-
faydalı arapça notları
zamirler
Zamir: ismin yerini tutan marife isimdir.
انا = ene (ben), هو = huve (o), انت = ente (sen)
Zamirler ikiye ayrılır sırayla bunları örnekler ile öğreneceğiz kardeşlerim...
1- Munfasıl Zamirler
2- Muttasıl Zamirler
1- Munfasıl Zamirler: Başka bir kelimeyle birleşmeyen zamirlerdir. Bu da ikiye ayrılır.
a- Merfu Munfasıl Zamir
b- Mansub Munfasıl Zamir
a- Merfu Munfasıl Zamir: Umumiyetle cümleye, söze kendisiyle başlanan zamirdir.
انت زكى = Sen zekisin = ente zekiyyun
işte tablo şeklinde merfu munfasıl zamirler gerekli terimleri teker teker açıklayacağım inşaallah kardeşlerim...excel ile hazılardım renklendirdim zevkli hale gelsin diye anlamadığınız biryer olursa sorun inşaallah...
http://img359.imageshack.us/img359/3299/zamir7xo.jpg
işte tablo şeklinde merfu munfasıl zamirler gerekli terimleri teker teker açıklayacağım inşaallah kardeşlerim...excel ile hazılardım renklendirdim zevkli hale gelsin diye anlamadığınız biryer olursa sorun inşaallah...
http://img359.imageshack.us/img359/3299/zamir7xo.jpg
evet devam ediyoruz inşaallah geldik bir başka başlığa
b-Mansub munfasıl zamirler: Genellikle mef*ûlun bih (nesne) olan zamirlerdir.
Bu zamirlerin başında ki iyyâ'nın tek başına maası ve irabı yoktur. Fiilden ayrılan zamire desteklik yaparak ayrı yazılmasını sağlar. Şimdi örnekler ve zamirlerin tablo şeklinde gösterimini ekleyeceğim
işte mansub munfasıl zamirlerin tablosu:
http://img72.imageshack.us/img72/685...munfasl3kc.jpg
şimdi de örneklere bakalım:
كسوته اياه = kesevtuhu iyyâ hu = Onu ona giydirdim
يعلمه المعلم اياه = yu*allimuhu el-mu*allimu iyyâ hu = Öğretmen onu ona öğretiyor alıntıdır
-
Cevap: faydalı arapça notları
Ben = Ene
أنْتَ Sen = ente
هُوَ O = huve
هِىَ O = Hiye
أنْتُمَا İkiniz = entumâ
هُمَا İkisi = humâ
نَحْنُ Biz = nahnu
أَنْتُمْ Siz = entum
أََنْتُنَّ Siz (bayanlar) = entunne
هُمْ Onlar = hum
هُنَّ Onlar (bayanlar) = hunne
عِنْدِي Bende = indî
عِنْدَكَ Sende = indeke
عِنْدَهُ Onda = indehu
عِنْدَنَا Bizde = indenâ
عِنْدَكُمْ Sizde = indekum
عِنْدَهُمْ Onlarda = indehum
لِى Benim = lî
لَكَ Senin = leke
لَهُ Onun = lehu
لَنَا Bizim = lenâ
لَكُمْ Sizin = lekum
لَهُمْ Onların = lehum
مِنِّي Benden = minnî
مِنْكَ Senden = minke
مِنْهُ Ondan = minhu
إِليَّ Bana = ileyye
إِلَيْكَ Sana = ileyke
إِلَيْهِ Ona= İleyhi alıntıdır
-
Cevap: faydalı arapça notları
Soru edatları
أَدَوَاتُ الْإِسْتِفْهَامِ
مَنْ؟ Kim?
أَيْنَ؟ Nerede?
مَتَى؟ Ne zaman?
كَيْفَ؟ Nasıl?
لِمَاذَا؟ Niçin?
بِكَمْ؟ Kaça?
مَا؟ Ne?
أَيُّ Hangi?
أَيْنَ الْفُنْدُقُ؟ Otel Nerede?
أَيْنَ السوق المسقوفة ؟ Kapalıçarşı nerededir?
مَنْ أَنْتَ؟ Sen kimsin?
مَنْ هُمْ؟ Kim onlar?
مَتَى وَصَلْتَ؟ Ne zaman ulaştın?
مَتَى تُسَافِرُ؟ Ne zaman gideceksin?
كَيْفَ السَّفَرُ؟ Yolculuk nasıl?
مَا هذا ؟ Bu ne?
مَا إِسْمُ هذا ؟ Bunun adı ne?
مَاذَا تُرِيدُ؟ Ne istiyorsun?
مَاذا تَأْكُلُ؟ Ne yersin?
مَاذَاتَشْرَبُ؟ Ne içersin?
بِكَمْ هذا ؟ Bu kaça?
هَلْ تَفْهَمُ؟ Anlıyor musun?
هَلْ يُوجَدُ؟ Bulunur mu?
لاَ يُوجَدُ؟ Bulunmaz.
مِنْ أَيْنَ؟ Nereden?
إِلَى أَيْنَ؟ Nereye?
مِنْ أَيْنَ تَأْتِي؟ Nereden geliyorsun?
إِلَى أَيْنَ تَذْهَبُ؟ Nereye gidiyorsun?
__________________alıntıdır
-
Cevap: faydalı arapça notları
MÜZARİ MALUM
يَفْعُلُ kalıbında bulunan يَكْتُبُ muzari filin çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul
تَثْنِيَةٌ İkil
مُفْرَدٌ Tekil
يَكْتُبُونَ
يَكْتُبَانِ
يَكْتُبُ
مُذَكَّرٌ Eril
غَائِبٌ
يَكْتُبْنَ
تَكْتُبَانِ
تَكْتُبُ
مُؤَنَّثٌ Dişil
تَكْتُبُونَ
تَكْتُبَانِ
تَكْتُبُ
مُذَكَّرٌ Eril
مُخَاطَبٌ
تَكْتُبْنَ
تَكْتُبَانِ
تَكْتُبِينَ
مُؤَنَّثٌ Dişil
نَكْتُبُ
اَكْتُبُ
مُتَكَلِّمٌ
يَفْعِلُ kalıbında bulunan يَغْسِلُ muzari filin çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul
تَثْنِيَةٌ İkil
مُفْرَدٌ Tekil
يَغْسِلُونَ
يَغْسِلاَنِ
يَغْسِلُ
مُذَكَّرٌ Eril
غَائِبٌ
يَغْسِلْنَ
تَغْسِلاَنِ
تَغْسِلُ
مُؤَنَّثٌ Dişil
تَغْسِلُونَ
تَغْسِلاَنِ
تَغْسِلُ
مُذَكَّرٌ Eril
مُخَاطَبٌ
تَغْسِلْنَ
تَغْسِلاَنِ
تَغْسِلِينَ
مُؤَنَّثٌ Dişil
نَغْسِلُ
اَغْسِلُ
مُتَكَلِّمٌ
يَفْعَلُ kalıbında bulunan يَعْلَمُ muzari filin çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul
تَثْنِيَةٌ İkil
مُفْرَدٌ Tekil
يَعْلَمُونَ
يَعْلَمَانِ
يَعْلَمُ
مُذَكَّرٌ Eril
غَائِبٌ
يَعْلَمْنَ
تَعْلَمَانِ
تَعْلَمُ
مُؤَنَّثٌ Dişil
تَعْلَمُونَ
تَعْلَمَانِ
تَعْلَمُ
مُذَكَّرٌ Eril
مُخَاطَبٌ
تَعْلَمْنَ
تَعْلَمَانِ
تَعْلَمِِينَ
مُؤَنَّثٌ Dişil
نَعْلَمُ
اَعْلَمُ
مُتَكَلِّمٌ
MÜZARİ MEÇHUL
Müzari meçhul yalnız bir şekilde bulunur ki, o da يَفْعَلُ kalıbındadır.
Şu halde;
يَكْتُبُ muzari fiilin meçhulü يُكْتَبُ ,
يَغْسِلُ muzari fiilin meçhulü يُغْسَلُ ,
يَعْلَمُ muzari fiilin meçhulü يُعْلَمُ , kalıbından gelir.
يُفْعَلُ kalıbında bulunan يُكْتَبُ muzari fiili meçhulün çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul
تَثْنِيَةٌ İkil
مُفْرَدٌ Tekil
يُكْتَبُونَ
يُكْتَبَانِ
يُكْتَبُ
مُذَكَّرٌ Eril
غَائِبٌ
يُكْتَبْنَ
تُكْتَبَانِ
تُكْتَبُ
مُؤَنَّثٌ Dişil
تُكْتَبُونَ
تُكْتَبَانِ
تُكْتَبُ
مُذَكَّرٌ Eril
مُخَاطَبٌ
تُكْتَبْنَ
تُكْتَبَانِ
تُكْتَبِينَ
مُؤَنَّثٌ Dişil
نُكْتَبُ
اُكْتَبُ
مُتَكَلِّمٌ
يُفْعَلُ kalıbında bulunan يُغْسَلُ muzari fiili meçhulün çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul
تَثْنِيَةٌ İkil
مُفْرَدٌ Tekil
يُغْسَلُونَ
يُغْسَلاَنِ
يُغْسَلُ
مُذَكَّرٌ Eril
غَائِبٌ
يُغْسَلْنَ
تُغْسَلاَنِ
تُغْسَلُ
مُؤَنَّثٌ Dişil
تُغْسَلُونَ
تُغْسَلاَنِ
تُغْسَلُ
مُذَكَّرٌ Eril
مُخَاطَبٌ
تُغْسَلْنَ
تُغْسَلاَنِ
تُغْسَلِينَ
مُؤَنَّثٌ Dişil
نُغْسَلُ
اُغْسَلُ
مُتَكَلِّمٌ
يُفْعَلُ kalıbında bulunan يُعْلَمُ muzari fiili meçhulün çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul
تَثْنِيَةٌ İkil
مُفْرَدٌ Tekil
يُعْلَمُونَ
يُعْلَمَانِ
يُعْلَمُ
مُذَكَّرٌ Eril
غَائِبٌ
يُعْلَمْنَ
تُعْلَمَانِ
تُعْلَمُ
مُؤَنَّثٌ Dişil
تُعْلَمُونَ
تُعْلَمَانِ
تُعْلَمُ
مُذَكَّرٌ Eril
مُخَاطَبٌ
تُعْلَمْنَ
تُعْلَمَانِ
تُعْلَمِينَ
مُؤَنَّثٌ Dişil
نُعْلَمُ
اُعْلَمُ
مُتَكَلِّمٌ
Dikkat:
1- Fiili muzariler –gerek malum ve gerekse meçhul olsunlar- Türkçeye “şimdiki zaman” veya “geniş zaman” ile tercüme edilirler. Eğer bir işe başlamışız da henüz bitmemiş ve devam ediyorsa “şimdiki zaman” ile, eğer görünürde başlanmış bir iş yoksa “geniş zaman” ile tercüme edilir. Örnek: يَكْتُبُ kelimesi “yazıyor” yahut “yazar”; يُكْتَبُ kelimesi de “yazılıyor” yahut “yazılır” şeklinde tercüme edilirler.
2- Fiili muzarinin başına “istikbal: gelecek edatı” denilen سَ , yahut سَوْفَ geçerse, Türkçeye “gelecek zaman” ile tercüme edilir. Örnek: سَيَكْتُبُ (yazacak), سَيُكْتَبُ (yazılacak); سَوْفَ يَكْتُبُ (yazacak), سَوْفَ يُكْتَبُ (yazılacak), gibi. Bu سَ ve سَوْفَ çekimde hiçbir değişiklik yapmadan fiili muzarinin her çekiminin başına geçebilir.
3- Fiili muzarinin başına لاَمُ مَفْتُوعَة (lamı meftuha – üstün lam) gelirse, Türkçeye “şimdiki zaman” ile tercüme edilir. Örnek: لَيَكْتُبُ (yazıyor), لَيُكْتَبُ (yazılıyor), gibi. Bu لَ harfi çekimde hiçbir değişiklik getirmeden fiili muzarinin her çekiminin başına geçebilir.
NEFY-İ HAL (MUZARİİ MENFİ)
Fiili muzarinin başına مَا geçerse (Nefyi hal) olup Türkçeye “şimdiki zamanın olumsuzu” ile tercüme edilir. Örnek: مَا يَكْتُبُ (yazmıyor), مَا يُكْتَبُ (yazılmıyor), gibi.
Bu مَا çekimde hiçbir değişiklik yapmadan fiili muzarinin her sigasının başına geçebilir.
NEFYİ İSTİKBAL NEFYİ MUZARİ
Fiili muzarinin başına لاَ geçerse Sibeveyh’e göre (Nefyi İstikbal) olup Türkçeye “geniş zamanın olumsuzu” iler tercüme edilir.
لاَ يَكْتُبُ (yazmaz), لاَ يِكْتَبُ (yazılmaz) gibi. Fakat İbni Malik’e göre (Nefyi Muzari) olup Türkçeye “geniş zamanın olumsuzu” veya “şimdiki zamanın olumsuzu” ile tercüme edilebilir.
لاَ يُكْتَبُ (yazmaz veya yazmıyor); لاَ يُكْتَبُ (yazılmaz veya yazılmıyor) gibi. Bu لاَ çekimde hiçbir değişiklik yapmadan fiili muzarinin her çekiminin başına geçebilir.
-
Cevap: faydalı arapça notları
MAZİ MALUM:
Mazi malum üç şekil üzere bulunur:
1) فَعَلَ kalıbında gelir. كَتَبَ gibi.
2) فَعِلَ kalıbında gelir. عَلِمَ gibi.
3) فَعُلَ kalıbında gelir. كَبُرَ gibi.
Üç şekli birbirinden ayıran ikinci harfin harekesidir. Birinci ve üçüncü harf üç şekilde de üstündür.
Dikkat:
Bir fiili mazi harekeli ise harekesine bakarak hangi kalıptan geldiğini anlarız. Eğer harekesi yoksa nasıl okunacağını sözlükten öğreniriz.
فَعَلَ kalıbında bulunan كَتَبَ mazifiilin çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
كَتَبُوا كَتَبَا كَتَبَ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
كَتَبْنَ كَتَبَتَا كَتَبَتْ مُؤَنَّثٌ Dişil
كَتَبْتُمْ كَتَبْتُمَا كَتَبْتَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
كَتَبْتُنَّ كَتَبْتُمَا كَتَبْتِ مُؤَنَّثٌ Dişil
كَتَبْنَا كَتَبْتُ مُتَكَلِّمٌ
فَعَلَ kalıbında bulunan ضَرَبَ mazi fiilin çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
ضَرَبُوا ضَرَبَا ضَرَبَ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
ضَرَبْنَ ضَرَبَتَا ضَرَبَتْ مُؤَنَّثٌ Dişil
ضَرَبْتُمْ ضَرَبْتُمَا ضَرَبْتَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
ضَرَبْتُنَّ ضَرَبْتُمَا ضَرَبْتِ مُؤَنَّثٌ Dişil
ضَرَبْنَا ضَرَبْتُ مُتَكَلِّمٌ
فَعَلَ kalıbında bulunan فَتَحَ mazi fiilin çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
فَتَحُوا فَتَحَا فَتَحَ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
فَتَحْنَ فَتَحَتَا فَتَحَتْ مُؤَنَّثٌ Dişil
فَتَحْتُمْ فَتَحْتُمَا فَتَحْتَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
فَتَحْتُنَّ فَتَحْتُمَا فَتَحْتِ مُؤَنَّثٌ Dişil
فَتَحْنَا فَتَحْتُ مُتَكَلِّمٌ
فَعِلَ kalıbında bulunan عَلِمَ mazi fiilin çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
عَلِمُوا عَلِمَا عَلِمَ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
عَلِمْنَ عَلِمَتَا عَلِمَتْ مُؤَنَّثٌ Dişil
عَلِمْتُمْ عَلِمْتُمَا عَلِمْتَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
عَلِمْتُنَّ عَلِمْتُمَا عَلِمْتِ مُؤَنَّثٌ Dişil
عَلِمْنَا عَلِمْتُ مُتَكَلِّمٌ
فَعُلَkalıbında bulunan كَبُرَ mazi fiilin çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
كَبُرُوا كَبُرَا كَبُرَ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
كَبُرْنَ كَبُرَتَا كَبُرَتْ مُؤَنَّثٌ Dişil
كَبُرْتُمْ كَبُرْتُمَا كَبُرْتَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
كَبُرْتُنَّ كَبُرْتُمَا كَبُرْتِ مُؤَنَّثٌ Dişil
كَبُرْنَا كَبُرْتُ مُتَكَلِّمٌ
فَعِلَ kalıbında bulunan حَسِبَ mazi fiilin çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
حَسِبُوا حَسِبََا حَسِبَ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
حَسِبْنَ حَسِبَتَا حَسِبَتْ مُؤَنَّثٌ Dişil
حَسِبْتُمْ حَسِبْتُمَا حَسِبْتَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
حَسِبْتُنَّ حَسِبْتُمَا حَسِبْتِ مُؤَنَّثٌ Dişil
حَسِبْنَا حَسِبْتُ مُتَكَلِّمٌ
MAZİ MEÇHUL:
- Mazi meçhul fiili sadece فُعِلَ kalıbında bulunur.
- فَعُلَ kalıbında (5. bab) bulunan mazi malumların meçhulü yoktur. Bu kalıp üzerinde bulunan tüm fiillerin hepsi lazımdır. Lazım fiilin meçhulü olmaz.
- Fakatفَعَلَ yahut فَعِلَ kalıbında bulunup ta müteaddi olan mazi malumların meçhulünü elde etmek için o mazi malumları فُعِلَ şeklinde okumalıyız.
Örnek: كَتَبَ mazi fiilin meçhulü كُتِبَ dir. عَلِمَ mazi fiilin meçhulü عُلِمَ dir.
فَعَلَ kalıbında bulunan كُتِبَ mazi meçhul fiilin çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
كُتِبُوا كُتِبَا كُتِبَ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
كُتِبْنَ كُتِبَتَا كُتِبَتْ مُؤَنَّثٌ Dişil
كُتِبْتُمْ كُتِبْتُمَا كُتِبْتَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
كُتِبْتُنَّ كُتِبْتُمَا كُتِبْتِ مُؤَنَّثٌ Dişil
كُتِبْنَا كُتِبْتُ مُتَكَلِّمٌ
فَعَلَ kalıbında bulunan ضُرِبَ mazi meçhul fiilin çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
ضُرِبُوا ضُرِبَا ضُرِبَ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
ضُرِبْنَ ضُرِبَتَا ضُرِبَتْ مُؤَنَّثٌ Dişil
ضُرِبْتُمْ ضُرِبْتُمَا ضُرِبْتَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
ضُرِبْتُنَّ ضُرِبْتُمَا ضُرِبْتِ مُؤَنَّثٌ Dişil
ضُرِبْنَا ضُرِبْتُ مُتَكَلِّمٌ
فَعَلَ kalıbında bulunan فُتِحَ mazi meçhul fiilin çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
فُتِحُوا فُتِحَا فُتِحَ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
فُتِحْنَ فُتِحَتَا فُتِحَتْ مُؤَنَّثٌ Dişil
فُتِحْتُمْ فُتِحْتُمَا فُتِحْتَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
فُتِحْتُنَّ فُتِحْتُمَا فُتِحْتِ مُؤَنَّثٌ Dişil
فُتِحْنَا فُتِحْتُ مُتَكَلِّمٌ
فَعِلَ kalıbında bulunan عُلِمَ mazi meçhulün çekimi şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
عُلِمُوا عُلِمَا عُلِمَ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
عُلِمْنَ عُلِمَتَا عُلِمَتْ مُؤَنَّثٌ Dişil
عُلِمْتُنَّ عُلِمْتُمَا عُلِمْتَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
عُلِمْتُنَّ عُلِمْتُمَا عُلِمْتِ مُؤَنَّثٌ Dişil
عُلِمْنَا عُلِمْتُ مُتَكَلِّمٌ
فَعُلَ kalıbında bulunan كَبُرَ mazi meçhul fiilin çekimi olmaz!... Çünkü lazım fiillerdir.
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
yok yok yok مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
yok yok yok مُؤَنَّثٌ Dişil
yok yok yok مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
yok yok yok مُؤَنَّثٌ Dişil
yok yok yok مُتَكَلِّمٌ
فَعِلَkalıbında bulunan حَسِبَ mazi meçhul fiilin çekimi olmaz!...
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
حَسُِوا حَسِبَا حَسِبَ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
حَسِبْنَ حَسِبَتَا حَسِبَتْ مُؤَنَّثٌ Dişil
حَسِبْتُمْ حَسِبْتُمَا حَسِبْتَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
حَسِبْتُنَّ حَسِبْتُمَا حَسِبْتِ مُؤَنَّثٌ Dişil
حَسِبْنَا حَسِبْتُ مُتَكَلِّمٌ
Dikkat:
A- Fiili maziler –gerek malum ve gerekse meçhul olsunlar- Türkçeye en çok “diligeçmiş zaman” ile bazen de “mişligeçmiş zaman” ile tercüme edilir. Demek oluyor ki, hangisi daha uygun düşerse öyle tercüme edilir. Mesela كَتَبَ : yazdı yahut yazmış, كُتِبَ :yazıldı yahutyazılmış. Fiili maziler bazen de “dua kipi” anlamında gelir. Mesela رَحِمَ اللهُ : Allah rahmet etsin, قَتَلَ اللهُ : Allah öldürsün.
كَتَبَ : yazdı yahut yazmış
كُتِبَ : yazıldı yahut yazılmış
رَحِمَ اللهُ : Allah rahmet etsin
قَتَلَ اللهُ : Allah öldürsün
B- Fiili mazinin başına olumsuzluk edatı denilen مَا yahut لاَ gelirse, Türkçeye “diligeçmiş” veya “mişligeçmiş” zamanın olumsuzu ile tercüme edilir. Mesela: مَا كَتَبَ : yazmadı yahut yazmamış, مَا كُتِبَ : yazılmadı yahut yazılmamış, لاَ كَتَبَ : yazmadı yahut yazmamış, لاَ كُتِبَ : yazılmadı yahut yazılmamış.
مَا كَتَبَ : yazmadı yahut yazmamış
مَا كُتِبَ : yazılmadı yahut yazılmamış
لاَ كَتَبَ : yazmadı yahut yazmamış
لاَ كُتِبَ : yazılmadı yahut yazılmamış
Not: مَا ile لاَharflerinin çekimde hiçbir değişiklik yapmadan fiili mazinin her çekiminin başına geçebilir. Ancak mazi menfinin مَا ile kullanılması daha çoktur.
Dikkat:
Ancak harfi cer veya zarf vasıtasıyla lazım fiillerden de meçhul yapılabilir. Örnek: غُشِىَ عَلَيْهِ (bayıldı),ذُهِبَ مَعَهُ (onunla gidildi) gibi.
a) Harfi cer vasıtasıyla lazım fiilin çekimi:
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
غُشِىَ عَلَيْهِمْ غُشِىَ عَلَيْهِمَا غُشِىَ عَلَيْهِ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
غُشِىَ عَلَيْهِنَّ غُشِىَ عَلَيْهِمَا غُشِىَ عَلَيْهَا مُؤَنَّثٌ Dişil
غُشِىَ عَلَيْكُمْ غُشِىَ عَلَيْكُمَا غُشِىَ عَلَيْكَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
غُشِىَ عَلَيْكُنَّ غُشِىَ عَلَيْكُمَا غُشِىَ عَلَيْكِ مُؤَنَّثٌ Dişil
غُشِىَ عَلَيْنَا غُشِىَ عَلَىَّ مُتَكَلِّمٌ
b) Zarf vasıtasıyla lazım fiilin çekimi de şöyledir:
جَمْعٌ Çoğul تَثْنِيَةٌ İkil مُفْرَدٌ Tekil
ذُهِبَ مَعَهُمْ ذُهِبَ مَعَهُمَا ذُهِبَ مَعَهُ مُذَكَّرٌ Eril غَائِبٌ
ذُهِبَ مَعَهُنَّ ذُهِبَ مَعَهُمَا ذُهِبَ مَعَهَا مُؤَنَّثٌ Dişil
ذُهِبَ مَعَكُمْ ذُهِبَ مَعَكُمَا ذُهِبَ مَعَكَ مُذَكَّرٌ Eril مُخَاطَبٌ
ذُهِبَ مَعَكُنَّ ذُهِبَ مَعَكُمَا ذُهِبَ مَعَكِ مُؤَنَّثٌ Dişil
ذُهِبَ مَعَنَا ذُهِبَ مَعِى مُتَكَلِّمٌ
Dikkat: Üstte her iki çizelgede de görüldüğü üzere lazım fiillerin meçhülleri harfi cer veya zarf vasıtasıyla tasrif edildiğinde müfred müzekker gaib çekimi değişmeyip ancak harfi cer veya zarfın bitiştiği zamirler değişir.
-
Cevap: faydalı arapça notları
İSMİN ÖZELLİKLERİ
1-İSİMLERDE ERKEKLİK-DİŞİLİK (Müzekker-Müennes)
Arapçada, bir cinsteki varlığın erkeğine ve dişisine ayrı isimler verildiği olur:
Anaام Babaاب
Dişi deveناقة Erkek deveجمل
Tavukدجاجة Horozديك
Fakat, yaygın olarak, bir cinsteki hem erkek, hem de dişi varlıklara aynı isim verilir, yalnız, dişiliği göstermek için, isimde bir dişilik alameti bulunur.
Kız öğrenci kitabı okuyorتقرأ الطالبة الكتاب Cümlesindekiالطالبة kelimesinin sonundakiة dişilik alametlerinden biridir. Kelimenin aslıالطالب dır, yuvarlakة dişiliği göstermek için eklenmiştir.
Dişilik alametleri üçtür:
1-Yuvarlak te: Dişi (müennes) sayılan varlıklarla bunların sıfatlarının sonunda bulunur.
Müennes için Müzekker için
Yazıcı كاتب كاتبة
Öğretmen معلم معلمة
2-Uzun dişilik elifi: Bu alamet, en çok, renk ve sakatlığı gösterenافعل veznindeki kelimelerin müennesinde bulunur.
فعلاء (Müennes için) افعل (Müzekker için)
Mavi ازرق زرقاء
Kırmızı احمر حمراء
Yeşil اخضر خضراء
Beyaz ابيض بيضاء
Siyah اسود سوداء
Dilsiz اخرس خرساء
Topal اعرج عرجاء
3-Kısa dişilik elifi: Bu alamet, en çok, افعل veznindeki sıfatı müşebbehe’ler فعلى vezninde müennes yapılınca, müennes kelimenin sonunda bulunur.
فعلى (Müennes için) افعل(Müzekker için)
Daha büyük اكبر كبرى
Daha küçük اصغر صغرى
Daha güzel احسن حسنى
NOT: Bazı müennes kelimelerde de te’nis alameti bulunmaz. Bu çeşit müennes, ancak işitilerek bilindiği için semai müennes adını alır.
Yerارض balta فأس güneş الشمس ateş نار nefis نفس
rüzgar ريح kulak اذن göz عين kaş حاجب cehennem جهنم
ayak رجل el يد
2-MARİFE VE NEKRE
Marife (Belirli): Belirli bir şey için konulmuş isimdir.
Nekre (Belirsiz): Belirsiz bir şey için konulmuş isimdir.
İsim ve sıfatların belirli olduğunu göstermek için, başlarına ال takısı getirilir. Bu takıya, belirlilik takısı veya belirtme takısı denir. Bu belirlilik takısına Arapça da “harf’ut-tarif” denir.
قلم Kelimesi nekre olup herhangi bir kalem demektir. Halbuki, bu kelimenin başına ال getirirsek durum şöyle olur: القلم artık bu, bildiğimiz, bizce belli bir kalem demektir. Böyle, bilinen belirli varlıkları gösteren kelimelere marife denir.
Başında belirlilik takısı ال Bulunmayan, sonu tenvinli olup belirsiz bir varlığı gösteren بيت كتاب gibi kelimelere de nekre denir.
Nekre kelimeler, başında ال getirilerek marife yapılırken, sonlarındaki tenvin yani çift harekeden biri düşer, tek hareke kalır.
Marife 6 çeşittir:
1-Zamirler: هى هو gibi
2-Alem: yani özel isim زيد gibi
3-İşaret isimleri: هذه هذا gibi
4-İsmi mevsul: الى الذى gibi
5-Elif-Lam ile belirlenmiş isim: الرجل gibi
Nida harfi ile belirli bir isim kastedilirse, bununla da isim belirli olur يا رجل gibi. Burada رجل kelimesi her ne kadar nekre (belirsiz) ise de, çağıran kimse tarafından bilindiği için marifedir. Yani belli bir kişidir.
6-Saydığımız bu beş çeşit marifeden birine muzaf olan kelimedir:
Zeydin uşağı غلام زيد
زيد özel isim olduğu için marifedir ve cümlede muzafun ileyh’ dir.
غلام ise, nekredir. Fakat belirli bir kelime olan زيد de muzaf olduğu için belirlilik kazanmıştır. Yani marife olmuştur.
3-İSİMLERDE TEKLİK, İKİLİK, ÇOKLUK (Müfret-Tesniye-Cemi)
A-Teklik isim (Müfret): Tek bir varlığı gösterir:
Çocuk طفل adam رجل ev بيت
B-İkilik isim (Müsenna): İki varlığı gösterir. Müfret ismin sonuna ا ن eklenerek yapılır.
İki kalem قلمان ß bir kalem قلم
İki mektep مدرستان ß bir mektep مدرسة
C-Çokluk ismi (Cemi): Aynı cinsten birçok varlığı gösterir. Üç bölümde incelenir.
1-Cemi Müzekker Salim: Erkek olan veya sayılan varlıkların isimleri, sonlarına ون eklenerek çoğul yapılır.
Öğretmenler معلمون ß Öğretmen معلم
2-Cemi Müennes Salim: Dişi olan veya sayılan bir varlığı gösteren ismin sonuna ات eklenerek çoğul yapılır.
Hanım öğretmenlerمعلمات ß Hanım öğretmen معلمة
3-Cemi Mükesser: Tekil kelimenin yapısı, biçimi değiştirilerek elde edilen çokluktur.
Kalemler قلم -> قلمان -> اقلام
Bazı cemi isimlerin kendi cinsinden müfredi yoktur. Bu çeşit isimlere “Cemi isim” denir.
Ordu جيش Kavim قوم
4-TESNİYE VE İRABI (ref=ötre , nasb=üstün ve cer=esre hali)
Tek varlığı gösteren isme müfret, iki varlığı gösteren isme de tensiye denir. isimleri tensiye yapmak için sonlarına ref halinde (ان ), nasb ve cer halinde (ين ) getirilir.
Tensiye isimlerin sonundaki ن harfi her zaman esreli, nasb ve cer halinde ى harfi de cezimli ve öncesi üstün olur. Cemi müzekker salim’le karıştırılmaması için buna dikkat etmek gerekir.
ولد -> ولدان (ولدينhttp://www.ihlforum.net/images/smilies/wink.gif
يوم -> يومان (يومينhttp://www.ihlforum.net/images/smilies/wink.gif
مدرسة -> مدرستان (مدرستينhttp://www.ihlforum.net/images/smilies/wink.gif
Bir isim tensiye yapılırken şunlara dikkat edilir:
1-Sonundaki elif harfi vav harfinden çevrilmiş olan bir isim tensiye yapılırken, elif tekrar vav harfine dönüşür.
عصا -> عصوان (عصوينhttp://www.ihlforum.net/images/smilies/wink.gif
2-Sonundaki elifin aslı ya ise, yahut ismin harfleri 3’ten fazla ise, elif ya harfine dönüşür.
فتى -> فتيان ( فتيين )
مستشفى -> مستشفيان ( مستشفيين )
3-Sonu uzun elif (Elif-i Memdude) ile biten müennes isimler tensiye yapılırken, sonundaki hemze vav harfine dönüşür.
صحراء -> صحراوان ( صحراوين )
4- أب ve اخ İsimleri tensiye yapılırken mahzuf olan vav harfleri geri gelir.
أب -> ابوان ( ابوين )
اخ -> اخوان ( اخوين )
5-CEMİ: Cemiler üçe ayrılır:
1-CEM-İ MÜZEKKER SALİM VE İRABI: Müfredinin sonuna, ref halinde, bir öncesi ötreli vav-nun (ون ), nasb ve cer halinde, bir öncesi esreli ya-nun (ين ) getirilerek yapılır. Her iki durumda da sonundaki nun harfi üstündür.
مسلمين ) ( مسلمون ß مسلم
Öğretmenler okula gitti ذهب المعلمون الى المدرسة Ref hali
Öğretmenleri okulda gördüm راية المعلمين فى المدرسة nasb hali
Öğretmenlere selam verdim سلمت على المعلمين cer hali
İzafet durumunda bu nun harfi düşer.
Mektebin öğretmenleri معلموا المدرسة
2-CEM-İ MÜENNES SALİM VE İRABI: Müennes (dişi) isimlerin çoğuludur. Müfret müennes isimlerin sonuna ( اتhttp://www.ihlforum.net/images/smilies/wink.gif harfleri getirilerek yapılır.
Müslüman kadınlar مسلمات ß مسلمة
Müfret müennes isimlerde değişiklik yapılmadan sonuna bu ek eklenerek çoğul yapıldığı için buna da salim müennes cemi denilmiştir.
Cemi müennes salim yapılırken şunlara dikkat edilmeli:
1-Sonunda yuvarlak te ( ة ) bulunan isimler müennes cemi yapılırken bu te harfi atılır.
Öğretmen kadınlar معلمات ß معلمة
2-Müenneslik alameti olarak sonunda elif-i maksure veya elif-i memdude bulunan isimler cemi müennes yapılırken, tesniyelerde izlenen kurallar uygulanır.
a) Sonu Elif-i Maksure ile biten müfret müennes isimler cemi müennes yapılırken Sonundaki elifin aslı ya ise, elif ya harfine dönüşür. Sonundaki elifin aslı vav ise, elif vav harfine dönüşür.
Faziletli kadınlar فضليات ß فضلى
b) Sonu Elif-i Memdude ile biten müfret müennes isimler cemi müennes yapılırken, sonundaki hemze vav harfine dönüşür.
Gökler سماوات ß سماء
3-Sonunda yuvarlak te ( ة ) bulunmayıp kadın ismi olanlar da cemi müennes şeklinde cemi yapılır.
زينبات ß زينب
4-Erkek ismi olduğu halde sonunda yuvarlak te ( ة ) bulunanlar da bu şekilde cemi yapılır.
طلحات ß طلحة
5-Sonunda yuvarlak te ( ة ) olup müennes ismi olduğu halde cemi müennes salim şeklinde cemi olmayan bazı kelimelerde vardır.
Dinler ملل ß ملة Ümmetler امم ß امة Kadınlar نساء ß امراة
3-CEMİ MÜKESSER: Müfret ismin harekesinin değişmesiyle veya harflerinden birisinin hazfedilmesiyle yahut harf ilavesiyle yahut da bu üç durumun beraberce bulunmasıyla yapılan cemidir.
Ağaçlar اشجار ß شجرة Kitaplar كتب ß كتاب
-
Cevap: faydalı arapça notları
cer harfleri ve manaları
1-CER HARFLERİ VE MANALARI: İsmi cer eden (sonunu esre yapan) harflerdir ki, cer harfleri veya izafet harfleri diye adlandırılır. Bunlar:
1- با (ile-e-a) anlamındadır. Bağlamak, ulaştırmak içindir.
Ben Allah’a inandım امنت بالله
2- من (den-dan) anlamındadır. Bağlama, başlangıç içindir
Evden geldim جئت من البيت
3- الى (e-a) anlamındadır. Sona eriş, bitiş içindir.
Eve gittim ذهبت الى البيت
4- عن ( den, dan) anlamındadır. Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
Tren istasyondan uzaklaştı ابتعد القطار عن المحطة
5- على (üzerine, üzerinde) anlamındadır.
Kitap masanın üzerindedir الكتاب على المنضدة
6- ل (için) anlamındadır
Mal Zeyd içindir المال لزيد
7- فى (de, da) anlamındadır. Zarf içindir.
Balık suda yaşar يعيش السمك فى الماء
8- ك (gibi) anlamındadır. Benzetme içindir.
Ali aslan gibidir على كالاسد
9- حتى (e-a kadar) anlamındadır. Bitiş, sona eriş ifade eder; bu bitiş, zamanda ve mekanda olur.
Saat 3’e kadar uyanık kaldık سهرنا حتى الساعة الثالثة
Yolcu, limana kadar koştu. جرى المسافر حتى الميناء
10- رب azlık içindir. Çokluk anlamına da gelir.
Bir çok okuyuculara Kuran lanet eder. رب تال يلعنه القران
11- ب ت و and içindir
Allah’a and olsun والله بالله تالله
12- منذ مذ (den beri) anlamındadır.
Ahmet cuma gününden beri gelmedi ما جاء احمد منذ يوم الجمعة
Üç gündür yağmur yağmadı لم ينزل المطر مذ ثلاثة ايام
2-ATIF HARFLERİ: Cümle içinde ismi, isme veya zamire, fiili, fiile bağlamaya nesak atfı denir.
Nesak atfı, şu atıf harflerinden biri kullanılarak yapılır: بل لا أم اما أو حتى ثم ف و
Bu atıf harflerinden sonra gelen kelimeye matuf denir. Önce gelen kelimeye ise matufu aleyh denir.
