Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّ اغْفِ لِى وَلِوَالِدَىَّ وَلِمَنْ دَخَلَ بَيْتِىَ مُؤْمِناً وَلِلْمُؤْ مِنِنَ وَالْمُؤْمِنَاتِْ وَلآتَزِدِ الظَّا لِمِينَ اِلاَّ تَبَاراً
“Ey Rabbim, beni, anamı, babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, (kıyamete kadar gelecek) erkek mü’minleri ve kadın mü’minleri Sen yarlığa. Zalimlerin helâkinden başka bir şeyini da artırma.” (Nuh, 28)
Bu duâ Nuh aleyhisselâm tarafından yapılmıştır. Burada “Beyt”inden murad, dindir. Denildi. Zarardan korunma bakımından din eve benzer. Nasıl bir kimsenin evi kendisini sıcaktan koruyorsa, bunun gibi bir kimsenin dini de insanı küfürden öylece korur.
Nuh aleyhisselâm ayrıca zalimlerin azalmasını ve yok olmasını istemiştir. Çünkü onlar kendisini çok bunaltmışlar, ona çeşitli eziyetleryapmışlardır. Mevlâ onun duâsını kabul buyurup hepsini helâk etmiş ve suda boğmuştur. O helâk zamanında aralarında çocuk yoktu. Çünkü helâk hadisesinden 40 sene evvelinden başlayarak aralarında bir kısırlaşma sürmüş ve bu arada tek çocuk dünyaya gelmemiştir.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّ اَوْزِغْنِى اَنِ اشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِى اَنْمَمْتَ عَلَىَّ وَعَلَى وَالِدَىَّ وَاَعْمَلَ صَالِحاً تَرْضَهُ وَاَدْخِلْنِى بِرَحْمَتِكَ فِى عِبَادِكَ اصَّالِحِينَ
“Ey Rabbim, bana ve ana babama lütfettiğin nimetine şükretmemi ve (geri kalan ömrüm içinde) Senin razı olacağın iyi (işleri) yapmamı bana ilhâm et. Rahmetinle beni de (cennete ) Salih kullarının arasına sok.” (Nelm, 19)
Bu duâyı Hz. Süleyman yapmıştır. Karıncanın sözünden güldü ve böylece duâ etmeğe başladı. Ona bahşedilen nimetlerin şükrünü ödmek üzere bu duâyı yaptı ve kendisinin iyi kullarla beraber olmasını diledi. Bu ve buna benzeyen duâlar bize tâlim içindir. Yani bizlerin de aynen onların yaptıkları duâ gibi duâ etmemizi istemeleri içindir. Evvelâ dünyada sağlık istemek, arkasından da âhret için bol savaş ve cennet dilemek lâzımdır.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّ هَبْ لِى مِنْ لَدُنْكَ ذُرَّيَةً طَيَّبَةً اِنَّكَ سَمِيعُ الرُّعَآءِ
“Rabbim, bana Senin tarafından çok temiz bir zürriyet ihsan et. Muhakak Sen duâyı hakkiyle işitensin.” (Âl-i İmran, 38)
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّنَا لا تَجْعَلْنَا فِتْنَةُ لِلَّذِينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمْ
“Ey Rabbimiz, bizi o küfredenler için bir fitne (mevzuu) yapma. Bizi yarlığa, Rabbimiz. Çünkü galibi mutlak, yegâne hüküm ve hikmet sahibi Sensin Sen.” (Mümtahine, 4)
Bu duâyı İbrahim aleyhisselâm yapmıştır. Kendisi fitneden Hakka sığınmıştır. Duâ edenlerin duâsına cevap vermek ve zayıfları kuvvetlendirmek O’nun kârıdır. “Düşmanlarımıza karşı bizi mağlup etme, bizi fitnelerden ve çeşitli çirkin işlerden uzak eyle” demiştir.
Bu duâyı bizim de sık sık yapmamız ve çeşitli fitne hareketlerinden kaçınmamız gerekmektedir. Nitekim Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde: “Fitne uyuyor. Allâh lânet eylesin uyandıranlara.” Demiştir. Cidden fitneden kaçmak ve fitnecilikle uğraşanları uyarmak başlıca görevimiz olmalıdır.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّنَا اَتْمِمْ لَنَا نُو رَ نَا وَاغْفِرْ لَنَا اِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
“Ey Rabbimiz, bizim nurumuzu tamamla, bizi yarlığa. Şüphasiz ki Sen heşeye hakkiyle kadirsin.” (Tahrim, 8)
Bu duâ ehli imanın duâsıdır. Nura gark oldukları günde bu duâyı yapacaklar, memnuniyetlerini açıklayacaklar ve son derece sevineceklerdir. Dünyadan kazandıkları amel ışıkları onların önlerinden, arkalarından, sağ ve sol taraflarından görünecektir. Münafıkların ışıkları ise sönecek, onların ışıklarından faydalanmak isteyeceklerdir. Fakat aralarında perde gerilecek, zifiri karanlığın içinde kalacaklardır. Onun için “Kendi lambanı kendi eline al” denilmiştir. Başkasının ışığına güvenen insan sonra karanlıkta kalır. Yani buradaki nurlardan murad, imân ve amelden meydana gelecek olan nurlardır.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّ اشْرَحْ لِى صَدْرِى وَيَسِّرْ لِى اَمْرِى وَاحْلَلْ عَقْدَةٌ مِنْ لِسَانِى وَيَفْقَهُوا قَوْ لِى
"Rabbim, benim göğsüme genişlik ver, işimi kolaylaştır; dilimden de şu düğümü çoz ki sözümü iyi anlasınlar." (Tâhâ, 24-27)
Bu duâyı Musa aleyhisselâm yapmıştır. Peltek olanların bu duâya devam etmeleri gerekmektedir. Bunda çok hassalar vardır.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
Hz. Muhammed s.a.v Efendimizin duâsı
آللَّهُمَّ بِعِلْمِكَ الْغَيْبِ وَقُدْرَتِكَ عَلَى الْخَلْقِ أَحْيِنِى
مَا عَلِمْتَ الْحَيَاةَ خَيْراً لِى وَتَوَ فَّنِى اِذَا عَلِمْتَ الْوَفَاةَ خَيْراً
لِى آللَّهُمَّ وَاَسْأَلُكَ خَشْيَتَكَ فِى الْغَيْبِ وَ الشَّهَادَةِ وَاَسأَلُكَ
كَلِمَةَ ا ْلاِخْلآصِ فِى ارِّضَاءِ وَ الْغَضَبِ وَاَسْأَلُكَ الْعَقْدَ
فِى الْفَقْرِ وَ الْغِنَى وَأَسْأَلُكَ نَعِيماً لآيَنْفَدُ وَ اَسْأَلُكَ قُرَّةَ عَيْنٍ
لآتَنْقَطِعُ وَ أَسْأَلُكَ الرِّضَا بِالْقَضَاءِ وَ اَسْأَلُكَ بَرْدَ الْعَيْشِ
بَعْدَ الْمَوْتِ وَاَسْأَلُكَ لَذَّةَ النَّظَرِ اِلَى وَجْهِكَ وَ الشَّوْقَ اِلَى
لِقَاءِكَ غَيْرَ ضَرَّاءِ مُضِرَّةٍ وَلآ فِتْنَةِ مُضِلَّةٍ آللَّهُمَّ زَيِّنَّا بِزِينَةِ
ا ْلاِيمَانِ وَ اجْعَلْنَا هُدَاةً مُهْتَدِينَ
“Ey, Rabbim! Gayb ilminle ve hâlk üzere kudretinle, hayatı benim için hayırlı gördükçe beni yaşat, ölümü benim için hayırlı gördüğün zaman da beni vefât ettir.
Ey Rabbim! Gizlide ve açıkda senden haşyetimi istiyorum.
Rızâ hâlinde de, gadab hâlinde de ihlâs sözünden ayırmamanı istiyorum; fakirlikte de i’tidâlden ayırmamanı istiyorum.
Senden tükenmez bir ni’met, kesilmez bir göz ferahlığı (yüzde açıkça görülen neş’e ve huzûr) istiyorum.
Senden beni kazâna râzı kılmanı, ölümden sonra yaşamanın serinliğini istiyorum.
Senden yüzüne bakmanın lezzetini; Sana kavuşmanın şevkini imân ziynetiyle süsle, bizi doğru yolda olan hidâyet rehberleri kıl.”
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّ اِنِّى وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّى وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْباً وَلَمْ اَكُنْ بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِياً
“Ey Rabbim, hakikat benim kemiğim yıprandı. Başımın saçı tutuştu. Ey Rabbim, ben Sana ne duâ etmişsem bedbaht (ve mahrum) olmadım.” (Meryem, 4)
Bu duâyı Zekeriya aleyhisselâm yapmıştı. Cenab-ı Hakk’ın daima duâsını kabul buyurduğunu belirtmiş oldu. Rabbinden istediği çocuğu yine ümitsiz olmadan istemiş ve rabbi kendisine istediğini vermiştir. Onun için duâ yapan insan yüreksiz olmamalı ve mutlaka duâsının kabul olunacağına inanmalıdır. Zekeriya aleyhisselâm bu duâsiyle demek istemiştir ki: “Ey Rabbim, sağlam olduğum zaman duâmı reddetmediğinden ötürü; şimdi zayıfım, ihtiyarım fakat yine ümidim var ki duâmı kabul buyuracaksın Allah’ım.”
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّ اَدْخِلْنِى مُدْخَلَ صِدْقٍ وَاَخْرِجْنِى مَخْرَجَ صِدْقٍ وَاجْعَلْ لِى مِنْ لَدُنْكَ سُلْطَاناً نَصِيراً
“Rabbim, beni (girdireceğin yere) sıdk (ve selâmet) girdirişiyle girdir, beni (çıkaracağın yerden) sıdk (ve selâmet) çıkarışı ile çıkar. Tarafından bana hakkıyle yardım edici bir huccet (-i kahire ve kudret-i kâmile) ver.” (İsrâ, 80)
Bu duâyı Cenab-ı Hak Peygamberimize öğretmiştir. Makam-ı Mahmud’u istemesini tavsiye buyurmuştur. Ayrıca Resûlullah Efendimiz, Mekke’den çıkıp Medine’ye gitmesini ve oraya ulaştırılmasını istemiştir. Burada manalar çeşitlidir. Hangi mana murad olursa olsun, maksat Hz. Allah’ın, habibinin duâsını kabulbuyurmasıdır. İnsan duâsının kabul olunmasını isterse bu duâya devam etmelidir.
Cevap: DUA DERYASI (rahmet kapılarının anahtarı, müminin silahı, dinin direği, ibadet
رَبَّ اِنِّى اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَسْئَلُكَ مَالَيْسَ لِى بِهِ عِلْمٌ وَاِلاَّتَغْفِرْ لِى وَتُرْحَمْنِى اَكُنْ مِنَ الْخَاسِرِينَ
“Ey Rabbim, ben bilgimin olmadığı şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Eğer beni yalığamazsan hüsrana düşmüşlerden olurum.” (Hûd, 47)
Bu duâyı Nuh Peygamber yapmıştır. Hakka karşı kusurunu itiraf etmiş ve “Bir daha bu çeşit sığınma yapmayacağım, bilgimin olmadığı şeyi Senden istemeyeceğim.” Demiştir. İnsanlar için bu duâbir derstir. Bilmediğimiz şeyi kurcalamamalıyız ve o yolda duâ etmemeliyiz. Çünkü sonu iyi gelmez.