Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
983. Sevgili; senin güzel kokun bana ötelerden haberler getirmededir!
Mefulü, Fa'lün, Mefülü, Fa'lün
(c. IV,2093) • Benim bağım bahçem, meyvelerim, gül dallarım, nilüferlerim, bunların hepsi de, sevgilinin yüzünden tazeleşti!
• Kevserimden coşan ab-ı hayat, vefa deresinde akmaya başladı!
• Ey güzel yüzü benim gönlüm ve dinim olan sevgili; senin güzel kokun bana ötelerden haberler getirmede!..
• Benim ayna yapan ustam, beni, her an güzel yüzünün karşısında ayna haline getirmektedir!
• Kapısında toprak olduğum sevgili, benim gönlümün kapısını çalmada, vurmadadır!
• Ben şarap içmem ama, eğer sevgili benim kadehimi öperse, işte o zaman içerim!
• 0 benim dadımdır, o benim anamdır; vefa memesi süt vermez olur mu?
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
984. Gecenin karanlığı, benim karanlıklarımın ışığıdır!
Müfte'ilün, Müfte'ilün, Fa'ilat
(c. IV,2112)
• Gecenin karanlığı, benim karanlıklarımın ışığıdır; ayın nuru, benim sevgili ile buluşmamın nurundandır!
• 0 kimya yüzünden, günahlarımla cinayetlerim, ibadet elçisi oldu!
• Gökler bile, benim manevî göklerimi seyretmek arzusuna kapıldı da, kararsız birhale geldi!
• Ey benim burcumda güneş yüzlüm; ey can padişahı, ey şahları bile mat eden güzelim!
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
985. Aşk bahçıvanları, kendi gönüllerinden meyveler devşirirler!
Fe'ilatün, Mefa'ilün, Fe'ilat
(c. IV, 2103)
• Her ne kadar ağlayıp feryad etmede biraz kendini görmek varsa da,
• Bu hal, bana göre değildir! Çünkü ben, senin aşkınla ağlamayı, feryad etmeyi huy edinmişimdir!
• Cenab-ı Hakk'a ve O'nun zatının pak oluşuna yemin ederim ki, ben, kendini beğenmekten kurtulmuşum, arınmışım!
• Senin yüzünden başka tarafa bakan göz, baktığı zaman acaba kimi görür?
• Senden başka bir şey görmemek saadetine eren kişinin ölümden korkması ayıptır!
• Senin aşıkların, bütün ölümlere gülerler; bu hal, onlara mahsustur!
• Ağaçların dalları, yaprakları titrer dururlar ama, gövdeleri ve kökleri titreme korkusundan kurtulmuşlardır!
• Aşk bahçıvanları, kendi gönüllerinden meyveler devşirirler!
• Ey aşığın canı! Zahmetlere katlandığın, gamlar ve kederler içinde çırpındığın için, manevî zevkler, nevaleler devşir!
• Ey hoca! Sen, zahid olmaya, bu hususta bilgi edinmeye uğraş! Çünkü sen, aşkı, çalışıp çabalamayla elde edemezsin!
• Bundan önce, Tebrizli Şems, bunları söylemişti; ama işitecek kulak nerede?..
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
986. Bazan, gönlümde gizli bulunan sevgiliden bir ses gelmededir!
Müfte'ilün, Müfte'ilün, Fa'ilat
(c. IV.2114)
• Gönlümden, canımdan bir ses geldi; bazan da bu ses, gönlümde gizli bulunan sevgiliden gelmededir!
• Benim gönlüm de, elim de ve Kenan Yusufum'un gam eli de yorgundur, bağlanmıştır!
• Elimi gösterdim de; "Söyle; bu kimin yarasıdır?" dedim. Dedi ki: "Bu yara, benim elimden ve benim aşk destanımdan açılmıştır!"
• Ona yaralı gönlümü gösterdim de; "Bak; nasıl kanlar içinde kalmıştır!" dedim! Gönül verdiğim sevgili, gönlümü kanlar içinde görünce bana acıyacağı yerde, gülmeye başladı!
• Sonra, yine gülerek bana; "Ey benim bayramımın kurbanı!" dedi. "Yürü git, bu haline şükret!"
• Ona; "Ben kimin kurbanıyım, kimin kurbanıyım?" dedim! Sevgili; "Benim kurbanımsın, benim kurbanımsın!" dedi!
• Sabah gülüp açılınca, gözlerimden yaşlar akmaya başladı! Padişah, benim ağlayan gözlerimi görünce; "Neden ağlıyorsun?" dedi. Ona dedim ki:
• "Sevgilinin şefkati yüzünden ab-ı hayat kaynağım coştu, suları akmaya başladı!
• Arştan ab-ı hayat akıyordu; iman ağacım, o su ile terütaze kaldı!
• Ben, bu suyun da, bu suyun sahibi emîrin de kuluyum, kölesiyim! Fakat, benim bu hayran kalmış gönlüm, benden daha fazla onun kulu, kölesi olmuş!"
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
987. Sayısız insan, aşk yüzünden canından olmuştur! Ama, ey gönül; sen, yine de kollarınla onun boynuna sarıl!
Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa'îlün
(c. IV,2074)
• Yapma, yapma! Suçsuz adam öldürmek, doğru bir şey değildir! Gitme gitme! Sen, bizim ışığımızsın, aydın gözümüzsün; biz, sensiz karanlıklarda kalırız, gözümüz görmez!
• Lütfedip şarap küpünün ağzını açtın da, başımız mahmurlaştı, mahmurluktan gebe kaldı!
• Mademki açtın, küpün ağzını kese gibi bağlama, örtme; pencere kapanınca, ev karanlık olur!
• Gamlara düşmüş, belalara uğramış adam, kaza ve kader oklarının hedefine benzer; onun, rıza şarabıyla mest olmaktan, kendinden geçmekten başka zırhı yoktur!
• Aşkın iki eli, zırh yapan Davud Peygamber'in ellerine benzer! Onun avucunda, demir bile olsa, mum gibi yumuşar!
• Aşka ait sözleri, yine aşktan dinlemek gerek! Çünkü aşk, aynaya benzer! Ayna, herşeyi olduğu gibi göstererek birçok gerçek sözler konuşur; hem de dilsizdir, susar durur!
• Gerçi halkın kanı aşkın boynundadır, sayısız insan onun yüzünden canından olmuştur ama, ey gönül, yine de sen, kollarınla aşkın boynuna sarıl!
• Çünkü aşk, kan bahası vermekten korkmaz! Aşkın, görünmez defineleri, hazineleri vardır! Bu yüzden, ölü bile dirilir ve kefenini yırtar, kurtulur!
• Uyku, seni kolları arasına aldı! Haydi, gayb alemine uç; seher vakti onun elinden yakan kurtulur! 0 zaman sen, seher vaktinde bulduğun eteğe yapış!
• Haydi uyu da, gazelin arta kalan kısmını yarın söyleyeyim! Zaten halk, gül bahçesine sabahleyin gider, sabahleyin gül devşirir!
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
988. Kendi içini günahlardan temizle de, gizli ay, perdelerden sıyrılsın, sana görünsün!
Mefa'îlün, Fe'ilatün, Mefa'îlün, Fa'îlün
(c. IV,2073)
• Ey gönül! Mideleri bozulmuş hastalara bal yedirme; kör kişilere de, göze ait sözler söyleme!
• 0, kuluna, boynundaki damardan daha yakındır! Fakat, Allah'tan uzak olanlara Allah da onlardan uzaktır! 18- 8 Kaf SOresi 50/16. ayete işaret var.
• Kendi içini günahlardan temizle de, gizli ay, perdelerden sıyrılsın, sana görünsün!
• Kendini de, bu dünyayı da kaybedersen, kendinden de, dünyadan da dışarı çıkarsan, Hakk yolunda tanınmışlardan olursun!
• Eğer sen, buluşma ayı isen, buluştuğuna dair bir nişan, bir belirti göster;hurilerin kollarından, yasemin gibi bembeyaz göğüslerinden, güzel yüzlerinden bir şeyler anlat!
• Eğer sen, altın gibi madeninden ayrı düşmüş isen, nerede ayrılık yarası, ayrılık dağı, ayrılık damgası? Sevgiliden ayrılanların damgalı paraları, böylece donar kalır, kalplaşır!
• Mademki sende aşk yok, onun yerine kulluk etmeye bak! Allah, çalışanların ücretini muhakkak verir!
• Şunu iyi bil ki, "Allah aşkı", Süleyman(a.s.)'ın yüzüğü gibidir! Nerede Süleyman'ın geliri, nerede karıncanın kazancı!
• Düşünce elbiselerinden soyun, onları üstünden at! Çünkü güneş ve ay, çıplakları kucaklar!
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
989. Allah'ım! Putperest bile, taştan yonttuğu puta secde eder de, Sen'in lütfunla, ondan manevî zevk duyar!
Müfte'ilün, Müfte'ilün, Fa'ilat
(c. IV, 2109)
• Ey mihnetlere düştükleri, belalara uğradıkları zamanlarda bütün insanların başvurdukları, sığındıkları aziz varlık! Ben de, her dertli insan gibi, yine kendimi sana verdim, senden yardım diliyorum!
• Sen, kıyısı olmayan bir sevgi denizisin; erkekle kadının birbirlerine karşı duydukları istek, senin sevgi denizinin sadece küçük bir damlasıdır!
• Arslanlar, o sevgi ile yavrularına süt verirler; padişah, gönlüne o denizden gelen bir acıma duygusu ile fakire; "Sen kimsin?" diye hatır sorar, yardım eder!
• Senin sevgin sebebiyle, ateş Hz. İbrahim'e dadılık eder, gömlek Yakup(a.s.)'ın gözünü açar!
• Senin sevgin yüzündendir ki, göz güneşten nur alır, yasemin yeryüzünden su içer!
• Hatta, seni inkar eden putperest bile, taştan yonttuğu puta secde eder de, senin lütfunla ondan manevî bir zevk duyar!
• Senin lütfunla, kahır bile insanlara dadılık eder! Ama, insan hile yoluna saparsa, dadı ona zehir verir!
• Bir küçük kör kurt olan ipek böceği de, senin sevginden ilham alarak insanlara giyecekler örer, kefenler biçer!
• Yeter, bundan fazla anlatma; sus! Sus da, can bülbülü dalın üstüne konsun, hutbe okusun!
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
990. Senin çok güzel olan gözlerin, feryadlarıma ve döktüğüm merhamet etmez mi?
Fa'lün, Fa'lün, Fa'lün, Fa'lün
(c. IV, 2092)
• 0 dilber yanıma gelince, ölmüş gibi olan bedenim, baştan başa, tepeden tırnağa kadar dirildi!
• Ona dedim ki: "Ey benim kurnaz sevgilim, ey aşığı çıldırtan, perişan eden güzelim; sen, bu gece benim misafırimsin!"
• 0 benim paşam, o benim canım olan sevgili; "Hayır, olamaz!" dedi. "Çünkü, şehirde beni ilgilendiren önemli bir işim var; ben, oraya gideceğim!"
• Ona; "Allah aşkına!" dedim! "Bu gece bana gelmez de gidersen, şu bedenim cansız kalır, yaşamaz!
• Bir gece olsun, şu altın gibi sararmış yüzümün rengine acımaz mısın?
• Senin çok güzel olan gözlerin benim feryadlarıma ve döktüğüm gözyaşlarına merhamet etmez mi?
• Yüzünün gül bahçesi, kevser gibi hoş bir şekilde akan gözyaşı ırmağına hatıra olarak bir gül olsun atmaz mı?"
• Sevgili; "Ben ne yapabilirim?" dedi! "Kaza ve kader, herkesin kanını benim kadehime doldurdu!
• Hiçbir öd ağacı, benim aşk buhurdanımda yanmadıkça Allah'ın makbulü olmuyor, kokusu bile duyulmuyor!"
• Dedim ki: "Mademki cana kasdetmişsin, benim de kandan başka şarabım, mezem olamaz!
• Sen, selvi ağacısın, gül fidanısın; ben de senin gölgenim! Sen, benim haydarımsın; ben de senin şehidinim!
• Ben aşkım; senin kanını dökersem, mahşerde seni yine diriltirim!
• Aklını başına al da, benim penceremde çırpınma; kendine gel de, hançerimden kaçma!..
• Ölümden korkup yüzünü ekşitme de, kucağım, sana şükürler etsin!
• Ölüm, seni kökünden söküp çıkarınca, gül gibi gül de, seni benim şekerimle yoğursun!
• Aşıklar sürüsünün babası aşktır; benim bütün varlığım, ihtişamım da aşktan doğmuştur!"
• Bu sözleri söyledi ve seher rüzgarı gibi uçtu gitti; benim de, gözlerimden yaşlar boşandı!
• Ben, arkasından seslendim: "Efendim!" dedim! "Durmuyorsun, gidiyorsun! Ne olur, hiç olmazsa birdenbire gitme, yavaş git!..
• Ey benim canım, cihanım; böyle çabuk gitme! Ey benim yüzlerce kanatlım; çabuk uçma, biraz daha yavaş uç!"
• 0, cevap verdi; dedi ki: "Hiç kimse benim çabuk gidişimi görmemiştir; benim en yavaş gidişim budur!
• Şu gökyüzü bile çalışsa çabalasa, peşimden koşsa, yine bana yetişemez!
• Sus!" dedi! "Şu felek kıratı bile benim karşımda topallaya topallaya yürüyebilir!
• Sus artık! Eğer susmazsan, benim bu ateşim dünya ormanına düşer, onu baştan başa yakar!"
• Geri kalanını yarına kadar söyleme! Söyleme de, gönül ağzımdan uçup gitsin!
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
991. Can Musam, Tur Dağı'na çıktı; benim buluşma zamanım geldi!
Müfte'ilün, Müfte'ilün,
(c. IV, 2111)
• Meyhanemden bir ses geldi; sevgili, benim hatırımı sormaya geldi!
• Çok nurlu olan ay yüzlümü görünce, münacatımın zevki arttı, haddi aştı!
• Can Musam, Tur Dağı'na çıktı; benim buluşma zamanım geldi!
• Tur Dağı; "Buluşma ve görüşme yerime gelen o yorgun argın kişi kimdir?" diye nida etti!
• "Şimşek gibi parlayan o aydın nefes kimindir? Göklerim, ta kubbesine kadar o ışıkla doldu!
• Onun gönlü, bizim mest olmuş aşığımızdır; o, benim ayrılığımdan ve afetlerimden kurtuldu!
• Yanıp yakılarak, binlerce yalvarışlarla benim lütfumu istemeye geldi!
• Daha yakına gel, daha yakına gel! Benim lütuflarımı, ihsanlarımı, benim neler bağışladığımı gör!
• Beni istemede, bana vuslatta yok oldun; benim varlığımda ölümsüz ömrü buldun!
• Vahdet küpünden bir kadeh şarap iç, mest ol; bu kerametlerim, hep vahdet şarabındandır!"
Cevap: Hz.Mevlana "Divan-ı Kebir"
992. Halkın hayalleri kendilerine perde olmasaydı, hepsi de benim hayallerimden yanardı!
Müfte'ilün, Müfte'ilün, Fa'ilat
(c. IV, 2110)
• Benim gönül meyhanemden bir ses geldi; Cenab-ı Hakk'a münacatımdan, samimi yakarışlarımdan gökyüzü iki kat oldu!
• Cenab-ı Hakk'a hamd ü senalar olsun; sonunda, zafer nasip oldu! Sevgili, hatırımı sormaya geldi ve bize riayetlerde bulundu!
• Ya Rabbi, ya Rabbi! Ey eşsiz, örneksiz güzel varlık! Benim çektiğim belalara, sıkıntılara karşılık ne lütuflarda, ne ihsanlarda bulundun!
• 0 aziz varlık, o kimya, sonsuz lütufları ile benim gafletimi, inkarımı, cinayetlerimi ibadete çevirdi!
• Ettiğim kusurlarıma karşılık, bana köşk verdi; ayağımın kaymasına, yanlış yollara sapmasına karşılık bağışlarda bulundu!
• Onunla buluştuğum günün manevî zevki, harareti, denizin de, dağın da gönüllerini coşturdu!
• Halkın hayalleri kendilerine perde olmasaydı, hepsi de benim hayallerimden yanardı!
• Benim aşkla, imanla kükreyişim, davulum, sancağım, naralarım, can ordusunu zelzelelere düşürdü!
• Gece yarıları sevgili ile buluşmanın ateşi, tan yerini aydınlatır, ışıklandırır!