-
Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Evrenin haritasına bakarak şimdi nurlardan geçen bu yerleri tefekkür edelim?
Bir kısmı arzımızdan(yerküremizden,dünya mızdan) bin defa büyük ve o büyüklerden bir kısmı top güllesinden yetmiş derece sür'atli yüz binler ecram-ı semâviyeyi (semavi cisimleri yani yıldızları)direksiz, düşürmeden durduran ve birbirine çarpmadan fevkalhad çabuk ve beraber gezdiren; yağsız, söndürmeden mütemadiyen(devamlı olarak) o hadsiz(sonsuz olan yıldız) lâmbaları yandıran ve hiçbir gürültü ve ihtilâl(karışıklık) çıkartmadan o nihayetsiz büyük kütleleri idare eden ve güneş ve kamerin(ayın) vazifeleri gibi, hiç isyan ettirmeden o pek büyük mahlûkları vazifelerle çalıştıran
ve iki kutbun dairesindeki hesap rakamlarına sıkışmayan bir nihayetsiz uzaklık içinde, aynı zamanda, aynı kuvvet ve aynı tarz ve aynı sikke-i fıtrat ve aynı surette, beraber, noksansız tasarruf eden ve o pek büyük mütecaviz kuvvetleri taşıyanları, tecavüz ettirmeden kanununa itaat ettiren ve o nihayetsiz kalabalığın enkazları (artıkları)gibi, göğün yüzünü kirletecek süprüntülere meydan vermeden, pek parlak ve pek güzel temizlettiren ve bir muntazam ordu manevrası gibi manevrayla gezdiren ve arzı döndürmesiyle, o haşmetli manevranın başka bir surette hakikî ve hayalî tarzlarını her gece ve her sene sinema levhaları gibi seyirci mahlûkatına gösteren bir tezahür-ü rububiyet ve o rububiyet faaliyeti içinde görünen teshir, tedbir, tedvir, tanzim, tanzif, tavziften mürekkep bir hakikat, bu azameti ve ihatatı ile o semavat Hâlıkının vücub-u vücuduna ve vahdetine ve mevcudiyeti, semavatın mevcudiyetinden daha zâhir bulunduğuna bilmüşahede şehadet eder mânâsıyla Birinci Makamın Birinci Basamağında
http://www.risaleinurenstitusu.com/t...sual1/b617.gif
denilmiştir. 7.şua ayetül kübradan.
Allah'tan başka ilâh yoktur. O Vâcibü'l-Vücud ki, vüs'at ve mükemmeliyeti bilmüşahede görünen teshir ve tedbir ve tedvir ve tanzim ve tanzif ve tavzif hakikatlerinin azamet-i ihatasının şehadetiyle, semâvât bütün içindekilerle beraber Onun vahdet içindeki vücub-u vücuduna delâlet eder.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Sonra o sükûnetsiz misafir kendi kalbine dedi:
"Ehl-i imanın, hususan ehl-i tarikatın her vakit tekrarla Lâ ilâhe illâ Hû demeleri, tevhidi yâd ve ilân etmeleri gösterir ki, tevhidin pek çok mertebeleri bulunuyor.
"Hem tevhid, en ehemmiyetli ve en halâvetli ve en yüksek bir vazife-i kudsiye ve bir fariza-i fıtriye ve bir ibadet-i imaniyedir. Öyleyse, gel, bir mertebeyi daha bulmak için, bu ibrethânenin diğer bir menzilinin kapısını daha açmalıyız. Çünkü aradığımız hakiki tevhid, yalnız tasavvurdan ibaret bir marifet değildir. Belki, ilm-i mantıkta tasavvura mukabil ve marifet-i tasavvuriyeden çok kıymettar ve bürhanın neticesi olan ve ilim denilen tasdiktir.
"Ve tevhid-i hakiki öyle bir hüküm ve tasdik ve iz'an ve kabuldür ki, Herbir şeyle Rabbini bulabilir. Ve herşeyde Hâlıkına giden bir yolu görür. Ve hiçbir şey huzuruna mâni olmaz. Yoksa, Rabbini bulmak için her vakit kâinat perdesini yırtmak, açmak lâzım gelir. Öyleyse haydi ileri!" diyerek, kibriya ve azamet kapısını çaldı. Ef'âl ve âsâr menziline ve icad ve ibdâ âlemine girdi. Gördü ki, Kâinatı istilâ etmiş beş hakikat-ı muhita hükmediyorlar, bedahetle tevhidi ispat ederler.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Birincisi:
Kibriya ve azamet hakikatıdır. Bu hakikat, İkinci Şuânın İkinci Makamında ve Risale-i Nur'un müteaddit yerlerinde bürhanlarla izah edildiğinden, burada bu kadar deriz ki:
Binlerle sene birbirlerinden uzak bir mesafede bulunan yıldızları, aynı anda, aynı tarzda icad edip tasarruf eden ve zeminin şark ve garp ve cenup ve şimalinde bulunan aynı çiçeğin hadsiz efradını, bir zamanda ve bir surette halk edip tasvir eden, hem http://www.risaleinurenstitusu.com/t...sual1/b676.gif -
Gökleri ve yeri altı günde yaratan Odur." Hadîd Sûresi: 57,4. -
yani gökleri ve zemini altı günde yaratmak gibi geçmiş ve gaybî ve çok acip bir hadiseyi, hazır ve göz önünde bir hadiseyle ispat etmek ve onun gibi acip bir tanzir olarak, zeminin yüzünde, bahar mevsiminde, haşr-i âzamın yüz binden ziyade misallerini gösterir gibi, iki yüz binden ziyade nebatat tâifelerini ve hayvanat kabilelerini beş-altı haftada inşa edip kemal-i intizam ve mizanla iltibassız, noksansız, yanlışsız, beraber, birbiri içinde idare, terbiye, iaşe, temyiz ve tezyin eden, hem http://www.risaleinurenstitusu.com/t...sual1/b677.gif
Allah geceyi gündüze, gündüzü geceye katar, " Lokman Sûresi: 31:29.
- âyetinin sarahatiyle, zemini döndürüp, gece-gündüz sayfalarını yapan ve çeviren ve yevmiye hâdisâtıyla yazan, değiştiren aynı Zât, aynı anda, en gizli, en cüz'î olan kalblerin hatıratlarını dahi bilir ve iradesiyle idare eder.
Ve mezkûr fiillerin herbiri birtek fiil olduğundan, zaruri olarak, onların faili dahi birtek vâhid ve kadîr olan Fâil-i Zülcelâllerinin, bedahetle öyle bir kibriya ve azameti var ki, hiçbir yerde, hiçbir şeyde, hiçbir cihetle, hiçbir şirkin hiçbir imkânını, hiçbir ihtimalini bırakmıyor, köküyle kesiyor.
Madem böyle bir kibriya ve azamet-i kudret var ve madem o kibriya nihayet kemaldedir ve ihata ediyor. Elbette o kudrete acz veya ihtiyaç ve o kibriyaya kusur ve o kemâle noksaniyet ve o ihataya kayıt ve o nihayetsizliğe nihayet veren bir şirke meydan vermesi ve müsaade etmesi, hiçbir vecihle mümkün değildir, fıtratını bozmayan hiçbir akıl kabul etmez.
İşte, şirk kibriyaya dokunması ve celâlin izzetine dokundurması ve azametine ilişmesi cihetiyle öyle bir cinayettir ki, hiç kabil-i af olmadığını, Kur'an-ı Mucizü'l-Beyan azîm tehditle http://www.risaleinurenstitusu.com/t...sual1/b678.gif -
Muhakkak ki Allah, Kendisine ortak koşulmasını affetmez; Bundan başka günahları dilediği kimse için bağışlar." Nisâ Sûresi: 4:48.
- ferman ediyor.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Acaba şimdi kalbimize Allahın büyüklüğü hakkında nurlar ortaya çıktı mı?
Bütün bunları iyice düşünelim ve Allahu Ekber diyelim.
Nasıl kardeşler sizde diyormu sunuz Allahu Ekber?
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Hakikaten Allah çok çok büyük,havsalam almıyor, ne kadar büyük bir hakikattır Allahu ekber?
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Yâ İlâhî ve yâ Rabbî,
Ben imanın gözüyle ve Kur'ân'ın talimiyle ve nuruyla ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın dersiyle ve ism-i Hakîmin göstermesiyle görüyorum ki, semâvâtta hiçbir deveran ve hareket yoktur ki, böyle intizamıyla Senin mevcudiyetine işaret ve delâlet etmesin.
Ve hiçbir ecram-ı semâviye yoktur ki, sükûtuyla, gürültüsüz vazife görerek direksiz durmalarıyla, Senin rubûbiyetine ve vahdetine şehadeti ve işareti olmasın.
Ve hiçbir yıldız yoktur ki, mevzun hilkatiyle, muntazam vaziyetiyle ve nuranî tebessümüyle ve bütün yıldızlara mümâselet ve müşabehet sikkesiyle Senin haşmet-i ulûhiyetine ve vahdâniyetine işaret ve şehadette bulunmasın.
Ve on iki seyyareden hiçbir seyyare yıldız yoktur ki, hikmetli hareketiyle ve itaatli musahhariyetiyle ve intizamlı vazifesiyle ve ehemmiyetli peykleriyle Senin vücub-u vücuduna şehadet ve saltanat-ı ulûhiyetine işaret etmesin.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Evet, gökler sekeneleriyle, her biri tek başıyla şehadet ettikleri gibi, heyet-i mecmuasıyla, derece-i bedahette, ey zemin ve gökleri yaratan Yaratıcı, Senin vücub-u vücûduna öyle zâhir şehadet, ve ey zerrâtı muntazam mürekkebatıyla tedbirini gören ve idare eden ve bu seyyare yıldızları manzum peykleriyle döndüren, emrine itaat ettiren, Senin vahdetine ve birliğine öyle kuvvetli şehadet ederler ki, göğün yüzünde bulunan yıldızlar sayısınca nuranî bürhanlar ve parlak deliller o şehadeti tasdik ederler.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Hem bu sâfi, temiz, güzel gökler, fevkalâde büyük ve fevkalâde süratli ecramıyla muntazam bir ordu ve elektrik lâmbalarıyla süslenmiş bir saltanat donanması vaziyetini göstermek cihetiyle, Senin rububiyetinin haşmetine ve her şeyi icad eden kudretinin azametine zâhir delâlet ve hadsiz semâvâtı ihâta eden hâkimiyetinin ve her bir zîhayatı kucağına alan rahmetinin hadsiz genişliklerine kuvvetli işaret ve bütün mahlûkat-ı semâviyenin bütün işlerine ve keyfiyetlerine taallûk eden ve avucuna alan, tanzim eden ilminin her şeye ihatasına ve hikmetinin her işe şümûlüne şüphesiz şehadet ederler. Ve o şehadet ve delâlet o kadar zâhirdir ki, güya yıldızlar, şahit olan göklerin şehadet kelimeleri ve tecessüm etmiş nuranî delilleridirler.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Hem semavat meydanında, denizinde, fezasındaki yıldızlar ise, mutî neferler, muntazam sefineler, harika tayyareler, acip lâmbalar gibi vaziyetiyle, Senin saltanat-ı ulûhiyetinin şâşaasını gösteriyorlar. Ve o ordunun efradından bir yıldız olan güneşimizin seyyarelerinde ve zeminimizdeki vazifelerinin delâlet ve ihtarıyla güneşin sâir arkadaşları olan yıldızların bir kısmı âhiret âlemlerine bakarlar ve vazifesiz değiller; belki bâki olan âlemlerin güneşleridirler.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Ey Vâcibü'l-Vücûd, Ey Vâhid-i Ehad,
Bu harika yıldızlar, bu acîp güneşler, aylar, Senin mülkünde, Senin semâvâtında, Senin emrinle ve kuvvetin ve kudretinle ve Senin idare ve tedbirinle teshir ve tanzim ve tavzif edilmişlerdir. Bütün o ecram-ı ulviye, kendilerini yaratan ve döndüren ve idare eden birtek Halıka tesbih ederler, tekbir ederler, lisan-ı hal ile Sübhânallah, Allahu Ekber derler. Ben dahi onların bütün tesbihatıyla Seni takdis ederim.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
SÜBHANALLAH
''....Kalbinde hayat bulunan bir insan, kâinata, âleme bakarken, idrâkinden âciz, bilhassa şu boşlukta yapılan İlâhî manevraları görmekle hayretler içinde kalır. İşte bu gibi hayret ve dehşetengiz vaziyetleri, ancak Sübhanallah cümlesinden nebean eden mâ-i zülâli içmekle o hayret ateşi söner''
Habbe, s.110
ALLAHU EKBER
Aynı o insan, mahlûkat-ı acibe ve harekât-ı garîbeden aklının tartamadığı ve zihninin içine alamadığı şeyleri gördüğü zaman, Allahü ekber demekle rahat bulur. Yani, Hâlıkı daha azîm ve daha büyüktür. Onların halk ve tedbirleri kendisine ağır değildir.
HABBE, S.110
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Allahu ekber'in bir vech-i mânâsı Cenâb-ı Hakkın kudreti ve ilmi herşeyin fevkinde büyüktür; hiçbir şey daire-i ilminden çıkamaz, tasarruf-u kudretinden kaçamaz ve kurtulamaz. Ve korktuğumuz en büyük şeylerden daha büyüktür. Demek haşri getirmekten ve bizi ademden kurtarmaktan ve saadet-i ebediyeyi vermekten daha büyüktür. Her acip ve tavr-ı aklın haricindeki herşeyden daha büyüktür ki, http://www.risaleinurenstitusu.com/t...s/asa/b450.gif âyetinin sarahat-i kat'iyesiyle, nev'i beşerin haşri ve neşri, birtek nefsin icadı kadar o kudrete kolay gelir. Bu mânâ itibarıyledir ki, darb-ı mesel hükmünde büyük musibetlere ve büyük maksatlara karşı, herkes "Allah büyüktür, Allah büyüktür" der, kendine tesellî ve kuvvet ve nokta-i istinat yapar.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Aynen öyle de, her adam hacda bir derece velîler gibi Cenâb-ı Hakkı Rabbû'l-Arz ve Rabbû'l-âlemîn ünvanı ile tanımaya başlar. Ve o kibriya mertebeleri kalbine açıldıkça, ruhunu istilâ eden mükerrer ve hararetli hayret suallerine yine Allahu ekber tekrarıyla umumuna cevap verdiği misilli, On Üçüncü Lem'anın âhirinde izahı bulunan ki, şeytanların en ehemmiyetli desiselerini köküyle kesip cevab-ı kat'î veren yine Allahu ekber olduğu gibi, bizim âhiret hakkındaki suâlimize de kısa fakat kuvvetli cevap verdiği misilli
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Sübhânallah kelime-i kudsiyesi ise, Cenâb-ı Hakkı şerikten, kusurdan, noksaniyetten, zulümden, aczden, merhametsizlikten, ihtiyaçtan ve aldatmaktan ve kemal ve cemal ve celâline muhalif olan bütün kusurattan takdis ve tenzih etmek mânâsıyla, saadet-i ebediyeyi ve celâl ve cemâl ve kemâl-i saltanatının haşmetine medar olan dâr-ı âhireti ve ondaki Cenneti ihtar edip delâlet ve işaret eder.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
YILDIZLARI KONUŞTURAN BİR YILDIZNÂME
Dinle de yıldızları şu hutbe-i şîrînine,
Nâme-i nûrunu Hikmet, bak ne takrîr eylemiş.
Hep beraber nutka gelmiş, hak lisâniyle derler:
"Bir Kadîr-i Zülcelâlin haşmet-i Sultanına.
Birer bürhan-ı nurefşânız vücud-u Sânia,
Hem vahdete, hem kudrete şâhidleriz biz.
Şu zeminin yüzünü yaldızlayan
Nâzenin mu'cizatı çün melek seyrânına;
Bu semânın arza bakan, Cennete dikkat eden
Binler müdakkik gözleriz biz. Haşiye
Tûbâ-i hilkatten semâvât şıkkına, hep, Kehkeşân ağsânına;
Bir Cemîl-i Zülcelâlin, dest-i hikmetle takılmış pek güzel meyveleriyiz biz.
Şu semâvât ehline birer mescid-i seyyar, birer hâne-i devvar, birer ulvi âşiyâne;
Birer misbâh-ı nevvar, birer gemi-i Cebbâr, birer tayyareleriz biz.
Bir Kadîr-i Zülkemâlin, bir Hakîm-i Zülcelâlin birer mu'cize-i kudret,
Birer hârika-i san'at-ı Hâlıkâne, birer nâdire-i hikmet, birer dâhiye-i hilkat, birer nur âlemiyiz biz.
Böyle yüz bin dil ile, yüz bin bürhan gösteririz; işittiririz insan olan insana.
Kör olası dinsiz gözü, görmez oldu yüzümüzü, hem işitmez sözümüzü; hak söyleyen âyetleriz biz.
Sikkemiz bir, turramız bir; Rabbimize musahharız. Müsebbîhiz; zikrederiz âbidâne.
Kehkeşânın halka-i kübrâsına mensup birer meczuplarız biz." dediklerini hayalen dinledim.
Haşiye: Yani Cennet çiçeklerinin fidanlık ve mezrâcığı olan zeminin yüzünde hadsiz mu'cizât-ı Kudret teşhir edildiğinden Semâvât âlemindeki melâikeler o mu'cizât-ı, o hârikaları temâşâ ettikleri gibi, ecrâm-ı semâviyenin gözleri hükmünde olan yıldızların dahi, güyâ, melâikeler gibi, zemin yüzündeki nâzenin mesnuâtı gördükçe, Cennet âlemine bakıyorlar. O muvakkat hârikaları bâki bir surette Cennette dâhi müşâhede ediyorlar gibi, bir zemine, bir Cennete bakıyorlar. Yani o iki âleme nezâretleri var demektir.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Aklıma şöyle geldi;
Kainatın haritasına bakınca,
Kainatın tesbihinide temsil eden bir melek vardır.
Tesbihini Allaha ulaştıran melek,
Hani kırkbin ağzı,kırkbin başı varya,meleğin hadisde,risalede izah ediyor.
Haritaya bakınca melekin ağzıda,başıda kaçmilyar oluyordu,
değil mi?,
Allahu ekber..
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
hakikaten 64 trilyonda olabilir,dahada olabilir,
çünkü kainat bize göre sonsuz,
sonsuz tesbihiyle Allaha takdim ediyor,
Rububiyete karşı ,külli ubudiyetle,
İşte namaz kılanlarda,ubudiyetini yerine getirenlerde bu tesbihin içindedir,
ve böylece külli tesbih kazanmış oluyor insan,
ve bu insanın amelleride sonsuzlaşıyor,
böylece sonsuz cennete gidiyor doğruca,
yazık o kimseler ki bu cemaatin içine girmek için namaz kılmayanlardır
Tekrar Allahu ekber diyoruz..
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Sonra, herkesin hususî dünyasındaki "hava" unsuru dahi bir hüve kadar, herbir avuç havadaki herbir zerre, mazhar oldukları santrallık, âhize ve nâkılelik vazifeleri içinde bütün duaları ve salavatları ve ricaları ve ibadetleri ifade eden http://www.risaleinurenstitusu.com/t.../emir/b393.gif cümlesini lisan-ı halleriyle dedikleri için, hava unsuru küllî bir lisan olarak o hadsiz kelimatlarını katrilyonlar, belki kentrilyonlar adedince söyleyerek Sânilerine, Hâlıklarına takdim ettiklerinden, onların namlarına o küllî mânâ ile Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Cenab-ı Hakka http://www.risaleinurenstitusu.com/t.../emir/b394.gif diye takdim etmiştir. Yani, "Bütün dualar ve ihtiyaçtan gelen ricalar ve nimetten çıkan şükürler ve ibadetler ve namazlar, Hâlık-ı Külli Şeye mahsustur."
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Bir melâike var. Kırk bin başı var. Her başında, kırk bin dil var. Herbir dilde kırk bin tesbihat yapıyor. 64 trilyon tesbihat aynı anda söylüyor. Demek küre-i hava, bu melâike gibidir. Yani, bu melâikenin tesbihatı adedince her kelime-i tayyibe, hava sayfasında yazılıyor.
Küre-i hava diyor ki: "Bu hadis, benden veya bana nezarete memur melekten haber veriyor. Çünkü, insandaki bütün konuşmalar ve sair bütün hadsiz sesler, karışmaları içinde karıştırılmadan tam hurufatıyla ve söyleyenlerin şiveleriyle, mümtaz sesleriyle söylenmek gösterir ki, küllî bir şuurla yapılan bu iş yalnız tek bir zerrenin vazifesi, ne bana, yani küre-i havaya ve ne de bütün esbaba vermesi hiçbir cihet-i imkânı yok. Demek her yerde hâzır, nâzır ehadiyet cilvesiyle ve içinde ihatalı bir irade, muhit bir ilim bulunan bir kudret-i Ezeliyenin cilvesidir. Buna milyonlar şahitlerinden birisi radyodur."
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
İşte, mâdem şu mevcudât-ı hariciyenin herbirisinin üstünde birer melek-i müekkel var olmak lâzım gelir; tâ ki o cismin gösterdiği vezâif-i ubûdiyet ve hidemât-ı tesbîhiyesini âlem-i melekûtta temsil etsin, dergâh-ı Ulûhiyete bilerek takdim etsin. Elbette, Muhbir-i Sâdıkın rivâyet ettiği melâikeler hakkındaki sûretler, gayet münâsiptir ve mâkuldür. Meselâ, ferman etmiş ki, "Bâzı melâikeler bulunur, kırk başı veya kırk bin başı var. Her başta kırk bin ağzı var, herbir ağızda kırk bin dil ile kırk bin tesbihât yapar." Şu hakikat-i hadîsiyenin bir mânâsı var, bir de sûreti var.
Melâikenin ibâdâtı, hem gayet muntazamdır, mükemmeldir, hem gayet küllîdir, geniştir.
Ve şu hakikatin sûreti ise şudur ki: Bâzı büyük mevcudât-ı cismâniye vardır ki, kırk bin baş, kırk bin tarz ile vezâif-i ubûdiyeti yapar. Meselâ, semâ güneşlerle, yıldızlarla tesbihât yapar. Zemin, tek bir mahlûk iken, yüz bin baş ile, her başta yüz binler ağız ile, her ağızda yüz binler lisân ile vazife-i ubûdiyeti ve tesbihât-ı Rabbâniyeyi yapıyor. İşte, küre-i arza müekkel melek dahi, âlem-i melekûtta şu mânâyı göstermek için öyle görülmek lâzımdır
29.söz'den
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Şu nihayetsiz fezay-ı alem ve şu muhteşem semavat , burçlarıyla , yıldızlarıyla zişuur, zihayat, ziruhlarla doludur.Nardan, nurdan ,ateşten,ışıktan, zulmetten, havadan,savttan, rahiyadan, kelimattan, esirden ve hatta elektirikten ve sair seyyalat-ı latifeden halk olunan zihayatlar, ziruhlar zişuurlar. ..
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Nasıl semâvât yıldızlarıyla ve cevv-i feza müştemilâtıyla Senin vücub-u vücuduna ve Senin birliğine ve vahdetine şehadet ediyorlar. Öyle de, arz, bütün mahlûkatıyla ve ahvâliyle Senin mevcudiyetine ve vahdetine, mevcudatı adedince şehadetler ve işaretler ederler.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Havayı temsil eden meleke 64 trilyon tesbihat yapsa,
dünyayı temsil eden meleke kentrilyonlarca tesbihat yapsa,
peki evreni temsil eden meleke ne kadar tesbihat yapmış oluyor?
İşte burda bize yine ALLAHU EKBER demek düşüyor.
Ve evreni temsil eden melekenin büyüklüğünü düşünün.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
ALLAH c.c razı olsun emeğine sağlık
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Sağolun, teşekkür ederim. Rabbim cümlemizden razı olsun inşaAllah.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
emeğine sğalık arzunurum çok mükemmel yazılar ..
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Sağol çok teşekkür ederim canım...
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Allah cc razı olsun arzunur kardeşim paylaşımlarının devamını dilerim..
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Alıntı:
marki1 Nickli Üyeden Alıntı
Allah cc razı olsun arzunur kardeşim paylaşımlarının devamını dilerim..
Amin ecmain inşaAllah.. Teşekkür ederim....
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
Allah razı olsun. anlam dolu paylaşımlar getrmen tenennisiyle.
-
Cevap: Sayfaya güncelle Kainatın veya Evrenin Haritasına Bakın
İnsan kainatı bir okuya bilse rabbinin kudretini azametini görecek! Allahu ekber diyecek... Bir tanısa kendini bilse misafir olduğunu,görse rabbinin ikramlarını Subhanallah diyecek... emeğine sağlık rabbim senden ve tüm kardeşlerimden razı olsun