12.1. Etime Nedir?
Et'ıme, «ta'am»ın çoğuludur. Taam, insanın yiyerek kuvvet ve
enerji elde ettiği şeydir.
Kur'an-ı Kerîm'de Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor :
«De ki: Bana vahyolunanlar arasında yemenin haram olduğuna
dair bir emir bulamıyorum.» (En'am: 145)
Bunlardan sadece nefsin meylettiği hoş şeyler helâl kılınmıştır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: «De kî: Size temiz olanlar helâl kılındı.» (Mâide: 4)
Burada «temiz olanlar» ile, nefsin hoşlandığı ve arzuladığı şeyler kastolunmaktadır. Buna benzer olarak Allah şöyle buyuruyor: «Onlara temiz şeyleri helâl, murdar şeyleri haram kılar.» (A'râf: 157)
Yiyecek, bitki de olabilir, canlı da. Bitkilerin pis, pisliğe bulaşmış, zararlı, sarhoş edici ve başkasının hakkıyla alâkalı olan şeyler dışında kalanlarının tamamı helâldir.
Pis olana misal, kandır.
Pislenmişe misal ise; Buharî'nin Meymûne'den naklettiği: «Ne-bî aleyhisselam'a içine fare düşmüş yağ soruldu. Nebî aleyhîsselam şöyle buyurdu: «Onu ve çevresindeki yağı atın. Kalan yağınızı ye-yin.» hadisi gereğince içine fare düşmüş yağdır. Bu hadisten, donmuş yağa ölü fare düştüğü zaman, onun ve çevresindeki yağın atılması, farenin dokunmadığı kalan kısma ise birşey olmayacağı hükmü alınmıştır. Sıvı yağa necaset düştüğünde ise, sıvı yağ tamamen necis olur.
Zararlı şeyler; zehir ve diğerleridir. Zehir, akrep, an ve yılan gibi hayvanlardan çıkan zehirler ile sıçan otu gibi bitki ve zehirli
otlardan çıkan zehirlerdir. Bunun delili, Allah Teâlâ'nın «Kendinizi öldürmeyin. Allah size merhametlidir.» (Nisa : 29) «Kendi ellerinizle tehlikeye atılmayın.» (Bakara: 195) ayetleri İle Ebû Hüreyre'nin rivayet ettiği Nebî aleyhisselam'ın «Kim kendisini dağdan atarak öldürürse, cehennemde ebedi olarak kalır ve oraya ebedî olarak atılır.» hadisi ve «Kim kendisini bir okla Öldürürse, ebedî olarak elinde oku kendisine batırır halde cehennemde kalır. Kim kendisini demir ile öldürürse, ebedî olarak elinde demiri kendisini öldürür halde cehennemde kalır.» buyruğudur. (Bu hadisi Buharî kaydetmiştir.)
Zehirin sadece zarar veren miktarı haramdır. Zehir dışında toprak, çamur, taş, kömür gibi zararlı şeylerin haramhğının delili ise Hz. Rasûl aleyhisselam'ın «Zarar vermek ve zararla karşılık vermek yoktur.» buyruğudur.
Bu konuya, «tütün» de dahildir. Çünkü o da sıhhate zarar verir ve tütün kullanımında malı israf \e boşa harcama söz konusudur.
Sarhoş ediciler; şarab ve benzeri uyuşturuculardır.
Başkasının hakkıyla alâkalı şeyler; çalınmış ve gasbedilmiş mallardır. Çünkü bu tür mallardan hiçbiri helâl değildir.
Hayvanlar; deniz ve kara hayvanları olarak ikiye ayrılır.
Deniz hayvanlarının, bir kısmının yenmesi helâl, bir kısmının haramdır.
îslam, bunların tümünü tafsil etmiş ve açıkça ortaya koymuştur. Allah Teâlâ, «Allah size, darda kalma dışında, haram olanları genişçe açıklamıştır.» (En'am: 119) buyuruyor.
Bu tafsilat üç durum üzere gelmiştir:
Birincisi: Mubah olanlara dair nass.
İkincisi: Haram olanlara dair nass.
Üçüncüsü: Sâri'in sustuğu şeyler.
12.1.1. Yenmesi Mubah Olduğuna Dair Hakkında Nass Bulunanlar
Şâri'in, mubah olduğu hakkında nass koyduğu şeyler aşağıda sıralanmıştır.
12.1.1.1. Deniz Hayvanları
Deniz hayvanlarının tamamı helaldir. Zararlı olduğu bilinenler dışında hiçbiri haram değildir. Bunların balık veya başka bir şey
olması, tutulmuş veya ölü bulunmuş olması, müslüman veya ehli kîtab ya da putperestin avlamış olması ya da karada benzeri bulunanlardan veya bulunmayanlardan olması bu hükmü değiştirmez.
Deniz hayvanlarının tezkiye (kesilme) zorunluluğu yoktur. Bu konudaki asıl, Allah Teâlâ'nın «Deniz avı ve onu yemek size de, yolculara da geçimlik olarak helal kılındı.» (Mâide: 96) buyruğudur.
îbn Abbas: «Deniz avı ve yiyeceği, denizin ölüsü olan şeylerdir.» demiştir. (Bunu Dârekutnî rivayet etmiştir.)
îbn Abbas'tan rivayete göre, «onun yiyeceği» kelimesinin ma' naşı, Ebu Hüreyre'nin «Bİr adam Allah Rasûlüne: Ey Allah'ın Rasûlü! Biz denizde yolculuk ediyoruz ve yanımızda pek az su taşıyoruz. Onunla abdest alsak, susuz kalırız. Deniz suyuyla abdest alalım mı?» diye sormuş, O da : «Onun suyu temiz ve meytesi helaldir.» buyurmuştu.» hadisi gereğince «meytesi»dir. (Bu hadisi Buharî ,Müslim, Tirmizî, Nesâî ve Ebû Davud rivayet etmiş, Tirmizi «Hasen-Sahih» demiştir. Tirmizi ayrıca «Bu hadisi Muhammed b. ismail el-Buharî'ye sordum; 'sahihtir' dedi,» demiştir.)
Tuzlanmış balık: Uzun müddet bozulmadan kalması için çokları balığı tuzlarlar ve pekçok değişik türde tuzlanmış balık elde ederler. Bunların tümü temizdir ve zararlı olmadığı sürece yenmesi helâldir. Zararlı oldukları zaman da, sıhhate zararları sebebiyle haram olurlar.
Derdıri, Maliki ulemasından naklen şöyle demiştir:
«Allah'ın din kıldığı İslam'a göre, salamura (tuzlanmış balık) temizdir. Çünkü o, ancak ölümünden sonra tuzlanır ve ezilir. Akmış kan, ancak çıkışından sonra necis sayılır. Balığın ölümünden sonra eğer kan bulunursa, bu kan şer'i kesimden sonra damarlarda kalan kan gibidir. Harici rutubetin temiz olduğunda ise şüphe yoktur.»
Bu görüşü Hanefiler, Hanbeliler ve bazı Maliki fakihler raez-heb edinmiştir.
12.1.1.2. Hem Karada Hem de Denizde Yaşayan Hayvanlar
Îbnü'l-Arabî şöyle demiştir: «Sahih görüşe göre, hem karada, hem de denizde yaşayan hayvanlar yasaktır. Çünkü bu konuda helal kılan deliller ile haram kılan deliller çatışmaktadır. İhtiyaten haram kılma delilini öne çıkarırız.»
Diğer alimler ise, —Öldürülmesi yasaklandığı için kurbağa dışında— karada yaşaması mümkün dahi olsa, denizde yaşayan bütün hayvanların ölüsünün helal olduğu görüşündedirler.
Abdurrahman b. Osman'dan rivayete göre; «Tabibler Nebî aley-hisselam'a kurbağayı ilaç yapmak için öldürmeyi sordular. Nebî aleyhisselâm onların öldürülmesini nehyetti.» (Hadisi Ebû Dâvûd, Nesâî ve Ahmed kaydetmiş, Hâkim «sahih» demiştir).
12.1.1.3. Kara Hayvanlarından Helal Olanlar
Helal olduğuna dair nass bulunan kara hayvanları şunlardır:
Behîmetü'l-En'am: Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: «Hayvanları da yaratmıştır. Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok faydalar vardır. Onların etlerini de yersiniz.» (Nahl: 5)
«Ey iman edenler! akidlerinizi yerine getirin. Size bildirilecekler dışında, hayvanlar helal kılındı.» (Maide: 1)
Behîmetü'l-en'am; deve, inek, manda, koyun (keçiyi de içerir) dur. Bunlara vahşi öküz, vahşi deve ve ceylanlar da dahildir. Bunların tümü icma ile helaldir.
Sünnette ruhsat verildiği sabit olanlar da, tavuk[1], at[2], vahşi eşek[3], keler, tavşan[4], sırtlan[5], çekirge[6] ve serçelerdir.
Keler: Müslim'in Ebu'z-Zübeyr'den rivayetine göre ,o şöyle demiştir: Cabir'e «keler»i sordum. «Onu ve pisliğini yemeyin.» dedi. Yine İbnü'z-Zübeyr şöyle dedi: 'Ömer b. Hattab: «Nebî aleyhisselâm onu haram kılmadı. Allah onu birçok yönden faydalı kıldı. Çobanın genelde yiyeceği odur. Eğer yanımda bulunsaydı ondan yerdim.» demişti.'
îbn Abbas, Halİd b. Velid'den rivayet ederek şöyle demiştir: O, Allah Rasulü ile birlikte, halası Meymune binti Haris'in yanına girdi. Meymune Allah Rasûlü'ne keler eti ikram etti. Bunu Necid'li akrabalan ona getirmişlerdi. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sel-lem, ne olduğunu öğrenmedikçe bir şey yemezdi. Kadınlar, Nebi aleyhisselam'ın ondan tattığını ve tadını Öğrendiğini görmeden ne olduğunu söylememe hususunda anlaşmışlardı. Nebi aleyhisselâm onu sorup, öğrenince, bırakıp, ondan tatmadı. Halid: «Bu haram mı?» diye sordu. Allah Rasûlü «Hayır. Fakat o, kavmimin toprağında bulunmayan bir yiyecektir. Ben ondan hoşlanmıyorum.» buyurdu. Halid şöyle demiştir: «Ben onu aldım ve Allah Rasûlü bakarken yedim.»
Sırtlan: 'Abdurrahman b. Ammar'dan rivayete göre, şöyle demiştir: Cabir b. Abdullah'a «Sırtlan yenilebilir mi?» diye sordum. «Evet» dedi. «O avlanabilir mi?» diye sordum «Evet» dedi. «Sen bunu Allah Rasûlü'nden mi duydun?» diye sordum. Yine «Evet» dedi. (Hadisi Tirmizi «Sahih Senedle» kaydetmiştir.)
Şafiî, Ebû Yusuf, Muhammed ve İbn Hazm onun yenmesinin caiz olduğu görüşündedirler.
Şafii şöyle demiştir: Arablar onu tabiatlarına uygun ve hoş bulurlardı. Safa ile Merve arasında satıp, aimaja devam etmişler ve bu münker sayılmamıştır.
Bazı alimler, yırtıcı olduğu için onun haram olduğu görüşündedirler. Fakat hadis bunların aleyhine delildir.
Kirpi: Ebu Davud ve Ahmed'in nakline göre, İbni Ömer'e «kirpi» soruldu. O; «De ki: yenilmesi bana haram olduğu vahyolunan yiyecekler arasında onu bulamıyorum,» (Enam: 145) ayetini okudu.
Şeyh İbn Ömer'in yanında: «Ebû Hüreyre'yi İşittim. Şöyle diyordu: Nebî aleyhisselam'ın yanında bu anıldı da şöyle buyurdu: «O habislerden bir habistir.» dedi. İbn Ömer de: «Eğer Allah Rasûlü böyle söylemiş ise, o söylediği gibi (habis)dir» dedi.
(Bu hadis, îsa bin Nemîle'nin rivayetlerindendir. Bu ravi zaif-tir.)
Şevkani şöyle demiştir: «Bu hadis, helalliğe dair genel delillerden kirpiyi tahsis ettiği için salih değildir.» Şevkani'nin söylediği genel prensibe dayanılarak, onun yenmesi helal olur.
Malik, Ebu Sevr, Şafii ve Leys «Kirpinin yenmesinde mahzur olmadığını» söylemişlerdir. Çünkü Arablar onu tabiatlarına uygun bulmaktadırlar, üstelik hadis zaiftir. Hanefİler ise mekruh saymışlardır.
Fare: Aişe, «fare» hakkında: «O haram değildir» dedi ve «Deki: onu yenmesi haram kılındığı vahyedÜen yiyecekler arasında bulamıyorum.» (En'am: 145) ayetini okudu.
Haşereler: Malik'e göre «yer haşarelerini», akreb ve böcekleri yemekte bir mahzur yoktur.
Kurtubî şöyle demiştir: «İbn Abbas ve Ebu'd-Derda'nın «Allah'ın helal kıldıkları helal, haram kıldıkları haramdır. Sustuğu şeyler ise, afvolunmuştur.» sözleri buna delildir.
Ahmed, kurtlu baklalar hakkında şöyle demiştir: Onlardan sakınmak bana hoş gelir. Eğer iğrenilmiyorsa, (yenmesinde bir mahzur olmadığını) umarım.
Kurtlu hurmaları kontrol etme hakkında da şöyle demiştir:
«Bunda bir mahzur yoktur. Nebi aleyhisselam'dan rivayete göre, O'na eski hurma getirilmişti. Nebi aleyhisselam da onu kontrole ve kurt çıkanları temizlemeye başlamıştı.»
İbn Kudâme şöyle demiştir: «Bu en güzelidir.»
İbn Şihâb, Urve, Şafiî, Hanefiler ve Medine âlimlerinin bazıları, yer haşarelerini yemenin caiz olmadığı görüşündedirler. Yılan, fare gibi ve bunlara benzeyen öldürülmesi caiz olan bütün diğer haşereleri yemek de, bunlara göre caiz değildir. Yine onlara göre bunlar tezkiye edilemez (kesilip, temiz sayılamazlar.
Şafii şöyle demiştir: «Tarla faresi ve arap tavşanında da bir mahzur yoktur.»
«Serçe»nin yenilmesi hakkında Allah Rasûlü şöyle buyuruyor: «Bir serçe öldüren bir insan, onun üzerindeki hakkını yerine getirmezse, Allah Teâlâ bunu ondan sorar.» «Ey Allah'ın Rasûlü onun hakkı nedir?» diye soruldu. «Onu keser ve yer. Başını koparıp, atmaz.» buyurdu.
(Hadisi Nesâi kaydetmiştir.)
Sahabeden bazıları Nebi aleyhisselam'la beraber kuş eti yemiştir. (Hadisi Ebû Dâvûd ve Tirmizi kaydetmiştir.)
12.1.2. Haklarında Haramhğına Dair Nass Bulunan Hayvanlar
Allah'ın kitabında haramhğına dair nass bulunan yiyecekler on şeyle sınırlandırılmıştır: «Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilenler, canlan çıkmadan önce kesmemişseniz, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından yenmiş olanlar, dikili taşlar üzerine boğazlananlar ile fal oklanyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fasık-hktır.» (Maide : 3)
Bu ayet, aşağıdaki ayette anılanların tafsilatıdır:
«Deki: Bana vahyolunanda, leş, akıtılmış kan, domuz eti —ki pistir— ve günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilen hayvandan başkasını yemenin haram olduğuna dair bir emir bulamıyorum.» (En'am : 145)
Burada mücmel olarak dört şey anılmıştır, önceki ayette ise bunlar açıklanmıştır, iki ayet arasında birbirini olumsuzlama yoktur.
Diriden kesilen parça da bunlara dahildir. Delili Ebu Vakidi'I-Leysi'nin şu hadisidir: Allah Rasûlü şöyle buyurdu: «Diri iken hayvandan kesilen parça, meyte(leş)dir.»
(Hadisi Ebû Dâvûd ve Tirmizî kaydetmiş, Tirmizî «Hasen'dir. İlim ehli yanında amel böyledir.» demiştir.)
12.1.2.1. Bu Hükümden Müstesna Olanlar
a) Balık ve çekirge meytesi: Çünkü bunlar îbn Ömer'in şu hadisi gereğince temizdirler. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: «Bize iki meyte ve iki kan helal kılındı, iki meyte balık ve çekirge, iki kan ise ciğer ve dalaktır.»
(Hadisi Ahmed, Şafii, îbn Mâce, Beyhakî ve Dârekutnî kaydetmiştir. Hadis zayıftır. Fakat, Ebû Zur'a ve Ebû Hatem'in dediği gibi İmam Ahmed mevkuf olarak sahihlemiştir. Bu onun merfu hükmünde olması gibidir. Çünkü sahabenin, «Şu bize helal kılındı, bu bize haram kılındı.» sözleri «sununla emrolunduk, menedil-dik» sözleri gibidir. Bu hadisi tekid eden şeyler geçmişti.)
Meytenin haram olması ile kastedilen, etinin yenmesidir. Bunun dışında ise temiz olup, ondan faydalanmak helaldir.
b) Meyte'nin kemikleri, derisi, tırnaklan, tüyleri, kulan, boynuzları ve bu cinsten olan her şeyi temizdir. Çünkü bunların tümünde aslolan temiz olmadır. Necis olduklarına dair bir delil yoktur.
Zührî, fil ve benzeri meytenin kemikleri hakkında şöyle demiştir: «Selef alimlerinden bir gruba yetiştim, onlardan tarak yapıyorlar ve yağlarını kullanıyorlar ve bunda bir mahzur da görmüyorlardı.» (Bunu Buhari kaydetmiştir.)
îbn Abbas'tan yapılan rivayete göre, o şöyle demiştir: Meymû-ne'nin azadlı kölesine bir koyun tasadduk edildi. Koyun öldü. Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ona rastladı ve «Bunun derisini alsanız da, tabakladıktan sonra ondan faydalansınız.» buyurdu. «O meytedir.» dediler. Nebi aleyhisselam: «Onun ancak yenmesi haramdır.» buyurdu.
(Hadisi Buhari, Müslim, Nesâi, Ebû Davûd ve İbn Mâce kaydetmiştir. Ancak îbn Mâce onu Meymune'den nakletmiştir. Buhari ve Nesâi'de tabaklamadan bahsedilmemiştir.)
îbn Abbas'tan yapılan rivayete göre, o; «Deki: Bana vahyolu-nanlarda haram kılınan bir şey bulamıyorum.» ayetini okudu ve şöyle dedi: «Ancak onun yenilmesi haramdır, o da etidir. Derisi, dişleri, kemikleri, tüyleri ve yünü ise helâldir.» (Hadisi îbn Münzir ve îbn Hatim kaydetmiştir.)
Yine meyteden diğer faydalanma şekilleri de böyledir. Çünkü sahabe, Irak memleketini fethettikleri zaman mecusilerin peynirlerini —onların kestiklerini meyte saymalarına rağmen— infihat (afvolunmuşluk) ile amel ederek yemişlerdir.
Selman-ı Farisî'nin, peynir, yağ ve postlarını sorduklarında şöyle dediği sabit olmuştur: «Helal, Allah'ın kitabında helal kıldığıdır, haram da Allah'ın kitabında haram kıldığıdır; sustuğu şeyler ise, afvolunanlardır.»
Malumdur ki, bu soru, Selman'a, Ömer b. Hattab'm Medain naibi iken Mecusilerin peyniri hakkında sorulmuştur:
c) Kan : Az olanı afvolmuştur.
Ibn Cüreyc'den rivayete göre, o, «Akan kan» ayeti hakkında şöyle demiştir: «Akan, hareket eden demektir. Damarlarda akanın bir mahzuru yoktur.» (Bunu Ibn Münzir kaydetmiştir.)
Ebû Micİez'den rivayete göre; o, koyunun boğazında kalan veya tencerenin üzerinde biriken kan hakkında şöyle demiştir: «Bir mahzur yoktur. Nehiy ancak akan kandadır.» (Bunu İbn Hümeyd ve Ebu'ş-Şeyh nakletmiştir.)
Âişe (r.a.) dan rivayete göre, o şöyîe demiştir: «Biz et yerdik de, kan tencerenin üzerinde birikmiş olurdu.»
12.1.2.2. Eşek ve Katırın Haramlığı
Haramlar içine ehli eşek ve katır da girer. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: «Sizin için atları, katırları ve merkebleri binek ve süs hayvanı olarak yaratmıştır.» (Nahl: 8)
Ebû Dâvûd ve Tirmizı'nin «Hasen» senedle Mikdad bin Ma'dikerb'den rivayetine göre, Nebi aleyhisselam şöyle buyurmuştur:
«Dikkat edin! Bana kitap ve yanında bir misli verildi. Dikkat edin! Koltuğuna dayanmış şişman bir adamın; «Size bu kitab'ı tavsiye ederim. Onda helal kılınmış olarak bulduklarınızı helal sayın. Haram olarak bulduklarınızı da haram bilin.» demesi yakındır. Dikkat edin! Size ehli eşek, yırtıcı köpek dişliler ve sahibinin müstağni olması dışında muahidin (anlaşmalının) kayıp eşyası helal de-ğfldir. Bîri, bir kavime konuk olduğunda, ona ikram etmeleri onların üzerine bir borçtur. Eğer ikramda bulunmazlarsa, onun onlardan ikram miktarını alma hakkı vardır.»
Enes (r.a.)'dan rivayete göre, o şöyle demiştir: Nebi aleyhisselam Hayber'i fethettiği zaman, şehirde merkebleri yakaladık, onları pişirdik. Nebi aleyhisselam: «Dikkat edin! Allah ve Rasûlü, sizi ondan menediyor. Çünkü o şeytanın işlerinden olan bir pisliktir.» diye seslendi. Bunun üzerine kazanlar devrilip içindekiler döküldü. (Hadisi Buhari, Müsüm, Ebû Dâvûd, Nesâî ve Tirmizî kaydetmiştir.)
Câbir (r.a.)'dan rivayete göre şöyle demiştir: «Nebi aleyhisselam Hayber günü bize merkeb ve katırları yasakladı. Atlardan ise bizi men etmedi.»
Ibn Abbas'ın ehil eşekleri mubah saydığı rivayet edilmiştir. Sahih olan, onun bu hususta duraklayarak: «Bilemiyorum, Nebi aleyhisselam, onları halkın mallarını taşıdıklarından yük hayvanlarının gitmesini hoş görmeyerek mi menetti, yoksa ehli eşeklerin etini Hayber günü mü haram kıldı.» demiştir. (Bunu Buhari kaydetmiştir.)
12.1.2.3. Yırtıcı Hayvan ve Kuşların Haramlığı
Yırtıcı hayvan ve kuşlar, İslâm'ın haram kıldıkları arasındadır.
Müslim'in îbn Abbas'dan rivayetine göre, şöyle demiştir: «Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem bütün yırtıcı köpek dişlileri ve bütün pençeli kuşları menetti.»
Köpek dişli yırtıcılar ile, kurt, arslan, köpek, pars, panter, kedi gibi insanların canları ve mallarına zarar veren hayvanlar kastedilmektedir. Bunların tümü, alimlerin cumhuruna göre haramdır.
Ebû Hanife «Et yiyen bütün hayvanlar, yırtıcıdır. Fil, sırtlan, tarla faresi ve kedi de yırtıcılardandır.» demiştir.
Şafii ise, haram olan yırtıcıların; arslan, panter, kurt gibi insanlara saldıran hayvanlar olduğu görüşündedir.
Malik'in «Muvatta» da, Ebû Hüreyre'den rivayetine göre Nebî aleyhisselam şöyle buyurmuştur: «Köpek dişli bütün yırtıcıları yemek, haramdır.»
Malik bu hadisin ardından şöyle demektedir: «Bize göre, iş (hüküm) böyledir.»
îbn Kasım, Malik'den bunların «mekruh olduğu» görüşünü de nakletmiştir. Malikîlerin çoğunluğu da bu görüşü benimsemiştir.
Şafii ve Ebû Hanife'nin ashabı tilki yemeyi caiz görmüşlerdir.
îbn Hazm da fil ve samuru caiz bulmuştur.
Maymun yemek haramdır.
Ebû Ömer şöyle demiştir: «Müslümanlar, Rasûlüllah'ın menetmesi sebebiyle maymun yemenin haram olduğunda icma etmişlerdir.»
Pençeli kuşlara gelince, bunlar doğan, şahin, kartal, kerkenez, İtinaca ve benzerleri gibi pençeleriyle saldıran kuşlardır. Alimlerin cumhuruna göre bunları yemek haramdır.
Mâlik ise —dışkı yiyenlerden bile olsalar— bunların mubah olduğu görüşündedir.
12.1.2.4. Dışkı Yiyenlerin (Cellâle) Haramlığı
Cellâle, deve, inek, koyun, tavuk ve benzeri hayvanlardan kokulan değişecek derecede dışkı yiyenlerine denir. Bunlara binmenin,
etlerini yemenin ve sütlerini içmenin men edildiği varid olmuştur.
İbn Abbas'dan rivayete göre, o şöyle demiştir: «Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem dışkı yiyen hayvanın sütünü içmeyi yasakladı.»
(Hadisi Buharî, Müslim, Nesâi, Tirmizî ve Ebü Dâvûd kaydetmiş, Tirmizî «sahih» demiştir.)
Bir rivayette: «Dışkı yiyen hayvana binmeyi yasakladı.* (Bunu da Ebû Dâvûd kaydetmiştir.)
Amr b. Şuayb'ın babası yoluyla dedesinden rivayete göre, o şöyle demiştir: «Allah Rasûlü, ehli eşek etini yemeyi cellâleye (dışkı yiyen hayvana) binmeyi ve etini yemeyi menetti.» (Hadisi Ahmed, Nesâi ve Ebû Dâvûd nakletmiş tir.)
Eğer dışkı yiyen hayvan, dışkının olmadığı bir yere hapsedilir ve temiz yiyecek verilirse, eti temiz olur ve cellâle ismi kalkıp helâl olur. Çünkü, nehyin illeti tağyir (değişiklik)dir ve artık ortadan kalkmıştır.
12.1.2.5. Habis (pis) Şeylerin Haramlığı
Kur'ân'ın koyduğu şu tafsilat, haram olan şeyler için genel bir kaidedir: Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: «Temiz oîan şeyleri onlara helâl, pis (habis) olan şeyleri de onlara haram kılar.» (A'râf: 157)
Temiz (tayyib), haramlığı hakkında nass varid olanlar dışında insanların tabiatına uygun olan ve lezzet duydukları şeylerdir. Habis olanlar ise, haramdır.
Şafii ve Hanbelilere göre tayyib (temiz) olanlar, arabın tabiatına ve damaklarına uygun olan şeylerdir. Arab olmayanların değil.
Arabdan kastedilen, şehir ve köylerde oturanlardır, badiye'de (çöl'de) oturanlar değil.
Derariyyi'l-Mudiyye kitabında; «Sırf arapların değil, insanların tabiatına uygun olandır,» diyenlerin görüşü tercih edilerek, şöyle denmiştir: «İnsanların habis bulduğu hayvanlar, illet veya ihtiyat sebebiyle değil, sırf onları habis buldukları için haramdırlar. Eğer sadece bazıları habis buluyorsa (insanların yemeyi terkettikleri yer haşereleri ve diğer pek çok hayvan gibi) çoğunluğa itibar edilir. Bunların haram kılınmaması, bu prensipten tahsis edildiklerini göstermektedir.
Eğer bırakılması, çoğunlukda değil de, habis sayılması sebebiyle ise bu «Onlara habisleri haram kılar» ayetinin hükmü altına dahil edilir.
Sümük, balgam, ter, meni, hayvan tersi, kene, pire ve benzeri pis görülen şeylerin tümü habisler içine dahil edilir.
12.1.2.6. Sari'in Öldürülmesini Emrettiği Şeylerin Haramhğı
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve seüem'in öldürülmesini emrettiği ve öldürülmelerini yasakladığı hayvanların yenmesi bazı alimlere göre haramdır.
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem'in öldürülmelerini emrettiği hayvanlar beş tanedir. Bunlar; «karga, çaylak, akrep, fare ve kuduz köpek»tir.
Buharî, Müslim, Tirmizî ve Nesâi'nin Aişe (r.a.)'dan rivayetine göre, Allah Rasûlü aleyhisselam şöyle buyurdu: «Beş hayvanın tümü vahşilerden olup, haremde öldürülürler: Karga, çaylak, akrep, fare ve kuduz köpek.»
öldürülmeleri menedîlen hayvanlar ise; «karınca, arı, hüdhüd kuşu ve göçeğen kuşu»dur.
Ebû Davud'un îbn Abbas'dan «sahih isnadîa» naklettiğine go-re, Nebi aleyhisselam dört hayvanı öldürmeyi menetmiştir: Karınca, arı, hüdhüd göçeğen kuşu.
Şevkanî bu görüş ve rivayeti münakaşa ederek şöyle diyor: «Denmiştir ki: Zehirli keler, beş hayvan ve benzeri gibi bir şeyin öldürülmesinin emredilmesi ve karınca, arı, hüdhüd, göçeğen kuşu ve benzerleri gibi bir şeyin öldürülmesinin nehyedilmesi, bunların yenmesinin haram oluşunun sebeplerindendir. Şarî, öldürülmesi emredilen veya nehyedilen hayvanların yenmesinin de haram olduğunu gösteren bir söz söylememiştir ki emir ve nehiy buna dair bir delil olsun. Bu konuda ne akli ne de örfi bir gereklilik te yoktur. Üstelik bunların tahrim asıllarından biri kılınmasına da hiçbir yol yoktur. Eğer öldürülmeleri emredilen veya nehyedilenler, «habais» sınıfına girenlerden olsaydı, bunların haramlığı, ayeti kerime sebebiyle olurdu. Eğer habaisden değillerse, helâlin asilliği ve bu husustaki diğer külli deliller ile amel edilerek helal sayılırlar.»