlu yaratıklarıdır. Allah'ın izni olmadıkça kimseye iyilik ya da kötülük yapamazlar. İlâhî vahye veya gayba muttali olamazlar. Çünkü Allah gaybı kimseye bildirmemiştir. Ancak peygamberlerine tebliğ etmek üzere emirlerini ve yasaklarını bildirmiştir. Hz. Muhammed cinlerin de peygamberidir. (F.K.)