Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
KEŞİŞİN FATİH'E SÖYLEDİĞİ
Kritovuloshttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 15. yüzyılda yaşamış Bizanslı bir tarihçidir. İstanbul’un Fethi'ni ve diğer önemli olaylarıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif savaşları yazıp Fatih Sultan Mehmed’e takdim etmiştir. Ve Fatih’in takdirini kazanmıştır. Tarih-i Sultan Mehmethan-ı Sani. yazarı: kritovulos yıl: 1328 Fatih Sultan Mehmet bu tarihi yazan Kritovulos'u imroz adasına kral yaparak ödüllendirmiştir.
Kritovulos’un Fatih dönemindeki on yedi yıllık olayları yazdığıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif İstanbul’un Fethi adlı kitabında İstanbul’un nasıl elden çıkacağını bir falcının gözünden anlatmakta ve sanki bu günlere nazire yapmakta.
Fatihhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif İstanbul’a girip Ayasofya önüne geldiği zamanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif derinden derine bir inilti işitti. Sesin geldiği yöne bir adam gönderdi. Sakalları uzamışhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif perişan durumda bir keşiş bulup getirdiler. Huzura çıkardılar. Korktuhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif teskin ettiler. Neden zindana atıldığını sordular.
Keşişhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Türklerin kuşatma hazırlıkları sırasında Kostantin’in kendisini çağırıp İstanbul’u Türklerin alıp alamayacağını bildirmek için remil açmasını söylediğini; remilde İstanbul’un Türklerin eline geçtiğini bildirmesi üzerinehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Kostantin’in kızarak kendisini zindana attırdığını anlattı. Keşiş sonrahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “demek remilim doğru imiş” diye ekledi.
Bunun üzerine Fatih de İstanbul’un kendi elinden çıkıp çıkmayacağına dair remil açmasını ve doğruyu söylerse armağanlar vereceğini bildirdi. Keşiş yenidenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu defa Fatih için remil açtı. Ve remili şöyle yorumladı:
– İstanbulhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Türklerin elinden savaş ile çıkmayacak. Lakin öyle bir zaman gelecek ki ellerindeki emlak ve toprak azalacakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu suretle İstanbul Türk malı olmaktan çıkacak.
Bu falın bildirdiği sonuçtan ileri derecede meteessir olan Fatihhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ellerini gökyüzüne kaldırarak: “İstanbul’da edindiğim yerleri yabancılara satanlarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Allah(cc)’ın gazabına uğrasınlar” diye beddua etti.
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
BOLCA NİNE VE FATİH SULTAN MEHMET
Babaeski’ye bağlı Mutlu Köyü’ne her yıl yüzlerce kişi Bolca Nine türbesini ziyaret için geliyor. Rivayetlere göre Bolca Nine 15. yüzyıl içinde Fatih Sultan Mehmet Edirne’ye giderken askerleriyle birlikte burada konaklamış.
Bu konaklama esnasında bu kabirde yatan hatun kişi tarafındanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir yemek kazanından o kadar çok kişiyi doyurmayı başarmasıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif askerleri hayrete düşürmüş. Askerler yemeğin yetmeyeceğini söylemesi üzerinehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif nine: “Yeyin evlatlarım bolca bolca yeyin” demiş ve yemek hepsine yetmiş ve artmış bile.
Bu hikmetli olay padişaha anlatılınca Fatih Sultan Mehmet yaşlı ninenin elini öper ve derki “Senin adın Bolca Nine olsun.” O zamandan beri bu kişinin adı Bolca Nine olarak kalmıştır.
Diğer bir rivayete görehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu yaşlı nine padişaha derki “Atlarınızın kazıkları mola yerinde kalsın ve bu isteği kabul edilir. Sabah olduğunda kazıkların yeşerdiği fark edilince Bolca Nine’nin ermiş olduğuna hükmedilmiştir.
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
FATİH SULTAN MEHMEThttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif MAHMUT PAŞA’YI NEDEN SADRAZAMLIK GÖREVİNDEN ALDI?
Fatih Sultan Mehmethttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Mahmut Paşa’yı Sadrazamlık görevinden alır. Bir müddet sonra yine aynı göreve iade eder. Paşa tekrar göreve iade edilincehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif daha önce neden görevden alındığını Padişaha sorar.
Fatih Sultan görevden alınma sebebi olarak ona şu ibret alınacak cevabı verir: “Arnavutluk’ta savaşta zülüm ve haksızlık yapan Nasuh Bey’in bu davranışından haberin yok ise gaflettesin. Eğer haberin var da bunu önlememiş isen bu davranışa ortak olmuşsun demektir. Gafletlehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif vezirlik olmaz. Vezirlikte kemale ulaşmayınca imaret olmaz. Vezir padişaha söylemeyincehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif halk refah bulup vilayet imaret ve imarat bulmaz.” demiştir.
