***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Beled Suresi
Ayet 1: Bu beldeye kasem ederim.
Ayet 2: Sen hill iken bu beldede
Ayet 3: Ve bir validle (baba) veledine ki
Ayet 4: Muhakkak biz insani kebed (mesakkatler) içinde yarattik.
Ayet 5: O, kendisine kimsenin güç yetiremiyecegini mi saniyor?
Ayet 6: Der ki, yigin yigin mal telef ettim.
Ayet 7: Onu bir gören olmadi mi saniyor?
Ayet 8: Biz ona iki göz vermedik mi?
Ayet 9: Ve bir dil ve iki dudak.
Ayet 10: Biz ona iki de yol gösterdik.
Ayet 11: Fakat, o akabeyi (sarp yolun zorlugunu) gögüsleyemedi.
Ayet 12: Bildin mi akabe nedir?
Ayet 13: Fekki rakabe.
Ayet 14: Veya felaketli günde yemek yedirmek.
Ayet 15: Yakinligi olan bir yetime.
Ayet 16: Veya toprak dösenen bir miskine.
Ayet 17: Sonra olamadi; iman edip de sabr ve merhamet vasiyetlesen. (17′nci ayetin bir baska çevirisi: Sonra iman edip sabir ve merhamet vasiyetlesenler)
Ayet 18: Ki onlardir iste meymenet sahipleri.
Ayet 19: Ayetlerimize küfredenler ise mes’eme sahipleridir.
Ayet 20: Ki üzerlerine kapilari simsiki kapatilmis bir atestir.
AYET 1: Bu beldeye kasem olsun.“Belde”nin temel manasi yerlesim merkezidir. Ayetin kasdi da Mekke’dir.
Enfüsi manada “belde”, dös manasina da gelir ki, kalbi temsil eder. Ayrica edebi mecaz da kaslar arasi ve nazar kavramlari da vardir.
Ayet 2: Sen hill iken bu beldede.
Sen o beldede mevcutken, sen orada varligini hissetirmisken, demektir. Süphesiz Efendimizin Mekke’ye verdigi mana hikmeti kasd edilmektedir. Allah’in kasemi, ancak Efendimizin sirrini tasirken söz konusudur.
Belde, enfüsi manada “kalp” olarak alindigi takdirde; o kalpde Efendimiz varsa, Allah o kalbe kasem ediyor. “HILL” kelimesi, hem “hal” (feth), hem hulül (giris) ve “nüfüz edis” manalarini kaplar. Ayni zamanda “HILL” bir eriyigin eriyen maddesini temsil eder ki, Mekke sehri bir mahlülse orada eriyen Efendimizin sirri demektir.
Ayet 3: Bir validle veledine ki.
Bu ayetteki “valid” kelimesinin anne olmadigina bütün müfessirler hem fikirdir. “Valid” den kasdin, Hz Adem ya da Hz Ibrahim oldugu tahmin edilmektedir. Ancak, daha çok “valid”den kasdin Efendimiz, “veled”den kasdin Ümmet-i Muhammed oldugu da bir çok tefsirlerde agirlik kazaniyor. Üç ayet birlikte yorumlaninca, zahir manada, Efendimiz varken Mekke üzerine kasem ediliyor. Mekke’nin sirri da üç formül içinde bildiriliyor:
a) Hz Adem ve Mekke’nin hikmeti Efendimizde billürlasiyor.
b) Hz Ibrahim’in Mekke’yi insasi, Efendimizin tesrif edecegi sirrindan gelmektedir.
c) Mekke sirri, Muhammedi (SAS) hikmetiyle kutsallik kazanir.
Kabe’nin, Hz Adem için bir afv sembolu olarak meleklerin yardimiyle insa edildigi, Nuh Tufani’ndan sonra Hz Ibrahim tarafindan yeniden insa edildigi bilinmektedir. Kabe’nin özellikleri, bütün bilim adamlarinca bilinmezlik sirri tasimaktadir. Birçok bilimsel yorumlar vardir. Bunlar arasinda en ilgincini nakletmek istiyorum:
Bu görüsü paylasan bilim adamlarina göre, Kabe’de etkili, bilinmez bir enerji sirri vardir. Bu enerjinin, arzin iki noktasinda kozmik enerjileri farkli biçimde topladigi saniliyor. Bunlardan birisi Kabe’de hissedilen toplayici enerjidir. Bu bilinmeyen enerjinin, özellikle tavaf sirasinda büyük kalabaligi etkiledigi, yada kalabaligin ruhlarin çoskusuyla çok degisik duygular sergiledigi düsünülmektedir. Hac sirasinda hemen herkesin tarif edemedigi etkilesim, böyle yorumlandigi gibi, zaman ve mekan atlamalari da meydana çikabilmektedir.
Bazi bilim adamlari, ünlü SEYTAN ÜÇGENI’ndeki çelisik olaylari da Kabe etkisinin tersi bir menfi enerjiye benzetmektedirler. Süphesiz ki önemli olan, Kabe’ye bilimsel bir izah getirmek degil, Kabe’de mutlaka maddeye bile yansiyan fevkaladeliklerin varligini inanmayanlarin bile tetkike baslamasidir. Bu üç ayetin enfüsi manasina gelince:
Insanin sirri, gönül sehrindedir. Ve o sehirde Fahr-i Kainat hill iken ve Efendimiz (valid) ve insanin gönlündeki sevgi (veled) hilkatin özlü güzelligidir.
Ayet 4: Biz insani kebed içinde yarattik
Bilindigi gibi “KEBED” karaciger demektir. Burada mecazi manada karacigerin agir hastaligindaki mesakkat ima edilmektedir. Bütün müfessirler, “kebed”den tasdin “mesakkat” oldugunda müttefiktir. Bu zorluklar 4 gurubda toplanmistir:
a) Biyolojik olarak, meniden dogan bebege kadar geçen fizik zorluklar.
b) Hayatin tüm olagan zorluklari.
c) Inanca karsi nefsin tuzaklarindan kurtulma zorluklari.
d) Ahiret hayatinin zorluklari
Bu manalar disinda “kebed” kelimesiyle kasdedilen zorluklarin, karacigerle ciddi bir ilgisi vardir. Hayatin biyolojik yükü tamamen karacigere yüklenmistir. Bu mesajla hayatin biyolojik kavramlarina ve buna karsi yapacagimiz yanlislara ciddi bir ihtar vardir. Bugün insanin karsi karsiya bulundugu en önemli iki mesele, kalp damari hastaliklari ve kanserdir. Ikisinin de temelinde karaciger rahatsizligi yatmaktadir. Damar hastaliklarinda sorumlu saydigimiz yag artiklari (Lipid ve Kollesteral) fazlaligi kesinlikle karacigerin bir problemidir. Kanserde çok önemli olan bagisiklik sistemindeki aksamalar, dogrudan dogruya karacigerde dügümlenir.
Ayet 5: Insan, kendine kimsenin güç yetiremiyecegini mi saniyor?
Burada kasdedilen insan, magrur insan oldugu, pek çok tefsirlerde üzerinde durulan bir keyfiyettir. Genelde nefs kendinde sonsuz bir güç vehmeder. Hatta sahip oldugu mal oraninda bu gücün sinirsizligini ilan eder durur. Çagimizdaki insan, teknolojideki gelismelerin de ardina geçip, tüm uzaya hakim bir imparator sanir kendini.
Ayet 6: Yigin yigin mal telef ettim diyor.
“Lubed”, çok biriken mal anlamina gelmektedir. Iki ayet birlikte yorumlaninca:
a) Insan, mal gücüne dayanarak, kendine bir paye verip: “ben bu noktaya gelmek için çok para harcadim, bu mevkide bana kimsenin gücü yetmez” der.
b) Din aleyhine harcadigi parayi kasdederek “Ben din aleyhinde çok para harcayarak tedbirler aldim, artik bana güç yetmez” der.
c) Dini inançlari zayif olanlarin sadakatlerine güvenmeleri.
Bu iki ayet çagimizda pek geçerlidir. Inanç aleyhine propaganda için nice paralar harcanmis, hatta “Artik din meselesi bitti” diye niceleri hayaller içinde sevinmis, fakat bir süre sonra dinlerin ve inançlarin daha kuvvetli olarak toplumlara yayildigini görmüslerdir. Zira:
Ayet 7: Kendini gören olmadigini saniyor!
Elbette ki Allah davasinin aleyhine islenen tüm tertipler, ilahi ekrana aynen yansiyor. Allah’in besar sifatini bilmeyenler, nefsin tuzagi içinde, inananlarla bos yere ugrasirlar. Ugrasmalar, inananlara bir imtihandir ve daima inançlarin güçlenmesine neden olur. Bu hep böyle olmustur. “Din afyondur” sloganlarina ragmen Kur’an’a ilgi gittikçe artmaktadir. Böyle yanilgiya düsenler için ve de genel anlamda nefsin isyanina karsi Allah, mazeret kapilarini kapatan üç ayet veriyor (8,9,10′ncu ayetler)