Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
RÜZGÂRA SÖVMENİN YASAKLILIĞI VE RÜZGÂR ESTİĞİNDE NE DENİLECEĞİ
1731. Ebû Münzir Übey İbni Kâ'b radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Rüzgâra sövmeyiniz. Hoşunuza gitmeyen bir rüzgâr gördüğünüzde: Allahümme innâ nes'elüke min hayri hêzihi'r-rîhi ve hayri mâ fîhâ ve hayri mâ ümirat bihi. Ve neûzü bike min şerri hêzihi'r-rîhi ve şerri mâ ümirat bihi: Allah'ım! Senden bu rüzgârın hayrını, onun içinde olanların hayrını ve emrolunduğu şeyin hayrını isteriz. Bu rüzgârın şerrinden, içinde bulunanların şerrinden ve emrolunduğu şeyin şerrinden sana sığınırız, deyiniz. "
Tirmizî, Fiten 65. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 29
1732. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Rüzgâr, Allah'ın kullarına bir nimetidir. Bazan rahmet, bazan da azap getirir. Rüzgârı gördüğünüz zaman ona sövmeyiniz. Onun hayrını isteyiniz; şerrinden de Allah'a sığınınız. "
Ebû Dâvûd, Edeb 104
1733. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, rüzgâr şiddetli estiğinde şöyle dua ederdi:
"Allahümme innî es'elüke hayrahê ve hayra mâ fîhê ve hayra mâ ürsilet bihî; ve eûzü bike min şerrihê ve şerri mâ fîhê ve şerri mâ ürsilet bihî: Allahım! Senden bu rüzgârın, onun içinde bulunanın ve onunla gönderilenin hayrını isterim. Bu rüzgârın şerrinden, içinde bulunanın ve onunla gönderilenin şerrinden sana sığınırım. "
Müslim, İstiskâ 15
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
RİYA OLMADIĞI HALDE RİYA SANILAN DURUMLAR
1625. Ebû Zer radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e:
- Bir kimse, bir hayır yapar da halk bu sebeple onu överse, buna ne buyurursunuz? dediler. O da:
- "Bu, mü'min için peşin bir müjdedir" buyurdu.
Müslim, Birr 166. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 25
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
PİSLİK YİYEN DEVEYE BİNME YASAĞI
DIŞKI YEMEYE ALIŞMIŞ ERKEK VEYA DİŞİ DEVEYE BİNMENİN MEKRUH OLDUĞU. BÖYLE BİR HAYVAN TEMİZ YEM YER DE ETİNDEN PİSLİK KOKUSU GİDERSE KERÂHETİN DE KALMAYACAĞI
1696. İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem pislik yemeye dadanmış deveye binmeyi yasakladı.
Ebû Dâvûd, Cihâd 47, Et'ime 24, 33, Eşribe 14; Tirmizî, Et'ime 24; Nesâî, Dahâyâ 43, 44; İbni Mâce, Zebâih 11
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
ÖZRÜ OLMAKSIZIN GÜZEL KOKUYU REDDETMENİN MEKRUH OLDUĞU
1790. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Güzel bir koku ikram edilen kimse onu reddetmesin; çünkü onun taşınması kolay, kokusu güzeldir. "
Müslim, Elfâz 20. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tereccül 6
1791. Enes İbni Mâlik radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem güzel kokuyu reddetmezdi.
Buhârî, Hibe 9, Libâs 80. Ayrıca bk. Tirmizî, Edeb 37
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
ÖVÜNME VE HADDİ AŞMA YASAĞI
1593. Iyâz İbni Hımâr radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Allah Teâlâ bana:
Birbirinize karşı öylesine alçak gönüllü olun ki, hiç bir kişi diğerine karşı haddi aşıp zulmetmesin. Yine hiç bir kimse, bir başkasına karşı böbürlenip üstünlük taslamasın diye vahyetti. "
Müslim, Cennet 64. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 40; İbni Mâce, Zühd 16
1594. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir kimse (kendini üstün görüp diğerlerini küçümseyerek) insanlar helâk oldu derse, kendisi onların en önce helâk olanı olur. "
Müslim, Birr 139. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 77
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
ÖLÜYE AĞIT YAKMA YASAĞI
ÖLÜNÜN ARKASINDAN BAĞIRA-ÇAĞIRA AĞLAMANIN, YÜZÜNÜ TIRMALAMANIN, YAKA-PAÇA YIRTMANIN, SAÇINI YOLMANIN, KAZITMANIN VE "KAHROLAYIM, HELÂK OLAYIM" DİYE BEDDUA ETMENİN HARAM OLDUĞU
1661. Ömer İbni'l-Hattâb radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Arkasından koparılan feryat (ve yakılan ağıt) sebebiyle ölüye kabrinde azâb olunur. "
Bir rivâyette (Tirmizî, Cenâiz 23) "ölüye ağlandığı sürece" denilmektedir.
Buhârî, Cenâiz 34; Müslim, Cenâiz 28. Ayrıca bk. Tirmizî, Cenâiz 23
1662. İbni Mes'ûd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ölenin arkasından yüzünü gözünü tırmalayan, yakasını paçasını yırtan, Câhiliye insanı gibi bağıra - çağıra ağıt yakıp kendisine beddua eden, bizden, bizim yolumuzu izleyenlerden değildir. "
Buhârî, Cenâiz 36, 38, 39, Menâkıb 8; Müslim, İmân 165. Ayrıca bk. Tirmizî, Cenâiz 22, 25; Nesâî, Cenâiz 17; İbni Mâce, Cenâiz 52
1663. Ebû Bürde şöyle dedi:
(Babam) Ebû Mûsâ el-Eş'arî hastalandı ve başı hanımlarından birinin kucağında iken bayıldı. Bunun üzerine hanım, bir çığlık atıp yüksek sesle ağlamaya başladı. Fakat Ebû Mûsâ, kadını bundan men edecek durumda değildi. Ayılınca:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in hoşlanmayıp uzak kaldığı şeyden ben de hoşlanmam ve uzak olurum. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vâveylâcı, saçını yolan, üstünü başını yırtan kadınlardan uzaktı, diye hanımını ikaz etti.
Buhârî, Cenâiz 37, 38; Müslim, İmân 167. Ayrıca bk. Nesâî, Cenâiz 17
1664. Mugîre İbni Şu'be radıyallahu anh, "Ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem' i şöyle buyururken dinledim" dedi:
"Kimin arkasından bağıra-çağıra ağıt yakılırsa, kendisi adına yapılan bu feryattan dolayı o kişiye kıyamet günü azab olunur. "
Buhârî, Cenâiz 34; Müslim, Cenâiz 28. Ayrıca bk. Tirmizî, Cenâiz 23
1665. Ümmü Atiyye Nüseybe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bey'at sırasında, ölüye yüksek sesle ağlamayacağımıza dair biz kadınlardan söz aldı.
Buhârî, Cenâiz 46; Müslim, Cenâiz 31-32. Ayrıca bk. Nesâî, Cenâiz 15, Bey'at 18
1666. Nu'mân İbni Beşîr radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Abdullah İbni Revâha radıyallahu anh'ın baygınlık geçirmesi üzerine kız kardeşi, "Vah dağ gibi kardeşim, vah şöyle şöyle olan kardeşim" diye onu överek yüksek sesle ağlamaya başladı. Abdullah İbni Revâha ayıldığı zaman kız kardeşine; "Senin hakkımda söylediğin her övgü için ben, 'sen gerçekten böyle biri misin?' diye sorgulandım" dedi.
Buhârî, Meğâzî 44
1667. İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Sa'd İbni Ubâde radıyallahu anh hastalanmıştı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Abdurrahman İbni Avf, Sa'd İbni Ebû Vakkâs ve Abdullah İbni Mes'ûd ile birlikte Sa'd'ı ziyârete geldi. Yanına girdiğinde onu elem ve ıstırap içinde, ailesi tarafından etrafı kuşatılmış bir halde buldu. Bunun üzerine:
- "Öldü mü?" buyurdu.
- Hayır, ey Allah'ın Resûlü (ölmedi), dediler.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem (Sa'd'ın bu ağır durumuna üzülerek) ağladı. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem 'in ağladığını görünce oradakiler de ağladılar. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem:
"Bilmez misiniz, gerçekten Allah, gözyaşı ve kalbin hüznü sebebiyle insana azâb etmez. Fakat -eliyle diline işâret ederek- işte bunun yüzünden azâb eder veya bağışlar" buyurdu.
Buhârî, Cenâiz 45, Talâk 24; Müslim, Cenâiz 12
1668. Ebû Mâlik el-Eş'arî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ağıtçı, ölmeden önce tövbe etmezse, kıyamet günü üzerinde katrandan bir elbise ve uyuzlu bir gömlek olduğu halde mezarından kaldırılır. "
Müslim, Cenâiz 29. Ayrıca bk. İbni Mâce, Cenâiz 51
1669. Üseyd İbni Ebû Üseyd et-Tâbiî'nin, Hz. Peygamber'e biat etmiş kadınlardan birinden naklettiğine göre o hanım sahâbî şöyle demiştir:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in ma'rufta itaat konusunda bizden aldığı biat içinde, iyilikte kendisine isyan etmeyeceğimiz, felâket anında yüz tırmalamayacağımız, ah-vah diye vâveyla koparmayacağımız, yaka-paça yırtmayacağımız ve saç-baş yolmayacağımız sözü de vardı.
Ebû Dâvûd, Cenâiz 25
1670. Ebû Mûsa radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ölen herhangi bir kişinin arkasından ağlayıcılar, ey kendisine dayandığımız, ey efendimiz vs. diye onu övmeye başladılar mı, adamın başına iki melek görevlendirilip dikilir ve onu tartaklayarak "Sen böyle biri miydin?" derler. "
Tirmizî, Cenâiz 24
1671. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"İnsanlar arasında iki âdet vardır ki bunlar küfür dönemi âdetidir: Nesebe sövmek, ölüye yüksek sesle ağlamak. "
Müslim, İmân 121; Cenâiz 29. Ayrıca bk. Buhârî, Menâkıbü'l-ensâr 27;
Tirmizî, Cenâiz 33
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
ÖLÜLERE SÖVME YASAĞI
HAKSIZ YERE, BİD'AT VE GÜNAHINA ORTAK OLMAKTAN SAKINDIRMAK GİBİ DİNÎ BİR İYİLİK MAKSADI DA BULUNMAKSIZIN ÖLÜLERE SÖVÜP SAYMANIN NEHYEDİLMİŞ OLDUĞU
1568. Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ölülere sövmeyin! Çünkü onlar, önceden âhirete göndermiş olduklarının sonuçlarıyla başbaşadırlar. "
Buhârî, Cenâiz 97, Rikak 42. Ayrıca bk. Nesâî, Cenâiz 52
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
ORUCU SADECE CUMA GÜNÜ TUTMANIN VE CUMA GECESİNİ NAMAZA AYIRMANIN MEKRUH OLUŞU
1764. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Geceler arasında sadece cuma gecesini namaz kılmaya ayırmayınız. Günler arasında da sadece cuma gününü oruç tutmaya tahsis etmeyiniz. Ancak, sizden birinizin tutmakta olduğu oruç cumaya rastlarsa, bunda bir sakınca yoktur. "
Müslim, Sıyâm 148. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, VI, 444
1765. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem' i şöyle buyururken işittim demiştir:
"Sizden biriniz, cumadan bir gün önce veya bir gün sonra oruç tutmadıkça, sadece cuma günü oruç tutmasın. "
Buhârî, Savm 63; Müslim, Sıyâm 147. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 50
1766. Muhammed İbni Abbâd şöyle dedi:
Câbir radıyallahu anh'den, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem cuma günü oruç tutmayı yasakladı mı diye sordum? Câbir:
- Evet, yasakladı, dedi.
Buhârî, Savm 63; Müslim, Sıyâm 146
1767. Mü'minlerin annesi Cüveyriye Binti Hâris radıyallahu anhâ'dan nakledildiğine göre, kendisi oruçlu iken bir cuma günü Peygamber-i Zîşan sallallahu aleyhi ve sellem onun yanına girmişti. Efendimiz:
- "Dün oruç tuttun mu?" diye sordu, Cüveyriye:
- Hayır, tutmadım, dedi.
- "Yarın oruç tutmak istiyor musun?" diye sordu.
- Hayır, tutmayacağım, dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:
- "O halde orucunu boz" buyurdu.
Buhârî, Savm 63
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
NESEBE DİL UZATMA YASAĞI
1582. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallalllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Nesebe dil uzatmak ve yüksek sesle ölüye ağlamak, halk arasında yerleşmiş küfür niteliği taşıyan iki huydur. "
Buhârî, Menâkıbü'l-ensâr 23; Müslim, Îmân 121, Cenâiz 29. Ayrıca bk.
Tirmizî, Cenâiz 23
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
NEMİME YASAĞI
1539. Huzeyfe radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Koğuculuk yapan cennete giremez. "
Buhârî, Edeb 49, 50; Müslim, Îmân 168, 169, 170. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 33; Tirmizî, Birr 79
1540. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yanından geçmekte olduğu iki mezar hakkında şöyle buyurdu:
- "Bu ikisi, kendilerince büyük olmayan birer günahtan dolayı azâb görüyorlar. Evet, aslında (günahları) büyüktür. Biri koğuculuk yapardı. Diğeri ise, idrarından sakınmaz, iyice temizlenmezdi. "
Buhârî, Vudû 55, 56, Cenâiz 82, Edeb 49. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tahâret 11; Tirmizî, Tahâret 53; Nesâî, Tahâret 26, Cenâiz 116; İbni Mâce, Tahâret 26
1541. İbni Mes'ud radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- "Size el-adh kelimesinin ne demek olduğunu söyleyeyim mi? O, insanların arasını bozmak için laf taşımak demektir. "
Müslim, Birr 102