5 sonuçtan 1 ile 5 arası

Konu: Deccal nasil taninir?

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Deccal nasil taninir?

    DECCAL NASIL TANINIR? 1

    Son günlerde özellikle Ortadoğu’da yaşanan çatışmalar ve oluşan gerilim ortamı, hadislerde fitnesinin tüm dünyayı saracağı haber verilen Deccal’in çıkışının gerçekleşmiş olabileceğinin bir işaretidir. Peki tüm fitnelerin arkasında sinsice gizlenen Deccal nasıl tanınır? Cevabını 3 bölümlük yazı dizimizde bulacaksınız.
    Deccal kelimesi pek çok kişi tarafından duyulmuş olsa da ne anlama geldiği tam olarak bilinmeyebilir. Çünkü insanların büyük bir bölümü bu konuda çok sınırlı bilgiye sahiptir. Oysa Deccal, Peygamberimiz (sav)’in kıyamet gününün yaklaştığına işaret eden hadislerinde, hakkında çok fazla detay verilen son derece önemli bir kavramdır. Bu yazının amacı da Deccal’i hadislerde bildirilen tüm özellikleriyle tarif etmek, Peygamberimiz (sav)'in dikkat çektiği bu şeytani gücün yakından tanınmasına vesile olmaktır.

    1-Deccal kelimesinin anlamı nedir?

    Arapça bir kelime olan Deccal, “yalancı, hilekar; zihinlerde, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran; bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen; her yeri dolaşan kötü ve uğursuz kişi” gibi anlamlara sahiptir.

    2-Hadislerde geçen Deccal kavramı neyi ifade etmektedir?

    Deccal kavramı, Ahir Zamanda gelecek olan Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin karşısında yer alıp, inkarın insanlar arasında yayılması için mücadele edecek, insanları kötülüğe sürükleyecek en büyük negatif gücü ifade etmektedir. Hadislerde genelde bir kişilik olarak tasvir edilmektedir, ancak bu bir kişi olabileceği gibi, şiddete ve vahşete yönlendiren, şeytani özelliklere sahip ve insanları zulme uğratan bir ideoloji de olabilir. Nitekim Deccal’i anlatan pek çok hadiste çeşitli benzetmelerle tarif edilen özellikler, bir ideolojinin özellikleri olarak değerlendirildiğinde netlik kazanmaktadır. Bu durumda insanları inkara sürükleyen, din ahlakından uzaklaştıran, insanlar arasında fitne ve kargaşa çıkmasını sağlayan her türlü ideoloji ve düşünce sistemi, Deccal’i temsil etmektedir. Deccal'i temsil eden bu sistem genel olarak Deccaliyet olarak isimlendirilmektedir.

    İnsanları inkara sürükleyen, din ahlakından uzaklaştıran, insanlar arasında fitne ve kargaşa çıkmasını sağlayan her türlü ideoloji ve düşünce sistemi, Deccal’i temsil etmektedir.
    3- Deccaliyet nası bir ideolojidir?

    Deccaliyet, din ahlakına karşı olarak ortaya çıkmış tüm batıl felsefeleri ve fikir akımlarını kapsayan bir ideolojik sistemdir. Deccal, insanları din ahlakından uzaklaştırmak için tüm bu felsefeleri kullanacaktır. Bugün yeryüzündeki din karşıtı en büyük fitnelerden biri, materyalizm ve materyalizmden türeyen çeşitli ideoloji ve akımlardır. Bu akımların sözde bilimsel çıkış ve dayanak noktası olan düşünce ise Darwinizm'dir. Darwinizm, ortaya atıldığı tarihten itibaren din karşıtı ideoloji ve akımların temel dayanak noktası haline gelmiş, bu ideolojileri savunanlar tarafından adeta bir din haline getirilmiştir. Bu yönü ile Darwinizm, Deccal'in de en çok kullanacağı ideoloji olacaktır.
    Darwinizm'in, Ahir Zamanda Deccal'in dini haline geleceğine büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi şu açıklaması ile dikkat çekmiştir:

    Tabiiyyun (tabiatçılık, Darwinizm), maddiyyun (maddecilik, materyalizm) felsefesinden tevellüd eden (kaynaklanan) bir cereyan-ı Nemrudane (inkarcı akım), gittikçe ahir zamanda felsefe-i maddiye (materyalizm felsefesi) vasıtasıyla intişar ederek (güçlenerek) kuvvet bulup, uluhiyeti (Allah'ın varlığını) inkar edecek bir dereceye gelir...

    Bu ideoloji, aynı zamanda adeta bir büyü gibi kitlelere etki eden, tüm saçmalığına ve yanlışlığına rağmen takipçileri olan, hatta kendi içinde çeşitli mezhepleri bulunan bir fikir sistemidir.

    4-Deccaliyet konusunun önemi nereden kaynaklanmaktadır?

    Ahir Zamanın anlatıldığı hadislerde, yeryüzünde kötülüğü organize edecek olan Deccal'in çıkışı, kıyametin büyük alametlerinden biri olarak haber verilmektedir. Bununla birlikte Peygamberimiz (sav) bir hadisinde, "Allah, Hz. Adem'i yaratmış olduğu günden bu yana, Deccal'in fitnesinden daha büyük bir fitne olmamıştır." sözleriyle Deccal'in fitnesinin büyüklüğüne dikkat çekmiş ve tüm insanları bu tehlikeye karşı uyarmıştır. Bir başka hadiste ise "Allah'ın gönderdiği her peygamber ümmetini Deccal ile uyardı." sözleriyle Deccal'in fitnesinin yalnızca Müslümanlar için değil tüm insanlar için büyük bir tehlike olduğuna işaret edilmiştir.

    Yine bazı hadislerde Deccal'in fitnesinin tüm dünyayı saracağı bildirilmektedir. Bunun bir işareti de her dinden, her milletten, her inançtan bu sisteme uyanların olacağıdır. Bu fitne çok büyük ve kapsamlı olduğu için pek çok insan bilerek veya bilmeyerek bu tuzağa düşecektir.

    5-Deccal sisteminin hedefi nedir?

    Bu sistemin ana hedefi, insanları imandan, güzel ahlaktan, sevgiden, şefkatten uzaklaştırıp, onları sevgisiz, saldırgan, vahşetten ve şiddetten zevk alan kişiler haline getirmek, medeniyetleri birbirine düşürmek ve bu şekilde dünyayı kanlı bir savaş alanına çevirebilmektir. Ancak bu planın hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği asla unutulmamalıdır. Bu, Allah'ın iman edenlere bir vaadidir:
    De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur." (İsra Suresi, 81)
    Hadislerde yer alan bilgilere göre, Hz. İsa'nın yeniden yeryüzüne gelmesi, Hz. Mehdi'nin zuhuru ve Deccal'in ortaya çıkması aynı dönem içinde olacaktır. Bu dönem; din ahlakının yaşanmadığı, ahlaksızlığın, karmaşanın, savaşların, çatışmaların çok yaygınlaştığı, terörün, cinayetlerin ve şiddetin günlük hayatın parçası haline geldiği bir dönem olacaktır. Tarih boyunca dünya üzerinde anarşi ve kargaşanın yaşandığı dönemler olmuştur, ancak Deccal’in neden olduğu karmaşa ve kaos ortamı, tarihin hiçbir döneminde eşi görülmemiş büyüklükte olacaktır.

