***
DIŞARDA
Points: 60.713, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 0%
Achievements


Kuran'da Sabrin Önemi (2)
KURAN'DA SABRIN ÖNEMI
Gerçekten insan, ziyandadir.
Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar,
birbirlerine hakki tavsiye edenler ve
birbirlerine sabri tavsiye edenler baska.
(Asr Suresi, 2-3)
Ey iman edenler, sabredin ve sabirda yarisin... (Al-i Imran Suresi, 200)
Allah bir ayette, "… Bu bir Kitap'tir ki, Rabbinin izniyle insanlari karanliklardan nura, O güçlü ve övgüye layik olanin yoluna çikarman için sana indirdik" (Ibrahim Suresi, 1) hükmüyle Kuran'in insanlari karanliklardan aydinliklara çikarici özelligi oldugunu bildirmistir.
Kuran'da sabretmenin, insanlari karanliklardan nura çikaracak yollardan oldugu bildirilir. Ancak Kuran'da bildirilen sabir, günlük hayatta pek çok insanin sahit oldugu tavirlardan çok farkli, çok üstün ve kapsamli bir ahlak özelligidir. Kuran'da ögretilen gerçek sabir, sadece zorluklar karsisinda degil, aksine hayatin her aninda yasanan bir ahlak özelligidir. Gerçek sabir, zorluklarda oldugu kadar güzel olan herseyde kararlilik ve istikrar göstermeyi, bir an olsun bunlardan taviz vermeyerek bir ömür süresince devam etmeyi gerektirir.
Allah'in Kuran'da bildirdigi sabrin en çarpici örneklerini ise peygamberlerin yasamlarinda görmek mümkündür. Çünkü peygamberler Allah'in dinini anlatmakta, güzel ahlaki yasamakta sabir göstermis ve Allah'a sadakatlerinden asla ayrilmamis, sadece Allah'in rizasini kazanabilmek amaciyla sabretmis insanlardir.
Iste bu kitabin amaci insanlara bu üstün ahlak özelligini Kuran'da bildirildigi sekliyle tarif etmek ve onlari gerçek sabri yasamaya davet etmektir. Bu amaç dogrultusunda kitap boyunca halk arasinda yasanan sabir anlayisinin yanlisligi, Allah'in kullarindan nasil bir sabir istedigi, sabretmeleri için onlari ne tür olaylarla deneyebilecegi ve Rabbimiz için güzel bir sabirla sabredenlere nasil büyük bir karsilik vaat ettigi anlatilacaktir.
Tüm bunlarin yaninda peygamberlerin, hayatlarinin sonuna kadar her konuda nasil üstün bir sabir gösterdiklerine dair Kuran'dan örnekler verilecek ve böylece tüm insanlar en dogru sekilde ve hiç taviz vermeden hayatlarinin sonuna kadar "Rabbimiz için sabretmeye" davet edileceklerdir.
Kitabin bir diger amaci da Allah'in bu davetine karsilik verenlere "... Sabir gösterenleri müjdele." (Bakara Suresi, 155) ayetiyle bildirilen Allah'in büyük müjdesini vermektir. Ayrica Allah'in "sabredenlerle beraber " oldugunu (Bakara Suresi, 153) bir kez daha hatirlatarak, sabrin müminlere pek çok güzelligin kapisini açan essiz bir anahtar oldugunu vurgulamaktir.
KURAN'DA SABIR NASIL TARIF EDILIYOR?
Ey iman edenler, sabirla ve namazla yardim dileyin. Gerçekten Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara Suresi, 153)
Allah insanlarin yasayabilecekleri en güzel hayat seklini, yaratilislarina en uygun ahlak yapisini belirlemis ve "Kur'an'dan mü'minler için sifa ve rahmet olan seyleri indiriyoruz..." (Isra Suresi, 82) ayetiyle Kuran'da bildirilenlerin müminler için rahmet oldugunu belirtmistir.
Allah'in rizasini, sevgisini ve hosnutlugunu kazanmanin yolu, Kuran'da bildirilen dogrulari eksiksizce uygulamaktir. Allah kullarindan Kuran ahlakini hayatlarinin sonuna kadar hiçbir sekilde gevseklik göstermeden yasamalarini istemistir. Iste müminlerin Allah'in bu emrini her ne olursa olsun taviz vermeden yerine getirebilmelerinin sirri da, imanin kazandirdigi üstün bir özellik olan "sabir"da gizlidir. Sabrin sirrini ögrenen bir insan Allah'in kendisinden istedigi her tavirda ve her ibadette süreklilik gösterebilir.
Bu sirra ulasmak ise son derece kolaydir; Allah, iman eden kullarinin üzerinde "Sabur" (çok sabirli) ismini tecelli ettirir ve onlarin kalplerindeki kararlilik duygusunu pekistirir.
Bir ömür boyu devam eden gerçek sabrin asil kaynagi müminlerin Allah'a olan imanlaridir. Iman eden bir mümin Allah'in ilminin ve aklinin tüm varliklari sarip kusattigini, Allah'in izni olmaksizin tek bir olayin dahi gerçeklesmedigini ve tüm olaylarin ardinda Allah'in tasarladigi binlerce hayir ve hikmetin gizli oldugunu bilir. Bunun yaninda Allah'in iman edenlerin dostu, velisi ve yardimcisi oldugunu, dolayisiyla ilk bakista farkli görünse bile aslinda tüm olaylarin inananlarin lehinde gelistigini unutmaz. Allah'in kendisi için belirledigi kadere tereddütsüz teslim olur ve riza gösterir. Bu nedenle sabir mümin için zorlanarak yasanan bir ahlak özelligi degil, aksine gönül rizasiyla ve hosnutlukla yasanan ve zevk alinan bir ibadettir. Iste Kuran'da Allah'in insanlara ögrettigi gerçek sabir ile toplumda yasanan sabir anlayisinin farki da bu noktada ortaya çikar.
Toplumun büyük bir kesimi sabrin gerçek anlamini, gerçekten sabirli bir insanin nasil davranmasi gerektigini, bu özelligin Allah Katindaki önemini bilmez. Bu kimseler arasinda sabir, daha çok insanin hayati boyunca karsilastigi zorluk ve sikintilara gögüs germesi, bunlara katlanmasi ve tahammül etmesi olarak algilanir. Bu anlayis içerisinde sabrin, "bir yere kadar dayanma gücü" olduguna inanilir ve bu dogrultuda "sabrin zaman zaman tasmasi", "sabrin tükenmesi" gibi tavir bozukluklari da son derece normal karsilanir. Dahasi bu çarpik anlayisa göre, sonunda somut bir çikar elde edilemeyecek bir konuda sabir göstermek de son derece yersizdir. Çünkü böyle bir durumda bu kimselerin kendilerine hiçbir fayda saglamayacak bir konu için sikintiya katlanmis ve bos yere sabir göstermis olduklarina inanilir.
Oysa Kuran'da ögretilen gerçek sabir bu tahammül anlayisindan çok farklidir. Öncelikle inananlar, sabri Allah'in bir emri olarak yasarlar ve bu nedenle de hiçbir zaman onlarin sabirlarinda tükenme ya da tasma gibi bir durum söz konusu olmaz. Hayatlarinin sonuna kadar bu ibadeti sevk ve heyecan ile yerine getirirler. Bunun yaninda onlar yalnizca Allah için sabrettiklerinden dolayi sabirlarinin karsiliginda mutlaka somut bir menfaat beklentisi içerisine girmezler. Gösterdikleri üstün ahlak neticesinde Rabbimizin rizasini kazanacaklarini bilmek, onlar için alabilecekleri tüm karsiliklarin en güzelidir.
Dahasi Kuran'da tavsiye edilen sabir sadece zorluk ve sikintilar karsisinda yasanan bir ahlak özelligi de degildir. Gerçek sabir sartlar her ne olursa olsun, Kuran'in tüm ayetlerini eksiksizce uygulamada, Allah'in sakinmayi emrettigi tüm tavirlardan titizlikle sakinmada ve Kuran ahlakini bir ömür süresince hiçbir yilginliga kapilmadan yasamakta kararlilik göstermektir.
AllahKuran'da haber verdigi, "... sürekli olan 'salih davranislar' ise, Rabbinin Katinda sevap bakimindan daha hayirlidir, umut etmek bakimindan da daha hayirlidir." (Kehf Suresi, 46) ayetiyle "sebat gösterilerek sürdürülen salih davranislar"in makbul oldugunu hatirlatmis ve tüm kullarini sabretmeye davet etmistir.
Harun Yahya
Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...