5 sonuçtan 1 ile 5 arası

Konu: Çocuğun manevi Beslenmesinde Babanın Terbiye Sorumluluğu

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Çocuğun manevi Beslenmesinde Babanın Terbiye Sorumluluğu

    Çocuğun manevi Beslenmesinde Babanın Terbiye Sorumluluğu

    Günümüz araştırmacıları “kötü çocuk yoktur, kötü terbiye vardır” düstûrunda müttefiktirler. Kötü terbiye ise, öncelikle anne ve babadan gelen bir eksikliktir. Elbette bu eksikliği, içtimâî ve fizikî çevre şartları tamamlayacaktır. Yapılan istatistikî araştırmalar, suç işleyen çocukların büyük ekseriyetini, dağılmış veya geçimsiz, kavgalı, içki, kumar, sefahet gibi kötü alışkanlıklara mağlup âile çevrelerinden gelen çocukların teşkîl ettiğini göstermektedir.

    İslâm dini, çocukların doğuştan suçlu olduğunu kabul etmez. Tam tersine, yaratılışta asıl olan temizliktir, iyiliktir, mâsumluktur. “Berâati zimmet asıldır” düstûru esastır. İslâm’da, Hıristiyanlarda olduğu gibi doğuştan getirilen bir “aslî günah” anlayışı yoktur. Aksine her insan herkeste müşterek olan ortak bir “fıtrat” (kabiliyetler mecmuası) üzere yaratılır. Çevrenin telkîn ve terbiyesiyle Yahûdî veya Hıristiyan, Türk veya Arap, iyi veya kötü olur. Bu husûs âyet ve hadîslerle ifâde edilmiştir. (1)

    Şu hâlde, İslâm’a göre iyilik veya kötülük tamâmen çevreye bağlı, sonradan kazanılan bir vak’adır. Bu bir terbiye işidir. Bu sebeple İslâm terbiyeye çok ehemmiyet vermiştir.

    Bir hadîste Hz.Peygamber aleyhissalâtu vesselâm: “Bir baba evlâdına güzel ahlâk kadar kıymetli bir şey (mal-mülk vs.) veremez” (2) buyurmuştur. Bir başka hadîste de, güzel ahlâk üzere terbiye almak çocuğun baba üzerindeki hakkı olarak tesbît edilmiştir. (3) Kur’ân-ı Kerîm de pek çok âyette, evlâtların saâdet ve şekavetlerinden baba (ve anne)yi sorumlu tutmuş; bu sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin, kıyâmet günü ebedî bir hüsrâna mahkûm edileceklerini açık, kesin ve ürpertici tasvîrlerle haber vermiştir. (4)

    Çocukların uhrevî kurtuluş veya hüsrânlarından Cenâb-ı Hakk’ın âile reisini sorumlu tutması cidden mânidârdır ve üzerinde durulması gereken bir husûstur. Bu âyetlerden hareketle hemen şunları söyleyebiliriz:
    1- Âile fertlerinin âhirette hüsrâna (zarara) uğramaları, onların dünyâda da hüsrâna düştüklerini, günahlar, cinâyetler işlediklerini ifâde eder.
    2- Bunları hüsrândan (cinâyetlerden, kötülüklerden) kurtarmak kişinin gücü dâhilindedir. Allah, bu sebeple babayı sorumlu tutuyor.
    3- Bu kurtarmanın yolu güzel terbiyedir. İyi bir terbiye sâdece âhireti kurtarmaz, dünyâyı da kurtarır. Bu noktada diyebiliriz ki: âhiretteki hüsrân ile dünyâdaki suçlar, cinâyetler birbirinden kopuk değildir. Âile reisine farz olan “iyi terbiye verme” işinin eksikliği sebebiyle dünyâda bir kısım kötülükler, cinâyetler işlenmektedir.

    Kaynaklar:
    1-Buhârî, Tefsir, Rûm suresi 1; İbn Hacer, Fethu’l-Bâri, 10, 130; Müslim, Kader, 22, 23
    2-Hâkim, Ebu Abdillah en-Neysâbûrî (v. 405 h.), el-Mustedrek alâ’s-Sahîhayn, Haydârâbâd-Deken, 1335, 4, 263
    3-bkz. el-Câmi‘u’-sağîr, (Münâvî’nin Feyzu’l-Kadîr şerhiyle), Beyrut 1972, 3, 394
    4-Şu âyetler görülebilir: Tahrîm suresi, 6; Zümer suresi,15-16; Şûrâ suresi,45


    İbrahim Canan (Prof.Dr.)

