Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya
Rüya Nedir?
Rüya, uyku ve bayılma gibi hallerde görme veya bu hallerde görülen şeylerdir. Rüyanın çeşitli şekilleri olmakla beraber asıl rüya Levh-i Mahfuz’dan olanların kalp aynasında görülmesidir.
Allah-u Zülcelal’in yarattığı ve yaratacağı her şey yine kendi yarattığı levhi mahfuzdandır. Olmuş ve olacak şeylerin hepsi orada mevcuttur. Orada yazılıdır.
Levh-i Mahfuz’un kendisi bir ayna gibidir. Bütün suretler oraya nakşedilmiştir. Eğer bir aynanın karşısına başka bir ayna koyulursa, o aynada ki suretler oraya akseder. Yani kalp aynasına yansır.
Uyku ve benzeri hallerle, beş duyu organımızın faaliyeti durur. Bu sırada kalp saf ve berrak olur. İki ayna arasında perde (beş duyu organımızın faaliyeti) kalktığı vakit birinde bulunan şeyler ötekine aksettiği gibi, Levh-i Mahfuzda olan şeylerin bazısı kalbe akseder. Ancak uyku ve benzerleri beş duyu organının çalışmasına mani olsa da batini duygularda hayal kuvvetinin çalışmasına mani olmaz. Bu sebeple, hayal kuvvetinin Levh-i Mahfuz’dan kalbe aksedenleri ona uygun bir suret halinde muhafaza eder.
Uykudan uyanınca hayalde olan bu suretler hatırlanır. Bunlar rüyanın garip halleridir.
İmam-ı Rabbani Hz. (ks) bu konuyu, Allah-u Teâla dilediği vakit, ruhun bazı hallerini misal alemi denilen alemin aynasından gösterir, şeklinde açıklamaktadır. Ruhun hallerinin iyiliği, kötülüğü buradan anlaşılır. Keşif ve rüyalar böyle hasıl olmaktadır.
Uykuda iken ruhun bedenden ayrılması, bir kimsenin geziye eğlenmek için, kendi vatanından gülerek sevinerek ayrılmasına benzer ki, gezdikten sonra sevinç içinde yine vatanına döner. Ruhun gezinti yeri alemi misaldir.
Rüyanın Çeşitleri
Rüyalar üç çeşittir;
1- Uyanıkken görülen şeylerin uyku ve diğer hallerde görülmesidir. Buna Hadis-ün Nefs denir.
Mesela bir iş veya sanat sahibinin kendisini bu işle uğraşırken görmesi gibi.
2- Şeytanın insanı korkutmak, üzmek ve onunla oynamak için hayaline getirdiği, gösterdiği şeylerdir. Bu çeşit rüyalara kötü rüya; “Hulm” yani şeytanın gösterdiği karışık şeyler ismi verilir.
Bu üstteki iki rüya batıl rüyalardan olup tabir edilmez.
3- Allah-u Zülcelal tarafından, “Levh-i Mahfuz’dan” insanlara gizli olan şeylerden; kişilere ya müjdelemek, ya korkutmak ve yahut ta uyarmak için gösterilen rahmani rüyalardır. Bunlara Rüya-ı Sadık’a, yani iyi ve doğru rüya denir. Uygun bir şekilde ehlince tabir edilir.
Peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde: “Salih rüya Allah’tan, kötü rüya ise şeytandandır. Biriniz hoşlanmadığı bir rüya görürse, uyanınca üç kere sol yanına tükürsün! Sonra onun şerrinden Allah’a sığınsın. Çünkü (böyle yaparsa) ona bir zarar veremez.” Buyurmaktadır.
Rüya Kimlere Anlatılır?
Rüya’nın sağlam görüşlü ve Salih Müslümanlara anlatılması lazımdır. Çünkü muteber bir eserde şöyle geçiyor. “Rüya, sahibi onu anlatmadığı sürece bir kuşun ayağında asılıdır (sahibi onu anlatıp ta tabir edilince düşüverir). Onun için sen onu ancak alim olan bir zata yada hayırla tabir edecek, akıllı bir kimseye anlat.”
Rüyanın doğru olarak tabiri iki şekilde olmaktadır. Birincisi: Allah-u Zülcelal’in kalbe ilhamla bildirmesi ile olur. Bunun için tabir edenin Salih ve ilhama layık olması lazımdır.
Anlatıldığına göre Evliyaullah’tan Süleyman Veliyyüddin Efendi Hz.leri sohbet ederken bir adam yanına gelerek rüyasını anlattı:
- Efendim, rüyamda bir mescide gittim, kamet getirdim ve çıktım… Acaba neye delalet eder? Süleyman Veliyyüddin hz.leri:
- Allah Mübarek etsin. Sen hacca niyet etmişsin, hazırlığını da yapmışsın. İnşallah, Harameyn’e gidip hacı olacaksın, buyurdular.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra, bir başka kimse gördüğü rüyanın aynısını anlattı. Süleyman Efendi (ks) bu sefer, aynı rüyayı gören ikinci adama:
- Oğlum sen birisinin eşyasını çalmışsın. O çaldığın şeyi götür sahibine teslim et. Helallik iste. Yoksa elin kırılacak, bilesin!..
Adam dışarı çıkınca, iki olaya da şahit olan derviş, bu hadiseden sordu:
- Efendim ikisi de aynı rüyayı görmüşler, fakat siz tabirleri çok farklı yaptınız, bunun sır ve hikmeti nedir? Veliyyüddin Efendi (ks):
- Cenab-ı Hak Kitab-ı Kerim’inde her şeyi açık-seçik beyan etmiştir, ama hakikati o ayna da görene bilene göredir. İlk gelen kişi rüyasını anlatırken kalbime, gönül aynama haccın farziyeti hakkındaki ayet zuhur etti. İkinci adam rüyasını anlatırken, hırsızlığın hükmü hakkındaki ayetin manası zuhur etti kalbimde… Buyurarak, rüyayı tabir ederken Kur’an’a dayandığını ifade etmişlerdir.
İkinci tabir şekli de, Allah-u Zülcelal’in bir ihsanı olan feraset (sağlam görüş), hadislerde ince ve derin manaları anlama ve kavrama kabiliyetiyle, basiretle tabir olunur.
Rüya da görülen suret ve remizlerin (semboller) bilinmesi gibi. Yani tabir, görülen hangi şeyin hangi manayı ifade ettiğini bilme esasına dayanır. Bu sebeple rüyayı herkes tabir edemez. Rüyayı tabir edecek kimsenin muhakkak; alim, salih, ve sağlam görüşlü bir kimse olması lazımdır. Çünkü sağlam kaynaklarda, rüya nasıl tabir olunursa, öyle çıkar diye geçmektedir.
Bir diğer önemli husus da, rahmani bir rüyanın nübüvvetin kırk altı cüzünden bir cüz olduğudur. Buna rağmen hiç kimse, şer’i hükümler dururken, rüya ile amel edemez. İlk başta İslam’ın zahirine bakılır. Ondan sonra yine rüya İslam’a uyuyorsa onunla amel edilir…
Gülistan Dergisi
Kaynak: Ramuz el Ehadis
Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya
Allah (celle celaluhu) razı olsun abi..
Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya
size birşey soracam...
1. neden konu içeriğini görmek için üye olmamız gerekiyor.. bu çok saçma ve zaman alıcı..
2. Rüyalarda ruhumuz bedenden ayrılır mı?? böyle bir hadis, ayet vs. varsa gösterebilir misiniz?
Yanıt acil olursa sevinirim..
Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya
Alıntı:
snn_03 Nickli Üyeden Alıntı
size birşey soracam...
1. neden konu içeriğini görmek için üye olmamız gerekiyor.. bu çok saçma ve zaman alıcı..
2. Rüyalarda ruhumuz bedenden ayrılır mı?? böyle bir hadis, ayet vs. varsa gösterebilir misiniz?
Yanıt acil olursa sevinirim..
Yanıt birkaç gün gecikmeli oldu, hakkınızı helal edin. Bir haftadır burada değildim, yeni gördüm mesajınızı.
1. Konu içeriği için emek harcanmıştır, o emeğe saygı babında üye olunması site kurucularımız tarafından uygun görülmüştür kardeşim. :)
2. sorunuza cevap olarak Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bir yazısını alıntı yaptım. Umarım sorunuza cevap olur:
Efendimiz, hususiyle ahir zamanda çok sadık rüyalar görüleceğini ifade buyururlar. Nübüvvetten uzaklaşıldığı, mânâ âleminde tatmin edecek şeyler azaldığı böyle bir dönemde insanlar rüyalarda teselli olurlar.
Rüya, âlem-i misale açılan menfez ve kapılardan, misal âlemine ait temessülatı seyretmek demektir. Rüya, şehâdet âleminden alakası kesilen insanın, kendisini tenteneli bir perde gibi çepeçevre saran bir çeperin aralıklarından, âlem-i misale doğru nazarını çevirmesi ve nazarına misal ve berzah âleminden bir kısım levhalar aksetmesinden ibarettir. Ancak her rüyada böyle olmayabilir. Mesela, şuur altı hadiselerin rüyalara aksedişi böyle değildir. Siz, bir hadisenin tesirinde kalırsanız, mütemadiyen rüyada onu görürsünüz. Susayan bir insanın kendisini, çağlayanların kenarında, aç bir insanın kendini ekmek fırınında görmesi bu kabildendir. Bazen de bir kısım müheyyiç hadiseler, o türden görüntülere sebebiyet verebilirler. Öyle ki insanın yaşadığı bir kısım olaylar belli kalıplarla rüyalarda da devam ederler. İnsan bunları adeta görme mecburiyetinde kalır gibi olur. Bunların da bir hakikati yoktur ve bu görüntüler hiçbir manaya delalet etmez. Biz bu iki sınıfı, -Kur'an-ı Kerim'deki ifadesiyle- "Adğasü ahlâm- karışık düşler" içinde mütalaa ediyoruz. (Bkz. Yusuf Sûresi, 12/44) Bu kategoride mütalaa edilen bir tür daha vardır ki, onlar apaçık şeytan ilkaâtıdır.
Bunlardan başka bir de, istikbale ait bir kısım hadiselere dair insanın gördüğü rüyalar vardır ki, zamanı geldiğinde bunlar birer birer zuhur eder. Ehl-i keşif ve şühud bunları yakazaten (uyku hali olmaksızın), bizim gibi avam halk ise rüyalarında görürler. Efendimiz, hususiyle ahir zamanda çok sadık rüyalar görüleceğini ifade buyururlar. Nübüvvetten uzaklaşıldığı, mânâ âleminde tatmin edecek şeyler azaldığı böyle bir dönemde insanlar rüyalarda teselli olurlar. Öyle de olsa ahir zamanda müminlerin gördüğü rüyaların çoğu sadıktır. Aslında, olmuş-olacak her şey belli sembollerle âlem-i misalde mevcuttur. Buna temessülat (misal âlemi) ve daha ötesine de âyân-ı sâbite denilmektedir.
Rüyada ruh bedenden ayrılır mı?
Rüyada ruh bedenden ayrılır mı meselesine gelince; ruh, madde gibi belli bir yeri ihraz etmez. Madde, boşlukta bir yer işgal eden veya Newton'un görüşüne göre yer çekimine tabi olan hacimli bir şeydir. Ruh ise bütün bunlardan müberradır. Çünkü o, âlem-i halka değil âlem-i emre aittir. Avamca anlayışımızla ifade edecek olursak, ruh, Cenab-ı Hakk'ın "kün" demesiyle olan bir varlıktır; görüp kavrayacağımız, yakalayıp tutabileceğiniz bir şey değildir. O, şuurlu bir kanundur ve bir manada hayyizden (vüs'at, mekan, yön) müstağnidir. Bir anda değişik yerlerde temessül edebilir. Tıpkı bin aynayı güneşe mukabil tuttuğunuz zaman bu aynalar içinde güneşin temessülünü gördüğünüz gibi, ruhu da, nuraniyeti ve ruhaniyeti itibarıyla bin insanın mir'at-ı ruhunda görmek mümkündür. Ama bu her zaman böyle olur demek de değildir. O, dilediğinde olur. Onun için Efendimiz bir gecede belki bir milyon insanın rüyasına girer ve onlara temessül eder. Bu açıdan, ruhun bedenden ayrılması meselesi bahis mevzuu değildir. Kur'an, uykuya "sübât" demektedir (Bkz: Nebe Sûresi, 78/9) ki, o da, değişik faktörlerden ötürü bünyeye adem-i merkeziyet havasının hakim olması ve dinlenmek üzere, seni uyutmayan ve gözlerini açık tutan mekanizmanın devreden çıkmasından ibarettir. Ne var ki, bu durumda da ruh, bedenle alakasını kesmemektedir. Çünkü beden hâlâ bütün fonksiyonlarını icra etmekte ve teneffüsünü sürdürmektedir.
Öyleyse rüya halindeyken ruhun çıkması bahis mevzuu değildir. Uykuyla insanın gözleri âlem-i şehadete kapandığı için, bu defa ruh, âlem-i gayba açılan gözlerle âlem-i misali müşahede etmektedir.
Evet, ruhu iyi anlarsak rüya halindeyken onun bedenden ayrılmadığını da anlamış oluruz.
Fethullah GÜLEN
Zaman
22.12.2006
Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya
Emeğinize sağlık Allah(c.c) razı olsun...
Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya
Rahmani ve sahih olarak isimlendirilen Rüyalar insanın bir nevi seyr-i süluğudur (ruh yürüyüşüdür)..Efendimiz sav.in bu konudaki en etkilendiğim hadisi ; Sahih rüyalar Rabbin kulu ile konuşmasıdır..
Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya
ellerinize ve emeğinize sağlık.bana teşekkür etmekden başka cevaplıyacak bişi kalmamış .
ALLAH C.C sizlerden Razı olsun.
Dua ile...
Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya
Merak edenler için muazzam bir açıklama olmuş abi emeğine sağlık Allah c.c. razı olsun...
Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya
Allah (celle celaluhu) razı olsun .
Cevap: Kalbe Yansıyan Gerçek; Rüya
Cok güzel bir paylaşım oldu emeğinize sağlık.Allah razı olsun.Fakat ben rüyalara inanmıyorum.Hata mı ediyorum acaba?Eksik miyim bu konuda bilemiyorum..Bilgileri olanlar yazarlarsa sevinirim.Allah razı olsun şimdiden...