Aşk nedir.....sevgi nedir...aşkmı sevgimi..........
Aşk nedir.....sevgi nedir...aşkmı sevgimi..........
........SEVDASI BÜYÜK OLMAYANIN EYLEMİDE BÜYÜK OLMAZ...........
.
Aşk nedir?
Ve Allah aşkı yarattı
Ve onu insanoğlunun
Sığınılacak en sağlam yeri olan
Kalbe yerleştirdi
Suyunu gözyaşından
Ateşini, kızgın lavlardan
Yüreğe giden yol olan gözleri,
Yıldırımın tohumundan
Yarattı...
İnsanın hamurunu, aşkla yoğurdu
İnsan varlık olmasını
Aşkın varlığına borçlu
Sevginin yüceliğine,
Sevdanın büyüklüğüne borçlu
İnsan; aşkın eseri
İnsan;
Yaratılmışların en güzeli Muhammed Mustafa'ya
Yüce Allah'ın duyduğu aşkın eseri
O dememiş mi:?
"Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım!" diye
O'nun hürmetine
Hz.Adem, cennete yeniden kabul edildi
O zaman aşkı inkâr eden
Allah'I inkâr etmiş demektir!
Beni ayrı koymasın Allah,
Ne kadar acı verse de aşktan
Mecnunun duası gibi
Beni ayırmasın cüda
Belanın kardeşi aşktan
Aşk, Hakka giden yol
Aşk, Ruhun felahı için
Acı bir ilaç,
Acı aşkın meyvesi
Yüreğine güvenen için
Bir kurtuluş reçetesi
.
GERÇEK SEVGİ NEDİR?
Sevgi,
Allah ın bizi sevmesini dilemektir
Sevgi,
Peygamberimize ‘Habibim’ hitabıdır Allah-u Tealâ nın
Sevgi,
Ali İmran suresinde, ‘Eğer beni seviyorsanız Habibim i sevin ve O nu dinleyin ki, Ben de sizi seveyim ve affedeyim’ ayetidir
Sevgi,
Rabbimizin, ‘Habibim, sen olmasaydın kainatı yaratmazdım’ ifadesidir
Sevgi,
Cennetin kapısında ‘La İlahe İllAllah Muhammed Rasulullah’ yazmasıdır
Sevgi,
Hazreti Adem in, ‘Ya Rabbi, Muhammed kulun hürmetine beni affet’ duasıdır
Sevgi,
Efendimize bir şey olur diye mağaranın tüm deliklerini tıkadıktan sonra, tıkayacak bir şey bulamayınca son deliği de parmağıyla tıkayan Ebu Bekir in buna rağmen sabaha kadar uyuyamamasıdır
Sevgi,
Sahabe Efendilerimizin her söze, ‘Anam babam sana feda olsun Ya RasulAllah’ diye başlamalarıdır
Sevgi,
Canların canı uğruna canından geçmeyi cana minnet sayan Hazreti Ali nin, O nun yatağına tereddütsüz yatmasıdır
Sevgi,
Hazreti Ömer den yağmur duası istendiğinde hemen Hazreti Abbas ın elinden tutup yukarı kaldırarak, ‘Ya Rabbi bu elini tuttuğum Rasulullah ın amcasıdır, onun yüzü suyu hürmetine yağmur ver’ duasıyla, daha eller inmeden yağmurun başlamasıdır
Sevgi,
Kendisinden Miraç hakkındaki fikri sorulduğunda Hazreti Ebu Bekir in, ‘Eğer O söylüyorsa mutlaka doğrudur’ tasdiğidir
Sevgi,
’Biliyorum ki sen bir taşsın, bir işe de yaramazsın, değimli ki O seni öptü’ diyerek Hazreti Ömer in Hacerül Esved i öpmesidir
Sevgi,
Şehit olduğunda Mus ab ın üzerindeki elbisenin ancak avret mahallini örtmesiyle, kendine sanki dünyanın tam kefenini bile çok görmesidir
Sevgi,
Kendilerine mahsus bir mezarı bile çok gören Hazreti Hamza ve Abdullah bin Cahş ın Uhud un bağrında sırt sırta aynı mezarda yatmasıdır
sevgi
’Zelihayı Yusufa aşık oldu diye ayıplayan kadınlar, benim Efendimin sadece parlak alnını görselerdi, bıçakları parmaklarının yerine sinelerine saplarlardı da, acı bile duymazlardı’ ifadelerinde saklıdır Hazreti Aişe nin
Sevgi,
Efendimizi evinde misafir etmekle şereflenen Eyüp El Ensari nin, ya sesten rahatsız olursa diye altı ay uyuyamamasıdır
Sevgi,
Bu duygu ve düşüncelerle adını dahi duymadığı coğrafyalara Allah ve Rasulünün adını duyurmak için yardan, anadan, arkadaştan geçmektır
Sevgi,
Hasılı sevgi,
Allah ve Rasulü nün bizatihi kendisidir
gerçek sevgiliyi bulmanız dileğiyle
.
Aşık mı? Sevgi mi?
Aşk, insanın gözlerini kör eden bir heyecan hali, karşımızdaki kişinin taşıdığı özellikleri görmezlikten kaynaklanan bir bağdır… Sevgi, bilinçli bir görmenin, apaçık tanımanın getirisi olan kutsal bir süreçtir.
Aşk, içgüdüsel ihtiyaçlardan meydana gelen, kişinin kendi benlik sınırlarını, karşısındaki kişinin benlik sınırları içinde erimesine izin verdiği, karşısındaki kişinin benliğinde yok olup gittiği sürecin adıdır. Oysa sevgi, ruhun içinden doğar, seven insanları yok etmekten ziyade, ikisinden daha yüce bir yükselişin oluşmasını sağlar.
Aşk, tek yönlü bir heyecan halidir. Aşık olunanın kim olduğu önemli değildir. Uygun zaman ve zeminde, hiç uygun olmayan birisine kolaylıkla aşık olunur. Bir anlamda “kişinin öznel bir coşkusu”dur. Bu yüzden aşk, birçok kereler yanlışlıklar yapar. Evli üç çocuklu bir beyefendiyi, torunu yaşındaki kızlara aşık eder. Babasından göremediği ilgi merhameti, benzer yaşlardaki erkeklerde aratma ihtiyacı içinde herhangi birine kolaylıkla aşık edebilir. Aşktan kaynaklanan yıldırım parıltıları altında gözler kamaşır. Kişiler, gözlerinin önünde duran gerçekleri bir türlü göremezler. Ne zaman heyecan biter, yıldırımın parıltıları söner, o vakitten itibaren karşıdaki kişi yalın olarak görülür. Ve kişi aslında aşık olduğu şahsın kendisine uygun olmadığını anlayarak, gerçeklerle yüzleşmenin verdiği psikolojik sıkıntıları yaşamaya başlar.
Oysa sevgi… oysa sevgi zaten aydınlıkta var olur. İnsanlar birbirini tanımaya başladıktan sonra sevgi oluşur. Birbirinin durum ve yapısını bilen, karşısındaki kişiyi içinde bulunduğu gerçek süreçler içinde değerlendirebilen yapılanma belirir. Zaman içinde birbirlerine söyledikleri sözler, davranışlar ve konuşmalarla yakınlığın keyfi yaşanmaya başlanır. Onunla sohbet etmek, onun varlığında istifade etmek kaçınılmaz olur. Onun varlığının tatlı sarsıntısı yavaş yavaş devreye girer.
Aşk, insanı çılgın ve uç düşüncelere götürebilir. Kolaylıkla tutkuya dönüşür. Karşısındaki aşık olunan kişinin ne istediğinin, ne hissettiğinin bir önemi yoktur. Varsa yoksa kişinin kendi heyecanlarının tatmin edilmesinin çabasıdır. Sevgi, yavaş ve adım adım bir tırmanışın ifadesidir. Sevilen kişiyi anlamayı, onun ihtiyaç ve beklentilerine göre tavır değiştirmeyi içerir. Düşünce sistemini bozmaz.
