BAZEN dünyaya çok kaptırıyoruz kendimizi. Hayatın alışkanlıkları bizleri kendine mahkûm ediyor. Sabah aynı, akşam aynı. Her şey rutinleşiyor, bir müddet sonra da sıkmaya başlıyor. Belki de psikolojik rahatsızlıkların çoğu bu çembere sıkışmaktan kaynaklanıyordu. Cinnetlerin, cinayetlerin, isyanların, inançsızlıkların birçoğunun görünmeyen yüzünde bu hayat tarzının etkisi şüphesiz çoktur.

Bugünlerde de benzeri bir çembere sıkışmış gibiyiz. Cadde, sokak, ev, mahalle velhasıl her şey üstümüze geliyor gibi. Direncimizi kaybediyor, metanetimizi yitiriyoruz. Karanlıkta bir mum yakıp önümüzü görmeye çalışacağımıza, hazır ortalık kararmışken derin bir uykuya dalalım diyoruz. Öyle ya uyku, kaçmanın en kestirme yoludur. Çünkü uykudayken günah ve suç işleyemeyiz, sorumluluk da almayız.

* *Ê *

Gelin bugün uykuyu değil, öteki yolu seçelim. Kararmış, rutinleşmiş, bıktırmış, yaşamı zorlaştırmış hayatımıza Hz. Peygamber'in tavsiyeleriyle anlam kazandırmaya çalışalım. Bir anlamda Efendimiz (SAV) ile ahdimizi, sözümüzü yenileyelim ve onu dinleyelim.

Şöyle buyuruyor: "Birbirinize lanet etmeyin."

Hz. Ömer'in oğlu Abdullah der ki; Peygamberimiz (SAV) "Mümin başkasına lanet etmez" buyurdu.

Şöyle buyururdu: "Öfkelenmeyin."

Ebu Hureyre (RA) aktarıyor. Bir kişi Peygamberimize (SAV) geldi ve bana kısa ve özlü bir şey söyle ki tutabileyim, dedi. Resulullah (SAV) "kızma" buyurdu. O kimse bu sorusunu birkaç kez tekrarladı. Resulullah (SAV) da her defasında "kızma" buyurdu. Ne kadar da hayati bir öğüt. Birçok felaket, cinayet ve hata bir anlık öfkeden kaynaklanmıyor mu?

Şöyle buyurdu: "Büyüklere saygılı davranın."

Hz. Enes bin Malik'ten(RA) aktarıldığına göre Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurmuştur: "Bir genç, bir ihtiyara yaşlı olmasından dolayı ikramda bulunursa; yaşlandığı zaman kendisine ikramda bulunacak bir kimseyi kendisine hazırlar."

Şöyle buyururdu: "En hayırsız kişi ikiyüzlü olandır."

Ebu Hureyre (RA) bildiriyor. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurdu:
"Kıyamet günü en kötü konumda olacak kişi, ikiyüzlü olup insanlara çifte standart uygulayan kişidir."

Şöyle buyururdu: "Zalim kıyamette karanlıkta olacaktır."

İbn Ömer (RA) aktarıyor: Efendimiz (SAV) şöyle buyurdu:
"Zalim, haksız ve yaradılışı bozan, ahirette karanlıklar içinde olacaktır."

Şöyle buyururdu: "Ara bozup söz taşıyan cennete giremez."

Bir adam Hz. Huzeyfe'nin yanından geçti. Huzeyfe'ye, "Bu adam devlet adamlarına, insanların aleyhine söz taşıyor" dediler. Hz. Huzeyfe şöyle dedi: Peygamberimizden işittim, şöyle buyuruyordu:
"Koğucu, arabozucu ve söz taşıyan cennete giremez."

Şöyle buyururdu: "Müslüman'ın (kardeşinizin) ayıbını araştırmayın."

İbn Ömer'in(RA) aktardığına göre Peygamberimiz (SAV) minbere çıktı ve hayli yüksek bir sesle şöyle buyurdu: "Müslümanları üzmeyin, onları ayıplamayın, onların kusurlarını araştırmayın. Her kim Müslüman kardeşinin ayıbını araştırırsa Allah onun ayıbını ortaya çıkarır. Allah her kimin ayıbını ortaya çıkarırsa, onu evinde bile rezil eder."

Şöyle buyururdu:
"Ahrette bana en yakın olanınız, güzel ahlaklı olanınızdır."

Hz. Cabir
(RA) aktarıyor. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurdu: "Kıyamet günü bana en sevgili ve en yakın olanınız, ahlakı en güzel olanınızdır. Kıyamet günü bana en uzak ve sevimsiz olanlar, saçmalayıp boşboğazlık eden, ululuk taslayıp kibirli davrananlardır."

* *Ê *

Şöyle buyururdu: "Küs olanlar cennete giremez."

Ebu Hureyre (RA) aktarıyor. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurdu:
"Cennetin kapıları pazartesi ve perşembe günleri açılır. Bu iki günde Allah'a şirk koşmayan herkesin günahları bağışlanır. Ancak birbirine dargın olan iki kişi bu affın dışında tutulur. Bu iki kişi barışıncaya kadar cennete koymayın denir."

Şöyle buyururdu: "Alçak gönüllülük kişiyi yüceltir."

Ebu Hureyre (RA) aktarıyor. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurdu:
"Sadaka, malı eksiltmez. Allah için alçak gönüllülük gösteren kimsenin derecesini (dünya ve ahrette) Allah yüceltir."

Bütün bunlar Peygamberimizin (SAV) hayat ilkelerinden bir demetti sadece. Ama hayatın karanlığına ışık tutacak hayati dokunuşlar bunlar. Belki, bütün bunları biliyoruz diyeceğiz, o zaman sorarım ben de: Neden uygulamıyoruz öyleyse! Uygulasaydık, yaşasaydık böyle olur muyduk acaba?..