Mecelle 1851 maddelik bir kanunudur.Bir mukaddime ile 16 kitaba ayrılmıştır.
Mukaddime:İki makaleyi havidir.Birinci makalede Fıkıh ilminin tarifi ve taksimi, İkinci makalede fıkhın umumi kaideleri yer almaktadır.
Printable View
Mecelle 1851 maddelik bir kanunudur.Bir mukaddime ile 16 kitaba ayrılmıştır.
Mukaddime:İki makaleyi havidir.Birinci makalede Fıkıh ilminin tarifi ve taksimi, İkinci makalede fıkhın umumi kaideleri yer almaktadır.
Mecelle bir heyet tarafından telif edilmiştir.Bu bakımdan onu sadece A.Cevdet Paşa'nın eseri olarak göstermek yanlıştır.
Evvelce de belirttiğimiz gibi Cevdet Paşa zamanında Osmanlı devletine bir medeni kanun kabulu noktasında iki zıt fikir vardı1)İslam Hukuk(Fıkıh) kaidelerinin bir kanun metni haline getirilmesi,(2)Fransız medeni kanununun tercüme edilerek kabul edilmesi...
A.Cevdet Paşa ve zamanı.Bedir yayınları
Emeğinizi sağlık ...Allah cc ebeden razı olsun
Emeklerine sağlık Allah c.c razı olsun kardeşim...
"Mecelle'nin yazılış tarzı:Mecelle'nin uslubu bir kanun kitabı olarak şahaser sayılabilecek bir fesahat ve belagat arz eder.Bilhassa başındaki 99 fıkıh kaidesinin çoğu dilimize birer ata sözü olarak girmiştir. bunlarda Cevdet Paşa'nın akıcı ve düzgün ifadesini hissetmekteyiz.
Mecelle'nin başındaki külli kaidelerin çoğu İslam fakihlerinden İbn Nüceym'in "Eşbah ve'n-Nezair"adlı eseriyle"Mecami" şerhinden iktibas edilmiştir..Bu kaideler insanlığın asırlar boyunca akıl, mantık ve adlet sahasında eriştiği hakikatlerin en parlak bir şekilde ifadesinden başka bir şey değildir.Avrupalılar bunlara tabii hukuk kaideleri derler."
a.g.e.
Mecelle ile bugün memleketimizde cari olan isviçre medeni kanunu'nun geniş bir şekilde henüz mukayesesi yapılmamıştır."Hukuk Tarihi ve Tefekkürü bakımından mecelle" unvanıyla kıymetli bir eser telif etmiş olan hakim A.Refik Gür,Mecelle'nin birçok yerlerinin mevcut mevzuatımıza göre üstün taraflar arz ettğini yazmaktadır.
Mecelle'nin bugünkü kıymeti:Mecelle'nin hukuk tekniği bakımından muhakkak'ki bazı eksiklikleri olabilir.Fakat bu husus onun kıymetini düşürmez.Zira o,taklitçiliğe ve şahsiyetsizliğe karşı,milli bir zihniyetin ortaya koyduğu terkiptir.Kendi milletimizin. öz kültürümüzün bir eseridir.Biz. onunla bu noktadan iftihar ediyoruz.Sinan'ın Selimiye'si mimari sahasında, Fuzuli'nin Divan'ı şiir ve edebiyat sahasında,Itri'nin besteleri musiki sahasında,Katip Çelebi'nin kitapları ilmi araştırmalar alanında ne ise,Ahmet Cevdet Paşa ve arkadaşlarının Mecelle'si de hukuk tafekkürü sahasında,varlığı ile övünmemiz gereken,milli deha ve kabiliyetimizin güzide bir şahaseridir.Bu gerceği reddetmek,milli tarhimizi, kültür ve an'anelerimizi inkar etmek olur'ki,ancak divanelere ve köksüzlere yaraşır bir iştir.
a.g.e
Allah emeklerinin karşılığını misli misli verir inşallah.
Çoğu merak eden ve bilgisi olmayan insanların duası seninle oluyordur.
Mecelle,hukuk mantığı ve tefekkürü bakımından Avrupa kanununlarından hiç de aşşağı kalmaz.(Bana göre daha da ileri bir seviye de kanunlardır.Kuzat)Profesör Ebü'l- Ula Mardin,Ali Himmet Berki gibi,meslek hayatlarına fıkıhçı, mecelleci olarak başlayan kimseler,memleketimizde daha sonra meriyete giren garp kanunlarını ve hukukunu herkesden evvel temessül etmişler,hatta yeni mevzuatı anlamak ,tefsir ve talim etmek mevzuunda üstadlık payesini kolayca ihraz etmişlerdir.Bu da memleketimizde kuvvetli,hayatiyetli bir hukuk an'anesinin ve kültürünün mevcud olduğunu,bu mevzuuda garplılardan geri olmadığımızı hatta bir çok noktalarda ileri olduğumuzu göstermektedir.
Emeğine sağlık Allah cc razı olsun
İnkilap devrinin Adliye vekili olan ve İsviçre Medeni Kanunu tercümesinin başına yazdığı esbab-ı mucibe lahiyasında İslam dinine ve hukukuna yakışıksız ve mugalatalı tarizlerde bulunan Mahmut Esat Bozkurt bile zaman zaman" Eski Mecelleciler,yeni hukuku herkesten daha iyi anlayıp kavrıyorlar" diyerek bu hakikatı intak-ı hak kabilinden itiraf etmiştir.
a.g.e