Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّنَا اصْرِفْ عَنَّا عَذَابِ جَهَنَّمَ اِنَّ عَذَابَهَا كَانَ غَراماً
“Ey Rabbimiz, bizden cehennem azabını sav. Gerçek onun azabı daimî bir helâktır.” (Furkan, 65)
Hâlis kulların yaptıkları bir duâdır. Çok zaman bu duâyı gece teheccüd namazına kalktıkları zaman yaparlardı. Cehennemin şiddetinden korktukları için ondan Cenab-ı Hakka sığınıyorlardı. Çünkü cehennem en çirkin bir yerdir. Temiz insanlar Allah’ın gazabından korkarlar, cehennemden çekinieler, oraya girmemek ve o çirkin yere düşmemek için ne lâzımsa yapmağa gayret ederler. İşte bu âyetle bildirilen duâ bu hakikatı anlatmakta ve insanların nelerden sığınmalarının gerektiğinibildirmektedir.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قَرَّةَ اَعْيُنِ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ اِمَاماً
“Ey rabbimiz, bize zevcelerimizden ve nesillerimizden gözler(imizin) bebeği olacak (Salih insanlar) ihsan et. Bizi takva sahiblerine rehber kıl.” (Furkan, 74)
Bu duânın da ahlaklı ve olgun mü’minler tarafından yapıldığını Cenab-ı Hak beyan etmektedir. Çünkü onlar yalnız kendilerine duâ etmekle kalmayıp, çoluk çocuklarına ve arkadan gelecek nesillerine hayırlı duâlar ederler. Cenab-ı Hak’tan hem hayırlı âile ve hem de hayırlı evlâd istemişlerdir. Çünkü insanın en sevindiği nokta, çocuğunun iyi yolda olmasını görmesidir. Ayrıca duâlarında helâl lokma istemişlerdir. Helâl lokma “ismi âzamdır” denilmiştir.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّنَا وَاَدْخِلْهُمْ جَنَّاتِ عَدْنٍ الَّتِى وَعَدْتَهُمْ وَمَنْ صَلَحَ مِنْ آبَائِهِمْ وَاَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِوْ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
“Ey Rabbimiz, onları da, onların atalarından, zevcelerinden, salih olanları da kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine sok. Yegâne galib, hüküm ve hikmet sahibi olan şüphesiz ki Sensin, Sen.” (Mü’min, 8)
Bu duâ melekler tarafından mü’minler için yapılan duâdır. Çünkü melekler, iman sahiplerinin cehennemden kurtulmaları için duâ ettikleri gibi cennete girmeleri için de duâ eylemişlerdir. İmanlının çoluk çocuklarının da cennete girmesini istemişlerdir. Cennet rahat yeri olduğu için, insan rahat edince ister ki çocukları da rahat etsin. Meleklerin istedikleri cennet, hem analara hem babalara ve hem de onların evlâdlarınadır. Bizler ne mutlu insanlarız ki hakkımızda melekler dahi duâcıdırlar. Fakat bunların imanlı kullara duâ edecekleri yukarıdaki âyet-i kerimeden anlaşılmaktadır. Yoksa boşu boşuna duâya lâyık olmak mümkün değildir. Her şey çalışmaya ve gayrete bağlıdır.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّنَا اكْشِفْ عَنَّا الْعَذَابَ اِنَّا مُؤْمِنُونَ
“Ey Rabbimiz, bizden bu azâbı açıp kaldır. Çünkü biz iman edeceğiz.” (Duhan, 21)
Kıyâmetin dehşeti görülünce, kullar yukarıdaki duâyı yapacaklar ve “Ya Rab bizden bu azabı kaldır” diye sızlanacaklardır. Görecek oldukları şiddetli dumandan korkacaklar ve ondan kurtulmak için çâre arayacaklardır. Halbuki Peygamberimizi duymuşlar, Kur’an’ın sesini duymışlar, fakat kendilerine gelmemişler. Belâyı görünce toparlanmışlar, fakat iş işten geçmiştir. Bu duâdaki “duhan” bir kaç manaya geliyor. Kıyametin şiddetli haberini verecek olan dumandır, yahut ta kıtlık sebebiyle dünyayı zindan şeklinde görme belâsıdır. Nitekim Ebu Süfyan, Peygamberimize yalvarmış: “Açlıktan ölüyoruz, duâ et de bu açlıktan kurtulalım,” demiş. Resûlullah duâ buyurdu. Kıtlık kalktı, bolluk geldi. Fakat sözlerinde durmadılar, gene eskisi gibi kötülüklerine ve küfürlerine devam ettiler.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلاِخْوَ انِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِاْلاِيْمَانِ وَلآتجْعَلْ فِى قُلُوبِنَا غِلاًّ لِلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا اِنَّكَ رَوُفٌّ رَحِيمٌ
“Ey Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi yarlığa. İman etmiş olanlar için kalblerimizde bir kin bırakma. EY Rabbimiz, şüphesiz ki Sen çok esirgeyicisin.” (Haşr, 10)
Bu duâ, ashabdan sonra gelen mü’minlerin duâsıdır. Onlar imanda kendilerini geçenlere duâ etmişlerdir. Kalblerinde kin ve düşmanlığın bulunmamasını istemişler ve bu hususta Hz. Allah’ın yardımını dilemişlerdir. Bu duâ bizim için bir duâ nümunesidir. Nasıl yalvaracağımızı düşünmeyelim. İşte Kur’an diliyle duâ budur. Bundan daha müessir duâ yoktur.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّنَا اِنَّكَ تَعْلَمُ مَا نُخْفِى وَمَانَعْلِنْ وَمَا يَخْفَى عَلَى اللَّهِ مِنْ شَيْءٍ فِى اْلاَضِ وَلآ فِى السَّمَاءِ
“Ey Rabbimiz, ne gizler, ne açıklarsak şüphe yok ki Sen bilirsin. Zaten yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.” (İbrahim, 38)
Bu duâyı İbrahim aleyhisselâm yapmıştı. Her halimizi bilen Allah’a sığınmış ve yalvarmıştı. Kalbimizdeki neş’eyi ve sıkıntıyı sen bilirsin, demek istemişti. Her şeyimiz Allah’a âyandır, O’nun bilmediği hiçbir şey yoktur. İnsanlardan gizlediğimizi O’ndan gizleyemeyiz. Her şeyin yaratıcısı ve koruyucusu O’dur. Gizli ve aşikâr hepsi O’nun bilgisi dahilindedir. Dua ederken bu noktaları bilerek yalvaralım ve isteyelim.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّ اجْعَلْنِى مُقِيمَ الصَّلآةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتِى رَبَّنَا وَتَقَتَّلْ دُعَاءِ
“Ey Rabbim, beni dosdoğru namaz kılmakta berdevam et. Zürriyetimden de (böylece namaz kılanlar yarat.) Ey Rabbimiz, duâmı kabul et.” (İbrahim, 40)
Bu duâ yine İbrahim Peygamber tarafından yapılmıştır. Namaza devam etmemizi ve çocuklarımızın da namazdan lezzet almalarını istiyorsak, bu duayı yapmalıyız.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّنَا اغْفِرْ لِى وَلِوَ الِدَىَّ وَلِلْمُؤْمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ
“Ey Rabbimiz, (kıyamette) hesap için ayağa kalkacağımız gün beni, ana ve babamı ve bütün iman edenleri yarlığa.” ( İbrahim, 41)
İbrahim aleyhisselâm kendisinin affını, anne ve babasının ve bütün mü’minlerin bağışlanmasını istemiş ve bizlere bu çeşit duâ etmemizi öğütlemiştir. Kıyamet günü için birbirimize duâ etmemiz lazımdır. Çünkü yalnız kendimize duâ etmemiz geçerli değildir. Kur’an’daki duâlar hep çoğul halindedir. Tek kişi için değil, herkes için duâ etmeliyiz. İşte bu duâ bize bir rehberdir.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّنَا آتِنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ اَمْرِنَا رَشَداً
“Ey Rabbimiz, bize tarafından, bir rahmet ver ve işimizden bizim için bir kurtuluş yolu hazırla.” ( Kehf, 10)
Bu duâyı ashabı kehf yapmışlardır. Bunlar Rum eşrafından birkaç delikanlı idi. Hükümdar Dakyanos’un şerrinden Allah’a sığınmışlar ve bu duayı yapmışlardır. Bunların sayıları hakkında ihtilaf vardır. Yedi yahut sekiz kişi olmaları kesindir. Hükümdarın İsa Peygamberin dininde bulunanları putperest yapmak ve putlara kurban kesmelerini istemesi, kesmeyenleri öldürmesi üzerine firar edip mağaraya girmişler ve orada böylece duâ ve niyazda bulunmuşlardır.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّنَا آمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْ حَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّ احِمِينَ
“Ey Rabbimiz, iman ettik. Bizi yarlığa, bizi esirge. Sen esirgeyenlerin en hayırlısısın.” ( Mü’minûn, 109)
Allah’ın merhametine sığınmak için şu duâya devam etmek gerekir. Çünkü bu duâyı bir çok peygamberler yapmışlardır. Hem mağfiret hem rahmet istemek için yapılan duâdır.
Âdem aleyhisselâmla karısı Havva anamız buna benzer duâlarda bulunmuşlardır. Duâlarının sayesinde Cenab-ı Hak onların tövbelerini kabul buyurmuş ve ayrılıklarına son vererek, Arafat’ta Cebel-i Rahmet denen yerde onları birleştirmiştir. Bizler de bu duâya çok devam etmeliyiz. Ancak dünya ve ahretimiz mamur olur.