Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a6.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._2946584_n.jpg
.
Üstad bir gün vapurla Karaköy'e geçerken yanına biri yaklaşır ve:
"Necip Fazıl, peygamberlere ne diye gerek duyuldu ki? Biz kendimiz de bulabilirdik yolumuz."der.
Kısakürek okuduğu kitaptan başını bile kaldırmadan:
"Ne diye vapura bindin be adam yüzerek geçsene karşıya '' !!!
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a1.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._4120255_n.jpg
.
Üstad bir zamanlar oturduğu apartman katında eşek beslemeye heves etmişti. Bir bayram günü eşek ziyaretçilerden birinin üstünü kirletince bu heves sona erdi, eşeğin bu densizliğini de misafirlere "ne yapalım efendim, eşekliğini gösterdi" diye açıkladı....
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a4.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._6671152_n.jpg
.
Necip Fazıl'ın da içinde bulunduğu bir uçak Yeşilköy Havalimanı'ndan
(şimdiki adı Atatürk Havalimanı) kalkar ancak havada arızalanır. Acil bir geri iniş yapar kalktığı piste.
Kısakürek'i görenler sorar noldu bişey var mı vs.. Üstadın cevabı:
"Ahirete kabul etmediler geri döndük"
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a8.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._6994200_n.jpg
.
İdarehanedeyken öğle yemeklerini ya yakındaki bir lokantada yerdik veya ben bir lokantadan bir şeyler getirirdim. Bir gün Vilayet lokantasına gittik. Üstadın şeker hastalığı malum. O gün kendine lokantada göbeğinden iğne yapışını hiç unutmam.
Bir ara çok hoşuna gitmiş olacak ki sürekli köfte yemeye başladı Hemen hergün "köfte al" diyordu. Sonra bir gün "yemeğe gidelim" dedi. "Efendim, köfte" diyecek oldum. "Hayır" dedi ve ekledi:
"Senin hain köfteci, köfteye ekmek katıyormuş, şekerim çıktı."
(Necip Fazıl Kısakürek )
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://photos-d.ak.fbcdn.net/hphotos..._8359535_s.jpg
İstanbul'da binler toplanmış, ÜSTAD kürsüye çıkıyor ve mübarek ağzından şu ibret verici sözler diziliyor:
AYA GİDEN, YILDIZA GİDEN MİLLETLERE İMRENEN EY TÜRK GENÇLİĞİ !
YİRMİ YAŞINDAKİ FATİHİN AHLAK FEZASINDAN DÜŞTÜĞÜNÜZ BU GÜNKÜ ÇÖPLÜĞE BAKIN VE UTANIN..!!!
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a6.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._1534090_n.jpg
"Üstad gazetesinde "Allah'a itaat etmeyene itaat edilmez!.." hadisini bastırır...
Hemen Vekiller Heyeti karariyle gazete kapatılır...
O sırada hoca olduğu için askerden muhaf olan Üstad'ı önce asker olarak Eğirdir Dağları'na sürerler...
Sonra Vekiller Heyeti'nden bir mektup:
<-Büyük Doğuyla Hocalık arasında bir tercih yapmanızı ihtar ederim!..>
Üstad bir kağıt kalem ister ve başlar yazmaya:
<-Elli küsür kişilik sınıfımdan ziyade,bütün vatan safhını kaplayan talebelerime hitab etmek üzere hocalığı bıraktığımı ihtar ederim!..>" (ÜSTAD Necip Fazıl KISAKÜREK/Hesaplaşma)
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a7.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._4767637_n.jpg
Mahkemede hakim, Üstad'a:
-"Bak.Seni bundan böyle bir daha huzurumda görmeyeceğim, öyle değil mi?"der.
Üstad sorar:
- Hakim Bey, yoksa istifamı ediyorsunuz?..
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a5.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._6162634_n.jpg
Bir gün bir doktor bana dedi ki :
"<- Yahu Necip Fazıl Bey! Pastör'ün mikrobu keşfettiği bir asırda insan nasıl dine inanır,Allah'a inanır ?"
Hiç telâşa lüzum yok...Ona şu cevabı verdim:
<<- Siz ne kadar sahte adamlarsınız! Senedini getirdiğiniz adamın o senedi,hangi büyük itibarî senettir ? Hangi noktaya dayandığını bilmez ve ona göre iddia edersiniz! Pastör diyor ki: <>
Bunlar Pastör'den senet alıp onu bize kullanmaya kalkıyor! Fakat bu cevabı verecek insanlara ihtiyacımız var...
(Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK/Hesaplaşma)
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a4.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._2332385_n.jpg
"Sene 1942 zannediyorum...Ben hocaydım,bir yüksek mektepte...Duydum ki, o devrin bizim tabirimizle Deneat Reisi, aklınca tercümeler yapacak ve onları kanunla ibadet dili olarak okutmaya çalışacak...
Kalktım,maruf Diyanet İşleri Reisi'nin evine gittim.
<< Siz ne yapıyorsunuz ?..>>
Dedim.
Bana fetva getirmeye kalktı.İmam-ı Âzam'dan...
Mukabelem aynen şu şekilde oldu:
<<-Sen sadece küfre girmekle kalmıyorsun,dinin en büyük alimlerinden birine de iftira ediyorsun...>>
Fetva şu:
Bir gayri müslim İslâma girdiği ânda, o vaktin namazı ona farzdır!.. Kur'ân ve Arapça bilmiyor,ne yapsın ?..
İmam-ı Şafiî Hazreteri şu fetvayı veriyor:<<-Çabucak, en kısa yoldan öğrenir,kılar... Başka çare yok!...>>...
İmam-ı Âzam da diyor ki: <> Ama bu fetvadan kısa zamanda rücu ediyor.<>
Evet bana dediğini aynen söylüyorum,en küçük mübalağa yok... Sakalını sıvazladı:
<<-Bu kadar ilimle ben bimiyorum da siz mi biliyorsunuz ?..>>
Döndüm,mukabele ettim:
<<-Siz Allah Resûlünün kitap taşıyan eşşeklere ait hadîsini de biliyor musunuz ?>>" (ÜSTAD Necip Fazıl KISAKÜREK/Hesaplaşma)
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a6.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._2428435_n.jpg
"Üstad’ın “Sahte Kahramanlar” konferansı ile Türkiye’yi salladığı yıllar İşte bu “Sahte Kahramanlar” dolayısıyla Ankara’ya gittiği zaman, devrin başbakanı bir adamını göndermiş Üstad’a adamın getirdiği mesaj şu:
—Muhterem Üstadım, sayın başbakanımızın size çok selamları var
-Aleyküm Selam ,ne diyor?
—Sahte kahramanlar konferansında kendilerinden söz edilmemesini istiyorlar
Başbakanın adamının sözü bitince şöyle gürlemiş Üstad:
—Var git söyle ona, sahte kahraman olmak da bir seviye işidir Onda bu seviye de yok, merak etmesin bahsetmeyeceğim!"(ÜSTADIM)
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a7.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._2791851_n.jpg
Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in 1954'lü yıllarda çıkardığı Büyük Doğu mecmuası'nın bir sayısının kap...ağında, Osmanlı arması işlemeli sanat eseri bir kumaş resmini yayınlayınca, "padişahlık propagandası yapmak " gibi saçma bir gerekçe ile derginin o sayısının toplatıldığını ve kendisinin de suçlanarak mahkemeye sevkedildiğini...
Necip Fazıl'ın mahkemede kendisini suçlayan savcıya gayet ibretli bir şekilde:
"İçinde adalet işlerine bakılan bu binanın tepesinde aynı Osmanlı arması var Siz de mi padişahlık propagandası yapıyorsunuz?" diye cevap verir....
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a6.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._1057537_n.jpg
"İslâm ahlâkında anneye karsı gelmek yoktur! Sırası gelmisken söyliyelim... Büyük velîlerden bir tanesinden annesi su ister. Kıs gecesi asağı iner, doldurur testiyi. Fakat testide su hemen donmak üzeredir... Elleri donar gibi... alır, getirir. Bakar ki, annesi dalmıs... Uyandıramaz, uyanıncaya kadar, sabaha kadar bekler ayakta... Annesi uyanır.Bakar ki, eli buz içinde velînin...
Sorar:
“- Benim için mi bekledin bu kadar?..”
Ve susar velî... “Senin için” bile diyemez...
“- Allah senden razı olsun!”
Diye mukabele eder anne..."(ÜSTAD Necip Fazıl KISAKÜREK)
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a3.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._1227400_n.jpg
Üstad Necip Fazıl’la dostluğu olan Prof. Ayhan Songar,Üstadla bir sohbeti sırasında,televizyonda yaptığı programı seyredip seyretmediğini sormuş.
Üstad:" Gördüm" demiş.
Ayhan Songar:" Tabii beğenmediniz.." diye eklemiş.
Üstad çok şaşırmış:" Nereden anladın?"
Ayhan Songar:" Çünkü siz yapmadınız.."
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a6.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._3365592_n.jpg
ALLAH’IN BİLDİĞİNİ KULDAN SAKLAMAMAK!
Kayseri’deydik, Büyük Doğu teşkilatında… Bir adam getirdiler, “şununla iki kelime konuş!” dediler bana… Adam geldi. Elinde sigara, Ramazan günü… Anladım ne tip olduğunu…
Hitap ettim:
“- Sigaranı at da öyle gel karşıma!”
Gayet ucuz bir formülü vardır bu işin… Günün hemen bütün formülleri gibi…
O da aynı şekilde cevap verdi:
“- Allah’ın bildiğini kuldan niye saklıyayım?”
Bu umumî formül…
Devam ettim:
“- Allah senin tenasül aletin olduğunu da biliyor. Niye saklıyorsun?”
Bozuldu, kala kaldı, hiçbir şeye aklı eremedi. “- Senin bu susman mağlûp olman değildir. Şimdi seni mağlûp edeyim dedim; Allah’ın bilmediği bir şey olabilir mi?.. O her şeyi biliyor. Yalnız senin, Allah’ın bildiğini, yalnız ondan af dileyerek ona tahsis etmen ve onun bildiği şeyi ortaya açıkça, hayâsızca dökmemeni gerektiren bir fakülteye malik olman lâzım… Sen bundan da mahrum bir bedbahtsın!..” (Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK)
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a5.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._7195863_n.jpg
Necip Fazıl çok fazla sigara içer.
Bir gün bir öğrencisi ona gelir ve der ki:
-"Hocam bugün bir rüya gördüm bütün bitkiler Allah'a secde ediyordu, bir tek tütün etmiyordu."
Üstad cevabı yapıştırır:
-"Getirin o kafiri yakalım..."
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a1.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._3414161_n.jpg
Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK'in İsmet İnönü'ye yazdığı akrostiş...
Sanırım bütünüyle İsmet İnönü'yü anlatıyor...
DÜZELTME : SON MISRADAKİ "SOFRASI" "SOFTASI"DIR...
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://photos-c.ak.fbcdn.net/hphotos..._6627862_s.jpg
Üstad a geçmişiyle vurmak isteyen bir gazeteci sorar:
Geçmişte içki içteğiniz doğru mu ? Geçmişinizi anlatır mısınız bize ?
Üstadın cevabı manidardır;
...
" Geçmişim çöplük gibidir çöplükleri de ancak köpekler kurcalar".
N.F.K.
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
ÇÖPLÜKLERİ SADECE KÖPEKLER KURCALAR...
