***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Cevap: Allah Korkusunu Anlamak
Hastalıklar, kazalar, sakatlanmalar, büyük maddi kayıplar, sevdiklerini yitirme gibi sürekli bir kayıp içindedirler. Başlarına gelenlerin
'tan bir deneme olduğunu düşünmedikleri ve tevekküllü olmadıkları için, karşılaştıkları her sıkıntı onlar için azap olur.
hiçbir yönden işlerini rast getirmez. Daima bir bereketsizlik ve terslik olur. Küçük büyük ne ile ilgilenseler, hangi işe yönelseler hep maddi veya manevi zararla sonuçlanır. Nitekim
Kuran'da onların bu durumlarını geçim sıkıntılı bir hayat olarak nitelendirmiştir:
"Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz." (Taha Suresi, 124)
'tan korkmayan bir insanın, sahip olduğu karanlık ruh hali yüzüne yansır. Yüzündeki nursuz ifade, konuşmasındaki bozuklukla birleşince son derece tedirgin edici bir görünüme bürünür. Kuşkusuz bu, manevi bir pisliğin ve çirkinliğin fiziksel görünüme yansımasıdır.
ayette bunu "zillet" olarak tanımlamıştır:
Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyledir. Bunları bir zillet sarıp kaplar. Onları
'tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu yok. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır. (Yunus Suresi, 27)
Bu insanların uğradıkları gizli kayıplardan biri de akıllarının ve kavrama kabiliyetlerinin ellerinden alınmasıdır. En basit gerçekleri bile kavrayamazlar. Örneğin içinde bulundukları mutsuzluğun, huzursuzluğun, korku ve sıkıntı dolu ruh halinin sebebini göremezler.
Kuşkusuz
'tan korkmayan bir insanın başına gelebilecek azap türleri burada sayılamayacak kadar çeşitlidir.
İnsanı
yaratmıştır ve ona en acı verecek şeyleri de yine O bilir. İnsanın hiç tahmin edemeyeceği yönlerden sıkıntılar yaratarak onu cezalandırabilir.
'ın gazabı bir ayette şöyle haber verilmiştir:
...
'ın gazablanması, elbette sizin kendi nefislerinize gazablanmanızdan daha büyüktür. Çünkü siz, imana çağrıldığınız zaman inkar ediyordunuz. (Mümin Suresi, 10)