2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Ilginç bir hidayet öyküsü

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Ilginç bir hidayet öyküsü

    İLGİNÇ BİR HİDAYET ÖYKÜSÜ
    CATHERİNE DELORME Sicilyalı heykeltraş bir babanın çocuğu olarak 1901'de doğdu.Çocukluğu Cezayir'de geçti. 1.Dünya Savaşı sırasında Fransız bir doktorla evlendi. Eşinin tayini üzerine Tunus'a gitti. Müslüman olduktan sonra Hidayetullah ismini aldı. Hidayet öyküsü -kendi anlatımıyla-:

    "Tunus'ta iken İslamiyete duyduğum alakadan dolayı müslüman ailelerle yakınlık kurdum. Fakat İslam ile ilgili sorularıma tatminkar cevaplar alamadım.
    Birgün dostluk yaptığım fakir müslüman bir ailenin kızı bana islami kadın kıyafeti giydirdi. Aynaya baktım, kıyafetimi çok beğendim. O gece rüyamda Kabe'ye gittiğimi gördüm. Rüyamı tabir eden müslüman hanım; "Bir gün mutlaka hacca gideceksin"dedi.
    Birgün küçük bir sokaktaki mütevazi dükkanında, sanki bu dünyaya ait biri değilmiş gibi duran,derin bir düşünceyle huzur bulmuş nur yüzlü bir zat gördüm. Başındaki beyaz takkesiyle siyah sakalı hoş bir görüntü teşkil eden bu adam, kapalı gözleriyle ve elindeki tesbihiyle bana değişik geldi. Sanki tanıdık bir simaydı. Gözlerimi ondan ayıramıyordum. Bakışımı hissetmiş gibi gözlerini açarak tatlı bir tebessümle yaklaşmamı işaret etti.
    Oturmam için bir sandalye gösterdi ve; "Sana verebileceğim bir şey var mı?" diye sordu. Ondan elindeki tesbihi ve okuduğu duayı öğretmesini istedim. O zat şaşkın halde; "Tesbihi memnuniyetle veririm ama duayı neden istiyorsun?" deyince, "Evet ama senin yaptığın duayı benim de yapmama engel değil ki.. Senin Rabbin benim de Rabbim değil mi?" dedim. O da; "Doğru. Fakat bu zikir müslümanların temel inancıdır. Allah başka bütün ilahları reddeder. "La ilahe illallah" şehadetin 1.kısmıdır. Kalbden söylendiğinde İslamiyete girilmiş olunur" dedi.Bunun üzerine ben;"Şu halde diyebilirim ki,ben her zaman müslümanmışım. Çünkü daima tek Allah'a inandım" dedim. O zat devamla; "Şehadetin 2.kısmı yalnız İslama mahsustur.O da ;"Muhammed (s.a.v) Allah'ın Resulüdür. Hz.Muhammed'in peygamberliğine inanmak,Allah'ın birliğine inanmayı gerektirir. Bu zikri iki kısmıyla birlikte, istersen öğretebilirim."dedi."Tek Allah'a nasıl inanıyorsam, O'nun peygamberlerine ve Hz.Muhammed'in onlardan biri olduğuna inanıyorum" dedim.
    Daha sonra o zat bana abdest ve guslün şartlarını öğretti. Telaffuzunu öğrettiği zikri 300.000 kere çekmemi söyleyerek tesbihini verdi. Bu görevi ancak 3 ayda tamamladım. Sonra o nur yüzlü zatın yanına gittim.
    Tesbihini alıp, dualar okuyarak kokular sürdü ve bana geri vererek; "Bugün güzelce abdest alarak yat ve bu tesbihi yastığının altına koy, bir rüya göreceksin ve ben tabir edeceğim" dedi. O gece rüyamda, cami gibi bir yerde Peygamberimizi gördüm. Ben perişan, aç, sefil bir vaziyetteydim. Beni elini uzatıp yanına çağırdı. Yanına gidince birden değiştim. Şahane, pırıl pırıl bir elbiseye bürünmüştüm. O'nun kalbime telkin ettiği fikirle, benim pek az görülen bir lütfa mazhar olduğumu anladım.
    Ertesi gün o zatın dükkanına gidip, rüyamı anlattım. Zatın gözlerinden yaşlar boşandı. Heyecandan güçlükle konuşarak, "Biz atadan müslümanız. Gençliğimden beri bu zikre devam ediyorum. Fakat bir türlü tamamlayamıyorum. Hep yeniden başlıyorum. Dünyada herşeyden çok Resulullah'ı görmek istiyorum. Bu lütfa henüz nail olamadım. Sen bir yabancıyken ve dinimiz hakkında hiç birşey bilmezken bu lütfa mazhar oldun" dedi.
    1950'de Fas'tayken kadıya giderek resmen müslüman olmak istediğimi bildirdim. Kadı İslam hakkında bilmem gerekenleri bildirdi. Fakat bana resmi bir belge vermekten kaçındı. Zira o zaman Fas, Fransız himayesindeydi ve ben Fransız askeri doktorunun dul eşiydim. Hacca gidebilmek ve ölünce müslüman mezarlığına gömülmek için resmi belgeyi almayı arzuluyordum. Bu isteğime kavuştum.
    1951 senesinde Müslümanlığımı resmen tescil ettirdiğim sırada Fransız sömürge idaresi beni sorgulamadan geçirdi ve niçin müslüman olduğumu sordu. Ben de; "20 seneden beri islam dinine girmek istiyordum. O tarihten beri çeşitli dinler üzerinde çok ciddi araştırmalar yaparak bu karara vardım. Uzun süre çeşitli engeller sebebiyle kararımı tatbik edemedim. Hem islam dinine inanıp, hem de ibadetlerini yaparken hala hristiyan sıfatını taşımak ikiyüzlülük olurdu. İslamı,ruhi ihtiyaçlarıma daha uygun buluyorum." dedim..."

  2. #2
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Ilginç bir hidayet öyküsü

    Allah-u Zülcelal razı olsun.

Benzer Konular

  1. size bir soru soruyorum ilginç
    By incifiliz in forum Anketlerimiz.
    Cevaplar: 11
    Son Mesaj: 13.07.09, 16:37
  2. Bir Hidâyet Öyküsü
    By fetih28 in forum Yaşanmış Hikayeler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.08.08, 16:47
  3. BiR BaşörtüsÜ ÖyküsÜ
    By Hafız_emre in forum Tesettür
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 09.07.08, 16:20
  4. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02.07.08, 12:02
  5. Hidayet nedir?
    By SiLa in forum İman ve İslam
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 11.06.08, 21:02

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •