***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Namazda yanılma
(NAMAZDA YANILMA)
1- NAMAZDAKİ TEKBİRLER
1166- Abdurrahman b. Es’am (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes b. Malik’e namazdaki tekbirlerden soruldu. O da rükû’ya giderken, secdeye giderken ve secdeden başını kaldırırken ve ikinci rekattan üçüncüye kalkarken dedi. Yanında bulunan Hutaym: “Bunu nereden öğrendin?” diye sordu. Enes’de: “Rasûlullah (s.a.v), Ebu Bekir ve Ömer’den” dedi ve biraz sustu. Hutaym: “Osman’dan deyince; Enes: “Osman’dan da” dedi. (Müsned: 13144)
1167- Mutarrif b. Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ali b. ebi Talib namaz kıldı, her rükû’ ve secdeye giderken ve kalkarken tekbir alırdı. Mutarrif’ın bu sözü üzerine Imran b. Husayn dedi ki: “Bu bana Rasûlullah (s.a.v) in namazını hatırlattı.” (Ebû Davud, Salat: 140; Müslim, salat: 10)
2- İKİNCİ REKATIN İKİNCİ SECDESİNDEN SONRA TEKBİR ALIP ELLERİ KALDIRMAK
1168- Ebu Humeyd es Saidi (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), namazda ikinci rekatın ikinci secdesinden kalktığı zaman tekbir alır ve ellerini ilk tekbir alırken kaldırdığı gibi kaldırırdı. (Ebû Davud, Salat: 116; Dârimi, Salat: 70)
3- TEKBİR ALIRKEN ELLER OMUZ HİZASINA KADAR KALKAR
1169- İbn Ömer (r.a)’den rivâyete göre: “Peygamber (s.a.v), namaza başladığı zaman, rükû’a gideceğinde, rükû’dan başını kaldırıp doğrulduğunda ve ikinci rekattan üçüncü rekata kalkacağında ellerini omuz hizasına kadar kaldırırdı.” (Ebû Davud, Salat: 116; Dârimi, Salat: 70)
4- EBU BEKİR, RASÛLULLAH (S.A.V)’E İMAM OLMUŞ MUYDU?
1170- Sehl b. Sa’d (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), Amr b. Avf oğulları arasında çıkan anlaşmazlığı sulh etmeye gitmişti. Namaz vakti gelince; müezzin, Ebu Bekir’e geldi kendisine cemaati toplayarak imam olmasını söyledi. Bu arada Rasûlullah (s.a.v) geldi, safları yararak ön safa geçti. Cemaat, Rasûlullah (s.a.v)’in geldiğini Ebu Bekir’e bildirmek için ellerini çırptılar. Fakat, Ebu Bekir aldırmadı. Cemaat el çırpmayı artırınca namazda bir şey olduğunu anladı, döndü birde baktı ki Rasûlullah (s.a.v) yanı başında… Rasûlullah (s.a.v) namaza devam etmesini işaret etti. Ebu Bekir, Rasûlullah (s.a.v)’in bu işareti üzerine, ellerini kaldırıp Allah’a hamd-ü sena etti. Sonra arka arka geri geldi ve Rasûlullah (s.a.v) de öne geçerek namazı kıldırdı. Namazı bitirince, Ebu Bekir’e: “İşaret ettiğim halde namazı kıldırmamana ne sebep oldu?” diye sordu. Ebu Bekir de şöyle dedi: “İbn ebi Kuhafe, Rasûlullah (s.a.v)’e imamlık yapmaya layık değildir.” Daha sonra Rasûlullah (s.a.v) cemaate: “Size ne oluyorda namaz da ellerinizi çırpıyorsunuz? Elleri çırpmak kadınlara mahsustur. Cemaatle namaz kılarken bir şey olursa “Sübhanallah” deyiniz” buyurdu. (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 26; Dârimi, Salat: 78)
5- NAMAZDA EL İŞARETİYLE SELÂM ALINIP VERİLİR Mİ?