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
DÜŞMANIN SİLAHINA AYNI SİLAHLA KARŞILIK VERİN
Mısır'ın fethinden sonra esir Memluk kumandanlarından Kayıtbay Yavuz Sultan Selim'in huzuruna getirilmişti. Aralarında şöyle bir konuşma geçti: “Söyle bakalım Kayıtbayhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif cesaret ve kahramanlığın ne işe yaradı?" "- Cesaret ve kahramanlığım hâlâ var ey Sultan! Yalnızhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bize ne yaptıysa ordunuzdaki toplar yaptı!"; "- Anlamadım!..""- Berberilerden birihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Venedik'ten top getirerek bize satmak istemişti dehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Peygamberimizinhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif "ok ve kılıç kullanın" şeklindeki emrine aykırıdır diye satın almamıştık. O satıcı bizehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif "Yaşayan görecektir kihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif memleketiniz top yüzünden elinizden çıkacaktır" demişti. Meğer doğruyu söylemiş!"
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
YAVUZ SULTAN SELİM’İN KÜÇÜKLÜĞÜ
Yavuz Sultan Selim henüz beş-altı yaşlarında bir çoçuktu. Amasya'daki sarayın bahçesinde ok talimi yapıyordu. Yay boyunu aşıyordu ama o bu yaşta attığını vurmaya başlamıştı. Babası Sultan II. Bayezit bir ağacın arkasında onu seyrediyordu. Yavuz son okunu da tam hedefe saplayıncahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dayanamadı; saklandığı yerden çıkıphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif oğluna sarıldı: -Allah gücüne güç katsın oğlum. Ama niçin yalnızsın? Küçük Selim hayretle: - Yalnız değilim ki Sultan babam; Allah her yerdedir! Aldığı cevaphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Bayezit'i şaşırttı ama belli etmedi.
Sarayın bahçesi ulu ağaçlarla süslüylü. Ormandan farkı yoktu. - "Oğulcuğumhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif" dedi Sultan Bayezithttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif " tek başına buralarda dolaşma. Düşmanlarımız var. Allah korusun; san bir kötülük etmek isteyebilirler!" Selim durakladı. Sonrahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif iki yaşından beri yanından ayırmadığı küçücük kılıcını çekip: - Pederim! Bu kılıcı süs için bağlamadık. İcap ederse kendimizi korumasını biliriz. Hem pederimizin korkusundan dünyanın öbür ucundaki düşmanın yüreği titrerken sarayın bahçesine girmeye kim cesaret edebilir? II. Bayezithttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hayretten donakalmıştı. Onda kimsede olmayan bir şeyler vardı. Vaktinden önce gelişmişhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif aklı boyunu aşmıştı. Selim'ihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif elinden tutuphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif saraya götürürken; "Hiç şüphem yok. Bu çocuk ilerde ne yapıp edip padişah olacak. Şimdiden ona tahtın yolunu açmalıyım." Böyle düşündü yahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif gün gelip Şehzade Selimhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif istediğini almasını bildi ve Osmanlı'nın Yavuz Sultan Selim'i oldu.
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN’IN NÂŞI İLE BİRLİKTE GÖMÜLEN KUTU
Kanunî Sultan Süleyman (ö.1566) son seferi olan Zigetvar seferine çıkarkenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ecel vakî olursa nâşı ile birlikte gömülmek üzere veziri Sokollu Mehmed Paşa’ya bir paket verir. Kanunî vefat edince Sokollu bu emaneti Şeyhülislam Ebussuud Efendi’ye (ö.1573) verir ve vasiyeti bildirir. Şeyhülislam kabrehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kefenli naaş dışında bir eşyanın gömülemeyeceğini bildirir.
Ceylan derisi bohçanın ibret için açıldığında içinden Kanunî’nin tahta çıktığı günden son seferine kadar icraatınınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif önemli savaş ve uygulamalarının meşru ve İslam’a uygun olduğunu bildiren fetvalar çıkmıştır. fetvaların çoğunda kendi imzasını gören koca Şeyhülislam Ebussuud Efendi’nin ağlayarak: "Süleyman! Süleyman! Sen kendini bu fetvalara dayanarak kurtardınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif fakat bizleri kim kurtaracak?" dediği nakledilmiştir.
