***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Kibir her iyiliğe engeldir
Kibir her iyiliğe engeldirHikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
* Kibir insanı küfre kadar sürükleyen bir yoldur. Kibir her iyiliğe engeldir.
* Müşriklerin iman etmemesinin iki sebebi vardır, kibir ve inat.
* Nefsini aradan çekin. Kimseyi tenkit etmeyin, kendinizi beğenmeyin, kendinizden iğrenin, kendinden tiksinmeyen kurtulamaz. Yapmadığınızı söylemeyin. Bir gün öleceğiz ve yaptıklarımızın hesabını vereceğiz.
* Allahü teâlâ bir kulunu severse onu fakih (yani dinde âlim) yapar, daha da çok severse onu fıkhı yayıcı yapar.
* Abdullah-i Dehlevi hazretlerine birisi gelmiş, "Efendim himmet istiyorum" demiş. Mübarek buyurmuş ki; "Ben evden bir şey getirmedim." Hocasına işaret buyurmuşlar. Eğer hocasına gitseler o da kendi hocasına gönderecektir. Allah adamları işte böyledir. Evden bir şey getirmezler.
* Evliyayı kiramın himmeti, yayından çıkan oku, namludan çıkan mermiyi geri çevirir. Evliyaya muhabbet edene, sevene de böyle kuvvetli himmet gelir.
* Evliyanın vefatından sonra feyzi, bereketi daha artar. Kınından sıyrılmış kılıç gibidir. Tasarrufu daha tesirli olur.
* Kim, Allahü teâlânın sevdiği veli bir kulu incitirse, yedi kat gökten düşmüş gibi olur.
* Ehli sünnet âlimlerinin kitaplarını okumak günah işlemeye mani olur. Aklı fikri, kalbi iyi şeylerle meşgul ettiğinden günah işleyecek ortam olmaz.
* Teberri etmedikçe tevelli olmaz. Yani insan önce buğzu fillah eder sonra Cenab-ı Hakkın sevgisi kalbe yerleşir.
* Zikir, fikir insanlara hizmet etme durum ve imkanı yok ise yapılır. İnsanlar hizmet beklerken zikir ve fikirle uğraşılmaz.
* Dünyaya ne kadar değer vermezsen, dünya hakkında her söylediğin o kadar değerli olur.
* Bir halifesine bir mübarek zat vazife vermiş. Yola uğurlarken ''Gittiğin yerde Allahlık ve Peygamberlik davasında bulunma” buyurmuş. Talebesi estağfirullah deyince, ''Her dediğim olsun dersen Allahlık davasıdır. Sadece Allah’ın her dediği olur. Bana uymayan kötüdür, bozuktur dersen bu da Peygamberlik davasıdır'' buyurmuş.
* Kıtmir bir köpekti. Eshab-ı kehfin köpeği idi. İstisna olarak Cennete girecek. Siz kim olduğunuza değil, kimlerle olduğunuza bakın.
* Dini yaymakta sabırlı ol, cömert ol, yumuşak ol, affedici ol. Dine hizmet etmekte üç esas var: İtaat, ihlas, sevgi. Eshab-ı kiramın başarısının sebebi, birbirlerini sevmeleridir.
* Kibirden sakının. Topraktan yaratılıp, yine toprağa dönecek olan bir varlığın kibirlenmesi, bugün var, yarın yok olan bir varlığın kendini beğenmesi ne kadar anlamsızdır.
* Tevazu göstermekle, tevazu sahibi olmak çok farklıdır. Tevazu sahibi övülmüş, tevazu göstermeye çalışan ise yerilmiştir. Cüneyd-i Bağdadi hazretleri, (Tevazu göstermeye çalışmak da kibirdir. Çünkü kendinde bir varlık hisseden tevazu göstermeye çalışır. Gerçek tevazu ehli, kendinde bir varlık hissetmez ki, tevazu göstermeye çalışsın. Onun tevazuu tabiidir, yapmacık değildir) buyuruyor. Bazısı da, (Bu günahkâr, bu fakir) diyerek kendinin tevazu ehli olduğunu göstermeye çalışır. Bir günahını söyleyince hemen kızar. O zaman sözünde yapmacık olduğu anlaşılır. Din büyükleri de “bu fakir” diye kullanırlar. Fakat bunlar böyle sözlerinde samimidir. Kibirlenmek, kibirli görünmek, tevazu farklıdır. Kibirliye karşı, kibirli görünmek sadaka vermek gibi sevaptır.
* Kibir sahibine karşı tevazu eden kimse, kendisine zulmetmiş olur. Bid’at sahiplerine ve zenginlere karşı da kibirli görünmek caizdir. Bu kibir, kendini yüksek göstermek için değildir. Onlara ders vermek, gafletten uyandırmak içindir. Savaşta, bid’at ehli ile münazara ederken onlara karşı kibirli görünmek de sevaptır. Sadaka verirken de neşe ile karışık kibirli görünmek, malı parayı çöpe atar gibi vermek gerekir. Sadaka verenin kibirli görünmesi, fakire karşı değildir. Verdiği malı küçültmek, mala kıymet vermediğini gösterir. Gösteriş yapan riyakârlara karşı da kibirli görünmek caizdir. Kendinden aşağı olanlara karşı tevazu göstermek iyi ise de, bunun aşırı olmaması gerekir. Aşırı olan tevazua yaltaklanmak denir ki bu ancak üstada ve âlime karşı caizdir. Başkalarına karşı caiz değildir.
* Yanına başkasının oturmasını istememek ve hastalarla birlikte oturmamak, evine lazım olan eşyaları alıp evine getirmemek ve eski elbisesini tekrar giymekten hoşlanmamak, iş başında iş elbisesi giymek istememek, fakirlerin davetine gitmek istemeyip zenginlerinkini tercih etmek, akrabasının ve çocuklarının ihtiyaçlarını temin etmemek, doğru sözü, haklı tenkitleri kabul etmeyip münakaşa etmek, kusurunu, kabahatini bildirenlere teşekkür etmemek, içeri girince, oradakilerin ayağa kalkmaları hoşuna gitmek gibi şeyler kibir alametidir. Başkasının tenkidinden hoşlanmıyor, onun benden ne farkı var, o da bir insan diyorsa, hakkı onun ağzından duymak zor geliyorsa, bilsin ki bu da kibirdendir.
* Kibir, insanı, Allahü teâlânın bütün emirlerine muhalefete sevk eder. Çünkü kibirli insan, başka birinden hak ve hakikati duysa, onu kabul etmek istemez, hemen karşısına çıkar. Dini konularda bile münazara edilse, hemen inkâra kalkışır. Hatta hakkı, karşıdakinin dilinden duysa hemen çeşitli yollardan, doğru olduğunu bile bile onu çürütmeye çalışır.
* Kibrin en kötüsü Allahü teâlâya karşı kibirdir. Nemrud, Firavun böyle idi. İlahlık iddiasında bulundular. Bazıları da imanı, ibadeti, namaz kılmayı aşağılık, gericilik sanarak kibirlenirler. Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde buyuruyor ki:
(Büyüklenerek bana ibadet etmeyenler alçalmış olarak Cehenneme girecektir.) [Mümin 60]
Bundan sonra kibrin kötüsü, Peygamberlere karşı kibirdir. Bazıları, Peygamberleri kendileri gibi bir insan gördükleri için, kibirlenerek onlara uymayı kabul etmediler. Mesela Peygamber efendimiz için dedikleri âyet-i kerimede şöyle bildiriliyor:
(Bu da sizin gibi bir insan. Kendiniz gibi bir insana itaat ederseniz, hüsrana uğrarsınız.) [Müminun 33, 34]
Bundan sonra da İnsanlara karşı kibir gelir. Herhangi bir hususta kendini başkasından üstün gören kibirlidir. Kibrin başlıca yedi sebebi vardır: İlim, ibadet, soy, güzellik, kuvvet, mal, mevki. Bunlar, cahillerde bulunursa kibre sebep olur.
* İlim silah gibidir. Düşman elinde zararı, dostun elinde faydası olur. Yani ilim, kibirlinin kibrini, tevazu ehlinin tevazuunu artırır. İlmi ile kibirlenmek, büyük felakettir. İbadeti sebebiyle kibirlenmek de büyük felakettir. Bunun için “Çok ibadet edenin, kibirden kurtulması zor olur” buyurulmuştur. Soyu ile övünmek ahmaklıktır. Kabil, Âdem aleyhisselamın oğlu idi. Babasının Peygamber olması, bunu küfürden kurtaramadı. Güzellik yüzünden kibre düşmek daha çok kadınlarda görülür. Başkalarını ayıplamaya, küçük düşürmeye ve gıybete vesile olur. Halbuki güzellik, insanda kalıcı değildir, er-geç gider. Geçici olan şeyle kibirlenmek, ahmaklıktır. Kibredenin güzelliği, gübrelikte biten gül gibidir.
Gücü, kuvveti ile kibretmek de, cahilliktir. Çünkü hayvanların kuvvetleri, insanlardan çok fazladır. Mesela bir insan fil kadar kuvvetli olamaz. Kaplan gibi koşamaz. Kuş gibi uçamaz. Hayvanlar, bir bakımdan insandan üstündür. Hayvanlarda da bulunan üstünlüklerle kibirlenmek elbette uygun olmaz. Çok zengin olmak da üstün olmayı gerektirmez. Karun’un çok malı vardı. Malı ile beraber kahrolup gitti.
Geçici olarak sahip olunan servet ile, mal ile kibirlenmek, çok çirkindir. Gelip geçici olan makam, mevki de üstünlük sebebi değildir. Birçok krallar, derebeyiler, Firavunlar mevki sahibiydi. Hepsi gitti. Ancak iyilerin iyiliği, kötülerin kötülüğü söylenmektedir. Kötü birinin mevkii, makamı ile övünmesi neye yarar? Akraba ve tanıdıklarının çokluğu ile üstünlük taslamak da yanlıştır. Bir kimsenin kendisi iyi değilse, bütün dünya onun akrabası olsa ne çıkar?
* Allahü teâlâ, evliyamı gök kubbem altında gizlerim, buyuruyor. Burada gök kubbeden maksat, sıfat-ı beşerdir. Yani Allahü teâlâ evliyasını insan sıfatları ile gizler.
* Saatlerce uyumak, hastalık yoksa miskinliktir. Uyumakla zamanı boşa geçirmektir. Vakti, ahirette pişman olmayacak şekilde değerlendirmek lazım.
* Her akşam iman duası okuyup, günahlara tevbe etmeli. Bir günaha tevbe etmemek, o günahı işlemekten daha büyük günahtır.
* Hubbi fillah ve buğdi fillahı iyi öğrenmeli. Nasibi olana her şey bunun içinde vardır.