Hoca ve öğrenciler oturdular جلس الأستاذ والطلاب cümlesinde, و atıf harfidir, الطلاب kelimesi matuf dur, الاستاذ İse matufu aleyh dir. matuf, matufun aleyhe, irabda tamamen uyar.
Zeyd ve Halid kaktı قام زيد وخالد
Zeyd ve Halidi gördük راينا زيدا وخالدا
Zeyd ve Halide uğradık مررنا بزيد وبخالد
Matuf ve matufun aleyh’in her ikisi de fiil ise, zamanları aynı olur, yani matuf, ma’ufun aleyh’e zaman bakımından da uyar.
Allah’ın rızkından yiyin, için كلوا واشربوا من رزق الله
1- و Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
Baba ve oğul öldü مات الأب والابن
2- ف (de, da) matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Yani matufun aleyh ف den önce, matuf ise ف dan sonra gelir.
Önce Ali, ardından Halid girdi. دخل على فخالد
Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
3- ثم (sonra) matuf şeyler arasında hem sıra olduğunu, hem de fiillerin meydana gelişi arasında uzun bir surenin bulunduğunu gösterir.
Sizi yaratan, sonra rızık veren, sonra öldürecek, sonra diriltecek olan Allahtır الله الذى خلقكم ثم رزقكم ثم يميتكم ثم يحييكم 4- حتى (e-a kadar) Bu da hem sıra ifade eder. hem de matuf fiiller arasında bir süre olduğunu gösterir. Ancak bu sure ثم ف nin belirttiği sürenin ortasıdır. Bir işin veya bir şeyin sonuna kadar olduğunu belirtir.
Komutanına varıncaya kadar düşman kaçtı فر العدو حتى قائدهم
5- أو (yahut, veya, ya da) tereddüt, şüphe veya iki şeyden birini seçme serbestisini ifade eder.
Bir kitap veya bir defter satın aldım اشتريت كتابا أو دفترا
6- اما (ya, yada, ister) Tekrarlanarak kullanılır.
Size ya Hasan, ya Salih yazdı. كتب اليكم اما حسن واما صالح
7- ام (yahut, yoksa) bir işin, bir şeyin beyan edilmesini istemek için kullanılır.
Uykuda mısın yoksa uyanık mısın? أنائم انت ام مستيقظ
8- لا (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
Halil yazardır, şair değil خليل كاتب لاشاعر
9- بل (belki, bilakis) Vazgeçme bildirir. “öyle değil böyle”, “fakat”, “hiç olmazsa”, “bilakis” gibi manalar verdirir; kendinden önce bir emir veya olumlu hüküm gelmişse, o emri veya hükmü kaldırır, gelmemiş gibi yapar.
Selim’i gördüm, hayır Hasan’ı رايت سليما بل حسنا
10- لكن (bunun aksine) “fakat”, “ancak” manasına gelir.
Riya helal olmaz, fakat ihlas bunun aksinedir. لايحل رياء لكن اخلاص
-
Cevap: faydalı arapça notları
arapçada faydalı günlük konuşmalar
Faydalı konuşmalar مُحَادَثَاتٌ مُفِيدَةٌ
نَعَمْ Evet
لاَ Hayır
صَبَاحُ الْخَيْرِ. İyi sabahlar
مَسَاء الْخَيْرِ. İyi akşamlar
تُصْبِحْ عَلَى الْخَيْرِ. İyi geceler
مِنْ فَضْلِكْ. Lütfen
شُكْرًا Teşekkür ederim
أَعْطِنِي. Bana ver
حَظًّا سَعِيدًا İyi şanslar
عَفْوًا Afedersiniz
عَفْوًا Bir şey değil
أُرِيدُ مَاءَ. Su istiyorum
هَلْ يُوجَدُ؟ Bulunur mu?
لاَ يُوجَدُ. Bulunmaz
أَنَا أَسِفٌ. Üzgünüm
لاَبَأَسٌ. Zararı yok
تَفَضَّلْ. Buyur
تَشَرَّفْنَا. Müşerref olduk
عَلَى الرَّأْسِ. Baş üstüne
بِالْعَافِيَةِ. Afiyetle
سَاعِدْنِي مِنْ فَضْلِكْ. Lütfen bana yardım et
أَنَا مَرِيضٌ. Ben hastayım
تَعَالَ هُنَا. Buraya gel
قِفْ هُنََا. Burada dur
-
Cevap: faydalı arapça notları
101. Aşağıdaki bablardan hangisinin özelliği müşarekettir?
A- if’al babı B- müfa’ale babı C- tef’il babı D- hepsi
102. أ ما زرتَ المريضَ في المستشفى؟ sorusunun olumsuz cevabı aşağıdakilerden hangisidir?
A- نعم، ما زرتُ المريض C- بلى، زرتُ المريض
B- لا، ما زرتُ المريض D- لا، زرتُ المريض
103. كم في الصف؟ boşluğa aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- تلاميذٍ B- تلميذ ًا C- تلاميذ ُ D-ٍ تلميذ
104. أيَّ تفضلين للقراءة؟ boşluğa aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- كِتابٌ B- كُتبًا C- كِتابٍ D- كَتائِب ٌ
105. المعلمات من مصر boşluğa hangi işaret ismi gelmelidir
A- هذا B- هاتان C- هؤلاء D- هِي
106. بلى، آكِلُه ُ………cümlesinin sorusu aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A- هل تأكل التفاح؟ C- ألا تأكل التفاح؟
B- أ تأكل التفاح؟ D- لماذا لا تأكل التفاح؟
107. الصفِ مفتوحٌ. ……….cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- البابَ B- المدرسة ُ C- بابُ D- مدرسةِ
108. الشارعُ واسعٌ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdaki işaret isimlerinden hangisi gelmelidir?
A- هذا B- هؤلاء C- هذه D- أولئك
109. أكبرُ من سنا ……..cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- ذو/فو B- الأب/ أخ C- أبوك/أخي D- حميك/فوك
110. طالبًا في الصفِ؟ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- لماذا B- كم C- لمن D- أين
111. هذا القلم؟ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- كم B- أين C- لِمَنْ D- لِماذا
112. أين المَدرَسة؟ المدْرَسة cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- خلف B- هناك C- عند D- على
113. خالد تلميذ ٌ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- الذكي ٍ B- العالمْ C- الجميلُ D- نشيطٌ
114. في المستشفى طبيبًا. cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- ثلاثةُ B- أحدَ عشرَ C- تسعُ D- إحدى عشر
115. المكتبِ كتابٌ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- في B- على C- إلى D- حتى
116. ما أرَى تحت
A- التلميذاتِ/الشجراتِ B- التلميذاتُ/الشجراتِ
C- التلميذتَ/ الشجراتِ D- التلميذتَ/ الشجراتَ
117. لا يَجْمَعْنَ في فناءِ المدرسة. cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A-ٍ التلميذة B- التلميذاتُ C- التلميذة ُD- التلميذاتَ
118. سَلّمَ المديرُ على cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- المدرّسُ B-ِ المدرّسان C- المدرّساتِ D-َ المدرّسون
119. مجتهداتٌ …….. cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- تلميذاتَ B- التلميذاتُ C- التلميذاتِ D- تلميذاتً
120. أسافِرُ بعد سَنتيْنِ إلى القاهِرة…. cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- س B- سوف C- بعد شهر D- بعد سنة
121. فصلٍ تدْرُسُ؟……. cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- في أيّ B- كيف C- أين D- من
122. الساعة الآن؟……. cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- أين B- أي C- كم D- متى
123. حصل الطالبُ على الدّرَجة cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdaki sıra sayılarından hangisi gelmelidir?
A- الواحد B- الواحدة C- الأول D- الأولى
124. طلبتُ الكتابَ من الطالبِ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- لواحد ا B- الأوّل C- الأولى D- الواحدة
125. أدْرسُ في السّنةِ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- الثانِيةِ B- الثانيٌ C- الثاني ً D- ثاني ٍ
126. كان الطيرُ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- ميت ٍ B- ميتاً C- ميتتًا D- ميتة ٌ
127. كان الناسُ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- جوعانًا B- جوعانينَ C- جوعانة ٌ D- جوعانون
128. صارَتْ نجلى cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A-ً طبيبة B-ً الطبيبة C- طبيبة ٍ D- الطبيبة ٌ
129. أصبَحتْ كثيرة ٌ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- السياراتٍ B- سيارة ً C- سيارة ٌD- السياراتُ
130. التلميذاتُ أصبحْنَ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- ً مجتهدة B- ٌ مجتهدات C- ٌ المجتهدة D-ٍ مجتهدات
131. التلميذُ ينجحُ في جميع الإمتحانات cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- ُ الكسول B- ُ المجتهد C- ِ مجتهد D- كسولُ
132. خالد تلميذ ٌ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- ٍ الذكي B- ٌ العالِم C- ٌ الجميل D- ٌ نشيط
133. الأسبوع فيه cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A-ٍ سبع أيام B- سبعة أيامٍ C- سبعة يومًا D- سبع يومٌ
134. شاهَدْتُ في المباراة cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- َ اللاعبون B- اللاعباتَ C- اللاعبينَ D- ِ اللاعبان
135. ألم تسافرْ إلى بلدك للعطلة؟ sorusunun olumlu cevabı aşağıdakilerden hangisidir?
A- نعم، ما سافرتُ C- لا، ماسافرتُ
B- بلى، سافرتُ D- بلى، ما سافرتُ
136. انْبَسَطَ fiilinin ismi faili aşağıdakilerden hangisidir?
A- ٌ مُنْبَسَط B- ٌ مُنْباسِط C- ٌ مُنْبَسِط D- ٌ باسِط
137. Aşağıdakilerden hangisi müzariyi nasb etmez?
A- لن B- أن C- لما D- كي
138. ‘ev okulun solundadır’ cümlesinin Arapça karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
A- البيت على يمين المدرسة C- البيت عل جنوب المدرسة
B- البيت على يسار المدرسة D- البيت علي مجاور البيت
139. كم في الأسبوع؟ sorusunda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- يومًا B- ٍ أيام C- ٌ يوم D- أيامًا
140. اشْترَيْتُ الكتِابيْن ِ من بغداد cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- هذان ِ B- هذه C- ِ هاتيْن D- ِ هذيْن
141. تكلمْتُ مع cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- ِ هارون B- َ هارون C- ٌ هارون D- هارونًا
142. دخلوا إلى المدرسة. Cümledeki boşluğa aşağıdaki şıklardan hangisi gelmelidir?
A- َ المدرّسون B- َ المدرّسين C- ٌ المدرّسات D- ِ المدرّسَيْن
143. Aşağıdakilerden hangisi nakıs fiil değildir?
A- دعا B- خشى C- جاف D- رمي
144. Aşağıdaki fiillerden hangisi sahih fiil değildir?
A- ّ دق B- َ سَلِم C- وجد D- َ أكَل
145. Aşağıda şıklardan hangisindeَ قَرُب fiilinin ismi tafdili verilmiştir.
A- ُ أقرَب B-ٌ قارِب C- ٌ قريب D- َ ما أقرَب
146. جاء إلى المَدْرسة boşluğa aşağıdaki şıklardan hangisi gelir?
A- أبيك B- أباك C- أبوك D- أبواك
147. Aşağıdakilerden hangisi müennestir?
A- أذنٌ B- رَجُل C- ٌ كتِاب D- ٌ صَف
148. Aşağıdakilerden hangisi İsim Cümlesi’nin öğelerindendir?
A- muzaf-muzafun ileyh C- fiil-fail-meful
B- sıfat-mevsuf D- müpteda-haber
149. Aşağıdakilerden hangisi ‘saat yedi’ anlamına gelir?
A- الساعة السابعة C- الساعة سبعة
B- ساعة سابع D- الساعة سابعة
150. ‘……………السيارة boşluğa aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- حمراء B- حمر C- أحمر D- الحمراء
CEVAPLAR:
101 b
102d
103b
104c
105a
106d
107c
108c
109b
110a
111c
112d
113b
114c
115a
116d
117b
118b
119c
120a
121d
122a
123c
124d
125d
126a
127c
128d
129b
130c
131a
132c
133a
134b
135d
136b
137a
138c
139b
140d
141a
142d
143b
144c
145a
146c
147c
148d
149a
150b
ARAPÇA ÖĞR.ALİ SELÇUK EROĞLUNA SONSUZ TEŞEKKÜRLERİMİZİ SUNARIZ...
-
Cevap: faydalı arapça notları
hemze : harekeli elif (harekesi yoksa uzatan elif’tir)
harf-i med : uzatan harf (ler)
harf-i târif :isimlerin başına gelen belirtme edatıdır (الhttp://www.ihlforum.net/images/smilies/wink.gif, kelimenin sonundaki tenvini düşürür
marife : belirli bir nesneyi gösteren isim (başında harf-i tarif olan isimler, alemler [özel isim], zamirler, ism-i mevsuller, ism-i işaretler, marife isme muzaaf olan isimler)
nekra : belirsiz bir nesneyi gösteren isim (başında ال bulunmayan ve diğer marife şartlarını taşımayan isimlerdir; aynı zamanda adedinin bir tane olduğunu belirtir)
müzekker : hakikî veya lafzî erkek varlıklara delalet eden kelimeler
müennes : hakikî, lafzî veya semaî dişi varlıklara delalet eden kelimeler
müfred : tek varlığa delalet eden isim (cümle olmayıp tek kelimeden ibaret olduğunu da belirtir)
tesniye / müsenna : iki varlığa delalet eden isim
cemi‘ : ikiden fazla varlığa delalet eden isim
cemi‘ müzekker-i sâlim erkek çoğul (müfred-müzekker kelimenin sonuna ون ilavesiyle yapılır)
cemi‘ müennes-i sâlim dişi çoğul (müfred-müennes kelimenin sonuna آت ilavesiyle yapılır)
cemi’ mükesser kırık çoğul (kelimenin müfredinde değişiklik yapılarak elde edilir)
harf yalnız başına bir manâ ifade etmeyen, isim ve fiille birlikte bir anlamı olan kelime
isim zamana bağlı olmadan kendi başına bir manâsı olan kelime
fiil zamana ve şahsa bağlı olarak bir iş ve oluş bildiren kelime (mazi, muzari/istikbal, emir)
fâil : özne (fiil cümlesinde bu adı alır)
mef’ul : nesne
mef’ûlün bih : düz tümleç
mübteda özne (isim cümlesinde bu adı alır)
haber mübtedanın durumuna dair bilgi veren kelime, cümle veya şibh cümleler
izâfet isim tamlaması (bir ismin başka bir isme nisbet edilmesi) (muzaaf ve muzaafun ileyh’ten müteşekkildir)
muzaaf : tamlanan (başına ال, sonuna tenvin, tesniye veya cemi’ nûn’u almaz)
muzaafun ileyh : tamlayan (daima mecrurdur; belirtisiz isim tamlamasında nekra olarak gelir)
meftûh fetha ile harekeli harf
meksûr kesra ile harekeli harf
meczûm sükunlu harf
ref’ / merfû son harfinin harekesi ötre / damme olan kelime (fâil, mübteda, haber...)
nasb / mansub son harfinin harekesi üstün / fetha olan kelime (mef’ûlün bih, hal ...)
cer / mecrur son harfinin harekesi esre /kesra olan kelime (harf-i cer’li isim, m.ileyh...)
câr önüne geldiği ismin sonunu kesralı yapan (harf-i cerler)
şibh-i cümle cümle benzeri (câr ve mecrûr’dan yahut zarftan oluşur)
sıfat / na‘t bir ismi niteleyen kelime
mevsuf / men‘ût nitelenen kelime
i‘rab kelimenin sonundaki harf ve hareke değişikliği
mu‘rab i’raba tâbi kelime (son harfinde değişiklik kabul eden)
mebnî : cümledeki konumu ne olursa olsun, son harfinin harekesi değişmeyen kelime
gayru’l-munsarıf sonuna kesra ve tenvin kabul etmeyen, kesra yerine fetha ile mecrur olan isim (memnû mine’s-sarf da denir)
sarf şekil bilgisi, morfoloji (istenilen manayı elde etmek için kelimenin aldığı şekillerden bahseden ilim dalıdır, sadece isim ve fiil kapsamı alanına girer)
tasrîf çekim (bir kelimenin bir şekilden diğer bir şekle konması)
nahiv : söz dizimi, sentaks (kelimenin cümle içindeki durumunu ve bu duruma göre i’rabını inceleyen bilim dalıdır)
belâgat : meramın iyi suretle düzgün ve sanatlı sözlerle ifadesi
vasıl okurken kelimeler arasında durmayıp, birbirine bağlamak
vakıf okurken durmak, kelimeleri birbirine bağlamayıp ayırmak (kelimenin son harekesi hazfolunur)
ibdâl : bir harfin yerine başka bir harf getirmek
idgâm : aynı iki harf yan yana gelirse, kolay okuyup yazmak için bu iki harfi bir harf olarak yazıp şeddelemek
izhâr : aynı iki harf yan yana geldiğinde şeddelemeden ayırmak
zâid harf kelimeyi meydana getiren kök harflerden başka, çeşitli sebeplerle kelimelere ilave edilen harf /-ler
mutasarrıf : çekim kabul eden isim (müfred iken müsenna, cemi‘ yapılabilmesi gibi)
gayr-ı mutasarrıf : çekim kabul etmeyen isim
câmid : hiçbir kelimeden türememiş isim
müştâk : bir fiilden veya başka bir isimden türemiş isim
alem : özel isim
ma’lûm : işi yapanın belli olduğu, faili zikrolunan fiil
meçhul : işi yapanın belli olmadığı fiil
lâzım : geçişsiz fiil (failin yaptığı iş kendi üzerinde kalan; kimi, kime, neyi, neye gibi sorulara ihtiyaç hissettirmeyen fiiller) (mef’ulün bih’ini ancak harf-i cer yardımı ile alır)
müteaddî geçişli fiil (failin yaptığı iş kendi üzerinde kalmayıp başkasına etki eden, yani cümlenin anlamının tamamlanması için nesneye ihtiyaç duyan fiiller) (mef’ulün bih’ini doğrudan doğruya -harf-i cer’siz- alır)
mücerred kök (aslî) harflerinden ibaret olan fiil
mezid : kök harflere bazı ekler getirilerek yapılan fiil
gâib : üçüncü şahıs (yanımızda ve karşımızda bulunmayan müzekker)
gâibe : üçüncü şahıs (yanımızda ve karşımızda bulunmayan müennes)
muhâtab : ikinci şahıs (kendisiyle konuşulan müzekker)
muhâtaba : ikinci şahıs (kendisiyle konuşulan müennes)
mütekellim : birinci şahıs (konuşan müzekker veya müennes)
sülasi : kökü üç harfli fiil
rubai : mücerred kökü dört harfli fiil (ilavesiz)
rubai mezid dört harfli (sülasi fiile bir harf ilavesiyle)
humâsî : beş harfli (sülasi fiile iki harf / rubai mücerred fiile bir harf ilavesiyle)
sudâsî : altı harfli (sülasi fiile üç harf / rubai mücerred fiile iki harf ilavesiyle)
sahih : fiil illet harfi bulunmayan
mu’tel : fiil illet harfli fiil
ism-i fâil : etken sıfat-fiil (fiilden türeyip, işi yapanı gösterir)
ism-i mef’ul : edilgen sıfat-fiil (fiilden türeyip, yapılan işten etkilenen kişi veya nesneyi gösterir)
ism-i maksûr : sonunda elif-i maksûre (ي şeklinde yazılmış elif) bulunan ve sondan bir önceki harfinin harekesi fetha olan isim
ism-i menkûs : son harfi ي olup, sondan bir önceki harfinin harekesi kesra olan isim
ism-i memdûd : son harfi hemze ve bir önceki harfi zâid elif olan isim
sâlim fiil aslî harflerinde illet harfi, hemze ve şeddeli harf bulunmayan fiil
mehmûz : fiil aslî harflerinden biri hemzeli olan fiil
muzaaf fiil : son iki harfi aynı olup, idgam yapılarak şeddelenmiş fiil
misâl fiil: aslî harflerinden birincisi “vav” veya “yâ” olan fiil
ecvef fiil : aslî harflerinden ortadaki illet harfi olan (elif, vâv, yâ) olan fiil
nâkıs fiil : aslî harflerinden sonuncusu illet harfi olan fiil
lefif fiil : aslî harflerinden ikisi illet harfi olan fiil
emir : bir işin yapılmasını istemek
nehiy : bir işin yapılmamasını istemek, yasaklamak (olumsuz emir) (misal: tembellik yapma!)
nefy : olumsuzluk (misal: tembellik yapmıyor)
câmid fiil : (donuk fiiller) yalnızca bir zamanı veya bir / birkaç şahsı bulunan fiiller
taaccüb fiilleri : bir şey karşısında duyulan hayret ve şaşkınlığı anlatan camid isimler
masdar : iş ve oluşu, şahsa ve zamana bağlı olmadan anlatan kelime
sıfat-ı müşebbehe : ism-i fâil nev’inden olup, türediği fiilin ifade ettiği güzellik, çirkinlik, sakatlık ve kusurluluk gibi sıfatlarda ve bazı duygularda devamlılık ifade eden müştak kelime (genellikle lazım fiilden türetilir)
ism-i tafdîl : (üstünlük sıfatı) renk, şekil ve sakatlığa delalet etmeyen, vasıfları ve nitelikleri aynı olan iki şeyi mukayese eden veya bir varlıktaki bir vasfın başka varlıklardan daha üstün olduğunu gösteren isim (fiilden türetilir)
ism-i tasgîr : (küçültme ismi) küçüklük ve azlık ifade etmek, sevgi veya hor görmeyi ifade etmek için kullanılan isim (isimden türetilir)
ism-i mensûb : bir yere, bir aileye, bir mesleğe, bir din veya mezhebe yahut herhangi bir şeye mensub : olmayı bildiren, isimden türeyen ve sonu (mâkabli meksur) “çift yâ”lı isim
ism-i zaman ve mekân bir fiilin vukû bulduğu yeri ve zamanı gösteren isim (fiilden türetilir)
ism-i âlet : âlet ismi (işlediği işi ifade eden fiilden yapılır; müteaddî-sülasî fiilden türetilir)
-
Cevap: faydalı arapça notları
Arapça-Türkçe Kılavuz
ED DAMÂİR - ŞAHIS ZAMİRLERİ
Ene Ben
Enti Sen [kadın]
Ente Sen [erkek]
Hiye O [kadın]
Hüve O [erkek]
Nahnü Biz [Kadın ve Erkek]
Entüma İkiniz [Kadın ve Erkek]
Hüma O İkisi [Kadın ve Erkek]
Entünne Siz [Kadınlar]
Entüm Siz [Erkekler]
Hünne Onlar [Kadınlar]
Hüm Onlar [Erkekler]
EL E’DÂD - SAYILAR
Vahid Bir
İsnan İki
Selase Üç
Erbea Dört
Hamse Beş
Sitte Altı
Seb’a Yedi
Semaniye Sekiz
Tis’a Dokuz
Aşra On
İşrin Yirmi
Selasin Otuz
Erbain Kırk
Hamsin Elli
Sittin Altmış
Seb’in Yetmiş
Semanin Seksen
Tis’in Doksan
Mie Yüz
Elf Bin
ELVAN - RENKLER
Ebyad Beyaz
Esved Siyah
Ahmer Kırmızı
Ahdar Yeşil
Ezrak Mavi
Asfar Sarı
Bunni Kahverengi
Kuhli Lacivert
Hamri Bordo
Verdi Pembe
MEN - KİM?
Men Kim?
Men hüve O kim?
Men ente Sen kimsin?
Men entüm Siz kimsiniz?
Men hüm Onlar kim?
EYNE - NEREDE?
Eynel mescid Mescid [cami] nerede?
Eyne devretülmiyah Tuvalet nerede?
Eynel mat’am Lokanta nerede?
Eyne menziluküm Eviniz nerede?
Eyne mektebül isti’lamat Müracaat bürosu nerede?
Eyne mahattatul otobus Otobüs durağı nerede?
Eyne entezirukum Sizi nerede bekleyeyim?
Eyne yecibu en entezir Nerede beklemem gerekir?
Eyne ecid seyyare Nerede bir araba bulabilirim?
Eyne akreb masref En yakın banka nerede?
Meta tuğlakud dekakin Dükkanlar ne zaman açılır?
Ma hazihil mebna Bu bina nedir?
META - NE ZAMAN?
Meta Ne zaman?
Meta vasalt Ne zaman geldin?
Meta nüsafir Ne zaman yola çıkıyoruz?
Meta nenam Ne zaman uyuyoruz?
Meta nusalli Ne zaman namaz kılıyoruz?
Ma ma’na haza Bu ne demektir?
EL FUSİL - MEVSİMLER
Errabi’ İlkbahar
Essayf Yaz
Elharif Güz
Eş şita’ Kış
ŞUHİRUS SENETİL HİCRİYYE - AYLAR [HİCRİ YILA GÖRE]
El Muharrem Muharrem
Safer Sefer
Rabi’ul avval Rebiulevvel
Rabi’us sani Rebiussani
Cumadel üla Cumadel ula
Cumadel ahira Cumadel ahira
Receb Receb
Şa’ban Şaban
Ramedan Ramazan
Şevval Şevval
Zulkı’de Zil ka’de
Zulhicce Zil Hicce
ŞUHİRUS SENETİL MİLADİYYE - AYLAR [Miladi yıla göre]
Kanunussani Ocak
Şubat Şubat
Azar Mart
Nisan Nisan
Eyyar Mayıs
Haziran Haziran
Temmuz Temmuz
Ab Ağustos
Eylül Eylül
Teşrinulevvel Ekim
Teşrinussani Kasım
Kanunulevvel Aralık
EYYAMÜL USBÜ’ - HAFTANIN GÜNLERİ
El ehad Pazar
El isneyn Pazartesi
Es sulasa Salı
El erbia Çarşamba
El hamis Perşembe
El cumua Cuma
Es sebt Cumartesi
EVKATÜS SALAT - NAMAZ VAKİTLERİ
Salatül fecr Sabah namazı
Salatüz zuhr Öğle namazı
Salatül asr İkindi namazı
Salatül mağrib Akşam namazı
Salatül işa’ Yatsı namazı
EL EVKAT - VAKİTLER
Subh Sabah
Mesa’ Akşam
Nehar Gündüz
Leyl Gece
Sene Sene
Yevm Gün
Külle yevm Her gün
Kullu usbu Her hafta
El’an Şimdi
El yevm Bugün
Ğaden Yarın
Bukre Yarın
Sabaha ğad Yarın sabah
Ems Dün
Leyle-nehara Gece-Gündüz
Fil usbuil kadim Gelecek hafta
Fiş şehril kadim Gelecek ay
VAKTUT TAAM - YEMEK VAKTİ
Futur Kahvaltı
Gada’ Öğle yemeği
Aşa Akşam yemeği
Hel tenaveltel futur Kahvaltı ettin mi?
Hel tegaddeyt Öğle yemeği yedin mi?
Hey teaşşeytum Akşam yemeği yediniz mi?
FİL METAR - HAVA ALANINDA
Metar Hava alanı
Eynel matar Hava alanı nerede?
Ma mev’idut tairetil kadimeti ila Van Van’a gidecek uçak ne zaman kalkar
Üridü tezkire ila Ankara Ankara’ya bilet almak istiyorum
Zehab Gidiş
İyab Dönüş
Meta tekumut taire Uçak ne zaman kalkıyor?
Eyne mektebul emanat Emanet eşya bürosu nerde?
Saletul intizar Bekleme salonu
Eyne şübbakut tezakir Bilet gişesi nerde?
Haza hüve cevazu seferi İşte pasaportum
Urid tahvil Euro Euro bozdurmak istiyorum
FİL FUNDUK - OTELDE
Gurfe Oda
Ürid gurfe Bir oda istiyorum
Ürid gurfe lişahseyn İki kişilik oda istiyorum
Hel yuced tekyif heva Air kondişin var mı?
Hel yuced ma’ sahin Sıcak su var mı?
Ma’ cari Kullanma suyu
Tuvalit has Özel tuvalet
Senebkal leyle fekat Yalnız bu gece kalacağız
Seebka usbuan Bir hafta kalacağım
Seebka şehran Bir ay kalacağım
Seebka huna-yevmen vahiden Burada bir gün kalacağım
Senebka bid’at eyyam Birkaç gün kalacağız
Urid ğurfe bi hammam Banyolu bir oda istiyorum
İnnel ğurfe baride cidden Oda çok soğuk
İnnel ğurfe sahine cidden Oda çok sıcak
İnnel ğurfe sagira Oda küçük
İnnel ğurfe muzlime Oda karanlık
Gayyiril muale min fadlik Lütfen çarşafı değiştir
Eynel miftah Anahtar nerede?
Kem edfe’ Ne kadar ödeyeceğim?
A’tinil miftah Bana anahtarı ver
Rakamü ğurfeti erbaa Odamın numarası dört
Ugadiru ğaden Yarın ayrılıyorum
CÜMELUL ES’İLETİL LAZİME - LÜZUMLU SORU CÜMLELERİ
Eyne ecid seyyara Nerede bir taksi bulabilirim?
Eyne merkezuş şurta Polis karakolu nerede?
Eyne turid en tezheb Nereye gitmek istiyorsun?
Keyfe asilu ila Mescid Mescide nasıl gidebilirim?
Ma hüvet tarik ila mescid Mescid yolu hangisi?
İle eyne yu’eddi hazat tarik Bu yol nereye gider?
Ma hiyel mesafe ilel mescid Mescide uzaklık ne kadar?
Afvan, hel tarif mescid Affedersin, mescidi biliyor musun?
Eyne vasatul medine Şehrin merkezi nerededir?
Eyne mektebul cevazat Pasaport dairesi nerededir?
Eyne akrab mescid En yakın cami nerede?
Eyne yuced saydeliyye Eczane nerede var?
Eyne mescid Cami nerede?
Eynel mektebe Kütüphane nerede?
Eyne mektebus siyaha Turizm binası nerede?
Ma semenul cevle Turun ücreti nedir?
Min eyne tekumul utubus Otobüs nereden kalkacak?
Kemissaa Saat kaç?
Es sa’a kem Saat kaç?
Hel indek kurut Kartpostal var mı?
Ma hazel bina Bu ne binası?
Hel hüve baid Uzak mı?
Hel hüve karib Yakın mı?
Helil mescid karib Mescid yakın mı?
Helil mescid baid Mescid uzak mı?
EL KELİMATÜL LAZİME - LÜZUMLU KELİMELER
Mektebul isti’lamat Danışma bürosu
Mahbez Fırın, ekmek satılan yer
Hammam Hamam
Elkonsoliyye Konsolosluk
Essifare Elçilik
Essifaretut Turkiyye Türk elçiliği
Mat’am Lokanta
Makbere Mezarlık
Beyt Ev
Müsteşfa Hastane
Makha Kahvehane
Suk Çarşı
Medrese Okul
Medhal Giriş
Mahrac Çıkış
Ed duhul meccani Giriş serbest
Lissade Erkeklere ait
Lisseyyidat Kadınlara ait
EL BERİD - POSTAHANE
Mektebul berid Postahane
Eyne mektebul berid Postahane nerede?
Eyne sunduk berid Posta kutusu nerede var?
Berkıyye Telgraf
Hatif Telefon
Tilifun Telefon
Delilul hatif Telefon rehberi
A’tini tavabi’ min fadlik Lütfen pul ver
Tavabi’ berid Posta pulu
Varak Kağıt
Varak hitab Mektup kağıdı
Zarf Zarf
Risale Mektup
Kurut Kartpostal
Tard Paket
Ala tarikil cev Uçakla
Min fadlik Lütfen (Tekil)
Min fadliküm Lütfen (Çoğul)
EL MEVADDUL GİZAİYYE - GIDA MADDELERİ
Hubz Ekmek
Urz Pirinç pilavı
Ma’ Su
Leben Süt
Mahid leben Ayran
Leben zebadi Yoğurt
Tomatım Domates
Cübün Peynir
Şay Çay
Kahve Kahve
Şorba Çorba
Zeytun Zeytin
BA’DUL FEVAKİH - BAZI MEYVALAR
Tin İncir
Kirız Kiraz
Tuffah Elma
Kummesra Armut
İccas Erik
Mişmiş Kayısı
Sefercel Ayva
Muz Muz
Yusufefendi Mandalina
Burtakal Portakal
EL MEVADDUL LAZİME - İHTİYAÇ MADDELERİ
Sikkin Bıçak
Sabun Sabun
Minşefe Havlu
Kamis Gömlek
Sirval Pantolon
Melabis dahiliyye İç çamaşırları
Cevarib Çoraplar
Sevb Elbise
Mi’taf Palto
Mi’taf matar Yağmurluk
Furşetül esnan Diş fırçası
Essivak Misvak
Mişt Tarak
Kalem hibr Dolmakalem
FİL MEKTEB - BÜRODA
Sura şemsiyye Fotoğraf
Sime Vize
Hatem Mühür
İstimare Form
Arida Dilekçe
El umletus sa’be Döviz
Tahvil Para bozma
Semen Fiyat
Mirhad Hela
BA’DUL EVSAF - BAZI SIFATLAR
Kadim Eski
Cedid Yeni
Sehl Kolay
Sa’b Zor
Sakil Ağır
Hafif Hafif
Meftuh Açık
Muğlak Kapalı
Kebir Büyük
Sagir Küçük
Seri’ Hızlı
Batı’ Yavaş
Sahin Sıcak
Fariğ Boş
Mel’an Dolu
Hasen İyi
Ahsen Daha iyi
-
Cevap: faydalı arapça notları
1-MEBNİ ve MURAB: Arapçada, kelimeler cümle içinde bulundukları, yani yalın halden çıkıp cümle içinde bir görev aldıkları zaman, bazı kelimelerin sonlarında, o kelimelerin cümle içindeki durumuna göre değişiklik olur, bazılarınınkinde değişme olmaz.
Öğrenci öğretmeni dinledi استمع التلميذ الى المعلم
Öğretmen öğrenciyi imtihan etti امتحن المعلم التلميذ
التلميذ kelimesi, ilk cümlede fail olduğundan, ötre ile, ikinci cümlede ise, mefulun bih olduğundan üstün ile harekelidir.
المعلم kelimesi ise ilk cümlede, cer harfi olan الى dan sonra geldiğinden esre ile, ikinci cümlede, fail olduğu için ötre ile harekelidir.
Böyle, cümle içindeki durumuna göre sonunun harekesi değişen kelimeye murab denir.
Bazı kelimeler ise, cümle içinde hangi görevde ve durumda bulunursa bulunsun, kelimenin sonunda hiçbir değişiklik olmaz.
Olduğun yerde dur قف حيث انت
İstediğimiz yere gideriz نذهب الى حيث نشاء
Böyle, cümle içindeki durumu ne olursa olsun, son harfinin harekesi asla değişmeyen, hep aynı olan kelimelere mebni denir.
Arapça kelimede esas olan, kelimenin mu’rab oluşudur. Mebni kelimeler azdır.
MEBNİ KELİMELER: Mebni (sonu değişmeyen) kelimelerin başlıcaları şunlardır:
a)İsim cinsinden: 1-İşaret isimleri 2-Zamirler 3-İsmi mevsuller 4-Şart isimleri
5-Soru isimleri 6-Bazı zarflar 7-Bazı sayılar (11-19 arası)
b)Fiil cinsinden: 1-Mazi 2-Emir 3-Sonunda te’kit nunu olan muzari fiil
c)Harf cinsinden: Bütün harfler
2-ŞART EDATLARI (İki fiili muzariyi cezm edenler): İki fiili muzariyi birden cezmeden edatların başlıcaları şunlardır; bunlara şart isimleri de denir.
1- من Kim çok okursa bilgisi artar معرفته من يقرأ كثيرا تزدد
2- ما Ne iyilik yaparsanız Allah onu bilir ماتفعلوا من خير يعلمه الله
3- ان Okursan anlarsın ان تقرأ تفهم
4- اذما Koşarsan yorulursun اذما تجر تتعب
5- مهما Ne yaparsan onu bulursun مهما تفعل افعل
6- متى Ne zaman yalan söylersen hor görülürsün متى تكذب تحقر
7- ايان Ondan ne zaman yardım istersen sana yardım eder أيان تستنجد به ينجدك
8- اى Kimi sayarsan sayarım أيا تحترم احترم
9- اين Nerede olursanız olun ölüm size erişir اين ما تكونوا يدرككم الموت
10- انى Nereye gidersen giderim أنى تذهب أذهب
11- حيثما Nereye kar yağarsa (orada) hava soğuk olur. حيثما ينزل الثلج يبرد الجو
12- كيفما Nasıl vurursan öyle vurur.كيفما تضرب يضرب
3-MUZARİYİ NASB EDENLER (en-len-key-izen): Muzari fiilin başında şu harflerden (edatlardan) biri bulununca, muzari, mansub olur: حتى ل اذن كى لن ان
1- أن muzari fiile masdar manası verir ve gelecek zamanı gösterir.
Genç bir kitap okumak istedi اراد الشباب أن يقرأ كتابا
2- لن manayı gelecek zamana çevirir ve menfi yapar.
Ona bir şey yazmayacağız لن نكتب له شيئا
3- كى sebep anlatır.