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
CARİYENİN ÖLÜMÜNE SEBEP OLAN AŞKI VE YAVUZ SULTAN SELİM HAN
Yavuz Sultan Selim Hanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Mısır'ı fethettiğinde bir süre orada kalır. İdareyi eline alıp kendi hâkimiyetini yerleştirmek için bu elzemdir. Bu sırada bir çadırda kalıyor. Çadırı süpürüp temizleyenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yemeği yapan Mısırlı bir cariye vardır kihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Yavuz Selim Han sabah çıkıncahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif cariye geliyorhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif akşama kadar çadırı temizleyip yemekleri hazırlayıp gidiyorhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif akşam olunca da Yavuz Selim Han çadırına dönüyor.
Cariye nasıl olduysa bir kaç defa Yavuz Sultan Selim Hanı görür ve Ona âşık olur. Lâkin umutsuz bir aşk. Zira bir tarafta koskoca Cihan Padişahı Halife-i Rûy-i Zeminhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif diğer tarafta basit bir cariye...
Fakat cariyenin aşkı dayanılmaz boyutlara ulaşıp da kalbine sığmaz hale gelincehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ne yapacağını bilemez halde Halifeye açılmaya karar verir. Lâkin aradaki uçurum cariyeyi iyice çıkmaza sokar ve kararsız hale getirir. Bir yandan aşkının dayanılmaz baskısıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif diğer yandan aradaki devâsâ farkın kendini engellemesi arasında bocalayan cariye Halifenin karşısına çıkma cesaretini kendinde bulamadığındanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yazıyla ilân-ı aşk etmeye karar verir. Ve üç kelimelik bir not yazarak Halife hazretlerinin yatağına bırakır. Notta sadece üç kelime yazılıdır:
“Derdi olan neylesin?”
Akşam çadırına gelip de yatağının üzerinde küçük bir kağıt parçası bulan Yavuz Sultan Selim Hanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kağıdı okuyunca bu notu yazanınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif çadırını süpüren cariye olduğunu anlar. Ve kâğıdın arkasına cevabını yazar:
“Derdi neyse söylesin.”
Kâğıdı aynı yere bırakır. Sabah olunca da çıkıp gider. Bir müddet sonra Cariye temizlik için çadıra geldiğinde ilk iş olarak kâğıdı arar. Kâğıdı bıraktığı yerde duruyor bulur. Kaparcasına kâğıdı alıp okuduğunda heyecanı bir kat daha artar. Halifenin cevabından cesaretlenen cariyehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kâğıdı çevirip dünkü notunun altına şu cümleyi ekler:
“Korkuyorsa neylesin?”
Akşam olur. Halife çadıra döner. Kâğıdı okur ve cevabı yazar:
“Hiç korkmasın söylesin.”
Sabah bu cevabı okuyan cariye artık kararını vermiştir: Aşkını bu akşam halifeye söyleyecek. Ne olacaksa olsun artık. Ve o gün temizliği bitirdiği halde gitmeyip Halifeyi beklemeye başlar. Yavuz Sultan Selim Han akşam çadıra dönünce cariyeyi kendisini bekler bulur. Cariyehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Halifeyi görünce hemen ayağa kalkıp temenna durur. Yavuz Selim Han "Buyurunuzhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sizi dinliyorum" deyincehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif cariye tüm cesaretini toplamaya çalışırkenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif titreyen ellerini gizlemek için elleriyle dirseklerini tutarak kollarını kavuşturur. Heyecandan yüzü kıpkırmızı olmuştur. Kalbi yerinden fırlarcasına atarkenhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif titrek ve mahcup bir sesle: "Efendim...” der. “Cariyeniz... Size..." ve cümlesini tamamlayamadan yığılıp kalır.
Kalbine sığmayan aşkını söyleyemeden ruhunu teslim eden cariyeninhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu tertemiz aşkı karşısında Koca Halife gözyaşlarını silerek etrafındakilere şöyle der:
“Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Zira âşıkhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif mâşukunun yolunda olur ve o yolda ölür.”
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
HEYBET KELİMESİNİN MÂNÂ BULDUĞU ŞAHSİYET:MOLLA GÜRÂNÎ HAZRETLERİ
1440’lar. Hani II. Murat Hân'ın hüküm sürdüğü yıllar. Devrin âlimlerinden Molla Yegân hacca gider. Dönüşünde Kâhire’de mola verir. İlim meclislerine katılır. Üç beş gün de olsahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dağarcığını doldurmaya çalışır.
