emeyİne o gÜzel yÜreyİne saĞlik nurum Çok gÜzeller
Printable View
emeyİne o gÜzel yÜreyİne saĞlik nurum Çok gÜzeller
Sağol canım benim seninde beğenen güzel yüreğine sağlık teşekkür ederim...
ellerine o güzel yüreyine sağlık nurum tşk ederim çok güzeller
Rica ederim zümrücüğüm canım ben teşekkür ederim...
emeğine sağlık kardeşim"ALLAH C.C.razı olsun..
"RABBİM"cümlemizi"EFENDİMİZ(S.A.V.)in sancağı altında haşreylesin.amin.
dua ile....
Amin...Amin..Amin...
Sağolun abiciğim Rabbim cümlemizden razı olsun inş...
Dua ile...
***Peygamber efendimizi (aleyhissalatü vesselam) rüyada görmek büyük bir nimettir.
Hadis-i Şerife "Beni rüyada gören elbette cehenneme girmeyecektir" buyurulmuştur.
Peygamber efendimizi rüyada nasıl göreceğimizi de yine kendisi haber vermektedir:
"Bir kimse beni rüyada görmek isterse,Cuma gecesi 2 rekat namaz kılsın. Bu namazın her rekatında 1 Fatiha ve 15 İhlas okusun.Namazı bitirince 100 kere salavat-şerife getirsin.Eğer o gece rüyasında görmezse buna her Cuma devam etsin.Ancak abdestli olarak kıbleye karşı,edeple yatması gerekir. eğer bir kimse bu dua ve namazla meşgul olsa da rüyasında beni görmezse;
"Hak Teala hazretleri o kimsenin bütün geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladıktan sonra on iki bin kere Kur'an-ı Kerim hatmetmiş gibi ona sevap yazılır. Ayrıca kıyamet susuzluğu ve açlığı ondan kaldırılır. Ne kadar üzüntü ve kederi de varsa onlar da üzerinden kaldırılır.Ölüm anında ruhunu teslim etmesi kolay olur.O yıl içinde ölürse şehit olur. Ne kadar hacet dilerse hepsi kabul edilir.Ne kadar borcu varsa hepsini ödemesi nasip olur.Darlık ve sıkıntı görmez. Rıdvan aleyhisselam ona kendi eliyle cennet şurubu içirmedikçe ve beni ten gözüyle görmedikçe ölmez..."
Allahü Teala Silsile-i Âliyye büyükleri hürmetine bizleri bu büyük müjdeye kavuşanlardan olmak ile şereflendirsin.Amin
Yalvaralım O mühür sahibine...Ve O'ndan yardım isteyelim...
Bir selam verelim...Bir salâvat getirelim...
Bir gönül rızası alalım...Bir cümle yazalım...
Ve ne yaparsak, Allah için yapalım...
Bir gül yetiştirelim...Bir gece olalım ...
Bir gündüz çağıralım...Bir kandil yakalım...
Bir mum ışığı olalım...Bir düş kuralım...
Bir mecnun çağıralım Bir Bilal olalım...
Ve göğsümüzde taş yeşertelim...
Bir Sümeyye olalım...
Ve kalbimizde ağırlayalım ,acımasız mızrakları...
Bir Filistin''li olalım...Bir tankın altına yatalım...
Bir Çeçen olalım...Sevdamıza koşalım...
Ve ölümü sevelim...
Ve biz,
Müslüman olduğumuzu UNUTMAYALIM
Bir Gece
Ondört asır evvel, yine bir böyle geceydi,
Kumdan, ayın ondördü; bir öksüz çıkıverdi!
Lakin, o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler;
Kaç bin senedir, halbuki, bekleşmedelerdi!
Nerden görecekler? Göremezlerdi tabii,
Bir kerre, zuhut ettiği çöl en sapa yerdi;
Bir kerre de, ma'mure-i dünya, o zamanlar,
Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi.
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin,
Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi
Derken, büyümüş, kırkına gelmişti ki öksüz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma'sum,
Bır hamlede kayserleri, kisraları serdi!
Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi;
Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi, geberdi!
Alemlere, rahmetti, evet şer'-i mübini,
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.
Dünya neye sahipse, onun vergisidir hep;
Medyun ona cemiyetti, medyun ona ferdi.
Medyundur o mas'uma bütün bir beşeriyyet...
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.