Öğrenci, öğrenmek için okuyor يقرأ الطالب كى يتعلم
4- اذن bir cevap verme sırasında kullanılır
Öyleyse yorgunluğun gider اذن يذهب تعبك
5- ل sebep lamı
İçindekileri öğrenmek için kitaplar aldım. اشتريت كتبا لأطلع على ما فيها
6- حتى ta ki, -ceye kadar
Sıran gelinceye kadar konuşma لاتتكلم حتى يأتى دورك
4-SORU-CEVAP USLUBU
1-Soru olumlu ise, cevap da olumlu ise, cevap cümlesinin başında نعم bulunur.
O kitabı okudun mu? هل قرأت ذلك الكتاب؟
Evet. O kitabı okudum. نعم قرأت ذلك الكتاب
2-Soru olumlu, cevap olumsuz ise, cevap cümlesinin başında لا bulunur.
O kitabı okudun mu? هل قرأت ذلك الكتاب؟
Hayır. O kitabı okumadım. لا، ماقرأت ذلك الكتاب
3-Soru olumsuz olup, cevap olumlu ise, cevap cümlesinin başında بلى bulunur.
O kitabı okumadın mı? ألم تقرأ ذلك الكتاب؟
Evet. O kitabı okudum. بلى، قد قرأت ذلك الكتاب
4-Soru olumsuz, cevapta olumsuz olursa, cevap cümlesinin başında نعم bulunur.
Onu sevmezler mi? ألايحبونه
Evet. Onu sevmezler. نعم لايحبونه
5-NİDA HARFLERİ ve MÜNADA: Çağırılana münada denir. münada’nın başına umumiyetle
nida harflerinden (ünlem harflerinden) biri getirilir, bu nida harflerinin başlıcaları şunlardır:
أ آ يا أيا هيا أى آى أيها (أيتهاhttp://www.ihlforum.net/images/smilies/wink.gif Bunların da önüne يا ve وا gelebilir.
Bu nida harflerinden sonra, nekira (başında el olmayan bir isim) gelir, bu isim (münada), bazen merfu, bazen da mansub olur.
Munada, şu durumlarda merfu olur; tenvin almaz:
a)Tek kelimeden ibaret alem (özel isim) ise:
Ey Halid! يا خالد Ey Zeynep! يا زينب
b)Nekira olmakla beraber, kendisi kastedilmiş olunca:
Ey Öğrenci! يا طالب Ey iki adam! يا رجلان
Munada, şu durumlarda mansub olur:
a)Muzaf olunca veya muzafa benzeyince:
Ey Alemlerin Rabbi! يا رب العالمين Ey yüzü güzel! يا حسنا وجهه
Ey Hicaz yolcusu! يا ذاهبا الى الحجاز
b)Munada kati olarak belli değilse: mesela, kör birisi şöyle diyor:
Ey (herhangi bir) adam, elimi tut! يا رجلا خذ بيدى
Ey, oruçlular iftar ediniz! يا صائمين أفطروا
NOT:Munadanın başında ال varsa, nida harfi ile munada arasına أيها (müennes için أيتهاhttp://www.ihlforum.net/images/smilies/wink.gif girer
Ey inanmışlar! يا أيها المؤمنون يا أيتها المؤمنات
Not: Munada, alem ise veya mütekellim yası’na muzaf olursa nida harfi kaldırılabilir.
Halid, o iş hakkında ne dersin? خالد ما ذا تقول فى ذالك الأمر
Rabbim, göster bana, ölüleri nasıl diriltirsin? رب أرنى كيف تحيى الموتى؟
Not: Munada, mütekellim yası’na muzaf ise, mütekellim yası umumiyetle kesra şeklinde kısaltılır.
Ey Rabbim göster bana يا رب ( يا ربى yerine)
6-İSTİSNA (illa-gayra-siva): Kelime olarak, dışarıda bırakmak, hariç tutmak demektir. Terim olarak, الا ve benzeri istisna kelimelerinden sonra gelen ismi, onlardan önce gelen ismin taşıdığı hükmün dışında bırakmaktır.
Ali dışında arkadaşlar geldiler حضر الأصدقاء الا عليا
İstisna için لكن خلا عدا حاشا سوى غير الا gibi kelimeler kullanılır. İstisna için kullanılan bu kelimelerden sonra gelen isme müstesna, önce gelip kendisinden istisna yapılan isme de müstesna minh, yapılan bu işleme de istisna denir. Müstesna ise mensub olur.
1-Müstesna ile müstesna minh aynı türden varlıklar ise, buna muttasıl istisna denir.
Said dışında yolcular geldiler حضر المسافرون الا سعيدا
Muttasıl istisna aynı türün bir kısmını hükmün dışında bıraktığı için geneli sınırlandırma ifade eder.
2-Müstesna ile müstesna minh aynı türden değilse, ona da munkatı istisna denir.
Askerler geldiler, ama silahlar gelmedi حضر الجنود الا الاسلحة
3-Müstesna minh mahzuf ise, ona da muferrağ (içi boşaltılmış) istisna denir.
Yarışta Muhammed’den başkası kazanmadı ما فاز فى السباق الا محمد
Bu cümlede mahzuf müstesna minh احد takdir edilir.
الا dan sonra MÜSTESNA’NIN NASIL OKUNACAĞI:
İstisna الا ile olduğu zaman cümlenin olumlu veya olumsuzluğuna, bir de müstesna minhin mahzuf veya mezkur olduğuna bakılır. Şöyle ki:
1-Cümle olumlu ve müstesna minh açık (mezkur) ise, müstesnanın mansub okunması gerekir.
Müslümanlar dışında insanlar mahvolur هلك الناس الا المسلمين
Ali dışında öğrenciler geldiler جاء الطلاب الا عليا
2-Cümle olumsuz ise, müstesna, mansub veya merfu olur.
Biri dışında çocuklar sevinmedi لم يفرح الاطفال الا واحد
Biri dışında çocuklar sevinmedi لم يفرح الاطفال الا واحد
3-Cümle olumsuz ve cümlede müstesna minh gizli (mahzuf) ise, الا yokmuş gibi müstesna cümledeki yerine göre okunur. Yani cümlede fail yerinde ise merfu, meful yerinde ise mansub, başında cer harfi varsa mecrur okunur.
Yemeğe Hamid’den başkası oturmadı ما جلس الى الطعام الا حامد
Hamid sadece karpuz yedi ما أكل حامد الا بطيخا
Hamid sadece Tahir’e selam verdi ما سلم حامد الا على طاهر
Bu örneklerin
1.sinde müstesna cümlede fail durumunda olduğu için merfu,
2.sinde meful durumunda olduğu için mensub,
3.sünde de başında cer harfi bulunduğu için mecrur olmuştur.
7-ESMAUL HAMSE (Beş isim): Arapçada esmaul hamse denen beş isim vardır ki, bunlar و ile merfu, ا İle mensub, ى ile mecrur olurlar. Yani bu isimlerden birinin ötreli bulunması gerekirse, sonunda و bulunur, üstünlü bulunması gerekirse, ا bulunur, esreli bulunması gerekirse, sonunda ى bulunur.
Bu beş isim şunlardır:
Baba اب kardeş اخ kayınpeder حم Ağız فو sahip ذو
1-Baban mahir bir hekimdir ابوك طبيب حاذق cümlesinde, اب Kelimesi merfu’dur.
2-Babanı çarşıda gördüm رايت اباك فى السوق cümlesinde, mefulu bih durumundaki اب Kelimesi mansub’dur.
3-Babanı selamladım سلمت على ابيك cümlesinde, cer harfinden sonra gelen اب kelimesi mecrur’dur.
-
Cevap: faydalı arapça notları
1. كتابي ………… boş bırakılan yere hangi işaret ismi gelmelidir?
A- هذه B- هذا C- هذان D- هؤلاء
2. حقيبتي ……… boş bırakılan yere hangi işaret ismi gelmelidir?
A- هذان B- هذه C- هؤلاء D- هذا
3. Aşağıdakilerden hangisi ‘saat kaç’ sorusunun Arapça karşılığıdır?
A-أي ساعة؟ B-ماالساعة؟ C-متى الساعة؟ D- كم الساعة؟
4. واسعة ٌ……… cümledeki boşluğa müpteda olarak hangi şık gelmelidir?
A-غرفةُ B-ُ الغرفة C- غرفتاً D-ِالغرفةِ
5. الممرضاتُ.............. إلى المستشفى cümlede boş bırakılan yere hangi mazi fiil
gelmelidir?
A-تذهبون B-ذهبْن C-ذهبون D-تذهبن
6. قميصُ احمدَ............. cümlede boş bırakılan yere aşağıdaki şıklardan hangisi gelmelidir?
A- الجميلٌ B-جميلٍ C- جميلةً D-جميلٌ
7. Aşağıdakilerden hangisi muzaaf fiildir?
A- دقّ B- وقي C- سارَ D- بحثَ
8. هاتان هما........ تخرجان من المختبر. cümlede boş bırakılan yere hangi ismi mevsul gelmelidir?
A-اللذين B-اللتان C-الذين D- اللتين
9. كان البيتُ cümlede boş bırakılan yere aşağıdaki şıklardan hangisi gelmelidir?
A- القديماً B-ٍ قديم C-ً قديمًا D- قديم
10. نشيطاتٌ ........... cümledeki boşluğa müpteda olarak aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- التلاميذ ُ B- المعلمون َ C- الطفلة ُ D-ُ النساء
11. Aşağıdakilerden hangisi misal fiildir?
A- وجد B- سأل C- مدّ D- قال
12. أريدُ أن أذهبَ إلى الفندق ِ cümlesinde altı çizili olan kelime hangi mastar çeşidindendir?
A- mimli mastar B- mastar nevi C- mastar müevvel D- mastar cali
13. استيْقظ َ مبكرًا cümlesinde boş bırakılan yere uygun gelen şıkkı seçiniz.
A- الولدُ B- ولدًا C- ولديْن ِ D- الولدَ
14. هذه حديقة ٌ جميلة ٌ و أشجار كثيرة ٌ cümlede boş bırakılan yere hangi muttasıl zamir gelmelidir?
A- ئه B- هُنّ C- ها D- ك
15. Aşağıdakilerde hangisi müzariyi cezm eder?
A- لن B- هل C- لم D- أ
16. Aşağıdakilerden hangisi ecvef fiildir?
A- مشي B- وعد C- أكل D- خاف
17. تجلِسُ fiilinin emri hazırı aşağıdaki şıklardan hangisidir?
A- اجلِسْ B- اجلِسي C- اجلِسوا D- اجلِسْنَ
18. صّليْتُ العِشاءَ في............... cümlede boş bırakılan aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- الصباح B- الظهر C- العصر D- الليل
19. خديجة ُ، فاطمة ُ و عليّ ُ البيتَ cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- تُنظفونَ B- يُنظفان ِ C- يُنظفون َ D- يُنظفْنَ
20. Aşağıdaki şıkların hangisinde ismi tafdil vardır?
A- أحمدُ ذاهبٌ إلى الجامعةِ C- سلمى أصْغَرُ من أختِها
B- حسنُ ولدٌ شجاعٌ جدًا D- اشتريتُ ملابسَ شتويةَ
21. ‘saat 03:15 ‘ cümlesinin Arapça karşılığı aşağıdaki şıkların hangisinde verilmiştir?
A- الساعة الثالثة و النصف C- الساعة الثالثة و الثلث
B- الساعة الثالثة إلا الربع D- الساعة الثالثة و الربع
22. ركِب سليمُ السيارة cümlede boş bırakılan yere hangi şık gelmelidir?
A- أحمر B- حمراء C-حمر D- الحمراء
23. المعاطف cümlesinde boş bırakılan yerlere hangi işaret ismi ve sıfat gelmelidir?
A- هؤلاء ـ الجديد B-هذا ـ جديد C- هذه ـ الجديدة D-هذا ـ جديدة
24. أحْسَنَ fiili hangi babtandır?
A- تفْعيل ٌ B- إفْعالٌ C- مُفاعَلة ٌ D- انْفِعالٌ
25. شارك fiilinin ismi faili aşağıdakilerden hangisidir?
A- مُشارِك B-شارَك C- شَريك D- شَرُوك
26. Aşağıdakilerden hangisi gayrül munsarif değildir?
A- زينب B- طلحة C- عثمان D- حديقة
27. انْقطَعَ fiilinin anlamı için sözlükte hangi fiile bakılır?
A- نقع B- أقع C- قطع D- طقع
28. غائبون المَدْرَسة cümlesinde boş bırakılan yere muzaf olarak aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- مُدرّسوا B- المُدرّسوا C- مُدرّسَ D-َ مُدرّسون
29. Aşağıdakilerden hangisi marife değildir?
A- نحن B- كتابي C- الذي D- طالب
30. Aşağıdaki şıkların hangisinde ‘kuzey, güney’ kelimelerinin Arapça karşılığı verilmiştir?
A- الشرق ـ الغرب C- الشِمال ـ اليمين
B- الجنوب ـ الغرب D-الشِمال ـ الجنوب
31. الحافلةُ تنتظرُ المدرسة cümlesinde boş bırakılan gelmelidir?
A- أمام B-على C- تحت D- عن
32. Aşağıdaki cümlelerden hangisini bayramlaşma için kullanırız?
A- مع السلامة C- كل عام و أنت بخير
B- تبقى على خير D- سلامتك
33. لا أستطيع أن أشربَ عصير التفاح cümlesinin Türkçe karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
A- şeftali suyu içmek istemiyorum C- elma suyu içemiyorum
B- elma suyu içmek istemiyorum D- elma suyu içmek istiyorum
34. ‘ne zaman çarşıya gidelim’ cümlesinin Arapça karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
A- كم الساعة نذهب إلى السوق C- متى نذهب إلى السوق
B- في أي ساعة نذهب إلى السوق D- كيف نذهب إلى السوق
35. بكم اشتريتَ هذا المِعطف؟ cümlesinin cevabı aşağıdakilerden hangisidir?
A- خَمسينَ ملاين C- بخَمْسونَ مليونًا
B- بخَمْسينَ مليونًا D- خَمْسونَ مليونًا
36. ‘سلمى تشْعُرُ الألم cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdaki harfi cerlerden hangisi gelmelidir?
A- عَنْ B- مِن C- ل ِ D- بِ
37. ‘evi kütüphaneye uzak’ cümlesinin Arapça karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
A- بَيْتكُما قريبٌ مِن المكتبة C- بَيْتكَ بعيدٌ عَن المكتبة
B- بيتكُمْ بعيد عن المكتبة D- بَيتُها بعيد عَن المكتبة
38. يَقولُ kelimesinin başına لم gelirse nasıl yazılır?
A- لم يقولُ B- لم يقُلْ C- لم يق ِ D- لم يقو
39. أليستْ هذه غرفتك؟ sorusunun olumsuz cevabı aşağıdakilerden hangisidir?
A- بلي، هذه غرفتي B- بلى،هذه ليست غرفتي
C- نعم،هذه ليست غرفتي D- نعم،هذه غرفتي
40. تلعَبُ fiilinin emri hazırı ve nehyi hazırı aşağıdaki şıkların hangisinde verilmiştir?
A- العَبي ـ لا تلعَبي C- العبًا ـ لا تلعبًا
B- اِلعَبْ ـ لا تلْعَبْ D- العبَ ـ لا تلعبَ
41. امْرَأة ٌ kelimesinin çoğulu aşağıdakilerden hangisidir?
A- ٌ امْرَآتB- أمّهاتٌ C-ٌ نِساء D- بَناتٌ
42. َسّلمْتُ على cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- أخيك B- أخوك C- أخاك D- أخ
43. Aşağıdaki cümlelerden hangisi yanlıştır?
A- لن yalnızca müzariyi nasb eder. C- مكة gayrül munsariftir
B- لم yalnızca müzariyi cezm eder. D- أُذُنٌ müzekker bir kelimedir
44. سألعبُ كرّة القدم cümlesinin Türkçe karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
A- futbol oynuyorum C- futbol oynarım
B- futbol oynadım D- futbol oynayacağım
45. Aşağıdakilerden hangisi hakiki müennese’ örnektir?
A- ذكرى B- زينب C- حديقة D- حمزة
46. الكتبُ cümlesinde boş bırakılan yere haber olarak aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A- المفيد ُ B- المفيدة C- مفيدة ٌ D- مفيدٌ
47. خَرَجَ ـُ fiilinin emri hazırı ve nehyi hazırı aşağıdakilerden hangisidir?
A- اُخْرُجْ ـ لا تخْرُجْ C- اَخْرِجْ ـ لا تخْرِجْ
B- اخرجي ـ لا تخرجي D- اخرج ـ لا تخرج
48. أمي تبْحَثُ ك cümlesindeki boşluğa hangi harfi cer gelmelidir?
A- من B- عن C- ل ِ D- إلى
49. Aşağıdakilerden hangisi müennes değildir?
A- أذُنٌ B- أنف ٌ C- يدٌ D- عَيْنٌ
50. Aşağıdakilerden hangisi حَمْراءٌ kelimesinin tesniyesidir?
A- أحْمَرُ B- حُمُرٌ C- حَمْرَوان ِ D- أحْمَران ِ
51. Aşağıdakilerden hangisi kendisinden sonraki harfle birleşmez?
A- ب B- ض C- ح D- د
-
Cevap: faydalı arapça notları
Günlük Konuşma
المحادثة اليوميّة
1ـ مَرحباً. صَباحُ الخَير (مَساءالخَيرhttp://www.ihlforum.net/images/smilies/wink.gif.
-Merhaban. sabâhu’l-hayr veya mesâu’l-hayr.
-Merhaba, hayırlı sabahlar (akşamlar)
.
2ـ مَرحَباً بك. صَباحُ النّور (مَساءُالنّورhttp://www.ihlforum.net/images/smilies/wink.gif.
-Marhaban bik; sabahu’n-nur; veya mesau’n-nur
.
-Sana da merhaba, hayırlı sabahlar (akşamlar).
3ـ السّلام عليكم ، كَيف حَالُكُم.
-Esselâmu aleyk
ü
m; keyfe halukum
.
-Esselamu Aleyk
ü
m. Nasılsınız?
4ـ وعليكم السّلام ورَحْمَة الله وبَركاتهُ، بِخَير والحَمدلله.
-Ve aleyküm
ü’s-selam ve rahmetullah
i ve berakatuhu; bi
hayr vel
hamdülillah
.
-Ve Aleyküm
esselam ve Rahmetüllah
i ve Berekâtuhu,
Allah’a hamd olsun, iyiyim.
5ـ إلى اللّقاء. مع السّلامة.
-İlellikâ; m’aasselame
.
-Görüşmek üzere. Selametle.
6ـ في آمان الله . مع السّلامة.
-Fiemânillâh;m’aa’s-selame
.
-Allah’a emanet olun, sağlıcakla kal.
-Ehlen ve sehlen.
-Hoş geldiniz.
8ـ شكراً جزيلاً.
-Şükran cezîlen.
-Çok teşekkür ederim.
9ـ ما اسمك ولقبك ؟ إسمي ولقبي.
-Masmuk ve lakabuk? İsmi ve lakâbî.
-Adın ve soyadın ne? Adım ve soyadım.
10ـ مِن أين أنتَ ؟ أنا من تركيا.
-Min eyne ente? Enâ min turkiya.
-Neredensin? Ben Türkiye’denim
13ـ أين تدرُسُ؟ وماذا تدرُسُ؟ أدرس في كلية الإلهيّات، لقد بدأت فيها بعد أن أكملت الإبتدائيّة
والثانويّة في مدينتي.
-Eyne tedrusu? Ve mâze tedrusu? Edrusu fî
kulliyeti’lilahiyat; lakad bedetü fîhâ bade en ekmeltü el-
ibtidaiyyete vessaneviyyete fi medinetî.
-Nerede okuyorsun? Ne okuyorsun? İlahiyat Fakültesinde
okuyorum, ilk ve liseyi şehrimde bitirdikten sonra başladım.
-
Cevap: faydalı arapça notları
arapça atasözleri
سِرُّكَ أَسِيرُكَ إِذا تَكَلَّمْتَ بِه صِرْتَ أسِيرَهُ Sırrın senin esirindir,fakat onu konuşmaya başladığın zaman sen onun esiri olursun.
ا
لبَعيدُ عنِ العيْنِ، بَعيدٌ عَنِ القلْبِ
Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur
العِلْمُ صَيْدٌ وَ الكِتَابَةُ قَيْدٌ
Kaybetmemek için kaydetmek lazım
إما اُبدُ كما كنت أو كن كما تبدو
"ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol"
القناعة كنز لايفني
KANAAT TÜKENMEZ HAZİNEDİR
بيضة اليوم خير من دجاجة الغدا
BUGÜNÜN YUMURTASI YARININ TAVUĞUNDAN DAHA HAYIRLIDIR
ان كنت ريحا فقدلا قيت اعصارا
RÜZGAR OLURSAN FIRTINAYLA KARŞILAŞIRSIN
المؤمن بشرة في وجهه و حزنه في قلبه
MÜMİN SEVİNCİ YÜZÜNDE ÜZÜNTÜSÜ KALBİNDE OLANDIR
-
Cevap: faydalı arapça notları
zarflar
Zaman ve mekan bildiren isimlere 'zarf' denir.Zarflara aynı zamanda 'meful-ü fih' adı verilir.Zarfların başına harfi cer gelmediği müddetçe mansub olur.Zarflardan sonra gelen mecrur isim muzafun ileyh, zarf ise muzaf olur. Zarf, cümle sonunda olduğu kadar cümle başında ve ortasındada gelebilir.
BAZI ZAMAN ZARFLARI
أليوم:Bugün, günümüzde
غدا,بكر:Yarın
ألان: Şimdi, şu anda,şu sıralar
فجرا: Gün doğmadan, şafak vakti
صباحا: Sabahleyin
مساء:Akşamleyin
ظهرا: Öğlen vaktinde
أمس: Dün
عصرا: İkindi, ikindi vaktinde
ليلا: Gece
لحظة: Bir an,bir müddet
قبل: -den önce, -meden önce
بعد: -den sonra, -in sonra
-
Cevap: faydalı arapça notları
"Sayılar العَدَدُ
Asıl Sayılar
Asıl sayılar dişi için العَدَدُ لِلْمُؤَنَّثِ
1 (وَاحِدَةٌ (إِحْدَى
2 اِثْنَتَانِ
3 ثَلاَثٌ
4 أَرْبَعٌ
5 خَمْسٌ
6 سِتٌّ
7 سَبْعٌ
8 ثَمَانٍ
9 تِشْعٌ
10 عَشْرٌ
Asıl sayılar dişi için العَدَدُ لِلْمُذَكَّرِ
1 (وَاحِدٌ (أَحَدٌ
2 اِثْنَانِ
3 ثَلاَثَةٌ
4 أَرْبَعَةٌ
5 خَمْسَةٌ
6 سِتَّةٌ
7 سَبْعَةٌ
8 ثَمَانِيَةٌ
9 تِسْعَةٌ
10 عَشَرَةٌ
- Sayılar, sayılan isimden önce gelir. Yalnız 1 sayısı, sayılan isimden sonra gelir. Sayıların sıfatı durumunda olur.
Örnekler:
bir kız çocuğu طِفْلَةٌ وَاحِدَةٌ
bir adam رَجُلٌ وَاحِدٌ
- Arapçada, sayıya العَدَدُ, sayılana المَعْدُودُ denir. Bir cinsten iki varlığı göstermek için اِثْنَانِ ve اِثْنَتَانِ pek kullanılmaz, isim doğrudan doğruya tesniye-ikil yapılır, müsenna yapılır.
Örnekler:
bir adam رَجُلٌ - iki adam رَجُلاَنِ
bir kız çocuğu طِفْلَةٌ - iki kız çocuğu طِفْلَتَانِ
İki ilah edinmeyiniz! ! لاَ تَتَّخِذُوا إِلاَهَيْنِ اِثْنَيْنِ (ancak, manayı kuvvetlendirmek için kullanılır)
Kural 1:
3-10 arasında, aded, ma'dud'un zıt cinsinden olur, ma'dud cem olarak gelir ve mecrurdur (son harfinin harekesi esre " ِ " dir).
Örnekler:
3 kadın ثَلاَثُ نِسْوَةٍ
3 adam ثَلاَثَةُ رِجَالٍ
3 gece ثَلاَثُ لَيَالٍ
3 gün ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ
şu halde 3 gün oruç tutmak vaciptir. فَصِيَامُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ
7 gece سَبْعُ لَيَالٍ
7 gün سَبْعَةُ أَيَّامٍ
(Allah) o fırtınayı üzerlerine 7 gece ve 8 gün arka arkaya musallat etti. وَثَمَانِيَةَ سَخَّرَهَا عَلَيْْهِمْ سَبْعَ لَيَالٍ وَ ثَمَانِيَةُ أَيَّامٍ حُسُومًا
dişi için لِلْمُؤَنَّثِ
1 kız çocuğu طِفْلَةٌ وَاحِدَةٌ
2 kız çocuğu طِفْلَتَانِ
3 kız çocuğu ثَلاَثُ طِفْلاَتٍ
4 kız çocuğu أَرْبَعُ طِفْلاَتٍ
5 kız çocuğu خَمْسُ طِفْلاَتٍ
6 kız çocuğu سِتُّ طِفْلاَتٍ
7 kız çocuğu سَبْعُ طِفْلاَتٍ
8 kız çocuğu ثَمَانِي طِفْلاَتٍ
9 kız çocuğu تِسْعُ طِفْلاَتٍ
10 kız çocuğu عَشْرُ طِفْلاَتٍ
erkek için لِلْمُذَكَّرِ
1 çocuk طِفْلٌ وَاحِدٌ
2 çocuk طِفْلاَنِ
3 çocuk ثَلاَثَةُ أَطْفَالٍ
4 çocuk أَرْبَعَةُ أَطْفَالٍ
5 çocuk خَمْسَةُ أَطْفَالٍ
6 çocuk سِتَّةُ أَطْفَالٍ
7 çocuk سَبْعَةُ أَطْفَالٍ
8 çocuk ثَمَانِيَةُ أَطْفَالٍ
9 çocuk تِسْعَةُ أَطْفََالٍ
10 çocuk عَشْرَةُ أَطْفَالٍ
Kural 2:
11-19 arasındaki sayılara الأَعْدَادُ المُرَكَّبَةُ denir. Sayılar bileşiktirler, ve hem dişilerin hem de erkeklerin sonlari iki üstün " ً " olarak harekelenir.
Örnekler:
dişi için لِلْمُؤَنَّثِ
11 kız çocuğu إِحْدَى عَشَرَةَ طِفْلَةً
12 kız çocuğu اِثْنَتَا عَشَرَةَ طِفْلَةً
13 kız çocuğu ثَلاَثَ عَشَرَةَ طِفْلَةً
14 kız çocuğu أَرْبَعَ عَشَرَةَ طِفْلَةً
15 kız çocuğu خَمْسَ عَشَرَةَ طِفْلَةً
16 kız çocuğu سِتَّ عَشَرَةَ طِفْلَةً
17 kız çocuğu سَبْعَ عَشَرَةَ طِفْلَةً
18 kız çocuğu ثَمَانِيَ عَشَرَةَ طِفْلَةً
19 kız çocuğu تِسْعَ عَشَرَةَ طِفْلَةً
erkek için لِلْمُذَكَّرِ
11 çocuk أَحَدَ عَشَرَ طِفْلاً
12 çocuk اِثْنَا عَشَرَ طِفْلاً
13 çocuk ثَلاَثَةَ عَشَرَ طِفْلاً
14 çocuk أَرْبَعَةَ عَشَرَ طِفْلاً
15 çocuk خَمْسَةَ عَشَرَ طِفْلاً
16 çocuk سِتَّةَ عَشَرَ طِفْلاً
17 çocuk سَبْعَةَ عَشَرَ طِفْلاً
18 çocuk ثَمَانِيَةَ عَشَرَ طِفْلاً
19 çocuk تِسْعَةَ عَشَرَ طِفْلاً
Kural 3:
Mürekkep sayılardan sadece 12 mu'rabdır.
Örneklerde görüldüğü gibi, 12 sayısındaki اِثْنَانِ ، اِثْنَتَانِ kelimelerinin sonundaki elif, merfu durumunda elif olarak kalıyor, mansup ve mecrur durumunda ise ي oluyor.
Örnekler:
12 çocuk geldi. جَاءَ اِثْنَا عَشَرَ طِفْلاً - مَرْفُوعٌ
12 çocuk gördüm. رَأَيْتُ اِثْنَيْ عَشَرَ طِفْلاً - مَنْصُوبٌ
12 çocuğu selamladım. سَلَّمْتُ عَلَى اِثْنَى عَشَرَ طِفْلاً - مَجْرُورٌ
12 kız çocuk geldi. جَائَتْ اِثْنَتَا عَشْرَةَ طِفْلَةً - مَرْفُوعٌ
12 kız çocuğu gördüm. رَأَيْتُ اِثْنَتَيْ عَشْرَةَ طِفْلَةً - مَنْصُوبٌ
12 kız çocuğu selamladım. سَلَّمْتُ عَلَى اِثْنَيْ عَشْرَةَ طِفْلَةً
Kural 4:
Diğer mürekkep sayılar mebnidir, cümlede ne durumda bulunursalar bulunsunlar, hiçbir değişikliğe uğramazlar.
Örnekler:
17 çocuk geldi. جَاءَ سَبْعَةَ عَشَرَ طِفْلاً - مَرْفُوعٌ
17 çocuk gördüm. رَأَيْتُ سَبْعَةَ عَشَرَ طِفْلاً - مَنْصُوبٌ
17 çocuğu selamladım. سَلَّمْتُ عَلَى سَبْعَةَ عَشَرَ طِفْلاً - مَجْرُورٌ
17 kız çocuğu geldi. جَائَتْ سَبَعَ عَشْرَةَ طِفْلَةً - مَرْفُوعٌ
17 kız çocuğu gördüm. رَأَيْتُ سَبْعَ عَشْرَةَ طِفْلَةً - مَنْصُوبٌ
17 kız çocuğu selamladım. سَلَّمْتُ عَلَى سَبْعَ عَشْرَةَ طِفْلَةً - مَجْرُورٌ
Bir vakit, Yusuf, babasına şöyle demişti: "Babacığım, 11 yıldız gördüm..." إِذْ قَالَ يُوسُفُ لأَبِيهِ يَا أَبَتِ إِنِّي رَأَيْتُ أَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا
Bir vakit Musa, susuz kalan kavmi için su istemişti; Biz de: "Değneğinle taşa vur" demiştik. Onun üzerine o taştan 12 pınar kaynadı, çıktı. وَإِذْ اسْتَسْقَى مُوسَى لِقَوْمِهِ فَقُلْنَا اضْرِبْ بِعَصَاكَ الحَجَرَ فَانْفَجَرَتْ مِنْهُ اِثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنَا
Kural 5:
20-100 arasındaki sayılara العُقُودُ denir. Bu sayılar, hem müzekker hem de müennes için ortak kullanılırlar:
Örnekler:
dişi için لِلْمُؤَنَّثِ - erkek için لِلْمُذَكَّرِ
20 kız çocuğu عِشْرُونَ طِفْلَةً
20 çocuk عِشْرُونَ طِفْلاً
30 gece ثَلاَثُونَ لَيْلَةً
30 gün ثَلاَثُونَ يَوْمًا
40 gece أَرْبَعُونَ لَيْلَةً
40 gün أَرْبَعُونَ يَوْمًا
50 خَمْسُونَ
60 سِتُّونَ
70 سَبْعُونَ
80 ثَمَانُونَ
90 تِسْعُونَ
Ancak, nasp ve cer halinde, bu sayılardaki vav و harfi, ي harfine dönüşür.
Örnekler:
20 çocuk geldi. جَاءَ عِشْرُونَ طِفْلاً (Ref hali)
20 çocuk gördüm. رَأَيْتُ عِشْرِينَ طِفْلاً (Nasp hali)
20 çocuğu selamladım. سَلَّمْتُ عَلَى عِشْرِينَ طِفْلاً (Cer hali)
20-100 arasındaki ara sayılar, iki bölümden oluşur ve bu bölümler birbirine و harfi ile bağlıdırlar.
Örnekler:
dişi için لِلْمُؤَنَّثِ
21 إِحْدَى وَ عِشْرُونَ
32 اِثْنَتَانِ وَ ثَلاَثُونَ
43 ثَلاَثٌ وَ أَرْبَعُونَ
54 أَرْبَعٌ وَ خَمْسُونَ
65 خَمْسٌ وَ سِتُّونَ
76 سِتٌّ وَ سَبْعُونَ
87 سَبْعٌ وَ ثَمَانُونَ
98 ثَمَانٍ وَ تِسْعُونَ
99 تِسْعٌ وَ تِسْعُونَ
100 مَائَةٌ
erkek için لِلْمُذَكَّرِ
21 وَاحِدٌ وَ عِشْرُونَ
32 اِثْنَانِ وَ ثَلاَثُونَ
43 ثَلاَثَةٌ وَ أَرْبَعُونَ
54 أَرْبَعَةٌ وَ خَمْسُونَ
65 خَمْسَةٌ وَ سِتُّونَ
76 سِتَّةٌ وَ سَبْعُونَ
87 سَبْعَةٌ وَ ثَمَانُونَ
98 ثَمَانِيَةٌ وَ تِسْعُونَ
99 تِسْعَةٌ وَ تِسْعُونَ
100 مَائَةٌ
Yukarıdaki iki bölümü birbirine bağlayan vav و ile bağlı olan bu sayılar mu'rabdır.
Örnekler:
47 öğrenci gitti. ذَهَبَ سَبْعَةٌ وَ أَرْبَعُونَ تِلْمِيذًا (Ref hali)
47 öğrenci gördüm. رَأَيْتُ سَبْعَةً وَأَرْبَعِينَ تِلْمِيذًا (Nasp hali)
47 öğrenciye selam verdim. سَلَّمْتُ عَلَى سَبْعَةٍ وَأَرْبَعِينَ تِلْمِيذًا (Cer hali)
Günde 24 saat vardır. فِي اليَوْمِ أَرْبَعٌ وَعِشْرُونَ سَاعَةً (Ref hali)
Adam şehirde 24 gün kaldı. مَكَثَ الرَّجُلُ فِي المَدِينَةِ أَرْبَعَةً وَعِشْرِينَ يَوْمًا (Nasp hali)
Adam köye 24 günde ulaştı. وَصَلَ الرَّجُلُ إِلَى القَرْيَةِ فِي أَرْبَعَةِ وَ عِشْرِينَ يَوْمًا (Cer hali)
Kural 6:
100-1000 arasında sayılar -100 ve 200 dışındakiler- bileşiktir. İkinci bölüm مُضَافٌ إِلَيْهِ sayıldığından mecrurdurlar. Bu sayılar da müzekker ve müennes için ortak olarak kullanılırlar.
Örnekler:
dişi için لِلْمُؤَنَّثِ - erkek için لِلْمُذَكَّرِ (ortak kullanılmaktadır)
100 مِائَةٌ
200 مِائَتَانِ
300 ثَلَثُمِائَةٍ
400 أَرْبَعُمَائَةٍ
500 خَمْسُمِائَةٍ
600 سِتُّمِائَةٍ
700 سَبْعُمِائَةٍ
800 ثَمَانِمِائَةٍ
900 تِسْعُمِائَةٍ
1000 أَلْفٌ
700 gece سَبْعُمِائَة ِ لَيْلَةٍ
700 gün سَبْعُمِائَةٍ يَوْمٍ
Ma'dud, müfred ve mecrurdurlar.
Örnekler:
101 مِائَةُ وَوَاحِدٍ
102 مِائَةُ وَاثْنَانِ
103 مِائَةٌ وَثَلاَثَةٌ
104 مِائَةٌ وَأَرْبَعَةٌ
105 مِائَةٌ وَخَمْسَةٌ
106 مَائَةٌ وَسِتَّةٌ
107 مِائَةٌ وَسَبْعَةٌ
108 مِائَةٌ وَثَمَانِيَةٌ
109 مِائَةٌ وَتِسْعَةٌ
110 مِائَةٌ وَعَشَرَةٌ
111 مِائَةٌ وَ أَحَدَ عَشَرَ
112 مِائَةٌ وَ اِثْنَانِ عَشَرَ
115 مِائَةٌ وَ خَمْسَةَ عَشَرَ
123 مِائَةٌ وَ ثَلاَثَةٌ وَ عِشْرُونَ
247 مِائَتَانِ وَ سَبْعَةٌ وَ أَرْبَعُونَ
279 مِائَتَانِ وَ تِسْعَةٌ وَ سَبْعُونَ
354 ثَلَثُمِائَةٍ وَ أَرْبَعَةٌ وَ خَمْسُونَ
463 أَرْبَعُمِائَةٍ وَ ثَلاَثَةٌ وَ سِتُّونَ
354 ثَلاَثُمِائَةٍ وَ أَرْبَعَةٌ وَ خَمْسُونَ
463 أَرْبَعُمِائَةٍ وَ ثَلاَثَةٌ وَ سِتُّونَ
594 خَمْسُمِائَةٍ وَ أَرْبَعَةٌ وَ تِسْعُونَ
675 سِتُّمِائَةٍ وَ خَمْسَةٌ وَ سَبْعُونَ
789 سَبْعُمِائَةٍ وَ تِسْعَةٌ وَ ثَمَانُونَ
996 تِسْعُمِائَةٍ وَ سِتَّةٌ وَ تِسْعُونَ
107 kitap مِائَةُ وَ سَبْعَةُ كُتُبٍ
514 kitap خَمْسُمِائَةٍ وَ أَرْبَعَةَ عَشَرَ كِتَابًا
968 kitap تِسْعُمِائَةٍ وَ ثَمَانِيَةٌ وَ سِتُّونَ كِتَابًا
Örneklerde görüldüğü gibi, bu sayılardan sonra gelen ma'dud, sayının son bölümüne göre, müfred veya cemi olur ve onagöre harekelenir.
1000-10.000 arasındaki sayılar.
أَلْفٌ ve أَلْفَانِ nin dışındakiler bileşiktirler. İsim tamlaması sayıldıklarından, ikinci bölümleri daima kesre-esre " ِ " ile harekelidir.
Örnekler:
1000 أَلْفٌ
2000 أَلْفَانِ
3000 ثَلاَثَةُ آلاَفٍ
4000 اَرْبَعَةُ آلاَفٍ
5000 خَمْسَةُ آلاَفٍ
6000 سِتَّةُ آلاَفٍ
7000 سَبْعَةُ آلاَفٍ
8000 ثَمَانِيَةُ آلاَفٍ
9000 تِسْعَةُ آلاَفٍ
10.000 عَشَرَةُ آلاَفٍ
Kaide 7:
Bu sayılardan sonra gelen ma'dud, daima müfred olur ve " ِ " ile harekelinir.
Örnekler:
1000 kitap أَلْفُ كِتَابٍ
4000 kitap أَرْبَعَةُ آلاَفِ كِتَابٍ
9000 kitap تِسْعَةُ آلاَفِ كِتَابٍ
10.000 kitap عَشَرَةُ آلاَفِ كِتَابٍ
10.000 den sonraki sayılar:
11.000 أَحَدَ عَشَرَ أَلْفًا
12.000 اِثْنَا عَشَرَ أَلْفًا
13.000 ثَلاَثَةَ عَشَرَ أَلْفًا
17.000 سَبْعَةَ عَشَرَ أَلْفًا
19.000 تِسْعَةَ عَشَرَ أَلْفًا
20.000 عِشْرُونَ أَلْفًا
21.000 وَاحِدٌ وَ عِشْرُونَ أَلْفًا
22.000 اِثْنَانِ وَ عِشْرُونَ أَلْفًا
23.000 ثَلاَثَةٌ وَ عِشْرُونَ أَلْفًا
29.000 تِسْعَةٌ وَ عِشْرُونَ أَلْفًا
30.000 ثَلاَثُونَ أَلْفًا
31.000 وَاحِدٌ وَ ثَلاَثُونَ أَلْفًا
39.000 تِسْعَةٌ وَ ثَلاَثُونَ أَلْفًا
40.000 أَرْبَعُونَ أَلْفًا
85.000 خَمْسَةٌ وَ ثَمَانُونَ أَلْفًا
99.000 تِسْعَةٌ وَ تِسْعُونَ أَلْفًا
100.000 مِائَةُ أَلْفٍ
200.000 مِائَتَا أَلْفٍ
300.000 ثَلاَثُمِائَةِ أَلْفٍ
700.000 سَبْعُمِائَةِ أَلْفٍ
900.000 تِسْعُمِائَةِ أَلْفٍ
1.000.000 أَلْفُ أَلْفٍ (مَلْيُون)
2.000.000 أَلْفَا أَلْفٍ (مَلْيُونَانِ)
3.000.000 ثَلاَثَةُ آلاَفِ أَلْفٍ
Bu sayılar, daha önce görülen kaidelere göre yapılırlar.
Dikkat:
سَبْعَةَ عَشَرَ أَلْفًا (17.000) deki أَلْفًا, daha önce görülen سَبْعَةَ عَشَرَ طِفْلاً (17 çocuk) daki طِفْلاً kelimesinin yerinde kullanılmıştır.
سَبْعُمِائَةِ أَلْفٍ (700.000) deki أَلْفٍ kelimesi de, سَبْعُمِائَةِ يَوْمٍ (700 gün) deki يَوْمٍ kelimesinin yerinde kullanılmıştır.
Kural 8:
10.000'den sonra sayılardan sonra gelen ma'dud, müfred olur ve son harfinin harekesi kesra-esradır.
Örnekler:
17.000 kitap سَبْعَةَ عَشَرَ أَلْفَ كِتَابٍ
21.000 kitap وَاحِدٌ وَ عِشْرُونَ أَلْفَ كِتَابٍ
73.000 kitap ثَلاَثَةٌ وَ سَبْعُونَ أَلْفَ كِتَابٍ
99.000 kitap تِسْعَةٌ وَ تِسْعُونَ أَلْفَ كِتَابٍ
100.000 kitap مِائَةُ أَلْفِ كِتَابٍ
900.000 kitap تِسْعُمِائَةِ أَلْفِ كِتَابٍ
Kural 9:
Büyük sayılar, çoktan aza ve azdan çoğa doğru olmak üzere, iki türlü dizililerler.
Ma'dud (sayılan şey), sayının son bölümüne göre, ya müfred, ya cemi olur, fetha veya kesra ile harekelenir.
Örnekler:
8695 kitap ثَمَانِيَةُ آلاَفٍ وَ سِتُّمِائَةٍ وَ خَمْسَةٌ وَ تِسْعُونَ كِتَابًا
8695 kitap خَمْسَةٌ وَ تِسْعُونَ وَ سِتُّمِائَةٍ وَ ثَمَانِيَةُ آلاَفِ كِتَابٍ
Sayı ile Sayılan ilişkisi / Adet ile Ma'dut ilişkisi:
3-10 arası عَشَرَةُ كِتُبٍ 10 kitap cemi, mecrur
11-99 arası تِسْعَةٌ وَ تِسْعُونَ كِتَابًا 99 kitap müfred, masup
99-... arası عَشْرَةُ آلاَفِ كِتَابٍ 10.000 kitap müfred, mecrur
-
Cevap: faydalı arapça notları
SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_1.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
2. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_2.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
3. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_3.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
4. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_4.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
5. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_5.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
6. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_6.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
7. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_7.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
8. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_8.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
9. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_9.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
10. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_10.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
11. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_11.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
12. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_12.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
13. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_13.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
14. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_14.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
15. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_15.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
16. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_16.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
17. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_17.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
18. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_18.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
19. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_19.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
20. SORUhttp://www.aofliyiz.biz/soruresim/arapca___1_20.jpg
.
a) Seçeneğib) Seçeneğic) Seçeneğid) Seçeneği e) Seçeneği
-
Cevap: faydalı arapça notları
Arapça İsm-i Mevsuller
İsmi mevsuller (İlgi zamirleri) (الذي) (التي) ve sıla cümleleri
İki ayrı cümleyi birbirine bağlayan,manası kendinden sonra gelen cümleyle açıklanabilen kelimelerdir.Türkçedeki ilgi zamiri gibi iş görür.İsm-i Mevsuller cümlede "o ki,öyle kimseler ki..." anlamlarına gelir.
Sıla (صلة) cümlesi:İsm-i mevsulden sonra gelen cümleye (bağladıkları cümleye) sıla cümlersi denir.(Sıla cümlesi sıfat cümlesi veya açıklayıcı cümle görevi yapar.)
ذَهَبَ الرَّجُلُ الَّذِي رَأَيْتَهُ
Gördüğün adam(o adam ki gördüğün adam) gitti.
cümlesindeki الّذي kelimesi el İsmul mevsûldür.رَأيتَهُ yan cümleciği sıla'dır,bu sıla'daki ه zamiri de âid'dir.
Âid bazen yukardaki gibi açık bazen de kapalıdır.
نَعْبُدُ اللهَ الذي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَ الأرْضَ
Gökleri ve yeri yaratan Allah'a taparız.
cümlesinde الذي ismu mevsuldür,خلق السماوات والإرض sıla'dır.عائدٌ (âid) müstetirdir(örtülüdür).Sila هو خلق السماوات و الأرض demektir.müstetir هو âid durumundadır.
el ismul mevsuller ayrı اَلْخَصُّ ve ortak اَلْمُشْتَرَكُ olmak üzere iki ayrı bölümde incelenebilirler:
a-ayrı ismu mevsuller
şahıs للمذكر anlamı للمؤنّث
tekil الّذِي o kimse ki الَّتي
ikil اَللَّذَانِ (اَللَّذَيْنِ o ikisi(ni) ki اَللَّتَانِ (اَللَّتَيْنِ
çoğul اَلّذِينَ o kimseler ki اَلاَّتِي-اَلاّائِي-اَللَّوَاتِي
b-ortak ismu mevsuller
Sayıları üçtür,şunlardır:
مَنْ =o kimse ki,o kimseler ki.Yalnız akıllılar içindir.
وَ مِنْهُمْ مَنْ يَسْتَمِعُونَ اِلَيْكَ ....(يونس،٤٢)ا
Onların içinde seni dinlemeye gelenler de var.(Yunus 84)
مَا =o şey ki.Hayvan ve cansızlar içindir.
أَيُّ ،أَيَّهُ=hangisi. insan, hayvan ve cansızlar için kullanılır.
*Hayvan ve cansızlar çok olursa onları gösteren el ismu mevsul olarak التي kullanılır.
*Mu'rab olan أيّ ile mebni olan مَنْ ve ماَ dan iki el ismu mevsul daha yapılır:
أيَّمَنْ (her kim ki,her insan ki) ve أيُّماَ (her ne ki,her şey ki)
يَحْتَرِمُ الطَّالِبُ مَنْ عَلَّمَهُ
Öğrenci kendisine öğreteni(-ten kimseyi) sayar.
يَقُولُ الطِّفْلُ مَا لاَ يَفْعَلُ
Çocuk yapmadığı şeyi söyler.
نَعْلَمُ أَيُّهُمْ شُجَاعٌ
Hangisinin cesur olduğunu biliriz.
-
Cevap: faydalı arapça notları
mübteda haber uyumu
mübteda haber isim cümlesinin iki öğesidir bunlardan ;
mübteda: isim cümlesinin öznesi olup genellikle haberden önce gelir,marifedir.
haber:isim cümlesinin yüklemi olup genelde mübtedadan sonra gelir,nekradır.
basit bir cümlede hem mübteda hem haber merfudur
bunun dışında ikisi arasında şu uyum noktaları söz konusudur
1 - mubteda müzekker ise haber de müzekker olur;
öğrenci terbiyelidir = التلميذ مهذب cümlesinde mübteda olan التلميذ kelimesi müzekker olduğundan haberi olan مهذب kelimesi de müzekker gelmiştir.
aynı cümleyi müennes olarak kurduğumuzda ifade şu şekilde olur
التلميذة مهذبة kız öğrenci terbiyelidir
2 - mübteda tekil ise haber de tekil,ikil ise haber de ikil,çoğul ise haber de çoğul olur.yukardaki örnekler tekil idi şimdi aynı cümleleri ikil ve çoğul olarak kuralım
مبتدأ خبر
التلميذان مهذبان iki öğrenci terbiyelidir
التلميذتان مهذبتان iki kız öğrenci terbiyelidir
التلاميذ مهذبون öğrenciler terbyelidirler
التلميذات مهذبات kız öğrenciler terbiyelidirler
not: eğer mübteda akılsız varlıkların çoğulu ise haber genellikle müfred(tekil) ve müennes olarak gelir
الاشجار عالية Ağaçlar yüksektir
مبتدأ خبر
جمع لغير عاقل مفرد مؤنث
-
Cevap: faydalı arapça notları
soru üslubları ve cevapları أساليب الإستفهام و أجوبتها
1 هل = ..mı?, ...mi? sorusu ve cevapları
1-a olumlu isim cümlesi sorusu ve olumlu olumsuz cevabı
elindeki kitabı gösterip هذا كتاب diye tanıtan öğretmen daha sonra ,
bu bir kitap mıdır ? هل هذا كتابٌ ؟ diye sorsa, cevabımız
evet ,bu bir kitaptır. نعم ، هذا كتابُ olcaktır. Elindeki kitabı;
bu bir defter midir? هل هذ دفتر ؟ diye sorsa buna cevaplarımız;
hayır, bu bir kitaptır. لا ، هذا كتاب (ki genelde verilecek cevap budur) yada
hayır, bu defter değil aksine kitaptır. لا ، هذا ليس ذفترا بل هذا كتاب şeklinde uzun cevap yada
hayır, bu defter değildir. لا ، هذا ليس ذفترًا şeklinde kestirip atmak olur.
son üç örnek olumsuz cevaplarda kullanılabilinecek cevaplardır.yazıda cevap sözünden sonraki virgüle
dikkat ediyoruz, bu aynı zamanda sözle ifade ederken de hafif duraklamadan sonra cümleyi tamamla
mamız geretiğini göstermektedir.
1-b olumsuz isim cümlesi sorusu ve olumlu olumsuz cevabı
elindeki kitabı gösterip هذا كتاب diye tanıtan öğretmen daha sonra ,
bu bir kitap değil midir? أليس هذا كتابا ؟ diye sorsa, cevabımız
evet ,bu bir kitaptır. بلى ، هذا كتابُ olcaktır. Elindeki kitabı;
bu bir defter değil midir? أليس هذ دفترا ؟ diye sorsa buna cevaplarımız;
evet, bu bir defter değildir. نعم ، هذا ليس دفترا veya istenirse
evet, bu defter değil aksine kitaptır. نعم، هذا ليس ذفترا بل هذا كتاب şeklinde olur.
not: tüm olumsuz soruların olumlu cevabını verirken بلى evet sözüyle başlar ve cümleyi olumlu
sürdürüz, cevabımız olumsuz olacaksa نعم evet sözüyle başlar cümleyi olumsuz sürdürürüz
veya istersek cümleyi بل bağlacından sonraki şekliyle devam etirebiliriz.
2 a- geçmiş zamanın olumlu sorusu ve olumlu yada olumsuz cevabı
ödevleri kontrol etmek isteyen öğretmen
ödevini yazdın mı ? هل كتبت واجبك ؟ diye sorsa , yazmışsak cevabımız
evet, ödevimi yazdım. نعم ، كتبت واجبي olumlu olacaktır.yazmamışsak
hayır, ödevimi yazmadımلا ، ما كتبت واجبي yada
hayır, ödevimi yazmadım لا ، لم أكتبْ واجبي şeklinde olumsuz olacaktır.
olumsuz cevapta kullanılan maziden olumsuz yapılan fiille , muzariden لم ile yapılan
olumsuz fiilin aynı anlamda kullanıldığına dikkat edelim.
2 b- geçmiş zamanın olumsuz sorusu ve olumlu yada olumsuz cevabı
öğrenciler ödevlerini gösterirken sizin önünüde birşey göremeyen öğretmen,
ödevini yazmadın mı ? أ لم تكتبْ واجبك ؟ diye sorsa, yapmışsan cevabın
evet, ödevimi yazdım. بلى ، كتبت واجبي şeklinde olumlu olacaktır. yazmamışsan
evet, ödevimi yazmadım نعم ، ما كتبت واجبي şeklinde yada
evet, ödevimi yazmadım نعم ، لم أكتبْ واجبي şeklinde olumsuz olacaktır.
not: olumsuz sorunun cevabına بلى = evet sözüyle başlanıp cümlenin olumlu
mazi ile devam ettiğine ve olumsuz cevap verirken de نعم =evet sözüyle başlanıp
olumsuz mazi veya لم ile olumsuzlaştırılan mazi anlamlı muzari fiille devam
ettiğine dikkat edelim.
3 a-şimdiki/geniş zamanlı olumu soru ve olumlu yada olumsuz cevabı
kahve sever misin? أ تُحِبُّ القهوة؟ diye sorulsa, seviyorsak
evet, kahve severim. نعم ، أُحبُّ القهوة şeklinde olumlu, sevmiyorsak
hayır, kahve sevmiyorum لا ، ما احب القهوة yada
hayır, kahve sevmem لا ، لا احب القهوة şeklinde olumsuz olacaktır.
3 b-şimdiki/geniş zamanlı olumsuz soru ve olumlu yada olumsuz cevabı
çay iç(miyor/mez) misin? ا لا تشرب الشاي؟ sorusuna
evet. çay içerim بلى ، أشرب الشاي gibi olumlu cevap yada
evet, çay içmiyorum نعم ، ما أشرب الشاي şeklinde veya
evet,çay içmem نعم ، لا أشرب الشاي şeklinde olumsuz gelecektir.
not: soru cümlenizde geleceğe ait zarf kullanırsanız cevaplarınızda gelecek
zamanı gösteren fiileri kullanırsınız. örnekler
yarın Ankara'ya yolculuk yapmayacak ( gitmeyecek ) misin?
أَ لا تسافر إلى أنقرة غدا ؟ sorusuna cevaplarımız,
Evet, yarın Ankara'ya gideceğim. بلى ، سأُسافر إلى أنقرة غدا
evet, yarın Ankara'ya gitmeyeceğimنعم ، لن أسافرَ إلى أنقرة غدًا
4 tercihli soru ve cevabı
..... mi yoksa .....mi? ........ أ ......... أم
elindeki kitabı göstererek biri
bu defter mi yoksa kitap mı? أ هذا كتاب أم دفتر؟ diye sorsa cevabımız
bu bir kitaptır هذا كتاب olacaktır.
yada sizin seçmenizi istediği iki şey varsa ;
kahve mi yoksa çay mı tercih edersin? أ تفضِّلُ الشاي أمِ القهوةَ ؟
sorusuna tercih edeceğiniz içeceklerden birini ifade ederek karşılık verirsiniz . tercihiniz çay ise;
أُفضِّلُ الشاي çayı tercih ederim , olacaktır. yok tercihiniz kahve ise;
أُفضِّلُ القهوةَ kahve tercih ederim , olacaktır. (inadına bir şey istemeyen ; لا أُريدُ شيئًا birşey istemem, diyebilir
-
Cevap: faydalı arapça notları
Evvela kelimelerin bir cümle içerisinde kaç halde bulunabileceğinden bahsedelim.
Eğer cümle içerisinde kullandığımız kelime bir fiil ise REF,NASB,CEZM olmak üzere kullanıldığı yere göre ÜÇ halde bulunabilir.
Ancak cümlede ki kelime bir isim ise REF,NASB,CER olmak üzere yine ÜÇ kısımdır.
Bu hallere arapçada İRAB denir.İrab 4 dür.REF,NASB,CER,CEZM.Bunladan REF ve NASB,isim ile fiiller arasında müşterektir.CEZM fiile CER ise isimlere mahsustur.
İrab almada asıl olan isimlerdir.Fiillerden ise fiili muzari(cehdi mutlak,cehdi mustağrak,nefyi istikbal,nefyi hal,te'kidi nefyi istikbal de buna dahildir.)isime bazı yönlerden benzediği için irab alabilmektedir.
İrab kelimelerin sonlarında ki harekelerin değişmesi,sonlarında ki harfin hazfedilmesi(düşmesi),veya bir harfinin değişmesi şekline duruma göre değişir.
Fiili mazi irab almaz..İrab almayan kelimelere de MEBNİ denir.
Mesela basit bir fiil cümlesi kuralım.
http://img292.imageshack.us/img292/3435/adszrw4.png
Okunuşu:"Nasara zeydün Amran"
Manası:Zeyd Amr'a yardım etti.
Gördüğünüz gibi ilk kelimemiz fiili mazidir.Dolayısıyla onu irab bakımından incelemiyoruz.
Geçelim ikinci kelimeye...
Cümlede Fail makamında bulunduğu için kendisine REF irabı verilmiştir.Kendisinde ki REF alameti ise son harekesinin zamme(ötre) olmasıdır.
Not:Cümlede fail REF irabı alır.
Üçüncü kelime...
Cümlede meful makamında olduğu için kendisine NASB irabı verildi.İrab alameti ise son harekesinin fetha(üstün)olmasıdır.
Not:Mefuller NASB olur.
-
Cevap: faydalı arapça notları
HARF-İ CERLER
İsimlerin başında “harf-i cer” denen harfler olursa o ismin sonunu esre yaparlar. Bu harf-i cerler en çok kullanılış sırasına göre örnekleri ile beraber şöyledir:
مِنْ ..den, ..dan
(Başlamak, kısmiyet ve açıklama için kullanılır)
مِنَ الْبَيْتِ evden → خَرَجْتُ مِنَ الْبَيْتِ. Evden çıktım.
مِنْ ناَفِذَةٍ bir pencereden → نَظَرَ الْوَلَدُ مِنْ ناَفِذَةٍ. Çocuk bir pencereden baktı.
مِنَ الْبَابِ kapıdan → مَنْ دَخَلَ مِنَ الْبَابِ ؟ Kapıdan kim girdi?
Kâide: (مِنْ) harf-i cerinden sonra gelen isim harf-i tarif (الْ)ile başlıyorsa nun’a cezim yerine fetha verilerek öbür kelimeye geçiş yapılır: مِنَ الْبَيْتِ (minel beyti), مِنَ الْبَابِ (minel bâbi) gibi.
فيِ ..de, ..da, içinde, hakkında
(Mekan ya da zaman gibi zarfiyet bildirir)
فِي الْبَيْتِ evde, evin içinde → جَلَسْتُ فِي الْبَيْتِ الْيَوْمَ. Bugün evde oturdum.
فيِ السَّياَّرَةِ arabada → اَلْوَلَدُ لَعِبَ فيِ السَّياَّرَةِ. Çocuk arabanın içinde oynadı.
فيِ الْمَدْرَسَةِ okulda → كَتَبْتُ الدَّرْسَ فيِ الْمَدْرَسَةِ. Dersi okulda yazdım.
فيِ الصَّباَحِ sabahleyin → كَتَبْتُ الدَّرْسَ فيِ الصَّباَحِ. Dersi sabah yazdım.
إِلَى ..e, ..a, ..ye, ..ya
(Sonun bitişi için kullanılır)
إِلَى الْمَدْرَسَةِ okula → حَضَرَ التِّلْميِذُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. Öğrenci okula geldi.
إِلَى الْبَيْتِ eve → ذَهَبْتُ إِلَى الْبَيْتِ مُبَكِّراً. Eve erken gittim.
إِلَى السُّوقِ çarşıya → ذَهَبَتْ زَيْنَبُ إِلَى السُّوقِ. Zeynep çarşıya gitti.
عَلَى ..e, ..a, ..ye, ..ya, üzerine, üstünde
عَلَى الْماَءِ suyun üzerinde → سَبَحَ الْقَلَمُ عَلَى الْماَءِ. Kalem suyun üzerinde yüzdü.
عَلَى الْأَرْضِ yerin üzerine, yere → سَقَطَ الْوَلَدُ عَلَى الْأَرْضِ. Çocuk yere düştü.
عَلَى الْكُرْسِيِّ sandalye üzerine → جَلَسْتُ عَلَى الْكُرْسِيِّ. Sandalyeye oturdum.
بِ ile, ..le
بِالْقَلَمِ kalem ile, kalemle → كَتَبْتُ الدَّرْسَ بِالْقَلَمِ. Dersi kalemle yazdım.
بِالسِّكِّينِ bıçakla → قَشَرْتُ الْفاَكِهَةَ بِالسِّكِّينِ. Meyveyi bıçakla soydum.
بِالْحاَفِلَةِ otobüsle → ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ بِالْحاَفِلَةِ. Okula otobüsle gittim.
Genelde cansız eşya ya da insan dışındaki varlıklar için بِ kullanılır. İnsan söz konusu olunca da مَعَ (ile, beraber) zarfı tercih edilir:
ذَهَبْتُ مَعَ خاَلِدٍ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. Halit'le okula gittim.
شَرِبْتَ الشاَّيَ مَعَ صَديِقٍ. Bir arkadaşla çay içtin.
عَنْ den, dan, hakkında
مُعَلِّمٍ عَنْ öğretmenden → سَمِعْتُ الْخَبَرَ عَنْ مُعَلِّمٍ. Haberi bir öğretmenden işittim.
عَنِ الطِّفْلِ çocuktan → ذَهَبَ الْخَوْفُ عَنِ الطِّفْلِ. Çocuktan korku gitti.
عَنِ التَّلاَميِذِ öğrencilerden, öğrenciler hakkında
سَأَلَ الْمُديِرُ عَنِ التَّلاَميِذِ Müdür öğrencileri (öğrenciler hakkında) sordu.
لِ için
لِلَّهِ Allah için → صَلَّيْتُ لِلَّهِ تَعَالَى. Allâhu Teala için namaz kıldım.
لِخَالِدٍ Halit için → ذَهَبْتُ إِلَى السوُّقِ لِخَالِدٍ. Çarşıya Halit için gittim.
لِلدِّراَسَةِ eğitim için → ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ لِلدِّراَسَةِ. Okula eğitim için gittim.
Not: Bu harf-i cer ألْ ile ma’rife olan bir ismin başına geldiğinde harf-i tarifin elifi hazfedilir (kaldırılır, atılır): اَلْبَيْتُ – \ لِلْبَيْتِ اَلطاَّلِبُ –لِلطاَّلِبِ gibi.
كَ gibi
اَلْأَرْضُ كَالْكُرَةِ. Dünya top gibidir.
أَحْمَدُ كَالْأَسَدِ. Ahmet arslan gibidir.
حَتَّي ...ceye kadar, ta ki
حَتَّي الْمَوْتِ Ölüme kadar (ölünceye kadar)
عَبَدْتُ اللهَ حَتَّي الْمَوْتِ. Ölüme kadar (ölünceye kadar) Allah'a ibadet ettim.
رُبَّ olur ki, belki, bazı, nice vardır
رُبَّ طاَلِبٍ ماَ كَتَبَ الدَّرْسَ. Ders yazmayan nice öğrenci vardır.
مُذْ - مُنْذُ ..den beri, ..dan beri, ..den itibaren
وَجَبَتِ الصَّلاَةُ مُنْذُ الْبُلوُغِ. Buluğdan itibaren namaz vacip oldu.
Mef’ûlu bihin harekesi mansûbtur (üstündür). Aslında fiil ve fâilden sonra geriye kalan kelimeler ve harf-i cerler mef’ûldür. Fakat harf-i cer alan mef’ûlü bihin son harfinin harekesi esre olur ve o kelimeye mefulun bih gayr-i sarih denir. Harf-i cer almayan mef’ûle mef’ûlun bih sarih denir. Genellikle cümlede önce mef’ûlün bih sarih (üstün harekesini açık olarak alan mef’ûl), sonra da mef’ûlün bih gayr-i sarih (üstün harekesini açık olarak alamayan mef’ûl) yazılır.
كَتَبَ الْوَلَدُ الدَّرْسَ بِالْقَلَمِ.
M.B.Gayr-i Sarih. M.B.Sarih Çocuk dersi kalemle yazdı.
Harf-i Cerle İlgili Genel Cümle Örnekleri:
هَلْ ذَهَبْتِ إِلَى الْمَدْرَسَةِ ؟ Okula gittin mi?
نَعَمْ ، ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. Evet, okula gittim.
هَلْ ذَهَبْتُمْ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. Okula gittiniz mi?
نَعَمْ ، ذَهَبْناَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. Evet, okula gittik.
ذَهَبْتُماَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. İkiniz okula gittiniz.
هَلْ ذَهَبْتُنَّ إِلَى الْمَدْرَسَةِ ؟ Okula gittiniz mi?
نَعَمْ ، ذَهَبْناَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. Evet, okula gittik.
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ لِلْإِمْتِحاَنِ. Okula imtihan için gittim.
ذَهَبْتُ إِلَى الْبَيْتِ لِلْإِسْتِراَحَةِ. Eve dinlenmek için gittim.
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَسْجِدِ لِلصَّلاَةِ. Mescide namaz için gittim.
نَظَرَ التِّلْميِذُ إِلَى الصُّورَةِ. (Erkek) Öğrenci resme baktı.
نَظَرَتِ التِّلْميِذَةُ إِلَى الصُّورَةِ. (Kız) Öğrenci resme baktı.
نَظَرْتُ إِلَى الصُّورَةِ. Resme baktım.
سَبَحَ الْوَلَدُ فِي هَذاَ[1] الشاَّطِئِ.
Çocuk bu kıyıda yüzdü.
عَمِلَ خاَلِدٌ الشاَّىَ فِي الْمَطْبَخِ. Halit mutfakta çay yaptı.
قَرَأْتُ الدَّرْسَ فِي الْحَدِيقَةِ. Dersi bahçede okudum.
قَرأْناَ الْكِتاَبَ فِي الْمَكْتَبَةِ. Kitabı kütüphanede okuduk.
ذَهَبْناَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ بِالْحاَفِلَةِ. Okula otobüsle gittik.
وَصَلَ أَحْمَدُ إِلَى الْمَطاَرِ بِالسَّياَّرَةِ. Ahmet hava alanına arabayla gitti (ulaştı, vardı).
نَزَلَ أَحْمَدُ عَنِ الْحِصَانِ. Ahmet attan indi.
رَفَعَ الْإِسلاَمُ الظُّلْمَ عَنِ الْمَرْأَةِ. İslam kadından zulmü kaldırdı.
سَأَلْتُ عَنِ الْماَلِ. Mal hakkında sordum.
سَأَلَ الطَّبِيبُ عَنِ الْمَرِيضِ. Doktor hastadan (hasta hakkında) sordu.
اَلْأُمُّ عَمِلَتِ الطَّعاَمَ فِي الْمَطْبَخِ. Anne yemeği mutfakta yaptı.
جَلَسَ مُحَمَّدٌ فِي الْبَيْتِ. Muhammed evde oturdu.
جَلَسَتْ عاَئِشَةُ فِي الْغُرْفَةِ. Aişe odada oturdu.
خَرَجَ التَّلاَمِيذُ مِنَ الصَّفِّ. Öğrenciler sınıftan çıktı.
اَلتَّلاَمِيذُ خَرَجُوا مِنَ الصَّفِّ. (aynı manada isim cümlesi)
رَفَعَ الْوَلَدُ الْحَقِيبَةَ مِنَ الْأَرْضِ. Çocuk çantayı yerden kaldırdı.
نَزَلَ الْمَطَرُ مِنَ السَّماَءِ. Gökten yağmur indi (Yağmur yağdı).
اَلْأَوْلاَدُ سَبَحُوا فِي الْمَسْبَحِ. Çocuklar havuzda yüzdü.
سَبَحَ الْخَشَبُ عَلَى الْماَءِ. Tahta suyun üzerinde yüzdü.
سَقَطَ الثَّمَرُ عَلَى الْأَرْضِ. Meyve yere (yerin üzerine) düştü.
غَضِبَ السَّيِّدُ عَلَى الْخاَدِمِ. Efendi (bey) hizmetçiye kızdı.
اَلْوَقْتُ كاَلسَّيْفِ. Vakit kılıç gibidir.
اَلْعِلْمُ كَالْبَحْرِ. İlim deniz gibidir.
قَرَأْتُ كِتاَباً حَتَّى اللَّيْلِ. Geceye kadar kitap okudum.
ماَ شَرِبْتُ الشاَّىَ مُنْذُ أَمْسِ. Dünden beri çay içmedim.
كَتَبْتُ الدَّرْسَ مِنَ الصَّباَحِ حَتَّى الْمَساَءِ. Sabahtan akşama kadar ders yazdım.
ذَهَبَ عُمَرُ إِلَى الْمَلْعَبِ وَ لَعِبَ الْكُرَةَ. Ömer oyun sahasına gitti ve top oynadı.
أَكَلْتُ فيِ الْفَطوُرِ الْبَيْضَ وَشَرِبْتُ الشاَّيَ. Kahvaltıda yumurta yedim ve çay içtim
-
Cevap: faydalı arapça notları
MÜTEADDÎ VE LÂZIM FİİLLER
(Geçişli ve geçişsiz fiiller)
Yukarıda gördüğümüz cümlelerde bazen fiilin üstün harekeyle harekelenen açık bir meful aldığını, bazen de açık mef’ûl almayıp harf-i cerle devam ettiğini görürüz. İşte açıkça mef’ûl alan fiillere müteaddî fiil, fâiliyle yetinip mef’ûl almayan ya da mef’ûlünü harf-i cerle alan fiillere de lâzım fiiller denir.
Müteaddi yani mef’ûl alan fiilde fâilin yaptığı iş başkasına geçer veya herhangi bir şeyle alakası bulunur. Türkçe karşılığı geçişli fiildir.
أَكَلَ فَرِيدٌ الْخُبْزَ. Ferit ekmeği yedi.
Bu cümlede “Ferit neyi yedi?” sorusunu mutlaka sorarız, yani fiil mef’ûl istemektedir.
ضَرَبَ خَالِدٌ الْوَلَدَ. Halit çocuğu dövdü.
Bu cümlede de “Halit kimi dövdü?” sorusunu sorarız. Halid'in yaptığı iş başkasıyla alakalı olup onlara geçmektedir.
Lâzım fiil ise; fâiliyle yetinip mef’ûl almayan fiildir. Fiilin yaptığı iş kendisinde kalıp başkasını etkilemez. Türkçe karşılığı geçişsiz fiildir.
جَلَسَ خَالِدٌ. Halit oturdu. دَخَلَ خَالِدٌ. Halit girdi.
Bu cümlelerde mefulü gerektiren neyi, neye ve kimi, kime gibi soru akla gelmemektedir. Yani mef’ûle gerek yoktur. Bu konuyu şu şekilde de ifade edebiliriz:
KAİDE: Arapça’da fiiller mef’ûllerine göre çeşitli kısımlara ayrılırlar:
a) Hiç mef’ûl almayan fiiller: Yukarıda işlediğimiz gibi fâiliyle yetinip mef’ûl almayan “Lâzım fiiller” bu grubtandır.
b) Mef’ûlünü harf-i cerle alan fiiler: Bazı fiiller beraberlerindeki (kendine ait) harf-i cerle birlikte tek bir mana ifade ederler. Artık yanındaki harf-i cer aslî manasında tercüme edilmez. Dikkat edilmesi gereken nokta; bu harf-i cerlerin fâilin başında değil, mef’ûlün başında geldiğini unutmamaktır. Söz konusu bu fiiller mef’ûllerini aşağıdaki harf-i cerlerden biri ile alabilirler:
بِ لِ عَلَى عَنْ فِي إِلَى مِنْ
Örnek: بَحَثَ عَنْ aradı, araştırdı
بَحَثَ عَلِيٌّ عَنِ الْحَقِيبَةِ فِي الصَّفِّ. Ali çantayı sınıfta araştırdı.
قاَلَ لِ (Birine) dedi, söyledi
قاَلَ اللَّهُ لِلرَّسُولِ: Allah peygamber’e dedi:
قاَلَ اللَّهُ فِي الْقُرْآنِ: Allah Kur’ân’da (şöyle) dedi (buyurdu)[2]:
c) Mef’ûlünü harf-i cersiz alan fiiller: Yukarıda örneklerini gördüğümüz müteaddî fiiller bu grubtandır. Harf-i cere ihtiyaç olmaksızın direk mefullerine bağlanırlar. İlerdeki konularda göreceğimiz gibi bazı fiiller yine harf-i cere ihtiyaç olmaksızın iki ya da üç mef’ûl alarak da tam bir cümle oluştururlar:
وَجَدَ الْإِنْساَنُ الْعِلْمَ ناَفِعاً. İnsan ilmi faydalı buldu.
Şu bilgiyi akılda tutmamız bundan sonraki konular için zorunludur:
Üstün harekeye fetha, böyle harekelenmiş kelimeye mansûb, bu duruma da nasb hali deriz. Ötre harekeye zamme, böyle harekeli kelimeye merfû veya mazmûm, bu duruma da ref hali deriz. Esre harekeye kesre, böyle harekeli kelimeye mecrûr veya meksur, bu duruma da cer hali deriz. Aynı şekilde tutarlı işarete de cezm, böyle harekeli kelimeye de meczûm deriz.
-
Cevap: faydalı arapça notları
1] (هَذاَ) bu. Harf-i cerden sonra da gelse son harekesi hiç değişmeyen (mebni) işaret ismidir. İsimlerden önce gelir. Müzekker için هَذاَ müennes için هَذِهِ gelir. Önüne geldiği kelimenin son harfinin harekesine tesir etmez. Bazı harfler kendilerinden sonra med harfi olan elif bulunmadığı halde sanki elif varmış gibi uzatılarak okunur. Örnek: (هَذاَ-هَذِهِ) (hâzâ-hâzihî) bu, (ذَلِكَ) (zâlike)o, (لَكِنَّ) (lâkinne) fakat, (اَلرَّحْمَنُ)(er-Rahmânu) Rahmân.
[2] Burada görüldüğü gibi (قاَلَ) fiili birine bir şeyi söylemek manasında kullanıldığı zaman mef’ûlünün başına (لِ) harf-i cerini alır. Normal kullanımda buna gerek yoktur. Ayrıca fiille birlikte kullanılan harf-i cer değiştiği zaman mananın da değiştiği durumlar da vardır. Örneğin (رَغِبَ فِي) istemek, arzu etmek manasına geldiği halde (رَغِبَ عَنْ) yüz çevirmek manasına gelir. (رَغِبْتُ فِي السَّفَرِ) Yolculuğu istedim. (رَغِبوُا عَنِ اللَّهِ) Allah’a yüz çevirdiler gibi. İlerleyen konularda buna işaret edileceğinden endişe edilmemelidir.
[3] Yuvarlak tâ önceki harfe bitişmeden tek başına yazıldığında ة şeklinde, kendisinden önceki harfe bitişik ise لةşeklinde yazılır. Günlük konuşmada tâ-i merbutanın yer aldığı kelimenin sonunda durulunca, Kur’ân’daki duraklarda olduğu gibi tâ okunmaz, جَميِلَه şeklinde telaffuz edilir. Ayrıca örneklerde görüldüğü gibi bir kelimenin müennesi belirtilmek istendiğinde kısaca ث işareti konulur.
[4] Örneğin (اِبْتِداَءٌ) (başlangıç) kelimesinde hemze (بَدَأَ) (başladı) fiilinin kök harfidir. Bu sebeple kelime müennes değildir. Ayrıca kelimenin (فُعَلاَءُ) vezninde bir müzekker çoğul olmaması gerekir. Örneğin (شُعَراَءُ)(şairler) kelimesi (شاَعِرٌ)(şair) müzekker isminin çoğulu olduğundan müennes sayılmaz.
[5] Sonu elif-i memdûde ile biten bu isimler gayr-i münsariftir. Gayr-i münsarif kelimeler başına harf-i tarif gelmesi ve isim tamlamasından tamlanan (muzaf) olması hariç sonuna kesre ve tenvin almayan isimlerdir. Gayr-i münsarifler kesre yerine fetha ile mecrûr olur. Tenvin yerine tenvinsiz hareke durumunu alırlar. Bilindiği gibi başına harf-i tarif almayan kelime nekre kabul edilir. (ذَهَبْتُ مَعَ أَحْمَدَ) (Ahmed ile gittim) gibi. Ayrıntılı bilgi ve örnekler ilerideki konularda işlenecektir.
[6] Sonunda elif-i maksûre bulunan isimler de gayr-i munsariftir. Elif-i maksûreyle biten ismin ref (ötre) olması gerektiği durumlarda sondaki yâ’nın harekesine dokunulmaz, “damme takdir edilir” denir. Nasb (üstün) ve cer (esre) hallerinde de “fetha takdir edilir” denir.
[7] (أَحْضَرَ) (getirdi) fiili dört harfli bir fiildir. Aynen üç harfli mâzî fiil gibi çekilir
-
Cevap: faydalı arapça notları
Zamirle birleşen isimlerin harf-i cerden sonra geldikleri takdirde, isimler esre olsa da zamirlerin harekesinin değişmeyeceği unutulmamalıdır. Sadece gâiblerdeki (he ه ) li zamirlerin (ه) harflerinin harekesi ses uyumundan dolayı esre olur. Diğeriyle karıştırılmaması için gâibe müennes olduğu gibi kalır:
Çekim Tablosu
Cem Tesniye Müfred
Müzekker إِلَى بَيْتِهِمْ إِلَى بَيْتِهِماَ إِلَى بَيْتِهِ Gâib
Onların evine İkisinin evine Onun evine
Müennes إِلَى بَيْتِهِنَّ إِلَى بَيْتِهِماَ إِلَى بَيْتِهاَ Gâibe
Müzekker إِلَى بَيْتِكُمْ إِلَى بَيْتِكُماَ إِلَى بَيْتِكَ Muhâtab
Sizin evinize İkinizin evine Senin evine
Müennes إِلَىبَيْتِكُنَّ إِلَى بَيْتِكُمَا إِلَى بَيْتِكِ Muhâtaba
Müz + Müe إِلَى بَيْتِنَا إِلَى بَيْتِنَا إِلَى بَيْتىِ Mütekellim
Bizim evimize İkimizin evine Benim evime
Karşılaştırmalı Cümle Örnekleri:
ذَهَبَ الْجاَرُ إِلَى بَيْتِكَ. Komşu senin evine gitti.
ذَهَبَ الْجاَرُ إِلَى بَيْتِهِ. Komşu (kendi) evine gitti.
مَتَى ذَهَبَ عَمُّكَ إِلَى بَيْتِهِ؟ Amcan ne zaman evine gitti?
ذَهَبَ عَمِّي إِلَى بَيْتِهِ صَبَاحاً. Amcam evine sabahleyin gitti.
مِنْ أَيْنَ حَضَرْتَ إِلَى أَيْنَ ذَهَبْتَ ؟ Nereden geldin nereye gittin?
حَضَرْتُ مِنَ الْمَدْرَسَةِ وَذَهَبْتُ إِلَى خَالَتِي. Okuldan geldim ve teyzeme gittim.
طَلَبَ أَحْمَدُ مِنْ واَلِدِهِ الدَّراَّجَةَ. Ahmet babasından bisiklet istedi.
طَلَبَ الْأَوْلاَدُ مِنْ واَلِدِهِمُ الْفُلُوسَ. Çocuklar babalarından para istediler.
كَتَبوُا دُرُوسَهُمْ فِي صَفِّهِمْ. (Onlar) derslerini sınıflarında yazdılar.
جَلَساَ فِي سَياَّرَتِهِماَ. (O ikisi) arabalarında oturdular.
وَضَعَ كُتُبَهُ عَلَى الطاَّوِلَةِ. Kitaplarını masanın üzerine koydu.
وَضَعَ كُتُبَهُ فِي حَقِيبَتِهِ. Kitaplarını çantasına koydu.
نَزَلْنَ مِنْ سَياَّرَتِهاَ. (O bayanlar) o (bayan)ın arabasından indiler.
فَكَّرْناَ فِي حاَلِكُمْ. Haliniz hakkında düşündük[3].
ماَ هِواَيَتُكَ ؟ هِواَيَتيِ الرَّسْمُ وَ الصِّحاَفَةُ.
Hobin nedir? Hobim resim ve gazeteciliktir.
اَلتَّلاَمِيذُ ذَهَبُوا إِلَى مَداَرِسِهِمْ فِي سَعاَدَةٍ.
Öğrenciler okullarına saadet (mutluluk) içinde gittiler.
طَلَبَ أَحْمَدُ وَ عاَدِلٌ مِنْ واَلِدِهِماَ الدَّراَّجَةَ.
Ahmet ve Adil babalarından bisiklet istediler
-
Cevap: faydalı arapça notları
Fiillerin sonuna birleşen muttasıl zamirler:
Söz konusu bu birleşik zamirler fiillerin sonuna birleştiği takdirde o cümlenin mef’ûlü olurlar. Mâzî fiilin her sigasının sonuna gelebilecek mef’ûl zamirlerin çekim tablosunu كَتَبَ fiilinde şöyle gösterebiliriz:
Cemi Tesniye Müfred
Müzekker كَتَبَهُمْ كَتَبَهُمَا كَتَبَهُ Gâib
Onları/onlara yazdı O ikisini/o ikisine yazdı Onu/ona yazdı
Müennes كَتَبَهُنَّ كَتَبَهُماَ كَتَبَهاَ Gâibe
Müzekker كَتَبَكُمْ كَتَبَكُماَ كَتَبَكَ Muhâtab
Sizi/size yazdı İkinizi/ikinize yazdı Seni/sana yazdı
Müennes كَتَبَكُنَّ كَتَبَكُماَ كَتَبَكِ Muhâtaba
Müz + Müe كَتَبَنَا كَتَبَنَا كَتَبَنِى Mütekellim
Bizi/bize yazdı İkimizi/ikimize yazdı Beni/bana yazdı
Burada çekilen tablo كَتَبَ fiiline aittir. Fiilin diğer tüm siygalarına bu zamirler eklenebilir. Ancak fiillerin sonuna birleşen şahıs zamirleri (fâil zamirler) ile mef’ûl zamirler karıştırılmamalıdır. Örneğin; كَتَبْناَ (Biz yazdık) ve كَتَبْتُ (Ben yazdım) fiilindeki تُ ve ناَ zamirleri fâildir.
كَتَبْناَ الدَّرْسَ. Dersi yazdık.
Mef’ûl Fiil+Fâil
كَتَبْناَهُ. Onu (dersi) yazdık.
Fiil+Fâil+Mef’ûl
(كَتَبْناَهُ) kelimesindeki (هُ) zamiri ise mef’ûldür. Diğer örnekler:
كَتَبْتُكَ Seni yazdım. كَتَبْتَهُ Onu yazdın.
شَرِبْتَهُ Onu içtin. وَجَدْتُنَّهُمْ Onları buldunuz.
ise muttasıl meful zamirdir. هُمْ muttasıl fâil zamir, تُنَّ ibaresinde وَجَدْتُنَّهُمْMesela;
Kâide: a) Fâil durumunda olan gâib cemi müzekker zamirini (وا), mef’ûl zamire bağlarken cemi alâmeti olan vav ve elifin elifi düşer:
وَجَدوُهُ Onu buldular. وَجَدوُهُمْ Onları buldular.
شَرِبوُهُ Onu içtiler. كَتَبوُكُمْ Sizi yazdılar.
b) Muhâtab cemi müzekkerin son harfi olan cezimli mimin (تُمْ ) cezmini kaldırıp ötre ve vav koymak suretiyle meful zamire bağlarız. Yani تُمْ fâil zamirine bir başka mef’ûl zamirin bitişmesi halinde geçiş, mime eklenen bir vâv ile yapılır:
وَجَدْتُمُوهُ Onu buldunuz. وَجَدْتُمُوهُمْ Onları buldunuz.
شَرِبْتُمُوهُ Onu içtiniz. سَمِعْتُمُوهُ Onu duydunuz.
c) كَتَبَنِِى (beni yazdı) de yeralan ن harfine Arapça’da nûn-u vikâye (koruyucu nun) denir. Fiil, muttasıl mütekellim zamiri olan ي ile birleştiğinde araya bir ن gelir. كَتَبَنِي örneğindeki ن harfi üstünle biten fiilin sonunu esreden korumuştur:
وَجَدْتَنيِ Beni buldun. كَتَبْتُنَّنيِ Beni yazdınız.
وَجَدوُنيِ Beni buldular. سَمِعْتُمُونيِ Beni duydunuz.
d) Muttasıl...هُمْ ve...كُمْ zamirlerinden sonra hemze-i vasıl’dan olan harfi tarif gelirse geçiş, sonlarındaki sakin mimlerin ötre ile harekelenmesi ile olur.
شَكَرَكُمُ الرَّجُلُ. Adam size teşekkür etti.
شَكَرَهُمُ الرَّجُلُ. Adam onlara teşekkür etti.
مَنَحَكُمُ اللَّهُ هَذِهِ السَّعاَدَةَ. Allah size bu saadeti bağışladı.
مَنَحَهُمُ اللَّهُ هَذِهِ النِّعْمَةَ. Allah onlara bu nimeti bağışladı.
-
Cevap: faydalı arapça notları
Karşılaştırmalı Cümle Örnekleri:
مَنَحَناَ اللَّهُ هَذِهِ الْفُرْصَةَ. Allah bize bu fırsatı bağışladı.
شَكَرَناَ الرَّجُلُ فِي سَعاَدَةٍ. Adam bize saadet içinde teşekkür etti.
شَكَرْتُمُوناَ فِي سَعاَدَةٍ. Bize saadet içinde teşekkür ettiniz.
شَكَرْتُمُونِي فِي سَعاَدَةٍ. Bana saadet içinde teşekkür ettiniz.
شَكَرْتُمُوهُ فِي سَعاَدَةٍ. Ona saadet içinde teşekkür ettiniz.
شَكَرْتُمُوهاَ فِي سَعاَدَةٍ. Ona saadet içinde teşekkür ettiniz.
شَكَرْتُمُوهُنَّ فِي سَعاَدَةٍ. O (baya)nlara saadet içinde teşekkür ettiniz.
هَلْ رَكِبَ التِّلْمِيذُ الدَّراَّجَةَ ؟ Öğrenci bisiklete bindi mi?
نَعَمْ ، رَكِبَهاَ. Evet, ona bindi.
كَيْفَ رَكِبَ التِّلْمِيذُ الدَّراَّجَةَ ؟ Öğrenci bisiklete nasıl bindi?
رَكِبَهاَ التِّلْمِيذُ كَثِيراً. Öğrenci ona çok bindi.
ماَذاَ لَعِبَ الْفَرِيقُ ؟ Takım ne oynadı?
لَعِبَ الْفَرِيقُ الْمُباَراَةَ. Takım maç oynadı.
هَلْ قَرَأُوا الْقِصَّةَ ؟ Hikayeyi okudular mı?
نَعَمْ ، قَرَأُوهاَ. Evet onu okudular.
هَلْ فَتَحُوا الْكُتُبَ ؟ Kitapları açtılar mı?
نَعَمْ ، فَتَحُوهاَ. Evet onları açtılar[4]
سَأَلْناَهُ عَنْ حاَلِهِ. Ona durumu (hali) hakkında sorduk.
نَصَرَكَ صَدِيقُكَ. Arkadaşın sana yardım etti.
نَفَعَنِي الدَّواَءُ. İlaç bana fayda verdi.
نَفَعَنِي إِجْتَهاَدِي. Çalışmam bana fayda verdi.
شاَهَدْتُهُ[5] وَ أَصْدِقاَءَهُ فِي السُّوقِ.
Onu ve arkadaşlarını çarşıda gördüm.
ماَذاَ شاَهَدْتَ فِي الْحَدِيقَةِ ؟ Bahçede ne gördün?
شاَهَدْتُكَ فِي الْحَدِيقَةِ. Bahçede seni gördüm.
شاَهَدْتَنِي فِي الْحَدِيقَةِ. Bahçede beni gördün.
مَتَى زاَرَ واَلِدُكَ الطَّبِيبَ ؟ Baban doktoru ne zaman ziyaret etti? [6]
مَتَى زاَرَتْ واَلِدَتُكَ الطَّبِيبَ ؟ Annen doktoru ne zaman ziyaret etti?
زاَرَتْ واَلِدَتِي الطَّبِيبَ أَمْسِ. Annem doktoru dün ziyaret etti.
زاَرَتْ واَلِدَتُهُ الطَّبِيبَ أَمْسِ ياَ أُسْتاَذِي! Annesi doktoru dün ziyaret etti ey hocam!
هَلِ الْأَوْلاَدُ زاَروُا الْمَرِيضَ ؟ Çocuklar hastayı ziyaret ettiler mi?
نَعَمْ ، اَلْأَوْلاَدُ زاَرُوهُ. Evet, çocuklar onu ziyaret ettiler
-
Cevap: faydalı arapça notları
Harflerin (örneğin harf-i cerlerin) sonuna birleşen zamirler:
Harf-i cerler ismin önüne geldikleri gibi ismin yerini tutan zamirle de birleşir.
Harf-i cerle birleşen zamirlerin çekimi şöyledir:
إلَيْهِمْ إلَيْهِماَ إلَيْهِ مِنْهُمْ مِنْهُمَا مِنْهُ
onlara o ikisine ona * onlardan o ikisinden ondan
إلَيْهِنَّ إلَيْهِمَا إلَيْهَا مِنْهُنَّ مِنْهُمَا مِنْهَا
إلَيْكُمْ إلَيْكُمَا إلَيْكَ مِنْكُمْ مِنْكُمَا مِنْكَ
size ikinize sana * sizden ikinizden senden
إلَيْكُنَّ إلَيْكُمَا إلَيْكِ مِنْكُنَّ مِنْكُمَا مِنْكِ
إلَيْنَا إلَيْنَا إِلَيَّ مِنَّا مِنَّا مِنِّي
bize ikimize bana * bizden ikimizden benden
Kaide: لـِ harf-i ceri isme birleşirse لـِ olarak esre ile, mütekellim ya’sı hariç zamire birleşirse لَـ olarak üstün hareke ile bağlanır. Cümlenin başında gelirse mülkiyet (var manası) ifade eder[7].
لِخَالِدٍ Halid için, Halid'in veya Halid'in var (Halid’e ait) (isme birleşmiş),
لَهُ Onun için, onun, onun var (zamire birleşmiş),
لِي Benim için, benim, benim var (mütekellim ya’sına birleşmiş).
Bu harf-i cer'in burada verilen üç manası da cümledeki yerine göre geçerli olur:
اَلْكِتاَبُ لِخاَلِدٍ وَالْحَقِيبَةُ ليِ. Kitap Halit’in çanta benimdir.
اَلْكِتاَبُ لِي وَالْحَقِيبَةُ لَهُ. Kitap benim çanta onundur.
لىِ كِتاَبٌ. Benim bir kitabım var.
لِ harf-i cerinin zamirle birleşen çekim tablosu şöyledir:
لَهُمْ لَهُمَا لَهُ
onların o ikisinin onun
لَهُنَّ لَهُمَا لَهَا
لَكُمْ لَكُمَا لَكَ
sizin ikinizin senin
لَكُنَّ لَكُمَا لَكِ
لَنَا لَنَا ليِ
Bizim ikimizin benim
مَعَهُمْ مَعَهُمَا مَعَهُ[8]
بِهِمْ بِهِمَا بِهِ
onlarla o ikisiyle onunla * onlarla o ikisiyle onunla
مَعَهُنَّ مَعَهُمَا مَعَهاَ بِهِنَّ بِهِمَا بِهاَ
مَعَكُمْ مَعَكُمَا مَعَكَ بِكُمْ بِكُمَا بِكَ
sizlerle ikinizle seninle * sizlerle ikinizle seninle
مَعَكُنَّ مَعَكُمَا مَعَكِ بِكُنَّ بِكُمَا بِكِ
مَعَنَا مَعَنَا مَعِي بِنَا بِنَا بِي
bizimle ikimizle benimle * bizimle ikimizle benimle
فِيهِمْ فِيهِمَا فِيهِ عَلَيْهِمْ عَلَيْهِمَا عَلَيْهِ
onlarda o ikisinde onda * onlara ikisine ona
فِيهِنَّ فِيهِمَا فِيهاَ عَلَيْهِنَّ عَلَيْهِمَا عَلَيْهاَ
فِيكُمْ فِيكُمَا فِيكَ عَلَيْكُمْ عَلَيْكُماَ عَلَيْكَ
sizde ikinizde sende * size ikinize sana
فِيكُنَّ فِيكُمَا فِيكِ عَلَيْكُنَّ عَلَيْكُماَ عَلَيْكِ
فِيناَ فِيناَ فِيَّ عَلَيْنَا عَلَيْنَا عَلَىَّ
bizde ikimizde bende * bize ikimize bana
Kâide: كُمْ ve هُمْ zamirleri gibi kendinden önceki harfi ötreli olup cezimle biten kelimelerden sonra harf-i tarife geçiş ötre ile olur:
عَلَيْكُمُ السَّلاَمُ. Sizin üzerinize selâm olsun. هُمُ الْفُقَراَءُ. Onlar fakirdirler
-
Cevap: faydalı arapça notları
alıştırmalar
2. Aşağıdaki fiillerin manalarını söyleyip Arapça grameriyle deyimlendiriniz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
ضَرَبْتُمْ - كَتَبُوا - قَتَلَ - شَرِبْتِ - دَخَلْنَ - فَتَحَا - ذَهَبْتَ – نَصَرْنَا - عَلِمَتْ – أَكَلْتُمَا - رَكِبْتُنَّ - أَكَلَتْ - وَجَدْنَا - ضَرَبَ - كَتَبْتُمْ – عَلِمْتِ - شَرِبَا - وَجَدْتُنَّ - أَكَلَ - فَتَحُوا - ضَرَبَتَا - أَكَلَتَا - فَتَحْتَ - وَجَدَا - شَرِبْنَ - عَلِمْتَ - ضَرَبْتُمْ .
3. Aşağıdaki fiillerin müenneslerini söyleyiniz.
أَكَلاَ - ضَرَبْنَا - كَتَبْتُمْ - شَرِبُوا - ضَرَبَ
4. Aşağıdaki kelimeleri üçer kere yazınız.
اَلْمُصْحَفُ mushaf اَلْواَلِدُ baba لَعِبَ oynadı
اَللُّغَةُ lisan, dil اَلْواَلِدَةُ anne عَمِلَ çalıştı
قَليِلاً biraz, az اَلْقُرْآنُ الْكَريِمُ Kur’ân-ı Kerim قَتَلَ öldürdü
اَلْحَبْلُ ip اَلْأُسْتاَذُ hoca, öğretmen حَبَسَ hapsetti
اَلْكَلاَمُ söz, konuşma سُؤاَلٌ sual, soru أَخَذَ aldı
اَلْكَلْبُ köpek الْخَبَرُ haber فَهِمَ anladı
اَلْواَجِبُ ödev, görev اَلصَّحيِفَةُ gazete, sayfa قَطَعَ kesti
اَلْحاَفِلَةُ otobüs اَلْحَماَّمُ banyo سَمِعَ işitti
اَلْمَجَلَّةُ dergi اَلذِّئْبُ kurt طَبَخَ pişirdi
اَلْقِطُّ kedi (erkek) اَلشُّرْطِيُّ polis غَسَلَ yıkadı
اَلْهِرَّةُ kedi (dişi) اَللِّصُّ hırsız حَفِظَ ezberledi
اَلغُرْفَةُ oda اَلْخَروُفُ kuzu
اَلْمَسْجِدُ mescid اَلْمَلاَبِسُ elbiseler
5. Aşağıdaki cümleleri ikişer kere yazınız.
اَلطُّلاَّبُ دَخَلوُا الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأُوا كِتاَباً.
(Erkek) Öğrenciler kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular.
دَخَلَ الطُّلاَّبُ الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأُوا كِتاَباً.
(Erkek) Öğrenciler kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular.
اَلطاَّلِباَتُ دَخَلْنَ الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأْنَ كِتاَباً.
(Kız) Öğrenciler kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular.
دَخَلَتِ الطاَّلِباَتُ الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأْنَ كِتاَباً.
(Kız) Öğrenciler kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular.
اَلتَّلاَميِذُ سَمِعوُا الْجَرَسَ وَ دَخَلوُا الصَّفَّ.
(Erkek) Öğrenciler zili duydular ve sınıfa girdiler.
غَسَلَتِ الْمَرْأَةُ الْحَديِقَةَ. Kadın bahçeyi yıkadı.
أَكَلَ الْقِطُّ اللَّحْمَ. Kedi eti yedi.
دَخَلَ عَلِيٌّ الْحَماَّمَ. Ali banyoya girdi.
ماَ وَجَدَ إِبْراَهيِمُ الْحَقيِبَةَ. İbrâhim çantayı bulmadı.
سَأَلَ إِبْراَهيِمُ أَحْمَدَ. İbrâhim Ahmed’e sordu.
وَصَلَتِ السَّياَّرَةُ وَ رَكِبَ عُمَرُ. Araba geldi ve Ömer bindi.
إِبْراَهيِمُ ماَ أَخَذَ الْقَلَمَ. İbrâhim kalemi almadı.
إِبْراَهيِمُ ماَ قَرَأَ الرِّسالَةَ. İbrâhim mektubu okumadı.
أَخَذوُا الْقَلَمَ وَ كَتَبوُا الْعَرَبِيَّةَ. Kalemi aldılar ve Arapça’yı yazdılar.
حَبَسَ الشُّرْطِيُّ اللِّصَّ. Polis hırsızı hapsetti.
أَكَلَ الذِّئْبُ الْخَروُفَ. Kurt kuzuyu yedi.
طَبَخَتِ الْمَرْأَةُ الطَّعاَمَ. Kadın yemeği pişirdi.
فَتَحَ أحْمَدُ الناَّفِذَةَ وَ دَخَلَتِ الشَّمْسُ الْغُرْفَةَ.
Ahmet pencereyi açtı ve güneş odaya girdi.
قَرَأَ الأَبُ الصَّحيِفَةَ وَ قَرَأَتِ الأُمُّ الْمَجَلَّةَ.
Baba gazete okudu ve anne dergi okudu.
دَخَلَ إِبْراَهيِمُ الْمَكْتَبَةَ ، قَرَأَ قَليِلاً ثُمَّ خَرَجَ.
İbrâhim kütüphaneye girdi, biraz okudu sonra çıktı.
6. Aşağıdaki cümleleri Arapça’ya çeviriniz.
1. Ali nasihatı işitti. 2. Aişe bir mektup yazdı.
3. Kadın bahçeyi yıkadı. 4. Çocuk çiçeği kopardı.
5. İmam mescide girdi. 6. Adam ayağa kalktı.
7. Aşağıdaki cümlelerin sağ tarafını kapatarak sol tarafını, sol tarafını kapatarak sağ tarafını yukarıdaki kelimeler yardımıyla yazınız.
حَفِظَ عُمَرُ الْقُرْآنَ الْكَريِمَ. Ömer Kur’ân’ı Kerîm’i ezberledi.
هَلْ رَكِبَتْ عاَئِشَةُ الْحاَفِلَةَ ؟ Aişe otobüse bindi mi?
أَيْنَ كَتَبَ سَعيِدٌ الْواَجِبَ ؟ Said ödevi nerede yazdı?
لِماَذاَ قَتَلَ الْكَلْبُ الْهِرَّةَ ؟ Köpek kediyi niçin öldürdü?
كَيْفَ فَهِمَ جَماَلٌ الْكَلاَمَ ؟ Cemal konuşmayı nasıl anladı?
لِماَذاَ قَطَعَتْ زَيْنَبُ الْحَبْلَ ؟ Zeynep ipi niçin kesti?
مَنْ سَأَلَ عَلِياًّ سُؤاَلاً ؟ Kim Ali’ye bir sual sordu?
مَتَى فَتَحَ عُمَرُ الْكِتاَبَ ؟ Ömer kitabı ne zaman açtı?
قَرأْتُ قِصَّةً. Bir hikaye okudum.
هَلْ رَسَمْتَ صُورَةً ؟ Bir resim çizdin mi?
مَا عَمِلْنَا السُّؤَالَ Soruyu bilmedik.
هَلْ عَمِلْتَ الْوَاجِبَ ؟ Ödevi yaptın mı?
هَلْ لَبِسْتُنَّ الْمَلاَبِسَ ؟ Elbiseleri giydiniz mi?
أَقَرَأَ الأُسْتَاذُ الصَّحِيفَةَ ؟ Hoca gazeteyi okudu mu?
دَخَلَ أَحْمَدُ الْمَسْجِدَ وَقَرَأَ الْقُرْآنَ Ahmet mescide girdi ve Kur’ân okudu.
مَا لَعِبَ التِّلْمِيذُ الْكُرَةَ Öğrenci top oynamadı.
مَا وَصَلَتِ السَّيَّارَةُ Araba gelmedi.
كَيْفَ شَرِبَتْ فَاطِمَةُ الشَّايَ ؟ Fâtıma çayı nasıl içti?
كَسَرَ عَلِيٌّ فِنْجَانًا Ali bir fincan kırdı.
وَجَدَ سَعِيدٌ فِنْجَانًا Said bir fincan buldu.
دَخَلَ أَحْمَدُ الْمَطْبَخَ وَعَمِلَ الطَّعَامَ Ahmed mutfağa girdi ve yemeği yaptı.
عَمِلْتِ الطَّعَامَ الْيَوْمَ Bugün yemeği sen yaptın.
دَخَلَ الطَّالِبُ الْمَكْتَبَةَ وَ قَرَأَ كِتَابًا Öğrenci kütüphaneye girdi ve bir kitap okudu.
عَرَفْتُمُ التِّلْمِيذَ Öğrenciyi tanıdınız.
وَصَلَتِ الْحَافِلَةُ Otobüs geldi.
-
Cevap: faydalı arapça notları
GENEL DEĞERLENDİRME ALIŞTIRMALARI
1. Aşağıdaki kelimeleri üçer kere defterinize yazınız ve ezberleyiniz.
ثُمَّ sonra اَلسَّمَكُ balık أَخَذَ aldı
اَلْعُمْرَةُ umre اَلْمَنْزِلُ ev خَرَجَ çıktı
اَلْبَيْضُ yumurta اَلْعَمَلُ iş سَكَنَ oturdu, yerleşti
اَلْخاَدِمُ hizmetçi اَلدِّراَسَةُ eğitim حَضَرَ geldi
اَلسَّيِّدُ bay, efendi, اَلْمَطاَرُ hava alanı غَضِبَ kızdı
اَلسَّيِّدَةُ hanım اَلْإِفْطاَرُ iftar جَلَسَ oturdu
اَلْمَصْنَعُ fabrika اَلسَّفَرُ yolculuk وَصَلَ vardı, ulaştı
اَلْمَكْتَبَةُ kütüphane اَلسُّوقُ çarşı سَقَطَ düştü
اَلْمُهَنْدِسُ mühendis اَلْعَصيِرُ meyve suyu نَزَلَ indi
اَلْعُطْلَةُ tatil اَلْفاَكِهَةُ meyve دَخَلَ girdi
اَلْغُرْفَةُ oda اَلْحاَفِلَةُ otobüs رَجَعَ döndü
اَلْعاَئِلَةُ aile أَحْضَرَ getirdi اَلشَّقَّةُ apartman dairesi
اَلْمَدْرَسَةُ okul اَلناَّفِذَةُ pencere عَمِلَ yaptı, işledi, çalıştı
اَلْحَديِقَةُ bahçe اَلصَّلاَةُ namaz سَأَلَ sordu
اَلْأَرْضُ yer, yeryüzü اَلْأَوْلاَدُ çocuklar نَظَرَ baktı
اَلسُّعُودِيَّةُ Suud(i Arabistan) اَلْاِسْتِراَحَةُ dinlenme, dinlenmek (masdar)
فيِ الصَّباَحِ –صَباَحاً sabahleyin, sabah اَلْفَطوُرُ kahvaltı
فيِ الظُّهْرِ –ظُهْراً öğlenleyin, öğle الْغَداَءُ öğle yemeği
فيِ الْعَصْرِ –عَصْراً ikindi vakti, ikindi الْعَشاَءُ akşam yemeği
فيِ الْمَساَءِ - مَساَءً akşamleyin, akşam اَلْقِراَءَةُ okuma, okumak
فيِ اللَّيْلِ - لَيْلاً geceleyin, gece اَلْمُديِرُ müdür اَلزُّقاَقُ sokak
2. Aşağıdaki cümleleri ikişer kere defterinize yazınız.
خَرَجَ الْمُديِرُ مِنَ الصَّفِّ. Müdür sınıftan çıktı.
قَرَأْتُ الدَّرْسَ فيِ الْحَدِيقَةِ. Dersi bahçede okudum.
أَحْمَدُ عَمِلَ الشاَّيَ فيِ الْمَطْبَخِ صَباَحاً. Ahmet sabahleyin mutfakta çay yaptı.
ذَهَبَتِ الْعاَئِلَةُ إِلَى الْحَديقَةِ مَساَءً. Aile akşamleyin bahçeye gitti.
جَلَسَتِ الْعاَئِلَةُ فيِ الْحَدِيقَةِ لَيْلاً. Aile geceleyin bahçede oturdu.
اَلْأُمُّ عَمِلَتِ الطَّعاَمَ فيِ الْمَطْبَخِ. Anne mutfakta yemek yaptı.
نَزَلَ أَحْمَدُ عَنِ الْحِصاَنِ. Ahmet attan indi.
غَضِبَ السَّيِّدُ عَلَى الْخاَدِمِ. Bey hizmetçiye kızdı.
سَقَطَ الْوَلَدُ عَلَى الْأَرْضِ. Çocuk yere düştü.
وَصَلَ الْمُديِرُ بِالسَّياَّرَةِ إِلَى الْبَيْتِ لَيْلاً. Müdür geceleyin eve arabayla gitti.
سَكَنَتْ عاَئِشَةُ فيِ شَقَّةٍ. Aişe bir dairede oturdu.
شَرِبَ مُحَمَّدٌ عَصِيراً فِي الْمَطْعَمِ ثُمَّ ذَهَبَ إِلَى الْبَيْتِ.
Muhammed lokantada meyve suyu içti sonra eve gitti.
ذَهَبُوا إِلَى السُّوقِ ثُمَّ رَجَعُوا إِلَى الْبَيْتِ.
Çarşıya gittiler sonra eve döndüler.
ذَهَبَ أَحْمَدُ إِلَى الْمَطاَرِ ثُمَّ رَكِبَ الطاَّئِرَةَ.
Ahmet hava alanına gitti sonra uçağa bindi.
3. Aşağıdaki soru kelimelerinden oluşmuş harf-i cerli cümleleri ikişer kere yazınız.
مَنْ قَرَأَ كِتاَباً فيِ الْمَكْتَبَةِ ؟ Kim kütüphanede bir kitap okudu?
ماَذاَ فَعَلَتْ فاَطِمَةُ فِي الْبَيْتِ ؟ Fatıma evde ne yaptı?
عَمِلَتِ الْواَجِبَ. Ödev yaptı.
لِماَذاَ ذَهَبْتَ إِلَى الْمَسْجِدِ ؟ Niçin mescide gittin?
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَسْجِدِ لِلصَّلاَةِ. Mescide namaz için gittim.
بِماَذاَ لَعِبَ الطُّلاَّبُ ؟ Öğrenciler neyle oynadı?
لَعِبَ الطُّلاَّبُ بِالْكُرَةِ. Öğrenciler topla oynadı.
عَلَى ماَذاَ (عَلاَمَ) جَلَسْتُمْ. Ne üzerine oturdunuz?
جَلَسْناَ عَلَى الْكَراَسِيِّ. Sandalyeler üzerine oturduk. (Sandalyelere oturduk)
عَنْ ماَذاَ (عَمَّ) سَأَلْتُمْ ؟ Ne (hakkında) sordunuz?
سَأَلْناَ عَنِ الْمَرِيضِ. Hasta hakkında sorduk.
عَمَّنْ سَأَلْتُمْ ؟ Kim (hakkında) sordunuz?
أَيْنَ جَلَسْتُمْ ؟ Nerede oturdunuz?
جَلَسْناَ فِي الصَّفِّ. Sınıfta oturduk.
مِمَّنْ (مِنْ + مَنْ) أَخَذْتِ رِساَلَةً ؟ Kimden bir mektup aldın?
مِنْ أيْنَ حَضَرْتُنَّ ؟ Nereden geldiniz?
إِلَى أَيْنَ ذَهَبْتِ فيِ الْعُطْلَةِ ؟ Tatilde nereye gittin?
إِلَى أَيْنَ ذَهَبْتُنَّ ؟ Nereye gittiniz?
أَ ذَهَبْتُنَّ إِلَى السوُّقِ ؟ Çarşıya mı gittiniz? (Çarşıya gittiniz mi?)
نَعَمْ ، ذَهَبْناَ إِلَى السوُّقِ . Evet, çarşıya gittik.
كَيْفَ ذَهَبْتُنَّ ؟ Nasıl gittiniz?
ذَهَبْناَ بِالسَّياَّرَةِ. Arabayla gittik.
مَتَى رَجَعْتُماَ مِنَ السوُّقِ ؟ (İkiniz) çarşıdan ne zaman döndünüz?
رَجَعْناَ مَساَءً. Akşamleyin döndük.
هَلْ جَلَسَ أَحْمَدُ فيِ الْغُرْفَةِ ؟ Ahmet odada mı oturdu?
نَعَمْ ، جَلَسَ فيِ الْغُرْفَةِ . Evet odada oturdu.
لاَ ، ماَ جَلَسَ فيِ الْغُرْفَةِ . Hayır odada oturmadı.
مَنْ نَزَلَ مِنَ السياَّرَةِ ؟ Arabadan kim indi?
اَلْمُديِرُ نَزَلَ مِنَ السياَّرَةِ. Arabadan müdür indi.
لِماَذاَ ذَهَبَ أَحْمَدُ إِلَى الرِّياَضِ ؟ Ahmet neden Riyad'a gitti?
ذَهَبَ أَحْمَدُ إِلَى الرِّياَضِ لِلدِّراَسَةِ. Ahmet eğitim için Riyad’a gitti.
مِنْ أيْنَ حَضَرَ الْأَوْلاَدُ ؟ Çocuklar nereden geldi?
حَضَرَ الْأَوْلاَدُ مِنَ الْمدْرَسَةِ. Çocuklar okuldan geldi.
بِمَ كَتَبْتَ الدَّرْسَ ؟ كَتَبْتُ بِالْقَلَمِ. Dersi neyle yazdın? Kalemle yazdım.
عَلَى ماَذاَ (عَلاَمَ) جَلَسَ التَّلاَميِذُ ؟ Öğrenciler ne üzerine oturdular?
جَلَسَ التَّلاَميِذُ عَلَى الْكَراَسِيِّ. Öğrenciler sandalyeler üzerine oturdular.
لِمَنْ أَحْضَرْتَ[7] الْقَلَمَ ؟
Kalemi kimin için getirdin?
أَحْضَرْتُ الْقَلَمَ لِلْمُهَنْدِسِ. Kalemi mühendis için getirdim.
لِماَذاَ ذَهَبوُا إِلَى السُّوقِ ؟ Niçin çarşıya gittiler ?
لِماَذاَ رَجَعوُا مِنَ الْمَحَطَّةِ؟ Niçin istasyondan döndüler?
لِماَذاَ نَزَلوُا مِنَ الْحاَفِلَةِ ؟ Niçin otobüsten indiler?
لِماَذاَ نَظَروُا مِنَ الناَّفِذَةِ ؟ Niçin pencereden baktılar?
لِماَذاَ خَرَجوُا مِنَ الصَّفِّ ؟ Niçin sınıftan çıktılar ?
4. Aşağıdaki Arapça cümleleri tercüme ediniz.
لاَ, ماَ شَرِبْتُ الْماَءَ. أَ شَرِبْتَ الْماَءَ ؟
دَخَلَ الْوَلَدُ مِنَ الْباَبِ. مَنْ دَخَلَ مِنَ الْبَابِ ؟
أَكَلْناَ الْخُبْزَ صَباَحاً. مَتَى أَكَلْتُمُ الْخُبْزَ ؟
مَنْ خَرَجَتْ مِنَ الْمَدْرَسَةِ ؟ خَرَجْتُ مِنَ الْباَبِ.
