Sayfa 2/2 İlkİlk 12
15 sonuçtan 11 ile 15 arası

Konu: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya

  1. #11
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya

    Alıntı nazgülüm Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Cok güzel bir paylaşım oldu emeğinize sağlık.Allah razı olsun.Fakat ben rüyalara inanmıyorum.Hata mı ediyorum acaba?Eksik miyim bu konuda bilemiyorum..Bilgileri olanlar yazarlarsa sevinirim.Allah razı olsun şimdiden...



    Rüyaya inanmak!

    Rüya âleminin, elle tutulur kati kurallarla çevrilmemiş olması, Müslüman olarak itaate memur olduğumuz ahkâmının yokluğunu göstermez. Kur'an'a ve hadislere konu olmuş bir meselede kesinlikle Müslüman'ı bağlayan hükümler de vardır. Rüya da, insanla iç içe bir mesele olarak bilindiği için Resulullah (sav)'ın ashabıyla yaşadığı gündemde de yer almıştır. Farklı zamanlarda Mescidi Nebi'de rüya üzerine konuşulmuş, rüya dinlendiği olmuştur. Çünkü rüya insan hayatının gereğidir; Mescidi Nebi de hayatın yaşandığı yerdi. Rüya, ayrıntılarını bilmiyor olsak dahi, hayatımızda gerekli olduğu için var edilmiştir. Rüyanın üzerimizdeki etkisini bilemiyoruz. Manevi hayatımıza, beşeri ilişkilerimize, moral yapımıza, düşünme ve kavrama yeteneğimize etkisi olduğu muhakkaktır.
    Kur'an da rüya

    Kur'an, rüyadan, rüyayı yorumlamaktan söz etmektedir. Enfal suresinde Bedir'de müminlerin rüya ile nasıl güç kazandıklarını anlatmaktadır. Yusuf aleyhisselamın nübüvvete açılan yolu da bir rüya ile başlar. Mekke'nin fethinde de rüyaya yer vardır. İbrahim aleyhisselamın rüyası da önemli bir yer tutmaktadır.
    Rüya, sahibinin doğruluğu ile ilgilidir

    Sahih rüyayı, salih insanlar görür

    Peygamberlerinrüyaları haktır. Salih kulların gördüğü rüyalar, peygamberlerin rüyalarından sonraki bir derecede durur. Rüyanın doğruluk oranı, rüya sahibinin doğruluğu ile ilgilidir. Ama salihlerin rüyaları, peygamberlerin rüyaları gibi bağlayıcı değildir.
    Salihlik kavramı da yalın bir adlandırma olarak düşünülemez. Salih kimse, veli, evliya gibi deyimler kullanılmış olabilir; içi doldurulduğu zaman gerçek bir değer ifade eder. Ebu Bekir (ra), Hasan Basri, Fudayl gibi isimlerin başında bulunduğu bir listeye yazılmaktan söz ediyoruz. Mesela herkesin alkol tükettiği bir köyde alkol tüketmeyen ama namazı da ikame etmeyen bir insana salih unvanı nasıl verilebilir.
    Salihlerin dışındaki insanların rüyaları, yaşadıkları dini hayatın, takvadaki iniş ve çıkışların yansıması gibidir. Rahmani rüya görebilecekleri gibi şeytani rüyalarla da meşgul olabilirler. Günlük hayatlarındaki tarz rüyalarına yansır. Fasık bir insanın rüyası da kendisi gibi kabul edilebilir.
    Yalan rüya anlatmak hadislerde yasaklanmış günahlardandır. Rüyanın doğru olanı da herkese uluorta anlatılmamalıdır.
    Şeytan, rüyaya etki edebilir

    İnsanla bağlantılı pek çok konuda olduğu gibi rüya konusunda da şeytandan söz etmek gerekmektedir. Namazdan zekâta kadar ibadetlere bile kendi metotlarıyla müdahale etme istidadı olan şeytanın ne yazık ki rüyalara da müdahalesi vardır. Mümini gün boyu meşgul edebileceği, iç huzurunun dağılmasına sebep olacak rüyalara yön vermesi söz konusudur. Bu da bizim rüyaları, rahmanî ve şeytani olmak üzere iki gruba ayırmamızı gerektirmektedir. Sahih hadislerden yola çıkılarak rüya hakkında bilmemiz gereken kuralları şu şekilde sıralayabiliriz. Zira tıp dâhil beşeri birikimimizin rüyanın oluşumu ve sonuçları hakkında bize verebileceği kesin bilgisi yoktur. Resulullah (sav)'ın hadisi şerifleri elimizdeki tek ve en güvenilir bilgilerdir. Hadis kitaplarımızın pek çoğunda rüya ile ilgili rivayetler bir bölüm oluşturmaktadır Rüyanın Allah'tan olanı vardır. İnsanın kendisinin ürettiği olanı vardır. Şeytanın insanı meşgul etmek için ürettikleri vardır.
    Rüya yorumlamak mümkündür