1171- Câbir b. Semure (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz, namazda ellerimizi kaldırarak anlaşırken, Rasûlullah (s.a.v) üzerimize çıka geldi ve şöyle buyurdu: “Ne oluyor onlara ki şaha kalkmış atlar gibi namazda ellerini kaldırıp duruyorlar. Namazda sâkin olun, namazla ilgisi olmayan şeyleri yapmayın.” (Müslim, Salat: 27; Ebû Davud, Salat: 189)
1172- Câbir b. Semure (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in arkasında namaz kılıyorduk. Ellerimizle işaret ederek selâm verdik. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bunlara ne oluyor da şaha kalkmış atlar gibi ellerini kaldırarak selâm veriyorlar. Ellerini uylukları üzerine koyarak “Esselâmü aleyküm, esselâmü aleyküm” demeleri yetmiyor mu?” (Müslim, Salat: 27; Ebû Davud, Salat: 189)
6- NAMAZDA İKEN EL İŞARETİYLE SELÂM
1173- Rasûlullah (s.a.v)’in arkadaşı Süheyb (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’e uğramıştım namaz kılıyordu, selâm verdim işaretle selâmımı aldı.” Bu hadisi rivâyet eden ravi, Suheyb’in selâmını Peygamberin parmak işareti ile aldığını zannettiğini söylüyor.” (Müslim, Mesacid: 8; Ebû Davud, Salat: 170)
1174- İbn Ömer (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) namaz kılmak için Kuba Mescidine girmişti, peşinden de bazı kimseler girerek kendisine selâm verdiler. Bunun üzerine o sırada Peygamber (s.a.v)’in yanında bulunan Süheyb’e: “Selâm verildiğinde Rasûlullah (s.a.v) ne yapardı?” diye sordum. Süheyb: “El işaretiyle selâmı alırdı” diye cevap verdi. (Müslim, Mesacid: 8; Ebû Davud, Salat: 170)
1175- Ammar b. Yasir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ammar, Rasûlullah (s.a.v)’e; namaz kılarken selâm verdi. Peygamber (s.a.v) onun selâmını aldı.” (Müsned: 17599)
1176- Câbir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) beni bir iş için göndermişti, döndüğümde namaz kılıyordu, selâm verdim bana işaret ederek selâmımı aldı. Namazı bitirince beni çağırarak: “Biraz önce bana selâm verdin. Ben namaz kılıyordum” buyurdu. Rasûlullah (s.a.v) o gün Kudus’e doğru namaz kılıyordu. (Müslim, Mesacid: 7; Ebû Davud, Salat: 170)
1177- Câbir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) beni bir iş için göndermişti, geldiğimde -Kudüs’e veya Kâbe’ye doğru namaz kılıyordu. Selâm verdim eliyle işaret ederek selâmımı aldı sonra tekrar selâm verdim yine eliyle işaret ederek selâmımı aldı. Ben de dönüp gittim. “Câbir!” diye çağırdı. Ashab da: “Câbir” diye çağırdılar. “Ey Allah’ın Rasûlü! Selâm verdim selâmımı almadın” dedim. “Namaz kılıyordum” buyurdu. (Ebû Davud, Salat: 170; Müslim, Mesacid: 7)
7- NAMAZDA SECDE YERİNDEKİ TAŞLARI TEMİZLEMEK
1178- Ebu Zer (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Namaza durduğunuzda secde yerindeki taş ve toprağı temizlemeye çalışmayınız. (Bu işi namaza durmadan önce yapınız.) Çünkü namazda olan kişi ile Allah’ın rahmeti karşı karşıyadır.” (Böyle şeylerle meşgul olup Allah’ın rahmetine engel olmayınız.) (Müslim, Mesacid: 11; Dârimi, Salat: 110)
8- SECDE YERİNİ TEMİZLEMEK GEREKİRSE BİR DEFADA TEMİZLE
1179- Muaykîb (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Secde edilecek yeri mutlaka temizlemen gerekiyorsa bunu bir defada yap.” (Müslim, Mesacid: 11; Dârimi, Salat: 110)
9- NAMAZDA GÖZLERİ YUKARI DİKMEMEK
1180- Enes b. Malik (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ”Bu insanlara ne oluyor ki namazda gözlerini semaya dikiyorlar. -Bu konuda o kadar sert davrandı ki- Ya bu işi yapmaya son verirler veya gözlerinden olurlar.” (Ebû Davud, Salat: 167; Müslim, Salat: 27)
1181- Ubeydullah b. Abdullah (r.a), Rasûlullah (s.a.v)’in ashabından bir adam, Peygamber (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu işittiğini haber veriyor: “Sizden biri namazında gözlerinden olmak istemiyorsa, gözlerini yukarı dikmesin.” (Ebû Davud, Salat: 165; Müsned: 15098)
10- NAMAZDA SAĞA VE SOLA BAKILMAZ
1182- Ebu Zer (r.a) Rasûlullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu rivâyet etmektedir: “Kul, namazında sağa sola dönmediği sürece; Allah kuluna yönelir. Kul namazında sağa sola dönerek yüzünü kıbleden ayırır ayırmaz, Allah’ta o kuldan yüz çevirir.” (Müsned: 20531)
1183- Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e namazda sağa sola dönmekten sordum şöyle buyurdular: “Bu şeytanın namazın sevabını eksitlmek için kapıp kaçtığı hareketlerdir.” (Ebû Davud, Salat: 165; Buhârî, Sıfatü’s Salat: 11)
1184- Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle demiştir: “Namazda sağa sola bakınmak namazın sevabından şeytanın kapıp kaçmasıdır.” (Ebû Davud, Salat: 179; Buhârî, Sıfatü’s Salat: 11)
11- BOYNU ÇEVİRMEDEN SAĞA SOLA BAKILABİLİR
1185- Câbir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) rahatsızlanmıştı, bize oturduğu yerden namaz kıldırdı. Ebu Bekir de cemaate duyurabilmek için yüksek sesle tekbir alıyordu. Rasûlullah (s.a.v) bize döndü, bizi ayakta görünce işaret etti, hemen oturduk ve namaza oturarak devam ettik, selâm verdikten sonra şöyle buyurdu: “Biraz önce Rum ve İranlıların oturan hükümdarlarına karşı ayakta durdukları gibi ayakta duruyordunuz. Böyle yapmayın. Eğer uyduğunuz imam, oturduğu yerden namaz kıldırıyorsa siz de oturarak kılın, ayakta kıldırıyorsa sizde ayakta kılın.” (Müslim, Salat: 19)
1186- İbn Abbas (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), namaz kılarken sağa sola döner fakat boynunu çevirmezdi.” (Müsned: 2355)
12- NAMAZDA YILAN VE AKREP ÖLDÜRÜLEBİLİR Mİ?
