"Nurs Bağından, Saidler, Hamzalar, Ömerler, Osmanlar, Tahirler, Yusuflar, Ahmedler, Vesaireler ... Sizlere hitab ediyorum. Başlarınızı kaldırınız, <Sadakte> deyiniz. Ve böyle demek sizlere borç olsun. Şu muhasırlarım varsın beni dinlemesinler. Tarih denilen mazi derelerinden sizin yüksek istikbalinize uzanan telsiz telgrafla sizin ile konuşuyorum. Ne yapayım acele ettim, kışta geldim; sizler cennetasa bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen nur tohumları zemininizde çiçek açacaktır."
(Son Şahitler I, sayfa 111)

Üstad'ın hayatını bilen, inceleyen ve Tarihçe-i Hayatını okuyan herkes bilir ki, O tüm ömrünü hak yolda Hak için yaşayarak geçirmiş ve Cenab-ı Allah'ın dinine en büyük hizmetlerden birini yapmıştır. Risale-i Nur ile kararmış bir yolu aydınlatmış ve milyonların doğru yolu görmesine, kurtulmasına vesile olmuştur. Kendi ifadesi ile dediği gibi O "nur tohumları" ekti, ama nurun gelecekte nasıl parlayacağını biliyordu.

Nitekim, bugün dönüpte geriye baktığımızda hep daha iyiye ve aydınlığa gittiğimizi görmek mümkün. İstikbalde daha iyi olacağı kesindir. Çünkü artık kimse kaos istemiyor, hayatlarının karmaşa içinde sağlam olmayan temeller üzerine kurulmuş olmasını da istemiyor. Körelmiş vicdanların sebeb olduğu bunca fitne, fücur elbet sona erecek.
Ancak bu noktada önemle üzerinde durulması gereken konu; Nur talebeleri olan bizlerin üzerine düşen görevdir. Şüphesiz ki İslam'ın bugünkü konumu ve seyri çok sevindiricidir. Ancak bu seyirde bizim üstleneceğimiz rol çok önemlidir. Üstad'ın Nur Külliyatındaki risalelerinde kastettiğini daha iyi anlamak, daha iyi yaşama geçirmik ve anlatmak bu rollerden bir kaçıdır.

Elbetteki Cenab-ı Allah'ın yardımı yakındır ve müminlerin üzerindeki inayeti hissedilmektedir. Bu yüzeden düsturumuz, Rabbimize güvenerek, üzerinde olduğumuz Nur yolundan asla taviz vermeden ilerlemek olmalıdır.


"Hayır, biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size."
(Enbiya Suresi, 18 )

Cenab-ı Allah'ın ayet-i kerimede müjdelediği gibi Hak, batılı yok edecektir. O hakkı savunan ve ihlasla bu yolda ilerleyen "....Saidler, Hamzalar, Ömerler ...." daha doğrusu tüm gönülden inaçlı biz müminler , yıllar evvel ekilen nur tohumlarının zeminimizde nasıl çiçek açıp gövdesinin güçlendiğine şahitler oluyoruz.

"Alıntı"