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ مَساَءً. مَتَى ذَهَبْتَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ؟
كَتَبَ الْوَلَدُ الدَّرْسَ فِي الْمَدرَسَةِ. وَجَدْتُ قَلَماً فيِ الْبَيْتِ.
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَكْتَبَةِ لِلْقِراَئَةِ. لِماَذاَ ذَهَبْتَ إِلَى الْمَكْتَبَةِ ؟
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَصْنَعِ لِلْعَمَلِ. لِماَذاَ ذَهَبْتَ إِلَى الْمَصْنَعِ ؟
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَنْزِلِ لِلْإِفْطاَرِ. لِماَذاَ ذَهَبْتَ إِلَى الْمَنْزِلِ ؟
ذَهَبْتُ إِلَى الْبَيْتِ لِلْإِسْتِراَحَةِ. لِماَذاَ ذَهَبْتَ إِلَى الْبَيْتِ ؟
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَطاَرِ لِلسَّفَرِ. لِماَذاَ ذَهَبْتَ إِلَى الْمَطاَرِ ؟
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ لِلدِّراَسَةِ. لِماَذاَ ذَهَبْتَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ ؟
ذَهَبْتُ إِلَى السُّعُودِيَّةِ لِلْعُمْرَةِ. ذَهَبْتُ إِلَى السُّعُودِيَّةِ لِلْحَجِّ.
5. Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapça’ya çeviriniz.
1. Kitabı kütüphanede okuduk. 2. Kız ata bindi.
3. Sabahleyin bahçeye gittik. 4. Eve kim geldi?
5. Okula gittiniz mi? 6. Hayır okula gitmedim.
7. Evden ne zaman geldiniz? 8. Akşamleyin geldik.
9. At bahçeye girdi. 10. Kısrağa bindin mi?
11. Hayır kısrağa binmedim. 12. Okula pencereden kim girdi?
13. Kısrağa kim bindi? 14. Kısrağa ben bindim.
15. Kız kalemle ders yazdı. 16. Bahçeden kim çıktı?
17. Kadın çıktı. 18. Kapıyı kim açtı?
19. Kapıyı adam açtı. 20. Okula kim gitti?
21. Okula biz gittik. 22. Ne zaman geldiniz?
23. İkindide geldik. 24. Kalemle yazdık.
25. Kalemi sokakta kim buldu? 26. Çocuk okula gitti.
27. Kadınlar okuldan çıktı. 28. Adamlar bahçeden çıktı.
29. Fatma ata bindi. 30. Kız eve gitti.
31. Talebeler okulda ders yazdılar. 32. Sokakta atı buldu.
33. Okuldan ne zaman çıktınız? 34. At suyu sabah içti.
35. Suyu içtiniz mi? 36. Hayır, suyu içmedik.
37. Çarşıya çıkmadık.
6. Yukarıda verilen kelimeler yardımıyla aşağıdaki cümlelerin tercümelerini kapatarak önce Arapça’dan Türkçe’ye sonra Türkçe’den Arapça’ya çeviriniz.
ماَذاَ أَكَلْتَ فيِ الْفَطوُرِ ؟ أَكَلْتُ الْبَيْضَ .
Kahvaltıda ne yedin? Yumurta yedim.
ماَذاَ أَكَلْتِ فيِ الْغَداَءِ ؟ أَكَلْتُ السَّمَكَ .
Öğle yemeğinde ne yedin? Balık yedim.
ماَذاَ شَرِبْتِ فيِ الْعَشاَءِ ؟ شَرِبْتُ الْعَصيِرَ .
Akşam yemeğinde ne içtin? Meyve suyu içtim.
مَتَى أَكَلْتِ الْفاَكِهَةَ ؟ أَكَلْتُ الْفاَكِهَةَ فيِ اللَّيْلِ .
Meyveyi ne zaman yedin? Meyveyi gece yedim.
لِماَذاَ خَرَجْتُمْ مِنَ الصَّفِّ ؟ Niçin sınıftan çıktınız?
لِماَذاَ نَزَلوُا مِنَ الْحاَفِلَةِ ؟ Niçin otobüsten indiler?
لِماَذاَ نَظَرُوا مِنَ الناَّفِذَةِ ؟ Niçin pencereden baktılar
-
Cevap: faydalı arapça notları
OLUMSUZ MAZİ FİİL
Öğrendiğimiz mâzî fiilin başına ماَ olumsuz takısı (harfu nefy) eklenirse mâzî fiilini olumsuzlaştırır. Örnek:
كَتَبْتُ yazdım مَا كَتَبْتُ yazmadım
عَلِمُوا bildiler مَا عَلِمُوا bilmediler
شَرِبْتُمْ içtiniz ماَ شَرِبْتُمْ içmediniz
مَا نَصَرْتَ yardım etmedin مَا نَصَرْتُمْ yardım etmediniz
مَا نَصَرْتُمَا ikiniz yardım etmediniz
ماَ فَتَحْتُمُ الْبَابَ. Kapıyı açmadınız.
ماَ ضَرَبْتَ الْحِصَانَ. Ata vurmadın.
ضَرَبْتَ الْحِصَانَ. Ata vurdun.
وَجَدْنَا الْقَلَمَ. Kalemi bulduk.
مَا وَجَدْنَا الْقَلَمَ. Kalemi bulmadık.
خاَلِدٌ ماَ كَتَبَ الرِّساَلَةَ. Halit mektubu yazmadı.
عاَدِلٌ ماَ قَرَأَ الصَّحيِفَةَ. Adil gazeteyi okumadı.
إِبْراَهيِمُ ماَ أَخَذَ الْقَلَمَ. İbrahim kalemi almadı.
خَديِجَةُ ماَ فَتَحَتِ الْكِتاَبَ. Hatice kitabı açmadı.
ماَ وَجَدْنَ الْحَقيِبَةَ. Çantayı bulmadılar.
ماَ فَهِمْتُمُ الْقُرْآنَ. Kur’ân’ı anlamadınız.
هَلْ عَمِلْتِ الْواَجِبَ أَمْسِ[9]؟
Dün ödevi yaptın mı?
لاَ ، ماَ عَمِلْتُ الْواَجِبَ أَمْسِ. Hayır, dün ödevi yapmadım.
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki kelimeleri üçer kere yazınız.
اَلطاَّلِبُ erkek öğrenci (büyük) اَلطاَّلِبَةُ kız öğrenci (büyük)
اَلطُّلاَّبُ erkek öğrenciler اَلطاَّلِباَتُ kız öğrenciler
اَلتَّلاَميِذُ erkek öğrenciler (küçük) اَلتِّلْميِذاَتُ kız öğrenciler (küçük)
اَلْمَكْتَبَةُ kütüphane اَلْجَرَسُ zil اَلْأَوْلاَدُ çocuklar
اَلْقَهْوَةُ kahve اَلطَّعاَمُ yemek عَرَفَ bildi, tanıdı
اَلشاَّيُ çay اَلْمَطْبَخُ mutfak خَالِدُونَ Hâlit’ler
اَلصَّفُّ sınıf اَلنِّسَاءُ kadınlar اَلناَّفِذَةُ pencere
اَلْفِنْجاَنُ fincan اَلْبَنَاتُ kızlar ثُمَّ[10]
sonra
اَلرِّجَالُ adamlar فَاطِمَاتٌ Fatıma’lar مُبَكِّراً[11]
erken
اَلْمُديِرُ müdür وَصَلَ vardı, geldi ulaştı فَعَلَ yaptı
بَلَى evet, bilakis (Olumsuz sorunun cevabı olumlu olduğunda kullanılır).
2. Aşağıdaki cümleleri ikişer kere defterinize yazınız.
اَلتِّلْميِذاَتُ سَمِعْنَ الْجَرَسَ وَ دَخَلْنَ الصَّفَّ (Kız) Öğrenciler zili duydular ve sınıfa girdiler.
اَلنِّسَاءُ أَكَلْنَ الطَّعاَمَ ثُمَّ ماَ شَرِبْنَ الشاَّيَ Kadınlar yemek yediler sonra çay içmediler.
اَلرِّجاَلُ أَكَلُوا الطَّعاَمَ ثُمَّ شَرِبوُا الْقَهْوَةَ Erkekler yemek yediler sonra kahve içtiler.
هَلْ دَخَلوُا الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأُوا كِتاَباً ؟ Kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular mı ?,
ماَ سَمِعْنَ الْجَرَسَ وَ ماَ دَخَلْنَ الصَّفَّ Zili duymadılar ve sınıfa girmediler (müe).
لِماَذاَ ماَ دَخَلْنَ الصَّفَّ ؟ Niçin sınıfa girmediler?
أَ ماَ سَمِعْتُمُ الْجَرَسَ ؟ Zili duymadınız mı? (müz.)
بَلَى ، سَمِعْناَ الْجَرَسَ Evet (bilakis), duyduk.
هَلْ ماَ دَخَلْنَ الصَّفَّ ؟ Sınıfa girmediler mi ?
بَلىَ ، دَخَلْنَ الصَّفَّ Evet (bilakis) girdiler.
مَنْ دَخَلَ الصَّفَّ ؟ دَخَلَ الْمُديِرُ . Sınıfa kim girdi? Müdür girdi.
ماَذاَ فَعَلَ الطاَّلِبُ ؟ Öğrenci ne yaptı?
عَرَفَ الْمُدِيرَ وَ وَقَفَ Müdürü tanıdı ve ayağa kalktı.
3. Aşağıdaki cümle kuruluşlarını tercüme ediniz.
اَلرِّجَالُ كَتَبُوا الدَّرْسَ. 2- اَلنِّسَاءُ كَتَبْنَ الدَّرْسَ. 1-
اَلطُّلاَّبُ ضَربُوا الْحِصَانَ. 4- اَلْبَنَاتُ ضَرَبْنَ الْحِصَانَ. 3-
خَالِدُونَ أكَلُوا الْخُبْزَ. 6- فَاطِمَاتٌ أَكَلْنَ الْخُبْزَ. 5-
وَجَدْتُمْ قَلَماً. 8- وَجَدْتُنَّ قَلَماً. 7-
لاَ ، ماَ شَرِبْناَ الْمَاءَ. 10- هَلْ شَرِبْتُنَّ الْمَاءَ ؟ 9-
نَعَمْ نَصَرْناَ التِّلْمِيذَ. 12- أَ نَصَرْتُنَّ التِّلْمِيذَ ؟ 11-
بَلَى ، أَكَلْناَ الْخُبْزَ. 14- هَلْ ماَ أَكَلْتُنَّ الْخُبْزَ ؟ 13-
عَلِمْنَا الدَّرْسَ. 16- كَتَبْنَا الدَّرْسَ. 15-
وَجَدْنَا الْقَلَمَ. 18- رَكِبْنَا الْفَرَسَ. 17-
فَتَحْتُمُ الْبَابَ. 20- فَتَحْتُنَّ الْبَابَ. 19-
دَخَلْتُمَا الْمَطْبَخَ. 22- كَسَرْتُمَا الْفِنْجاَنَ. 21-
أَكَلْتُمُ الطَّعاَمَ. 24- رَكِبْتُنَّ السَّيَّارَةَ. 23-
4. Aşağıdaki Türkçe cümleleri Arapça’ya çeviriniz.
1. Dersi bildik.
2. Kısrak suyu içti.
3. Kapıyı açmadım.
4. Çocuk ders yazdı.
5. Kız bir kalem buldu.
6. Kız kalemi buldu. 7. Kadınlar ekmeği yediler.
8. Adam kısrağa yardım etti.
9. Talebeler kapıyı açtılar.
10. Suyu içmedik.
11. Kızlar ekmek yemediler.
12. Talebe kapıyı açmadı
-
Cevap: faydalı arapça notları
FÂİL (Özne)
Fâil (özne), bir işi yapana denir. Harekesi ötre ya da ötre tenvin olur. Fiile kim ya da ne sorusunu sorduğumuzda aldığımız cevap fâildir. Fiil ile fâil arasında müzekkerlik (erkeklik), müenneslik (dişilik), tekillik çoğulluk bakımından uyum olması şarttır.
Fâil Fiil
Çocuk gitti (Kim gitti?) الْوَلَدُ. ذَهَبَ
Kız okudu (Kim okudu?) الْبِنْتُ. قَرَأَتِ
Öğrenci oturdu (Kim oturdu?) التِّلْمِيذُ. جَلَسَ
Bir adam çıktı (Kim çıktı ?) رَجُلٌ. خَرَجَ
Not: Yukarıdaki örneklerde olduğu gibi harf-i tarifli kelime cümle ortasında geldiği takdirde geçiş önceki kelimenin harekesiyle olur.
MEF’ÛLUN BİH (Tümleç)
Mef’ûlun bih; kendisine iş yapılanı bildiren isimdir. Harekesi üstün (َ-) ya da üstün tenvin olur ( اً). Fiile ne, kimi, neyi, neye sorusunu sorduğumuzda aldığımız cevap mef’ûldür. Fiil ile fâil arasında olması gereken müzekker-müennes uyumu şartı mef’ûlün bihle diğerleri arasında yoktur. Yâni mef’ûlün bih’in fiil ya da fâil ile müzekkerlik müenneslik, tekillik çoğulluk vs. açısından uyumlu olma şartı aranmaz.
Meful Fâil Fiil
Öğrenci dersi yazdı (Neyi yazdı?) الدَّرْسَ. التِّلْميِذُ كَتَبَ
Baba suyu içti (Neyi içti?) الْماَءَ. الْاَبُ شَرِبَ
Öğrenci bir kitap okudu (Ne okudu?) كِتاَباً. التِّلْمِيذُ قَرَأَ
Halit öğrenciye vurdu (Kime vurdu?) التِّلْمِيذَ. خاَلِدٌ ضَرَبَ
Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi fâilin açıkça yazılışı (öğrenci, baba, Halit gibi) gâib fiil kullanıldığında gerçekleşir. Muhâtab ve mütekellim fiillerde fiil ve fâil birarada olur. Yine de fiile aynı sorular (ne, neyi, kimi kime) sorulduğunda alınan cevap mef’ûldür ve harekesi üstündür:
Dersi yazdım (Neyi yazdım?) الدَّرْسَ. كَتَبْتُ
Suyu içtiniz (Neyi içtiniz?) الْماَءَ. شَرِبْتُنَّ
Halid’e sordun (Kime sordun?) خاَلِداً. سَأَلْتَ
Bir kitap okudunuz (Ne okudunuz)(belirtisiz nesne) كِتاَباً. قَرَأْتُمْ
Öğrenciye vurdun (Kime vurdun?) التِّلْمِيذَ. ضَرَبْتَ
-
Cevap: faydalı arapça notları
Vasıl Hemzesi
Belirtme takısı olan harf-i tarif yani اَلْ takısının hemzesi söz başlarında okunur. Örnek:
اَلْوَلَدُ ذَهَبَ. (el-veledü zehebe) Çocuk gitti.
Bu cümlede fâil başta geldiğinden اَلْ takısı olduğu gibi okunmuştur. Aynı اَلْ takısı söz arasında gelirse elifi, yazıldığı halde okunmaz. Geçişte yazıldığı halde okunmayan bu hemzeye hemze-i vasıl denir.
ذَهَبَ الْوَلَدُ. (zehebel veledu) Çocuk gitti.
Kelime başındaki vasıl hemzesinin elifinin üzerine (أ ء) işareti konmaz. Yani (أَ إِ أُ) şeklinde değil (اَ اِ اُ) şeklinde yazılır (اَلتِّلْمِيذُ - اَلْوَلَدُ) gibi.
Bu konuyla ilgili kaideleri şöyle özetleyebiliriz:
1) a- Vasıl hemzesiyle başlayan kelimeden önce, yaniاَلْ takısından önce (üstün, esre, ötre şeklinde) hareke varsa geçişte اَلْ takısının hemzesi (أَ) harekelenmez. Harekeden sonra gelen elif lâm’lı (harf-i tarifli) kelime, kamerî harflerden biriyle başlıyorsa doğrudan evvelki kelimenin harekesiyle lâm’a (لْ) cezim verilir. Örnek:
ذَهَبَ الْوَلَدُ. (zehebel veledu) Çocuk gitti.
ضَرَبْتُ الْوَلَدَ. (darabtü'lvelede) Çocuğu dövdüm.
أَخَذْتُ الْقَلَمَ. (ehaztü’l-kaleme) Kalemi aldım.
شَرِبْتَ الْمَاءَ. Suyu içtin.
دَخَلَ الْبَيْتَ. Eve girdi.
حَضَرَ الْعَمُّ. Amca geldi.
b- Harekeden sonra gelen elif lâm’lı (harf-i tarifli) kelime, şemsî harflerden biriyle başlıyorsa doğrudan önceki kelimenin harekesiyle şemsi harf şeddelenir. Harf-i tarif yazılı olduğu halde okunmaz. Örnek:
أَخَذْتُ الدَّفْتَرَ. (Ehaztü’d-deftera) Defteri aldım.
شَرِبْتَ الزَّمْزَمَ. (Şeribte’z-zemzeme) Zemzemi içtin.
دَخَلَ الدُّكاَّنَ. (Dehale’d-dükkâne) Dükkana girdi.
حَضَرَ الطَّعاَمُ. (Hadara’t-taâmü) Yemek geldi.
2) Vasıl hemzesiyle başlayan kelimelere kendilerinden önce sonu sâkin (cezimli) bir kelime birleştirilirken esre ile geçiş yapılır.
İlk harf-i kamerî olan bir kelimede geçiş:
كَتَبَتِ الْبِنْتُ الدَّرْسَ. (Ketebeti’l-bintu’d-derse) Kız dersi yazdı.
İlk harfi şemsî olan bir kelimede geçiş:
كَتَبَتِ الدَّرْسَ. (Ketebeti’d-derse) (Kız) dersi yazdı.
Ancak تُمْ zamirinde geçiş ötre ile yapılır ve bu kaideden hariçtir:
كَتَبْتُمُ الدَّرْسَ. (Ketebtümü’d-derse) Dersi yazdınız (müz.).
سَمِعْتُمُ الْخَبَرَ. (Semi’tümü’l-habera) Haberi işittiniz (müz.).
3) Harf-i tariften önce tenvinli (nekre) bir kelime yer alırsa geçiş, tenvinin nûnuna esre vermek suretiyle gerçekleşir:
كَتَبَ خاَلِدٌ الدَّرْسَ. (Ketebe Hâlidünidderse) Halit dersi yazdı.
قَرَأَ عاَدِلٌ الْكِتاَبَ. (Karae Âdilünilkitabe) Âdil kitabı okudu
-
Cevap: faydalı arapça notları
MÜTEADDÎ VE LÂZIM FİİLLER
(Geçişli ve geçişsiz fiiller)
Yukarıda gördüğümüz cümlelerde bazen fiilin üstün harekeyle harekelenen açık bir meful aldığını, bazen de açık mef’ûl almayıp harf-i cerle devam ettiğini görürüz. İşte açıkça mef’ûl alan fiillere müteaddî fiil, fâiliyle yetinip mef’ûl almayan ya da mef’ûlünü harf-i cerle alan fiillere de lâzım fiiller denir.
Müteaddi yani mef’ûl alan fiilde fâilin yaptığı iş başkasına geçer veya herhangi bir şeyle alakası bulunur. Türkçe karşılığı geçişli fiildir.
أَكَلَ فَرِيدٌ الْخُبْزَ. Ferit ekmeği yedi.
Bu cümlede “Ferit neyi yedi?” sorusunu mutlaka sorarız, yani fiil mef’ûl istemektedir.
ضَرَبَ خَالِدٌ الْوَلَدَ. Halit çocuğu dövdü.
Bu cümlede de “Halit kimi dövdü?” sorusunu sorarız. Halid'in yaptığı iş başkasıyla alakalı olup onlara geçmektedir.
Lâzım fiil ise; fâiliyle yetinip mef’ûl almayan fiildir. Fiilin yaptığı iş kendisinde kalıp başkasını etkilemez. Türkçe karşılığı geçişsiz fiildir.
جَلَسَ خَالِدٌ. Halit oturdu. دَخَلَ خَالِدٌ. Halit girdi.
Bu cümlelerde mefulü gerektiren neyi, neye ve kimi, kime gibi soru akla gelmemektedir. Yani mef’ûle gerek yoktur. Bu konuyu şu şekilde de ifade edebiliriz:
KAİDE: Arapça’da fiiller mef’ûllerine göre çeşitli kısımlara ayrılırlar:
a) Hiç mef’ûl almayan fiiller: Yukarıda işlediğimiz gibi fâiliyle yetinip mef’ûl almayan “Lâzım fiiller” bu grubtandır.
b) Mef’ûlünü harf-i cerle alan fiiler: Bazı fiiller beraberlerindeki (kendine ait) harf-i cerle birlikte tek bir mana ifade ederler. Artık yanındaki harf-i cer aslî manasında tercüme edilmez. Dikkat edilmesi gereken nokta; bu harf-i cerlerin fâilin başında değil, mef’ûlün başında geldiğini unutmamaktır. Söz konusu bu fiiller mef’ûllerini aşağıdaki harf-i cerlerden biri ile alabilirler:
بِ لِ عَلَى عَنْ فِي إِلَى مِنْ
Örnek: بَحَثَ عَنْ aradı, araştırdı
بَحَثَ عَلِيٌّ عَنِ الْحَقِيبَةِ فِي الصَّفِّ. Ali çantayı sınıfta araştırdı.
قاَلَ لِ (Birine) dedi, söyledi
قاَلَ اللَّهُ لِلرَّسُولِ: Allah peygamber’e dedi:
قاَلَ اللَّهُ فِي الْقُرْآنِ: Allah Kur’ân’da (şöyle) dedi (buyurdu)[2]:
c) Mef’ûlünü harf-i cersiz alan fiiller: Yukarıda örneklerini gördüğümüz müteaddî fiiller bu grubtandır. Harf-i cere ihtiyaç olmaksızın direk mefullerine bağlanırlar. İlerdeki konularda göreceğimiz gibi bazı fiiller yine harf-i cere ihtiyaç olmaksızın iki ya da üç mef’ûl alarak da tam bir cümle oluştururlar:
وَجَدَ الْإِنْساَنُ الْعِلْمَ ناَفِعاً. İnsan ilmi faydalı buldu.
Şu bilgiyi akılda tutmamız bundan sonraki konular için zorunludur:
Üstün harekeye fetha, böyle harekelenmiş kelimeye mansûb, bu duruma da nasb hali deriz. Ötre harekeye zamme, böyle harekeli kelimeye merfû veya mazmûm, bu duruma da ref hali deriz. Esre harekeye kesre, böyle harekeli kelimeye mecrûr veya meksur, bu duruma da cer hali deriz. Aynı şekilde tutarlı işarete de cezm, böyle harekeli kelimeye de meczûm deriz.
-
Cevap: faydalı arapça notları
İRAB : Amillerin değişmesiyle kelimenin sonunun değişmesine denir.
kelimelerin sonunun değişmesi ya HAREKE lerledir.(tam olarak)
bu irap şekli 2 yerde bulunur..(lafzi harekelerin tamamıyla olan irab)
lafzi harekelerin tamamıyla olan irab :
ref'a halinde zamme(ötre)
nasbe halinde fetha(üstün)
cerre halinde kesre(esre) alır.aşağıdaki örneklerde olduğu gibi.....
1- MÜFRET MUNSARİF isimde : caeni zeydun - reeytu zayden - merertu bi zeydin ... gibi.
2- CEMİ MÜKESSER MUNSARİF isimlerde : caeni ricalun (bana adamlar geldi)
reeytu ricalen (adamları gördim) - merertu bi ricalin (adamlara uğradım)
bazı harekelerle olan irabı göreceğiz.
1- CEMİ MÜENNES SALİM de bulunur.
Bunun ref’a hali zamme (ötre) iledir, nasbe ve cerre halleri ise kesre(esre)iledir.
ÖRN:caeni muslimatUN – reeytu muslimatİN – merertu bi muslimatİN gibi.
2- ĞAYRİ MUNSARİF .
ref'a hali zamme(ötre) ,nasba ve cerre halleri ise fetha(üstün) iledir.
ayrıca ğayri munsarif bir isim tenvin almaz.
örn: caeni ahmedu - reeytu ahmede - merertu bi ahmede gibi...
yani cerre ve tenvin almayan isimlere ğayri munsarif denir....
not : bunlar sadece "harekelerle olan irab" bilgileridir...İRAB
Kitabın üçüncü kısmı İRAB hakkındadır. İRAB , yani kelimenin sonunun değişmesi ;
1- ya harekelerle olur
2- ya harflerle olur
3- ya da hazif ile olur.( hazif atmak yok etmektir.)
Hareke 3 tanedir . a) zamme ( ötre ) b) fetha ( üstün) c) kesre (esre) dir.
Harf 4 tanedir. a) vav b) ya c) elif d) nun .
Hazif ise sadece fiillerde olur bu da 3 tanedir. a) harekenin hazfi b) kelimenin son harfinin hazfi ( ahirin hazfi) c) nun un hazfi.
Bunların hepsi 10 eder. ( 3 hareke, 4 harf , 3 hazif = 10 )
İrab alametleri yukarıda sayıldığı gibi 10 tane olsa da bu alametleri taşıyan kelimeler yani murebler 9 kısımdır. Çünkü İRAB ;
1- ya hazifsiz harekelerle olur
2- ya hazifsiz harflerle olur
bu ikisi sadece isimlerde olur.
3- ya hazifle beraber harekelerle olur
4- ya hazifle beraber harflerle olur
bu ikisi de fiile ( fiili muzariye ) mahsustur.
Birincisi yani hazifsiz harekelerle olan ;
A) irabı tam olur. Ref’ası zamme ile, nasbesi fetha ile , cerresi de kesre iledir. Bu şekilde olan irab
i ) müfret munsarifte bulunur .
örnek : ﻝﻭﺳﺭﻠﺍ ﺎﻧﺀﺎﺟ ( caae na rresuulu ) ( bize peygamber geldi) ( resul kelimesi fail durumundadır , merfu olması lazım , kelime müfret munsarif olduğu için ref’a durumda ötre almıştır)
ﻝﻭﺳﺭﻠﺍ ﺎﻧﻗﺩﺼ ( saddagna rresuule ) ( peygamberi doğruladık ) ( burada resul kelimesi meful durumundadır , mansub olması lazım , kelime yani resul kelimesi müfret munsarif olduğu için nasbe durumda fetha – üstün – almıştır)
ﻝﻭﺳﺭﻠﺎﺒ ﺎﻧﻣﺁ ( amenna bi rresuuli) ( peygambere iman ettik) ( burada resul kelimesinin başında “ ba “ harfi cerri olduğundan dolayı mecrur durumundadır , müfret munsarif olduğu için cerr hali kesre yani esre ile gelmiştir)
ii) cemi mükesser munsarifte bulunur.
Örnek : ﺏﺗﻜ ﺀﺎﻣﺳﻠﺍﻥﻣ ﻝﺯﻧ ( nezele min essemaai kutubun ) ( semadan kitaplar indi)
ﺏﺗﻜﻟﺍ ﺎﻧﻗﺩﺼ ( saddagna l kutube )
ﺏﺗﻜﻟﺎﺒ ﺎﻧﻣﺁ ( amenna bi l kutubi )
B) İrabı nakıs olur. Bu da 2 kısımdır.
1- ref’a sı zamme ile , nasbesi ve cerresi fetha ile olan: bu irab şekli ğayri munsarif kelimelerde bulunur.
Örnek : ﺩﻣﺣﺍ ﺎﻧﺀﺎﺟ ( caae na ahmedu )
ﺩﻣﺣﺍﺎﻧﻗﺩﺼ ( saddagna ahmede )
ﺩﻣﺣﺎﺒ ﺎﻧﻣﺁ ( amenna bi ahmede )
2- ref’a sı zamme ile , nasbesi ve cerresi kesre ile olan: bu irab cemi müennes salim olan kelimelerde olur.
Örnek : ﺖﺍﺯﺟﻌﻣ ﺎﻧﺀﺎﺟ ( caae na mu’cizatun )
ﺖﺍﺯﺟﻌﻣ ﺎﻧﻗﺩﺼ ( saddagna mu’cizatin )
ﺖﺍﺯﺟﻌﻣﺒ ﺎﻧﻣﺁ ( amenna bi mu’cizatin )
İkincisi yani hazifsiz harflerle olan irab ;
a) irabı tam olur. Ref’ası “vav” ile , nasbesi “elif” ile , cerresi ise “ya” iledir. Bu irab ; müfret olan mükebber olan ve nefsi mütekellim ya sından başka bir şeye izafe edilen şu 6 isimde olur : ﻩﻭﺒﺍ - ﻩﻭﺧﺍ - ﺎﻫﻭﻣﺤ - ﻩﻭﻧﻫ - ﻩﻭﻓ - ﻞﺎﻣ ﻭﺫ .
örnek : ﻡﺴﺎﻗﻟﺍﻭﺑﺍ ﺎﻧﺀﺎﺟ ( caae na ebuu l kasımı ) ( uu = ﻭ )
ﻡﺴﺎﻗﻟﺎﺑﺍ ﺎﻧﻗﺩﺼ ( saddagna ebaa l kasımı ) ( aa = ﺍ )
ﻡﺴﺎﻗﻟﺍﻰﺑﺎﺑ ﺎﻧﻣﺁ ( amenna bi ebii l kasımı )( ii = ﻯ )
b) irabı nakıs olur. Bu da iki kısımdır.
1- Ref’ası “vav” ile , nasbesi ve cerresi ise “ya” iledir. Bu irab; cemi müzekker salim , ﻭﻟﻮﺍ ( uluu ) , ﻥﻭﺭﺷﻋ ( işruune = 20 ) ve kardeşlerinde ( 20 – 30 – 40 ...... 90 ) de bulunur.
Örnek : ﻥﻭﻟﺴﺭﻣﻟﺍ ﺎﻧﺀﺎﺟ ( caae na murseluune )
ﻥﻴﻟﺴﺭﻣﻟﺍ ﺎﻧﻗﺩﺼ ( saddagna l murseliine )
ﻥﻭﻟﺴﺭﻣﻟﺎﺑ ﺎﻧﻣﺁ ( amenna bi l murseliine )
2- Ref’ası “elif” ile , nasbesi ve cerresi ise “ya” iledir. Bu irab; tesniye kelimelerde , ﻥﺎﻧﺛﺇ ( isnaani ) , ve zamire izafe edilmiş ﻼﻛ kelimesinde bulunur.
Örnek : ﺎﻤﻫﻼﻛﻥﺎﻧﺛﻻﺍﺎﻧﺀﺎﺟ ( caaena l isnaani kilaahuma )
ﺎﻤﻬﻳﻠﻛﻥﻳﻧﺛﻻﺍ ﺎﻧﻌﺑﺘﺍ ( itteba’na l isneyni kileyhima )
ﺎﻤﻬﻳﻠﻛﻥﻳﻧﺛﻻﺎﺑ ﺎﻧﻠﻣﻋ ( amilna bi l isneyni kileyhima )
Üçüncüsü , yani hazifle beraber harekelerle olan irab TAM dır. 2 kısımdır.
1- ref’ası zamme ile , nasbesi fetha ile , cezmi ise harekenin hazfiyledir. Bu irab, son harfi illetli olmayan yani sahih olan ve sonuna zamir bitişmeyen FİİLİ MUZARİ de olur.
Örnek : ﻡﺮﺣﻧ ﻡﻠﻮ ﻊﻓﺷﻧ ﻥﺃ ﺐﺣﻧ ( nuhibbu en nuşfea ve lem nuhram ) ( şefaat edilmemizi ve mahrum bırakılmamamızı severiz ) . burada -nuhibbu -kelimesi fiili muzaridir son harfi sahih dir illetli değildir aynı şekilde sonuna zamie de bitişmemiştir ve başında nasbedeb edatlardan ve cezm eden edatlardan herhangi biri olmadığından manevi amille ref’a durumundadır .ref’ası zamme ile olduğundan son harekesi ötre olmuştur.
Nuşfea – kelimesi ise yukarıdaki özellikleri taşımakla beraber başına nasbeden harflerden ( en ) geldiği için son harekesi fetha yani üstün olmuştur.
Nuhram - kelimesi ise yukarıdaki özellikleri taşımakla beraber başına cezm eden harflerden ( lem ) geldiğinden dolayı son harfin harekesi hazfedilmiş yani atılmış ve harf sakin olarak okunmuştur.
2-ref’ası zamme ile , nasbesi fetha ile , cezmi ise son harfin hazfiyledir. Bu irab, son harfi illetli olan yani sahih olmayan ve sonuna zamir bitişmeyen FİİLİ MUZARİ de olur.
Örnek : ﺭﺎﻧﻠﺍﻰﻓ ﺎﻧﻣﺭﻳﻢﻟﻮﺎﻧﻭﻓﻌﻴﻥﺃ ﻰﻟﺎﻌﺗ ﻪﻟﻟﺍ ﻭﻋﺪﻧ ( ned’uu llahe teala en ya’fuvena ve lem yermi na fi nnari ) ( Allah Teala ya bizi cehenneme atmasın ve bizi affetsin diye dua ederiz )
Yermi – kelimesi , yermii idi . yani sonunda “ya” harfi vardı ki bu illet harflerindendir. Başına cezmedenlerden “lem” geldi ve “ya” hazfedildi yani atıldı.
Dördüncüsü , yani hazifle beraber harflerle olan irab NAKIS olur.
Bu irab; sonuna cemi müennes nunundan başka zamir bitişen FİİLİ MUZARİ de olur.
Ref’ası “nun” iledir yani “nun” düşürülmez , nasbesi ve cezm hali ise “nun” un hazfiyle yani düşürülmesiyledir.
Örnek : ﺎﻧﻋﺎﺿﺭﻌﻴﻡﻟﻮﺎﻧﻠﺎﻌﻓﺷﻳﻥﺃ ﻮﺠﺭﻧﻓ ﺔﻣﻳﻗﻟﺍﻢﻮﻴ ﻥﺎﻌﻓﺷﻳ ﺀﺎﻣﻟﻌﻟﺍ ﺀﺎﻴﻟﻭﻻﺍ ( el evliyaau ve l ulemaau yeşfa’aani yevme l gıyameti fe nercuu en yeşfe’aa lenaa ve lem yu’rıdaa an naa ) ( veliler ve alimler kıyamet gününde şefaat ederler , biz de , bizim için şefaat etmelerini ve bizden yüz çevirmemelerini ümit ederiz )
Eğer irab yani kelimenin sonharfindeki değişiklik dille söylenirse böyle iraba “ LAFZİ İRAB” denilir. Yukarıda geçen örnekler de olduğu gibi.
Eğer lafızda söylenmeyip murebin sonunda takdir ediliyorsa “ TAKDİRİ İRAB” denilir. Örnek : ﻰﺼﺎﻌﻠﺍ ﺎﻧﺍ ( ene l aasii ) burada ﻰﺼﺎﻌﻠﺍ kelimesinin son harfi “ya” nın ötre olduğu takdir edilir dille söylenmez. Çünkü esre den sonra ötreyi okumak dile ağır gelir.
Eğer diile söylenmez ve sonunda da takdir edilmezse o zaman “MAHALLİ İRAB” denilir.
Örnek : ﻪﺘﻬﺠﻥﻣ ﻻﺍﺭﻳﺨﻠﺍ ﻰﺘﺄﻴﻻﻥﻣ ﻰﻟﻋﺎﻧﻟﻜﻮﺘ ( tevekkelna ala men la ye’ti l hayru illa min cihetihi ) ( hayırın ancak O nun tarafından gelen zata tevekkül ettik – güvendik) . burada ﻥﻣ ( men ) kelimesinin önünde ﻰﻟﻋ (ala ) harfi cerri vardır. “men” kelimesi mebni yani irabı kabul etmeyen kelimelerden olduğundan dolayı “mahallen mecrur” denilir.
Avamil kitabı bitti. Vel hamdu lillahi rabbi l alemin.
الحمد لله رب العالمين
İmam birgivi nin ve bu ilmi bize aktaran ve aktarılmasına vesile olanların hem kendilerinin hem de geçmişlerinin ruhları için EL FATİHA...
-
Cevap: faydalı arapça notları
KELİMENİN KISIMLARI
İSİM, FİİL, HARF
İsmin Hususiyetleri
Lam, Harfi Cer ve Tenvin’in dahil olması, İsmin Müsnedin ileyh ve
Muzaf olması
MUREBİN NEVİLERİ
(a)- Müfret Munsarıf, Cemi Mükesseri Munsarıf
• Haleti Raf’ı Zamme
• Nasbı Fetha
• Cerri Kesre iledir. زيد – رجال gibi.
(b)- Gayrı Munsarıf.
• Haleti Raf’ı Zamme
• Nasbı ve Cerri Fetha iledir.
(c)- Cem’i Müennes Salim
• Haleti Raf’ı Zamme
• Nasbı ve Cerri Kesre iledir.
(d)- Esma-i Sitte-i Mu’telle.
• Haleti Raf’ı ‘و’
• Nasbı ‘ا’
• Cerri ‘ي’iledir.
(e)- Cemi Müzekker
• Raf’ı و-
• Nasbı ve Cerri ‘ي’ iledir.
GAYRI MUNSARIF İLLETLERİ
Adil, Vasıf, Te’nis, Maarife, Ucme, Cemi, Terkip, Elif Nun Zaide, Vezni Fiil.
GAYRI MUNSARIFIN MUNSARIF OLMA SEBEBLERİ
• Şiir zarureti (İnzihaf, İnkisar, Kafiyeye riayet)
• Tenasüb (سلاسلا واغلالا) gibi.
FAİLİN MEF’UL ÜZERİNE TAKADDÜM ETTİĞİ YERLER
1. Fail ve Mefulde lafzen i’rab ve karine olmadığı zaman. ( نصرموسى عيسى) gibi.
2. Fail Fiile muttasıl zamir olursa. (نصرت زيدا – زيد نصر) gibi.
3. Failin mef’ulu الا dan sonra vaki olursa. ( ما ضرب زيد الا عمروا) gibi.
4. Failin Mef’ulu الا manasından sonra vaki olursa. ( انما ضرب زيد عمروا) gibi
MEF’ULUN FAİL ÜZERİNE TAKADDÜM ETİĞİ YERLER
1. Faile Meful zamiri bitiştiği zaman. ( ضرب زيدا غلامه ) gibi.
2. Fail الا dan sonra vaki olursa.( ما ضرب عمروا الا زيد) gibi.
3. Fail الا manasından sonra vaki olursa. (انما ضرب عمروا زيد ) gibi.
4. Fail gayrı muttasıl olup, meful fiile muttasıl zamir olursa. (ضربك زيد ) gibi.
TENAZU NE DEMEKTİR, KAÇ YERDEDİR?
İki fiilin kendilerinden sonra gelen ismi zahirde amel etme hususunda çekişmeleridir. Üç yerde olur.
1. Failde ( ضرني واكرمنى زيد ) gibi.
2. Mefulde (ضربتواكرمت زيدا ) gibi.
3. Hem Failde hem de Mefulde olur. ( اكرمنى وضربت زيدا ) gibi.
MÜBTEDANIN HABER ÜZERİNE TAKADDÜM ETTİĞİ YERLER
1. Mübteda sadrı kelam vaki olan şeye şamil olursa. ( من ابوك ) gibi
2. Mübteda ve Haber Maarife olurlarsa.( زيد المنطلق ) gibi.
3. Mübteda ve Haber Umumîlikte ve Hususîlikte müsavi olurlarsa.
(افضل منك افضل منِّي ) gibi.
4. Haber Mübteda için fiil olursa. ( زيد قام ) gibi.
HABERİN MÜBTEDA ÜZERİNE TAKADDÜM ETTİĞİ YERLER
1. Müfret Haber sadrı kelam vaki olan şeye şamil olursa.( اين زيد ) gibi.
2. Haber Mübteda’nın Mübteda lığını sahihleyici olursa. ( فى الدار رجل ) gibi.
3. Mübteda’da Haberin Müteallıkı için zamir olursa.
( على التمرة مثلها زبدا ) gibi.
4. Eğer Haberّ أن den haber olursa. ( عندىانك قاءم ) gibi.
HABERE ف NIN DUHULUNÜN CAİZ OLDUĞU YERLER
Kendisinde şart manası bulunan Mübtedalar. Bunlar kendisine fiil cümlesi veya zarf cümlesiyle sıla getirilmiş isimlerdir veyahut ta fiil ve zarf cümleleriyle sıfatlanmış nekrelerdir.
1. Mübteda fille sılalanmış isim olursa.( الذى يأتينى فله درهم ) gibi.
2. Mübteda zarf ile sılalanmış isim olursa. (الذى فى الدار فله درهم ) gibi.
3. Mübteda fiil ile vasıflanmış nekre olursa. ( كل رجل يأتينى فله درهم ) gibi.
4. Mübteda zarf ile vasıflanmış nekre olursa. (كل رجل يأتينى فله درهم ) gibi.
Not: ليت ولعل bil ittifak ف nin duhulüne mani olurlar.
MÜBTEDANIN HAZFİ
1. Cevazen olur. (الهلال والله اى هذا الهلال والله ) gibi.
2. Vucuben olur. Bu durum sıfat raf kılınarak mevsufundan kesildiği zamandır. (الحمدلله اهلُ الحمد اى هو-) gibi.
HABERİN HAZFİ
Cevazen olur. Bu durum mahzuf olan haberin makamına başka bir kelime kaim olmadığı zamandır. (خرجت فاذا السبع\ اى واقف ) gibi.
Vucuben olur. Bu durum mahzuf olan haberin makamına başka bir kelime kaim olduğu zamandır. Bu da dört yerdedir.
• لولا dan sonra gelen Mübteda nın haberi, Ef’âlı Âmden olursa vucuben hazf edilir, çünkü لولا nın cevabı haber makamına kaimdir. ( لولا زيد لكان كذا ) gibi. Mahzuf haber موجود lafzıdır.
• Kendisinden sonra hal gelen ve faile veya mefule veya her ikisine birden nispet edilen, sureten mastar olan veya mastar tevilinde olan her Mübteda dır.
( ضربى زيدا قاءما\ اى حاصل قاءما ) gibi.
• Haberi mukarenet manası taşıyan ve üzerine مع manasındaki و’ile bir şey atfedilen her Mübteda dır.
( كل رجل وضيعته\ اى مقرون مع ضيعته ) gibi.
• Haberi kasem kendisi Muksemun bih olan her Mübteda dır.
(لعمرك لافعلن كذا\ اىلعمرك قسمى ) gibi.
MEF’ULU MUTLAK
1. Tekit için olur. ( جلست جلوسا )gibi.
2. Nev’i için olur. (جلست جِلسة ) gibi.
3. Adet için olur. (جلست جَلسة ) gibi.
MEF’ULU MUTLAK’IN FİİLİNİN HAZFİ
1. Karine kaim olduğu zaman Cevazen hazfedilir.
(خير مقدم \ اى قدمت قدوما خير مقدم ) gibi.
2. Vucuben olarak hazfedilir. Bu semaen ve kıyasen olmak üzere ikiye ayrılır
• Semaen (سقيا اى سقاك الله سقيا = رعيا اى رعاك الله رعيا = خيبة اى خاب الرجل خيبة = جدعا اى جُدِع جدعا = حمدا اى حمدت حمدا = شكرا اى شكرت شكرا = عجبا اى عجبت عجبا
• Kıyasen olur. Bu altı yerdedir. (Nurlu Minhalar)
1. Mef’ulu Mutlağın kendisinden haber olmayan isim üzerine dâhil olan nefi den veya nefi manasından sonra müsbet veya mükerrer olarak vaki olduğu yerde. ( ما انت الا سيرا اى تسيرسيرا nefiyden sonra gelene misaldir.// اىتسير سيرا- انما انت سيرا nefiy manasından sonra gelene misaldir.// زيد سيرا سيرا اى يسير سيرا سيرا tekrar edilene misaldir.
2. Evvel geçen cümlenin manasının gayesini açıklamak için vaki olan mef’ulu mutlak .( فشدوا الوثاق فِاما َمنا بعدُ وامافداءً gibi ibarenin aslı ِاما تمنون منا بعدَ الشدِّ واما يفدون فِداءً şeklindedir.
3. Azalarla yapılan bir iş olduğu halde kendisine bir şey benzetilsin diye mef’ulu mutlağın manasında olan bir isme ve o ismin sahibine şamil olan bir cümleden sonra vaki olan mefulü mutlak. (مررت بزيد فاذا له صوتٌ صوتَ حمارٍ ibarenin takdiri يصوت صوتَ حمارٍ şeklindedir.
4. Başkasına ihtimali olmayan bir cümlenin manası olarak vaki olan mefulü mutlak. له عليَّ الف درهمٍ اعترافاً takdiri اعتَرفتُ اعترافا şeklindedir.
5. Başkasına ihtimali olan bir cümlenin manası olarak vaki olan mefulü mutlak. زيد قاءم حقا takdiri حقَّّ حقا şeklindedir.
6. Tesniye olarak vaki olan mefulü mutlak. لبَّيك – سعديك gibi. Takdirleri. ُاِلبُّ لك البابين ve اُسْعِدُك اِسْعادا بعدَ اسعادٍ şeklindedir.
MEFULÜ BİH’İN FİİLİNİN HAZFİ
Bazen Cevazen hazfedilir. Bu durum karine mevcut olduğu zamandır.
(من اضربُ sualine زيدا diye cevap vermek gibi. Takdiri اِضربْ زيدا şeklindedir.
Bazende Vucuben hazfedilir. Bu durum dört yerdedir.
1- Semaen: اِمْرأ ونفسه gibi takdiri اُترُكِ امْرأ ونفسه şeklindedir.
2- Münadadır: يا زيدُ اى ادعو زيدا gibi.
3- Tefsir şartı üzerine amili hazfedilen M.bih: زيدا ضربته gibi. Takdiri ضربت زيدا ضربته şeklindedir.
4- Tahzirdir: Tahzir sakındırmak kaçındırmak demektir. اياك والاسد اى بعِّدْ نفسك من الاسد – الطريق الطريق اى اتَّقِ gibi.
MÜNADANIN İ’RABI
1. Müfret maarife olan münada raf olduğu şey üzere mebnidir. يا زيدُ - يازيدان – يا زيدون gibi.
2. Kendisine Lam-ı İstiğase bitişen münada mecrurdur. يا لزيدٍ gibi. Yardım talep etmek manasındadır.
3. Kendisine Elif-i İstiğase bitişen münada fetha üzere mebnidir. يا زيداه gibi ‘he’ harfi vakıf için eklenmiştir.
4. Bunların dışında ise mensuptur. (mebni değil)! يا عبدَالله – يا رجلاً – يا طالعا جبلا gibi.
ترخيم المنادى MÜNADA’DA TERHİM
• Münada’da terhim caiz olup gayrisinde ise zaruret halinde caiz olur. Terhim tahfif için yapılır. Üç şartı vardır.
1. Muzaf, Müsteğase, Cümle olmayacak.
2. Üç harf üzerine zaid olan Alem olacak.
3. Ta-i Te’nis li olacak. Misaller. يا حارِ اى حارثُ – يا ثمو اى ثمودُ gibi.
MEFULÜ FİH KAÇ ÇEŞİTTİR?
Mefulü Fih dört çeşittir. (Nasb olmasının şartı في nin takdiridir.)
1. Zarfı zamanı müphem صمت دهرا gibi.
2. Zarfı zamanı mahdut افطرت اليومَ gibi.
3. Zarfı mekanı müphem جلست خلفك gibi.
(فوق- تحت- يمين- شمال- خلف- اَمام- وراء- يسار- لدى- دون )
4. Zarfı mekanı mahdut. Bu في nin takdirini kabul etmez.
جلست فى المسجد gibi.
MEFULÜ LEH DEN LAM’IN HAZFİ
(Nasb olabilmesinin şartı Lam’ın hazfidir.)
1. Mefulü leh illetli fiil’in faili için iş olacak. Yani mefulü leh ile illetli fiilin faili aynı olacak.
2. Mefulü leh illetli fiile vücutta yakın olacak. ضربتُ زيدا تأديبا – قعدت عن الحرب خُبْنًا gibi.
MEFULÜ MEA’YA MİSAL
استوى الماء والخشبةَ- ما لك وزيدا gibi.
HAL’İN AMİLİ
1. Fiil ضربت زيدا قاءماً
2. Şibhi fiil زيد فى الدار قاءماً
3. mana fiildir.هذا زيد قائماً gibi.
TEMYİZİN KISIMLARI
1. Ya lafızda mezkur olan zattan ibhamiyeti kaldırır. Bu Müfret miktar, Adet, Vezin veya Keyl dir.
• Müfret miktara misal: عشرون درهما
• Vezn’e misal: رطلٌ زيتاً
• Keyl’e misal: قفزان برا gibi
2. Yada lafızda mukadder zattan ibhamiyeti kaldırır. Bu ya cümle veya şibhi cümle veya izafet olur.
• Cümleden ibhamiyetin kaldırıldığına misal: طاب زيد نفسا
• Şibhi cümleye misal: زيد طيِّبٌ اباً
• İzafete misal: عجبنى طيبه علما gibi.
MÜSTESNANIN İ’RABI
• Müstesnanın mensub olduğu yerler.
1. Tam Muceb kelamda sıfatın gayrı olan الا dan sonra vaki olursa.
جاءنى القوم الا زيداً
2. Müstesna, müstesna minh üzerine takaddüm ettiği zaman.
جاءنى الا زيداً القوم
3. Müstesna İstisna-i munkatı olduğu zaman. ما فى الدار احد الا حمارا
4. Müstesna خلا- عدا- ما عدا- ما خلا- ليس- لا يكون den sonra vaki olursa. Bu dört maddede nasb vaciptir.
NASBIN CAİZ OLUP BEDELİN TERCİH EDİLDİĞİ YER.
• Gayrı muceb kelamda, müstesna minh mezkur olduğu halde الا dan sonra vaki olan müstesnada nasb caiz ancak müstesna minh’den bedel muhtardır. ما فعلوه الا قليلٌ او قليلاًً gibi.
MÜSTESNANIN AMİLİN HASEBİ ÜZERE İ’RABLANMASI.
Gayrı muceb kelamda müstesna minh gayrı mezkur olduğu zaman.
الا زيدٌ ما ضربنى
TENBİH: Her ne zaman ki müstesna minh’in lafzından bedel caiz olmasa mahallinden bedel yapılır. ما جائنى من احدٍ الا زيدٌ gibi.
SIFAT KAÇ ÇEŞİTTİR? MEVSUFA TABİ OLDUĞU HUSUSLAR
• Sıfat ya Mevsufun haliyle hallenir ki bu on yerdedir. Raf, Nasb, Cer, Maarife, Nekre, Müfret, Tensiye, Cemi, Müzekker, Müenneslikte.
• Yada Mevsufun Müteallıkı nın haliyle hallenir ki bu da beş yerdedir. Raf, Nasb, Cer, Maarife, Nekrelikte.
SIFATIN FAİDELERİ
• Nekrede Hususilik
• Marifede İzah
• Mücerret Sena veya Zem için kullanılır.
• Tekit için kullanılır.
TEKİD’İN KISIMLARI İki kısımdır.
1. Tekidi Lâfzî / Lafzın tekrarıyla olur. جائنى زيد زيد gibi.
2. Tekidi Manevî / Sayılı ve belli lafızlarla olur. نفسه- عينه- اجمع- اكتع- ابصع- كله- كلاهما gibi. Misal: فسجد الملائكة كلهم اجمعون gibi.
BEDEL
Bedel dört çeşittir.
1. Bedeli Kül Minel Kül / جائني زيد اخوك gibi.
2. Bedeli Baaz Minel Kül / ضربت زيدا رأسه gibi.
3. Bedeli İştimal / سُلِبَ زيد ثوبه gibi.
4. Bedeli Galat / رأيت زيدا حمارا gibi.
المبنى MEBNİ BAHSİ
(Lakapları: Zamme – Fetha – Kesre’dir.)
MEBNİ ASILLAR
1- Harf 2- Fiili Mazi 3- Emir bi gayrı Lam 4- Cümle
MEBNİ ARIZI LÂZIMLAR
Muzmerat: ضربتُ الى ضربنَ // انا الى هنَّ // ضربنى الى ضربهنَّ // اياىَ الى اياهنَّ // لى الى لهُنَّ //
Esma-i İşaret: ذاك - ذاكما - تاك – تاكما- اولاءك
Mevsulât: الذى – اللذان - التى - اللتان – ما – من – اىُّ
Esma-i Ef’al: Bazıları Emir manasındadır. رُويْدَ زيدا اى امهله gibi.
Bazıları Mazi manasındadır. هيهات زيد اى بعد gibi.
Esvat: كل لفظ حكي به صوتٌ او صُوِّتَ به للبهاءم فالاول كغاقٍ والثانى كنَخِّ
Mürekkebat: كل اسم من كلمتين ليس بينهما نسبت كخمسةَ عشرَ و بعلبكَّ
Bazı Zuruf: 1- İzafetten kesilen zarflar. قبلُ وبعدُ gibi. 2- Mekan için olan حيث ve hem zaman hem mekan için olan اذا gibi. 3- Mazi için olan اذ gibi.
4متى - - مذ- منذ- اين - أنىَ gibi .
ZAMİRLER KAÇ ÇEŞİTTİR?
Beş çeşittir.
1. Zamiri Merfu Muttasıl. ضربتُ الى ضربن
2. Zamiri Merfu Munfasıl. انا الى هنّ
3. Zamiri Mensubu Muttasıl. ضربنى الى ضربهن
4. Zamiri Mensubu Munfasıl. اياى الى اياهن
5. Zamiri Mecruru Muttasıl. لى الى لهن
ZAMİRİ FASIL NEDİR?
Zamiri fasıl, haberin sıfatla karıştırılmaması için, Mübteda ile Haber arasına giren Merfu Munfasıl Sığadır. Yani هو .
Zamiri faslın şartları: 1- Haberin Maarife olması.زيد هو العالم 2- من ile kullanılan ismi tafdil olması.زيد هو افضل من عمروٍ gibi.
ZAMİRİ ŞAN VE ZAMİRİ KISSA NEDİR?
Cümleden önce gelen ve kendisinden sonraki cümle ile tefsir olunan gaip zamirdir. Müzekker ise ‘Şan’ denilir.قل هو الله احد gibi. Müennes ise ‘Kıssa’ denilir. فانها لاََتَعْمَى الابصارُ gibi.
MARİFELER
1. Muzmerat 2- Alem 3- Mübhemat 4- Muarraf Bil-Lam
5- Bunlardan birine muzaf olan 6- Muarraf bin-Nida.
ESMA-İ ADEDİN MÜMEYYİZLERİ
• 3 ten 10’a kadar Mecmuu Mecrur. جائنى ثلاثة ُ رجالٍ
• 11 den 99’a kadar Müfredi Mensub.جائنى خمسةَََََََََ عشرَ رجلاً
• الف ve tesniyesi olan ( الفان ) ve cemisi olan (الوفٌ – اَلآفٌ ), مأةٌ ve tesniyesinin temyizi Müfret ve Mecrurdur. جائنى الفان رجلٍ gibi.
İSMİ FAİLİN AMEL ETME ŞARTLARI
• Hal ve İstikbal manasında olacak.
• Sahibine veya hemzeye veya ‘Ma’ya itimat edecek.
• زيد ضارب ابوه – جاء الضارب ابوه – جاء رجل ضارب ابوه gibi
الفعل FİİL BAHSİ
الفعل ما دل على معنى فى نفسه مقترن باحد الازمنة الثلاثة
FİİLE HAS OLAN ŞEYLER
قد س- سوف- nin ve cezmedicilerin, sakin olduğu halde ta-i tenis’in katılması, فعلتَِ ُ nin ta’sı yani harekeli bariz zamiri merfu muttasılların katılması fiilin özelliklerindendir.
MUZARİYİ NASB EDENLER
ان – لن- كى- اذن den sonra fiili muzari nasb olur.
أنْ ’ “En” İN GİZLENDİĞİ YERLER:
• حتى dan sonra. سرت حتى ادخلها gibi. Fakat önüne حتى kelimesi gelen fiili muzari ile tahkiki olarak veya hikaye yoluyla hal zamanı murat edilecek olursa o takdirde حتى ibtita için olur ki muzari Raf okunur, حتى nın makablinin mabadına sebeb olması vacip olur. مرض فلان حتى لايرجونه gibi.
• لام كى den sonra. اسلمتُ لادخلَ الجنة gibi.
• لام جحود dan sonra. Bu Lam menfi olan كان nin haberine nefyi tekit için gelen Lamdır. وما كان الله ليعذبَهم gibi.
• ف den sonra. Bunun iki şartı vardır. 1- ف nın makablinin mabadına sebeb olmasıdır. 2- ف den önce Emir, Nehiy, İstifham, Nefi, Temenni veya Arz’dan biri bulunmalıdır. زرنى فاكرمَك gibi.
• و dan sonra. Bununda iki şartı vardır. 1- و dan öncekinin و dan sorası ile zaman itibarıyla beraber olmasıdır. 2- ف için söylenen ikinci şarttır. زرنى واكرمَك gibi.
• او den sonra. Bu الى ان veya الا ان manasında olmak şartıyla muzariyi nasb eder.لألْزِمَنَّكَ او تعطينى حقى اى الى ان
MUZARİYİ CEZMEDENLER
Fiili Muzari لم – لما – لام الامر – لا فى النهى ve Mücazât Kelimeleri denilen ان – مهما – اذما – حيثما – اين – متى – ما – من – اىٌ – أنَّى kelimeleri ile meczum olur. لم يلدْ و لم يولدْ gibi.
Mucâzât kelimeleri iki fiile dahil olurlar. Bu fiiller Şart ve Ceza diye isimlendirilirler. Her zaman şart cezadan önce gelir. ان تزرْنى ازرْك gibi.
إنْ ‘İN MUKADDER OLUP MUZARİYİ CEZM ETTİĞİ YERLER
Emir’den sonra زرنى اكرمْك takdiri: ان تزرْنى اكرمْك
Nehiy’den sonraلاتفعلِ الشرّ يكن خيرا لك takdiri: ان لم تفعلْه يكن خيرا لك
İstifham’dan sonra هل عندكم ماءٌ اشربْه takdiri:ان يكن عندكم ماءٌ اشربْه
Temenni’den sonraليت لى مالا اُنفِقْه takdiri:ان يكن لى مالٌ أُنفقْه
Arz’dan sonraالا تنزلُ تصبْ خيرا takdiri:ان تنزلْ تصبْ خيرا
Buralarda ان in mukadder olması zikredilen şeylerden sonra gelen muzariye makablinin sebeb olması kast edildiği zamandır.
MÜTEADDİ FİİL KAÇ ÇEŞİTTİR?
Üç çeşittir
• Bir mefule müteaddi olanlar ضرب
• İki mefule müteaddi olanlarاعطى - علم
• Üç mefule müteaddi olanlar - ارى – انبأ – نبأ – خبّر – اخبر – حدّث - اعلم
افعال القلوب EF’ÂLİ KULUB
ظننت – حسبت - خلت – زعمت – علمت – رايت – وخدت
Bu fiillerin Efali Kulub diye isimlendirilmelerinin sebebi, sâdır olmalarında zahiri olan azalara ihtiyaç duyulmayıp akıl kuvveti ile sâdır olmalarıdır.
• Bunlar Cümle-i İsmiyye üzerine dahil olurlar.
• Verilen haberin zan mı yoksa kesin mi olduğunu beyan için gelirler.
• İsim Cümlesinin her iki cüzünü meful almakla nasb ederler.
• Mefullerinden biri zikredilince diğerinin de zikri vacib olur.
• Mefullerini tevassut ederlerse veya muahhar olurlarsa İlğa caiz olur.
زيدٌ ظننت عالمٌ - زيدٌ عالمٌ ظننت gibi.
• İstifhamdan, Nefiden, ve ibtida lam’ından sonra vaki olurlarsa Tâlik edilirler.علمت أزيدٌ عندك ام عمروٌ gibi.
TENBİH: الالغاء İlğa; Hem lafzen hem de manen amelin iptali demektir.
التعليق Tâlik; Sadece lafzen amelin iptalidir.
افعال الناقصة EF’ÂLİ NÂKISA
Nakıs Fiiller, failin bir sıfatı taşıdığını sabitleştirmek için vaz edilmişlerdir.
Bunlar : كان – صار- أصبح – أمسى – أضحى – بات – آض – عاد – غدا – راح – مازال – مانْفك – مافتئ – مابرح – مادام – ليس fiilleridir.
• Nakıs fiiller, Mübteda Haber üzerine dahil olurlar.
• Kendi manalarının hükmünü habere taşırlar.
• Raf ettiklerini isim, nasb ettiklerini haber alırlar.
• Haberlerinin isimleri üzerine takdimleri caizdir.
كان اللهُ عليما حكيما - كان زيدٌ قائما
افعال المقاربة EF’ÂLİ MUKÂREBE
عسى – كاد – كرِب – جعل – أخذ – طفِق - اوشك
Hakikatte bunlarda Nakıs fiillerdendir. Bunları كان ve kardeşlerinden ayıran en mühim husus, bu nakıs fiillerin haberlerini meydana getiren kısım daima Muzari bir fiil cümlesi olmasıdır. Halbuki gerek إن ve kardeşlerinin gerekse كان ve kardeşlerinin haberleri Muzari bir fiil cümlesi olabileceği gibi müfret, Şibhi cümle, isim cümlesi veya maziyle başlayan fiil cümlesi olabilir.
Bunlar cümledeki manaları itibariyle üç sınıftırlar.
1. Ef’âli Mukârebe: Yaklaşma manasında olan nakıs fiiller كاد\يكاو – اوشك\يوشِك – كرب gibi.
2. Ef’âli Recâ: Umut –Ümit manasında olan nakıs fiiller عسى – حرى – اخلولق
3. Ef’âli Şurû’ Başlama manasında olan nakıs fiiller اخذ – بدأ – شرع – جعل – أنشأ – طفِق – علِق – هبَّ gibi.
فعلا التعجب TAACCÜB FİİLLERİ
• Taaccübün inşası için vaz edilmişlerdir.
• İki sigası vardır. 1- ماافعله 2- افعل به
• Gayrı mutasarrıftırlar.
• Ancak ismi tafdilin bina edildiği fiillerden bina edilirler, çünkü tekit ve mübalağa hususunda ismi tafdil gibidirler.
افعال المدح والذمِّ MEDİH VE ZEM FİLLERİ
Bunların meşhurlarıبِءْسَ ve نِعْمَ kelimeleridir. Ayrıca ساء – حبَّذا - kelimeleri de bu kısımdandır
Medih ve Zemm’in inşası için vaz olunmuşlardır.
بِءْسَ ve نِعْمَ nin amel etme şartı, Failin Lam ile Marife olmasıdır.
نعم الرجل زيد
Veya Fail Lam ile Marife olan bir kelimeye muzaf olmalıdır. نعم صاحب الرجل زيد
Veya fail mensub bir nekre ile temyiz edilmiş zamir olmalıdır. نعم رجلا اى نعم هو رجلا
Veya fail olan zamir ما lâfzı ile temyiz edilir. فنِعِمَّا هى gibi. Bu نعم شيأ هى demektir.
Failden sonra gelen mahsusun Bil Medih veya Zemm’dir. نعم الرجل زيد gibi.
Bazen Mahsus öne geçer نعم الرجل زيد gibi.
Mahsus Mübtedadır, kendisinden önce gelen ise haberdir.
Fail ile Mahsus birbirlerine mutabakat ederler.
حبذا fiilinin faili ذا lafzıdır. ذا lafzında değişiklik olmaz. حبذا dan sonra Mahsus vardır. حبذا الزيدان – الزيدون – هند gibi.
الحروف HARFLER:
ما دل على معنى فى غيره
الحروف الجارة HARFİ CERLER
Fiil veya fiil manasında olan şeyi kendilerinden sonra gelen isme ulaştırmak için vaz edilen harflerdir.
Bunlar meşhur kavle göre yirmi tanedir.
ب – من – الى – عن – على – لام – فى – ك – حتى – ربّ – واو القسم – تاء القسم – حاش – مذ –منذ – خلا – عدا - لولا – كيمه – لعل harfleridir.
• ب İlsak içindir. Ya hakikidir. بزيد داءٌ yada mecazidir. مررت بزيد gibi.
• من İbtida içindir. Ya mekanda olur (Bil İttifak) سرت من البصرة gibi, veya zamanda olur صمت من يوم الجمعة (Kûfelilere göredir) gibi.
• الى İntiha-İ Gaye içindir. Mekanda olur خرجت الى السوق gibi. Zamanda olur اتمّوا لصيام الى الليل gibi.
• عن Bu’ud ve Mucavezet içindir. رميت السهم عن القوس ve اخذتُ عنه العلم gibi.
• على İstilâ’ içindir. وعلى الفلك ve او اجد على النار هدىً gibi.
• لام Ta’lil için olur. ضربت للتأديب ve خرجت لمخافتك gibi.
• فى Zarfiyet içindir. الماء فى الكوز و الناخات فى الصدق gibi.
• ك Teşbih içindir. زيد كالاسد gibi.
• حتى İntiha-İ Gaye içindir. الىile حتى arasıdaki farklar : 1. حتى nın Mecruru ancak ismi zahir olur. الى nın Mecruru zamirde olabilir. 2. حتى nın mabadinin makabline dahil olması şarttır. الى da bu şart değildir. اكلت السمكة حتى رأسها gibi.
• رب Asıl itibarıyla taklil (azlık) için vaz olunmuş ise de daha sonra teksir (çokluk) manasında isti’mâli çok ulunca hakikata takarrub etmiştir. Hatta mana-yı taklil’de isti’mali o kadar kalil’dir ki karineye muhtaç mecaz gibi olmuştur.
• واو القسم İsmi zahir’e mahsustur. İsti’mali çok olduğundan fiili daima mahzuftur.
• تاء القسم Lafza Celâle mahsustur.
• حاش İstisna içindir. İki vecih üzere isti’mal olunur. 1- harfi cer olarak. 2- fiil olarak.
• مذ ve منذ Zamanı Mazi’de من manasındadırlar. İki vecih üzere isti’mal olunurlar. 1- harfi cer olarak. 2- isim olarak.
• خلا ve عدا Bunlar da istisna içindir. İki vecih üzere isti’mal olunurlar. 1- Harfi cer olarak 2- Fiil olarak Nasb ameli yaparlar.
• لولا Bu her zaman değil bilakis kendisine zamir muttasıl olursa Harfi cer’dir.
• كى Ta’lil manasınadır ve ancak kendisine Ma-i İstifhamiye dahil olursa cer eder. كيمه gibi.
NOT: Ma-i İstifhamiye üzerine harfi cer dahil olursa Ma’nın Elif’i hazfolunur. Sebebi: Ma-i Mevsul’e ve Ma-i Mevsuf’e karışmasın diyedir.
• لعل Bu Terecci (Ümit) manasındadır. Ancak Harfi Cer olması Müttefekun Aleyh olmayıp ŞAZ’dır. Cer etmesi sadece Ukayl lugatındadır.
الحروف المشبهة بالفعل FİİLE BENZEYEN HARFLER
إن – أن – كأن – لكن – ليت – لعل Kelimeleridir.
• أن Hariç, bu kelimeler için sadrı kelam vardır.
• Bu harflere ما ‘i Kaffe dahil olur, bu sebeble amelden kesilirler. إنما زيدٌ قائمٌ gibi. Böylelikle bu harfler fiil üzerine de dahil olurlar. إنما ضرب زيدٌ gibi.
ان MADDESİNİN MEKSUR OKUNDUĞU YERLER
1. İbtida-i Kelamda إِن زيدا قائمٌ
2. Kasemin cevabındaواللهِ إِن زيدا قائمٌ
3. Sıla makamında واَتَيْناَه من الكُنُوزِ ما إن مفاتحه
4. İsmi Ayn’dan haber makamındaزيدٌ إنه قائمٌ
5. Haberine Lam-ı İbtida dahil olan cümle makamında علمتُ إن زيدا لقائم
6. Zan manasında olmayan ‘kavil’maddesinden sonraقُلْ إن اللهَ تعالي واحدٌ
7. Hatta’yı İbtidaiyye’den sonraأتَقولُ ذالك حتي إنّ زيدا يقوله
8. Tasdik harflerinden sonraنَعَمْ إن زيدا قائمٌ
9. İftitah harflerinden sonra ألآ إن زيدا قائمٌ
10. Vav-ı Haliye’den sonraوإن فريقا من المؤمنون لكارهون gibi.
ان MADDESİNİN MEFTUH OKUNDUĞU YERLER
1. Fail makamında بَلَغَنِى أنك قاءمٌ
2. Meful makamındaعلمتُ أن زيدا قاءمٌ
3. Mübteda makamındaعِنْدِى أنك قاءم
4. Muzafun İleyh makamındaإجْلِسْ حيثُ أن زيدا جالسٌ
5. لو den sonraلو أنك قاءم لكان كذا
6. لولا dan sonraلولا أنك ذاهب لكان كذا
7. Ma-i Mastariyye-i Tevkıtiyye’den sonraاِجْلسْ ما أن زيداقاءمٌ
8. Harfi cerlerden sonra عَجِبْتُ مِن أنك قاءم
9. Hatta- i Atıfa’dan sonraعَرَفْتُ اُمُورَكَ حتى أنك صالحٌ
10. مذ ve منذ den sonraما رأيته مذ أنك قاءمٌ gibi.
ان MADDESİNİN MEKSUR- MEFTUH OKUNMASININ CAİZ OLDUĞU YERLER
1. Fa-i Cezaiyye’den sonra vaki olduğunda مَن يكرمْنِى فاَِنِى اُكْرِمُهُ
2. İza-i Müfacae’den sonra vaki olduğundaمَنْ يُكْرِمْنِى اٍذاً اَِنِى اُكْرِمُهُ gibi.
الحروف العاطفة ATIF HARFLERİ
Atıf lugatte meylettirmek demektir. Bu harfler matufu matufun aleyh’e meylettirdiğinden Atıf harfleri denilmiştir.
Bunlar
و – ف – ثم – حتى – او – إما – ام – لا – بل – لكنْ harfleridir.
حروف التنبيه TENBİH (UYARMA) HARFLERİ
الآ – أما – ها Harfleridir.
الآ زيدٌ قاءمٌ – أمَا زيدٌ قاءمٌ – ها زيدٌ قاءمٌ gibi.
NİDA HARFLERİ
يا – ايا – هيا – اى – أ harfleridir.
يا Hem uzak hem yakın için kullanılır.
ايا ve هيا Uzak için kullanılırlar.
اى Yakın içindir.
أ Daha da yakın içindir.
حروف الإيجاب İCAB HARFLERİ
نعم – بلى – إِىْ – أجَلْ – جَيْرِ – إن kelimeleridir.
نعم = Kelimesi kendisinden önce geçen şeyi doğrular.
بلى = Kelimesi nefyi müsbet yapmak içindir.
إِىْ = Kelimesi istifhamdan sonra isbat içindir. Ve kendisine kasem lazımdır.
أجَلْ – جَيْرِ – إن Kelimeleri haber vereni tasdik etmek içindir.
حروف الزيادة ZAİD HARFLER
إنْ – أنْ – ما – لا – مِنْ – ب – ل Harfleridir.
إنْ - Harfi Ma-i Nafiye ile beraber nefyi tekit için ziyade edilir. ما إنْ رأيْتُ زيداً
أنْ - Harfi لما ile beraber ziyade edilir.فلما أنْ جاء البشيرُ gibi. Ve لو ile kasem arasında ziyade edilir. واللهِ أنْ لوقام زيدٌ قمتُ gibi.
ما - Harfi إذا ile beraber ziyade edilir. إذاما تَخرجْ أخْرُجْ . ve متى ile ziyade edilir. متى ما تذْهبْ أذْهبْ .
لا - Kelimesi nefiden sonra olan atıf vav-ı ile beraber ziyade edilir. ما جاءنى زيدٌ ولا عمروٌ . غير المغضوب عليهم ولا الضالين gibi. Ve En-i Mastariye’den sonra ziyade edilir. ما منعك أن لا تسجد gibi.
حرفا التفسير TEFSİR HARFLERİ
1. أىْ جاءنى زيد اى ابوك = gibi.
2. أنْ = Kavil manası olan fiilden sonra gelir. وناديناه أنْ يا إبراهيم gibi.
حروف المصدر MASTAR HARFLERİ
ما – أنْ – أنّ Harfleridir.
ما ve أنْ Harfleri fiile mahsusturlar. اعجبنى أنْ خرجتَ gibi. Yani خروجك demektir.
أنّ İsim cümlesine mahsustur. اعجبنى أنكَ قاءم gibi. Yani اعجبنى قيامك
حروف التحضيض TEŞVİK HARFLERİ
هلا – ألا – لولا – لوما Kelimeleridir. Bu kelimeler için sadrı kelam vardır.
حرف التوقع TEVAKKU (BEKLENTİ) VE TAKRİB (YAKLAŞTIRMA) HARFİ
قد Harfidir. Muzari fiilde tahkik manasıyla beraber taklil manasını ifade etmek için gelir. إن الكذوب قد يصدق gibi.
Mazide takrib manası verir. قد قامت الصلاة gibi.
حرفا الإستفهام İSTİFHAM HARFLERİ
İstifham için iki harf vardır. Hemze ve هل harfi.
Bunlar için sadrı kelam vardır.
حروف الشرط ŞART HARFLERİ
إنْ – لو – اَما Harfleridir. Bunlar için sadrı kelam vardır.
حرف الردع MEN VE ZECR HARFİ
كلا Lafzıdır. Mesala bir şahsa فلانٌ يُبْغِضُكَ dediğin zaman, o kişi de sana ret olarak كلا der. Yani senin dediğin gibi değil demek ister.
Bazen de حقاً manasında gelir. كلا إن الإنسان ليطغى gibi.
تاء التأنيس TE’NİS TA’SI
Sakin olan te’nis ta’sı müsnedin ileyhin müennesliğini ifade için mazi fiiline katılır.
Şayet müsnedin ileyh müennesi gayri hakiki olan ismi zahir olursa Ta-i Te’nis’i getirme hususunda muhayyersin.
TENVİN
Beş kısımdır.
1. Tenvini Temekkün: Bir ismin mureblikte kökleştiğini ifade eder.
2. Tenvini Tenkir: Nekre ile Marifenin arasını ayırır.
3. Tenvini Ivaz: Muzafun İleyh’ten ıvaz olarak gelir.
4. Tenvini Mukabele: Cemi Müzekker Salimin Nununa mukabil getirilir.
5. Tenvini Terennüm: Şiirleri güzelleştirmek içindir.
-
Cevap: faydalı arapça notları
İZHAR
İzhar if’al babından mastardır. Açıklamak manasına gelir.İlm-i nahivden bahseden bir kitaptır.İlm-i Nahiv: Mureblik ve mebnilik cihetinden arabi kelimelerin halleri kendisiyle bilinen ilimdir.İlm-i Nahvin Mevzuu: Kelamda vaki olan (geçen) arabi kelimelerdir. İlm-i Nahvin Gayesi: Mureblik ve mebnilikte hata yapmaktan kaçınmaktır. İğrab; bir kelimenin fail, mef’ul vs. olduğunu anlamaya yarayan alametlerdir. Bu alametler kendisinde bulunan kelimeye Mureb denilir. Bazı kelimeler de vardır ki, onlar bu alametleri almaya müsait değildirler. Böyle olan kelimelere de Mebni denir. İzhar; her muribin (arabi ibareleri yanlışsız okumayı ve telaffuzda hata yapmamayı isteyen herkesin) mutlaka bilmesi gereken şeyler hakkında bir risaledir. İzhar üç babtır; amil, mağmul ve amel (iğrab). Birinci bab amil hakkındadır.
Kelime: müfret bir manaya vazolunan lafızdır. Ve üç kısımdır; fiil, isim, harf.
Fiil, üç zamandan birisine (mazi, hal, istikbal) vaz’an hey’etiyle delalet eden kelimedir. Fiilin hassaları (hususiyetleri): Gad, sin, sevfe, in, lem, lemma, emir lamı, nehi lası’nın dahil olmasıdır. (Hassa: bir şeyde bulunup, onun dışında hiçbir şeyde bulunmayan özellikler demektir.) Bütün fiiller amildir. (Amil-i Kıyasidendir. Sh. 129)
İsim: Üç zamandan birine yakın olmaksızın anlaşılmakta müstakil (başlı başına) bir manaya delalet eden kelimelerdir. İsmin hassaları, tenvin, lam-ı tarif ve harf-i cerin dahil olmasıdır. Ayrıca müpteda, fail ve muzaf olmak ta ismin hassalarındandır. İsimlerden amil olanlar vardır (ism-i fail gibi), amil olmayanlar vardır (ene, ente, ellezi) gibi.
Harf: Kendi nefsinde müstakil bir mana üzerine delalet etmeyip belki başkasının anlaşılmasına alet olandır. Bazı harfler amildir (harf-i cerler gibi), bazıları da amil değildir (hel ve gad gibi).
Amil: Kelimenin ahirinin, iğrabın hususi vecihlerinden olan bir vecih üzerine olmasını bir vasıta ile icabettiren şeye denir. Vasıta ile murad, muktezi iğrabtır (iğrabı icabettiren sebep). Muktezi iğrab isimler üzerine bir takım manaların gelmesidir ki bu manalar da; failiyyet, mef’uliyyet ve izafettir. Kısaca isimlerdeki muktezi iğrab, failiyyet, mef’uliyyet ve izafettir.
Fiillerdeki muktezi iğrab, fiil-i müzariin ism-i faile tam müşabehetidir (benzemesidir). Bu benzerlik üç türlüdür. Lafzan, manen ve istiğmalen.
Lafzan benzemesi: Harekelerde ve sükunlarda fiil-i müzariin ism-i faile vezin itibarıyla benzemesinden dolayıdır.
Manen benzemesi: İki türlüdür: 1) Fiil-i müzari ve ism-i failden her birerlerinin umumilik ve hususiliği kabul etmelerinde fiil-i müzari ism-i faile benzer. Çünki ism-i fail lam-ı tariften soyulduğu zaman umumilik, lam-ı tarif dahil olduğunda da hususilik ifade eder. Fiil-i müzari de hal ve istikbal harflerinden soyulduğunda umumilik, bu harfler dahil olduğunda ise hususilik ifade eder. 2) İsm-i fail lam-ı tariften, fiil-i müzari de hal ve istikbal harflerinden soyulduğu zaman akla ilk gelen zaman-ı haldir.
İstimalen (kullanılışı itibarıyla) benzemesi: 1) Fiil-i müzari ve ism-i failden her birerlerinin nekre kelimelere sıfat olmaları ve de 2) bunlar üzerine iptida (te’kit) lamının dahil olması hususunda fiil-i müzari ism-i faile benzer.
Amil iki kısımdır; Lafzi ve manevi. Lafzi de iki kısımdır; Semai ve kıyasi. Semai de iki kısımdır; İsimde amil ve fiil-i müzaride amil. İsimde amil de iki kısımdır; Bir isimde amil ve iki isimde amil. Bir isimde amil olanlar harf-i cerlerdir. Bu harflere harf-i cer denilmiştir. Çünki bunlar önüne aldıkları ismi cer ederler. Ayrıca huruf-u izafet denilir. Çünki müteallaklarının manasını mecruruna bitiştirirler. Her harf-i cere bir müteallak lazımdır. Müteallak fiil, şibih ve manayı fiilden olur. Ancak zaid olanlar (be, min, lam, kaf) zaid olarak kullanıldıkları takdirde müteallak almazlar.(Rubbe, haşa, hala, ada, levla, lealle) ise hiçbir şeyi müteallak olarak almazlar.
Zaid olanların, rubbenin, istisna harflerinin (haşa, hala, ada), levla ve leallenin dışındakilerin mecruru:
Eğer harf-i cer fi veya fi manasında olursa mecrur, mef’ul-ü fih olmakla mahallen mensuptur.
Eğer harf-i cer lam veya lam manasında olursa mecrur, mef’ul-ü leh olmakla mahallen mensuptur.
Eğer harf-i cer lam veya lam manasına, fi veya fi manasına olmazsa mecrur, mef’ul-ü bih gayr-i sarih olmakla mahallen mensuptur.
Zarf-ı Müstekar: Müteallak bazı kere hazfolunur. Hazfolunan müteallak umumi fiillerden olur, manası da car ve mecrurda mevcut olursa, o harf-i cerle mecruruna denir. Zarf-ı Lağv: Müteallak hiç hazfolunmazsa veya hazfolunur da manası car ve mecrurda mevcut olan umumi fiilerden olmazsa, o harf-i cerle mecruruna denir.
Harf-i Cerrin Hazfi
Harfi cerrin hazfi iki kısımdır; Kıyasi ve semai. Kıyasi üç yerdedir. Mef’ul-ü fih’ten (fi)’ nin hazfi, mef’ul-ü leh’ten lamın hazfi, en ve enneden harfi cerrin hazfi.
Mef’ul-ü fih’ten fi zarf-ı zamanların tamamında hazfolunur. İster zarfı zamanı müphem olsun (an,vakit,zaman,süre) gibi, isterse zarfı zamanı mahdut olsun (gün,hafta,ay,sene) gibi. Zarf-ı mekanı müphemde cihat-ı sitteden (altı yön), (ınde,leda,vest,beyne,izae,hiz ae,tilkae)’den, ölçü birimi olarak kullanılan bir takım kelimelerden (fersah, mil, berid) gibi. Eğer ism-i mekan ve amili her ikisi de istikrar manasına olursa o ism-i mekandan da fi hazfolunur. Zarf-ı mekanı mahdutta ise üç kelimeden (dehale,nezele, sekene) sonra hazfolunur.
Mef’ul-ü leh’ten lamın hazfi için üç şart vardır. 1) Mef’ul-ü leh muallel fiilin (sebebi sorulan fiil) faili için bir iş olacak, 2) Mef’ul-ü leh ile muallel fiilin failleri bir olacak, 3) Mef’ul-ü leh ile muallel fiil meydana gelmekte birbirlerine yakın olacak. Bu şartlar bulunursa (lam) hazfolunur.
En ve enne de harf-i cerrin kendisinde kıyasen hazfolunduğu yerlerdendir.
Bu üç yerin dışında bir yerde harf-i cer hazfolunursa oralarda semaan hazfolunur.
Hazf-i isal kaidesi: En ve enneden ve semaan harf-i ceri hazfettikten sonra müteallak mecrura bitiştirilir ve mecrurdaki mahalli iğrab açığa çıkar. (Bu mahalli iğrab ya failiyyet üzerine rafi veya mef’uliyyet üzerine nasbtır.) Bu kaideye hazf-i isal kaidesi denir.
İsmini nasp, haberini raf edenler sekiz tanedir. Bunların ilk altı tanesine huruf-u müşebbehe bil-fiil (fiile benzeyen harfler) denir. Bu harfler fiile üç sebeple benzerler.
Üç veya daha fazla harfli olduklarından
Ahirleri fetha olduğundan
Kendilerinde fiil manası mevcut olduğundan
Elif-Nun maddesinin kesre okunduğu yerler:
İbtida (başlangıç) mevkiinde
Kasemin cevabında
Sıle mevkiinde
Muayyen ismin haberinde
Haberine ibtida lamı dahil olan cümlelerden sonra
Zandan ari (soyulmuş) kavil maddesinden sonra
Hatta-i ibtidaiyeden sonra
Tasdik harflerinden sonra
İftitah harflerinden sonra
Vav-ı haliyeden sonra elif-nun maddesi kesre okunur.
Elif-Nun maddesinin fetha okunduğu yerler:
Fail mevkiinde
Mef’ul mevkiinde
Müpteda mevkiinde
Muzafün ileyh mevkiinde
Lev’den sonra
Levla’dan sonra
Ma-i mastariyye-i tevkıtiyyeden sonra
Harf-i cerlerden sonra
Hatta-i atıfadan sonra
Müz ve münzü’den sonra elif-nun maddesi fetha okunur.
İkisinin de (kesre-fetha) caiz olduğu yerler:
Fa-i ceza’dan sonra
İza-i müfacee’den sonra hem kesre, hem de fetha okumak caizdir.
Cins-i nefi için olan La’nın amel etmesinin şartları:
La’nın isminin nekre olması
Muzaf veya şibih muzaf olması
La ile ismi arasının faslolunmaması (ayrılmaması)
Ma ve La Leyse’ye iki yönden benzerler:
Nefi (olumsuzluk) manasına oldukları için
Mübteda haber üzerine dahil oldukları için
Leyse’ye müşabih olan Ma ve La’nın amel etmesinin şartları:
İsimleri ile kendileri arası (in ve haberleri dahil) hiçbir şeyle faslolunmayacak
Menfilikleri (illa) ile bozulmayacak
La’nın bir şartı daha vardır, isminin nekre olması
Fiil-i müzarii nasbedenler dört tanedir:
En, Len Key, İzen. (Gizli en ile de fiil-i müzari nasp olabilir.)
Fiil-i müzarii cezmedenler onbeş tanedir:
Lem, lemma, emir lamı, nehi lası, in, mehma, ma, men, eyne, meta, enna, eyyü, haysüma, izma, izama (Gizli in ile de fiil-i müzari cezmolabilir.)
Amil-i Kıyasi
Mevzuu hudutsuz kaide-i külliyyeyi amelinde zikretmek mümkün olan amile denir.
Amil-i kıyasi dokuz tanedir. (Mutlak fiil, İsm-i fail, İsm-i mef’ul, Sıfat-ı müşebbehe, İsm-i tefdıl, Mastar, İsm-i muzaf, İsm-i mübhemüt-tam, Manayı fiil)
Amil-i Kıyasinin Birincisi Mutlak Fiildir
Fiiller iki kısımdır, lazım fiiller ve müteaddi fiiller.
Lazım Fiil: Fiil, kendisi üzerine vaki olan şey (yani mef’ul-ü bih) olmaksızın anlaşılması tamam olan fiillerdir. Medih ve zem fiilleri lazım fiillerdendir.
Ef’al-i medih ve zemmin amel etmesinin şartları:
Faillerinin lam-ı tarifli olması
Veya lam-ı tarifli kelimeye muzaf olması
Veya nekre ile temyizlenmiş zamir olmasıdır.
Müteaddi Fiil
Fiil, kendisi üzerine vaki olan şey (yani mef’ul-ü bih) olmaksızın anlaşılması tamam olmayan fiillerdir.
Bir, iki ve üç mef’ule müteaddi olmak üzere üç kısımdır.
Bir mef’ule müteaddi olanlar
İki mef’ule müteaddi olanlar (bunlar da üç kısımdır)
Birinci mef’ulü ikinci mef’ulüne zıt olanlar
Ef’al-i Kulub (kalbi fiiller)
Ef’al-i Mülhaka (Ef’al-i kuluba mülhak olanlar)
Üç mef’ule müteaddi olanlar (Ağleme, Era vs.)
Ef’al-i Kulubun Hassaları
Her iki mef’ulünü veya ikiden birini karine olmaksızın hazfetmek caiz değildir.
Karine ile beraber ikisinin beraberhazfi çoktur. İkiden birinin hazfi azdır.
Ef’al-i kulub her iki mef’ul-ü arasını ortaladığında ve her ikisinden de sonra geldiğinde amel etmesi de, amelden bozulması da caizdir.
Ef’al-i kulubun fail ve mef’ulünün bir manada muttasıl iki zamir olması caizdir.
Tağlik vaki olması da caizdir.
Tağlik
Manen değil de (manada bir değişiklik olmaksızın) lafzan vücup bir yol üzere fiilin amelden bozulmasına denir. Tağlik beş şeyden biriyle olur. İstifham, nefi, İbtida lamı, kasem lamı, haberine ibtida lamı dahil olduğu zaman inne-i meksure.
Tam Fiil-Nakıs Fiil
Eğer fiil kelam cihetinden merfuu ile tamam olup haberi mensubesine ihtiyacı olmazsa bu fiillere
tam fiil denir. Eğer merfuu ile tamam olmayıp, haber-i mensubesine muhtaç olursa, bu fiillere de
nakıs fiiller denir. Tam fiillerin merfuuna fail, mensubuna mef’ul, nakıs fiillerin merfuuna isim, mensubuna da haber denir.
Nakıs fiiller iki kısımdır
Mukarebet (yakınlık) manası üzerine delalet etmeyenler
Mukarebet manası üzerine delalet edenler
İsm-i Fail ve İsm-i Mef’ulün Amel Etmesinin Şartları
Eğer lam-ı tarifli ise musağğar (ism-i tesğir) ve mevsuf (sıfatı olan bir kelime) olmamalıdır.
Eğer lam-ı tarifsiz olursa bu iki şartla beraber beş şeyden birine itimat etmelidir.
Müpteda, mevsuf, zilhal, istifham ve nefi
Mef’ul-ü bihi nasbedebilmek için hale veya istikbale delalet etmelidir.
Sıfat-ı Müşebbehe’nin Amel Etmesinin Şartları
İsm-i fail ve ism-i mef’uldeki şartlar burada da geçerlidir. Ancak Mef’ulü bihi nasbedebilmek için hale veya istikbale delalet etme mecburiyeti yoktur.
İsm-i Tefdılin Amel Etmesinin Şartları
İsm-i tefdıl mef’ul-ü bihte amel etmez, bu şartlar failde amel etmesinin şartlarıdır.
İsm-i tefdıl lafzan ma kablinden sıfat olacak
Manen ma cera aleyhin müteallikı için sıfat olacak
Kendi nefsine itibarla müfaddal olacak
Başkasına itibarla müfaddalün aleyh olacak
Kelam menfi olacak
Mastarın Amel Etmesinin Şartları
Musağğar ve mevsuf olmayacak
Hale yakın olmayacak
Lam-ı tarifle marife olmayacak
Fiilli veya fiilsiz adet, nevi, te’kit olmayacak
İsm-i Muzafın (bir kelimenin muzaf olmasının) Şartları
Muzafın tenvin veya tenvin naibinden soyulmuş isim olması
Muzafın, muzafün ileyhe umumilik ve hususilikte müsavi olmaması
Muzafın, muzafün ileyhten daha hususi olmaması
İzafet-i Maneviye
Eğer muzafün ileyh, mamulüne muzaf olan sıfat-ı sarfiyenin (ism-i fail, ism-i mef’ul, sıfat-ı müşebbehe) gayrısı olursa bu izafete izafet-i maneviyye denir. İzafet-i maneviyenin şartı muzafın lam-ı tariften soyulmasıdır. Eğer muzafün ileyh marife ise izafet marifelik, nekre ise hususilik ifade eder.
Eğer muzafün ileyh muzafa ve onun dışındaki şeylere de şamil olan ism-i cins olursa izafet bimağna mindir.
Eğer muzafün ileyh muzafa ve onun dışındaki şeylere de şamil olan ism-i cins olmazsa izafet bimağnel-lam’dır.
İzafet-i Lafziyye
Eğer muzafün ileyh, mamülüne muzaf olan sıfat-ı sarfiye olursa bu izafete izafet-i lafziyye denir. İzafet-i lafziyye sadece lafızda hafiflik ifade eder.
İsm-i Mübhem’üt-Tam
Nekre bir ismi temyiziyet üzerine nasp eden amildir.
İsm-i mübhem’üt-tam beş şeyden biriyle tam kapalı olur.
Binefsihi (kapalılık kendi nefsindedir.)
Zamir-i müphemde olur.
Esma-i işarette olur.
Tenvin ile tam kapalı olur.
Tenvin lafzan olur.
Tenvin takdiren olur.
Tesniye nunu ile tam kapalı olur.
Şibih cemi nunuyla tam kapalı olur.
İzafetle tam kapalı olur.
Manayı Fiil
Kendisinden fiil manası anlaşılan bütün lafızlardır. Manayı fiiller:
Esma-i Ef’al (kendisinden fiil manası anlaşılan isimler)
Zarf-ı müstekar
İsm-i mensüb
İsm-i müstear
Kendisinden sıfat manası anlaşılan bütün isimler
Esma-i işaret
Leyte ve lealle
Nida harfleri
Teşbih harfleri
Tenbih harfleri ve
Nefi harfleridir.
Amil-i Manevi
Kendisinde lisan için bir hisse (yer) olmayıp ancak kalp ile bilinen manadır.
Amil-i Manevi İki Tanedir.
Müpteda ve haberi rafeden amil-i manevi
Nevasıp ve cevazımdan hali olan Fiil-i müzarii rafeden amil-i manevidir.
Buraya kadar zikredilen amillerin tamamı altmış tanedir.
İzharın üç babından ikincisi mamul hakkındadır.
Elfaz-ı mevzua (bir manası olan lafızlar) terkipte vaki olmadığı zaman amil olmadığı gibi mamul de olmazlar. Terkipte vaki olduğunda ise üç kısımdır.
1.) Asla mağmül olmayanlar.Bunlar iki tanedir.Birincisi harf, ikincisi de Basra ulemasına göre emir biğayrillamdır.
2.) Daima mağmül olanlar. Bunlar da iki tanedir. Birincisi isim, ikincisi de fiil-i müzaridir.
3.) Aslında mağmul olmayıp, ikinci kısım yerinde kullanılmakla mağmul olanlardır. Bunlar iki tanedir. Birincisi fiil-i mazidir. (Fiil-i mazi en-i mastariyeden sonra vaki olursa mahallen mensuptur, Şart-ı cazımdan sonra şart veya ceza olarak vaki olursa da mahallen meczümdür diye hükmolunur.) İkincisi de cümledir. Cümle iki kısımdır. Cümle-i fiiliyye ve cümle-i ismiyye.
Cümle-i Fiiliyye
Lafzan veya mağnen olan fiil ile failinden terekküp eden cümlelere denir.
Cümle-i İsmiyye
Müpteda ile haberden veya amil olan harfin ismiyle haberinden terekküp eden cümledir.
İğraptan mahalli olan ve olmayan cümleler:
Cümleler iki kısımdır,Te’vil-i müfred hükmünde olanlar ve olmayanlar. Te’vil-i müfred hükmünde olanlar için her yerde iğrabdan mahal vardır ( ve bunlar da iki kısımdır; Lafzı murad olunan cümle ile mastar manası murad olunan cümledir.) Te’vil-i müfret hükmünde olmayanlar ise beş yerin dışında mağmül olmazlar. (Bu beş yer; haber mevkiinde, mef’ul mevkiinde, fa-i ceza veya iza-i müfacee’den sonra şart-ı cazıma cevap vaki olan yerde, hal vaki olan yerde ve tabi vaki olan yerde)
Mağmul iki kısımdır;
Mağmul-ü bil’asale ve mağmul-ü bit-tebeıyye;
Mağmul-ü bil’asale dörttür;
Merfu, mensup, mecrur, meczüm; Mağmul-ü merfu dokuzdur: Fail, naib-i fail, müpteda, haber, kane babının ismi, inne babının haberi, cins-i nefi için olan la’nın haberi, leyse’ye müşabih olan ma ve la’nın ismi, nevasıp ve cevazımdan hali olan fiil-i müzari
Zamir-i bariz-i muttasıllar:
Fiillerin tesniyelerinde elif, cemi müzekkerlerinde vav, cemi müenneslerinde nun, fiil-i mazinin müfret müzekker muhatap, müfret müennes muhataba ve nefs-i mütekellim vahdesinde ta, yine fiil-i mazinin nefs-i mütekellim mea’lğayrında na, fiil-i müzari müfret müennes muhatabada ya’dır.
Müennes; Lafzan veya takdiren kendisinde müennes alameti bulunan kelimelere denir. Müennes alametleri; üzerine he diye durulan ta, elif-i maksûre ve elif-i memdûdedir.
Müennes-i Hakiki
Hayat sahiplerinden karşısında erkeği bulunan müenneslere denir.
Cemi Mükesser
Müfredinin siğası cemisinde değişen kelimelere denir.
Cemi Müzekker Salim
İzafetin gayrisinde müfredinin ahirine meftuh bir nun ile, ma kabli mezmum vav veya ma kabli meksür ya bitişen kelimelerdir.
Cemi Müennes
Müfredinin ahirine elif ve ta bitişen kelimelerdir.
Tesniye
İzafet halinin gayrisinde müfredinin ahirine meksür bir nun ile ma kabli meftuh elif veya ya bitişen kelimelerdir.
Birinci Kısım Müpteda
Lafzi amillerden soyulan, müsnedün ileyh olan, isim veya isim te’vilinde olan kelimelerdir.
İkinci Kısım Müpteda
İsm-i zahiri rafedici olduğu halde harf-i nefi veya elif-i istifhamdan sonra vaki olan sıfattır.
Haber
Fiil veya mağnayı fiilin gayrisi olduğu halde müsnedü bih olan ve
lafzi amillerden soyulan kelimelerdir.
Mağmul-ü Mensup Onüç’tür:
Mef’ul-ü mutlak, bih, fiih, leh, meah, hal, temyiz, müstesna, kane babının haberi, inne babının ismi, cinsi nefi için olan la’nın ismi, leyseye müşabih olam ma ve la’nın haberi, nevasıptan birisi kendisine dahil olan fiil-i müzaridir.
Hal
Lafzan veya mağnen olan fail ile mef’ul-ü bihin hey’etini beyan eden kelimelerdir.
Temyiz
Cümledeki veya şibih cümledeki mukadder zattan veya mezkür zattan kararlaşan iphamiyeti kaldıran kelimelerdir.
Müstesna
İki kısımdır; muttasıl ve munkatı. Müstesna-i muttasıl; İlla veya illanın kardeşlerinden birisiyle adetlenicinin adedinden çıkarılan kelimelerdir. Müstesna-i munkatı; illa veya kardeşlerinden birinden sonra zikrolunup, adetlenicinin adedinden çıkarılmayandır.
Müstesnanın İğrabı
Müstesnanın, tam mûcep (müspet) kelamda sıfatın gayri olan illa’dan sonra, müstesna müstesna-i minh üzerine tekaddüm ederse, müstesna müstesna-i munkatî olursa, çoğu kere adâ, halâ, bazı kere de ma adâ ve ma halâ, leyse ve lâ yekûnü’den sonra nasp okunması vaciptir.
Müstesna-i minh mezkür, kelam gayr-i mucep olursa nasp caizdir fakat bedel tercih olunur.
Müstesna-i minh gayri mezkür, kelam da gayri mucep olursa müstesna amilin iktizasına göre iğraplanır.
Müstesna çoğu kere gayr, sivâ, sevâ ve haşâ’dan sonra, az kere de adâ ve halâdan sonra cerdir.
Mağmul-ü Mecrur İkidir:
Harf-i cerle mecrur ve izafetle mecrurdur.
Mağmul-ü Meczüm Birdir:
Cevazımdan birisi kendisine dahil olan fiil-i müzaridir.
Mağmul-ü Bit-tebeıyye
Beş tanedir. (Sıfat, atıf, te’kit, bedel ve atf-ü beyandır.) Bunlardan hiç birisi metbuu üzerine tekaddüm edemez. Bunların amilleri metbûlarının amilidir, iğrapları da metbularının iğrabı gibidir.
Sıfat
Mutlak olarak metbuunda bir mana üzerine delalet eden tabidir. Taaddüdü caizdir. Sıfat mevsufunun haliyle vasıflanırsa mevsufa on yerde mutabakat eder: Marifelik ve nekrelikte, müfretlik, tesniyelik ve cemilikte, rafi, nasp ve cerlikte, müzekkerlik ve müenneslikte. Eğer mevsufunun müteallikının iğrabı ile iğraplanacak olursa o zaman sadece iğrap ve marifelik nekrelikte mutabakat eder.
Marife
Muayyen bir şey için vazolunan isimlerdir. Marifenin nevileri altıdır.
1) Muzmarat 2) Alem 3) Esma-i işaret 4) İsm-i mevsul 5) Harf-i nida ve lam-ı tarifle marife olanlar 6) Bu beşten birine izafet-i maneviye ile muzaf olan kelimelerdir.
Atıf
On harften birisi tâbi ile metbû arasını ortalayan tabidir.
Bu harfler vav, fe, sümme, hatta, ev, immâ, em, lâ, bel ve lâkin’dir.
Zamir-i merfûu muttasıl üzerine bir şey atfolunacağı zaman evvela munfasıl ile te’kit olunur.
Zamir-i mecrur-u muttasıl üzerine bir şey atfolunacağı zaman matufta câr iade olunur.
Te’kit
Lafzi ve manevi olmak üzere iki kısımdır. Lafzi; Evvelki lafzın bizzat kendisinin veya
müradifinin tekrar etmesine denir. Te’kid-i manevi ise belli lafızlarda olur. Bunlar nefsühü, aynühü, kilâhüma, kiltâhüma, küllühü, ecmeu, ekteu, ebteu ve ebsau’dur.
Zamir-i merfu-u muttasıl nefs ve ayn kelimeleri ile te’kit olunacağı zaman evvela munfasıl ile
te’kit olunur.
Bedel
Metbusuz metbuuna nispetle kastolunan tabidir. Dört kısımdır. Bedel-i kül min’el-kül: Bedel ile mübdel-ü minh aynı şey üzerine delalet ederlerse ona denir. Bedel-i bağz min’el-kül: Bedel mübdel-ü minhin cüz’ü olursa ona denir. Bedel-i iştimal: Bedel ile külliyet ve cüz’iyetin dışında bir alaka olursa ona denir. Bedel-i galat: Mübdel-ü minhi yanlış olarak telaffuz ettikten sonra bedeli zikretmeye denir.
Atf-ü Beyan
Metbuunda bir mana üzerine delalet etmeyip, metbuunu izah için getirilen tabidir.
İğrab
Murebin ahiri kendisi sebebiyle değişen ve amil tarafından meydana gelen şeydir. Dört kısımdır.
Bihasebi’z-zat ve-lhakikat iğrab on’dur.
Hareke, harf, hazif. Hareke üçtür: zamme, fetha, kesre. Harf dörttür: Vav, ye, elif, nun.
Hazif üçtür: Harekenin hazfi, ahirinin hazfi ve nun’un hazfi
Bihasebi Mahal İğrab Dokuzdur.
1) Müfret munsarıf ve cemi mükesser munsarıflar: Halet-i raf’ı zamme, nasbı fethave cerri kesre iledir.
2) Gayri munsarıflar: Halet-i raf’ı zamme, nasbı ve cerri fetha iledir.
3) Cemi müennes salimler: Halet-i raf’ı zamme, nasbı ve cerri kesre iledir.
4) Müfret mükebbere olduğu olduğu halde mütekellim ya’sının gayrisine muzaf olan esma-i sitte-i muğtellenin halet-i raf’ı vav, nasbı elif ve halet-i cerri ya iledir.
5) Cemi müzekker salim, ülû, ışrûne ve ışrûnenin kardeşlerinin halet-i raf’ı vav, nasbı ve cerri ya iledir.
6) Tesniye, isnâni ve zamire muzâf olan kilâ kelimesinin halet-i raf’ı elif, nasbı ve cerri ya iledir.
7) Ahiri harf-i sahih olup ahirine zamir bitişmeyen fiil-i müzarinin halet-i raf’ı zamme, nasbı fetha ve halet-i cezmi de harekenin hazfi iledir.
8) Ahiri harf-i illet olup ahirine zamir bitişmeyen fiil-i müzarinin halet-i raf’ı zamme, nasbı fetha ve halet-i cezmi ahirinin hazfi iledir.
9) Ahirine cemi müennes nununun gayri zamir bitişen fiil-i müzarinin halet-i raf’ı nun, nasbı ve cezmi nunun hazfi iledir.
Bihasebin-Nevi İğrab Dörttür.
Rafî, nasp, cer ve cezmdir. Rafî alameti dörttür: Zamme, vav, elif, nun. Nasp alameti beştir: Fetha, kesre, elif, ya ve nunun hazfi. Cer alameti üçtür. Kesre, fetha ve ya. Cezm alameti üçtür: Harekenin hazfi, ahirinin hazfi ve nunun hazfi
Bihaseb’is-sıfat İğrab Üçtür:
Lafzî, takdirî ve mahallî’dir.
İğrab-ı Takdîrî
İğrab-ı hakikinin gayri bir maniden dolayı iğrab lafızda zahir olmayıp, muğrebin ahirinde gizlenendir.
İğrab-ı Takdîrî Yedi’dir:
1) Ahiri elif olan (velev ki bu elif iki sakinden dolayı hazfolunmuş olsun) müfret muğreb kelimelerdir. Bu kelime isim olursa üç ahvalde iğrab takdiridir. Fiil olursa halet-i raf’ı ve nasbı takdiri, cezmi lafzidir.
2) Tesniyenin dışındaki mütekellim ya’sına muzaf olan kelimelerdir. Bu kelime cemi müzekker salim ise yalnız halet-i raf’ı takdîrîdir. Cemi müzekker salimin dışında bir şey olursa üç ahvalde iğrab takdiridir.
3) Ahirinde iğrab-ı mahki bulunan kelimelerdir.
4) Ahirinde ma kabli meksür ya bulunan kelimelerdir. Bu kelime isim ise şayet, halet-i raf’ı ve cerri takdiridir. Fiil olursa da yalnız halet-i raf’ı takdiridir.
5) Ahirinde ma kabli mezmum vav bulunan fiillerdir.
6) İğrabı harflerle olup, kendisinden sonra gelen sakine bitişen isimlerdir. Eğer bu kelime esma-i sitte’den ise üç ahvalde iğrab takdiridir. Eğer cemi müzekker salim olur, iğrab harfinin ma kabli de meftuh olursa, üç ahvalde iğrab lafzidir. Ancak iğrab harfinin ma kabli meftuh olmazsa üç ahvalde iğrab takdiridir. Eğer bu kelime tesniye ise yalnız halet-i raf’ı takdiridir.
7) İğrabı hareke ile olup üzerine sükun ile durulan kelimelerdir. Eğer bu kelime tenvin-i temekkün ile tenvinlenmiş veya ahirinde ta-ü te’nis bulunan bir kelime ise üç ahvalde iğrab takdiridir. Eğer tenvin-i temekkünün dışında bir şeyle tenvinlenmiş ise o zaman halet-i raf’ı ve cerri takdiri, halet-i nasbı lafzidir.
İğrab-ı Mahalli İki’dir:
1) Ahiri iğrab-ı mahkinin gayri bir iğrapla meşgul olan mûreb isimlerdir.
2) Mebnî (Mebni iki kısımdır, mebni asıl ve mebni arız)
Mebni Asıllar Dörttür
Harf, mazi, ındel-basriyyîn emir biğayrillam ve cümledir.
Mebni arızlar da iki kısımdır, mebnî arız-ı lazımlar ve gayri lazımlar;
Mebnî Arız-ı Lâzımlar On’dur:
Muzmarât
Esma-i İşârât
Mevsûlât (eyyün ve eyyetün’ün dışındakiler)
Esma-i Ef’al
Mastar, sıfat veya müennese alem olup feâli vezninde olan kelimeler
Esvât (Kendisi ile bir ses hikâye olunan veya hayvanlara seslenilen lafızdır.)
Bağz-ı Mürekkebât (Birinin diğerinde amil olmadığı iki kelimeden terekküp eden ve bir isim kılınan kelimelerdir.)
Bağz-ı Kinâyât
İn-i şartiye ve istifham manasını tezammün eden kelimeler
Bağz-ı Zurûf
Mebnî arız-ı Gayri Lazımlar
Kendisinde muzâfün ileyh niyette olduğu halde izafetten kesilen zarflar
Münâdâ
Cins-i nefi için olan lâ’nın,tekrar etmeyen, lâ’ya bitişik, nekre ve müfret olan ismi
Kendisine te’kit nunu veya cemi müennes nunu bitişen fiil-i müzaridir.
Buraya kadar zikredilen mebnilerin mebniliği vaciptir.
-
Cevap: faydalı arapça notları
İnne ve Kardeşleri
إِنَّ وَ أَخَوَاتُهَا İnne ve kardeşleri:
Bu harfler isim cümlesinin önüne gelirler ve mübtedayı (ismi) İnne'nin ismi adı ile kelimenin son harekesini üstün yaparlar.
İsim cümlesinin haberini de İnne'nin haberi adı ile ötre olarak kalır. Yani bu harfler isimlerini üstün, haberlerini ötre yaparlar.
1- إِنَّ: şüphesiz, kesinlikle.
Cümlenin anlamını pekiştirmek (tekid) için kullanılır.
إِنَّ اللهَ عَلِيمٌ حَكِيمٌ Şüphesiz Allah alim ve hakimdir.
2- أَنَّ: şüphesiz, ki, mesi, ması.
Tekid ve mastar cümlesi yapmak için ilgi zamiri (ki) olarak kullanılır. Cümle başında bulunmaz.
عَلِمْتُ أَنَّ الإِسْلاَمَ وَاجِبٌ Bildim ki teslimiyet gereklidir.
3- كَأَنَّ: sanki, gibi
Pekiştirmeli benzetme ifade eder.
كَأَنَّ الرَّجُلَ وَلَدٌ صَغِيرٌ Adam sanki küçük bir çocuk.
4- لَكِنَّ: fakat, ama.
كَأَنَّ قَلْبَ الظَّالِمِ حَجَرٌ Zalimin kalbi taş gibidir.
5- لَيْتَ: keşke.
Olmazı arzu edilen şeyleri istemek için kullanılır.
لَيْتَ الوَلَدَ عَالِمٌ Keşke çocuk alim olsa.
6- لَعَلَّ: herhalde, umulur ki.
لَعَلَّ الخَبَرَ صَحِيحٌ Umulur ki haber doğrudur___
-
Cevap: faydalı arapça notları
وأخواتها
كَانَ VE KARDEŞLERİ
1- İsim cümlesinin başına gelirler.
2- Mübteda aynen kalır.
3- Haberi üstün yaparlar. Haber ikilse يْنِ –kurallı müzekker çoğulsa ينَ) alır.
Müennes çoğullar üstün alması gereken yerde onun yerine esre alır
كَانَ يَكُونُ “Oldu “oluyor “ olur.
صَارَ سَيَصِيرُ “Oldu “oluyor “ Dönüştü, dönüşüyor.
اَصْبَحَ يُصْبِحُ “Oldu “oluyor “Sabahladı, sabaha çıktı.
لَيْسَ Değildir.
اَضْحَى Kuşluk vaktine çıktı, kuşlukta bir işle meşgul oldu.
ظَلَّ Kaldı, devam etti,geçti, gündüz bir işle meşgul oldu.
اَمْسَى Akşama girdi ,erişti, akşamleyin bir iş yaptı.
بَاتَ Geceledi, geceyi geçirdi, geceleyin bir işle meşgul oldu.
مَازَالَ Hala.
مَافَتِىَْ Hala.
مَا بَرِحَ Hala.
مَادَامَ .. Sürece, müddetçe, dikçe.
ÖRNEKLER اَمْثِلة
Öğrenim günlük olarak altı saattir.
الدِّرَاسَةُ سِتَّ سَاعَاتٍ يَوْمِيًّا.سَيَصِير Öğrenim günlük olarak altı saat olacak
اَلْمُعَلِّمَانِ طَوِيلَيْنِ لَيْسَ: İki öğretmen uzun değil
كَانَ اللَّهُ رَحِيمًا: Allah çok merhametlidir
اَصْبَحَ الْوَلَدُ نَائِمًا: Çocuk sabahleyin uyudu
اَضْحَى الْجَوُّ بَارِدًا: Kuşluk vakti hava soğudu
ظَلَّ الرَّجُلُ عَامِلاً : Adam gün boyu çalıştı
اِجْتَهِدْ مَادُمْتَ طَالِباً: Öğrenci olduğun sürece çalış _