Mehmet Akif Ersoy
_________________
Günâhı olan mü’minlerin günâhlarının affedilmesi, günâhı olmayanların da daha büyük derecelere erişmeleri için Peygamberle sâlih kulların Allahü teâlâya yalvarıp, aracı olmalarına şefâ’at denir... Kıyâmet günü önce Peygamberler, sonra sâlih kullar, yâni evliyâ, Allahü teâlânın izni ile, günâhı çok olan mü’minlere şefâ’at edecektir. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Ümmetimden büyük günâhları olanlara şefâ’at edeceğim.)
Şefâ’at haktır. Tövbesiz ölen mü’minlerin küçük ve büyük günâhlarının affedilmesi için, kıyâmet günü her Peygamber şefâ’at edecektir. Sonra şehidler, sonra sâlihler, sonra Kur’ân-ı kerîmi tecvîd ile teganni etmeden ve Allah rızâsı için okuyan hâfızlar ve küçük çocuklar şefâ’at ederler.
Kur’ân-ı kerîmde birçok âyet-i kerîmeler, şefâ’at etmek için, izin verileceğini, kâfirlere ise şefâ’at edilmeyeceğini bildirmektedir.
Günâhkâr mü’minlerden bir kısmı Cehenneme girmeyi hak ettikleri zaman, Peygamberlerin, sıddîkların, âlimlerin, sâlihlerin ve kendi katında manevî değeri olan her zâtın, şefâ’atini, Allahü teâlâ kabûl eder. Bu gibiler de, kendi ailelerine, yakınlarına, dostlarına, tanıdıklarına şefâ’at ederler.
İlk şefâ’at eden...
Peygamber efendimiz âhirette, herkesten önce şefâ’at edecektir. Kalabalıkta ümmetini nasıl tanıyacağı suâl edildiğinde Resûlullah efendimiz buyurdu ki:
(Ümmetimin abdest âzâları nûrlu, parlak olduğu için, kıyâmet günü mahşer halkı arasında onları kolay tanırım. Halbuki diğer Peygamberlerin ümmetleri böyle değildir.)
Şefâ’at beş yerde olacaktır:
1- Mahşerin şiddet ve izdihamından kurtulmak için:
Kıyâmet günü, mahşer yerinde, fevkalâde çok hararet ve çeşitli sıkıntılara mâruz kalan günâhkârlar, feryat ederek, hesâbın bir an önce yapılmasını isteyeceklerdir. Bunun için şefâ’at olunacaktır.
Kıyâmetin dehşetinden şaşıran halk, Âdem aleyhisselâma giderek kendilerine şefâ’at etmelerini isterler. Âdem aleyhisselâm da özür beyân ederek diğer Peygamberlere gönderir. Gittikleri her Peygamber bir özür beyân eder. Sonunda Peygamber efendimize gelirler. Resulullah efendimiz Allahü teâlâdan mahşer halkı için, şefâ’at talebinde bulunur. Allahü teâlâ da, (Sana va’dettim, istediğin kadar şefâ’at edeceksin. İlk ve genel şefâ’at senindir) buyurur.
2- Bir kısım mü’mini hesapsız Cennete sokmak için:
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Ümmetimden yetmiş bin kişi hesapsız Cennete girecektir. Bu yetmiş bin kişiden her birinin yanında, yetmiş bin kişi daha olacaktır. Bunların yüzleri, ayın ondördüncü gecesinde parladığı gibi parlayacaktır.)
3- Hesaptan sonra günâhı çok olan mü’minlerin, Sırat’tan Cehenneme düşmemeleri, Cehennem azâbından korunmaları için şefâ’at olunacaktır.
4- Cehenneme girmiş olanları oradan çıkarmak için şefâ’at olunacaktır.
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Bir Cennetlik, Cehenneme doğru bakınca, gözü birisine ilişir. O adam, “beni tanıdın mı?” diye sorunca, “Hayır, tanımadım. Sen kimsin?” diye cevap verir. Adam, “falan vakitte sen, benden su istemiş, ben de sana vermiştim. İşte ben, o kimseyim” deyince, Cennetlik, “Evet, hatırladım” der. Cehennemlik, “Ne olur, sen de benim hakkımda şefâ’at et!” der. Cennetlik, durumu Allahü teâlâya arzeder ve “beni, bu adama şefâ’atçi kıl” der. Allahü teala da adamın Cehennemden çıkarılmasını emreder ve çıkarılır.)
Bu gibi şefâ’atler, son nefeste îmânla ölen günâhkârlara yapılır.
5- Cennette derecelerin yükselmesi için şefâ’at olur.
Cennette herkesin derecesi, makâmı, îmânı ve amellerinin miktarınca olacaktır. Cennettekilerin derecelerinin yükselmesi için şefâ’at olunacaktır.
Hattâ bazı âlimlere göre, güzel ahlâkı bulunan ve insanlara faydası dokunmuş olan gayr-i müslimlerin azâblarının hafifletilmesi için de şefâ’at edilecektir. Ne büyük lütûf, ne büyük ihsân...
İnanmayan mahrum kalır!
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Kıyâmet günü, ben Peygamberlerin imâmı ve şefâ’at sahibiyim. Bunu iftihar için değil, ni’metin izhârı için söylüyorum.)
(Her Peygamberin makbûl bir duâsı vardır. Ben duâmı âhirette ümmetime şefâ’at için bıraktım.)
(Eshâbıma dil uzatanlardan başka herkese şefâ’at edebilirim.)
(Kıyâmet günü, mezardan en önce çıkan ve en önce şefâ’at eden ben olacağım.)
(Şefâ’atime inanmayan, ona kavuşamaz.)
(Kabrimi ziyâret eden kimseye şefâ’at etmem vâcib oldu.)
(Ümmetimden, Ehl-i beytimi sevenlere şefâ’at edeceğim.)
Güzel paylaşımların için sağol Hayrun nisacım, emeğine sağlık Allah(c.c) razı olsun...
ALLAH razı olsun emeğinize yüreğinize sağlık
Amin ecmain...Sağolun teşekkür ederim...
Allah (c.c) razı olsun. Emeğinize sağlık...
Teşekkür ederim...Rabbim sizden de razı olsun inş...
http://www.yelkenoglu.k12.tr/images/tools/kalem.jpg
Hayli zaman oldu sevdanı dökmeyeli dile.Bekledim durdum aşkın yerleşsin kalbime diye.Beklemekle olmazmış meğer..Kalbimde seni anmalı..kalemimde..satırlarımd a..Yazdıkça büyüyormuş sevginhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sonradan farkettim...
Seni kalemime unutturmaya mı çalıştım ne?Vijdan azabı çekiyorum adeta.Riyasız sevgiler taraftarıyım belki de o yüzden çekindim sevdanı anlatmaya...
Kara gözlü YARİM ! teşrif etmedin rüyalarıma.Vakti gelmedi mi daha?
Sen KARA GÖZLÜ YARİMsin benim.Hayat arkadaşımda kara gözlü olmalı senin gibi..Her baktığımda aklıma sen gel.
Kalemim hesap soruyor sanki.Sayfalarsa ızdırap çekiyor.Onlarda seni hece hece nakşetmek istiyormuş satırlara.Her ne kadar takatsiz olsalarda güzelliğinin karşısında.
Ne kadar nankörüm.seni Yaradana karşı..Sana karşı..kalemime karşı sayfalarıma karşı..Nankörüm işte Kendime bile..
Neden kendime?çünkü kendimi bu güzelliği anlatmaktan mahrum bırakıyorum diye.Pişmanlığımın sızısı yerleşiyor yüreğime.''AH'' ediyor hücrelerim bana.Akıllanmak bilmeyen nefsim bile ''ah''ediyor nerdeyse.Zaten seni anlatmayı bıraktığım günden beri ''oh'' diyemedim.Hep eksiktim/eksik kalan yanımdı sevgin.
Sevgini yaşamadan olmuyor.Sevginsiz imanım yarım/sevdalarım yarım/Yarımım işte.
Cum'a gününün ilk saatlerini yaşıyorum şu an.Bu gün salavat günü.Sana selam etsem Rabbim de bana selam edermiş..
Esmalar tecelli ediyor an be an.El Vedud seven sevdiren sevgiyi yaratan/Seni ne güzelde sevdirmiş YARADAN..
Kalemim özlemiş seni belli..bi başladı anlatmaya sonuç cümlesini getirmek istemiyor.Hissediyorum.Bu nedenle üç nokta bırakıyorum..
Çünkü seni anlatmaya devam etmek istiyorum ya RESULALLAH
Seni düşünüyorum şimdi…
Günahımdan çok rahmetini..
Ve geldim işte..
Neyim var http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif neyim yok ise aldımhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifgeldim..
Olanca günahımlahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifisyanımla…Olmayan şükrüm ve duamla geldim..
Geldim işte..
Geldim Rabbim..
Öyle yorgun düşmüş hâlde geliş ki bu geliş..Öyle yorgunum ki ım..
Alıversen.. Kurtuluversem bu yükten..
Dinleniversem…
Dileniyorum işte kapında..Rahmetininin dilencilerini eli boş çevirmeyeceğinin bilinciyle dileniyorum..
Geldim işte sonunda…
Alırsın değil mi huzur kapısından..
Kapılar önünde koymasın değil mi ; öyle perişan..?
Çaresizim şimdi… Öylesine çaresiz..Öylesine lâl..
Dışarısı soğuk şimdi…Dışarısı ayaz..…
Huzurunun o sıcak iklimine muhtacım ..
Şimdi yok yeri yurdu bu bedevininhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifsokak çocukları kadar..
çöllerde kabul etmez artık http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifgünahlarımdan..!
Lâ mekânlarda kaldım 'ım! ..
Zaman tükendi artık...
Tükendim 'ım..
Tek bir nefes aldırmaz oldu artık gafil yanım..
Muhtacım 'ım… Öylesine muhtaç..
Ah…
Öyle açım ki hem dehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifrahmetinin tek bir damlasına..
Ey kalbimin sahibi..
Ey rahmeti ab-ı hayat iksiri..
Rahmetsizlikten kavrulan gönlüme nurlarını yağdırmaz mısın… ?
Ey dertlerin biricik dermanı olan..
Ey ezeli ve ebedi dostuhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifkullarının…
Geldim işte..Buradayım…
Kabul etmez misin ? ''Kulum'' demez misin?...
Almaz mısın yoksa huzuruna
'kul'' olduğunu unutup kulluktan bihaber bu acizi..
Affetmez misin ım …
Bunca günahıma bakıp da ret mi edersin..?!
Şimdi ne olur Ey Rabbimhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifizin ver..
İzin ver huzuruna günahsız durayım..
Yetmez değil midirhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bunca zamandır omuzlandığım günah yükümü..?!
Günahımı alıphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifbu yükten kurtarmaz mısın?
Bunca zamandır işlediğim günahlardandırhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sana varamayışım..
Sana gelişimi engelleyen tüm prangaları söküver 'ım..
'kULum'' dediklerin arasına katıver bizleri de..
Sana layık kul olmakla şereflendir 'ım..
Abd olmakla huzuru bulalım..
Sıkıntılarımızdan kurtulalım abdiyetle..
Bağışla 'ım..
Cürmümüz çok…
Ama..Amahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifrahmetin daha çok..
Rahmetinden ümitvarım…
Sen ki rahmetinin %99'unu kıyamette mü'min kullarına saklayansın…
Geri kalan bir rahmetinle http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gifdünyada kaldır bu yükümüzü de
huzurunda boynumuzu bükme 'ım..
Bilirim …
Bilirim affedersin ım..
'Senin rahmetin okyanushttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif
günahım ise okyanustaki adada bulunan ağaçtaki garip kuşun ağzında ;bir nohut tanesi ..''
Kuraklaşmış tüm yanlarım o ab-ı hayatla yeşersin..
Eksik etme kalbimden rahmetinin damlalarını..
İzin ver nasuh tevbe kapılarından geçeyim dehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif
dilime değen her bir harf gönlümde yeni dua çiçekleri filizlendirsin..
Baharın ölmüş toprağa hayat verdiği gibi http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif
ben de yeni bir hayat bulayım ..
Ölüleşmiş kalbimdan gelen kötü kokular ruhuma değmeden http://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif
rahmetinin hoş kokuları ile dolayım...
amin amin amin
Amin....
Paylaşımların için sağol Hayrun nisacım, emeğine sağlık Allah(c.c) razı olsun teşekkürler...
Yanında olmak isterdim Ey Nebi
Yanında olmak, devrinde yaşamak,
Gül devrinde, yanında olmak isterdim.
Ne çölde bir kum tanesi, ne kabzada gümüş,
Ne devrinde bir taş,
Ne baktığı hâlde seni göremeyen bir baş.
Hayır... Hayır Ya ResûlALLAH,
Ayağında toz değil,
Yanında davanda olmak isterdim.
Miraçtan döndüğünde sana inanan Sıddık.!
Heybetiyle Şehadete gelen, Ömer,
Uhut'ta Hamza olmak isterdim.
Ali olmak isterdim Hicret'te.
Ölümü göze alıp yerine uzanan
Göz yaşlarını sildiğin Fâtıma,
Açlıktan taş bağladığında vücuduna,
Sana sofra açan kardeş olmak isterdim.
Seni seviyorum dediğin,Muaz olmak isterdim.
'Sana inanıyor seni seviyoruz,
ALLAH'ın izniyle emret bize,
Emret'te bizler, denizlere yürüyelim.'
Diyen, Saad b. Muaz olmak isterdim.
Seni gören bir kul değil,
Yüreğinde coşkusuyla imanın,
Davanda ben de varım diyen,
Akabe'ye ilk gelen Ashab olmak isterdim.
Hayır... Hayır, toz değil Ey Nebi
Taif'te bir dev olmak isterdim.
Değmesin diye sana taşlar.
Dağlar devrilmeyi beklediğinde
'Affeyle ALLAH'ım' diyen duanı duymak isterdim.
Hoş görebilmeyi,Tebessümü senden öğrenmeyi,
Mescitte seni özlemeyi,
'Anam-Babam Sana Feda olsun'
Vazgeçeriz senin için her şeyden
Diyenler gibi, huzurunda öğrenci olmayı,
Dinlemeyi, eğitmeyi, öğretebilmeyi,
Öğretmeliği senden öğrenmek isterdim.
Hamd olsun, çağların ve zamanın sahibine
Yine; Uhut'ta, Hendek'te, yine Bedirlerdeyiz.
Evlerimize girdi Müşrikler;
Kara kutulardan vuruyor sinsice
Muhammed'ül-Emin diyorlardı,
Müşrikler de biliyorlardı, görmüşlerdi seni.
Gururları, şirk girdabına düşürmüştü bir kere
Tutamadılar ellerinden, ey sevgili.
Seni bilmek değil sadece, yolunda yürüyen olmak isterdim.
Güllere dokunan değil sadece, kokusuyla yanmak isterdim.
Yine aynı gurura yenik düşüyor nefisler
Güllerin dikenlerine bakıyor,
Hayatın hep dikenlerine takılıyoruz.
Putlarımız öylesine çoğaldı ki şimdi
Çağdaşlık gururuyla yaşıyoruz sanki cehalet devri.
Hırs- Öfke- Nefret ve Zulüm
Bir mirasyedi gibi tüketti insanlığı ve dünyayı.
Hep söylemlerde insan hakları, hoşgörü ve anlayış
Çözemedi çağdaşlık, hiçbir problemi sensiz.
Güldeki koku, Lütuf, Rahmet,Rahman ve Rahim ne demek
İman ne demek.
İnsanlık; Erdemi, Sevgiyi, Sevginin Kaynağını arıyor.
Fikirler arayış içinde, akıllar şaşkın.
Ey alemlere rahmet gelen sevgili,
Sana muhtaç insanlık.
Ruhlarımız seni arıyor, özlerken seni derinden.
Nefislerimiz girdaba döndü, ateşler çekiyor.
Dağlar utanıyor yaptıklarımızdan
Devriliverecek üzerlerimize.
Ya ResûlALLAH...
Taif'teki duanı bir daha, bir daha söyle
Hürmetine yağsın, hidayet nurları gönüllerimize
Öğrenecek bir gün, öğrenmeye muhtaç cihan.
Erdemine muhtaç Ey Nebî...
Biliriz ırmağa katılmadan deryaya ulaşılmaz.
Düşmeden enâniyete, 'damlayım ben de' diye,
Vadilerde kuruyan dereler gibi değil,
Sevgi ırmağına katılıp, deryaya erişmek.
Görünen her karanlığa, seninle ışık olmak isterdim.
Şimdi Akabelere hazır gençlerimiz var
Değil artık öyle. Gel Ey Nebi demek nafile
Yöneldik hakkın yoluna, yolundur hedefimiz.
Kayboluruz sensizlikte
Nazar eyle, Nur ol gönüllerimize
Bir haber gönder nesebin seyyidlerle,
Akabelerde buluşmak isteriz.
Ey Alemlere Rahmet olan Sevgili
Al yine ellerimizi ellerine,
Bedir'de eylediğin duayı, bir de bizim için söyle...
Seni model olmayı, sünnetine sarılmayı, imanı yaşamayı
ALLAH'a kul olmayı...
Ya Rab nasib eyle, secdelerde gör bizi, gençlerimizle
Ashab olamayız, zaman geri dönmez ki,
Misafiriz burada, rüyalarda görüşmek,
Asıl vatan ora, orada buluşmak
Ölüm dedikleri, dosta kavuşmak
Korkmadan severek ölebilmek derim.
Buyurmuşsun,
'Yıllar sonra beni görmediği halde
Beni çok seven gençler olacak,
Onları görmeyi ne çok isterdim.'
Keşkeşan'da bir yıldız da ben
O gençlerden biri de ben olmak isterdim
Emeğine sağlık hanife kardeşim Allah(c.c) razı olsun...