***
DIŞARDA
Points: 60.713, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Üstadım'ın, Benim Suçum Dediği Şey...
Üstadımız: Benim suçum hizmeti Kur'aniyemi maddi manevi terakkiyatıma kemalatıma
alet yapmakmış diyerek adeta kendisini kınıyor.
Üstadın bu söz ve yaklaşımını nasıl anlamalıyız.
Bu kur'an ve sünnet açısından bir mümin için çok önemli bir düşünce tarzıdır.
bir telakkidir.kendi ile yüzleşme mevzuunda önemli bir husutur bunu keşfeden
insan zannediyorum farklı hadiselere maruz kalsada herşeyi evirir çevirir bunun
üzerinde yorumlar. Kendi ülkende sen bir sürgüne maruz kalabilirsin,tecrid edilebilirsin
hapishanelerde sana yer hazırlanabilir, mahkeme mahkeme dolaştırılabilirsin
vatandaşlık haklarından mahrum edilebilirsin,vicdan hürriyeti adına preslenirsin
ezilebilirsin. O mülahaza içinde bu durumların hepsine birer cevap bulabilirsin
Böyle kendinle yüzleşipte nefsinle hesaplaşıpta bu türlü problemlere kendin
cevap üretince çevreni suçlamassın başkaları ile kavga etmessin.
Kadere taş atmassın, içinden dahi olsa bir iç mülahaza bir kelamı nefsi iç konuşma
böyle,neyim varki benim başıma bunlar geliyor demessin
çünkü iman rükünlerinden hangisi olursa olsun o sorgulanınca hafizan Allah
imanın o noktasında bi gedik açmış olursun,imanın bir yanını yıkmış olursun
Bir insan esas suçluyacağı sorguluyacağı şeyi bulamassa kendi içinde o başka
yerlere taş atar.kaderi tenkit eder.Neden bu tenkitini tevcih edeceği yeri bulamamış,
esas o önemli bir mesele
İşte Hz Bediüzzaman o noktaya dikkatlarımızı çekiyor.
Neyin üzerinde duracağız,
başıma bir gaile geldi
Kuran diyorki: sana bir hasene geldiği zaman
bir iyilik bir güzellik isabet ettiği zaman o Allah tandır.
Ama başına gelen bir gaile bi musibet bir bela o senin kendindendir.diyor.
Efendimiz sav buyuruyorki:
Ayağına bi diken batsa veya,
sıkılsan, terlesen, maksadını ifade ederken sürçü lisana maruz kalsan,
bir meseleyi tam ifade edemesen,
bunlar senin günahlarını götürür,
bir hatandan dolayıdır bunlar.
şimdi insan her başına gelen şeyi bir hatasına bir yanlışına verirse,
iki şey var burada
bir kaderi tenkit etmez,nefsiyle yüzleşir
ikinciside
o hatalarını düzeltme imkanı olur.
insan hatasını görmüyorsa hiç hatasını düzeltmez hep öyle gider
hep hatalarını sevap gibi görür,
HZ Bediüzzaman Burada
Kamil bir insan olarak
başına onca şey gelmiş
kendi sözü içinde
28 senedeir çekmediğim eza görmediğim cefa kalmadı
divanı harplerde bir cani gibi muamele gördüm
bir serseri gibi memleket memleket sürgüne gönderildim
şimdi bu evsaflardan hiçbiri onun
semti nasutiyetine sokulamaz
aylarca ihtilattan men edildim
zaman geldiki hayattan ziyade ölümü tercih ettim
hatta bi yerde hiçbirimizin demeye cesaret edemeyeceği bi şeyi söylüyor
eğer dinim beni intihardan men etmeseydi
bugün said topraklar altında çürüyüp gitmişti diyor
dini bir hata değil.ama demek orada önemli bir mesele
din intihardan menediyor
demek öyle tahammül fersa şeylere maruz kalıyorki kış gününde
penceresi açık kokudan içeriye girilmeyen bir helada tecrit ediliyor
birinin hizmet etmesine imkan verilmiyor
hapishaneye koyuyorlar bir ceza,ceza bir olur.
19 defa zehirliyorlar.
üst üste cezalar bunlar,konuşmayı men ediyorlar
bütün bunlara bakıyor hepsi bunlar
başıboş serseri hadiseler rastlantının çocukları değil
bizim gafilane ifadelerimizle tesadüflerin doğurduğu şeyler değil
kendi ifadesi ile bunlar tevafukların nesebi sahih
veledleridir.
Mutlaka bi şeye dayanıyor bunlar oda diyorki:
ben şimdi 40 seneden beri cevabını bulamadığım bi şeyin cevabını buldum
der gibi seviniyor diyor
benim maddi manevi dine imana kurana hizmetimi
maddi manevi terakkime alet etmekliğimmiş.
yani bir insan kurana hizmet ederken demek
kafasını dünyevi uhrevi her türlü mülahazadan tecrit etmesi lazım.
biz sadece Allahımızı isteriz.
Efendimiz sav e yakın olmayı isteriz.
çünkü sahibi şeriat bizi o hususların ikisindede mazur görmüş veya teşvik etmiş
ve aynı zamanda tasvibde buyurmuş onu.
mesela Allahım kendini bize sevdir.
seni sevmeye vesile olanlarıda sevdir sevdiklerinide sevdir
hamdi yazır çok usturuplu bir ifade ile mukaddimesinde bahseder bunu.
2 mesele
Bediüzzaman öylemiydi
Ben öyle olacağına hiç ihtimal vermiyorum
Çünki çok nezih doğmuş
5-6 yaşında iken bizim 40-50 yaşında idrak edeceğimiz şeylerin
Ötesinde şeyler idrak etmiş
Çok erken dönemde aklı başında basireti yerinde insanlar
Tarafından keşfedilmiş
Van da valinin yanında kaldığı dönemde ,genç bir delikanlı
Fakat bakıyorsunuz ordada yine bir fikir abidesi
Bir muhakeme abidesi
Ve bunların yanında aynı zamanda bir iffet abidesi
Genç hareketli dinamik bir insan
Fakat öyle bir iffet ağabeydesiki
Diyorki ben onun evinde şu kadar zaman kaldım
İki tane kızı vardı işin doğrusu onları tanıyamadım diyor.
Yani mükemmellik dünyaya gelirken numarasına durubuna uygun ona
Giydirilmiş bir şey.aşkın bir insan,sadece dine imana hizmet etmek için gelmiş.
Baştan böyle hazırlanmış Peygamber varisi bir insan
Bu çağda onu temsil eden o ruhu seslendiren bir insan.
Onun en büyük hadimlerinden,en vefakar dostlarından bu çağda gelmiş bir
İnsan olarak donanımında bir eksikliğin olması düşünülemez.
Dolayısıylede öyle bir insan dünyaya ait bazı şeyleri ahrete tercih edemez.
Kella bel tuhibbunel acile tokadını yemek istemez o.
Fakat zannediyorum kendi ufku açısından tabiatında okuduğu bazı şeyleri
Gelişme imkanı bulamamış bir beşer olarak mahiyetinde mündemiç bulunduğu halde
Fakat inkişaf etme imkanını bulamamış.
Onun iradesinin hakkını vererek baskı altına aldığı
Böyle görünme hissi peşin zevkini alma hissi füyuzat hislerinden istifade etme
Hissi o duygular içinde mündemiç,görmüş onları
Fakat daha ilk merhalede tahayyül merhalesinde
Tasavvur merhalesinde onların ipini çekmiş
Haklarından gelmiş Allahın izni ile
Ama duymuş onları.onların var olduğunu duymuş
Ayrı bir mesele bu.
Herkes için sözkonusudur.
Öyle ise o zat niye bunu diyor yani
Efendimiz niye “illa en yetegammedeniyallahi
Birahmetin min hüve fadlün” buyuruyor.
“Evet bende amelimle cennete giremem” diyor.
Bize bir ders veriyor.kimse ameline güvenmesin
O gururdur diyor.biz cennete girersek Allahın lütfu ile gireriz.
O zatta bu iman ve hizmetinde değil dünyevi bazı şeylere basamak yapmak
Mesela ben dindar görüneyim bana teveccüh olsun nazarlar bana
Yönelsin iştihar edeyim hayatı dünyeviyede bir makam kapayım
Bir mansıp elde edeyim bir rampa gibi kabul edeyim
Onunla yükseklere fırlıyayım yükseklerde uçmamı ona
Bağlayayım gibi mülahazalara karşı ikaz ediyor bizi
Böyle dünyevi şeylere onlar basamak yapılmadığı gibi
Uhrevi şeylerede basamak yapılmaması lazım.
Kulluğumuzu şahı geylani olmak için kullanmamalıyız
Hasan şazeli olmak için kullanmamalıyız
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...