1187- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), namazda iken iki siyah zararlı hayvan olan; akrep ve yılanın öldürülmesini emretmiştir.” (Dârimi, Salat: 178; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 146)
1188- Yine Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, “Rasûlullah (s.a.v) namazda iken iki siyah zararlı hayvan olan; yılan ve akrebin öldürülmesini emretmiştir.” (Dârimi, Salat: 178; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 146)
13- NAMAZ KILARKEN KÜÇÜK ÇOÇUKLARI KUCAĞA ALIP BIRAKMAK
1189- Ebu Katade (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), namaz kılarken Ümame’yi kucağına alır, secdeye giderken bırakır, kalktığı zaman tekrar alırdı.” (Müslim, Mesacid: 9; Buhârî, Salat: 106)
1190- Ebu Katade (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber (s.a.v)’i cemaate namaz kıldırırken Ebul As’ın kızı Ümâme’yi omuzuna aldığını gördüm. Rükû’ edeceğinde bırakıyor secdeleri yapınca tekrar omuzuna alıyordu.” (Müslim, Mesacid: 9; Buhârî, Salat: 106)
14- KIBLEYE DOĞRU BİRKAÇ ADIM YÜRÜNEBİLİR Mİ?
1191- Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), nafile namaz kılarken kapıyı açmasını istedim, kapı kıble tarafındaydı. Sağından veya solundan yürüyerek gelip kapıyı açtı sonra tekrar namazına döndü.” (Müslim, Mesacid: 10)
15- NAMAZDA SAĞ ELİN İÇİNİ SOL ELİN DIŞINA VURMAK
1192- Ebu Hüreyre (r.a), Rasûlullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu bize aktarıyor: Namazda imamın bir hatasını bildirmek için sübhanallah demek erkeklere; el çırpmak ise, kadınlara mahsustur. İbn’ül Müsenna’dan gelen değişik bir rivâyette ise: “Namazda” ilavesi vardır. (Tirmizî, Salat: 272; Dârimi, Salat: 95)
1193- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: (namazda imamın bir hatasını bildirmek için) “Sübhanalah demek erkeklere; el çırpmak da kadınlara mahsustur.” (Dârimi, Salat: 95; Tirmizî, Salat: 172)
16- NAMAZDA İMAMIN HATASINI BİLDİRMEK
1194- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sübhanallah demek erkeklere; ellerini birbirine vurmak ise kadınlara mahsustur.” (Dârimi, Salat: 95; Tirmizî, Salat: 172)
1195- Yine Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Subhanallah demek erkeklere; el çırpmak ise kadınlara mahsustur.” (Dârimi, Salat: 95; Tirmizî, Salat: 172)
17- NAMAZDA ÖKSÜRMEKLE BİRŞEY BİLDİRİLİR Mİ?
1196- Ali (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’in yanına geldiğim belli saatler vardı. Vardığımda izin isterdim, eğer namaz kılıyorsa öksürürdü. Ben de içeri girerdim, namazda değilse izin verirdi yine girerdim.” (İbn Mâce, Edeb: 17; Müsned: 804)
1197- Ali (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’in yanına gittiğim iki vakit vardı biri gece biri gündüz… Gece yanına vardığımda namaz kılıyor ise öksürerek izin verirdi.” (İbn Mâce, Edeb: 17; Müsned: 804)
1198- Abdullah b. Nücey (r.a), babasından rivâyet ederek şöyle diyor: Ali bana şöyle demişti: “Rasûlullah (s.a.v)’in yanında hiç kimse için olmayan özel bir yerim ve itibarım vardı. Her şafak vakti yanına gider, “Esselâmü aleyküm ya Nebiyyallah” derdim. Eğer öksürürse evime geri dönerdim değilse yanına girerdim.” (İbn Mâce, Edeb: 17; Müsned: 804)
18- NAMAZDA AĞLANIR MI?
1199- Mutarrıf (r.a)’ın babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’in yanına varmıştım. Namaz kılıyordu, içinden hıçkırarak ağlıyordu.” (Ebû Davud, Salat: 161)
19- NAMAZDA ŞEYTANA LANET VE ALLAH’A SIĞINMA
1200- Ebu’d Derda (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), namaz kılmak için kalktı, namazında şöyle dediğini işittik: “Senden Allah’a sığınırım“ daha sonra üç defa: “Allah’ın laneti ile seni lanetlerim” dedi. Sanki bir şey yakalayacakmış gibi elini uzattı, namazını bitirince: “Ey Allah’ın Rasûlü! Namazda bundan önce hiç işitmediğimiz bir şeyler söylediğini duyduk ve elini uzattığını da gördük” dedik. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’ın düşmanı iblis, bir ateş parçası getirerek yüzüme yaklaştırdı. Ben de üç kere; “Senden Allah’a sığınırım” dedim. Sonra da: “Seni Allah’ın lanetiyle lanetliyorum” dedim, fakat o üç sefer söylememe rağmen kaçıp kaybolmadı sonra onu yakalamak istedim, ondan dolayı ellerimi uzatmıştım. Vallahi Süleyman kardeşimin duası (Sad sûresi 35. ayet olmasaydı) o şeytan mescidin direklerine bağlanmış olurdu da Medine’nin çocukları onunla oynarlardı.” (Müslim, Mesacid: 8)
20- NAMAZDA KONUŞULUR MU?
