Canım kardeşim; çevrede bu kadar iğrenç tecavüzler, vahşi işgaller, acımasız katliamlar yapılırken sen hala yatağında rahat uyuyabiliyorsan, huzur içinde yemek yiyip su içebiliyorsan, çocuklarınla gülüp oynayabiliyorsan, arkadaşlarınla eğlenebiliyorsan, İslâm dünyasında yapılan çirkinliklerden iğrenç alçaklıklardan irkilmiyorsan bil ki sen şuursuz Müslümansın...

Batıl şer güçlerin vahşi işgal ve sömürülerini, hayvandan daha aşağı tecavüzlerini, insan kasabı bebek katillerinin ne yaptıklarını oturup tefekkür edemiyorsan bil ki şuursuzluğun ötesinde narkozlanmış bir Müslümansın. Kur’ân’ı çiğneyip kurşunlayan, Peygamberimiz (SAV)’e hakaret eden alçakları lanetleyemiyorsan, mabetlerimizi yıkan soysuzların ne yaptıklarını, ne yapmak istediklerini düşünemiyorsan bil ki sen şuur nimetinden yoksun bir Müslümansın!

Ey benim Müslüman kardeşim! Filistinlinin, Iraklının, Çeçenistanlının, Afganlının, Keşmirlinin, Cezayirlinin, Doğu Türkistanlının hülasa vatanları işgale uğramış bu insanlara yapılan en iğrenç işkenceleri gördüğün halde, utanmadan sıkılmadan “yaptıklarının cezasını çekiyorlar” diyerek hissiz ve duygusuz geri duruşunu şuur mu zannediyorsun..?

Soruyorum sizlere; Amerikalı conilerin, Iraklı, Filistinli, Afganlı kadınlara tecavüz ederlerken, tepelerine bombalar yağdırırlarken sevinen Amerikalılar gibi sevinebilir misiniz? Hangi mantıkla, hangi inançla cezalarını çekiyorlar diyebilecek kadar ruhsuz olabiliyorsunuz? Bir de utanmadan Yüce Allah’ın huzuruna çıkıp namaz kılıyor, oruç tutuyor, zekât veriyor, hac-umre yapıyorsunuz. Siyasi şuurdan yoksun olduğunuz için, dolaylı bir şekilde zalimlerin zulmüne destek verdiğinizi fark edemeyecek kadar şuur fakirisiniz..!

Şuurlu Müslümanlara karşı ortaya koyduğunuz şuursuz cesaretinizin yarısını değil dörtte birini şer güçlere karşı gösterebilseydiniz sizin için çok daha hayırlı olurdu. Böyle düşünen sizlere bir kardeş tavsiyesi olarak şunu söyleyebilirim: Zalimlere sessiz kalmanız, şuurlu Müslümanlara kin ve nefret beslemeniz, şuurlu cehaletinizden kaynaklandığını düşünerek tevbe etmelisiniz.

“Ümmetimin ihtilafı rahmettir.” “Ümmetim şerde ittifak yapmaz” hadislerini birlikte düşünerek anlamalıyız. Farklı düşünmek doğruyu bulmak içindir. Farklı düşünceler bölünmeye değil bütünleşmeyi sağlayarak hedefe giden yolu kısaltmaya yönelik olmalıdır. Nas olmayan konularda istişare etmek, farklı düşünmek, farklı fikirler ileri sürmek Müslümanların en doğal hakkıdır. Farklı düşüncelerimiz İslâm dairesi içinde olursa neticesi rahmet olur ki, Müslümanlar şerre değil, hayırlı olana ittifak etmiş olurlar.

Efendimiz (SAV) şöyle buyuruyor; “Şarktaki bir mü’minin ayağına diken batsa garbdaki mü’min bu acıyı hissetmezse kamil manada iman etmiş sayılmaz. İman etmeyen de cennete giremez.” Yüce Allah (CC) Kur’ân-ı Kerîm’de bizlere şöyle haber veriyor; “Mü’minler ancak kardeştirler..”

Beş vakit camiye giden Müslüman kardeşim, çarşaflı bacım, tesettürlü kızım, sakallı dedem, eğer gayri müslimlerin yaptığı bu iğrençlikleri anlayamıyorsan, şuurlu Müslüman olduğunu sakın söyleme..!

Kimliğinde İslâm yazan ben de Müslümanım diyen, bazı ibadetleri yerine getiremeyen, İslâm’a karşı gelmeyen bay-bayan Müslüman kardeşlerim siz de gayri müslimlerin İslâm dünyasında yaptıkları çirkinlikleri idrak edemiyorsanız sizler de şuurlu Müslüman değilsiniz.

Şuursuz sakallı dedemle, şuursuz sakalsız babamla, şuursuz tesettürlü bacımla, şuursuz tesettürsüz bacım arasında Yüce Allah indinde hiçbir fark yoktur. Fark şuurdadır. Şuurlu imanla şuurla amel yapanlar, şuursuz Müslümanlarla asla mukayese edilmezler.

Tesettürlü tesettürsüz, sakallı sakalsız ayırımı yapmadan tüm Müslümanlara sesleniyorum: Bırakalım birbirimizle uğraşmayı. Şuursuzca Batılıları taklit edeceğine, şuurla; Batıya karşı İslâm dünyasının çok önemli maddi ve manevi güçlerinin birleştirilmesine çalışalım.

Bilin ki; şuurlu bir ses ve o sesin etrafında kenetlenmeye hazır bir milletin varlığı Batılı şer güçleri hizaya getirecektir.