    Rüya yorumlamak veya yorumlatmak mümkündür. Ancak rüya yorumlama kabiliyeti, iyi bir sünnet ve Kur'an bilgisi gerektirmektedir. Yorumlanan rüyanın değeri de en çok rüyanın kendisi kadardır. Rüya yorumundan hareketle bir din ve yaşam oluşturamayız. Rüyaya veya yorumlanmış haline bağlayıcılık vermek mümkün değildir.
    Peygamberimizin rüyada görülmesi

    Resulullah (sav)'ın rüyada görülmesi haktır ve kesindir. Şeytan, O'nun şekline girip kimseyi aldatamaz. Bu konuda sahih hadisler vardır. Bir Müslüman'ın 'Ben Resulullah (sav)'ı rüyamda gördüm' demesine itibar edilebilmesi için, o kişinin şemaili şerifi ayrıntılarıyla biliyor olması gerekir. O'nun fiziki şeklini bilmeyen birinin 'gördüm' demesine itibar edilmemiştir. Bu kuraldan hareket eden bazı âlimler, Resulullah (sav)'ı ancak, O'nu tanıyan ashabının rüyasında görebileceğini söylemişlerdir. Ashaptan başkasının 'görmesi' makul değildir, demişlerdir.
    Rüyada Peygamberimizden talimat almak

    Bir Müslüman'ın Resulullah (sav)'ı rüyasında görmesi haktır. Ancak o rüyada Resulullah (sav)'den talimat alması, ne yapacağını öğrenmesi gibi bilgiler hak değildir. Çünkü o tamamlanmış, gecesi gündüzü kadar aydınlık, ilaveye muhtaç olmayan bir din bırakmıştır. Peygamber aleyhisselamdan bir şey öğrenecek olan onu Kur'an'dan ve hadislerden öğrenmelidir.Rüya ile istiharenin bir bağlantısı yoktur
    İstihare yapan bir Müslüman'ın illa rüya görmesi gerekmez. İstihareyi anlatan hadislerde rüya yoktur. Rüya, o istihareyle ilgili işaretlerden biri olarak anlaşılabilir. Bu anlama, alternatifi olmayan bir işaretten kaynaklanmaz.Ne rüya görmek bir iyiliğe delalet eder, ne de görmemek körlüğün nedenidir. Rüya peşinde bir hayat anlayışı hatalıdır. Mümin, gününü yaşar, gün üzerinden muhasebe yapar. Birilerinin rüyaları ile geçirecek vakti yoktur. Hayat meydanlarda yaşandığına göre korkular ve umutlar da meydanlardadır. Yatak odalarımız, dinlenme yerlerimizdir. Yatak odalarımızı, kaynak üretme, teselli veya korku geliştirme yeri olarak kullanamayız. Yusuf aleyhisselamın rüyasına benzer bir rüya görenin gelecekte Mısır kralı olacağını zannetmesi batıl olduğu gibi, oğlunu kestiğini rüyasında görenin de, bıçağını alıp oğlunu kesmesi gerekmez. Hayat tarzımız ve meşguliyetimiz ne ki gördüğümüz rüyamız hüccet olsun! Yastıkta proje çizip caddede uyarlama yapmak yoktur. Cadde caddedir, yastık da yastıktır.
    Rüya için kural!

    Hoşlandığı bir rüya gören, bunu Rabbinden bir nimet olarak görüp hamd etmelidir. Gördüğü rüyasını da dostlarına anlatmasında bir sakınca yoktur. Kötü bir rüya gören ise, gördüğünün şeytandan kaynaklandığını veya gündemini çok meşgul eden olayların birikimi ile oluştuğunu bilmelidir. İstiaze ile Allah'a sığınır. Kesinlikle rüyadan ötürü kendine bir zararın gelmeyeceğine inanır. Yatakta sağına yatıyorsa soluna, solunda yatıyorsa sağına döner. Sol omzuna doğru hafifçe üç kere tükürür. Rüyası çok ürkütücü ise, kalkıp iki rekât namaz kılar. Ayetelkürsi okur. Kötü rüyayı anlatmaz. Rüyanın günlük hayatını etkilemesine izin vermez. Rüyada gördüğü kişilerden nefret etmesi, onları soruşturması gerekmez. O rüyaya göre hükümler vermez. Mesela, işçisinin malından çaldığını rüyasında gördüğü için sırf bu nedenle onu işinden çıkarmaz. Hanımının kendine hıyanet ettiğini gördüğü için ona düşmanlık etmez.
    Evlenirken rüyayı dayanak kabul etmek doğru değildir

    Kim ve ne görmüş olursa olsun, peygamberlerin dışında kimsenin rüyası din değildir. Dini bir hükme kaynak oluşturmaz. Müslüman'a fıkıhta yön çizemez. Din, ayet, hadisle yaşanır; rüya ve tahminler, umutlar üzerinden din olmaz! Rüya bir ictihad türü değildir. Evlilik bağı kurulması veya evliliğin bitirilmesi gibi meselelerde rüyaya dayanılmasının İslamî bir yönü yoktur. İslam nass dinidir. Günyüzü dinidir. Rüyayı görenin çok değerli biri olması, sadece sahibi açısından önemlidir. O önem de moral düzeyindedir.
    Mesela rüya üzerinden bir tedavi uygulamamız mümkün.
    Kâfirlerin rüyalarının bir değeri yoktur

    'Bu rüya salih bir rüyadır, hayra işarettir' denebilmesi için:
    Doğruluğu yaşam tarzı olarak benimsemiş, gıybet ve dedikodu etmeyen birinin rüyası olmalıdır.
    Abdestli olarak uyumuş olmalıdır.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  2. #12
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya

    Alıntı DJ-Reyhani Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Rüya Nedir?

    Rüya, uyku ve bayılma gibi hallerde görme veya bu hallerde görülen şeylerdir. Rüyanın çeşitli şekilleri olmakla beraber asıl rüya Levh-i Mahfuz’dan olanların kalp aynasında görülmesidir.

    Allah-u Zülcelal’in yarattığı ve yaratacağı her şey yine kendi yarattığı levhi mahfuzdandır. Olmuş ve olacak şeylerin hepsi orada mevcuttur. Orada yazılıdır.

    Levh-i Mahfuz’un kendisi bir ayna gibidir. Bütün suretler oraya nakşedilmiştir. Eğer bir aynanın karşısına başka bir ayna koyulursa, o aynada ki suretler oraya akseder. Yani kalp aynasına yansır.

    Uyku ve benzeri hallerle, beş duyu organımızın faaliyeti durur. Bu sırada kalp saf ve berrak olur. İki ayna arasında perde (beş duyu organımızın faaliyeti) kalktığı vakit birinde bulunan şeyler ötekine aksettiği gibi, Levh-i Mahfuzda olan şeylerin bazısı kalbe akseder. Ancak uyku ve benzerleri beş duyu organının çalışmasına mani olsa da batini duygularda hayal kuvvetinin çalışmasına mani olmaz. Bu sebeple, hayal kuvvetinin Levh-i Mahfuz’dan kalbe aksedenleri ona uygun bir suret halinde muhafaza eder.

    Uykudan uyanınca hayalde olan bu suretler hatırlanır. Bunlar rüyanın garip halleridir.


    İmam-ı Rabbani Hz. (ks) bu konuyu, Allah-u Teâla dilediği vakit, ruhun bazı hallerini misal alemi denilen alemin aynasından gösterir, şeklinde açıklamaktadır. Ruhun hallerinin iyiliği, kötülüğü buradan anlaşılır. Keşif ve rüyalar böyle hasıl olmaktadır.

    Uykuda iken ruhun bedenden ayrılması, bir kimsenin geziye eğlenmek için, kendi vatanından gülerek sevinerek ayrılmasına benzer ki, gezdikten sonra sevinç içinde yine vatanına döner. Ruhun gezinti yeri alemi misaldir.