1201- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), namaz kılmaya kalktı biz de kalktık. Bir bedevi namazda iken: “Allah’ım bana ve Muhammed’e rahmet et. Bizden başka hiç kimseye merhamet etme” dedi. Rasûlullah (s.a.v), selâm verince; bedeviye: “Allah’ın rahmetini kastederek “geniş olanı daralttın” buyurdu. (İbn Mâce, Tahara: 78; Tirmizî, Tahara: 112)
1202- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, bir bedevi mescide girdi ve iki rekat namaz kıldı sonra da: “Allah’ım bana ve Muhammed’e merhamet et, bizden başka hiç kimseye merhamet etme” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Allah’ın rahmetini kastederek “geniş olan şeyi daralttın” buyurdu. (İbn Mâce, Tahara: 78; Tirmizî, Tahara: 112)
1203- Muaviye b. Hakem es Selemi (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e: “Ey Allah’ın Rasûlü! Bizler yakın zamana kadar cahiliyye döneminde yaşamaktaydık. Sonunda Allah, İslâm’ı getirdi de Müslüman olduk. Bizden bir kısmı uğursuzluk ve uğur işine inanıyorlar” dedim. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v): “O, uğur ve uğursuzluk onların kalplerine gelen bir şeydir. O şeyler bazı şeyleri yapmanıza engel olmasın” buyurdu. Ben: “Bizden bazıları kahinlere giderek onların söylediklerine inanıyorlar” dedim. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Onlara gitmeyin” buyurdu.
“Ey Allah’ın Rasûlü! Bizden bazıları da çizgiler çizerek falcılık yapıyorlardı” dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Peygamberlerden bazısı da çizgiler çizerdi, onların çizgi ve falları peygamberin çizgisine uyarsa o da öylecedir.” Ravi şöyle diyor: Namazda Rasûlullah (s.a.v) ile beraberdim, cemaatten biri hapşırdı. Ben de “Yerhamükallah” dedim. Bunun üzerine cemaat bana sert bir şekilde baktı. Ben de: “Analarınız yokluğunuza yansın, ne oldu da bakıyorsunuz” dedim. Bu sefer hepsi ellerini uyluklarına vurdular. Beni susturmak istediklerini anladım ve ben susmuştum. Rasûlullah (s.a.v), namazını bitirince beni çağırdı. Anam, babam onun yoluna feda olsun, bana ne vurdu ne azarladı ne de kızdı. Ben hayatım boyunca onun gibi bir öğretici görmedim. Bana şöyle dedi: “Bizim bu kıldığımız namazda dünyalık sözler söylenmez. O namaz; tesbih, tekbir ve Kur’an okumaktan ibarettir.” Sonra ben Uhud taraflarında Cevvaniye denilen yerde cariyemin güttüğü koyunlarımın yanına gittim. Bir de ne göreyim Kurt sürüden bir koyun götürmüş insan olmamız dolayısıyla herkes gibi ben de üzüldüm ve cariyeyi tokatladım. Sonra Rasûlullah (s.a.v)’in yanına gelerek durumu ona haber verdim. Peygamber (s.a.v), bu yaptığımı bana çok gördü. Dedim ki: “Ey Allah’ın Rasûlü! O’nu hürriyetine kavuşturayım mı?” Rasûlullah (s.a.v)’de: “Onu bana çağır” buyurdu. Ben de çağırdım cariye gelince; Rasûlullah (s.a.v), O’na: “Aziz ve Celil olan Allah nerededir?” dedi. Cariye de: “Göktedir” dedi. “Ben kimim” deyince; “Sen, Allah’ın gönderdiği peygambersin” dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v): “Bana o mü’min bir cariyedir onu hürriyetine kavuştur” buyurdu. (Müslim, Mesacid: 7; Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 19)
1204- Zeyd b. Erkam (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), zamanında bir adam namazda bir ihtiyaç anında konuşulup konuşulamayacağı hakkında konuşuyorlardı da Bakara sûresi 238. ayet nazil oldu. Böylece bizler namazla ilgisi olmayan söz ve hareketleri yapmaktan yasaklanıp sükut etmekle emrolunduk.” (Buhârî, Tefsir: 39; Tirmizî, Tefsirul Kur’an: 3)
1205- Abdullah b. Mes’ud (r.a), Kasım’dan naklediyor ve şöyle diyor: “Rasûlullah (s.a.v), namaz kılarken yanına varır selâm verirdim. O da selâmımı alırdı. Bir defasında yine yanına gittim namaz kılıyordu. Selâm verdim almadı, selâm verip namazdan çıktıktan sonra cemaate işaret ederek şöyle buyurdu: “Aziz ve Celil olan Allah, namazda Allah’ı zikirden başka konuşmalar yapılmamasını ve kendisinin huzurunda tam bir teslimiyetle namaz kılmamızı emretti. Zaten siz Müslümanlara da yakışan budur.” (Ebû Davud, Salat: 170; Müslim, Mesacid: 7)
1206- İbn Mes’ud (r.a) tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e namazda iken selâm verirdik selâmımızı alırdı. Habeşistan’dan geldikten sonra yine selâm verdim; fakat almadı. Selâmımı neden almadı diye bir düşünce zihnimi kapladı. Namazını bitirinceye kadar oturdum. O da şöyle buyurdu: “Aziz ve Celil olan Allah dilediği emrini bildirir. İşte emirlerinden biri olarak ta namazda konuşmamamızı emretti.” (Ebû Davud, Salat: 170; Müslim, Mesacid: 7)
21- İLK TEŞEHHÜDE OTURULMAZ UNUTULURSA SEHV SECDESİ YAPILIR
1207- Abdullah b. Buhayne (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), bize namaz kıldırdı, ikinci rekatta oturmadan üçüncü rekata kalktı. Cemaatte O’nunla birlikte kalktılar, namazını bitirince selâm vermesini bekledik fakat O, oturduğu yerde selâm vermeden tekbir aldı ve iki secde yaptı sonra selâm verdi.” (Tirmizî, Salat: 288; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
1208- Yine Abdullah b. Buhayne (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) oturması gerekirken ayağa kalktı, namazın sonunda selâm vermeden önce iki secde yaptı ve sonra selâm vererek namazdan çıktı.” (Tirmizî, Salat: 288; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
22- İKİNCİ REKATTA UNUTARAK SELÂM VERİP KONUŞAN KİMSE NE YAPAR?
1209- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize ikindi veya öğle (hangisi olduğunu unuttum) namazını kıldırıyordu, iki rekat kıldırdıktan sonra selâm verdi ve mescidin yanı başında olan odunların yanına giderek kızgın bir durumda eliyle onları gösterdi. Mescidin kapısından hızlıca çıkanlar namaz kısaldı dediler. Ebu Bekir ve Ömer de o cemaat arasındaydı. Peygamberle bu konuyu konuşmaktan çekindiler. Cemaat içerisinde ellerinin uzunluğundan dolayı kendisine “zülyedeyn” denilen birisi vardı. O: “Ey Allah’ın Rasûlü! Unuttun mu? Yoksa namaz mı kısaltıldı?” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Ne unuttum ne de namaz kısaltıldı” buyurduktan sonra cemaate dönerek: “Zülyedeyn’in dediği doğru mu?” diye sordu. Cemaat: “Evet” diye cevap verince; Peygamber (s.a.v) gelip namazın geri kalan kısmınıda kıldırdı, selâm verdi sonra tekbir aldı, önceki yaptığı secde gibi veya daha uzunca secde etti sonra başını kaldırdı tekrar tekbir aldı, önceki secdesi gibi veya daha uzunca bir secde daha yaptı ikinci secdeden başını kaldırınca tekrar tekbir aldı. (İbn Mâce, İkametü’s Salat:134; Ebû Davud, Salat: 195)
1210- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, “Rasûlullah (s.a.v) ikinci rekattan sonra selâm vermişti. Zülyedeyn: “Ey Allah’ın Rasûlü! namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?” diye sordu. Rasûlullah (s.a.v): “Zülyedeyn doğru mu söylüyor?” dedi. Cemaat: “Evet” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v), kalkıp iki rekat daha kıldırdı sonra selâm verdi. Sonra tekbir aldı, önceki secdeleri gibi veya daha uzun secde yaptı sonra başını secdeden kaldırdı tekrar tekbir aldı, önceki secdeleri gibi veya daha uzunca bir secde daha yaptı ve kalktı.” (İbn Mâce, İkametü’s Salat:134; Ebû Davud, Salat: 195)
1211- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize ikindi namazını kıldırırken ikinci rekattan sonra selâm verdi. Bunun üzerine Zülyedeyn kalkarak: “Ey Allah’ın Rasûlü! Namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “İkisi de olmadı” buyurdu. Zülyedeyn: “Ey Allah’ın Rasûlü! Mutlaka birisi oldu” deyince; Rasûlullah (s.a.v) cemaate dönerek: “Zülyedeyn doğru mu söylüyor” diye sordu. Cemaat: “Evet” dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v), Namazın geri kalan iki rekatını tamamladı, selâmdan sonra oturduğu yerde iki secde yaptı. (İbn Mâce, İkametü’s Salat:134; Ebû Davud, Salat: 195)
1212- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v) öğle namazını iki rekat kıldırdı ve selâm verdi. Cemaat dediler ki: “Namaz kısaldı.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) kalkıp iki rekat daha kıldırdı, selâm verip iki secde daha yaptı.” (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1213- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) bir gün bize namaz kıldırırken iki rekatta selâm verdi, namazdan ayrılınca Zü’ş Şimaleyn isimli biri yanına vararak: “Ey Allah’ın Rasûlü! Namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?” diye sordu. Rasûlullah (s.a.v) de: “Ne unuttum ne de kısaldı” buyurunca; Zü’ş Şimaleyn: “Evet seni hak din üzere gönderen Allah’a yemin olsun ki namazı kısalttın” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v), “Züş Şimaleyn, doğru mu söylüyor” dedi. Cemaat: “Evet” deyince; insanlarla birlikte iki rekat daha namaz kıldı. (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1214- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) unutarak ikinci rekattan sonra selâm verdi. Zü’ş Şimaleyn isimli birisi: “Ey Allah’ın Rasûlü! Namaz mı kısaldı? Yoksa unuttun mu?” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Zü’ş Şimaleyn doğru mu söylüyor” dedi. Cemaat “Evet” deyince; Rasûlullah (s.a.v) kalkıp namazını tamamladı. (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1215- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize öğle veya ikindi namazını kıldırmıştı. İkinci rekatta selâm verip namazdan ayrılmıştı. Zü’ş Şimaleyn b. Amr isimli bir kimse: “Namaz mı kısaldı yoksa unuttun mu?” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Zü’ş Şimaleyn ne diyor?” dedi. Cemaat: “Ey Allah’ın Peygamberi doğru söylüyor” dediler. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) eksik kıldığı rekatları tamamladı. (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
23- SEHİV SECDELERİ SELÂMDAN ÖNCE Mİ YOKSA SONRA MI YAPILIR?
1216- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) bu güne kadar ne selâmdan önce ne de selâmdan sonra secde yapmamıştır.” (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1217- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, “Rasûlullah (s.a.v) Zülyedeyn olayının olduğu günü selâmdan sonra iki secde yapmıştı.” (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1218- Yine Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, “Peygamber (s.a.v) namazda yanıldığını zannederek selâmdan sonra secde yaptı.” (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1219- Imran b. Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, “Peygamber (s.a.v) cemaate namaz kıldırırken yanıldı, iki secde yapıp sonra selâm verdi.” (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
1220- Imran b. Husayn (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), bir gün ikindi namazını üç rekat kıldırarak evine girdi. Bunun üzerine Hırbak ismi verilen biri kendisine giderek: “Ey Allah’ın Rasûlü! Namaz noksan oldu” dedi. Rasûlullah (s.a.v), öfkeli bir durumda elbisesini çekerek geldi ve: “Doğru mu söylüyor” dedi. Cemaat: “Evet” deyince; kalkıp kalan rekatı da kıldırdı sonra selâm verdi sonra iki secde yaparak tekrar selâm verdi.” (Ebû Davud, Salat: 195; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 123)
24- NAMAZ KILAN NAMAZINDA ŞÜPHEYE DÜŞERSE NAMAZINI TAMAMLAR
1221- Ebu Said (r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Biriniz namaz kılarken şüpheye düşerse şüphesini gidersin. Yakın bilgisi üzere amel etsin, namazının böylelikle tamam olduğu kanaatine sahib olursa oturduğu yerde iki secde yapsın. Eğer şüphelendiği namazda rekat sayısı beş olmuşsa o iki secde onu çift hale getirmiş olur eğer kıldığı rekat sayısı dört ise o iki secde şeytana rağmen yapılmış olur.” (Ebû Davud, Salat: 196; Müslim, Salat: 16)
1222- Ebu Said el Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Biriniz namazı üç mü dört mü kıldığını bilemez ise bir rekat daha kılsın sonra oturduğu yerde iki secde yapsın, böylelikle kıldığı namaz beş rekat olmuş ise o iki secde o namazı çift hale getirmiş olur eğer dört kılmış ise o iki secde şeytana rağmen yapılmış olur.” (Ebû Davud, Salat: 196; Müslim, Salat: 16)
25- NAMAZINDA ŞAŞIRAN NE YAPMALI?
1223- Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Biriniz namaz kılarken kaç rekat kıldım diye şüpheye düşerse; iyice düşünüp araştırsın, doğru olan hangisiyse ona dayanarak namazını tamamlasın sonra iki secde yapsın.” Rasûlullah (s.a.v)’in söylediklerini istediğim gibi anlayamadım. (Ebû Davud, Salat: 197; Müslim, Salat: 16)
1224- Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Biriniz namaz kılarken şüpheye düşerse iyice düşünüp araştırsın namazını bitirince de iki secde yapsın.” (Ebû Davud, Salat: 197; Müslim, Salat: 16)
1225- Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), bize namaz kıldırıyordu, eksik mi fazla mı kıldırmıştı hatırlamıyorum. Selâm verdikten sonra: “Ey Allah’ın Rasûlü! Namazda eksiklik fazlalık bir şey mi oldu?” diye sorduk. Şöyle buyurdu: “Namazda bir şey olmuş olsaydı size haber verirdim fakat Ben de insanım, sizin gibi unutabilirim. Namaz kılarken hanginiz bir şüpheye düşerse iyice araştırsın, doğruluğuna kanaat getirdiği fikre göre namazını tamamlasın, selâm verdikten sonra iki secde yapsın.” (Ebû Davud, Salat: 197; Muvatta', Salat: 16)
1226- Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize bir namaz kıldırdı fazla mı yoksa eksik mi kıldırdı hatırlamıyorum. Selâm verince; “Ey Allah’ın peygamberi, namazda bir yenilik bir değişim mi oldu?” dedik. “Ne oldu?” buyurdu. Olup biteni söyleyince; iki ayağını bitiştirerek kıbleye döndü, iki kere sehv secdesi yaptı sonra bize yüzünü dönerek: “Eğer namazda bir yenilik olmuş olsaydı onu size haber verirdim” dedi. Sonra şöyle devam etti: “Bende sizin gibi insanım, unutabilirim. Herhangi biriniz namazında şüpheye düşerse kendince en doğru olanı araştırsın, selâmını verip namazını bitirdikten sonra iki sehiv secdesi yapsın.” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1227- Abdullah (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) öğle namazını kıldırdı sonra yüzünü cemaate karşı döndü. Bunun üzerine cemaat: “Namazda bir yenilik mi oldu?” diye sordu. Rasûlullah (s.a.v): “Ne oldu” dedi. Yaptığı kendisine bildirilince; ayaklarını birleştirip kıbleye döndü iki secde yaptıktan sonra selâm verdi. Sonra tekrar yüzünü cemaate döndü ve şöyle buyurdu: “Bende insanım, bende sizin gibi unutabilirim, unuttuğum zaman Bana hatırlatınız.” Sözünü şöyle sürdürdü: “Eğer namazda bir yenilik olmuş olsaydı onu size haber verirdim. Namazda biriniz eksik veya fazla kıldığı vehmine kapılırsa kendince en doru olana göre hareket etsin ve namazını ona göre tamamlasın. Sonra da iki secde yapıversin” buyurdu. (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1228- Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre; Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim namazda eksik kıldığı vehmine kapılırsa, kendisine göre en doğru olanı araştırıp ona göre namazını tamamlasın sonra namazını bitirince oturduğu yerden iki secde yapıversin.” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1229- Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle demiştir: “Kim şüpheye düşer veya vehme kapılırsa kendince doğru olanı araştırıp sonra da iki secde yapıversin.” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1230- İbrahim (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v)’in ashabı şöyle derlerdi: “Vehme kapıldığın zaman doğruyu araştır sonra iki secde yapıver.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
1231- Abdullah b. Cafer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kim namazında şüpheye düşerse selâm verdikten sonra iki secde yapıversin.” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1232- Yine Abdullah b. Cafer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim namazında şüphe ederse selâmdan sonra iki secde yapıversin.” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
1233- Abdullah b. Cafer (r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kim namazında şüpheye düşerse selâmdan sonra iki secde yapsın.” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
1234- Abdullah b. Cafer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim namazında şüpheye düşerse iki secde yapıversin.” Haccac: Bu secdelerin selâmdan sonra; Ravh ise: Oturarak yapılacağını nakletmişlerdir. (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
1235- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz namaz kılacağında şeytan ona gelir ve zihnine değişik düşünceler getirmek sûretiyle karıştırır, o da kaç rekat kıldığını bilemez. Böyle bir durum birinizin başına gelirse oturduğu yerde iki secde yapıversin.” (Ebû Davud, Salat: 198; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
1236- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Namaz için ezan okunduğu zaman şeytan yellenerek kaçar gider, kametten sonra tekrar gelir ve kişiyle kalbi arasına girer, kişi böylece kaç rekat kıldığını bilemez olur.Birinizin başına böyle bir durum gelirse iki secde yapıversin.” (Ebû Davud, Salat: 198; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 135)
26- BEŞ REKAT KILDIĞINI ZANNEDEN NE YAPAR?
1237- Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v) öğle namazını beş rekat kıldırmıştı da kendisine: “Namaza ilave mi yapıldı?” diye soruldu. O da: “Ne oldu” dedi. “Beş rekat kıldınız” dedik. Hemen ayaklarını birleştirip iki secde daha yaptı. (Ebû Davud, Salat: 196)
1238- Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre: “Peygamber (s.a.v), öğle namazını beş rekat olarak kıldırmıştı, cemaat: “Beş rekat kıldırdın” deyince selâmdan sonra oturduğu yerden iki secde yapıverdi.” (Ebû Davud, Salat: 196)
1239- İbrahim b. Süveyd (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Alkame, bir namazı beş rekat olarak kıldırmıştı. Namazdan sonra durum kendisine bildirilince “Hayır beş rekat kılmadım” dedi. Ben de hayır beş kıldın diye başımla işaret ettim. Bunun üzerine “Sen de mi? Öyle diyorsun ey A’ver” dedi. “Evet” dedim. Hemen iki secde yaptı sonra da Abdullah’tan gelen bir hadisi nakletti. “Bir seferinde Rasûlullah (s.a.v), namazı beş rekat kıldırdı. Bunun üzerine cemaat hemen birbirini dürterek mırıldanmaya başladılar ve dediler ki: “Namaza ilave mi yapıldı?” Rasûlullah (s.a.v)’de: “Hayır” dedi. Durumu kendilerine haber verip beş kılındığını söylediler, hemen ayaklarını birleştirip iki secde yaptı ve şöyle buyurdu: “Ben de sizin gibi bir insanım, sizin gibi unutabilirim.” (Ebû Davud, Salat: 196)
1240- Malik b. Mığvel (r.a) şöyle demiştir: Şa’bî’den işittim şöyle diyordu: Alkame b. Kays namazında yanılmıştı. Namazı bitirince, araya konuşmalar girdikten sonra durumu kendisine haber verdiler. “Sende mi böyle oldu diyorsun ey A’ver” dedi. O da “Evet” cevabını verince; hemen elbiselerini düzelterek iki sefer sehiv secdesi yaptı ve şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v)’de aynı şekilde yapmıştı.” Hakem’in de, Alkame’nin; namazı beş rekat kıldığını rivâyet ettiğini duydum. (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1241- İbrahim (r.a)’den rivâyete göre, Alkame namazı beş rekat kılmıştı, selâm verince; -İbrahim b. Süveyd diyor ki- “Ey Ebu Şibl, beş rekat kıldın” dedi. O da: “Öyle mi ey A’ver” dedi ve hemen iki sehiv secdesi yaptı. Sonra şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v)’de böyle yapmıştı” dedi. (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
1242- Abdullah (r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), yatsı namazlarından birini beş rekat olarak kıldırmıştı kendisine: “Namaza ilave mi yapıldı?” denildi “Ne oldu” dedi cemaat: “Beş rekat kıldın” dediler. O da şöyle buyurdu: “Ben de ancak bir insanım, sizin gibi Ben de unutabilirim sizin gibi Ben de hatırlayabilirim.” İki secde yaptıktan sonra namazını bitirdi. (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
27- NAMAZ DA UNUTAN NE YAPMALI?
1243- Osman’ın azadlı kölesi Muhammed (r.a), babası Yusuf’tan aktarıyor; Muaviye cemaate imam olmuştu, oturması gerekirken kalkıverdi. Bunun üzerine cemaat: “Sübhanallah” dediler. Ama o ayağı kalktığı için namazını o şekilde bitirdi sonra da oturduğu yerden iki secde yaptı ve namazını tamamlamış oldu. Sonra minbere oturdu ve şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu: “Kim namazında bir şey unutursa böylece iki secde yapıversin.” (Ebû Davud, Salat: 196; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 129)
28- SEHV SECDELERİNDE TEKBİR ALINIR MI?
1244- Abdullah b. Buheyne (r.a)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v) öğle namazını kıldırırken ikinci rekatta oturması gerekirken ayağa kalktı, namazını bitirince iki secde yaptı. Her iki secdede tekbir aldı; secdeleri oturduğu yerden ve selâm vermeden önce yaptı. Cemaat de peygamberle birlikte unutulan oturumun yerine secde yaptılar.” (Müsned: 1638)
29- NAMAZDA OTURUŞ ŞEKLİ NASILDIR?
1245- Ebu Humeyd es Saidî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) namazın son oturuşunda sol ayağını sağ tarafa kıvırıp üzerine oturur, yarım kalçası üzerine müteverrik denilen şekilde oturur sonra selâm verirdi.” (Ebû Davud, Salat: 180; Buhârî, Sıfatü’s Salat: 75)
1246- Vail b. Hucr (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) namaza başlarken, rükû’a giderken, rükû’dan başını kaldırırken tekbir aldığını, oturacağında da sol ayağını altına kıvırıp sağ ayağını dik tuttuğunu, sağ elini sağ uyluğuna sol elini de sol uyluğuna koyduğunu, şehadet parmağını kaldırıp orta parmağı ile baş parmağını halka gibi yaptığını ve şehadet parmağı ile işaret ettiğini gördüm.” (Ebû Davud, Salat: 179; Müslim, Mesacid: 21)
30- NAMAZ DA KOLLAR, OTURUŞTA NEREYE KONULUR?
1247- Vail b. Hucr (r.a)’den rivâyete göre, bizzat kendisi Rasûlullah (s.a.v)’i namaz kılarken görmüştür. Namazda tahiyyata oturunca sol ayağını altına yaydığını, dirseklerini uylukları üzerine koyduğunu ve şehadet parmağı ile işaret ederek dua ettiğini görmüştür. (Ebû Davud, Salat: 179; Müslim, Mesacid: 21)
31- NAMAZ DA ORGANLARIN YERİ
1248- Vail b. Hucr (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in nasıl namaz kıldığını mutlaka göreceğim dedim ve bakmaya başladım. “Kalktı, Kâbe’ye döndü, kulakları hizasına kadar ellerini kaldırdı sonra sağ elini sol elinin üzerine getirerek tuttu, rükû’ edeceğinde yine ellerini kulakları hizasına kadar kaldırdı, rükû’da ellerini dizleri üzerine koydu, rükû’dan başını kaldırırken iki elini yine kulak hizasına kadar kaldırdı. Secde edeceğinde başını iki eli arasına koydu sonra oturdu, sol ayağını altına aldı, sol elini sol uyluğu üzerine koydu, sağ dirseğini de sağ uyluğuna koyarak parmaklarından ikisini bir araya getirerek halka yaptı.” (Ebû Davud, Salat: 180; Müslim, Mesacid: 21