    Ayrıca Peygamberimiz (sav), bir hadis-i şerifinde Deccal'in bir yüzyıl başında çıkacağını bildirmiştir:

    Dünya kurulduğundan beri her yüzün başında önemli bir olay olmuştur. BİR YÜZÜN BAŞLARINDA DA DECCAL ÇIKAR ve Meryem oğlu İsa nüzul ederek (yeryüzüne inerek) onu yok eder.
    Peygamberimiz (sav) bir başka hadisinde ise şöyle bildirmektedir:

    Bu ümmetin ömrü BİN SENEYİ GEÇECEK, fakat BİN BEŞ YÜZ SENEYİ aşmayacaktır...

    Peygamber Efendimiz (sav), ümmetin ömrünün 1500 seneyi geçmeyeceğini bildirdiğine ve içinde bulunduğumuz yıllar da hicri 1400’lü yıllar (Hicri 1400 = Miladi 1980) olduğuna göre, bu büyük olayların meydana gelişinin içinde bulunduğumuz döneme işaret ediyor olması muhtemeldir. (En doğrusunu Allah bilir)
    Günümüzde Ortadoğu'da yaşananlar Deccal'in fitnesinin bir parçası mı?
    6- Deccal Şu Anda Çıkmış Olabilir mi?

    Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Deccal'in çıkış alametleri olduğunu bildirdiği olayların birbiri ardınca gerçekleşmiş olması, Mesih Deccal'in ortaya çıktığını işaret eden alametler olarak kabul edilmektedir. Gerek yakın tarihte gerçekleşen alametler gerek içinde bulunduğumuz dönemde Dünya üzerinde yaşanan olaylar, Peygamberimiz (sav)'in ve İslam alimlerinin, Mesih Deccal'in ortaya çıkacağı tarih ve yapacağı faaliyetler hakkında verdikleri bilgilerle tam olarak mutabıktır.

    Büyük İslam alimi Said Nursi "...Deccal, büyük bir baskı ve büyük bir zulüm ve büyük bir şiddet ve dehşet ile hak ettiklerinden büyük bir iktidar görünür." (Şualar 469) sözleriyle Deccal'in gücünün ve iktidarının şiddete ve baskıya dayalı olduğunu bildirmektedir. Son zamanlarda yeryüzünde iyice artan ve şimdiye kadar benzeri olmamış bir boyuta ulaşan şiddet, anarşi, kargaşa, katliamlar ve terör olayları ise Deccal'in faaliyet halinde olduğuna ve tüm bunları adeta yönettiğine işaret etmektedir.

    7- Deccal şu anda çıkmış olabilir mi?

    Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Deccal'in çıkış alametleri olduğunu bildirdiği olayların birbiri ardınca gerçekleşmiş olması, Mesih Deccal'in ortaya çıktığını işaret eden alametler olarak kabul edilmektedir. Gerek yakın tarihte gerçekleşen alametler gerek içinde bulunduğumuz dönemde Dünya üzerinde yaşanan olaylar, Peygamberimiz (sav)’in ve İslam alimlerinin, Mesih Deccal'in ortaya çıkacağı tarih ve yapacağı faaliyetler hakkında verdikleri bilgilerle tam olarak mutabıktır. Büyük İslam alimi Said Nursi "...Deccal, büyük bir baskı ve büyük bir zulüm ve büyük bir şiddet ve dehşet ile hak ettiklerinden büyük bir iktidar görünür." sözleriyle Deccal'in gücünün ve iktidarının şiddete ve baskıya dayalı olduğunu bildirmektedir. Son zamanlarda yeryüzünde iyice artan ve şimdiye kadar benzeri olmamış bir boyuta ulaşan şiddet, anarşi, kargaşa, katliamlar ve terör olayları ise Deccal’in faaliyet halinde olduğuna ve tüm bunları adeta yönettiğine işaret etmektedir.

    8-Günümüzde Ortadoğu’da yaşananlar Deccal’in fitnesinin bir parçası mı?

    Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Deccal'in tüm kesimlere farklı metodlarla yaklaşacağı ve onları birbirlerine düşürerek yeryüzünde büyük bir fitne ve bozgunculuk çıkarmaya çalışacağına işaret edilmektedir. Deccal'in bazı kesimlere oynamaya çalıştığı oyuna göre, Ahir Zamanda beklenen müjdeli gelişmelerin gerçekleşebilmesi için, bunun öncesinde medeniyetlerin birbirine düşman olup yeryüzünde büyük bir savaş yaşanması gerekmektedir. Bu amaçla Deccal bazı grupları Hz. İsa'nın gelişine kadar pek çok ön şartın oluşması gerektiğine, bunlardan en önemlisinin de dünyada savaş, kargaşa ve anarşi ortamının yaşanması olduğuna inandırmaya çalışmaktadır. Etkisi altına aldığı insanlara, Mesih'in gelişinden önce barışı vaaz etmenin sözde bir delalet, kutsal kitapların sözüne karşı gelmek ve hatta Deccallik olacağına inandırmakta, bu yolla Ortadoğu'da gerilimin düşürülmemesi gerektiğine ikna etmektedir. Bu doğrultuda savaş karşıtı ülkeleri ve barış hareketlerini Deccal hareketi olarak göstermekte, Mesih gelene kadar asla barış olmaması için bölgedeki savaş ortamının mutlaka sürmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Dolayısıyla günümüzde Ortadoğu topraklarında yaşanan gelişmelerde Deccal'in fitnesinin önemli bir rolü olduğunu söylemek mümkündür. (En doğrusunu Allah bilir) Ancak bununla birlikte unutulmaması gereken bir konu ise, tüm bu gelişmelerin bir kader dahilinde Allah'ın izniyle gerçekleştiğidir.

    9-Deccal ortaya çıktığında hemen tanınacak mı?

    Günümüz dünyasında yaşananlar her ne kadar Deccal'in sessizce faaliyetlerine başladığını gösteriyor olsa da, Deccal'in bizzat kendisi henüz tanınmamaktadır. Bunun sebebi ise Deccal'in türlü aldatmacalar ve hilelerle kendisini insanlara farklı şekilde tanıtmasıdır. Bu nedenle negatif bir güç olduğu da hemen anlaşılamayacak ve hemen tanınamayacaktır. Ayrıca hadislerde Hz. İsa'nın Deccal'i arayacağı haber verilmekte ve bu da Deccal'in bir süre saklanacağına işaret etmektedir.

    10-Deccal nasıl saklanacak?

    Peygamberimiz (sav), Deccal'in gizlilik içinde hareket edeceğine şöyle işaret etmiştir:

    "Deccal yola çıkıp ilk defa Dımşk şehrinin doğuya bakan kapısının yanına gelecek... ARANACAK, FAKAT YAKALANMAYACAK... Sonra Kisve nehrinin sularının yanında görülecek... ARANACAK, NE TARAFA GİTTİĞİ BİLİNMEYECEK..."
    Hadis-i şerifte, "Deccal'in aranacağının, ancak bulunamayacağının" bildirilmiş olması, gizli olarak hareket edeceğini göstermektedir. Deccal, açık olarak ortaya çıkacağı dönem gelinceye kadar fazla dikkat çekmeden, yavaş ve derinden faaliyet gösterecektir. Bu dönem boyunca, Deccal ve taraftarları için gizlilik esas olacak, bu amaçla gizli teşkilatların desteğini alacaktır. Bu gizliliğin bir gereği olarak Deccal, derin devletler oluşturup onların başına geçecek, adeta "görünmez bir güç" gibi hareket edecektir. Bu sayede sinsi bir şekilde bozgunculuğu organize edecektir.

    Günümüzde Ortadoğu topraklarında yaşanan gelişmelerde Deccal'in fitnesinin önemli bir rolü olduğunu söylemek mümkündür.
    11- Deccal nerede ortaya çıkacak?

    Hadislerde Hz. İsa'nın, Deccal'i Beytü'l Makdis yakınlarında yok edeceği haber verilmektedir:

    "... Müteakiben Hz. İsa, DECCAL'İ ARAR ve nihayet BEYTÜ'L MAKDİS'E (MESCİD-İ AKSA) YAKIN BİR YER olan Bab-ü Lüdd (Lüdd Kapısı) denilen mevkide yetişerek, ONU YOK EDER."

    "İsa (a.s) Deccal ile Lüdd kapısında (BEYTÜ'L MAKDİS'E YAKIN BİR BELDE) karşılaşır ve onu yok eder."

    Bu hadislere göre, Deccal Beytü'l Makdis yakınlarında bulunacaktır. Beytü'l Makdis, şu anki Mescid-i Aksa'nın da içinde olduğu Harem-i Şerif'in bulunduğu kutsal alana verilen addır. Bu da Deccal'in faaliyet merkezinin Mescid-i Aksa ve çevresinde olacağına işaret etmektedir.

    Deccal’in Savaşı Hüsranla Sonuçlanacaktır

    Deccal'in insanları din ahlakından uzaklaştırmak için yürüttüğü savaş, Allah'ın izniyle, samimi olarak iman edenler üzerinde etkili olmayacaktır. Karşısına çıkan her olayı Kuran ahlakı ile değerlendiren, Peygamberimiz (sav)'in sünnetini kendisine rehber edinmiş bir Müslüman, Allah'ın bir nimeti olarak iyiyi kötüden ayırt edecek güçlü bir vicdana ve akla sahip olur. Kuran ayetleri doğrultusunda düşüneceği için, bir olayın neden olabileceği yarar veya zararları, zamanında fark edip gereken tedbirleri en güzel şekilde alabilir. Bu nedenle Deccal çıktığında da salih müminler, Allah'ın izniyle onu hemen tanıyacak ve gerekli tedbirleri alacaklardır.

    Sevgili Peygamberimiz (sav) hadislerinde, müminlere Deccal'in fitnelerinden ve oyunlarından nasıl korunmaları gerektiğini şöyle haber vermiştir:

    Hz. Peygamber (sav), Deccal'in çıkışından önceki kıtlıktan ve zorluklardan bahsediyordu. Bu arada ashab:
    "Ya Resulullah! O gün hangi şey daha hayırlıdır?" diye sordular.
    "Ehlini sulayan güçlü bir genç. O gün yiyecek bir şey yoktur," buyurdular. Ashab-ı Kiram:
    "O halde o gün müminlerin yiyeceği nedir?" diye sordular. Cevaben Hz. Peygamber (sav):
    "Tesbih, tekbir, tehlildir," buyurdular.
    (Tesbih: En güzel sıfatlarıyla Allah'ın ismini anmak)
    (Tekbir: Allah'ın en Yüce ve Büyük olduğunu anmak)
    (Tehlil: Allah'ın bir ve tek olduğunu, O'ndan başka İlah olmadığını anmak.)

    Peygamberimiz (sav)'in bu hatırlatması müminler için çok önemli bir rehberdir. Nitekim, Kuran'da da Peygamberimiz (sav) döneminde müşrikler ve inkarcılarla mücadele ettikleri bir sırada- iman edenlere kurtuluş bulmaları için "Allah'ı çokça zikretmeleri" bildirilmiştir:
    Ey iman edenler, bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman, dayanıklılık gösterin ve Allah'ı çokça zikredin. Ki kurtuluş (felah) bulasınız. (Enfal Suresi, 45)


    Seni çok Özledim Annem

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Deccal nasil taninir?

    DECCAL'İN KARAKTERİNİ TEŞHİS EDEBİLMEK

    Peygamberimiz (sav)'in Deccal'i tarif eden hadislerindeki tanımlar Kuran'da anlatılan suçlu-günahkar karakteri ile çok büyük benzerlik göstermektedir. Kuran'da kötü ahlak özellikleri olarak bildirilen yalancılık, adaletsizlik, acımasızlık, zalimlik, insanlar arasında bozgunculuk çıkarmak, şiddet ve karmaşanın yayılması için çaba göstermek, insanları din ahlakından uzaklaştırmak gibi inkarcıların gösterdikleri ahlak, Darwinizm'in beslediği ideolojilerin de en belirgin özelliklerindendir.

    Allah'ın Kuran'da suçlu-günahkarlar olarak tanımladığı kişiler, yeryüzünde anarşi ve terör çıkaranlar, bu yolda çeşitli tuzaklar kuranlar, kötülüğün taraftarlarıdır. Bu insanlar Allah'ın koyduğu sınırları tanımayan, din ahlakını yaşamayan, suça ve günah işlemeye eğilimli insanlardır. "Hiç şüphesiz suçlular-günahkarlar, bir sapmışlık (dalalet) ve çılgınlık içindedirler." (Kamer Suresi, 47) ayetinde bildirildiği üzere, bu ahlakı yaşayan insanların uydukları yol sapkındır. Kuran'da suçlu-günahkarların çeşitli özellikleri anlatılmakta ve insanlar buna karşı şöyle uyarılmaktadırlar: "Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden ve O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Şüphesiz O, suçlu-günahkarları kurtuluşa erdirmez." (Yunus Suresi, 17)

    Kuran'da toplumun huzur ve güvenliğini bozan, insanlar arasında kargaşa çıkaran ve yeryüzünde kötülüğü yaygınlaştırmak için tuzak kuranların da suçlu-günahkarlar oldukları belirtilmektedir. Darwinizm'i kendisine temel alan materyalist ideolojilerin, komünizm ve faşizm gibi akımların önde gelen özelliklerinden birisinin de toplum düzenini bozmak ve anarşi oluşturmak olduğu göz önünde bulundurulursa, bu sistemi yaşayan ve yayanların Kuran'da anlatılan suçlu-günahkar kişiliği taşıyan insanlar olduğu anlaşılacaktır. Bir ayette şöyle bildirilmektedir: "Böylece Biz, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli-düzenler kursunlar diye- oranın suçlu-günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar." (Enam Suresi, 123)

    Deccal karakteri nefsin üzerine kuruludur


    Suçlu-günahkarların en önemli özelliklerinden birisi kendilerine Kuran ahlakını değil, nefislerinin isteklerini -kişisel istek ve tutkularını- rehber edinmiş olmalarıdır. Oysa insanın nefsine uyması büyük bir beladır. İnsanın nefsine uymaya başlaması öncelikle kendi içinde bir karmaşa ve başıbozukluk yaşamasına neden olur. İnsanda vicdanına uymuş olmanın getirdiği rahatlığın ve huzurun yerini kendine güvensizlik, tedirginlik, endişe ve huzursuzluk alır. Kuran'da, "... Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir..." (Yusuf Suresi, 53) ayetinde de buyurulduğu gibi, nefis sürekli kötülüğü emreder. İnsana her zaman kıskançlık, haset, öfke, kin, intikam, sevgisizlik, merhametsizlik, saygısızlık, sorumsuzluk gibi kötü ahlak özelliklerini yaşatmak ister. İman eden bir kişi ise, nefsinin değil, vicdanının sesini dinler, iradesini kullanır ve güzel bir ahlak gösterir. Allah Kuran'da insana, nefsinin kötülüklerinden sakınıp korunmayı emretmiştir ve insan vicdanına uyarak bu emri yerine getirir.
    "Nefse ve ona 'bir düzen içinde biçim verene', sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun). Onu arındırıp-temizleyen gerçekten felah bulmuştur. Ve onu (isyanla, günahla, bozulmalarla) örtüp-saran da elbette yıkıma uğramıştır." (Şems Suresi, 7-10)

    Deccal yeryüzünde bozgunculuk çıkarır


    Deccal'in sisteminin insanlara en büyük zararı veren yönü, bu sistemin yeryüzünde bozgunculuk çıkarma, huzur ve düzen bırakmama üzerine kurulu olmasıdır. Deccal'in temel vasfı bozgunculuk çıkarabilmek için şiddet, terör ve anarşiyi körüklemesidir. Bozgunculuk çıkarmak çok geniş bir kavramdır. İnsanların huzurunu kaçıran, güvenlik ve barış ortamını bozan her unsur bozgunculuktur. İki ülke arasında hiçbir haklı gerekçe olmadan yaşanan savaşlar, bir toplum içerisinde suni nedenlerle meydana gelen iç çatışmalar, masum ve sivil insanları hedef alan terörist saldırılar ve günlük hayatta karşılaşılan bireysel şiddet olayları bozgunculuğun örnekleri arasında sayılabilir. Bu dönemde, gün geçtikçe sayısı artan ve yayılan savaşlar, çatışmalar ve şiddet olayları Deccal'in bozgunculuğunun boyutlarını göstermesi açısından dikkat çekicidir. Allah insanlara bozgunculuk çıkarmayı yasaklamış ve bozguncuları sevmediğini bildirmiştir.
    "... Biz de onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez." (Maide Suresi, 64)

    Deccal'e uyanların ortak özelliği: Şeytani mantıkla hareket etme


    Deccal sisteminde insanların kötüyü iyi görmelerine verilebilecek en çarpıcı örneklerden biri, şiddetin, çatışmaların ve kavgaların olağan karşılanmaya başlanmasıdır. İnsanlar, isteklerini elde etmenin en etkili yolunun şiddete başvurmaları olduğuna kendilerini ve çevrelerini inandırırlar. Masum insanları katleder, hiçbir suçu olmayan insanlara zarar verirken bunları kendilerince hak bir mücadele için yaptıklarını düşünürler. Terör örgütlerinin üyeleri ile ya da dünyanın çeşitli bölgelerinde savaş ve çatışmalara neden olan insanlardan biri ile görüşüldüğünde, hepsi şiddete başvurmakta sözde ne kadar haklı olduklarını anlatacaklardır. Oysa bu büyük bir yanılgı ve zalimliktir. Masum ve savunmasız insanlara karşı şiddete başvuran hiçbir mücadele haklı değildir.

    Bu yanılgının temelinde ise söz konusu kişilerin şeytana ve onun bir uzantısı olan Deccal'e uyuyor olmaları, diğer bir deyişle şeytanın mantığı ile hareket ediyor olmaları vardır. Oysa herşeyin Yaratıcısı olan Allah insanlara, şeytanın yolunu izlememelerini emretmiştir. Allah bu emrini bir ayette şu şekilde bildirmektedir:

    "Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmaya çağırır." (Fatır Suresi, 6)

    Rabbimizin tüm bu emirlerine rağmen şeytanın mantığı ile hareket eden bir kişinin aklı ve kalbi kapanır. Akılda ve kalpte meydana gelen bu kapanma inkar edenlerin ve din ahlakını yaşamayanların genel bir özelliğidir. Kuran'da, gözleri olduğu halde gerçekleri göremeyen, kulakları olduğu halde duymayan kişilere dikkat çekilir ve Allah'ın bu kişilerin kalplerini mühürlediği şöyle bildirilir:

    Şüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için farketmez; inanmazlar. Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azab onlaradır. (Bakara Suresi, 6-7)

    Deccal'in kurduğu tuzaklar da Allah'ın kontrolündedir

    Peygamberimiz (sav) hadislerinde Deccal'in tuzaklarının büyüklüğüne dikkat çekmiş ve bizi bu tuzaklara karşı uyarmıştır. Gerçekten de Deccaliyet'in fitnesi, samimi iman edenler hariç, neredeyse tüm insanları içine alabilecek büyüklüktedir. Bugün dünya genelinde yaşanan ahlaki dejenarasyon ve kaos ortamının etraflıca düşünülmesi, bu fitnenin boyutunun daha iyi kavranmasını sağlayacaktır. Hangi ülkeden, hangi milletten, hangi ırktan olursa olsun insanlar bu bozulmaya ve fitneye bizzat şahitlik etmektedirler.

    Ancak bu noktada unutulmaması gereken çok önemli bir husus vardır. Kuran'da pek çok ayette iman etmeyenlerin kurdukları tüm tuzakların gerçek sahibinin Allah olduğu bildirilmiştir. Allah insanları denemek, salih olanları ortaya çıkarmak, onları eğitmek, inkarcıların da küfrünü göstermek ve daha pek çok hikmet gereğince, şeytanın yeryüzündeki faaliyetlerini ve dolayısıyla Deccaliyet'i de kader içinde yaratmıştır. Ancak Deccaliyet mutlak mağlup olacak şekilde yaratılmıştır. Dolayısıyla inkar edenlerin tuzakları, Allah'ın izni ile, hiçbir zaman başarıya ulaşamayacak tuzaklardır. Bir ayette bu sır şöyle haber verilir:
    "Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır." (İbrahim Suresi, 46)

    Aynı son, Deccal'in kurduğu tuzaklar ve doğrudan Deccal'in fikir sistemi için de geçerlidir. Bu sistem de insanları Allah'ın yolundan alıkoyabilmek için kurulmuş özel bir tuzaktır. Kurulan tuzaklar ne kadar büyük, oluşturulan plan ne kadar kapsamlı ve etkili olursa olsun hepsi Allah'ın kontrolü altındadır. Deccal de, onun kurduğu tuzaklar da yalnızca Allah'ın dilemesi ile vardır. "Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz..." (İnsan Suresi, 30) ayetiyle de buyurulduğu gibi, Allah dilemedikçe hiç kimse, hiçbir güç, hiçbir şer odağı bir şey dileyemeyeceği gibi, ne bir tuzak kurmaya ne de bu tuzağı hayata geçirmeye güç yetirebilir.

    "Gerçek şu ki, onlar hileli düzenler kurdular.Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır." (İbrahim Suresi, 46)


    Seni çok Özledim Annem

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Deccal nasil taninir?

    DECCAL’İN ORGANİZE ETTİĞİ DİNSİZLİK FİTNESİ

    İçinde yaşadığımız dönem, din ahlakından uzak ve çevrelerini de böyle karanlık bir yola çekmek isteyen insanların bu amaçla yoğun çaba gösterdiği bir dönemdir. Bazı insanların din ahlakını yaşamamalarının bir sonucu olarak nasıl bir ahlaki çöküntü içine düştüklerinin örnekleri ise dünyanın çeşitli ülkelerinde toplumsal yaşamın her alanında kendini göstermektedir. Dünya basınında yer alan, adaletsizliğin, ahlaksızlığın, zulmün, yoksulluğun, dejenarasyonun, cinayetlerin ve hırsızlıkların artığını gösteren pek çok haber de bu gerçeğin yansımasıdır.
    Kuşkusuz ki bu durum bazı insanların yaratılış gayelerini unutmalarından, bir imtihan yeri olan dünya hayatına tutkulu bir hırsla bağlanmalarından kaynaklanmaktadır. Söz konusu kişilerin içine düştüğü bu durumun başka bir önemli nedeni de kendilerine sunulan gizli dinsizlik telkinlerine kolayca kanmalarıdır.

    Burada ele alacağımız temel konu; bu gizli telkinlerin neler olduğu ve çoğu kişinin farkında olmadan nasıl bunların etkisi altına girdiği, hatta bir süre sonra bu batıl sistemin nasıl önemli bir savunucusu haline geldiğidir.

    İnsanları din ahlakından uzaklaştırmayı amaçlayan telkinler çoğu zaman direkt mesajlar olarak verilmez. Çünkü bunların, bu yalın haliyle toplumun genelinde kabul görmeyeceği açıktır. Bu nedenle verilecek mesajların genellikle dolaylı olmasına, ama aynı zamanda ilgi çekici ve yönlendirici olmasına özen gösterilir.

    Dinsizliğin teorisyenlerinin öncelikli amacı; insanlara Yaratıcımız olan Yüce Allah'ı, ölümü ve ahireti unutturmaya çalışmaktır. Böylelikle insanları imandan, güzel ahlaktan, sevgiden, şefkatten uzaklaştırıp; onları sevgisiz, saldırgan, şiddetten ve acımasızlıktan zevk alan insanlar haline getirmek amaçlanır. İnsanları hatta ülkeleri birbirine düşürmek ve bu şekilde dünyayı kanlı bir savaş alanına çevirmek ise nihai hedefleridir. Allah’ın izni ile bu planın hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği asla unutulmamalıdır.

    Şimdiye dek pek çok yazımızda belirttiğimiz gibi, hiçbir bilimsel dayanağı olmadığı halde evrim teorisinin dünya genelinde sürekli olarak propagandasının yapılıyor olmasının, eğitim kurumlarında Darwinist öğretilerin ısrarla okutulmaya çalışılmasının nedeni de, aslında bu nihai hedeftir. Evrim teorisi, söz konusu telkin araçları içinde dinsizliği yaygınlaştırmak için kullanılan en önemli araçlardan biridir. Ancak dinsizlik telkinleri yalnızca evrim propagandası ile sınırlı değildir. Bu yazıda, yeryüzünde dinsizliğin, ahlaksızlığın yayılmasını isteyenlerin evrim propagandasıyla beraber kullandıkları diğer tüm gizli telkinleri, dolaylı mesajları ve sinsi metodları deşifre etmeye çalışacağız.
    İman edenler, insanları barışa ve esenliğe davet edip iyiliği emretme, kötülükten men etme sorumluluğunu gereği gibi yerine getirdiklerinde, gerçek din ahlakını bilmeyen ve tanımayan pek çok insan Kuran'a yönelecek ve Allah'ın razı olacağı umulan bir yaşam sürmeye başlayacaktır. Deccal ve taraftarlarının kurmuş oldukları karanlık yapının ortadan kaldırılmasıyla kargaşa, yokluk, huzursuzluk, güvensizlik, adaletsizlik, haksızlık gibi sıkıntılar sona erecek, dünya barış ve refah dolu bir mekan olacaktır. Sokaklar güven içinde dolaşılabilecek yerler olacak, hukuk sistemi gerçek anlamı ile adaleti temsil edecek, Allah'ın insanlara verdiği nimetlerden herkes eşit olarak faydalanacak, eğitim ve sağlık alanlarında herkes eşit imkanlara sahip olacak, sanata gereken değer ve önem verilecek, yaşanılan mekanların kalitesi yükselecek, bilim ve teknolojide büyük ilerlemeler kaydedilecek, insanlar birbirlerine sevgi, merhamet ve şefkat ile yaklaşacak, suç oranlarında büyük azalma görülecektir.
    Unutmamak gerekir ki, bu saydığımız güzelliklerin gerçekleşmesi için dua edip çaba göstermek iman sahibi herkesin sorumluluğudur. İman edenler ihlasla ve samimiyetle, din ahlakını yaymak için çaba gösterdiklerinde Allah muhakkak, müminleri "...yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracaktır." (Nur Suresi, 55)

    Deccal'in Gizli Silahları

    Dinsizliğin telkininde kullanılan araçlar

    Günümüzde gelişen teknolojinin ve iletişim araçlarının, bilhassa internetin toplumların kültürlerini doğrudan etkilediği açıkça görülmektedir. Bu etkinin yönünü olumsuza çevirmek amacındaki Deccal ve taraftarları da kendi sistemlerini yaymak için teknolojiyi etkin biçimde kullanmaktadırlar.

    Örneğin internet; eğitim, ticaret, bilim, haberleşme gibi alanlarda insanlığa son derece faydalı bir araçtır. Ayrıca tüm dünyaya Kuran ahlakının öğretilmesi için de büyük bir fırsattır. Ancak çağımızın bir gereği olması ve birçok ihtiyacımızı karşılaması yanında özellikle genç nesiller, internetten büyük zararlar da görmektedir. Bunun nedeni ise, dünya genelinde ahlaksızlıkları yaygınlaştırmayı, insanların zihinlerinin boş ve faydasız konularla doldurmayı isteyenlerin internet aracılığıyla kumarı, cinsel sapkınlıkları, satanizm gibi sapkın inanışları yayma gayreti içinde olmalarıdır. Din ahlakında yeri olmayan bu davranışlar, dinsizlik telkinlerinin önemli bir destekleyicisi konumundadır. Kumar oynamaya alışan, şiddet içerikli bilgisayar oyunlarının etkisi altına giren, işinden ve uykusundan olduğu halde saatlerce boş ve faydasız konularla zihinlerini doldurmaktan vazgeçemeyen bu kişiler, bu oyun ve oyalanma içinde dünyada asıl bulunma amaçları olan Allah'a kulluk etmeyi unutabilmektedirler.

    Bunun dışında, gazete, televizyon, sinema gibi diğer kitle iletişim araçları da toplumların kültürlerini, yaşayış ve düşünce biçimlerini yönlendirebilen önemli araçlardandır. Her biri son derece faydalı bir biçimde kullanılabildiği gibi, Deccal ve taraftarlarının bilinçli yönlendirmeleri sonucunda ters yönde bir etki de meydana getirebilmektedir. Örneğin bu araçlar yoluyla reenkarnasyon, budizm, ateizm gibi batıl düşüncelerin, materyalist felsefenin, çarpık bir hayat tarzının sıkça reklamı yapılmaktadır. Tabi ki bu araçlar sadece bu yönde kullanılmamakta, faydalı çalışmalara da vesile olmaktadır. Nitekim az sayıda olmakla beraber özellikle sinema alanında doğru mesajlar barındıran eserlere rastlamak mümkündür.

    Bu yüzden, tüm bu araçları faydalı yönlerde kullanmak konusunda iyilerin ittifak etmeleri gerekmektedir. Örneğin internetin din ahlakını yaşayanlar tarafından etkin bir şekilde kullanılmasının önemi çok büyüktür. Çünkü açıktır ki internet, Kuran ahlakının tebliğ edilmesinde ve yaygınlaştırılmasında, en çabuk, en etkili ve en ekonomik yöntemlerden biridir.

    Bunun için de Müslümanlar Kuran ahlakının yayılması için birlik olup daha yoğun bir çalışma içine girmelidir. Çünkü, böylesine önemli bir konuda gevşeklik göstermek, bu alanları bir takım sapkın görüşlere bırakmak anlamına gelecektir.

    Bunun için yapılması gereken ise, bilimi, teknolojiyi en iyi şekilde değerlendirerek milli ve manevi değerlerimizi yeni yetişen nesillere en güzel şekilde sunmaktır.

    Bu yapıldığı takdirde Allah’ın izni ile insan aklına ve fıtratına tamamen ters olan sapkın düşüncelerin toplumda yer bulması olanaksızlaşacaktır.

    Dinsizliğin Telkininde Kullanılan Metodlar Özendirme metodu

    Dünyanın pek çok ülkesinde, ahlaksızlığın halkın geneline yayılması için, toplumca tanınan kişileri kullanarak özendirme propagandası yapmak oldukça etkili bir yöntemdir. Aslında çoğu ruhsal sorunları olan, büyük bir çöküntü içinde yaşayan, kültür seviyesi oldukça düşük, kavrayış yeteneğinden yoksun kimi insanlar dünya televizyonlarında, ahlaksızlıkları örnek verilerek, sözde "modern, çağdaş, cesur" insanlarmış gibi lanse edilmekte ve halka bir anlamda "Siz de çağdaşlaşmak istiyorsanız benzerini yapın" telkini verilmektedir. Yabancı müzik kanallarında ürkütücü kıyafetler giyen, korkunç makyajlar yapan radikal müzik gruplarının sürekli gündemde tutulmasının, satanizm gibi sapkın inanışlara sahip kişilerin sık sık söyleşi programlarına çıkarılmasının, bu "marjinal" olarak tanımladıkları sapkın kişilerin ciddi bir kınama veya eleştiri ile karşılaşmayıp sürekli "sempatik" gibi gösterilmelerinin temelinde de aynı hedef vardır. Kimi zaman çok ileri gittiği düşünülen kişiler kınanıyor gibi gösterilse de, aslında halkın bilinç altına verilen telkin tam tersi yöndedir.

    Deccal, dinsizliğin teorisyenleri ile işbirliği yapıyor!
    Ahir zamanın anlatıldığı hadislerde, yeryüzünde kötülüğü organize edecek kişi olduğu bildirilen Deccal'in çıkışının, günümüzde yaşanan olaylar ışığında gerçekleşmiş olduğunu söyleyebiliriz. (En doğrusunu Allah bilir.) Ahir zamanın en büyük fitnesinin sahibi olan Deccal, dinsizliğin teorisyenleriyle işbirliği içinde olmasının yanı sıra, kendisi bu grubun başına geçmiştir ve tüm faaliyetleri bizzat yönlendirmektedir. Bunlar, "dünya hükümeti" tabir ettikleri bir yapılanma içerisindedirler. Bu karanlık çete, günümüz dünyasındaki her türlü gelişmeyi çok yakından takip etmekte, dünya genelinde çeşitli sapkınlıkların, ahlaksızlıkların yayılması için oldukça yoğun bir telkin ve propaganda çalışması yürütmektedir. Teknolojinin büyük bir hızla geliştiği, iletişim araçlarının giderek çeşitlendiği bir ortamda yapılan bu telkinler her ülkeye, her eve ve her kişiye rahatlıkla ulaşabilmekte ve telkinlerin şiddeti gün geçtikçe artırılmaktadır.

    Batıl dinler

    Budizm, Hinduizm, karma felsefesi... Dinsizliği örgütleyenler, bu gibi sahte ve aldatıcı inanışların (daha doğrusu insan yapımı felsefelerin) batıl öğretilerinin yayılmasını desteklerler.

    Din ahlakının toplum üzerindeki köklü etkisini ortadan kaldırmak, materyalist dünya görüşünün benimsenmesini kolaylaştırmak ve manevi arayış içinde olan insanları "Allah inancına karşı çıkan sahte bir inanış" ile yanıltmak girişiminde bu batıl dinler önemli rol oynamışlardır.

    Hiç şüphesiz, insanları Allah inancından uzaklaştıran, İlahi dinlerin insanlara tavsiye ettiği güzel ahlak anlayışını ortadan kaldırıp yerine materyalist ve batıl inanışları yerleştirmeye çalışan bu gibi akımlara karşı, Allah'a samimiyetle iman eden tüm insanların birlik olarak çok yönlü bir fikri mücadele yürütmeleri gerekmektedir. Bunun için yapılması gerekenlerden biri, İlahi dinlerin insanları davet ettiği barış, huzur, güven, adalet, eşitlik, yardımlaşma, merhamet, şefkat ve sevgi dolu dünya ile batıl dinlerindeki maddi ve manevi sapkınlığı temel alan hayat şekli arasındaki büyük uçurumu gözler önüne sermektir. Hiç unutmamak gerekir ki, bu çarpık felsefelere kanan insanların çok büyük bir bölümü ilk olarak genellikle ilgi çekmeyi, farklı ve orijinal tavırlarla dikkatleri üzerlerinde toplamayı amaçlamaktadırlar. Bir yandan da mutluluğu bu sapkın inanışlarda bulacakları yanılgısına kapılmaktadırlar. Allah'ın elçileri vasıtasıyla insanlara gönderdiği din ahlakından ve onun doğru yollarından uzaklaşarak kendilerini iç karartıcı, kasvetli, korku ve sıkıntı dolu bir dünyaya, çok büyük bir yıkıma sürüklemektedirler.

    Müslümanlar Kuran ahlakının yayılması için birlik olup daha yoğun bir çalışma içine girmelidir. Çünkü, böylesine önemli bir konuda gevşeklik göstermek, bu alanları bir takım sapkın görüşlere bırakmak anlamına gelecektir.
    Bunun için yapılması gereken ise, bilimi, teknolojiyi en iyi şekilde değerlendirerek milli ve manevi değerlerimizi yeni yetişen nesillere en güzel şekilde sunmaktır.

    Bilinmelidir ki, dünya ve ahiret hayatında gerçek mutluluk ancak Allah'a gönülden iman etmek ve Allah'ın ayetlerine uymakla mümkündür. Çünkü "... Allah, hakkın ta Kendisi'dir. O'nun dışında, onların taptıkları ise, şüphesiz batılın ta kendisidir..." (Hac Suresi, 62)

    DECCAL VE TARAFTARLARININ SONU HÜSRAN OLACAKTIR

    Unutmamak gerekir ki, tarihin her döneminde, fitne ve bozgunculuk üzerine biraraya gelmiş menfaat çevreleri olmuştur. Bu çevreler, menfaatlerinin yerine gelmesini sağlamak için inkarın yaygınlaşması, ahlaksızlığın mümkün olduğunca yayılması için gayret etmişlerdir.

    Ve her zaman bu insanların karşısında, Allah'a iman eden, güzel ahlaklı, cesur ve sabırlı kişiler yer almıştır. Kötünün karşısında yer alanlar, ne pahasına olursa olsun kötülüğün sona ermesi, yeryüzüne güvenlik ve huzurun hakim olması için çaba göstermişlerdir. Günümüzde de Deccal, kötülüğün en önde giden temsilcisidir. Ve bugün de, tıpkı geçmişte olduğu gibi, din ahlakının yayılmasına çalışanlarla arasında kapsamlı bir fikri mücadele vardır. Ve bu mücadele, günümüzdeki haberleşme olanakları göz önünde bulundurulduğunda, tarihin en büyük fikri mücadelesi olarak nitelendirilebilir. Nitekim bu büyük mücadelenin bitişi de çok görkemli olacak, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin zuhur etmeleri ve bir araya gelmeleriyle kötülük yapanlar tarih sahnesinden silineceklerdir. Ayrıca Deccal'in bu mücadelede kullanacağı yöntemler ve araçlar deşifre edildiğinde, tüm bunlar Müslümanlar tarafından daha etkin biçimde hayır amaçlı kullanılacak, böylece kötüler kendi manevi silahlarıyla yok edilmiş olacaktır.


    Seni çok Özledim Annem

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Deccal nasil taninir?

    DECCAL'İN OYUNU SONA ERDİ - 1

    Bu dünya hayatı, iyilerle kötülerin, güzelliklerle çirkinliklerin ortaya çıktığı, insanların yaptıklarıyla denendiği, iman edenlerin ve etmeyenlerin sınanıp imtihan edildiği geçici bir mekandır. Tüm varlıkları ve bu imtihan ortamını yaratan Yüce Allah, imtihanın bir gereği olarak iman edenlere karşı olacak şekilde inkar eden, suçlu-günahkar birer düşman kılmıştır. Her dönemde peygamberlerin ve iman edenlerin karşısına çıkan bu inkarcı, Peygamberimiz'in hadislerine göre, Hz. İsa’nın tekrar yeryüzüne gelmesinin beklendiği dönemde, yani ahir zamanda, "Deccal" olacaktır.

    Deccal Arapça bir kelimedir, "decl" kökünden gelir. Sözlüklerde verilen manaya göre Deccal, “yalancı, hilekar; zihinleri, gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran, bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak her yeri dolaşan müfsid (nifak koyan, bozan, fenalaştıran) ve me’lun (Lanetlenmiş, kovulmuş)” bir varlıktır.

    Hadislerde Deccal ahir zamanda (dünyanın son devirlerinde) ortaya çıkacak en büyük negatif güç olarak haber verilmiştir. Ahir zaman gibi olağanüstü olayların gerçekleştiği bir dönemde Allah’ın elçisine düşmanlık yaparak şeytanın sistemini hakim etmeye çalışacak olan Deccal, tarihin belki de en şiddetli inkarcılarından biridir. Nitekim Peygamberimiz (sav), Deccal’in fitnesinin büyüklüğünü şöyle tarif etmiştir:

    [I]"Adem’in yaratılışından kıyamete kadar geçen zaman içerisinde Deccal’den daha büyük bir hadise yoktur."

    Deccal rivayetlere göre, doğruyu yanlış, yanlışı doğru; iyiyi kötü, kötüyü iyi gösteren bir nifakçıdır. "Şüphesiz beraberinde bir cennet ve bir cehennem (diye isimlendirdiği iki ırmak) bulunması da onun fitnesidir. Aslında cehennemi bir cennet olup, cenneti de bir cehennemdir..."[ii] hadisinde de belirtildiği gibi, onun çağırdığı güzel görünümlü her şey, insana felaket getirecek birer kötülüktür. İnsanlara kötü gibi gösterdiği değerler ise aslında onların iyiliklerine ve menfaatlerinedir. Ne var ki insanların bazıları, olayları Kuran ahlakına ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetine göre değerlendirmedikleri için, Deccal'in kendilerini çağırdığı şeylere kanarak ona tabi olacak ve asıl tabi olmaları gereken Allah’ın fıtratından gaflet içinde yüz çevireceklerdir. Bunun ne kadar büyük bir hata olduğunu ise, Deccal'in oluşturduğu zulüm ortamı sayesinde anlayacaklardır. Bu nedenledir ki, Peygamberimiz (sav) insanları uyarmış ve Deccal'in kötü olarak gösterdiği şeyin iyi olduğunu bilerek hareket edilmesi gerektiğini bildirmiştir:

    "Deccal çıkar. Beraberinde su ve ateş vardır. İnsanların su olarak gördüğü yakıcı bir ateştir. İnsanların ateş olarak gördükleri de soğuk ve tatlı bir sudur. Sizden her kim bunu idrak ederse ateşi tercih etsin; kendini ateşe atsın. Aslında o tatlı ve güzel bir sudur." [iii]


    Seni çok Özledim Annem

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.447, Level: 61
    Points: 8.447, Level: 61
    Level completed: 99%,
    Points required for next Level: 3
    Level completed: 99%, Points required for next Level: 3
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Hakikatbin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    781
    Points
    8.447
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Deccal nasil taninir?

    Deccal: Bu kelime (dcl) kökünden mübalağalı ism-i faildir. Aşırı yalan ve aldatmalarla hakkı bâtıl, bâtılı hak olarak gösteren ve münafıkane hakkı bâtıl ile karıştırıp hakkı örten ve böylece cemiyetleri ifsad ve idlal eden şahıs demektir.

    “Deccal meçhul (gaib) bir şerdir” şeklindeki rivayetten anlaşıldığı gibi, Süfyan denen İslâm Deccalının deccallığı, herkesin anlayacağı tarzda apaçık değildir. Münafıkane bir tavırla, yani (Bakara, 42) âyetinde ifade edildiği gibi, hak ile bâtılı telbis edip ümmeti ifsad ve idlale çalışır.

    Bu husus hadislerde de beyan edilir. Deccal’ın başlattığı cereyana da “Deccaliyet” denir. Deccal’ın en şerli ve zararlı tarafı da deccaliyetidir. Deccal’ın ölümünden sonra da cerayanı hayli zaman devam eder.

    Deccal’ın hak ile bâtılı karıştırmasına karşı, Kur’an hak ile bâtılı tefrik ve tebyinini ister. İşte Kur’anın dersini tam anlayan sahabeler nazarında hak ile bâtıl tamamen ayrılmıştı.

    Deccal; «sahih hadislerin ihbarı ve din büyüklerinin izah ve kabulleri ile, âhirzamanda gelecek ve Risalet-i Ahmediyeyi inkâr edip İslâmiyet’i tahribe çalışacak ve dünyayı fesada verecek çok şerli ve küfr-ü mutlak yolunda olan dehşetli bir şahıstır. Bir hadis rivayetinde üç deccal, diğerinde yirmiyedi deccal geleceği, Peygamberimiz Aleyhissalatü Vesselâm tarafından bildirilmiştir.

    Âlem-i İslâm’da muhtelif zamanlarda çıkmış olan dehşetli din düşmanlarının ve anarşiye hizmet edenlerin umumu da rivayetleri tasdik etmektedir. Bu din yıkıcılığının âhirzamanda daha dehşetli olacağı bildirilmektedir. Şu son asırda görülen ve dünyayı tehdit eden ve Cenab-ı Hakk’ı inkâra kadar cür’et edip medeniyeti tahribe çalışan dehşetli cereyanlar bu gaybî ihbarın doğruluğunu tasdik etmektedir.»

    Rivayetlerde deccal ve bilhassa onun cereyanı olan deccaliyetin yani dine aykırı anlayış ve yaşayışlarının şerrini çocuklara telkin etmek tavsiyesi vardır. Ezcümle Kütüb-ü Sittede şu kayıd var: “Rivayetler, ashab devrinde, deccal bilgisinin temel eğitim müfredatına dahil edilerek ilkokul yaşındaki çocuklara mahalle mekteblerinde öğretildiğini göstermektedir.”

    Evet, Resulullah (A.S.M) Deccal ve cereyanından ve özellikle müslümanlar içinde çıkan Süfyan ve cereyanından ümmetini şiddetle ikaz etmiştir.

    Bu ikazları heyecanla dinleyen sahabeler, deccalın şerrine karşı çocuklarına telkinlerde bulunup ikaz ve talim ettikleri bedihidir. Buna istinaden müslümanlar dahi çocuklarının Deccal ve Süfyan’a ve bilhassa onların cereyanlarına yani anlayış ve yaşayışlarına ve bid’atlarına karşı gaflette bırakmamaları elzemdir. Kur’anda tağut tabiri ile ifade edilen Deccal ve Süfyan’ın ve cereyanlarının inkar edilmemesi halinde, sebeb-i necat olacak imanın kazanılamayacağına dikkat çekilir.

    Şöyle ki (Bakara, 256) şunu da katiyyen ifade ediyor ki: Mü’min-i muvahhid olmak için Allah’a imandan evvel küfre tevbe etmek şarttır ve bu tevbenin şartı da tağutları asla tanımamaya azmeylemektir.” (Hamdi Yazır s. 869)

    Hadisde de mealen deniliyor ki: “Kim ki ona (Deccal’a yani cereyanına ve o cereyanın cemiyete aşıladığı çılgın sefahete) iman edip tabi olur ve onu tasdik ederse, artık onun geçmiş hiçbir salih ameli ona menfaat vermeyecektir... Ve her kim onu tekzib edip yalanlarsa, onun geçmiş günahlarının hiçbirisinden muaheze edilmeyecektir”

    İşte böyle bir afete karşı öncelikle çocukların deccaliyete karşı kalben ve fikren nefret etmelerine çalışılması zarureti vardır. Aksi takdirde deccaliyetin şiddetli telkinleri altında çocuklar dinden kopup bid’atların çamuruna düşerler.

    SÜFYAN
    Kamus-u Okyanus, bu kelime için “bir isimdir" der, yani mana aranmayacağına işaret eder. Âhirzamanda geleceği ve ümmetin karanlık günler yaşamasına sebeb olacağı sahih hadislerle bildirilen ve şeair-i islâmiyeyi tahribe çalışan dehşetli ve münafık bir şahıs. "Süfyanîler" ise Süfyan cereyanıdır. İbn-i Cerir-i Taberî Süfyanîlerle alâkalı rivayetleri Cami-ül Beyan'da (sebe', 51) âyeti altında cem'etmiştir.

    "Rivayetler, Deccal'ın dehşetli fitnesi islâmlarda olacağını gösterir ki, bütün ümmet istiaze etmiş. Bunun bir te'vili şudur ki: İslâmların Deccal'ı ayrıdır. Hatta bir kısım ehl-i tahkik, İmam-ı Ali'nin (R.A.) dediği gibi demişler ki: Onların Deccal'ı, Süfyan'dır. İslâmlar içinde çıkacak, aldatmakla iş görecek. Kâfirlerin Büyük Deccal'ı ayrıdır. Yoksa büyük Deccal'ın cebr u ceberut-u mutlakına karşı itaat etmiyen şehid olur ve istemeyerek itaat eden kâfir olmaz, belki günahkâr da olmaz." (Şualar, 585)

    Diğer bir hadis-i şerifte de şöyle buyruluyor:
    "Sizleri benden sonra vuku bulacak yedi fitneden sakınmaya davet ederim: Medine'den çıkacak bir fitne, Mekke'den çıkacak bir fitne, Yemen'den çıkacak bir fitne, Şam'dan çıkacak bir fitne, şarktan çıkacak bir fitne, garbdan çıkacak bir fitne. Bir fitne de Şam'ın merkezinden zuhur eder ki, işte bu Süfyanî'nin fitnesidir."

    Evet "rivayetlerde, vukuat-ı Süfyaniye ve hâdisat-ı istikbaliye Şam'ın etrafında ve Arabistan'da tasvir edilmiş. Allahu a'lem, bunun bir te'vili şudur ki: Merkez-i hilafet eski zamanda Irak'ta ve Şam'da ve Medine'de bulunduğundan, raviler kendi içtihadlarıyla -daimi öyle kalacak gibi, mana verip" merkez-i hükümet-i İslâmiye" yakınlarında tasvir etmişler, Haleb ve Şam demişler. Hadisin mücmel haberlerini, kendi içtihadlarıyla tafsil etmişler." (Şualar, 585)

    Diğer bir rivayette, "İslâm Deccalı Horasan taraflarından zuhur edecek" denilmiş.

    Bunun bir te'vili şudur ki: Şarkın en cesur ve kuvvetli ve kesretli kavmi ve İslâmiyetin en kahraman ordusu olan Türk milleti, o rivayet zamanında Horasan taraflarında bulunup daha Anadolu'yu vatan yapmadığından, o zamanki meskenini zikretmekle Süfyanî Deccal onların içinde zuhur edeceğine işaret eder.
    Garibdir hem çok garibdir.

    Yediyüz sene müddetinde islâmiyetin ve Kur'an'ın elinde şeref-şiar, barika-asa bir elmas kılınç olan Türk milletini ve Türkçülüğü, muvakkaten İslâmiyetin bir kısım şeairine karşı istimal etmeğe çalışır. Fakat muvaffak olmaz, geri çekilir. "Kahraman ordu, dizginini onun elinden kurtarıyor" diye rivayetlerden anlaşılıyor." (Şualar, 596)

    "Hem büyük Deccalın, hem İslâm Deccalının üç devre-i istibdadları manasında üç eyyam var. Bir günü; bir devre-i hükümetinden öyle büyük icraat yapar ki, üçyüz sene yapılmaz. İkinci günü, yani ikinci devresi, bir senede otuz senede yapılmayan işleri yaptırır. Üçüncü günü ve devresi, bir senede yaptığı tebdiller on senede yapılmaz. Dördüncü günü ve devresi adileşir, bir şey yapmaz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır." diye, gayet yüksek bir belagatla ümmetine haber vermiş." (Şualar, 587)

    Kur'anın (19:82) âyetinde remzî bir mana ile; anarşistlerle, onları yetiştirenler arasında zıdlaşma olacağına bir işaret vardır.
    "Rivayette var ki: "Süfyan büyük bir âlim olacak, ilim ile dalalete düşer. Ve çok âlimler ona tabi olacaklar."

    Vel'ilmu indallah, bunun bir te'vili şudur ki: "Başka padişahlar gibi ya kuvvet ve kudret veya kabile ve aşiret veya cesaret ve servet gibi vasıta-i saltanat olmadığı halde, zekavetiyle ve fenniyle ve siyasi ilmiyle o mevkii kazanır ve aklıyla çok âlimlerin akıllarını teshir eder, etrafında fetvacı yapar. Ve çok muallimleri kendine tarafdar eder ve din derslerinden tecerrüd eden maarifi rehber edip tamimine şiddetle çalışır." demektir." (Şualar, 585)

    Süfyan ve Deccal'ın kendilerinden daha çok, Süfyaniyet ve Deccaliyet denilen cereyanları ve komiteleri daha dehşetlidir.

    Kur'an-ı Kerimin (Neml, 48) âyetinde, 9 şerir çete veya çete başlarının şehirde devamlı ifsad edecekleri bildirilir.
    ........SEVDASI BÜYÜK OLMAYANIN EYLEMİDE BÜYÜK OLMAZ...........

Benzer Konular

  1. Deccal Ortaya Çıktımı ??
    By YuSuF in forum Ahiret ve Kıyamet
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02.11.08, 18:20
  2. DeccÂl
    By SiLa in forum Fıkıh ve Akaid
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.07.08, 15:59
  3. Deccal da gelecektir
    By SiLa in forum Ahiret gününe iman
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17.06.08, 09:56
  4. Deccal Den Korunma Yöntemleri
    By SiLa in forum Ahiret ve Kıyamet
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 06.06.08, 09:46

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •