Ey Yâr vuslatım ömrüm kadar!..
Bugün yine hüzün düştü yüreğimin derinliklerine, yine sevda yamaçlarında dolanıyorum kendinden geçmişçesine.. Bağırıyorum avazım çıktığı kadar ama kimse sesimi duymuyor, çırpınıyorum ama bir türlü duyuramıyorum feryadımır30; İçimde zelzeleler kopuyor, yüreğim paramparça sanki her bir azamı bölüyorlar satırlar30; Günahlarımın verdiği ağırlıktan tir tir titriyorum, acizlik içerisinde kıvranıyorum durmadan, yatağımın içerisinde iki büklüm ağlıyorum SENİN yokluğunun verdiği sancıdan,yanaklarımdan iki damla yaş süzülüyor usulca..İki damla kan akıyor yüreğimin derinliklerine.. Adını sayıklıyorum içten sessizce ve SENSİZCEr30;
Hayatımın her bir karesi eksilerle dolu ve kapatmaya çalışıyorum ömrüm boyu! Ağzım yalan ve küfür kokuyor, ellerim boşlukta, ayaklarım sabit ve prangalı, beynim SENSİZLİĞİN mektebinde mıhlanıp kaldı, gözlerim yokluğundan körleşti, yüreğim yosun tuttu ve keçeleşti!..
Ey Yâr Ben ne Mekkeyim hüznüne ortak ne Medineyim Sevdana tutsak, Ebubekirim Benden sonra bir peygamber daha gelse o sen olurdun dediğin, ne Ömerim istemez misin dünya onların ahiret bizim olsun deyip onu adaletiyle övdüğün, ne Osmanım Bir kızım daha olsa yine sana verirdim deyip hayâsından hayâ ettiğin, ne Ali yim ilmin kapısıdeyip en çok sevdiğin kızını verdiğin, ne reyhanlarım dediğin Hz. Hasan ve Hz. Hüseyinim, ne Bilal-i Habeşiyim r16;r17;Cennette adımlarını benden önde görüyorumdeyip ezan okumasıyla sükûn bulduğun, ne başını okşadığın Enes Bin Malikr17;im, ne Taifr17;im seninle ağlayan ve ne de Zeydr17;im sana yoldaş olan..
Ama çok şükür ki ben;
Ne Ebu Cehilim kapımı 25 kez suratına kapatan, ne Ebu Lehebim sana elleri kuruyasıca diyen, ne As Bin Vailim İslam düşmanı olan, ne Kab Bin Eşrefim sana Ebter diyen, ne Ümmü Cemilim yoluna dikenler döşeyen, ne Taif de yüzüne çarpan taşım, ne Uhut da dişini kıran okum, ne Ubey Bin Halefim Senin Rabbin mi bu kurumuş kemikleri diriltecek deyip seni alaya alan, ne sana mecnun, şair, büyücü, sihirbaz diyen yahudiyim ve ne de mescit kuşu iken senin duanla zengin olup sonra islamı unutan Salebeyim!..
Ey Yâr sahi ben kimim? Neyim? Ben senden 14 asır ötede yüreğini SENİNLE avutan ama SENSiZ teselli bulamayan, en çok da yüreğini Gülr17;ün dikenine asmak isteyen Bülbülüm!..
Ben Kerem gibi Aslıma ermek, Ferhat gibi aşkından dağları delmek ve elimin tersiyle itip tüm dünyalıkları çekil aradan Leyla ben Mevlamı buldum demek isteyen bir Mecnunum!
Aşkından Mecnuna dönmek,pervane gibi ışığında durmak,Elif gibi her daim okunmasam da hep seninle olmak ve kardeşlerim dediğin o zümreye dahil olmak için çırpınan bir zavallıyım!..
Artık hayatın ritmi zorlaştı, tik taklar yavaşladı, son demlerimde SENİ bekliyorum, yoksa bana kırgın mısın EFENDİM?
Ne olur gel ve Gül Çehrenle aydınlat çehremi..
SEN Gel ki hicranım dinsin!
EY SEVGİLİ gönül kapılarımı sonuna kadar açtım SENİ bekliyorum!
Ama SEN gelmezsen ben SANA geldim, ellerimde sevda ikliminden derdiğim güllerle, kalbimdeki en hoyrat sevgiyle, artık gülmeye bile mecalimin kalmadığı çehremle, SENİN firakından paramparça olmuş yüreğimle, sırtımda günah yüklü heybemle kapına geldim EN SEVGİLİ bağışlanma ümidiyle çarpıyor kalbim!..
Sallâllahû Aleyhi Ve Sellem..
Ey Nebi...
Ey...Gözlerinde cenneti saklayan, ayağını bastığı yerler cennet kokan nebi!...
Ey...Yaradanıın en güzel eseri!.Sen olmasaydın, sen olmasaydın..
alemleri yaratmazdım!." dedigi!....Var oluşunun şerefine, bütün varlığı hediye ettiği!...
Ey...Insanoğlunun ufku - en güzel insan.. ALLAHın sevgilisi, kainatın gözbebeği!...
Ey...Rahmeten li l-alemin!...
Senden şefaat dilenen biçarelerin en sefiliyim, desem.. şefaat eder misin?...
Ey..Kupkuru çölleri cennete ceviren gül!...
Ey...Gönlünden gül dökülen resul!...
Küçük kız çocuğunun elinden tutup da giden, kuşu ölen çocuğa
başsağlığı dileyen.. Gözlerinden yaş dökülen devenin gözyaşlarını silen resul!...
Benim de gözümün yaşını siler misin?...
Küçük kız çocuğunun tuttuğu gibi tutsam elinden; yüreğimden binlerce
kuş uctu, bin''i de öldü desem.. Bana cennet kuşlarından bir kuş bahşeder misin?...
Ey; Islam''ın peygamberi!..Sevda ikliminin, en güzel mevsiminin..En güzel çiçeği!...Ama mahzun, ama kederli...
Daima düşüncede, daima hüzün icinde ömründe, bir defa bile, kahkahayla gülmemiş.. gül yüzlü, güler yüzlü sevgili!...
Gözlerimi yumsam, ve hülyana dalsam.. O gül kokulu gülüşün ile, benim de gözlerimin içine güler misin?.
Bir kerecik olsun seni düşünerek başımı koyduğum olmuşsa yastığıma,
tutunduğum olmuşsa sana ve senin sevdana.. Işte onun, işte onun hatrına!...
Ey...Gözünü sevdiğim, özünü sevdiğim, sözünü sevdiğim!...
Ey...Gönlümün sultanı efendim!...Ümidim, muradım, kurtarıcım, mujdecim...
Seninle Kevser havuzunun başında bulusabilecek miyim?...Desem.. Bulundugun yerden, yüreğime bir damla su serper misin?...
Seni sevsem!... Cok, cok sevsem!... Öyle cok sevsem ki sen koksa özüm,
yüreğim.. Sen koksa nazım, edam.. Gönlüm sen dolsa, benim herşeyim sen olsan!...
Alin, Fatıman gibi olsam!... Seni, onlar gibi seviyor olsam.. Sen de beni, onları sevdiğin gibi sever misin?...
Ey...Bize bizden daha ziyade merhamet eden!... "Ümmetim, ümmetim!." diyerek, üstümüze titreyen!...
Ey...En ziyade muhtacımız, en cok isteyenimiz!... Bizi, Hak''tan dileyenimiz!...
Sen, umanı umutsuzluğa düşürmezsin!... Sen, senden isteyeni geri çevirmezsin!...
Senden, senin rahmetini dilesem...Ey alemlere rahmet olsun diye gönderilen, banada rahmet eder misin?...
Ey Rahim!... Ve...Ey Kerim!...
Asr-ı saadetten değilim!... Kokladığın gül, soludugun hava, yediğin hurma, içtiğin süt, okşadığın kuzu, bindiğin deve, avuçladıgın kum dahi değilim!... Bir kez olsun, yüzüne yüz sürmedim!...
Lakin ben, senin.. "Kardeşlerim!." dediğindenim!. Ve sana ve sünnetine revan olmak isteyenlerdenim!... Ve lakin daha hala sevgili Veysel Karani''nin tırnağının ucu misali bile değilim, desem... Bana da hırkandan gönderir misin?...
Doğduğun günün, gecenin hürmetine... Bu gün ve gece yüreğime, bir nur olup düşer misin?...
Sevgili Peygamberim!... Rabbim sana ve, senin al ve ashabına...Ağaçların yaprakları, denizlerin dalgaları ve yağmurların damlaları sayısınca salat, selam ve bereketler ihsan eylesin amin!...