"Bir gün Necip Fazıl, bir üniversitede konferansa katılmış ve herzamanki gibi Din ve Allah kavramı hakkında konuşmuş…
Konuşması bittikten sonra, onunla karşıt görüşlü olan bir Profesör, Necip Fazıl’a
‘Siz önceden çıkıp farklı şeyler söylerdiniz, şimdi ise o sözlerinizle çelişen şeyler söylüyorsunuz…... Yazdığınız şiirler hala ezberimdedir… bu ne demek oluyor? ‘
Necip Fazıl’ın cevabı meleklere parmak ısırtacak bir cevap olur ‘Benim geçmişim bir çöplüktür ve çöplükleri sadece köpekler kurcalar"... -ALINTI-
http://photos-b.ak.fbcdn.net/hphotos..._3450977_s.jpg
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
ASKER FİKİRDEN ANLAMAZ..
"Yahya Düzenli, Üstâd’ın anıldığı bir panelde anlatıyor:
Üstat, 1960’larda Amasya’da bir konferansa geliyor. Salon tıklım tıklım dolu… Üstat konferansını verirken bir tanesi itiraz ediyor. İtiraz eden ayağa kalkıyor. Üstat soruyor:
-“Kimsiniz?” İtiraz eden:
-“Ben buranın Alay Komutanıyım” diyor.
...“Peki, buyurun oturun” diyor.
Üstat konferansa devam ediyor. Öylesine asabi bir mizaca da tabii tahammül etmesi mümkün değil. Dinleyiciler kendini kaptırmış konuşmanın büyüsüne. Üstat tekrar soruyor:
“Kimdi o itiraz eden?” İtiraz eden ayağa kalkıyor:
“Benim” diyor. Üstat bakıyor:
“Peki, oturabilirsiniz” diyor.
Üstat konuşmasına tekrar devam ediyor. Üstat üçüncü kez soruyor:
-“Kimdi o itiraz eden?” İtiraz eden tekrar ayağa kalkıyor:
“Benim” diyor. Üstat:
“Peki, oturun” diyor.
Ondan sonra üstat salona dönerek şu cümleyi söylüyor; “Asker fikirden anlamaz, emir verip kaldıracaksın, emir verip oturtacaksın.” N.F.K. *A*
http://photos-a.ak.fbcdn.net/hphotos..._3581441_s.jpg
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
http://a4.sphotos.ak.fbcdn.net/hphot..._5231860_n.jpg
Bir yaz günü Sofra kurulmuş, yemek yenilecek. Herşey hazır.Merhum Necip Fazıl masanın üzerindeki içi su dolu ''viski şişesi''ni görünce sorar:
''Bu ne?'' Cevap verir oğlu:
''Baba! Soğuk su için.Buzdolabına ancak bu şişeleri koyabiliyoruz da!''
İtiraz eder üstad:
''Olmaz!''
İzaha çalışır oğlu:''Baba İnan ki çok iyi temizledik,bol sabun ve kaynar suyla yıkadık!''
Üstad yine ''Olmaz!'' der ve şu ibretli izahı yapar:
''O hâlde oğlum!Yarın lâzımlık satan bir dükkâna gideceksin ve oradan el değmemiş bir lâzımlık alacak,çorbanı da bu lâzımlıkla içeceksin!
İçebilir misin?Elbette içebilirsin.Hiçbir mahzuru da yok.
Amma velâkin,mantığın kabul etse de ruhun kusar o çorbayı!
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek // Anıları ..
Necip Fazıl’a, “Allah, deveyi iğnenin deliğinden geçirebilir mi?” diye sormuşlar.
“Evet geçirir” demiş.
Bunun üzerine “deveyi mi küçültür, yoksa iğneyi mi büyültür?” demişler.
Necip Fazıl, İlahi kudretin sonsuzluğunu ifade babında, şu cevabı vermiş:
- Ne deveyi küçültür, ne iğneyi büyültür. Gökteki yıldızları senin gözbebeğine sığdırdığı gibi, vızır vızır geçirir