İftar vakti
Hz. Ömer Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
“Gece şu taraftan (doğudan) gelince, gündüz de şu taraftan (batıdan) gidince, güneş de batınca oruçlu orucunu açmıştır.”
(Buhari, Savm: 43; Müslim, Sıyâm: 51; Ebu Dâvud, Savm: 19; Tirmizî, Savm: 12)
Asıl olarak güneş batınca iftar vakti girer. Oruç açılır. Ertesi günkü oruca niyet edilir. Ama bugün, takvim hesabına göre hareket ediliyor, takvime bakılarak akşam ezanı okunuyor ve iftar vakti girmiş oluyor.
Zaten takvimdeki hesaplama da güneşe göre yapılıyor. Gerek sahur vakti, gerekse iftar saati güneşin konumuna, durumuna ve doğmasına ve batmasına göre belirleniyor. Bu hadis-i şerif de açıkça iftar vaktini bildiriyor.
İftarı acele etmeli
Sehl ibni Sa’d Radiyallâhu Anh anlatıyor:
Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdular ki:
“İnsanlar iftarda acele ettikleri sürece hayır üzere devam ederler.”
(Buhari, Savm: 45; Müslim, Sıyam: 48; Muvatta, Sıyâm: 6; Tirmizî, Savm: 13.)
İmam Mâlik, Abdulkerim ibni Ebi’l-Muharik’in şöyle söylediğini işitmiştir:
“Peygamberlik amellerinden biri de iftarda acele edilmesi, sahurun da geciktirilmesidir.”
(Muvatta, Kasru’s-Salât: 46.)
Vakit girince Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem iftarını hiç geciktirmez, hemen orucunu açardı.
“Kullarımın içinde en çok sevdiklerim iftarlarını çabuk yapanlardır” kudsî hadisini hatırlatırdı.
Bir hadiste de, “Ezanı işittiğiniz zaman bir elinizde su dolu bardak bulunsa, içip orucunuzu açmadan yere koymayın” buyurmuşlardır.
Bu ifadeler, Ramazan’da akşam ezanı okunur okunmaz iftar yapılmasını, orucun açılmasını tavsiye etmektedir.
Mehmet PAKSU