-
Cevap: Kur'an Nedir?
KUR'AN HAKİKATLERİ ATASÖZÜYLE ANLATIYOR
İ'lem eyyühe'l-aziz! Kur'ân-ı Mucizü'l-Beyan, hakikatleri durub-u emsalle(ATASÖZÜ) beyan ediyor.
Çünkü daire-i ulûhiyete ait hakaik-i mücerrede, daire-i mümkinatta, ancak misallerle temessül ve tavazzuh eder.
Mümkün ve miskin olan insan da, daire-i imkânda misallere bakarak, fevkinde bulunan daire-i vücubun şuûnâtını, ahvalini düşünür.
-
Cevap: Kur'an Nedir?
KUR'AN IN HERBİR SÜRESİ NİÇİN DİĞER SÜRELERDEKİ MAKASIDI VE MÜHİM KISSALARI İÇİNE ALMIŞTIR.
İ'lem eyyühe'l-aziz!
Kur'ân-ı Mucizü'l-Beyânın herbir Sûresi:
bütün Kur'ân'ın münderecatını icmâlen ihtiva ettiği gibi,
sair sûrelerde zikredilen makasıd ve mühim kıssaları da tazammun etmiştir.
Bundaki hikmet, Kur'ân'ı tamamen okumaya vakti müsait olmayan veya ancak bir kısmını veya bir sûresini okuyabilen insanlar, Kur'ân'ın hepsini okumaktan hâsıl olan sevaptan mahrum kalmamasıdır.
Evet, mükellefîn arasında bulunan ümmîler ancak bir sûreyi okuyabilirler. İ'câz-ı Kur'ân onları da tam sevap kazanmaktan mahrum etmemek için, bu nükte-i i'câziyeyi takip ederek, bir sûreyi tam Kur'ân hükmünde kılmıştır.
-
Cevap: Kur'an Nedir?
İ'lem eyyühe'l-aziz! Kur'ân, semâdan nâzil olmuştur. Ve onun nüzûlüyle semâvî bir mâide ve bir sofra-i İlâhiye de nâzil olmuştur. Bu mâide, tabakat-ı beşerin iştah ve istifadelerine göre ayrılmış safhaları hâvidir. O mâidenin sathında, yüzünde bulunan ilk safha tabaka-i avâma aittir.
Meselâ: http://www.risaleinurenstitusu.com/t.../mesn/b550.gif -1- âyet-i kerimesi, beşerin birinci tabakasına şu mânâyı ifham ve ifade ediyor:
Semâvat, ayaz, bulutsuz, yağmuru yağdıracak bir kabiliyette olmadığı gibi, arz da kup kuru, nebatatı yetiştirecek bir şekilde değildir. Sonra ikisinin de yapışıklıklarını izâle ve fetk ettik. Birisinden sular inmeye, ötekisinden nebatat çıkmaya başladı. Mezkûr âyetin ifade ettiği şu mânâya delâlet eden http://www.risaleinurenstitusu.com/t.../mesn/b551.gif -2- âyet-i kerimesidir. Çünkü, hayvanî ve nebatî olan hayatları koruyan gıdalar ancak arz ve semânın izdivacından tevellüd edebilir.
Mezkûr âyetin tabaka-i avâma ait safhasının arkasında şöyle bir safha da vardır ki, nur-u Muhammediyeden (a.s.m.) yaratılan madde-i acîniyeden, seyyarat ile şemsin o nurun mâcun ve hamurundan infisal ettirilmesine işarettir. Bu safhayı delâletiyle teyid eden http://www.risaleinurenstitusu.com/t.../mesn/b552.gif -3- olan hadis-i şerifidir.
İkinci misal:
http://www.risaleinurenstitusu.com/t.../mesn/b553.gif -4- olan ‚yet-i kerimenin tabaka-i av‚ma ait safhasında şu mânâ vardır:
"Onlar, daha acip olan birinci yaratılışlarını şehadetle ikrar ettikleri halde, daha ehven, daha kolay ikinci yaratılışlarını uzak görüyorlar." Şu safhanın arkasında haşir ve neşrin pek kolay olduğunu tenvir eden büyük bir bürhan vardır.
Ey haşir ve neşri inkâr eden kafasız! Ömründe kaç defa cismini tebdil ediyorsun? Sabah ve akşam elbiseni değiştirdiğin gibi her sene de bir defa tamamıyla cismini tebdil ve tecdid ediyorsun, haberin var mıdır? Belki her senede, her günde cisminden bir kısım şeyler ölür, yerine emsali gelir. Bunu hiç düşünemiyorsun. Çünkü kafan boştur. Eğer düşünebilseydin, her vakit âlemde binlerce nümuneleri vukua gelen haşir ve neşri inkâr etmezdin. Doktora git, kafanı tedavi ettir.
1- "Gökler ve yer bitişik iken Biz onları birbirinden koparıp ayırdık." Enbiya Sûresi: 21:30.
2- "Her canlı şeyi sudan yarattık." Enbiya Sûresi: 21:30.
3- "Cenab-ı Hak herşeyden evvel benim nurumu yarattı."
4- "Onların ilk yaratılışı Bize zor mu geldi ki, tekrar diriltmekten aciz kalalım? Doğrusu onlar ilk yaratılışlarını kabul ettikleri halde yeni bir yaratıştan şüphe ediyorlar." Kaf Sûresi: 50:15.
-
Cevap: Kur'an Nedir?
Hülâsa: Kur'ân hem zikirdir, hem fikirdir, hem hikmettir, hem ilimdir, hem hakikattir, hem şeriattır, hem sadırlara şifa, mü'minlere hüdâ ve rahmettir.
-
Cevap: Kur'an Nedir?
İ'lem eyyühe'l-aziz! Kur'ân-ı Mucizü'l-Beyân'ın hak ve hakikat olduğuna en sâdık deliller:
1. Tevhidin bütün iktizâlarını ve lâzımlarını mertebeleriyle muhafaza etmesidir.
2. Esmâ-i Hüsnânın tenasüp ve iktizası üzerine hakaik-i âliye-i İlâhiyedeki muvazeneyi müraat etmesidir.
3. Rububiyet ve ulûhiyete âit şuûnatı kemâl-i muvazeneyle cem etmesidir.
Kur'ân'ın bu hâsiyeti beşerin eserlerinde bulunmadığı gibi, melekût cihetine geçen evliya ve sair büyüklerin netaic-i fikirlerinde de bulunamamıştır. Ve eşyanın bâtınına dalmış olan İşrâkiyun ve âlem-i gayba nüfuz eden Rûhâniyun dahi Kur'ân'ın bu hâsiyetini bulamamışlardır. Zira onların nazarları mukayyet olduğundan, hakikat-i mutlakayı ihata edemez. Bunlar ancak hakikatin bir tarafını bulur ve ifrat-tefritle tasarrufa başlarlar. Bunun için tenasübü bozup muvazeneyi ihlâl ediyorlar.
Meselâ, envâ-ı cevâhiri hâvi ziynetli ve kıymetli bir defineyi keşfetmek için birkaç adam denizin dibine dalarlar. Denizin dibinde araştırma yaparken birisinin eline uzunca bir parça elmas geçer. Definenin müştemilâtını tamamen bu gibi elmaslardan ibaret olduğuna hükmeder. Sonra arkadaşlarından başka çeşit cevherin bahsini işittiğinde, onların buldukları cevâhirin kendi bulduğu elmasın nakışları olduklarını tahayyül eder. Diğeri kürevî bir yakutu bulur. Öteki arkadaşı da başka bir çeşidini buluyor. Ve hâkezâ, herbirisi definenin esas müştemilâtı kendi bulduğu çeşitten ibaret olduğunu ve arkadaşlarının buldukları çeşitler de definenin zevâid ve teferruatından olduğunu itikad eder. Mesele bu şekle girmekle muvazene kayıp ve tenâsüp zâil olur. Sonra meselenin hakikatini keşif ve izah için tevilât ve tekellüfata başlarlar. Hattâ definenin inkârına bile zehab eden olur.
Evet, Sünnet-i Seniyeyle muvazene yapılmazdan evvel, hemen meşhudatına itimad eden İşrâkiyunla mutasavvifenin eserlerini teemmül eden zatlar, şu söylediğime hak verir, bilâ-tereddüt kabul ederler
-
Cevap: Kur'an Nedir?
KUR'AN NASIL OKUNMALI VE DİNLENMELİDİR?
İ'lem eyyühe'l-aziz! Kur'ân-ı Kerim okunurken, istimâında bulunduğun zaman muhtelif şekillerde dinleyebilirsin.
1. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, nübüvvet kürsüsüne çıkıp nev-i beşere hitaben Kur'ân'ın âyetlerini tebliğ ederken, kıraatini kalben ve hayalen dinlemek için kulağını o zamana gönder. O fem-i mübarekinden çıkar gibi dinlemiş olursun.
2. Veya Cebrâil (a.s.) Hazret-i Muhammed'e (a.s.m.) tebliğ ederken, her iki hazretin arasında yapılan tebliğ-tebellüğ vaziyetini dinler gibi ol.
3. Veya Kab-ı Kavseyn makamında, yetmiş bin perde arkasında Mütekellim-i Ezelînin Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma olan tekellümünü dinler gibi hayalî bir vaziyete gir.
-
Cevap: Kur'an Nedir?
İ'lem eyyühe'l-aziz! Kur'ân'ın âyetleri birbirini tefsir ettiği gibi, bu kitab-ı âlemin de bir kısmı, diğer bir kısmını izah ediyor. Meselâ, maddiyat âlemi Cenab-ı Hakkın envar-ı nimetini cezb etmek için hakikî bir ihtiyaçla şemse muhtaç olduğu gibi, âlem-i mâneviyat dahi rahmet-i İlâhiyenin ziyalarını almak için şems-i nübüvvete muhtaçtır. Binaenaleyh, Resul-i Ekremin (a.s.m.) nübüvveti, şemsin kat'iyet ve vuzuhu derecesinde kat'î ve vâzıhtır.
-
Cevap: Kur'an Nedir?
Şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir tercüme-i ezeliyesi
-
Cevap: Kur'an Nedir?
Allah razı olsun baya güzel bir çalışma olmuş
emeğinize sağlık..
-
Cevap: Kur'an Nedir?
Teşekkür ederim... Rabbim cümlemizden razı olsun inş...