İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktiza eder.
(Sözler sh: 315)
Printable View
İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktiza eder.
(Sözler sh: 315)
Dergah-ı İzzete İltica Eden Kurtuluyor. Sual Eden Saillerin İstekleri Veriliyor. En Adi Bir Zihayatın Sesi İşitiliyor ve Haceti Kabul Ediliyor.
İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder.
(Sözler sh: 315)
Dünyanın lezzetleri, zevkleri ve zinetleri, Halıkımızı ,Malikimizi ve Mevlamızı bilmediğimiz taktirde cennet olsa bile cehennemdir.Evet öyle gördüm ve öylede zevkettim.Bilhassa ,şefkatin ateşini söndürecek marifetuullahtan başka bir şey varmıdır? Evet marifetuullah olduktan sonra dünya lezzetlerine iştiha olmadığı gibi cennete bile iştiyak geri kalır.
Allah'ı tanımayanın, dünya dolusu bela başında vardır. Allah'ı tanıyanın dünyası nurla ve manevi sürurla doludur.
25.Lem'a
İbadetin ruhu, ihlastır. İhlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır.
Gıybet odur ki, gıybet edilen adam hazır olsaydı ve işitseydi, kerahet edip darılacaktı. eğer doğru dese, zaten gıybettir. eğer yalan dese, hem gıybet, hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır...
22. Mektub
Eğer aklın varsa, kanaata alış ve rızaya çalış...
24.mektub
Arkadaş! Nefsî tefekkürde tafsilâtlı, âfâkî tefekkürde ise icmâlî yaparsan, vahdete takarrüb edersin. Aksini yaptığın takdirde, kesret fikrini dağıtır. Evham ise havalandırır, enâniyetin kalınlaşır. Gafletin kuvvet bulur, tabiata kalb eder. İşte dalâlete isâl eden kesret yolu budur... Mesnevi i Nuriye_zeyluzzeyl
Kur'an kalblere kuvvet ve gıdadır, ruhlara şifadır. gıdanın tekrarı, kuvveti arttırır...
Mesnevi i Nuriye_habbe
Gayr-ı meşru muhabbetin âkıbeti, mükâfatı, mahbubun gaddârâne adâvetidir..
Sunuhat
"İlimlerin esası, ilimlerin şahı ve padişahı iman ilmidir."
Sözler
...LAYEMUT DEĞİLSİN,BAŞIBOŞ DEĞİLSİN,BİRVAZİFEN VAR,GURURU BIRAK,SENİ YARATANI DÜŞÜN KABRE GİDECEĞİNİ BİL ÖYLE HAZIRLAN...
Evet, kardeşlerim,
bu zamanda öyle dehşetli cereyanlar ve hayat ve cihanı sarsacak hadiseler içinde hadsiz bir metanet ve itidal-i dem ve nihayetsiz bir fedakarlık taşımak gerektir.
http://www.risaleinurenstitusu.org/t...ikke/b1121.gif
"Onlar dünya hayatını seve seve ahirete tercih ederler." İbrahim Sûresi: 14:3.
ayetinin sırr-ı işarisiyle, ahireti bildikleri ve İmân ettikleri halde dünyayı ahirete severek tercih etmek ve kırılacak şişeyi bâki bir elmasa bilerek rıza ve sevinçle tercih etmek ve âkıbeti görmeyen kör hissiyatın hükmüyle, hazır bir dirhem zehirli lezzeti, ileride bir batman sâfi lezzete tercih etmek, bu zamanın dehşetli bir marazı, bir musibetidir.
O musibet sırrıyla, hakikî müminler dahi bazan ehl-i dalâlete taraftar olmak gibi dehşetli hatada bulunuyorlar.
Cenab-ı Hak, ehl-i imanı ve Risale-i Nur şakirtlerini bu musibetlerin şerrinden muhafaza eylesin.
Amin.
Said Nursî
Arzı ve bütün nücum ve şümusu tesbih taneleri gibi kaldıracak ve çevirecek kuvvetli bir ele malik olmayan kimse, kainatta dava-yı halk ve iddiayı icad edemez. Zira herşey herşeyle bağlıdır.
Evet, bir incir çekirdeğinden koca bir incir ağacını ve ince bir sapla koca bir kavunu bağlayıp çıkaran kudrete hiçbir şey ağır gelmez.
mesnev-i nuriye
hubab
Her hakiki hasenat gibi, cesaretin dahi menbaı imandır, ubudiyettir.
Sözler - Üçüncü Söz - 25
Bu dünya fanidir. En büyük dava, baki olan alemi kazanmaktır. İnsanın i'tikadı sağlam olmazsa, davayı kaybeder.
Emirdağ Lahikası s.15
Başla yapılan secde Allah için olursa ibadettir, gayrısı için dalalettir.
Mesnevi-i Nuriye
Şemme-165
Bilirsin ki, ömür kısadır, lüzumlu işler pek çoktur. acaba benim gibi sen dahi kafanı teftiş etsen, malumatın içinde ne kadar lüzumsuz, faydasız, ehemmiyetsiz, odun yığınları gibi camid şeyleri bulursun.
Barla Lahikası
Yirmi Yedinci Mektubun üçüncü zeyli, 57
Baki bir hakikat, fani şahsiyetler üstüne bina edilmez. edilse, hakikate zulümdür.
Emirdağ lahikası
(İnsan) kusur etse istiğfar etmeli: "ya rab, kusurumuzu affet. bizi kendine kul kabul et. emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl. amin!"
Sözler
Altıncı söz
Ebedi ömrün önündedir. o ömr-ü bakide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fani ömürde sa'y ve çalışmalarına bağlıdır.
Mesnevi-i Nuriye
Habbe
Bilirsin ki, ömür kısadır, lüzumlu işler pek çoktur. acaba benim gibi sen dahi kafanı teftiş etsen, malumatın içinde ne kadar lüzumsuz, faydasız, ehemmiyetsiz, odun yığınları gibi camid şeyleri bulursun.
Barla Lahikası
Yirmi yedinci bektubun üçüncü zeyli
Başla yapılan secde Allah için olursa ibadettir, gayrısı için dalalettir.
Mesnevi-i Nuriye
Şemme-165
Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.
Mektubat, s. 256.
Derakab zeval ile acılanan mülakâtlar, keder ve meraka değmez. İştiyaka hiç lâyık değildir. Çünkü: zeval-i lezzet, elem olduğu gibi; zeval-i lezzetin tasavvuru dahi bir elemdir. Bütün mecazî âşıkların divanları, yani aşknameleri olan manzum kitapları, şu tasavvur-u zevalden gelen elemden birer feryattır. Her birinin, bütün divan-ı eş’ârının ruhunu eğer sıksan, elemkârane birer feryad damlar.
Deli adama "iyisin, iyisin" denilse iyileşmesi, iyi adama "fenasın, fenasın" denilse fenalaşması nâdir değildir."
(Mektubat-Hakikat Çekirdekleri)
Şu kısa, fani ömrünü fani şeylere sarf etme ki, fani olmasın. baki şeylere sarf et ki, baki kalsın.
Mesnevi-i Nuriye
Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı.
Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse
tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler
istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu
hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızasını esas maksat yapmak gerektir.
21.lema
Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanımız! ... Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir." Sözler
Cümle tahiyyat, ol Hâkim-i Ezel ve Hakîm-i Ezelî ve Rahmân-ı Lemyezelîye elyaktır ki, bizi İslâmiyetle serfiraz ve şeriat-ı garrâ ile sırat-ı müstakîme hidayet etmiştir.
Öyle bir şeriat ki, akıl ve nakil, dest-be-dest ittifak vererek ol şeriatın hakaikinin hakkaniyetini tasdik etmişlerdir.
Öyle hakaik ki, kökleri hakikat zemininde rüsuh ile beraber dal ve budakları kemâlâtın göklerine yükselip, intişar edip, öyle füruat ki, meyveleri saâdet-i dâreyndir; ve bizi Kur’ân-ı Mu’ciz ile irşad eylemiş...
Öyle kitap ki, kaideleriyle hilkat-i âlemin kitabından dest-i kader ve kalem-i hikmetle mektûb ve cârî olan kavanîn-i amîka-i dakika-i İlâhiyeyi izhar ettiğinden, ahkâm-ı âdilânesiyle nev-i beşerin nizam ve muvazenet ve terakkisine kefil-i mutlak ve üstad-ı küll olmuştur.
Salavat-ı bînihaye, ol Server-i Kâinat ve Fahr-i Âleme hediye olsun ki, âlem, envâ ve ecnâsıyla onun risaletine şehadet ve mu’cizelerine delâlet ve hazine-i gaybdan getirdiği metâ-ı âlîye dellâllık ediyor. Güya âleme teşrif ettiğinden, herbir nevi, kendi lisan-ı mahsusuyla alkışladığı gibi, Sultan-ı Ezel, zemin ve âsumanın evtârını intak edip herbir tel başka lisanla mu’cizatının nağamatını inşad etmekle, o sadâ-yı şirin bu kubbe-i minâda ilelebed tanîn-endaz etmiştir.
muhakemat
Hem, tebliğ-i risalette ve nâsı hakka davette o derece metanet ve sebat ve cesaret göstermiş ki, büyük devletler ve büyük dinler, hattâ kavim ve kabilesi ve amcası ona şiddetli adavet ettikleri halde, zerre miktar bir eser-i tereddüt, bir telâş, bir korkaklık göstermemesi ve tek başıyla bütün dünyaya meydan okuması ve başa da çıkarması ve İslâmiyeti dünyanın başına geçirmesi ispat eder ki, tebliğ ve davette dahi misli olmamış ve olamaz. (a.s.m)
ALLAH razı olsun arkadaşlar...
İşte, böyle emsalsiz bir şeriat ve misilsiz bir İslâmiyet ve harika bir ubûdiyet ve fevkalâde bir dua ve cihanpesendâne bir dâvet ve mu’cizâne bir iman sahibinde (a.s.m), elbette hiçbir cihetle yalan olamaz ve aldatmaz diye anladı ve aklı dahi tasdik etti.
Dost istersen ALLAH yeter
Yar" istersen KUR'AN yeter
Mal istersen kanaat yeter
Düşman istersen nefis yeter
Nasihat istersen ölüm yeter....(Bediüzzaman Said Nursi)
"Ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünyada bıraktığın eserlere kıymet verme."
“İman İnsanı İnsan Eder,Belki De İnsanı Sultan Eder. Öyle İse,İnsanın Vazife-i Asliyesi İman Ve Duadır.Küfür İnsanı Gayet Aciz Bir Canavar Hayvan Eder.”
Imana gel ki, elemden emin olasin. Kadere teslim ol ki selamette kalasin.
Insan eger kesrete dalip kainat içinde bogulup dünyanin muhabbetiyle sersem
olarak fanilerin tebessümlerine aldansa, onlarin kucaklarina atilsa, elbette
nihayetsiz bir hasarete düser. Hem fena, hem fani, hem ademe düser. Hem
manen kendini idam eder. Eger insan-i Kuran'dan kalb kulagiyla iman derslerini
isitip basini kaldirsa, vahdete müteveccih olsa, ubudiyetin miraciyle ars-i
kemalata çikabilir. Baki bir insan olur.
(bediüzzaman)
"Herkesin hanesi küçük bir dünyasıdır.
O hane ve aile hayatının hayatı ve
saadeti ise samimi ve ciddi vefadarane
hürmet ve hakiki ve şevkatli ve
fedakarane merhametiyle olabilir..
Bediüzzaman..