  2. #2
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Çocuğun manevi Beslenmesinde Babanın Terbiye Sorumluluğu

    Allah-u Zülcelal evlatlarımıza layıkıyla güzel terbiye veren babalardan eylesin inşaAllah.

    Allah-u Zülcelal razı olsun kardeşim. Emeğine sağlık.

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 18.536, Level: 86
    Points: 18.536, Level: 86
    Level completed: 38%,
    Points required for next Level: 314
    Level completed: 38%, Points required for next Level: 314
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    İslam-Gülü - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    sendenim
    Mesajlar
    2.745
    Points
    18.536
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    20

    Standart Cevap: Çocuğun manevi Beslenmesinde Babanın Terbiye Sorumluluğu

    Rabbim razı olsun Sıla ablacım
    Elif olmak zordur
    Çünkü elif olmak
    Yuvarlak bir dünyada dik durmanın
    Dik ve önde
    Belki acıyla
    Ama vazgeçmeden durmanın
    Dünya ne kadar dönerse dönsün
    Olduğu yerde kalmanın adıdır elif olmak
    Kaç silah varsa elife çevrilir
    Elif hep olduğu yerdedir
    Silahlar patladığında ilk vurulan eliftir
    Zordur elif olmak
    Elif olmak hep vurulmaktır
    Elif olmak yalnızca elif olmaktır
    Ne B, ne T, ne S
    Elif
    Yalnızca elif
    Elif demeden hiçbir şey denilemez
    Ben elif dedim
    Artık her şeyi söyleyebilirim...

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Çocuğun manevi Beslenmesinde Babanın Terbiye Sorumluluğu

    Bize verilecek emanetleri en güzel şekilde
    muhafaza etmek nasip olsun

    Allah razı olsun...


    Seni çok Özledim Annem

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart

    Esselamü aleyküm Halis Hocam
    Muharrem-i Şerifimiz Mübarek Olsun ...
    Çocuk Terbiyesi hakkında manevi reçete soracaktım
    Yemek Duasının okunmasının tesiri bizce malum elbette
    ama başkaca neler yapılabilir acaba ?
    Size zahmet olmazsa cevaplasanız .
    Ali Galip Sarı -
    Ve aleyküm selam kardeşim;
    Teşekkür ederim, sizlerin de mübarek olsun.
    Sorunuz umumi manada ‘Çocuk terbiyesi’ olduğu için, meseleyi bir bütün olarak ele almamız icap ediyor.
    Dinimizde çocuk terbiyesi
    Çocuk, anne-baba elinde bir emanettir; Rabbimizin emaneti… Bu emanete riayet de, ebeveynin üzerine düşen çok önemli bir vazifedir. Bkz.:

    Çocukların tertemiz kalpleri kıymetli birer cevherdir ve bu cevher mum gibi her şekli alabilecek kıvamdadır. Küçükken, henüz hiçbir şekle girmemiştir. Temiz bir toprak gibidir. Ona gerekli şekli verecek olan, en başta ebeveynidir.
    Boş ve temiz toprağa hangi tohum ekilirse, onun mahsulü alınır. Atalarımızın tabiriyle “ne ekersen onu biçersin!
    Bunun gibi çocuk da neye meylettirilirse, oraya yönelir. Eğer hayrı âdet eder, öğrenirse; hayır üzere büyür.
    Çocuklara iman, Kur'an ve Allah Teâlâ’nın emirleri, Rasûlünün sünneti öğretilir ve yapmaya alıştırılırsa, ileriki yaşlarda da o yolda yürür, din ve dünya saadetine ererler.
    Rasûlüllah Efendimizin (s.a.v.) üvey oğlu, Ebû Seleme Abdullah b. Abdülesed’in öz oğlu Ebû Hafs Ömer (r.anhum) anlatıyor:
    “Ben Rasûlüllah'ın (s.a.v.) himâyesinde yetişen bir çocuktum. Yemek yerken, elim yemek tabağının her yanına giderdi. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) bana şöyle buyurdu: 'Oğul, Besmele çek! Sağ elinle ye! Hep önünden ye!' “O günden sonra buyurduğu gibi yedim.” [Buhârî, Sahîh, Et`ıme 2, 3; Müslim, Sahîh, Eşribe 108]
    Amr b. Şuayb babası Şuayb’dan, o da dedesi Abdullah b. Amr b. Âs'dan (r.anhüm) Rasûlüllah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
    “Çocuklarınıza yedi yaşındayken namaz kılmalarını söyleyiniz. On yaşına bastıkları hâlde kılmazlarsa kendilerini cezalandırınız, yataklarını da ayırınız. “ [Ebû Dâvûd, Sünen, Salât 26]
    Ebû Süreyye Sebre b. Ma`bed el–Cühenî'den (ranhüm) rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
    “Çocuğa yedi yaşına erdiğinde namaz kılmayı öğretiniz. On yaşına bastığı halde kılmazsa,(kılmasını temin ve teşvik yönünde) cezalandırınız.” [Tirmizî, Sünen, Mevâkît 182]
    Bu saadete anne-baba ve hocaları da ortak olur. Eğer bunlar öğretilmez ve alıştırılmaz ise, bedbaht olurlar! İleride yapacakları her fenalığın günahı da, kendilerine gerekli terbiyeyi vermeyen anne-baba ve mürebbilerine / eğitimcilerine / hocalarına da verilir.
    Son devir dersiamlarından ve Tarikat-ı Aliyye-i Nakşibendiyye-i Müceddidin silsilesinin son halkasını teşkil eden Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretleri buyurmuşlardır ki: “Sabî mükellef değil, lakin amellerine itibar edilir. İnd-i Bârî’de mükâfâtı vardır.” Evet bu mükâfattan ebeyni de aynen istifade eder.
    Her Müslüman, emri altında bulunanlardan mes’uldür
    İbn Ömer (r.anhüma) anlatıyor: Rasûlüllah'ı (s.a.v.) şöyle buyururken dinlemiştim:
    “Hepiniz çobansınız; hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Devlet reisi de bir çobandır ve sürüsünden sorumludur. Erkek, ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Hizmetkâr efendisinin malının çobanıdır; o da sürüsünden sorumludur. Netice itibariyle hepiniz çobandır ve güttüğü sürüden sorumludur.” [Buhârî, Sahîh, Cum`a 11, İstikrâz 20, İtk 17, 19, Vesâyâ 9, Nikâh 81, 90, Ahkâm 1; Müslim, Sahîh, İmâre 20]
    Muhakkak ki bütün güzel huylar ilk olarak ailede ebeveyn tarafından birer tohum gibi çocukların ruhlarına saçılır. Daha sonra ailenin ekip çimlendirdiği bu filizler mektepte-medresede tımar edilip geliştirilir.
    Bebek daha anne karnında iken hisseder, öğrenir, dışarıdan gelen sesleri hafızasında kaydeder ve daha sonra bunları hatırlar. O, doğumun ilk dakikalarından itibaren çevresiyle münâsebet kurar, annesinin sesini ve yüzünü tanır, bunları başka ses ve yüzlere tercih eder. Bebeğin ilk günleri ile alâkalı bu hususlar ilmî olarak yeni keşfedilmesine rağmen, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.), Hz. Hasan ve Hüseyin (r.anhuma) doğdukları zaman kulaklarına aynen namazda okunan ezanla ezan okumuştur. Yine Rasûlullah (s.a.v.), “Kim bir çocuğu olur da sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okursa, ona ümmü sıbyan zarar vermez” buyurmuştur. [İbrahim Canan, İstanbul, 1982, Hz. Peygamberin Sünnetinde Terbiye]
    Keza, çocuğun doğumundan sonraki ilk iki yıl içersinde beyin hücreleri çok hızlı olarak gelişmeye devam eder ve bu esnada söyleneni kaydeder. Kaydedilen bir şey ise devamlıdır, kalıcıdır. Söylenenin hakiki mânâsını anlayan ve cevap veren ruh’tur. Böylece gördüğü eşya ve hâdiseler ile işittiklerine ait değerler bir bütün içinde çocukta yer eder. Bundan dolayı çocukların eğitimine bu perspektiften bakılmalıdır. Eğitimde çocuğun ruhî, zihnî, bedenî yönü de, hayal gücü, ilim ve dille alâkalı ciheti de ihmal edilmemelidir.
    İnanç ve ahlâk değerlerinin ruhta tam olarak yerleşmesi belli bir zaman merhalesinde olduğundan, bu değerler doğumdan itibaren çocuğa doğru bir şekilde yavaş-yavaş aşılanmalıdır. İnsanın insanlığı aile ile tamamlanır, aile ile kemâle erer ve aile ile devamlılık kazanır. Çünkü bu devrede insan, çevreden alacağı şeylerle müsbet veya menfi yönde iç şekilenmeye girer. Bu devre insanın melekleşmeye ya da -Allah korusun- şeytanileşmeye ve içtimâileşmeye (sosyalleşmeye) yönelebileceği tek devredir. İlerde onun şahsiyet ve karakterinin olgunlaşmasında, müstakbel hayatında davranışlarına en çok tesir eden şeylerden birisi, şüphesiz şuuraltı birikimleridir. Çocuk telkinlerden çok, ailede ve yakın çevresinde gördüğü ve duyduğu şeylerin tesirinde kalarak benlik ve şahsiyete erer.
    İslâmî esasların çocuğun şuurunda yerleşmesiyle onda mükemmel bir kişilik oluşur. Bu durum, onun terbiyesinde çok mühim yer tutar. İslâm şuurunun tedricen yerleşmesi maksadııyla başlangıçtan itibaren çocuk ahlâken, ruhen, manen ve zihnen tekâmül ettirilmeli ve ona, gelecek neslin ahlâki-içtimai açıdan İslâmî bir toplum olacağı, olması gerektiği hissetirilmelidir.
    Bu bakış açısından değerlendirilirse, ailenin ve mektebin rolünün önemi tam olarak tahmin edilebilir. Çocuğa İslâm ahlâkının temel ölçüleri yanında; yeme, oynama, ağlama ve uyuma alışkanlıkları da gösterilebilir
    Bir çocuğun ağlaması, diğer şeyler yanında, fizyolojik bir ihtiyaç (yeme ihtiyacı gibi) olarak düşünülebilir. Böyle bir yaşta bile çocuğun ağlamasına karşı ebeveyninin cevabında bir anlamda İslâmî bir ölçü vardır, olmalıdır. Çocuk her ne zaman ağlasa annenin ilk reaksiyonu olan ‘çocuğun ağlaması genellikle gerçek bir açlığın alâmeti’ düşüncesi olmayabilir. Çocuk, daha çok iltifat ve ihtimam görmek isteyebilir. Unutmamak gerekir ki; çocuk, ağlayarak daha çok isteme ve isteğini elde etme durumu, çocuğu bencil ve kibirli yapabilir. Neticede bu davranış, Müslüman kadın ve erkeklerin müsrif olmasından çok, kötü ahlâk kazanmasına da yol açar. Oysa çocuğun daha çok yeme-içme isteği, ilgi ve iltifat talebi, onu, toplumda fakir ve ilgisiz-kimsesiz çocukların da bulunduğundan haberdar etmek ve onlara karşı samimi bir ilgi meydana getirmek için kullanabilir.
    Çocuğun oynama alışkanlığından faydalanılarak, ona erken yaşta ortaklık, paylaşma, fedakârlık fikri ve mefhumu da aşılanabilir. Diğer çocuklarla veya kendi kardeşiyle oyuncaklarını birlikte oynamaları teşvik edilmek suretiyle, ileri yaşta gerekli olan paylaşma ruhunu-huyunu elde edebilir. Oyuncağını arkadaşına verebilen bir çocuk, eğer bu davranışı devamlı teşvik ile takviye görürse, ileriki yaşlarda maddî-mânevî fedakârlıkta bulunabilir.
    Aile sorumlulukları, acı ve tatlı anları paylaşma, yardımlaşma fikri çok genç yaştan itibaren çocuğun ruhuna yavaş yavaş aşılanabilir. Bu düşüncenin uygulama yeri ailedir. Doğumdan 12’nci aya kadar olan anne-bebek beraberliği neticesinde bebekte anneye karşı derin bir bağlanma hissi oluşur. Bu devrede bebeğin anneden ayrılması birçok bedenî rahatsızlıklara yol açtığı gibi çocuğun ruhî gelişmesine de tesir eder. Bu çocuklar güven hissinden mahrum, içine kapanık ve okuldan kaçma gibi davranış bozuklukları gösterirler. Bunlar arasından yetişkinlik döneminde suça yönelenler de çıkar. İlk yıllarda çocuklara karşı gösterilen bu ilgisizlik ileriki yıllarda kapatılamaz. Halbuki bugün batı toplumunda olduğu gibi bizde de çocukların bakımını tamamen kreşlere / çocuk bakım evlerine bırakma eğilimi artmaktadır. Büyüyüp olgun yaşa geldiklerinde bu çocukların ferdiyetçi ve egoist-bencil olmaları kaçınılmazdır.
    Neticede İslâm’da temel bir ünite olan aile bağları kopar. Kendi ferdiyetçi ve bencil evlatları tarafından sevgi ve muhabbet görmeyen ebeveynler hayatlarını ‘huzur evleri’nde geçirmeye mecbur kalırlar. Bu durum Batı’da ve ABD’de olagelen şeydir. Aile evi (yuva) onların araba park yeri durumuna gelmiştir. Boşanma, hırsızlık, intihar gibi sosyal ve ekonomik suçlarda çok büyük bir artış vardır. Aile hayatının yokluğunda sadece yetişkinler değil, aynı zamanda genç çocuklar da uyuşturucu ve alkole başvururlar. AB ve ABD’de ebeveynlerin uyuşturucu ve alkol kullanmasından dolayı ailesinden ayrılan çocuk sayısında önemli bir artış vardır. Bu çocuklar ciddî manada hissî ve bedenî / fizikî ve psikolojik problemlerle karşı karşıyadır. Bu alanda yayınlanan raporların sonucuna göre, son birkaç yıl içersinde ailenin korunmasıyla ilgili çok sayıda yeni programlar başlatılmıştır.
    Batıda meydana gelen bu durum İslâm’da niçin çocuk eğitimine büyük önem verildiğini anlamamıza yardımcı olmaktadır. İslâm’da mes’uliyet, aile içindeki fertlerin sosyal ve ekonomik sorumluluğu ile sınırlı kalmayıp, fakir ve ihtiyacı olan akrabaları, hatta komşuları ve cemiyetin tamamını içine almaktadır. Ekstrem durumlar hariç İslâm’da dilenme men’edilmiştir. Böylece daha iyi durumda olan fertler, muhtaç olanlara yardım ederek sosyal ve ahlâkî mes’uliyetini yerine getirirler. Müslümanlarda îsâr ahlakı hakimdir. Onlar, kendileri fakirlik ve ihtiyaç içinde olsalar bile, diğer kardeşlerini kendi öz canlarına tercih ederler.
    Yeni yapılan bir çalışmada, ebeveynin beklentilerinin çocukta yerleştiği tesbit edilmiştir. Bu beklentiler çocuğu şekillendirmekte ve yönlendirmektedir. Nesilden nesile intikal eden aile hikâyeleri nesilleri birbirine bağlar, fertleri mes’uliyet şuuruna erdirebilir ve hatta bu hikâyeler meslek seçimi ve beklentilere tesir eder. Buna binaen çocuğa aile ve cemiyet mes’uliyetinin aşılanması işin hususi sosyal bir çevrede uygun bir ebeveyn eğitim programı geliştirilip uygulanması faydalı olabilir.
    Buraya kadar anlatılanlardan şu neticeler çıkarılabilir:
    Öncelikle, İslâm’da çocuk eğitiminin temelini teşkil eden hususlar, ailesi tarafından onlara okul öncesi yaşlarda öğretilmeli, verilmebilir. Bu devrede ebeveyn kendini uygun bir program içine sokmalıdır. Ebeveynin kişiliği sosyal ve ahlâkî davranışları çocukta ahlâkî şuurun uyanmasında ilk uyarıcı olarak hizmet etmelidir. Çocuğun tabiatında var olan kabiliyetleri geliştirmek, sosyal şuur ve ahlâkî duyguyu aktive etmek ve böylece davranışlarını anlamlı ve faydalı hâle getirmek için, ebeveyn, davranışlarını örnek teşkil edecek şekilde plânlamak zorundadır.
    İkinci olarak çocukluk döneminde çocuğun şuuraltında yer eden güzel fikir ve duyguların silinip gitmemesi ve yerlerini kötü şeylere bırakmaması için okul döneminde de beslenmesi ve takviye edilmesi gerekir.
    Son söz: “Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır.” [Tahrim suresi, 6]
    halisece.com
    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



Benzer Konular

  1. Veliler Nasıl Terbiye Eder?
    By Reyhani in forum Tasavvuf Yazıları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08.10.08, 11:54
  2. Nefsi Terbiye Etmek
    By SiLa in forum Nefis(Duygular)
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.07.08, 11:17
  3. Çocuk nasil terbiye edilir?
    By Konyevi Nisa in forum İslam Hakları
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 09.07.08, 08:38
  4. Çocuğun Yaşamında Babanın Rolü
    By BuRaK in forum Psikoloji Ödev
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 04.07.08, 13:49
  5. Nefsi terbiye etmek
    By Kartal__13 in forum Ahlak Bilgileri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.06.08, 20:08

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •