Sayfa 1/2 12 SonSon
13 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Allah'a Kulluk Nasil Olmali?

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Allah'a Kulluk Nasil Olmali?

    Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede söyle buyurmustur: "Allah'a karsi gelmekten sakinanlar, cennetlerde ve irmaklarin basindadirlar. (Onlara) "Selametle, güven içinde girin!" denilir." (Hicr; 45-46)

    Allah-u Zülcelal baska bir ayet-i kerimede söyle buyurmustur: "Ne yerde, ne gökte zerre agirliginca bir sey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz. Bundan daha küçügü ve daha büyügü de hariç olmamak üzere (hepsi) muhakkak apaçik bir kitapta (yazili) dir." (Sebe; 3)



    Dünyada ister günah olsun, isterse sevap olsun her ne yapmissak, kiyamet gününde zerre kadar kaybolmamak sartiyla karsimiza çikacaktir. Peki kiyamet gününde Allah-u Zülcelal tarafindan kendisine: "Selametle, güven içinde (cennete) girin!" denilmesini kim iste mez? Herkes ister. Ama sadece istemek dogru degildir. Onunda bazi sartlari vardir.

    Nasil dünyadaki bazi nimetleri elde etmek için istemek yeterli gelmeyip, çaba göstermek gerekiyorsa; ahiretin nimetlerini kazanmak içinde yalnizca istemekle kalmayip, biraz çaba göstermek lazimdir.

    Bizden önceki insanlarda Allah-u Zülcelal'in kuluydular. Allah-u Zülcelal'in yanindaki nimetlere öyle merakliydilar ki, gece gündüz hiç akillarindan çikmiyordu.

    "Neden evlenmiyorsun?"

    Anlatildigina göre, bir gün birkaç alim, Rabia-i Adeviyye'nin yanina gitti ve ona: "Neden evlenmiyorsun?" diye sordular. Rabia-i Adeviyye onlara söyle dedi:

    "Benim üç büyük derdim var. Bunlarin sikintisindan kolayca kurtulmami garanti ederseniz, o zaman evlenirim. Birincisi: "Acaba ben son nefesimde imanimi kurtarabilecek miyim?" O kimseler:

    "Biz bu sualin cevabini söylemekten aciziz." dediler. Rabia-i Adeviyye tekrar:
    "Kiyamet gününde amel defterimi sag tarafimdan mi, yoksa sol tarafimdan mi verecekler?" diye sordu. O kimseler bu soruya da:
    "Biz bu sualin cevabini söylemekten aciziz." dediler. Rabia-i Adeviyye tekrar:

    "Herkesin hesabi görüldükten sonra bir grup cehenneme ve bir grup cennete giderken, acaba ben hangi grupta bulunacagim?" diye sordu. O kimseler sasirarak:

    "Biz bu sualin cevabini da söylemekten aciziz." dediler. Bunun üzerine Rabia-i Adeviyye onlara söyle dedi:
    "O halde önümde böyle dehsetli günler varken ve bu günlere hazirlanmak elbette lazim iken, evlenmeyi nasil düsünebilirim!"

    Iste herkes böyle olmalidir. Rabia-i Adeviyye'nin bu hali herkes için büyük bir derstir. Eger bunlari dünyada biraz olsun düsünmeyip, önümüze her geleni yaparsak, kiyamet gününde perisan oluruz. O gün pismanlik günüdür. O gün herkes pisman olacak ama o gün pismanlik da fayda vermez.

    Seytanin belini kiran soru?

    Seytanin belini kiran en büyük sey, insanin: "Acaba benim sonum ne olacak?" diye düsünmesidir. Yani: "Sekarat esnasinda benim halim ne olacak? Acaba dünyadan imanli olarak mi, yoksa imansiz olarak mi ayrilacagim?" diye düsünmek, lain seytanin belini kiran en büyük haldir. Çünkü böyle bir düsüncenin sahibi, daima Allah-u Zülcelal'in rizasini kazanmak için gayret eder.

    Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hadis-i serifte söyle buyurmustur: "Agiz tatlarini bozan, bütün ümitleri kiran ölümü çok düsünün." (Tirmizi, Taberani, Ibn Mace)

    Tabi ölümü düsünmek, sadece ölüm vardir diye düsünmek degildir. Kendimizi o ölen kisinin yerine koymamiz lazimdir. "Bu ölen kisi benim. Beni kabre koyup üzerime toprak attilar. Buradan kalkamazsam benim halim ne olur?" diye düsünürsek, ölümü hatirlamis oluruz. Böyle düsündügümüz zaman çok pisman olacagiz ve kendi kendimize:

    "Bundan sonra kalbimden bu dünyanin muhabbetini söküp atayim; zikir ve ibadetle daima Allah-u Zülcelal'in rizasini kazanmak için gayret göstereyim." diyecegiz.

    Bir insan için en önemli sey akibettir. Onun için insan daima: "Acaba benim akibetim ne olacak. Dünyadan imanli olarak mi, yoksa imansiz olarak mi ayrilacagim?" diye düsünmelidir.

    Bu düsünce insanin hatirindan hiç çikmamalidir. Çünkü bazi insanlar vardir ki, daima günahlarla mesgul oluyorlar. Ama sonradan pisman olup öyle bir tevbe ediyorlar ve kendileri ile Allah-u Zülcelal'in arasini öyle bir düzeltiyorlar ki, bununla cenneti kazaniyorlar. Ama bir kimse ibadet yaptigi halde sonradan bozulursa, bu hal onun için çok büyük bir tehlikedir. Onun için lain seytan demistir ki:

    "Insanlardan: "Iste bu amel beni kurtaracak!" demesini bekliyorum."

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Allah'a Kulluk Nasil Olmali?

    "Bu amel beni kurtarir" dememeli

    Onun için insan ne amel yaparsa yapsin, hiçbir zaman bu yaptigi amele güvenmemelidir. Bu seytanin bir tuzagidir. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kainatin en efdali oldugu halde, Allah-u Zülcelal onu miraca çikarirken:

    "Geceleyin kulunu, ayetlerimizden bir kismini göstermek için Mescid-i Haram'dan, çevresini mübarek kildigimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah, noksan sifatlardan münezzehtir. O, gerçekten isitendir, görendir." (Isra; 1) buyurarak, ne Peygamber ne de Resul dememis, kul diye hitap etmistir. Kulluk, Allah-u Zülcelal'in yaninda çok makbuldür.



    Onun için Bayezid-i Bestami söyle demistir: "Insanlar; 'Keske Allah-u Zülcelal benimle hesap görmese, çünkü O'nun hesabindan korkuyoruz!' diyorlar. Ben de istiyorum ki Allah-u Zülcelal benimle hesap görsün." Yaninda bulunanlar:
    "Senin güvendigin sey nedir?" diye sorduklarinda, Bayezid-i Bestami söyle cevap vermistir:
    "Benim bir güvencem yoktur. Ama Allah-u Zülcelal'in benimle hesap görürken, bir sefer: "Ey Kulum!" demesi benim için kafidir. Bana: "Ey Kulum!" dedikten sonra, beni ister cennete koysun, isterse cehenneme koysun farketmez."

    Iste Allah-u Zülcelal'e kul olmak böyle kiymetlidir. O'na kul olalim. Bizi kurtaracak olan budur. Onun için Allah-u Zülcelal'in kudret ve azamet sahibi oldugunu ve herseyin O'nun elinde bulundugunun idrakinde olmamiz lazimdir.

    Seytanin hirsizligi

    Insanin çaresi, daima Allah-u Zülcelal'in yanindaki ecir ve sevaplara karsi merakli olmaktir. Allah-u Zülcelal insana, bu merakina göre salih amel yapmayi nasip etmektedir. Bir kisi bir Evliyanin yanina giderek:

    "Benim evime hirsiz girdi ve bütün esyalarimi çaldi!" dedi. Evliya o adama:
    "Allah-u Zülcelal'e sükret ve hamd-ü senada bulun ki, hirsiz senin kalbine girip de imanini çalmadi. O hirsizin çaldigi dünya malidir. Bir gelir, bir gider." diye cevap verdi.

    Ne kadar da dogrudur. Eger biraz derin olarak düsünürsek, lain seytan insanin kalbine girdigi zaman, kalbin içindeki imani, Allah sevgisini, günahlardan muhafaza olma halini çalip götürür. Böyle oldugu halde hiçbir sey olmamis gibi davranip, adi olan bir dünya malimiz çalindigi zaman merak edip üzülüyoruz. Halbuki biraz derin olarak düsünürsek, seytan bizim kalbimize girip hirsizlik yapiyor ama bizim haberimiz olmuyor.

    Ilk önce kalbe giriyor ve iman agacini yas tutan, sulayan ve daima imani kuvvetlendiren Allah-u Zülcelal'in zikrinin askini, muhabbetini çikariyor. Daha sonra günahlardan muhafaza olma gücünü çikariyor ve insan günahlara gidiyor. Vesvese ile bütün hayirli olan halleri çaliyor ve yerine dünya muhabbetini koyuyor. Ama maalesef bundan hiç haberimiz bile olmuyor.

    Oysa zahiri olarak bir seyimiz çalindigi zaman nasil üzülüyor ve daha dikkatli hareket ediyorsak, manevi olan ve ebedü'l-ebed baki hayatimiza yarayacak olan seyleri, lain seytanin çalmamasi için uyanik olmamiz lazimdir. Uyanik olup, çalindigini bilirsek bir daha çaldirmamak için daha dikkatli oluruz. Ama -neuzübillah- bunun farkina varamazsak ta kabre kadar öyle gideriz ve çok perisan oluruz.

    Peki seytan, kalbimizdeki zikrin askini, muhabbetini nasil aliyor?

    "Senin zikir yapmaya vaktin yoktur. Su isini yap!" diyerek, elimizde sermaye olan vaktimizi bosa geçirtiyor ve zikir yapmamiza engel oluyor. Oysa iman, yesil bir agaç gibidir. Sicak bir havada yesil bir agaca biraz su vermezsek, yavas yavas kuruyacaktir.

    Buna bakarak iman agacinin kurumamasi için hergün mutlaka Allah-u Zülcelal'in zikrini yapmamiz lazimdir. Çünkü günahlarin zulmeti o yesil olan agacimizin üzerine gelerek onu kurutuyor. Onun kurumasini önlemek için kalbimizin üzerinde Allah'in zikrini yaparsak kurumaz insaallah.

    Biz huzursuz olarak gafletle O'nun zikrini yapiyoruz; zannediyoruz ki, hiçbir sey olmuyor. Eger insan Allah-u Zülcelal'in zikrini huzurlu olarak yaparsa çok büyük kemalat sahibi olur.

    Ayni sekilde Ahmed er-Rufai bazi zamanlarda kendi cemaatinin içindeyken, Allah-u Zülcelal'in tecelliyati üzerine öyle geliyordu ki, kan pihtisi gibi oluyordu. Sonra yavas yavas eski halini aliyordu ve diyordu ki:
    "Vallahi, eger Allah-u Zülcelal'in rahmeti olmasaydi, ben sizin yaniniza dönemezdim."

    Iste Allah-u Zülcelal'in zikri böyledir. Insani bu sekilde Allah-u Zülcelal'e kavusturuyor. Onu yapmamak sanki ahirete inanmamak gibidir. Hem kendimize hem de birbirimize Allah-u Zülcelal'in zikrini yapma hususunda daima tavsiyede bulunalim.

    Bilhassa yalniz kaldigimiz zaman zikir ve ibadet yapmak, Allah-u Zülcelal ile aramizdaki gizli olan hali düzeltmeye çalismak çok kiymetlidir. Veyahut da arkadaslarimizla birlikte oldugumuz zaman, kimse kimsenin kalbini bilmedigi için, Allah-u Zülcelal'e karsi olan manevi halimiz, kalbimiz, ruhumuz, sirrimiz daima düzgün olmalidir. Samimi ve sadik olmalidir.

    Onun için Sehl bin Abdullah söyle demistir: "Kim Allah-u Zülcelal'e karsi gizli olarak hiyanetlik yaparsa, Allah o hiyaneti kiyamet gününde, hatta bu dünyada da açiga çikarir."

    Yani insan ne yaparsa yapsin, onun içindeki gizli hali, zahiri vücudunda meydana çikiyor. Eger bir kisi iyi bir kimse ise, Allah-u Zülcelal'e karsi samimi ise ve manevi olarak dogru ise; mutlaka onun ahlakini insanlar güzel olarak görürler. Ama onun içi, Allah-u Zülcelal'e karsi hain ise, kendini her ne kadar iyi göstermeye çalisirsa da ara sira içindeki kötülügü meydana çikar ve insanlar bunu görürler.

    Çünkü Allah-u Zülcelal açiga çikariyor. Zaten ahirette de zerre kadar hiçbir sey gizli kalmaz. Yani insanin çaresi, kendisini Allah-u Zülcelal'e karsi sadik ve dogru yapmaktir. Insan, kalbinden dünyanin muhabbetini söküp attigi zaman, gece gündüz dünya ile mesgul olsa da, o dünya ona zarar vermez.

    Çünkü kalp Allah-u Zülcelal'e baglidir. Ama kalp dünyaya bagli oldugu zaman, dünya ile bir saniye dahi mesgul olsa, zarar görür. Kalp, Allah'in nazargahidir. Onu Allah-u Zülcelal'e baglamak lazimdir.

    Allah-u Zülcelal'in dostlari manevi doktordurlar. Onlar kalbi, nasil dünyadan çözüp Allah-u Zülcelal'e baglayacaklarini çok iyi biliyorlar. Allah yüz bin defa onlardan razi olsun.

    Kalbi Allah-u Zülcelal'e baglamanin da bir takim alametleri vardir. Kalp, Allah'a baglandigi zaman, daima O'nun yolundan, ask ve muhabbetinden bahseder. Onun için bir adam bir Evliyanin yanina gelerek:

    "Allah'a nasil kavusulur?" diye sormus. Evliya ona: "Sana müjdeler olsun!" demis, adam: "Niye?" diye sorunca Evliya söyle cevap vermistir:

    "O yolu soran kimse, o yola merakli demektir. Allah ona nasip edecektir insallah!"

    Demek ki Allah'in yolunu merak etmek, daima onunla mesgul olmak, Allah-u Zülcelal'in yaninda çok makbuldür. Sehl bin Abdullah söyle demistir: "Kim kalbini Allah-u Zülcelal'e teslim ederse, Allah-u Zülcelal onun azalarina sahip çikar."

    Insan kalbini Allah'a teslim ederse, O da o kimsenin gözlerine, ellerine, ayaklarina, diline yani bütün azalarina sahip çikar. Gözünün harama bakmasini engeller, dilinin haram konusmasina engel olur. Ayaklarinin günah yerlerine gitmesine engel olur.

    Kalp, bir sey degildir ki! Allah-u Zülcelal'in yaratmis oldugu bir et parçasidir. Peki neden onu Allah'a teslim etmiyoruz? Onu Allah-u Zülcelal'e teslim edip:

    "Ya Rabbi! Bu kalbi sen yaratmissin. Onu sana teslim ediyorum." diyerek, O'nun önüne koyalim. O zaman Allah-u Zülcelal'in rahmeti kalbimize girer ve bütün azalarimiz da Allah-u Zülcelal'e karsi teslim olur ve Allah-u Zülcelal'in yanindaki ecir ve sevaplara dogru gider.

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Allah'a Kulluk Nasil Olmali?

    Nefisle mücadele

    Esasen bizi mahveden seytan ve nefstir. Onun için Bayezid-i Bestami söyle demistir: "Ben nefsimi çagirip; 'Gel, Rabbime gidelim' dedim. Ama gelmedi. 'Madem ki gelmiyorsun, sen kal ben gidiyorum' dedim."

    Tabi nefse sadece sen kal diye söylemek kolaydir. Asil önemli olan onu terkedebilmek, onun heva ve heveslerini birakabilmektir. Demek ki, onu terketmek Bayezid-i Bestami'ye göre kolaydi.

    Onun için söyle demistir: "Ben bir gün rüyamda Allah-u Zülcelal'e dedim ki: "Ya Rabbi! Ben sana nasil gelebilirim?" Allah-u Zülcelal buyurdu ki: "Ya Bayezid! Nefsini birak öyle gel!"

    Bu zamanda nefsimizi yediriyoruz, içiriyoruz, rahat ettiriyoruz. Hiç olmazsa biraz Allah-u Zülcelal'in ibadetini de yapalim. Devamli olarak nefsi doyurmak, ibadetin önünde büyük bir engeldir. Çünkü denilmistir ki: "Dünyada daima tok olan kimse, kiyamet gününde aç olur. Dünyada aç olan kimse, kiyamet gününde tok olur."

    Yemek sehvetinin zararlarindan bazilari sunlardir:

    a-Allah korkusu kalpden gider.
    b-Mahlukata karsi merhamet duygusu kalbinden çikar.
    c-Fazla yemek insana bir agirlik vererek, taat ve ibadetine mani olur.
    d-Hikmetli sözleri duysa da, kalbi yumusamaz.
    e-Kendisi hikmetli sözleri konussa da, baskalarina tesir etmez.

    Öyle ise hiç olmazsa, bir iki saat nefsimizi aç birakalim. En azindan aç oldugumuzu hissedelim. Insan günde üç sefer yemek yerse aç kalmaz. Ama bir sabah, bir de aksam yedigi zaman, sabah yedigi yemekten sonra, ancak aksama dogru aç oldugunu hisseder.

    Hülasa; insan, Allah-u Zülcelal'e karsi sadik olup ve daima O'nun yanindaki ecir ve sevaplara karsi meyilli olursa, Allah-u Zülcelal ihlasi da, sadakati de, dogrulugu da ona nasip edecektir.

    Fatima-i Nisaburi söyle demistir: "Sadiklar ve takva sahipleri bu zamanda bir derya içindedirler. O deryanin dalgalari onlara çarpmaktadir. O derya içinde bogulmuscasina Allah-u Zülcelal'e dua ve feryad ederler."

    Böyle oldugu zaman, Allah-u Zülcelal o kimseyi günahlardan da muhafaza eder, ibadet yapmayi da nasip eder, zikir yapmayi da nasip eder. Ama biz Allah-u Zülcelal'e yalvarmiyoruz ve istemiyoruz. Istedigimiz zaman isteksiz bir sekilde istiyoruz. Oysa samimi bir sekilde, mahzun ve çok kiymetli bir seyimiz kaybolmus da onu ariyormus gibi istersek, Allah-u Zülcelal bize istedigimizi nasip edecektir insaallah.

    Bütün bu bilgiler, bizim manevi olan hastaliklarimiza ilaçtir. Bu ilaçlari bilip yapmamak, ayni bir kimsenin hastaliginda ilaç alip bir posetin içine koyup hiç kullanmamasi gibidir.

    Ilaçlari kullanmayan hasta iyilesebilir mi? Onun için bu bildigimiz ilaçlari kalbimize, ruhumuza ve sirrimiza tatbik etmemiz lazimdir.

    Allah-u Zülcelal kendi fazli ve keremi ile bizlere muamele etsin ve hepimize razi olacagi sekilde salih amel nasip etsin...