    Rüyanın Çeşitleri

    Rüyalar üç çeşittir;

    1- Uyanıkken görülen şeylerin uyku ve diğer hallerde görülmesidir. Buna Hadis-ün Nefs denir.
    Mesela bir iş veya sanat sahibinin kendisini bu işle uğraşırken görmesi gibi.

    2- Şeytanın insanı korkutmak, üzmek ve onunla oynamak için hayaline getirdiği, gösterdiği şeylerdir. Bu çeşit rüyalara kötü rüya; “Hulm” yani şeytanın gösterdiği karışık şeyler ismi verilir.
    Bu üstteki iki rüya batıl rüyalardan olup tabir edilmez.

    3- Allah-u Zülcelal tarafından, “Levh-i Mahfuz’dan” insanlara gizli olan şeylerden; kişilere ya müjdelemek, ya korkutmak ve yahut ta uyarmak için gösterilen rahmani rüyalardır. Bunlara Rüya-ı Sadık’a, yani iyi ve doğru rüya denir. Uygun bir şekilde ehlince tabir edilir.

    Peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde: “Salih rüya Allah’tan, kötü rüya ise şeytandandır. Biriniz hoşlanmadığı bir rüya görürse, uyanınca üç kere sol yanına tükürsün! Sonra onun şerrinden Allah’a sığınsın. Çünkü (böyle yaparsa) ona bir zarar veremez.” Buyurmaktadır.

    Rüya Kimlere Anlatılır?

    Rüya’nın sağlam görüşlü ve Salih Müslümanlara anlatılması lazımdır. Çünkü muteber bir eserde şöyle geçiyor. “Rüya, sahibi onu anlatmadığı sürece bir kuşun ayağında asılıdır (sahibi onu anlatıp ta tabir edilince düşüverir). Onun için sen onu ancak alim olan bir zata yada hayırla tabir edecek, akıllı bir kimseye anlat.”

    Rüyanın doğru olarak tabiri iki şekilde olmaktadır. Birincisi: Allah-u Zülcelal’in kalbe ilhamla bildirmesi ile olur. Bunun için tabir edenin Salih ve ilhama layık olması lazımdır.

    Anlatıldığına göre Evliyaullah’tan Süleyman Veliyyüddin Efendi Hz.leri sohbet ederken bir adam yanına gelerek rüyasını anlattı:

    - Efendim, rüyamda bir mescide gittim, kamet getirdim ve çıktım… Acaba neye delalet eder? Süleyman Veliyyüddin hz.leri:
    - Allah Mübarek etsin. Sen hacca niyet etmişsin, hazırlığını da yapmışsın. İnşallah, Harameyn’e gidip hacı olacaksın, buyurdular.

    Aradan biraz zaman geçtikten sonra, bir başka kimse gördüğü rüyanın aynısını anlattı. Süleyman Efendi (ks) bu sefer, aynı rüyayı gören ikinci adama:

    - Oğlum sen birisinin eşyasını çalmışsın. O çaldığın şeyi götür sahibine teslim et. Helallik iste. Yoksa elin kırılacak, bilesin!..

    Adam dışarı çıkınca, iki olaya da şahit olan derviş, bu hadiseden sordu:

    - Efendim ikisi de aynı rüyayı görmüşler, fakat siz tabirleri çok farklı yaptınız, bunun sır ve hikmeti nedir? Veliyyüddin Efendi (ks):
    - Cenab-ı Hak Kitab-ı Kerim’inde her şeyi açık-seçik beyan etmiştir, ama hakikati o ayna da görene bilene göredir. İlk gelen kişi rüyasını anlatırken kalbime, gönül aynama haccın farziyeti hakkındaki ayet zuhur etti. İkinci adam rüyasını anlatırken, hırsızlığın hükmü hakkındaki ayetin manası zuhur etti kalbimde… Buyurarak, rüyayı tabir ederken Kur’an’a dayandığını ifade etmişlerdir.
    İkinci tabir şekli de, Allah-u Zülcelal’in bir ihsanı olan feraset (sağlam görüş), hadislerde ince ve derin manaları anlama ve kavrama kabiliyetiyle, basiretle tabir olunur.

    Rüya da görülen suret ve remizlerin (semboller) bilinmesi gibi. Yani tabir, görülen hangi şeyin hangi manayı ifade ettiğini bilme esasına dayanır. Bu sebeple rüyayı herkes tabir edemez. Rüyayı tabir edecek kimsenin muhakkak; alim, salih, ve sağlam görüşlü bir kimse olması lazımdır. Çünkü sağlam kaynaklarda, rüya nasıl tabir olunursa, öyle çıkar diye geçmektedir.

