Cevap: Hadislerde yemin ve önemi
Nebîz İçmemeye Yemîn Eden Kimse, Tılâ' Yâhud Seker Yâhud Asîr Denilen İçkileri İçse, İnsanların Bâzısının Kavlinde Bunlar Onun Yanında Nebîzlerden Olmadıkları İçin- Yemininde Hânis Olmaz
60
Bana babam, Ebû Hazım, Sehl ibn Sa'd(R)'dan şöyle haber verdi: Peygamber(S)'in sahâbîsi olan Ebû Useyd, evlendi de Peygamber'i düğüne da'vet etti. Yeni gelin olan karısı da davetlilere hizmet etmekte idi. Sehl, kendilerine hadîs söylemekte olduğu topluluğa:
— Sizler o gelinin Peygamber'e ne içirdiğini bilir misiniz? diye sordu da şöyle dedi:
— Kadın geceden tevr denilen bir kap içinde bir mikdâr hurma ıslattı, sabah olunca işte bu tatlı şırayı O'na içirdi.
61
Peygamber(S)'in zevcesi Sevde (R) şöyle demiştir: Bizim bir davarımız vardı, öldü, biz de onun derisini tabakladık. Sonra biz o tabaklanmış derinin içinde eskiyinceye kadar nebîz şırası kurmakta devam ettik.
SAHİHİ BUHARİ
83 Yeminler ve nezirler bölümü
Bölüm 21 Hadis no 60-61
Cevap: Hadislerde yemin ve önemi
Bir Şahıs Katık Yememeye Yemîn Eder De Ekmekle Hurma Yerse (Katık Yemiş Olur Mu) Ve Hangi Şeyler Katıktan Sayılır?
62
Bize Sufyân ibn Uyeyne, Abdurrahmân ibn Âbis'ten;
o da babası Abis ibn Rabîa en-Nahaî'den tahdîs etti ki, Âişe (R):
— Muhammed'in ailesi, kendisi Allah'a kavuşuncaya kadar üç gün üst üste katIklandırılmış buğday ekmeğinden karnını doyurmadı, demiştir.
İbn Kesîr şöyle dedi: Bize Sufyân haber verdi. Bize Abdurrahmân, babasından tahdîs etti ki, Abis, Âişe'ye bu hadîsi söylemiştir (yânî Âişe'ye kavuştuğu zaman bunu kendisinden sormuştur).
63
Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: Ebû Talha, Ümmü Suleym'e hitaben:
— Ben bu defa Rasûlullah(S)'ın sesini zayıf olarak işittim, kendisinde bir açlık olduğunu biliyorum, yanında yiyecek birşey var mı? dedi.
Ümmü Suleym:
— Evet var, dedi ve arpadan yapılmış birkaç tane ekmek külçesi çıkardı.
Sonra kendi baş örtüsünü aldı da onun bir kısmı ile ekmekleri sarıp dürdü. (Sonra bohçayı benim elbisemin altına gizledi.) Sonra beni Rasûlullah'ın yanına gönderdi. Ben de gittim. Rasûlullah'ı mescidde oturur hâlde buldum. Beraberinde insanlar vardı. Ben onların yanına varıp dikildim. Rasûlullah (S):
— "Seni Ebû Talha mı gönderdi?" diye sordu.
Ben:
— Evet, dedim.
Bunun üzerine Rasûlullah beraberinde bulunanlara hitaben:
— "Kalkınız!" buyurdu. Onlar da kalkıp yürüdüler, ben de aralarında yürüdüm. Nihayet Ebû Talha'ya geldim ve durumu ona haber verdim. Ebû Talha, (annem) Ümmü Suleym'e:
— Yâ Ümme Suleym! Rasûlullah insanlarla gelmektedir. Hâlbuki yanımızda onları doyurabileceğimiz birşey yoktur, dedi.
Ümmü Suleym:
— Allah ve Rasûlü en iyi bilendir, dedi.
Müteakiben Ebû Talha gitti, nihayet Rasûlullah'a kavuştu.
Rasûlullah, Ebû Talha ile beraber geldi ve ikisi içeriye girdiler. Rasûlullah:
— "Yâ Ümme Suleym! Yanında ne varsa getir!" buyurdu. O da bu ekmekleri getirdi.
Enes dedi ki: Rasûlullah emretti, bu ekmekler parmak ile küçük küçük parçalara bölündü. Ümmü Suleym bunun üzerine kendine âid yağ tulumundan biraz yağ sıktı ve onu bulayıp katık yaptı. Sonra Ra
sûlullah o katık hakkında Allah'ın söyletmek istediği şeyleri söyledi (yânî duâ etti). Sonra:
— "On kişi için izin ver!" buyurdu.
Ebû Talha on kişiye izin verdi. Onlar doyuncaya kadar yediler ve sonra dışarı çıktılar. Sonra:
— "On kişiye daha izin ver!" buyurdu.
Ebû Talha onlara da izin verdi. Onlar da doyuncaya kadar yediler. Sonra dışarı çıktılar. Rasûlullah:
— "On kişiye daha izin ver!" buyurdu.
Nihayet böylece topluluğun hepsi de yediler ve doydular. Hâlbuki bu topluluk yetmiş yâhud seksen kişi idi
SAHİHİ BUHARİ
83 Yeminler ve nezirler bölümü
Bölüm 22 Hadis no 62-63