    (alıntı)

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.391, Level: 61
    Points: 8.391, Level: 61
    Level completed: 81%,
    Points required for next Level: 59
    Level completed: 81%, Points required for next Level: 59
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    incifiliz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    783
    Points
    8.391
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Allah'a Kulluk Nasil Olmali?

    Allah c.c. razı olsun sıla abla emeğine sağlık...
    http://www.kevserdenizi.net/forum/

  5. #5
    ACİZKUL
    ACİZKUL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Allah'a Kulluk Nasil Olmali?

    ALLAH C.C". razı olsun kardeşim.
    RABBİM"bizleri doğru yoldan ayırmasın,amin
    dua ile....

  6. #6
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Allah'a Kulluk Nasil Olmali?

    Amin,ALLAH C.C cümlemizden razı olsun inş. yorumlarınız için teşekkürler...
    Dua ile...

  7. #7
    ***
    DIŞARDA
    Points: 6.398, Level: 52
    Points: 6.398, Level: 52
    Level completed: 24%,
    Points required for next Level: 152
    Level completed: 24%, Points required for next Level: 152
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    SuSkuN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Mesajlar
    717
    Points
    6.398
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Cevap: Allah'a Kulluk Nasil Olmali?

    Allah (c.c) razı olsun.
    Sus gönlüm.
    Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus.

    Her susuşun bir cevap olsun.

    Her susuşun sabrın olsun

    Her susuşun ''Dua''n olsun..

  8. #8
    ***
    DIŞARDA
    Points: 42.870, Level: 100
    Points: 42.870, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 4,9%
    Overall activity: 4,9%
    Achievements
    Zümrüt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Yer
    ıstanbul rize
    Mesajlar
    7.510
    Points
    42.870
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    24

    Standart Cevap: Allah'a Kulluk Nasil Olmali?

    Bundan sonra kalbimden bu dünyanin muhabbetini söküp atayim; zikir ve ibadetle daima Allah-u Zülcelal'in rizasini kazanmak için gayret göstereyim." diyecegiz.

    Bir insan için en önemli sey akibettir. Onun için insan daima: "Acaba benim akibetim ne olacak. Dünyadan imanli olarak mi, yoksa imansiz olarak mi ayrilacagim?" diye düsünmelidir.


    allah c.c razı olsun ablaaa çok faydalı paylaşım oldu

    Mecnun Misali Leylâ’nın Zülfüne Hemen Gönül Bağlama.
    Çünkü seni AŞK Çöllerinde Gezdirip Duran Leylâ Değil Mevlâ’dır Hep…

  9. #9
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Allah'a Kulluk Nasil Olmali?

    ALLAH (c.c) razı olsun.
    emeğine sağlık.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  10. #10
    ***
    DIŞARDA
    Points: 4.541, Level: 42
    Points: 4.541, Level: 42
    Level completed: 96%,
    Points required for next Level: 9
    Level completed: 96%, Points required for next Level: 9
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    nasip53 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Sep 2009
    Yer
    rize
    Mesajlar
    130
    Points
    4.541
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Cevap: Allah'a Kulluk Nasil Olmali?

    Razı olunan kullardan ve cemalini görme mutluluğuna ulaşanlardan oluruz inşaALLAH.

Sayfa 1/2 12 SonSon

Benzer Konular

  1. Selam Nasil olmali ! ! !
    By Konyevi Nisa in forum Tanışalım Kaynaşalım
    Cevaplar: 19
    Son Mesaj: 21.05.15, 20:32
  2. Allah'a Mutmain Olarak Kulluk Etmeyenler
    By es_ra in forum İslami Konular Ve Kaynaklar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.07.08, 08:58
  3. Insanin BIr ESI Olmali, Ama Adam GIbI !!!
    By Konyevi Nisa in forum Islamda Kadının Yeri ve Önemi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 15.06.08, 11:07
  4. MÜslÜman Nasil Olmali
    By Konyevi Nisa in forum Nasihatlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.06.08, 13:34

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •