***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Önceki ümmetlerde şehitlik mertebesi var mıydı?
Önceki ümmetlerde şehitlik mertebesi var mıydı? Şahadet sadece Muhammed ümmetine tahsis edilmiş üstün bir mertebe midir?
Soru
Bazı kitaplarda, “Şehitlik Muhammed ümmetine tahsis edilmiş üstün bir pâye, büyük bir mertebedir.” denilmektedir. Önceki ümmetlerde şehitlik mertebesi yok muydu? Ya da bu cümleden, diğer ümmetlerde şehitlik mertebesi yoktur diye bir anlamak çıkarmak yanlış olur, -Muhammed ümmetine tahsis edilmiş derken- bizim ümmetimizde önemli bir mertebedir diye vurgu yapılmak istenmiştir diye mi algılamalıyız?
Cevabımız
Değerli Kardeşimiz;
- Bizim de görebildiğimiz kadarıyla, şehitlik mertebesi İslam ümmetine mahsustur. Böyle bir faziletin bu ümmete tahsis edilmesinde başkalarına bir haksızlık yapılmış olmuyor. Çünkü, kimsenin bir hakkı zayi olmuş değildir. Nitekim, seksen küsur yıllık bir ibadet sevabını kazandıran kadir gecesi de bu ümmete tahsis edilmiştir. Bunun birkaç hikmetini kısaca şöyle açıklayabiliriz:
a. Eski ümmetlerin ömürlerinin uzun olmasına karşılık, bu ümmetin ömrü gayet kısadır. Bu kısa ömürlü ümmetin sevaplarının bazı vesilelerle arttırılması, Allah’ın hem adaletini hem de sonsuz merhametini göstermektedir.
b. Kadir gecesinin bu ümmete tahsis edilmesinin bir hikmeti, onların uzun olan hayatlarında yaptıkları güzel amellerine bir karşılık/bir dengeleme olduğu –hadislerde-ifade edilmiştir.
c. Hz. Muhammed(a.s.m)’ın hatırı Allah katında bütün peygamberlerin hatırından daha fazladır. Kur’an’ın açık ifadesiyle bu ümmet de bütün ümmetlerin en hayırlısıdır. En üstün bir peygamberin en hayırlı ümmetine böyle fazladan ikramda bulunmak, bu “üstünlük ve hayırlı olma” değerleriyle çok güzel örtüşmektedir.
d. “Az amelle çok sevap kazanma” hususu, bu ümmet için adeta bir kaziye-i muhkeme hükmüne geçmiştir. Beş vakit namazın elli vakit olarak değerlendirilmesi, bir iyiliğe asgarî olarak on sevap verilmesi, Aşura, Arafe günleri gibi bir günlük orucun çok günahlara kefaret olması, kandiller, cumalar, üç aylar gibi değişik zaman dilimlerinde sevapların bire bin katlanması gibi özel ikramlar, bu gerçeğin birer örneğidir.
e. “De ki: Lütuf Allah’ın elindedir, dilediğine ihsan eder. Allah’ın lütfü boldur, her şeyi hakkıyla bilir”(Ali İmran, 3/73) mealindeki ayette, bu konunun çözülmesine yönelik önemli ipuçları vardır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet Editör