    Bir diğer önemli husus da, rahmani bir rüyanın nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüz olduğudur. Buna rağmen hiç kimse, şer’i hükümler dururken, rüya ile amel edemez. İlk başta İslam’ın zahirine bakılır. Ondan sonra yine rüya İslam’a uyuyorsa onunla amel edilir…

    Gülistan Dergisi
    Kaynak: Ramuz el Ehadis
    ALLAH C.C Razı olsun kardeşim
    emeğine sağlık.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  3. #13
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.020, Level: 55
    Points: 7.020, Level: 55
    Level completed: 35%,
    Points required for next Level: 130
    Level completed: 35%, Points required for next Level: 130
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    nazgülüm - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Mesajlar
    892
    Points
    7.020
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya

    Alıntı kartal__13 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Rüyaya inanmak!

    Rüya âleminin, elle tutulur kati kurallarla çevrilmemiş olması, Müslüman olarak itaate memur olduğumuz ahkâmının yokluğunu göstermez. Kur'an'a ve hadislere konu olmuş bir meselede kesinlikle Müslüman'ı bağlayan hükümler de vardır. Rüya da, insanla iç içe bir mesele olarak bilindiği için Resulullah (sav)'ın ashabıyla yaşadığı gündemde de yer almıştır. Farklı zamanlarda Mescidi Nebi'de rüya üzerine konuşulmuş, rüya dinlendiği olmuştur. Çünkü rüya insan hayatının gereğidir; Mescidi Nebi de hayatın yaşandığı yerdi. Rüya, ayrıntılarını bilmiyor olsak dahi, hayatımızda gerekli olduğu için var edilmiştir. Rüyanın üzerimizdeki etkisini bilemiyoruz. Manevi hayatımıza, beşeri ilişkilerimize, moral yapımıza, düşünme ve kavrama yeteneğimize etkisi olduğu muhakkaktır.
    Kur'an da rüya

    Kur'an, rüyadan, rüyayı yorumlamaktan söz etmektedir. Enfal suresinde Bedir'de müminlerin rüya ile nasıl güç kazandıklarını anlatmaktadır. Yusuf aleyhisselamın nübüvvete açılan yolu da bir rüya ile başlar. Mekke'nin fethinde de rüyaya yer vardır. İbrahim aleyhisselamın rüyası da önemli bir yer tutmaktadır.
    Rüya, sahibinin doğruluğu ile ilgilidir

    Sahih rüyayı, salih insanlar görür

    Peygamberlerinrüyaları haktır. Salih kulların gördüğü rüyalar, peygamberlerin rüyalarından sonraki bir derecede durur. Rüyanın doğruluk oranı, rüya sahibinin doğruluğu ile ilgilidir. Ama salihlerin rüyaları, peygamberlerin rüyaları gibi bağlayıcı değildir.
    Salihlik kavramı da yalın bir adlandırma olarak düşünülemez. Salih kimse, veli, evliya gibi deyimler kullanılmış olabilir; içi doldurulduğu zaman gerçek bir değer ifade eder. Ebu Bekir (ra), Hasan Basri, Fudayl gibi isimlerin başında bulunduğu bir listeye yazılmaktan söz ediyoruz. Mesela herkesin alkol tükettiği bir köyde alkol tüketmeyen ama namazı da ikame etmeyen bir insana salih unvanı nasıl verilebilir.
    Salihlerin dışındaki insanların rüyaları, yaşadıkları dini hayatın, takvadaki iniş ve çıkışların yansıması gibidir. Rahmani rüya görebilecekleri gibi şeytani rüyalarla da meşgul olabilirler. Günlük hayatlarındaki tarz rüyalarına yansır. Fasık bir insanın rüyası da kendisi gibi kabul edilebilir.
    Yalan rüya anlatmak hadislerde yasaklanmış günahlardandır. Rüyanın doğru olanı da herkese uluorta anlatılmamalıdır.
    Şeytan, rüyaya etki edebilir

    İnsanla bağlantılı pek çok konuda olduğu gibi rüya konusunda da şeytandan söz etmek gerekmektedir. Namazdan zekâta kadar ibadetlere bile kendi metotlarıyla müdahale etme istidadı olan şeytanın ne yazık ki rüyalara da müdahalesi vardır. Mümini gün boyu meşgul edebileceği, iç huzurunun dağılmasına sebep olacak rüyalara yön vermesi söz konusudur. Bu da bizim rüyaları, rahmanî ve şeytani olmak üzere iki gruba ayırmamızı gerektirmektedir. Sahih hadislerden yola çıkılarak rüya hakkında bilmemiz gereken kuralları şu şekilde sıralayabiliriz. Zira tıp dâhil beşeri birikimimizin rüyanın oluşumu ve sonuçları hakkında bize verebileceği kesin bilgisi yoktur. Resulullah (sav)'ın hadisi şerifleri elimizdeki tek ve en güvenilir bilgilerdir. Hadis kitaplarımızın pek çoğunda rüya ile ilgili rivayetler bir bölüm oluşturmaktadır Rüyanın Allah'tan olanı vardır. İnsanın kendisinin ürettiği olanı vardır. Şeytanın insanı meşgul etmek için ürettikleri vardır.
    Rüya yorumlamak mümkündür

    Rüya yorumlamak veya yorumlatmak mümkündür. Ancak rüya yorumlama kabiliyeti, iyi bir sünnet ve Kur'an bilgisi gerektirmektedir. Yorumlanan rüyanın değeri de en çok rüyanın kendisi kadardır. Rüya yorumundan hareketle bir din ve yaşam oluşturamayız. Rüyaya veya yorumlanmış haline bağlayıcılık vermek mümkün değildir.
    Peygamberimizin rüyada görülmesi

    Resulullah (sav)'ın rüyada görülmesi haktır ve kesindir. Şeytan, O'nun şekline girip kimseyi aldatamaz. Bu konuda sahih hadisler vardır. Bir Müslüman'ın 'Ben Resulullah (sav)'ı rüyamda gördüm' demesine itibar edilebilmesi için, o kişinin şemaili şerifi ayrıntılarıyla biliyor olması gerekir. O'nun fiziki şeklini bilmeyen birinin 'gördüm' demesine itibar edilmemiştir. Bu kuraldan hareket eden bazı âlimler, Resulullah (sav)'ı ancak, O'nu tanıyan ashabının rüyasında görebileceğini söylemişlerdir. Ashaptan başkasının 'görmesi' makul değildir, demişlerdir.
    Rüyada Peygamberimizden talimat almak

    Bir Müslüman'ın Resulullah (sav)'ı rüyasında görmesi haktır. Ancak o rüyada Resulullah (sav)'den talimat alması, ne yapacağını öğrenmesi gibi bilgiler hak değildir. Çünkü o tamamlanmış, gecesi gündüzü kadar aydınlık, ilaveye muhtaç olmayan bir din bırakmıştır. Peygamber aleyhisselamdan bir şey öğrenecek olan onu Kur'an'dan ve hadislerden öğrenmelidir.Rüya ile istiharenin bir bağlantısı yoktur
    İstihare yapan bir Müslüman'ın illa rüya görmesi gerekmez. İstihareyi anlatan hadislerde rüya yoktur. Rüya, o istihareyle ilgili işaretlerden biri olarak anlaşılabilir. Bu anlama, alternatifi olmayan bir işaretten kaynaklanmaz.Ne rüya görmek bir iyiliğe delalet eder, ne de görmemek körlüğün nedenidir. Rüya peşinde bir hayat anlayışı hatalıdır. Mümin, gününü yaşar, gün üzerinden muhasebe yapar. Birilerinin rüyaları ile geçirecek vakti yoktur. Hayat meydanlarda yaşandığına göre korkular ve umutlar da meydanlardadır. Yatak odalarımız, dinlenme yerlerimizdir. Yatak odalarımızı, kaynak üretme, teselli veya korku geliştirme yeri olarak kullanamayız. Yusuf aleyhisselamın rüyasına benzer bir rüya görenin gelecekte Mısır kralı olacağını zannetmesi batıl olduğu gibi, oğlunu kestiğini rüyasında görenin de, bıçağını alıp oğlunu kesmesi gerekmez. Hayat tarzımız ve meşguliyetimiz ne ki gördüğümüz rüyamız hüccet olsun! Yastıkta proje çizip caddede uyarlama yapmak yoktur. Cadde caddedir, yastık da yastıktır.
    Rüya için kural!

    Hoşlandığı bir rüya gören, bunu Rabbinden bir nimet olarak görüp hamd etmelidir. Gördüğü rüyasını da dostlarına anlatmasında bir sakınca yoktur. Kötü bir rüya gören ise, gördüğünün şeytandan kaynaklandığını veya gündemini çok meşgul eden olayların birikimi ile oluştuğunu bilmelidir. İstiaze ile Allah'a sığınır. Kesinlikle rüyadan ötürü kendine bir zararın gelmeyeceğine inanır. Yatakta sağına yatıyorsa soluna, solunda yatıyorsa sağına döner. Sol omzuna doğru hafifçe üç kere tükürür. Rüyası çok ürkütücü ise, kalkıp iki rekât namaz kılar. Ayetelkürsi okur. Kötü rüyayı anlatmaz. Rüyanın günlük hayatını etkilemesine izin vermez. Rüyada gördüğü kişilerden nefret etmesi, onları soruşturması gerekmez. O rüyaya göre hükümler vermez. Mesela, işçisinin malından çaldığını rüyasında gördüğü için sırf bu nedenle onu işinden çıkarmaz. Hanımının kendine hıyanet ettiğini gördüğü için ona düşmanlık etmez.
    Evlenirken rüyayı dayanak kabul etmek doğru değildir

    Kim ve ne görmüş olursa olsun, peygamberlerin dışında kimsenin rüyası din değildir. Dini bir hükme kaynak oluşturmaz. Müslüman'a fıkıhta yön çizemez. Din, ayet, hadisle yaşanır; rüya ve tahminler, umutlar üzerinden din olmaz! Rüya bir ictihad türü değildir. Evlilik bağı kurulması veya evliliğin bitirilmesi gibi meselelerde rüyaya dayanılmasının İslamî bir yönü yoktur. İslam nass dinidir. Günyüzü dinidir. Rüyayı görenin çok değerli biri olması, sadece sahibi açısından önemlidir. O önem de moral düzeyindedir.
    Mesela rüya üzerinden bir tedavi uygulamamız mümkün.
    Kâfirlerin rüyalarının bir değeri yoktur

    'Bu rüya salih bir rüyadır, hayra işarettir' denebilmesi için:
    Doğruluğu yaşam tarzı olarak benimsemiş, gıybet ve dedikodu etmeyen birinin rüyası olmalıdır.
    Abdestli olarak uyumuş olmalıdır.
    Abi bu konuyla ilgili cevabı sizden bekliyordum..Soruma cevap yerini buldu..Emeğinize sağlık Allah razı olsun sizden inşallah...

  4. #14
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya

    Alıntı nazgülüm Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Abi bu konuyla ilgili cevabı sizden bekliyordum..Soruma cevap yerini buldu..Emeğinize sağlık Allah razı olsun sizden inşallah...
    ALLAH C.C Cümlemizde razı olsun kardeşim.
    kardeşlerimin sıkıntılarına bir damla çare
    olabiliyorsam, ne mutlu bana.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  5. #15
    ***
    DIŞARDA
    Points: 18.904, Level: 87
    Points: 18.904, Level: 87
    Level completed: 11%,
    Points required for next Level: 446
    Level completed: 11%, Points required for next Level: 446
    Overall activity: 7,0%
    Overall activity: 7,0%
    Achievements
    yagmurdamlasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Sitemizin Ninesi
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    2.304
    Points
    18.904
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    19

    Standart Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya

    allah razı olsun reyhani kardeşim çok güzel bir konu
    Yuvasız Kuşa Bile Dal Verip Yuva Kurduran Rabbim...Hakkımızda En Hayırlısı Neyse Bizlere de Onu Nasip Eyle. AMİN..


Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Benzer Konular

  1. Kalbe Ateş Düşünce
    By SiLa in forum Sohbet & muhabbet
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 31.08.08, 17:26
  2. günahın kalbe etkisi
    By Konyevi Nisa in forum İslami Konular Ve Kaynaklar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.07.08, 10:02
  3. Doğmazdı Kalbe İman
    By Hakikatbin in forum İslami Şiirler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.07.08, 21:07
  4. Kalbe gelen düşünceler
    By ArzuNur in forum İnsan & Yaratılış
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29.06.08, 23:43
  5. Kalemi Kalbe Dokundurmak!
    By SiLa in forum Edebiyat
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 09.06.08, 11:35

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •