Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
ÖYLE BİR SULTANA..
Habib Babahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 4. Murad devrinin gizlihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kimsenin bilmediği Allah dostlarındandır. Yaşlıdırhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif fakirdirhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif gariptir. Fakat Rabbinin katında da alemlere denk bir değerin sahibidir.
Yaşlı Habib Babahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif uzun bir kervan yolculuğunun sonunda İstanbul'a gelmiştir. Yolculuğunun tozunuhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yorgunluğunu atmak için bir hamama gider... Niyetihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif şöyle iyice bir keseleniphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif paklanmak... Bedenini de ruhuna denk kılmaktır.
Fakat hamamcı Habib Baba'yı içeri sokmak istemez.
"Bugün" derhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif "Sultan Murad'ın vezirleri hamamı kapattılarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dışarıdan müşteri alamıyoruz."
Habib baba üzülür... Ricahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif minnet ederhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yalvarır...
"Ne olursun" derhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif "kimseye varlığımı belli etmemhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif aceleyle yıkanır çıkarım. Bu tozlu bedenle Rabbim'e ibadet ederken utanıyorum. Binbir dil döker. Hamamcı ehl-i insaftır... Dayanamaz... Kabul eder... Hamamın en sonundaki odayı göstererek ...
"Baba şu odada hızla yıkanıp çıkhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif para da istemem. Yeter ki vezirlerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif senin farkına varmasınlar."
Habib Baba sevinerek kendine gösterilen yere girer. Yıkanmaya başlar... Ve bu arada hamamcının karşısında yeni bir müşteri belirir. Boyluhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif posluhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif gençhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yakışıklı biridir bu gelen. Onun da görünümü fakirdir... Ama sadece görünümü... İkinci müşteri kılık değiştirmişhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 4. Murad'dır. O gün vezirlerinin topluca hamam alemi yapacaklarından haberdar olan padişah merak etmiştir.
"Hele bir bakalım" demiştirhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif "bizim vezirlerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hamamda benden uzaktahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kendi başlarına ne yaparlarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif nasıl eğlenirler?"
Ve bu merak padişahıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tebdil-i kıyafet ettirerekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hamama getirmiştir.
Az önce yaşananlar bir kez daha tekrarlanır...
Hamamcı vezirler der almak istemez... Padişah isehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ne olursun derhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bastırır ve padişah galip gelir... Habib Baba'nın yıkanmakta olduğu odayı göstererekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif genç padişahın kulağına fısıldar:
"Şu odada bir ihtiyar yıkanıyor. Sende sar peştemali beline gir yanına... Beraber sessizce yıkanınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir an evvel çıkın... Ve ekler: "Aman ha! Vezirler varlığınızı bilmesinler."
Sonra 4. Murad'da Habib Baba'nın yanına süzülür. Beraber sessizce yıkanmaya başlarlar.
Bu aradahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hamamın büyük salonundan gelen tefhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dümbelekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif şarkıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif türkü sesleri ortalığı çınlatmaktadır...
Habib Baba'nın gözühttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif genç hamam arkadaşının sırtına takılır. Biraz kirlenmiş gibi gelir ona... Allah hikmeti gereği dostunahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif o yanındakinin tedbil-i kıyafet etmiş padişah olduğunu ilham etmemiştir...
Ve yanındakinihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif görüntüsüne uygunhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kendi gibi fakir bir delikanlı zanneden Habib Baba yumuşak bir sesle konuşur:
"Evladım" derhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif "Sırtın fazlaca kirlenmişhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif müsade edersen bir keseleyivereyim."
Padişah aldığı bu teklif karşısında şaşkınlaşır ve bü yük bir haz duyar... Haz duyarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif çünkü ömründe ilk defa biri onahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif padişah olduğunu bilmedenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sırf bir insan olarakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif karşılık beklemeksizin bir iyilik yapmayı teklif etmektedir.
Memnuniyetle Habib Baba'nın önünde diz çökerken: "Buyur baba" derhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif "ellerin dert görmesin"
Bu arada içerideki alemin sesleri hamamı çınlatmaya devam etmektedir. Habib Babahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 4. Murad'ın sırtını bir güzel keseler... Fakat padişah kuru bir teşekkürle yetinmek istemez.. Ne de olsa insandır ve o da her insan gibi kendine yapılan iyiliklerin kölesidir.
"Baba" derhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif "gel bende senin sırtını keseliyeyim de ödeşmiş olalım." Habib Babahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif teklifin kimden geldiğinden habersizhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tebessümle;
"Olur evlad" deyiphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Sultan'ın önünde diz çöker. Bu aradahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Sultan Murad kese yaparken bir yandan da Habib Baba'yı yoklarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ağzını arar...
"Baba" derhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif "görüyor musun şu dünyayı... Sultan Murad'a vezir olmak varmış... Bak adamlar içerde tefhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dümbelek hamamı inletiyorlarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sen ve ben ise burada iki hırsız gibi..."
Habib Baba Sultan Murad'ın cümlesini tamamlamasına fırsat bile bırakmazhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kendi hükmünü söyler... Sultan Murad'ın Habib Baba'dan duyduklarıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ağzı açık bırakıphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif keseyi elden düşürten cinstendir.
"Be evladım" derhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Habib babahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif "Sultan Murad dediğin kimdir? Sen asıl Alemlerin Sultanı'na kendini sevdirmeye bak kihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif O seni sevince sırtını bile Sultan Murad'a keselettirir...
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
HUZUR VE SAÂDETİN KIYMETİ
Bir pâdisâhın acemi bir kölesi vardı. Bir gün bu köle ile gemiye binmişti. Köle o zamana kadar hiç gemiye binmemiş ve deniz görmemişti. Gemi yolculuğunun bir takim sıkıntıları ve zorlukları vardı. Kölehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif gemi limandan ayrıldığı andan itibaren titremeye başladı. Ne yaptılarsa köleyi sâkinleştiremediler.
Gemide âlim bir kişi vardı. Hükümdâra; "Müsaâde ederseniz ben onu susturayım" dedi. Hükümdar da o zâta izin verdi. O zâthttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif köleyi denize attırdı. Köle birkaç kere suya battıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif çıktı. Geminin bir tarafına can havliyle tutundu. Onu saçından tutup gemiye aldılar. Bu olaydan sonra kölehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kösesinde sessiz ve sâkin oturdu. Hükümdar âlimden bu isin hikmetini sordu. O da; "Köle suya girmeden evvelhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif gemideki selâmetin kadrini ve kıymetini bilmiyordu. İşte huzûrlahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif saâdet ve sıhhat de böyledir. Huzûr içinde yasayanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif mesûd olanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir felâkete uğramadıkçahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif o huzûr ve saâdetin kıymetini bilmez. İnsan hasta olmadıkça dahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sağlığının kıymetini bilmez" dedi.
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
ORHAN GAZİNİN NİLÜFER HATUNLA EVLENMESİ
Osman Gâzî düğüne dâvet edilmişti.. Bilecik Tekfûru evleniyordu. Yarhisar Tekfûru'nun 13 yaşındaki kızı güzel Helofira'yı alıyordu. 1299 yıllarındahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Güzel Anadolumuz'ahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Selçuklu Türkleri hâkimdi. İstanbul ve civârında yaşayan Bizans İmparatorluğu'nu yıkmak için durmadan çalışırlardı. Bunun için taâ İstanbul'a kadar uç kuvvetler gönderilirdi. Osman Gâzihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu uç beylerinin en cesuruydu. Oğuz Türkleri'nin 24 boyundan biri olan Kayıların başbuğu idi. Selçuklu Sultânıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kendisine Söğüt Kasabası'nınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Domaniç Dağlarını da vermişti. İstanbul civârında bulunan bir çok kale isehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Bizans'ın elinde idi. Her kalenin başındahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Tekfur isimli bir kumandan mevcuttu. Bizans İmparatorluğu'nu korumaya ve kurtarmaya çalışıyorlardı. Osman Gâzîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif gözüpek adamlarıyla Bizans'a ve tekfurlarına kan kustururdu. Ondan çok çekinirlerdi. Bilecik Tekfuru dahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif pek korktuğu Osman Bey'i kendi düğününe dâvet etmek zorunda kalmıştı. Fakat bu dâveti kendisi yapamamıştı. Eskiden Tekfur olanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ama Osmanlılar'ın adâletini gördükten sonra Müslümanlığı seçen Köse Mihâl'e ricâ etmişti.Mihâl Beyhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Müslüman olduktan sonra sayısız kahramanlık göstermiş ve kendisine 'Gâzî Mihâl' adı verilmişti. Düğün dâvetini duyan Osman Bey gülümsedi. Gene de hayret etmişti:
-Ne dersin Mihâl?.. Bu keferenin bizi dâvetten maksadı ne ola?..
-Beli Beyimhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif maksadı fesatlıktır.
-Bilecik'te adamlarınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif çaşıtların var mıdır?
-Hemi de sarayın tam göbeğinde.
-Onlar ne fısıldar?
Mihâl Bey sesini yavaşlatarak :
-Niyetleri düğünde seni zehirlemekmiş Beyim.
Kara Osman'ın kara kaşları çatıldı. Boynundaki şah damarı kabardı. Fakat hiddeti çok sürmedi.
-Biz de bunu beklerdik. Lâkin her işte bir hayır vardır. Sen hele yoldaşlarımızıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif candaşlarımızı bir çağır bakalım. Onlar ne tedbir düşünürler? Meşveret gerekir.
Biraz sonra otağhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif aşîret beyleriyle dolmuştu. Herkesin geldiğini gördükten sonrahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Osman Bey ayağa kalktı. Ayakta iken elleri dizlerinden aşağı sarkardı. Çok heybetli ve tatlı dilli idi. Arkadaşlarının ayrı ayrı gözlerine baktı. Sonra kısaca vaziyeti anlattı. Beyler hep onu dinliyorlardı. Bitince sordu:
-Akça Koca... Sen ki babam cennetlik Ertuğrul Gâzî ile bunca yaş yaşamışsınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bunca cenge girmişsin. Bu kâfir Tekfûr'a ne tedbir buyurursun?
Ak saçlı Akça Koca'nın cevâbı kesindi:
-Buyruk senindir Beyim.
-Tedbirini bağışla Akça Kocam...
-Hele öteki beyleri de bir dinlesek Kara Osman'ım.
Dediği gibi oldu. Meşverete katılan Abdurrahman Gâzîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Satuk Alphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Kara Mürselhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Uytuğ Alphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Samsa Çavuşhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Turgut Alphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Gâzî Mihâl ve Konur Alp Beyler dinlendi. Konuşarak danışarak güzel bir karara vardılar. Sonunda Osman Gâzîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Mihâl Bey'e buyruğunu bildirdi.
-Hemen Tekfûr keferesine varuphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dâvetten ziyâde memnun olduğumuzu bildiresin. Hak nasîb eyler isehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif düğüne gelmek istediğimizi ilâve edesin. Götüreceğim 2 tiftik sürüsünü dehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hediye olarak kabûl etmesini söyleyesin.
-Can baş üstüne Beyim...
-Velâkin artık yaz geldiğinihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Bileciğe kadar vardıktan sonrahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Domaniç Yaylası'na geçmek istediğimizi bildiriphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ruhsat isteyesin.
-İsterim Beyim.
-Sor bakalım harem halkımızhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kadınlarımızhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kızlarımızhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif düğüne ağırlık olur mu?
-Ne ağırlığı Beyim? Kâfir sizi zehirledikten sonrahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kadınlarınızıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kızlarınızı da câriye yapmayı düşler mutlakâ.
-Sen sor hele! Tedbirde kusur gerekmez.
-Sorarım Beyim sorarım. Fakat öncehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 40 sandık düğün hediyesinden bahsetsem?
-Doğru dersin Mihâl Bey. Asıl düğün hediyemizin tam 40 sandık doldurduğunu önceden söylemelisin. Sakın unutmahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kendi gözlerinle sandıkları saydığını ilâve et.
-Unutur muyum Beyim?
Bilecik Tekfûruhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tiftik sürülerini görünce deliye dönmüştü. Fakat onu asıl sevindiren şeyhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Kara Osman'ın tuzağa düşmesiydi. Hele arkadan gelecek 40 sandık düğün hediyesini de duyuncahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif keçi sakalı titredi. Böylesini Bizans Kayseri bile göndermezdi.
-Doğru mu dersin bre Mihâl? Hakîkaten 40 sandık hediye getirir mi bu Türkmenoğlu?
-Gözlerimle gördüm. Sandıklar tam 40 tâneydi.
-Vay canına! Fakat gene de anlayamıyorum. Bu kadar ağırlığı nîçin göze almışlar?
-Nîçin almasın haşmetlim? Buradan yaylayahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Domaniç dağlarına geçecekler ya... Haremindeki 40 hâtunu da berâber getirdiği içinhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 40 sandık hediyeyi gözden çıkarmış Osman Bey. Düğünde sana yük olmak istemez. Sonrahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif şânına lâyık bir armağan vermesi gerkemez mi?
Bunları işiten Tekfûr'un gözleri parlamıştı. Tam Mihâl Bey'in tahmin ettiği gibi kadınları nasıl köle yapacağını düşünüyor olmalıydı.
-Gelsinlerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif gelsinler... dedi. Biz de onlara öyle bir ağırlama merâsimi yaparız kihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif cümle âleme şân olur. Muhteşem Bizans İmparatorum Palaologos Hazretleri bile hayrette kalır.
Söğüt Kasabası'nda gizli ve heyecanlı bir hazırlık vardı. Düğüne gidilecekti... Kararlaştırıldığı gibihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif büyük boyda 40 tâne sandık hazırlandı. Pırıl pırıl cilâlı bu hediye sandıklarınahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif çok îtinâ ediliyordu. Hepsine altın süslemeler ve gümüş çiviler çakıldı. Her birinin yan tarafınahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif küçük delikler açıldı. O deliklerden kırmızıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif beyaz ve pembe tüller sarkıtıldı. Düğün evine gitmeye lâyık şekilde süslendi. Nihâyet içlerine hediyeleri de kondu. Türkmen nineleri isehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif haremdeki 40 yörük hanımını süsledilerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif donattılar. Düğüne hazır hâle getirdiler. Öğleye doğruhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kâfile yola çıktı. 40 sandık hediye ve 40 Türkmen hâtunu Bilecik'te sabırsızlıkla bekleniyordu. Osman Gâzîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif beyaz atıyla Tekfûr sarayına girincehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif herkes hayret etmişti. Çünkü yanında sâdece üç arkadaşı bulunuyordu. Bunlar Abdurrahman Gâzîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Konur Alp ve Akça Koca Beylerdi.
Tekfûrhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif onları yapmacık bir nezâketle karşıladı. Düğün ziyâfetine buyur etti. Ortalığı zâten şölen etlerinin kokusu kaplamıştı. Misâfirlerihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kayınpederiyle tanıştırdı. İhtiyâr Yarhisar Tekfûru da şaşalamıştı. Öyle ya... Bizans'a kan kusturan meşhur Osman Gâzîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu kadar tedbirsizhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu kadar hatâlı olabilir miydi? Kendi ayaklarıyla ölümüne koşar mıydı?
Herkes böyle birbirini süzerkenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Büyükkapı tarafından gürültüler duyuldu. Sevinç çığlıkları arasında yeni dâvetliler göründüler. Meğer Mihâl Beyhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 40 sandık düğün hediyesini ve hâtunları getirmişti. Harem halkıyla birliktehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif orta avluya geçtiler. Prensesler ve saray kadınlarıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yeni misâfirleri ağırlamak için koşuştular. Gelenler daha çok 13 yaşındaki güzel gelini merâk ediyorlardı. Gelin hanım nedense şaşkın ve üzgün görünüyordu. Kadınlar için orta avluya masalar hazırlanmıştı. Osman Beyhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hâtunlarla aynı masada oturmadığı içinhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif onlar ayrı yerde ağırlanıyordu. Tam bu sırada Osman Gâzî'nin gür sesi ortalığı kapladı:
-Yâ Allahhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Bismillâhhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Allâhüekber!..
Besmele çekilmiştihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif buyruk verilmişti. Orta avludaki 40 Türkmen kızıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu sesi duyar duymazhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif şalvarları arasından eğri kılıçlarını çektiler. Başlarındaki takma saçlarıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tüllerihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif peçeleri de atıncahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ortaya 40 Osmanlı bahâdırı çıkmaz mı? Prenseslerin düşeslerinhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif halayıkların çığlıkları arasında dış avluya hamle ettiler. Bu sırada Mihâl Bey dehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hediye sandıklarını açıyordu. Her sandığın içindenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif eğri palalıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif pala bıyıklı Osmanlı levendleri fırlayıverdiler... Ortalık ana baba gününe dönmüştü. Şövalyelerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif subaylar ve askerler çoktan pes etmişlerdi. Zâten dövüşemeyecek kadar sarhoştular. Belki zindanlardahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sarhoşluktan ayılırlardı. O zaman ne olduğunu her halde anlarlardı.
Bilecik Tekfûru'nu sakalından yakalayan Konur Alphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kılıcı havada seslendi.
-İzin ver Beyimhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif şu keferenin kellesisini uçurayım.
Osman Gâzî başını iki yana salladı.
-Olmaz Konur Alphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif olmaz. Biz buraya düğüne geldikhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif düğün henüz bitmedi ki...
Ele geçen ganîmethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif savaşçılar arasında hemen oracıkta taksîm ediliyordu. Bunların en güzeli dehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Osman Gâzî'nin oğlu Orhan Gâzî'ye düştü. Teliyle puluyla güzel gelin Helofirahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Nilüfer adını aldı. 18 yaşındaki Orhan Bey'le evlendiler. Çok mesut bir hayat yaşadılar.
Cafer EROĞLU
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
"CİHÂN PÂDİŞÂHI" DEDİĞİN BÖYLE OLMALI!...
Dördüncü Muradhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Üçüncü Selim ve İkinci Mahmud Osmanlı döneminin iz bırakan Pâdişâhları arasındadırlar. Dördüncü Murad iç isyanları bastırma konusunda gösterdiği kararlıkla ve Bağdat'ı fethetmesiylehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Üçüncü Selim ve İkinci Mahmud da daha çok yenilikleriyle ön plana çıkmışlardır. Ama biz burada onları bir başka yönleriyle tanımak istiyoruz. Meselahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Dördüncü Murad'ın iyi bir sporcu olduğunu biliyor muydunuz?..
İyi kılıç kullananhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif iyi ok ve mızrak atan Dördüncü Murad bunu çok çalışmasına ve düzenli olarak spor yapmasına borçluydu. Ağırlık kaldırmada üstüne yoktu ve 260 kiloya yakın gürzlerle idman yapardı. Böyle olunca da pazuları ve kasları oldukça gelişmişti. İri yarıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif güçlü kuvvetli bir adam olan Silahdarlık görevinde bulunan Musa Paşa'yı kuşağından kavradığı gibi havaya kaldırıp dolaştırdığı ve hiç yorgunluk duymadığı biliniyor.
Zamanın Hind elçisi bir gün Dördüncü Murad'a gergedan derisinden yapılma bir kalkan getirir ve bu kalkana kurşun ve ok işlemediğini söyler. Dördüncü Murad bunu denemek ister ve kalkanı uygun bir yere koydurduktan sonra "harbe" adı verilen kısa mızrağı fırlatır. Harbe bu kalkanı deler geçer. Hemen ardından yayıyla gerdiği okunu fırlatır ve kalkanı yine deler. Hind elçisinin mahçubiyetini düşünebiliyor musunuz?
Derler kihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Dördüncü Murad'ın fırlattığı ok tüfek mermisinden daha hızlı giderdi. Nitekim Okmeydanı'nda fırlattığı ok 706.5 metre uzağa gitmişhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif oraya Dördüncü Murad adına bir nişan taşı dikilmiştir.
Peki ya Üçüncü Selim'le İkinci Murad?
Dördüncü Murad döneminde belki okçulukta "dünya rekoru" sözü edilmiyordu amahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Üçüncü Selim bu konuda dünya rekortmeni olarak adını tarihe yazdırmayı başardı. 1798 yılında ve Üçüncü Selim 37 yaşında iken yayını ayağı ile gerdirdikten sonra oku fırlatıyor ve bu ok tam 888 metre 86 santim uzağa düşüyor. Buhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif "dünya rekoru" olarak tescil ediliyor. Aradan 161 yıl geçiyor ve Amerikalı Don Lauvre Üçüncü Selim'in bu rekorunu kırmak istiyor. Büyük iddialarla herkesi başına topluyor; ayağıyla yayı geriyorhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif geriyor ve okunu fırlatıyor ama bu ok ancak 856 metre 91 santim uzağa düşüyor. Yani Üçüncü Selim'in fırlattığı mesafeden yaklaşık 32 metre daha az!
Don Lauvre bir de ayakta atış yapıyor ve bu atışta ok 777 metre 85 santim uzağa düşüyor. Oysahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 1808 yılında Osmanlı tahtına çıkan İkinci Mahmud Amerikan elçisinin de bulunduğu bir törende oku 792 metreye fırlatmıştı.
Demek kihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif oturarak ve ayakta gerdirilen yayla ok atışında dünya rekoru Üçüncü Selim'ehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ayakta yapılan atışta da İkinci Mahmud'a ait.
Sözün başında "Cihân Pâdişâhı dediğin böyle olur" demiştik...
Gerçi "Cihân Pâdişâhlığı" dönemi yavaş yavaş sonra eriyordu amahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif "devletin ölümü" bile farklıydı ve işte böylehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dosta - düşmana parmak ısırtan güzellikler de yaşanıyordu.
(Cafer EROĞLU)
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
SİZ BU ORDUYU YENEMEZSİNİZ!...
Kanuni Sultan Süleyman Hanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif haçlı saldırılarına son vermek için ordusuyla sefere çıkmıştı. Orduhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ağır ağır ilerliyordu. Yol dar olduğundanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ordu mecburen bağların içinden geçiyordu. Hava çok sıcak olduğundan asker susuzluktan kıvranıyordu.
Çok güzel üzümleri bulunanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir bağdan geçerkenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif askerin biri dayanamayıphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bağdan bir salkım üzüm kopararak biraz olsun susuzluğunu giderdi. Sonra dahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif asma ağacınahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yediği üzümün çok üzerinde bir para bağlayarakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yoluna devam etti.
Çok geçmeden mola verildi. Askerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kan ter içinde bir köylünün koşarak geldiğini gördü. Hıristiyan köylü ısrarla Padişah ile görüşmek istiyordu. Köylüyü Kanuni’nin huzuruna götürdüler. Kanuni sordu:
- Nedir bu hâlinhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kan ter içinde kalmışsınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yoksa askerler sana zarar mı verdi?
- Ben şikayet için değil memnuniyetimi bildirmek için geldim. Böyle bir askerihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif böyle bir komutanı tebrik etmemek insafsızlık olur.
- Askerlerim sizi memnun edecek ne yapmışlar?
- Askerleriniz bağdan geçtikten sonrahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif asmanın dalında bağlı bir kese gördüm. İçini açtığımda para vardı. Dikkatli baktığımdahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir salkım üzümün koparıldığını gördüm. Anladım ki koparılan üzümün parası olarak bırakılmış. Sizde böyle güzel ahlaklı asker olduğu müddetçe sırtınız yere gelmez.
Kanunihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif derhal o askerin bulunmasını emretti. Hıristiyan köylühttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu askere ne gibi mükafat verecek diye merakla beklemeye başladı. Nihayet asker bulunuphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Padişahın huzuruna getirildi. Kanunihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif (Niçin izinsiz iş yaparsın? Parası verilmiş olsa bilehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sahibinden habersiz mal almanın caiz olmadığını bilmiyor musun?) diye askeri azarladı. Sonra dahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif (Bu asker derhal ordudan uzaklaştırılsın) diye emir verdi.
Hıristiyan köylü heyecanla Kanuni’ye sordu:
- Ben bu askerin mükafatlandırılması için gelmiştimhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif siz onu niye cezalandırdınız?
- Kursağındahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif haram lokma bulunan bir askerle zafer kazanılmaz. Bunun için ordudan attım. Eğer aldığı üzümün parasını bırakmamış olsaydıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif zalimlerden olurdu. İşte o zaman kellesini bile zor kurtarırdı...
Aynı orduhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Belgrat yakınlarındahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yine mola vermişti. Askerlerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif susuzluklarını gidermekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif abdest almak için çeşme arıyorlardı. Bir manastırın yakınında çeşme buluphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ihtiyaçlarını giderirkenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif rahiphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif birkaç rahibeyi iyice süsleyiphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif çeşmenin başına gönderdi. Kadınların geldiğini gören askerlerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hemen çeşmenin başından çekiliphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sırtlarını döndülerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif süslü kadınlara yan gözle bile bakmadılar.
Bu durumu uzaktan ibretle seyreden rahiphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hemen Haçlı kumandanına şunları yazdı: “Siz bu ordu ile nasıl başa çıkabilirsiniz? Bunlar kadına-kızahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif mala-mülke önem vermiyorlar. Bütün mal ve mülklerini feda ederekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Allah yolunda savaşıyorlar. Herkese karşı iyi davranıphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kimseye zulmetmiyorlar. Siz onlardaki bu özellikleri ortadan kaldırmadanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif onlarla savaşırsanızhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif canlarınızdan ve mallarınızdan mahrum kalacağınız açıktır. Kendinizi ölüme atmayınız!”
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
ASİL RUH
1854 senesi kış aylarında Silistre kalesini muhasara eden Ruslarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir avuç Osmanlı askeri karşısında zor durumlara düşmüşlerdi. Ağır kış şartlarında erzakları tükenmişhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif çoğu açlık ve soğuktan kırılıyordu. Zabitlerine:
-Açız!... ekmekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ekmek... diye bağırdıklarındahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif zabitler:
-İşte kale... zaptedinhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif orada karnınızı doyurun... diye cevap veriyorlardı. Nihayet aç kalan Rus askerleri Osmanlı siperlerine yanaşarak:
-Ekmek... diye cılız ve sararmış ellerini uzatıyorlardı. Osmanlı askeri de asil ruhlarını isbat etmek için süngülerinin ucuna ekmek takıp Rus siperlerine uzatıyorlar ve kanlarına susamış olan Rusların aç karınlarını doyuruyorlardı. Bu iyiliklerine Rusların verdiği cevap ise şu oldu:
Şehri zaptedemiyeceklerini anlayınca yağlı paçavraları ateşe veriphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif şehre fırlatarak yangınlar çıkardılar. Bu yangınlar bir felaket halini aldı. Tam bu sırada gelen bir derviş:
-Ey Müslümanlar korkmayın!... Moskof Kadir gecesi kaçacakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Müslümanlar muzaffer olacaktırhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif diyerek askerin maneviyatını arttırdı. Hakikaten ertesi gün Kadir gecesiydi ve Ruslar bütün ağırlıklarını alarakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Silistre muhasarasını bir müddet için bırakıphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif mağlup bir vaziyette gittiler. Silistre müdafileri de kale burçlarından ezanlar okuyarak zafer şenlikleri yaptılar.
Cafer EROĞLU
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
HİÇ OLMAK
Devrin valisi emrindeki yöneticiler ile atının üstünde şatafat içinde girer şehre... Yol kenarlarında insanlar iki büklüm el pençe divan selamlarlar valiyi... Bütün bu şatafatlı itaat gösterileri arasında valinin gözlerihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir sokağın köşesinde yere çökmüş olan ve etrafındaki hiçbir şey ile ilgilenmeyen bir adama takılır.
Perişan kılıklıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif saçı sakalına karışmış bu adamın olduğu yere sürer atını vali... Atının üstünden inmedenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif vakur ve sert bir ses tonu ile bağırır adama:
- Behey adamhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif herkes benim şehre gelişimi el pençe karşılarken sen kimsin ki yerinden bile kıpırdamıyorsun?
Perişan kılıklı adam istifini hiç bozmadanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifsakallarının ve uzun saçlarının arasından belli belirsiz gözüken gözlerini valiye çevirerek :
- Ben hiçim... Der.
Vali daha da hiddetlenir:
- Ne demek hiçhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif senin bir adınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif şanın unvanın yok mu bre adam? Der...
- Senin var mı? Derhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu kez adam... Vali iyice şaşırırhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ama cevaplar:
- Gafil adamhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif nasıl anlamazsınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ben valiyim. Der. Adam aynı ses tonu ile sorar yine:
- Peki daha sonra ne olacaksın?
- Sadrazam olacağım. Der vali.
- Peki daha sonra?
- Padişah olacağım...
- Peki ya daha sonra?
Kısa bir an duraksar vali ve;
- Hiç... Der.
Cafer EROĞLU
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
ÇARIKLI KURMAY
Soğuk bir kış gününde padişahhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif başveziri ile birlikte tebdili kıyafet ederek halkının ne halde olduğunuhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif nasıl yaşadığını kontrole çıktı. Yolları üzerinde donmak üzere olan bir nehir kenarında aksakallı bir ihtiyarın bir işle meşgul olduğunu görüp yanına gittiler. Padişah selam verdi:
- Esselamu Aleyküm ya pir-ü peder!
Yaşlı adam gelenleri şöyle bir süzdükten sonra cevap verdi:
- Aleyküm selam Cihana Server.
- Ne iş yaparsın bu soğukta?
- Deri debbağlarım efendim.
- Altılarda ne yaptın?
- Altıya altı eklemeden otuz ikiye yetiştiremiyoruz.
- Geceleri kalkmadın mı?
- Kalktım; ama ellere yaradı.
- Sana bir kaz yollasam yolar mısın?
- Siz gönderin icabına bakarız.
Konuşma bu şekilde sona erdikten sonra vezirin şaşkın bakışları altında padişah ihtiyara veda edip yeniden yola koyulur. Vezir padişah ile ihtiyarın konuşmalarından hiçbir şey anlamamıştır. Sonunda dayanamaz ve padişaha sözlerin anlamını sorar. Padişah da "O kadar çok merak ediyorsan git öğren." der.
İhtiyara giden vezirhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif onunla konuşmaya başlar:
"Biz kılık değiştirerekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif halktan biri gibi dolaşıyorduk. Sen benim yanımdaki adama 'Aleyküm selam cihana server.' diyerekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif onun padişah olduğunu nasıl anladın?"
İhtiyar açıklamak için bir kese altın istedi. Sonra devam etti:
- Padişah gerçekten padişah gibi giyinmemiştihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sırtındaki kürk eskiydi. Ama eskiliğine rağmen öylesine soylu idi ki anca bir padişah eskitmiş olabilirdi.
Vezir:
- Padişah sana altılarda ne yaptın? diye sordu. Sen de 'altıya altı eklemeden otuz ikiye yetiştiremiyoruz' derken neyi kastettin?"
İhtiyar cevap vermek için bir kese altın daha aldıktan sonra devam etti:
- Padişah bana altılarda ne yaptın? derken altı ay yazın ne yaptın da bu soğukta çalışıyorsunhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif demek istedi. Ben de ona 'Altıya altı katmadan otuz ikiye yetiştiremiyoruz.' dedimhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif altı ay yaza altı ay kışı eklemedenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yani kışın da çalışmadanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif otuz iki dişimize yetiştiremiyoruzhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yani karnımızı doyuramıyoruz demek istedim."
Vezir:
- Padişah sana geceleri kalkmadın mı? Diye sordu Sen de 'Kalktım; amahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ellere yaradı.' diye cevap verirken demek istedin?"
İhtiyar bir kese daha altın aldıktan sonra suali cevapladı:
- Padişah bana geceleri kalkmadın mı? Demeklehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Çolukhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif çocuğun yok mu? Demek istedi. Ben de ona
"Kalktım; ama ellere yaradı" derkenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif çocuklarım oldu; ama hepsi kızhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif evlenince bana değil kocasına yardım eder oldular. Dedim.
Vezir:
- Pekâlâ padişah 'Sana bir kaz yollasam yolabilir misin?" demekle neyi kastetti?
İhtiyar gülerek:
- Sizi gönderdi ya efendim.
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
ABDESTSİZ NÖBET TUTMAM
Sultan İkinci Abdülhamid Han zamanındahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sarayda gece gündüz nöbet tutan hassa askerleri vardı. Bu nöbetçilerin geleneksel olarak geceleyin bir seslenişleri yankılanırdı etrafta:
- Kimdir o?
-Kim var orda?..
Hiç kimse yoktur ama onlar sanki birilerini görüyormuş gibihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif belli aralıklarla hep seslenirlermiş... Böylece devamlı uyanık durduklarını ve vazife başında olduklarını duyururlarmış. Ayrıca bu askerler her saat başı nöbeti başka arkadaşlarına devrederlermiş. Abdülhamid Hanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir gece yine nöbet yerinden sesler duyar.
Padişah:
- Kimdir o?
- Kim var orda?.. Aradan 1 saat geçmesine rağmenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yine aynı ses bağırır:
- Kimdir o?
- Kimdir var orda?..
Padişah'ın dikkatini çeker. Bu seshttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir saat geçtiği halde değişmemiştir. Halbuki her saat başı nöbetçi değişmelidir. Bir müddet bekler ve tekrar sese dikkat kesilir. Hayrethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ses önceki sestir. Nöbetçi niçin değişmemiştir? Sultan Abdülhamid Hanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hemen ilgilileri çağırtır ve durumu öğrenmek istediğini söyler. Çünkü kendisine karşı düzenlenmiş müthiş bir bombalı suikasttan kıl payı kurtulmuştur. Ve bu olay daha çok yenidir. Acaba yine bir Ermeni oyunu mu tezgâhlanıyor?
Biraz sonra saatinde değişmeyen nöbetçihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Padişah'ın huzurundadır. Heyecan ve korku ile yüzü yerde beklemektedir.
Padişah sorar:
- Sen kaç saattir nöbettesin?
- Bir buçuk saate yaklaştı Hünkârım.
- Niçin saat başında vazifeni devretmedin?
- Hünkârımhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif benden sonraki arkadaş rica ettihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif onun yerine de nöbet tutuyorum.
- Niçin? Neden usulü çiğniyorsun?
O yiğit Mehmetçik utançla indirir mübarek başını. Ürkekliği iyice artarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif söylemek istemez. Fakat Padişah'ın ısrarı üzerine şöyle konuşur:
- Padişahımhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif benden sonraki nöbetçi ihtilâm olmuş. "Ben bu halde iken Halife-i Müslimîn'in korunmasında vazife alamam. N'olurhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sen benim yerime de nöbet tuthttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sonra da ben senin yerine tutarım." dedi. Ben de kabûl ettim.
Mehmetçiğin bu inceliği Sultan Abdülhamid Han'ın çok hoşuna gider. Sabahleyin hemen gusülsüz nöbet tutmayan askeri huzuruna getirtir. Geceki davranışından duyduğu Memnuniyetini ifade eder.
Cafer EROĞLU
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
FATİH'İN HALKINI İMTİHANI
Hazreti Fatih Sultan Mehmet istanbul'u fethetme plânları yapıyordu. Daha henüz 21 yaşında bulunan hükümdarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif istanbul'un fethine girişmeden öncehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif halkını imtihan etmek istemişti. Sabahın erken saatlerinde tebdili kıyafet ederekhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifOsmanlı'nın başşehri olan Edirne'de çarşıya çıktı.
Çarşının bir tarafından giriphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif alış - veriş yapmaya başladı. Birinci dükkâna varıp birşey aldı. İkinci bir şey istediğinde dükkân sahibi vermedi.. Fatih'i tanımıyordu dükkân sahibi. Fatih Hazretleri mal olduğu halde neden vermediğini sordu.
Adam:
— Ben sana bir şey satmakla sabah siftahımı yapmış oldumhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ikinci alacağını da karşıdaki dükkândan al. Çünkü o henüz siftah etmemiştirhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dedi.
Fatih memnun olmuştu. Öbürüne vardıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir miktar mal aldı... İkincisini istediğinde o da vermeyip komşu dükkâna gönderdi. Böylece Hazreti Fatih koca çarşıyı baştan sona kadar dolaştı... Hepsinde aynı mukabele ile karşılaşmıştı.
Aldıkları erzakıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif medresede ilim tahsil eden talebelere gönderdihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kendisi de saraya gelip Allah'a şükür secdesine kapandı ve şöyle dedi:
— Ya Rabbi sana hamdolsun... Bana böyle birbirini düşünen millet ihsan ettin. Ben bu milletimle değil Bizans'ıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dünyayı bile fethederimhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dedi ve istanbul'un Fetih planlarını hazırlamaya başladı.
51 gün süren muhasaradan sonra Bizanshttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Akşemseddin Hazretlerinin de bizzat iştirakiyle fetholunmuştu. İstanbul fetholunduktan sonrahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Osmanlı imparatorluğunun merkezi Edirne'den İstanbul'a taşındı.
(Cafer EROĞLU)