Aşk, geçicidir. En fazla birkaç yıl içinde yatışır. Korundukça eskir. Sevgi, zamanla yenilenir… kalıcıdır… Sonsuz ve içtendir. Zaman içinde anlamı ve önemi artar. Sevilen kişiyi tüketmez, onun yaşam damarlarını muntazaman onarır. Gittikçe derinleşir ve artar. Zamana bağlı olarak kendisini tüketmez.
Aşk, insandaki basiret duygusunu, irade, kendini ve duygularını kontrol etme duygusunu alır. Sevgi, tam tersine verir.
Aşkta kalp öfkelenebilir. Şiddetli ve kaba duygular daha fazla öne çıkar. Aşkına karşılık vermeyen kişilere karşı aşırı hırçınlaşır. Sevgi, tatlı ve yumuşaktır. İncitmeye kıyamaz, ona kendisinden yana zarar gelmemesi için çabalar. Onu düşünür, zor duruma düşürmemek için yüksek bir enerjiyle uğraşır.
Aşk, sevgiliye egemenliktir. Sevgi, tam tersine sevilende yok olma sonsuzluğudur. Aşktaki yokluk, aşık olan kişinin, kişilik ve benlik sınırlarını yok etmesiyken, sevgide yokolma benlik sınırlarına zarar vermez. Onları korur… ve iki kişiden tek kişi oluşumuna vesile olur.
Aşk, tat aramaktır. Halbuki sevgi, sığınak aramaktır. Sevdiğiniz kişiyle aynı dili konuşmaktır.
…
Daha uzun bir kıyasla anlatılabilirdi elbet. Ama özetle söylemek gerekirse, aşk ve sevgi, insanda varolan duygulardır. Kimin kimi seveceği, kimin kime ne zaman aşık olacağı belli olmaz…! Önemli olan kendimiz için hangisini istediğimiz.
Aşk ve sevgi kıyası yapıldığında elbette sevgi daha öndedir. Daha kutsaldır… kalıcıdır… insanın aklını kendisinden almaz…
Ama son olarak belirtmek gerekir ki, aşk da çok basit bir durum değildir. Tasavvufta aşk okuyanlar da bilirler. İki günlük üç günlük ucuz çarpılmalara isim olarak verilecek kadar basit değildir. İkisi de insana özgü, ikisi de insani… ama son söz… kıyas yapılacaksa…! Elbette sevgi!..
Mehtap KAYAOĞLU
Acı bir ilaç,
Acı aşkın meyvesi
Yüreğine güvenen için
Bir kurtuluş reçetesi
Bence aşk duygulaarın en güzelidir yaşamayı bilene aşkı yaşamak güzeldir ama karşılıklı olursa ne ala..ama gerçek aşk hakka ait olan aşktır ...kim ne derse desin gerçek aşk sadece ALLAH'a mahsustur...
Seni çok Özledim Annem
alakanız için çok teşekkürler ayrıça paylaşımlar içinde Allah razı olsun...........sevgi sanırım.....
........SEVDASI BÜYÜK OLMAYANIN EYLEMİDE BÜYÜK OLMAZ...........
İlmihal sahasında çok sağlam kaynak neleri önerirsiniz.......eser ismi yzarlarıyla birlikte ......
........SEVDASI BÜYÜK OLMAYANIN EYLEMİDE BÜYÜK OLMAZ...........
ömer nasuhi bilmenin islam ilmihali sağlamdır kardeşim ama imam gazalinin yazmış olduğu ihya ı ulumiddin isimli eserde ilmihal niteliğindedir kesinlikle bunu öneririm
........SEVDASI BÜYÜK OLMAYANIN EYLEMİDE BÜYÜK OLMAZ...........