Kendini ifade etmek, şuur sahibi her insanın sosyolojik motivlerindendir...Yaşımız ve cinsiyetimiz ne olursa olsun, bu ihtiyacı daima duyarız...Sevinçlerimizi, kederlerimizi, duyduklarımızı, düşündüklerimizi, inandıklarımızı, öfke ve korkularımızı, şu veya bu şekilde, ortaya koymak, başkalarına duyurmak, başkalarıyla paylaşmak zorundayız adeta...
Bu ifade ihtiyacı zaman ve zemine, şartlara ve bulunduğunuz ortama göre de değişebiliyor...Bazı zamanlarda kolaydırda, bazı zamanlarda zordur..yani hürriyet meselesi...Bazı insanlar kendi duygularını, heyecanlarını kolayca anlatabilirler de, bazıları çok güçlük çekmektedirler...Yani, yaradılış, eğitim ve yetenek meselesi...
Ve yine, bazı insanlar kendi duygularını ve düşüncelerini en kaba ve çerkin biçimde ifade ederlerken, bazıları, bunları yüceltmesini bilirler...Gerçektende başarılı insanlar, düşüncelerini ve hislerini anlatırlarken, kabanın yerine inceyi, çirkinin yerine güzeli, kötünün yerine iyiyi, süflinin yerine ulviyi, menfinin yerine müsbeti tercih edebilenlerdir...Büyük şairler, edipler, yazarlar, ressamlar, mütefekkirler böyle doğarlar...
Kendini müsbet ve yüceltici biçimde ifade edemeyen kişiler, akla hayale gelmeyecek garipliklerle, maskaralıklarla,rezalet ve çirkinliklerle dikkat ve ilgi toplamak yoluna giderler...Bu antisosyal davranışın altında, kendini ifade edememe motivi yatar...Yüce işlerle başarıya ulaşamayan insanlar, çeşitli çirkinliklerle, kendilerini alçaltarak dikkat çekmeye çalışırlar...Bilhassa büyük şehirlerde, büyük kalabalıklar arasında varlıklarını hissettirmeye çalışan ne kadar garip giyinişli ev davranışlı insan vardır...Mesela;
Şu allı pullu giyinen delikanlı!
Şu elindeki zinciri, bir yandan sallayıp bir yandan ıslık çalarak giden kız,
Şu kısa saçlı kadın,
Şu uzun saçlı erkek,
Şu yanakları çıplak, çenesi tüylü herif,
Şu hayvan kürküne bürünmüş kibirli yosma,
Şu nara atan sarhoş,
Bitmedi
Şu, cep telefonu ile bağıra bağıra, konuşarak giden görgüsüz,
Şu bağrı açık, sağa sola çarparak giden dallama!
Kendini hala onsekiz yaşında zannedip, süsülenip püslenen şu nine,
Yakasına gül takıp, kız liselerinin önünde gezen şu yetmişlik adam,
Başkalarıda var!
Mimarsinanı beğenmeyen duvar ustaları,
İmam-ı Azamı beğenmeyen cüceler;
Dünyayı titreten Fatihi, Yavuzu, Muratları beğenmeyen küçük politikacılar,
Daha zavallılarıda var
Kendi vicdanlarını bile tatmin edemezken, beşeriyete asırlardır iman ve ahlak iksiri sunan, Peygamber efendimiz(s.a.v.) ve aziz sahabe kadrosuna dil uzatan inanç fukaraları...
Velhasıl, yücelemediği için yücelmişlere saldıran, böylece var olduğunu ispata çalışan, saymakla bitiremeyeceğimiz binlerce zavallı...........