İşte bu sohbetlerden birindehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif genç ama heybetli bir âlim dikkatini çeker. Az konuşurhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif öz konuşur. İfâdeleri sâdehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ama sağlamdır. İnsanların zor kavrayacağı mevzûlardan konuşurhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ama onu çocuklar bile anlar. Tek cümleye ciltleri sığdırır sonra. Söz ona geldiğinde cemaât taş kesilirhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif nefesini tutar. Edeple hisse kapmaya bakarlar.
Molla Yegân bu vakarahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu heybete âşık olur. Çıkışta cesâretini toplayıp yaklaşırhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Senin” derhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Buralarda zâyi olmana dayanamam. Eğer ilminin kıtalar ötesinde yankılanmasını istiyorsanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hiç düşünmehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif gel benimle! ”
Genç âlimin dünyâlıkta gözü yoktur. Ancak “hizmet!” denilince akan sular durur. Hem böylesine samîmi bir teklife nasıl “hayır” denir ki?
Molla Yegân Edirne'ye varınca Sultân'ı ziyâret eder. Murat Hân lâtifeyle takılır: “Bize oralardan ne getirdin? ”
Molla Yegân “Öyle bir âlim getirdim ki Sultânım.” derhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Târifi gayri kâbilhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif meğer ki tanışsanız gerek! ” Padişâh merâkla sorar:
-Nerede?
-Dışarıda efendim.
-Aman hahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bekletmek ne haddimize.
Ve buyur ederler. Mübâreğin önce gölgesi düşer eşiğe. Sonra dağ gibi bir adam girer. Başı âdetâ tavana değerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif esmerdir. Sarığından taşan saçları heybet verir ona. Sakalı simsiyahtırhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hattâ siyah ötesi. Ama dişleri inci incidir ve gözleri ateş gibi. Mütebessimdirhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif lâkin düğme ilikletir insana. O koca koca ağalarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif vezirler toparlanma ihtiyâcı hissederler. Sükûtu Molla Yegân bozar. “İsmi Ahmed bin İsmâil efendim” der. “Ama Araplar onu Molla Gürânî diye tanırlar. Sûriyelidir.” Murat Hân'ın içi ılıcık olurhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bu âlime kanı kaynar. Önce Hüdâvendigâr medresesine tâyin ederhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ardından Yıldırım Medreselerini de ona bağlar. Zaman Molla Yegân’ı haklı çıkarır. Bu kutlu ocaklardan pırıl pırıl âlimler yetişir ve diğerlerine fark atarlar. Öyle ya Molla Gürânî’de okumak bir ayrıcalıktır.
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
BAĞDAT'IN KAPISINI AÇAN GENÇ;
GENÇ OSMAN
Adı kahramanlık türkülerine konu olan Genç Osmanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif 1630 yılında Padişah 4. Murad tarafından düzenlenen ikinci Bağdat seferinde yer alan 17 yaşında bir delikanlıydı. Genç Osman’ın tavsiyesiyle dökülen toplarla Bağdat ele geçirilir. Genç Osman savaşta iki eli kesilmesine rağmen sancağı düşürmez ve ordunun en önünde gider. Bir adamın onu görüp hayret etmesi üzerine bayrak yere düşer ve Genç Osman şehit olur.
1914 ile 1917 yılları arasında Bağdat uğruna canını veren 187 askerlehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif şehrin kapılarını ilk açan Genç Osmanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Bağdat’taki şehitlikte yan yana yatıyor.
Mehteran takımlarının cenk öncesinde çaldığıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif hemen her kulağın aşina olduğu şu sözler kazınmış Genç Osman Şehitliği’ndeki mozoleye: “İptida Bağdat’a sefer olandahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Atladı hendeği geçti Genç Osman. Vuruldu sancaktarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif kaptı sancağı; iletti burcahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dikti Genç Osman. Bağdat’ın kapısını Genç Osman açtıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Gören düşmanların tedbiri şaştı. Allah Allah deyip geçtihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Genç Osman...”
Irak’ta Bağdat Şehitliğihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Osmanlı Şehitliği ve Kut–el Amare Şehitliği olmak üzere üç Türk şehitliği bulunuyor. Buralarda binlerce şehit yatıyor.
Genç Osmanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tarih sayfalarına 1630 yılında Padişah 4. Murad’ın Bağdat seferi öncesinde geçti. Kahramanlığı dilden dile anlatılarak efsaneleşti. Tarihçi Prof. Dr. Fuat Köprülü’nün ‘Kayıkçı Kul Mustafa ve Genç Osman’ adlı eserinde Genç Osman’ı özetle şöyle hikaye eder: “Bağdat seferine çıkacak olan Padişahhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif tellalları çağırtıphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bıyığına tarak batabilecek yaşta olgun kimselerin orduya katılmasını ister.
Ordudaki kumandanlardan birinin genç yaşta bir oğlu vardır. Sultan’ın huzuruna çıkarılan bu çocuğa padişahhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Bıyığına tarak batmayanın orduya katılmamasınıhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif aksini yapanların öldürüleceğini bilmiyor musun?” diye sorar. Delikanlı sakalınınhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif içinde olduğunu söyleyerek tarağı dudağına saplar. Bu durum da sultanın hoşuna gider ama Genç Osman ilk Bağdat seferine götürülmez ve şehir ilk saldırıda alınamaz.
Abdulkadir Geylani Hazretlerihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Genç Osman’ın rüyalarına girerek top konusunda öğütler verir. Barut yerine toprakhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif gülle yerine taş koymalarını öğütler. Genç Osman’ın Sultan’la beraber sefere çıkması ve Abdulkadir Geylani’nin tavsiyeleri üzerine hareket edilmesi sonucu kale surlarında gedik açılır. Ve şehir ele geçirilir. Genç Osman iki eli kesilmesine rağmen sancaktar olduğu için sancağı düşürmezhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif ordunun önünde gider. Bir adamın onu görüp hayret etmesi üzerine ise bayrak yere düşerhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Genç Osman şehit olur.”
Cevap: Yaşanmış İbretlik Osmanlı Hikayeleri
SULTAN BÂYEZÎD’İ AĞLATAN SÖZLER!
Sultan İkinci Bâyezîd Hanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Bâyezîd Câmii’ni yaptırıncahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif bir Cumâ günü câminin açılışı için geldi ve Baba Yûsuf Sivrihisârî’yi de dâvet etti. Baba Yûsuf Sivrihisârîhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif namazdan sonra kürsüye çıkıp vaaz etmeye başladı. Tesirli sözleriylehttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Pâdişâh ve câmide bulunan cemâat ağlamaya başladı ve bu ağlama ile câmi inledi. Câminin açılışını seyretmek için geliphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dışarıda bekleyen üç Hıristiyanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Baba Yûsuf hazretlerinin tesirli sözlerinden ve cemâatin topluca ağlamasından çok etkilenmişlerdi. Bu üç Hıristiyanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Müslüman olmaya karar verdiler. Hemen câmiye giriphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Baba Yûsuf Sivrihisârî’nin huzûrunda Müslüman oldular. Bu hâdiseyi gören Sultan İkinci Bâyezîd Hanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif yaptırdığı Bâyezîd Câmii’nin ilk açılışında böyle bir hâdisenin vukû bulmasından dolayı çok sevindi. Sonra bunlara pek çok para ve mal hediye etti. Ayrıca vezîrlerinin de vermelerini söyledi. Böylece Müslüman olmakla şereflenen üç kişihttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif dünya ve âhiret saâdetine kavuştular.
Baba-oğul gibiydiler..
İkinci Bâyezîd Hanhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Baba Yûsuf Sivrihisârî’yi çok severhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif sohbetinde bulunurdu. O da Sultanı çok severdi. Baba ve oğulluk sözleşmesi yapmışlardı. Bir sohbetlerinde pâdişâh ona; “Hacca gideceğin zaman mutlaka bana gel görüşelim” demişti. Bundan sonra Baba Yûsuf memleketine dönüphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif orada bir müddet kaldı. Memleketinde iken rüyâsında Kâbe’de Hacer-i esved yanında manzûm bir kitap yazması işâret edildi. O zamana kadar hiç şiir yazmamıştı. Bu rüyâdan sonra şiir yazma kâbiliyeti hâsıl oldu. Sonra hacca gitmek üzere hazırlanıphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif Pâdişâh İkinci Bâyezîd Hanı görmek üzere İstanbul’a gitti. Pâdişâh ona bir mikdâr altın verip; “Bunlar helâldir. Kendi elimle kazandım. Bu altınları Resûl-i ekrem sallallahü aleyhi ve sellemin türbe-i mutahherasının kandillerine harcarsın. Mübârek türbesinin yanındahttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif “Yâ Resûlallah! Ümmetinin koruyucusuhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif günahkâr kul Bâyezîd sana selâm söyledi ve bu helâl altınları türbenin kandillerine yağ almak için gönderdi” dersin. Sonra; “Bu hediyenin kabûlü için yalvarhttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif senin vâsıtanla kabûl olacağını ümid ediyorum.” dedi. O da bu isteğini yerine getirmek üzere altınları alıphttp://www.ilahiyatforum.com/forum/i...es/virguli.gif vedâlaştı ve yola çıktı.