Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
1014. Herkes, aşk ateşine kendini atamaz! Cins atlar, padişahı taşır; ahmak atlar ise, tezek taşır!
Müstef'ilün, , Müstef'ilün, Fe'ülün
(c. IV, 2043)
• Gördün mü, kış mevsimi ne diyor? Sen, harman gibi odun yığ! Kış soğuk geçmese de, ikisinin de, kışın da, odunun da soğukluğu, vebali bana, benim üstüme olsun!
• Soğuk artınca, şiddetlenince ateşe odun at; odunu esirgeme! Odun mu daha değerlidir, yoksa beden mi?
• Gönlünde ateşi saklayan odun, yokluk suretidir; ateş ise, Allah'ın aşkıdır! Ey can; aşka ulaşmak için suretleri, şekilleri yak, yandır!
• Suretleri, şekilleri yakmadıkça, canın üşür, donar, buz kesilir; aşkı bulamazsın, şekilde kalırsın! Şekilde kalırsan, puta tapanlar gibi manevî baharlardan haberin olmaz, eminlik yurdundan uzak düşersin!..
• Ateşe benzeyen aşkın içine gir, kendini temizle; ateş içinde gümüş gibi gönlünü hoş tut, güzelleş! Mademki Hz. Halil'in oğlusun, ateş senin evindir, yurdundur!
• Ateş, Allah'ın emri ile, gönlü uyanık kişilere lale olur, gül olur, çiçek olur, reyhan olur, söğüt, süsen olur! 22
22 Eski Sairlerimizden birisi; "Ateş kenan, kış gününün lalezandır" (Ateş kenan, kış gününün lale bahçesidir) demiştir.
• Allah'a inanan kişi, efsun bilir; ateşe efsun okuyunca, o ateşin yakıcılığı kalmaz; ateş ateşliğini kaybeder, parlak bir ay olur!
• Demiri bile eritip iğne gibi incelten ateşi yatıştıran efsuna aferin!
• Mumun ateşi pervaneye pencere gibi görünür de, o yüzden onun alevi içine atılır, yanar!
• Herkes, aşk ateşine kendini atamaz! Cins atlar, padişahı taşırlar; işe yaramaz, ahmak atlar ise, palan yüklenirler, tezek taşırlar!
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
1015. Duayı tatlılaştır; dua, ağzımıza süt gibi, bal gibi tatlı gelsin!
Müstef'ilün, Fe'ulün, Müstef'ilün, Fe'ülün
(c. IV,203~)
• Önce, bizi adam et, aşka layık bir kişi haline getir! Sonra, bize şarap sun;kadehi durmadan döndür!..
• Ey can; bizden, bizim hizmetimizden ne çıkar? Mademki binayı sen kurdun, onu yine kendin tamamla!
• Bizim selamet evimizi melamet evi yaptın; melamet evimizi de selamet evi yap!
• Bu aşk yolu, sonsuzdur, uzundur! Onu, sonsuz lütfunla kısalt, iki adımlık yol yap!
• Bizi, nefs-i emmareye esir ettin fakat, kötülüğü emreden nefsin de emiri sensin; sen, bizi emir yap da, onu bize kul et!
• Herkese ait olan lütuflarını has kullarına nasip ettin! Bugün de, has kullarına ihsan ettiğin lutufları herkese, bütün kullarına lütfet!
• Her zerreye, lutfunla, bir başka güneş ver; lutuf ve ihsan güneşini, herkese tam olarak ver!
• Duayı bize tatlılaştır; dua, ağzımıza süt gibi, bal gibi tatlı gelsin! "Amin!" diyene de lutfet, onu herkesin iyiliğini ister bir hale getir!
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
1016. Senin maddî varlığın ve benliğin, bir ayıptır; sen, boğazına kadar bu ayıbın içindesin!
Müstef'ilün, Fe'ülün, , Fe'ulün
(c. IV, 2028)
• Her ne kadar uzun zamandan beri boğazıma kadar ayrılık ateşleri içinde oturdum, yandım yakıldım ise de, Allah'a şükür, şimdi de, sevgili ile boğazıma kadar vuslat suyu içindeyim!
• Sevgiliye; "Boğazıma kadar lütuflarına garkolmuşum!" dedim. Sevgili, beni boğazıma kadar lütuflara garketmeye kani olmadı da,
• Dedi ki: "Başını ayak yap, aşkın derinliklerine dal! Çünkü, boğazına kadar aşkın derinliklerine dalmazsan, işin yoluna girmez!"
• Dedim ki: "Ey can; benim başım, senin nalınındır! Fakat iki gözüm, sen nalınlarda kalma; boğazına kadar bu işin içine girmeye bak!"
• Sevgili bana; "Dikenden de aşağı mısın?" dedi. "0 da, gülleri beklerken tam dokuz ay, boğazına kadar toprağa gömülü kaldı!"
• Sevgiliye; "Diken de nedir ki?" dedim. "Senin gül bahçen için, gül gibi, yok zaman ta boğazıma kadar kanlara battım, kanlar içinde kaldım, yapraklarım kanlara boyandı!"
• Dedi ki: "Çekişme aleminden kurtuldun, aşk alemine ulaştın! 0 alemde ta boğazına kadar savaşlara, kavgalara dalmıştın!
• 0 çekişme aleminden kurtuldun ama, kendinden kurtulamadın, yokluğa kavuşamadın! Senin maddî varlığın, benliğinin bir ayıbıdır; sen, boğazına kadar bu ayıbın içindesin!
• Yankesici gibi çok tuzak kurma; hileye az başvur! Yankesici, boğazına kadar kendi tuzağının içinde kalır!"
• Dünya sevgisi, dünya tuzağı öyle berbat, öyle fena bir tuzaktır ki, padişahlar ve arslanlar, köpekler gibi, o pisliğin içine düşmüşler, boğazlarına kadar gömülmüşlerdir!
• Bundan daha fazla şaşılacak bir tuzak vardır! Oraya düştünse, görürsün ki, aklı olmayan, saf olan, kendini görmeyen kişi o tuzağa topuğuna kadar batmıştır da, zeki olan, aklı başında olan kişi boğazına kadar o tuzağın içindedir!
• Artık, söylemeyi bırak; nefesin kesiliyor! Ben yorulmasaydım, nefes nefese gelmeseydim, seni, boğazına kadar söze garkederdim!
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
1017. Eğer nefs-i emmareni öldürebilirsen, yakandan bir çok huriler baş gösterirler!
Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilün
(c. IV, 2021)
• Ey genç; sabah oldu! Çabuk kalk, yükünü bağla, hazırla; kervandan geri kalma!
• Kervan geçip gider, sen gafil, uyuyakalırsan, çok ziyandasın, çok ziyandasın, çok ziyandasın!..
• Günah yollarında ömrünü zayi etme, tüketme; ömrünü tüketme de, terütaze kal, ebedî ömür al!..
• Nefs-i emmareni öldürmeye çalış! Çünkü o, senin şeytanındır! Eğer onu öldürebilirsen, yakandan bir çok huriler baş çıkarırlar!
• Şunu iyi bil ki, kötü nefsini öldürünce, yedi kat göğün üstüne ayağını basarsın!..
• Senin kıldığın namaz, tuttuğun oruç kabul edilirse, nefsine hakim olur, doğru yola düşersin! 0 zaman sen, bir pehlivansın, bir pehlivansın, bir pehlivan
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
1018. Can; dille, dudakla, harfle, sözle anlatılamaz ki!
Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilat
(c. IV,2016)
• Benim canım, senin canındır; senin canın da, benim canımdır! Bir bedende iki can hiç görülmüş müdür?
• Ey beden; yüzlerce can ile diri olsan bile sen, yine can iste; bedenden hiç bahsetme!
• Şu candan gönlünü al da, yerine koy! Bu can o olmadan canlık edemez;boş yere yorulma!
• De ki: "Ruh, Rabbimin emrindendir! 23" ayetini anla! Ey benim canım! Can;dille, dudakla, harfle, sözle anlatılamaz!
23 İsra Süresi 17/85.
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
1019. Sen, duru bir su gibisin; yaptığın kötülüklerle bu temiz suyu bulandırma!
Mef'ulü, Fa'ilatü, Mefa'îlü, Fa'ilat
c. IV, 2045)
• Sen, duru bir su gibisin; bu duru suyu, yaptığın kötülüklerle bulandırma,gönlünü örtme! Gönül gözünün önüne günah perdesini çekme; yapma buişi
*Tertemiz kişiler, gönül erleri, gönlünü seyretmek için onun etrafında topandılar! Bu temiz insanlara karşı sen de utanç içinde kalma; sen de tertemizol, gönlünü utandırma!..
*Gönül; "Fanî güzellere aşık olmaktan kendini çek!" diye nara atıyor! Eğer sen tamamıyla can halini almışsan, gönlü üzme, onu gerçek aşktan mahrum etme, onu öyle nekes alıştırma!
*Bakırı, iksir sürerek altın ederler! Bu, bir başka bilgidir! Senin yaptığın bu işlerle bakırın altın olmaz! Ermişlerden uzak kaldığın için, balçık mertebesinden kurtulamazsın, yücelemezsin, insan olamazsın!..
• Ey can! Gönülden ayrı düşeli bir hayli zaman oldu; otuz yıldır onu arıyorsun, hala bulamadın! Bari bu otuz yılı kırk yıla çıkarma!
• Hakk yolunda nice savaşlar var! Öyle her yol başında durma; vakit geçti, gün bitiyor! Sense, lüzumsuz şeylerle oyalanıp duruyorsun!
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
1020. Hz. Musa gibi, ilahî aşkla kendinden geç, asa gibi sus; Tur Dağı gibi ses verip durma!
Mefulü, Fa'ilatü, Mefa-îlü, Fa'ilat
(c. IV,2051)
• Görüyorum ki, bana cefa etmeyi düşünüyorsun; böyle düşünme! Bize çıkışmaya, bizden ayrılmaya hazırlanıyorsun; yapma!..
• Güzelim; aslında sen, baştan başa Hakk'ın lütfusun, ihsanısın! Böyle olduğu halde, davranışlarınla, kendini Hakk'ın azabı, Hakk'ın kahrı haline getiriyorsun; yapma!..
• Gönlümü lütfunla, kereminle elde ettin! Sonra neden lutuftarı, keremden onu mahrum ediyorsun; etme!..
• Güzel yüzünün nuru ile ayın ondördü haline gelen bu kulu, neden dertlerle yeni ay gibi yapar, iki kat edersin; etme!..
• İster ateşe tapar olsun, ister mümin olsun, hepsi de senin havana uymuş, sevdana kapılmış kulların; niçin ateşe tapanla savaşırsın; savaşma!..
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
1021. Hz. Nuh'un gönlüne girmeyenleri denize at!
Fa'ilatün, Fa'ilatün, Fa'ilat
(c. IV,2017)
• Hoten güzeli aramıza geldi; artık, candan da, bedenden de vazgeç!
• 0 aşkın eline bir kılıç verdi de, dedi ki: "Benden başka kimi görürsen, onun boynunu vur!
• Güzel olsun, çirkin olsun, kadın olsun, erkek olsun; Nuh(a.s.)'dan başkasını denize at gitsin!..
• Nuh'un gönlünde yer alanları bırak; nefsanî arzularının esiri olanları, Nuh'un gönlüne girmeyenleri denize at!.."
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
1022. Diyorsun ki; "Gel; sabrı senin üstüne çoban yapayım!" Niçin kuzuya kurdu çoban yapıyorsun?
Mef'ulü, Fa'ilatü Mefa'îlü, Fa'ilat
(c. IV,2052)
• Bizden bıkıyorsun, sıkılıyorsun; bunu yapma, bizden sıkılma! Nedense bize kızıyorsun, bizden yüz çeviriyorsun; ne olur, bizden yüz çevirme!
• Kendi karını düşünüyorsun, sana faydalı olan şeyin peşine düşmüşsün; bizim de ziyanımızı istiyorsun! Bu gibi düşüncelerden kimse karlı çıkmadı; sende karda değilsin, ziyan ediyorsun! Bunu böyle yapma!..
• Bundan sonra, bizim ziyanımızı istemeye razı oldun! Fakat, etme; kimin kimlerin razı olması için buna katlanıyorsun?
• Bize, şarap yerine gam sirkesi veriyorsun; verme! Neden derede su yerine kan ırmağı akıtıyorsun; akıtma!..
• Benim yüzümden zevk, neşe ve sevinci alıyorsun ama, yüzümü bakışlarına hedef tutuyorsun; tutma!..
• Hem mazlumu öldürüyorsun, hem de ona acıyorsun; yol vuran da sensin yolu vurulan, feryad eden de!..
• Ayağım, hiçbir işe yaramıyor! Çünkü, sevgilinin mesti olmuş! Mest olmuş ( ayağı bırak; niçin onu çekip duruyorsun? Bırak, çekme!..
• Diyorsun ki; "Gel; sabrı senin üstüne çoban yapayım!" Niçin kuzuya kurdu çoban yapıyorsun; yapma!..
• Gündüz vakti zahidsin, hep ibadet ediyorsun; gece olunca da, zahidleri öldürüyorsun! Bu gece barış gecesi ama, sen, yine de o işi yapıyorsun; yapma!.
• Dostlar, kıskançlıklarından birbirlerine düşman oldular! Bu dostu, niçin öbürüne düşman edersin; etme!..
• Bana; "Sus!" diyorsun fakat, beni susturmayan, söyleten de yine sensin Aşkınla, bedenimdeki her kılı bir dil haline getirirsin; getirme!..
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
1023. Gerçek sevgili onun o kadar çok bağrına basmıştır ki, ona, sevgilinin kokusu sinmiş, onda toprak kokusu kalmamıştır!
Mef'ulü, Fa'ilatü, Mefa'îlü, Fa'ilat
(c. IV.2053)
• Aşıklarla beraber otur kalk! Arkadaş olarak her zaman aşık olan kişiyi seç; aşık olmayanla bir an bile dost olma!
• Eğer yar, izzet perdesini, namus perdesini yüzüne indirirse, sen git, yüzünde perde olmayan güzelin yüzüne bak, güzelliğini seyret!
• Yüzünde secde izleri bulunan, gerçek sevgilinin nuru olan yüzü gör; alnında mana güneşi parlayan güzeli seyret!..
• Vahdet güneşi, onun yanaklarına yanaklarını koymuş; ona öyle bir nur vermiştir ki, ay bile, onun yüzünü görünce kendinden geçer, yerlere serilir!..
• Onun bedeni, hayalin bedeni gibi kansız ve damarsızdır; içi de, dışı da tamamıyla mana sütü ile, mana balı ile doludur!
• Eşi benzeri olmayan sevgili, onu o kadar çok kucaklamış, o kadar çok bağrına basmıştır ki, ona sevgilinin kokusu sinmiş; artık, onda toprak kokusu kalmamıştır!
• 0, aydınlıksız bir sabah, renksiz bir akşamdır; yönsüz bir zattır; doğmaz, doğurmaz bir hayattır!
• Güneş, gökyüzünden hiç borç nur ister mi? Gül fıdanı, yaseminden ödünç koku ister mi?
• Balık gibi dilsiz ol, konuşma; deniz suyu gibi duru, saf bir hale gel de, çarçabuk inci ve mücevher hazinesine emîn ol!
• Hiç kimseye söyleme; ben, senin kulağına söyleyeyim! Bütün bu saydığım vasıflara sahip olan kimdir, biliyor musun? Tebrizlilerin kendisi ile iftihar ettikleri, övündükleri Şemseddin'dir!..