Cevap: faydalı arapça notları
soru üslubları ve cevapları أساليب الإستفهام و أجوبتها
1 هل = ..mı?, ...mi? sorusu ve cevapları
1-a olumlu isim cümlesi sorusu ve olumlu olumsuz cevabı
elindeki kitabı gösterip هذا كتاب diye tanıtan öğretmen daha sonra ,
bu bir kitap mıdır ? هل هذا كتابٌ ؟ diye sorsa, cevabımız
evet ,bu bir kitaptır. نعم ، هذا كتابُ olcaktır. Elindeki kitabı;
bu bir defter midir? هل هذ دفتر ؟ diye sorsa buna cevaplarımız;
hayır, bu bir kitaptır. لا ، هذا كتاب (ki genelde verilecek cevap budur) yada
hayır, bu defter değil aksine kitaptır. لا ، هذا ليس ذفترا بل هذا كتاب şeklinde uzun cevap yada
hayır, bu defter değildir. لا ، هذا ليس ذفترًا şeklinde kestirip atmak olur.
son üç örnek olumsuz cevaplarda kullanılabilinecek cevaplardır.yazıda cevap sözünden sonraki virgüle
dikkat ediyoruz, bu aynı zamanda sözle ifade ederken de hafif duraklamadan sonra cümleyi tamamla
mamız geretiğini göstermektedir.
1-b olumsuz isim cümlesi sorusu ve olumlu olumsuz cevabı
elindeki kitabı gösterip هذا كتاب diye tanıtan öğretmen daha sonra ,
bu bir kitap değil midir? أليس هذا كتابا ؟ diye sorsa, cevabımız
evet ,bu bir kitaptır. بلى ، هذا كتابُ olcaktır. Elindeki kitabı;
bu bir defter değil midir? أليس هذ دفترا ؟ diye sorsa buna cevaplarımız;
evet, bu bir defter değildir. نعم ، هذا ليس دفترا veya istenirse
evet, bu defter değil aksine kitaptır. نعم، هذا ليس ذفترا بل هذا كتاب şeklinde olur.
not: tüm olumsuz soruların olumlu cevabını verirken بلى evet sözüyle başlar ve cümleyi olumlu
sürdürüz, cevabımız olumsuz olacaksa نعم evet sözüyle başlar cümleyi olumsuz sürdürürüz
veya istersek cümleyi بل bağlacından sonraki şekliyle devam etirebiliriz.
2 a- geçmiş zamanın olumlu sorusu ve olumlu yada olumsuz cevabı
ödevleri kontrol etmek isteyen öğretmen
ödevini yazdın mı ? هل كتبت واجبك ؟ diye sorsa , yazmışsak cevabımız
evet, ödevimi yazdım. نعم ، كتبت واجبي olumlu olacaktır.yazmamışsak
hayır, ödevimi yazmadımلا ، ما كتبت واجبي yada
hayır, ödevimi yazmadım لا ، لم أكتبْ واجبي şeklinde olumsuz olacaktır.
olumsuz cevapta kullanılan maziden olumsuz yapılan fiille , muzariden لم ile yapılan
olumsuz fiilin aynı anlamda kullanıldığına dikkat edelim.
2 b- geçmiş zamanın olumsuz sorusu ve olumlu yada olumsuz cevabı
öğrenciler ödevlerini gösterirken sizin önünüde birşey göremeyen öğretmen,
ödevini yazmadın mı ? أ لم تكتبْ واجبك ؟ diye sorsa, yapmışsan cevabın
evet, ödevimi yazdım. بلى ، كتبت واجبي şeklinde olumlu olacaktır. yazmamışsan
evet, ödevimi yazmadım نعم ، ما كتبت واجبي şeklinde yada
evet, ödevimi yazmadım نعم ، لم أكتبْ واجبي şeklinde olumsuz olacaktır.
not: olumsuz sorunun cevabına بلى = evet sözüyle başlanıp cümlenin olumlu
mazi ile devam ettiğine ve olumsuz cevap verirken de نعم =evet sözüyle başlanıp
olumsuz mazi veya لم ile olumsuzlaştırılan mazi anlamlı muzari fiille devam
ettiğine dikkat edelim.
3 a-şimdiki/geniş zamanlı olumu soru ve olumlu yada olumsuz cevabı
kahve sever misin? أ تُحِبُّ القهوة؟ diye sorulsa, seviyorsak
evet, kahve severim. نعم ، أُحبُّ القهوة şeklinde olumlu, sevmiyorsak
hayır, kahve sevmiyorum لا ، ما احب القهوة yada
hayır, kahve sevmem لا ، لا احب القهوة şeklinde olumsuz olacaktır.
3 b-şimdiki/geniş zamanlı olumsuz soru ve olumlu yada olumsuz cevabı
çay iç(miyor/mez) misin? ا لا تشرب الشاي؟ sorusuna
evet. çay içerim بلى ، أشرب الشاي gibi olumlu cevap yada
evet, çay içmiyorum نعم ، ما أشرب الشاي şeklinde veya
evet,çay içmem نعم ، لا أشرب الشاي şeklinde olumsuz gelecektir.
not: soru cümlenizde geleceğe ait zarf kullanırsanız cevaplarınızda gelecek
zamanı gösteren fiileri kullanırsınız. örnekler
yarın Ankara'ya yolculuk yapmayacak ( gitmeyecek ) misin?
أَ لا تسافر إلى أنقرة غدا ؟ sorusuna cevaplarımız,
Evet, yarın Ankara'ya gideceğim. بلى ، سأُسافر إلى أنقرة غدا
evet, yarın Ankara'ya gitmeyeceğimنعم ، لن أسافرَ إلى أنقرة غدًا
4 tercihli soru ve cevabı
..... mi yoksa .....mi? ........ أ ......... أم
elindeki kitabı göstererek biri
bu defter mi yoksa kitap mı? أ هذا كتاب أم دفتر؟ diye sorsa cevabımız
bu bir kitaptır هذا كتاب olacaktır.
yada sizin seçmenizi istediği iki şey varsa ;
kahve mi yoksa çay mı tercih edersin? أ تفضِّلُ الشاي أمِ القهوةَ ؟
sorusuna tercih edeceğiniz içeceklerden birini ifade ederek karşılık verirsiniz . tercihiniz çay ise;
أُفضِّلُ الشاي çayı tercih ederim , olacaktır. yok tercihiniz kahve ise;
أُفضِّلُ القهوةَ kahve tercih ederim , olacaktır. (inadına bir şey istemeyen ; لا أُريدُ شيئًا birşey istemem, diyebilir
Cevap: faydalı arapça notları
Evvela kelimelerin bir cümle içerisinde kaç halde bulunabileceğinden bahsedelim.
Eğer cümle içerisinde kullandığımız kelime bir fiil ise REF,NASB,CEZM olmak üzere kullanıldığı yere göre ÜÇ halde bulunabilir.
Ancak cümlede ki kelime bir isim ise REF,NASB,CER olmak üzere yine ÜÇ kısımdır.
Bu hallere arapçada İRAB denir.İrab 4 dür.REF,NASB,CER,CEZM.Bunladan REF ve NASB,isim ile fiiller arasında müşterektir.CEZM fiile CER ise isimlere mahsustur.
İrab almada asıl olan isimlerdir.Fiillerden ise fiili muzari(cehdi mutlak,cehdi mustağrak,nefyi istikbal,nefyi hal,te'kidi nefyi istikbal de buna dahildir.)isime bazı yönlerden benzediği için irab alabilmektedir.
İrab kelimelerin sonlarında ki harekelerin değişmesi,sonlarında ki harfin hazfedilmesi(düşmesi),veya bir harfinin değişmesi şekline duruma göre değişir.
Fiili mazi irab almaz..İrab almayan kelimelere de MEBNİ denir.
Mesela basit bir fiil cümlesi kuralım.
http://img292.imageshack.us/img292/3435/adszrw4.png
Okunuşu:"Nasara zeydün Amran"
Manası:Zeyd Amr'a yardım etti.
Gördüğünüz gibi ilk kelimemiz fiili mazidir.Dolayısıyla onu irab bakımından incelemiyoruz.
Geçelim ikinci kelimeye...
Cümlede Fail makamında bulunduğu için kendisine REF irabı verilmiştir.Kendisinde ki REF alameti ise son harekesinin zamme(ötre) olmasıdır.
Not:Cümlede fail REF irabı alır.
Üçüncü kelime...
Cümlede meful makamında olduğu için kendisine NASB irabı verildi.İrab alameti ise son harekesinin fetha(üstün)olmasıdır.
Not:Mefuller NASB olur.
Cevap: faydalı arapça notları
HARF-İ CERLER
İsimlerin başında “harf-i cer” denen harfler olursa o ismin sonunu esre yaparlar. Bu harf-i cerler en çok kullanılış sırasına göre örnekleri ile beraber şöyledir:
مِنْ ..den, ..dan
(Başlamak, kısmiyet ve açıklama için kullanılır)
مِنَ الْبَيْتِ evden → خَرَجْتُ مِنَ الْبَيْتِ. Evden çıktım.
مِنْ ناَفِذَةٍ bir pencereden → نَظَرَ الْوَلَدُ مِنْ ناَفِذَةٍ. Çocuk bir pencereden baktı.
مِنَ الْبَابِ kapıdan → مَنْ دَخَلَ مِنَ الْبَابِ ؟ Kapıdan kim girdi?
Kâide: (مِنْ) harf-i cerinden sonra gelen isim harf-i tarif (الْ)ile başlıyorsa nun’a cezim yerine fetha verilerek öbür kelimeye geçiş yapılır: مِنَ الْبَيْتِ (minel beyti), مِنَ الْبَابِ (minel bâbi) gibi.
فيِ ..de, ..da, içinde, hakkında
(Mekan ya da zaman gibi zarfiyet bildirir)
فِي الْبَيْتِ evde, evin içinde → جَلَسْتُ فِي الْبَيْتِ الْيَوْمَ. Bugün evde oturdum.
فيِ السَّياَّرَةِ arabada → اَلْوَلَدُ لَعِبَ فيِ السَّياَّرَةِ. Çocuk arabanın içinde oynadı.
فيِ الْمَدْرَسَةِ okulda → كَتَبْتُ الدَّرْسَ فيِ الْمَدْرَسَةِ. Dersi okulda yazdım.
فيِ الصَّباَحِ sabahleyin → كَتَبْتُ الدَّرْسَ فيِ الصَّباَحِ. Dersi sabah yazdım.
إِلَى ..e, ..a, ..ye, ..ya
(Sonun bitişi için kullanılır)
إِلَى الْمَدْرَسَةِ okula → حَضَرَ التِّلْميِذُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. Öğrenci okula geldi.
إِلَى الْبَيْتِ eve → ذَهَبْتُ إِلَى الْبَيْتِ مُبَكِّراً. Eve erken gittim.
إِلَى السُّوقِ çarşıya → ذَهَبَتْ زَيْنَبُ إِلَى السُّوقِ. Zeynep çarşıya gitti.
عَلَى ..e, ..a, ..ye, ..ya, üzerine, üstünde
عَلَى الْماَءِ suyun üzerinde → سَبَحَ الْقَلَمُ عَلَى الْماَءِ. Kalem suyun üzerinde yüzdü.
عَلَى الْأَرْضِ yerin üzerine, yere → سَقَطَ الْوَلَدُ عَلَى الْأَرْضِ. Çocuk yere düştü.
عَلَى الْكُرْسِيِّ sandalye üzerine → جَلَسْتُ عَلَى الْكُرْسِيِّ. Sandalyeye oturdum.
بِ ile, ..le
بِالْقَلَمِ kalem ile, kalemle → كَتَبْتُ الدَّرْسَ بِالْقَلَمِ. Dersi kalemle yazdım.
بِالسِّكِّينِ bıçakla → قَشَرْتُ الْفاَكِهَةَ بِالسِّكِّينِ. Meyveyi bıçakla soydum.
بِالْحاَفِلَةِ otobüsle → ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ بِالْحاَفِلَةِ. Okula otobüsle gittim.
Genelde cansız eşya ya da insan dışındaki varlıklar için بِ kullanılır. İnsan söz konusu olunca da مَعَ (ile, beraber) zarfı tercih edilir:
ذَهَبْتُ مَعَ خاَلِدٍ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. Halit'le okula gittim.
شَرِبْتَ الشاَّيَ مَعَ صَديِقٍ. Bir arkadaşla çay içtin.
عَنْ den, dan, hakkında
مُعَلِّمٍ عَنْ öğretmenden → سَمِعْتُ الْخَبَرَ عَنْ مُعَلِّمٍ. Haberi bir öğretmenden işittim.
عَنِ الطِّفْلِ çocuktan → ذَهَبَ الْخَوْفُ عَنِ الطِّفْلِ. Çocuktan korku gitti.
عَنِ التَّلاَميِذِ öğrencilerden, öğrenciler hakkında
سَأَلَ الْمُديِرُ عَنِ التَّلاَميِذِ Müdür öğrencileri (öğrenciler hakkında) sordu.
لِ için
لِلَّهِ Allah için → صَلَّيْتُ لِلَّهِ تَعَالَى. Allâhu Teala için namaz kıldım.
لِخَالِدٍ Halit için → ذَهَبْتُ إِلَى السوُّقِ لِخَالِدٍ. Çarşıya Halit için gittim.
لِلدِّراَسَةِ eğitim için → ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ لِلدِّراَسَةِ. Okula eğitim için gittim.
Not: Bu harf-i cer ألْ ile ma’rife olan bir ismin başına geldiğinde harf-i tarifin elifi hazfedilir (kaldırılır, atılır): اَلْبَيْتُ – \ لِلْبَيْتِ اَلطاَّلِبُ –لِلطاَّلِبِ gibi.
كَ gibi
اَلْأَرْضُ كَالْكُرَةِ. Dünya top gibidir.
أَحْمَدُ كَالْأَسَدِ. Ahmet arslan gibidir.
حَتَّي ...ceye kadar, ta ki
حَتَّي الْمَوْتِ Ölüme kadar (ölünceye kadar)
عَبَدْتُ اللهَ حَتَّي الْمَوْتِ. Ölüme kadar (ölünceye kadar) Allah'a ibadet ettim.
رُبَّ olur ki, belki, bazı, nice vardır
رُبَّ طاَلِبٍ ماَ كَتَبَ الدَّرْسَ. Ders yazmayan nice öğrenci vardır.
مُذْ - مُنْذُ ..den beri, ..dan beri, ..den itibaren
وَجَبَتِ الصَّلاَةُ مُنْذُ الْبُلوُغِ. Buluğdan itibaren namaz vacip oldu.
Mef’ûlu bihin harekesi mansûbtur (üstündür). Aslında fiil ve fâilden sonra geriye kalan kelimeler ve harf-i cerler mef’ûldür. Fakat harf-i cer alan mef’ûlü bihin son harfinin harekesi esre olur ve o kelimeye mefulun bih gayr-i sarih denir. Harf-i cer almayan mef’ûle mef’ûlun bih sarih denir. Genellikle cümlede önce mef’ûlün bih sarih (üstün harekesini açık olarak alan mef’ûl), sonra da mef’ûlün bih gayr-i sarih (üstün harekesini açık olarak alamayan mef’ûl) yazılır.
كَتَبَ الْوَلَدُ الدَّرْسَ بِالْقَلَمِ.
M.B.Gayr-i Sarih. M.B.Sarih Çocuk dersi kalemle yazdı.
Harf-i Cerle İlgili Genel Cümle Örnekleri:
هَلْ ذَهَبْتِ إِلَى الْمَدْرَسَةِ ؟ Okula gittin mi?
نَعَمْ ، ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. Evet, okula gittim.
هَلْ ذَهَبْتُمْ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. Okula gittiniz mi?
نَعَمْ ، ذَهَبْناَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. Evet, okula gittik.
ذَهَبْتُماَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. İkiniz okula gittiniz.
هَلْ ذَهَبْتُنَّ إِلَى الْمَدْرَسَةِ ؟ Okula gittiniz mi?
نَعَمْ ، ذَهَبْناَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ. Evet, okula gittik.
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَدْرَسَةِ لِلْإِمْتِحاَنِ. Okula imtihan için gittim.
ذَهَبْتُ إِلَى الْبَيْتِ لِلْإِسْتِراَحَةِ. Eve dinlenmek için gittim.
ذَهَبْتُ إِلَى الْمَسْجِدِ لِلصَّلاَةِ. Mescide namaz için gittim.
نَظَرَ التِّلْميِذُ إِلَى الصُّورَةِ. (Erkek) Öğrenci resme baktı.
نَظَرَتِ التِّلْميِذَةُ إِلَى الصُّورَةِ. (Kız) Öğrenci resme baktı.
نَظَرْتُ إِلَى الصُّورَةِ. Resme baktım.
سَبَحَ الْوَلَدُ فِي هَذاَ[1] الشاَّطِئِ.
Çocuk bu kıyıda yüzdü.
عَمِلَ خاَلِدٌ الشاَّىَ فِي الْمَطْبَخِ. Halit mutfakta çay yaptı.
قَرَأْتُ الدَّرْسَ فِي الْحَدِيقَةِ. Dersi bahçede okudum.
قَرأْناَ الْكِتاَبَ فِي الْمَكْتَبَةِ. Kitabı kütüphanede okuduk.
ذَهَبْناَ إِلَى الْمَدْرَسَةِ بِالْحاَفِلَةِ. Okula otobüsle gittik.
وَصَلَ أَحْمَدُ إِلَى الْمَطاَرِ بِالسَّياَّرَةِ. Ahmet hava alanına arabayla gitti (ulaştı, vardı).
نَزَلَ أَحْمَدُ عَنِ الْحِصَانِ. Ahmet attan indi.
رَفَعَ الْإِسلاَمُ الظُّلْمَ عَنِ الْمَرْأَةِ. İslam kadından zulmü kaldırdı.
سَأَلْتُ عَنِ الْماَلِ. Mal hakkında sordum.
سَأَلَ الطَّبِيبُ عَنِ الْمَرِيضِ. Doktor hastadan (hasta hakkında) sordu.
اَلْأُمُّ عَمِلَتِ الطَّعاَمَ فِي الْمَطْبَخِ. Anne yemeği mutfakta yaptı.
جَلَسَ مُحَمَّدٌ فِي الْبَيْتِ. Muhammed evde oturdu.
جَلَسَتْ عاَئِشَةُ فِي الْغُرْفَةِ. Aişe odada oturdu.
خَرَجَ التَّلاَمِيذُ مِنَ الصَّفِّ. Öğrenciler sınıftan çıktı.
اَلتَّلاَمِيذُ خَرَجُوا مِنَ الصَّفِّ. (aynı manada isim cümlesi)
رَفَعَ الْوَلَدُ الْحَقِيبَةَ مِنَ الْأَرْضِ. Çocuk çantayı yerden kaldırdı.
نَزَلَ الْمَطَرُ مِنَ السَّماَءِ. Gökten yağmur indi (Yağmur yağdı).
اَلْأَوْلاَدُ سَبَحُوا فِي الْمَسْبَحِ. Çocuklar havuzda yüzdü.
سَبَحَ الْخَشَبُ عَلَى الْماَءِ. Tahta suyun üzerinde yüzdü.
سَقَطَ الثَّمَرُ عَلَى الْأَرْضِ. Meyve yere (yerin üzerine) düştü.
غَضِبَ السَّيِّدُ عَلَى الْخاَدِمِ. Efendi (bey) hizmetçiye kızdı.
اَلْوَقْتُ كاَلسَّيْفِ. Vakit kılıç gibidir.
اَلْعِلْمُ كَالْبَحْرِ. İlim deniz gibidir.
قَرَأْتُ كِتاَباً حَتَّى اللَّيْلِ. Geceye kadar kitap okudum.
ماَ شَرِبْتُ الشاَّىَ مُنْذُ أَمْسِ. Dünden beri çay içmedim.
كَتَبْتُ الدَّرْسَ مِنَ الصَّباَحِ حَتَّى الْمَساَءِ. Sabahtan akşama kadar ders yazdım.
ذَهَبَ عُمَرُ إِلَى الْمَلْعَبِ وَ لَعِبَ الْكُرَةَ. Ömer oyun sahasına gitti ve top oynadı.
أَكَلْتُ فيِ الْفَطوُرِ الْبَيْضَ وَشَرِبْتُ الشاَّيَ. Kahvaltıda yumurta yedim ve çay içtim
Cevap: faydalı arapça notları
MÜTEADDÎ VE LÂZIM FİİLLER
(Geçişli ve geçişsiz fiiller)
Yukarıda gördüğümüz cümlelerde bazen fiilin üstün harekeyle harekelenen açık bir meful aldığını, bazen de açık mef’ûl almayıp harf-i cerle devam ettiğini görürüz. İşte açıkça mef’ûl alan fiillere müteaddî fiil, fâiliyle yetinip mef’ûl almayan ya da mef’ûlünü harf-i cerle alan fiillere de lâzım fiiller denir.
Müteaddi yani mef’ûl alan fiilde fâilin yaptığı iş başkasına geçer veya herhangi bir şeyle alakası bulunur. Türkçe karşılığı geçişli fiildir.
أَكَلَ فَرِيدٌ الْخُبْزَ. Ferit ekmeği yedi.
Bu cümlede “Ferit neyi yedi?” sorusunu mutlaka sorarız, yani fiil mef’ûl istemektedir.
ضَرَبَ خَالِدٌ الْوَلَدَ. Halit çocuğu dövdü.
Bu cümlede de “Halit kimi dövdü?” sorusunu sorarız. Halid'in yaptığı iş başkasıyla alakalı olup onlara geçmektedir.
Lâzım fiil ise; fâiliyle yetinip mef’ûl almayan fiildir. Fiilin yaptığı iş kendisinde kalıp başkasını etkilemez. Türkçe karşılığı geçişsiz fiildir.
جَلَسَ خَالِدٌ. Halit oturdu. دَخَلَ خَالِدٌ. Halit girdi.
Bu cümlelerde mefulü gerektiren neyi, neye ve kimi, kime gibi soru akla gelmemektedir. Yani mef’ûle gerek yoktur. Bu konuyu şu şekilde de ifade edebiliriz:
KAİDE: Arapça’da fiiller mef’ûllerine göre çeşitli kısımlara ayrılırlar:
a) Hiç mef’ûl almayan fiiller: Yukarıda işlediğimiz gibi fâiliyle yetinip mef’ûl almayan “Lâzım fiiller” bu grubtandır.
b) Mef’ûlünü harf-i cerle alan fiiler: Bazı fiiller beraberlerindeki (kendine ait) harf-i cerle birlikte tek bir mana ifade ederler. Artık yanındaki harf-i cer aslî manasında tercüme edilmez. Dikkat edilmesi gereken nokta; bu harf-i cerlerin fâilin başında değil, mef’ûlün başında geldiğini unutmamaktır. Söz konusu bu fiiller mef’ûllerini aşağıdaki harf-i cerlerden biri ile alabilirler:
بِ لِ عَلَى عَنْ فِي إِلَى مِنْ
Örnek: بَحَثَ عَنْ aradı, araştırdı
بَحَثَ عَلِيٌّ عَنِ الْحَقِيبَةِ فِي الصَّفِّ. Ali çantayı sınıfta araştırdı.
قاَلَ لِ (Birine) dedi, söyledi
قاَلَ اللَّهُ لِلرَّسُولِ: Allah peygamber’e dedi:
قاَلَ اللَّهُ فِي الْقُرْآنِ: Allah Kur’ân’da (şöyle) dedi (buyurdu)[2]:
c) Mef’ûlünü harf-i cersiz alan fiiller: Yukarıda örneklerini gördüğümüz müteaddî fiiller bu grubtandır. Harf-i cere ihtiyaç olmaksızın direk mefullerine bağlanırlar. İlerdeki konularda göreceğimiz gibi bazı fiiller yine harf-i cere ihtiyaç olmaksızın iki ya da üç mef’ûl alarak da tam bir cümle oluştururlar:
وَجَدَ الْإِنْساَنُ الْعِلْمَ ناَفِعاً. İnsan ilmi faydalı buldu.
Şu bilgiyi akılda tutmamız bundan sonraki konular için zorunludur:
Üstün harekeye fetha, böyle harekelenmiş kelimeye mansûb, bu duruma da nasb hali deriz. Ötre harekeye zamme, böyle harekeli kelimeye merfû veya mazmûm, bu duruma da ref hali deriz. Esre harekeye kesre, böyle harekeli kelimeye mecrûr veya meksur, bu duruma da cer hali deriz. Aynı şekilde tutarlı işarete de cezm, böyle harekeli kelimeye de meczûm deriz.
Cevap: faydalı arapça notları
1] (هَذاَ) bu. Harf-i cerden sonra da gelse son harekesi hiç değişmeyen (mebni) işaret ismidir. İsimlerden önce gelir. Müzekker için هَذاَ müennes için هَذِهِ gelir. Önüne geldiği kelimenin son harfinin harekesine tesir etmez. Bazı harfler kendilerinden sonra med harfi olan elif bulunmadığı halde sanki elif varmış gibi uzatılarak okunur. Örnek: (هَذاَ-هَذِهِ) (hâzâ-hâzihî) bu, (ذَلِكَ) (zâlike)o, (لَكِنَّ) (lâkinne) fakat, (اَلرَّحْمَنُ)(er-Rahmânu) Rahmân.
[2] Burada görüldüğü gibi (قاَلَ) fiili birine bir şeyi söylemek manasında kullanıldığı zaman mef’ûlünün başına (لِ) harf-i cerini alır. Normal kullanımda buna gerek yoktur. Ayrıca fiille birlikte kullanılan harf-i cer değiştiği zaman mananın da değiştiği durumlar da vardır. Örneğin (رَغِبَ فِي) istemek, arzu etmek manasına geldiği halde (رَغِبَ عَنْ) yüz çevirmek manasına gelir. (رَغِبْتُ فِي السَّفَرِ) Yolculuğu istedim. (رَغِبوُا عَنِ اللَّهِ) Allah’a yüz çevirdiler gibi. İlerleyen konularda buna işaret edileceğinden endişe edilmemelidir.
[3] Yuvarlak tâ önceki harfe bitişmeden tek başına yazıldığında ة şeklinde, kendisinden önceki harfe bitişik ise لةşeklinde yazılır. Günlük konuşmada tâ-i merbutanın yer aldığı kelimenin sonunda durulunca, Kur’ân’daki duraklarda olduğu gibi tâ okunmaz, جَميِلَه şeklinde telaffuz edilir. Ayrıca örneklerde görüldüğü gibi bir kelimenin müennesi belirtilmek istendiğinde kısaca ث işareti konulur.
[4] Örneğin (اِبْتِداَءٌ) (başlangıç) kelimesinde hemze (بَدَأَ) (başladı) fiilinin kök harfidir. Bu sebeple kelime müennes değildir. Ayrıca kelimenin (فُعَلاَءُ) vezninde bir müzekker çoğul olmaması gerekir. Örneğin (شُعَراَءُ)(şairler) kelimesi (شاَعِرٌ)(şair) müzekker isminin çoğulu olduğundan müennes sayılmaz.
[5] Sonu elif-i memdûde ile biten bu isimler gayr-i münsariftir. Gayr-i münsarif kelimeler başına harf-i tarif gelmesi ve isim tamlamasından tamlanan (muzaf) olması hariç sonuna kesre ve tenvin almayan isimlerdir. Gayr-i münsarifler kesre yerine fetha ile mecrûr olur. Tenvin yerine tenvinsiz hareke durumunu alırlar. Bilindiği gibi başına harf-i tarif almayan kelime nekre kabul edilir. (ذَهَبْتُ مَعَ أَحْمَدَ) (Ahmed ile gittim) gibi. Ayrıntılı bilgi ve örnekler ilerideki konularda işlenecektir.
[6] Sonunda elif-i maksûre bulunan isimler de gayr-i munsariftir. Elif-i maksûreyle biten ismin ref (ötre) olması gerektiği durumlarda sondaki yâ’nın harekesine dokunulmaz, “damme takdir edilir” denir. Nasb (üstün) ve cer (esre) hallerinde de “fetha takdir edilir” denir.
[7] (أَحْضَرَ) (getirdi) fiili dört harfli bir fiildir. Aynen üç harfli mâzî fiil gibi çekilir
Cevap: faydalı arapça notları
Zamirle birleşen isimlerin harf-i cerden sonra geldikleri takdirde, isimler esre olsa da zamirlerin harekesinin değişmeyeceği unutulmamalıdır. Sadece gâiblerdeki (he ه ) li zamirlerin (ه) harflerinin harekesi ses uyumundan dolayı esre olur. Diğeriyle karıştırılmaması için gâibe müennes olduğu gibi kalır:
Çekim Tablosu
Cem Tesniye Müfred
Müzekker إِلَى بَيْتِهِمْ إِلَى بَيْتِهِماَ إِلَى بَيْتِهِ Gâib
Onların evine İkisinin evine Onun evine
Müennes إِلَى بَيْتِهِنَّ إِلَى بَيْتِهِماَ إِلَى بَيْتِهاَ Gâibe
Müzekker إِلَى بَيْتِكُمْ إِلَى بَيْتِكُماَ إِلَى بَيْتِكَ Muhâtab
Sizin evinize İkinizin evine Senin evine
Müennes إِلَىبَيْتِكُنَّ إِلَى بَيْتِكُمَا إِلَى بَيْتِكِ Muhâtaba
Müz + Müe إِلَى بَيْتِنَا إِلَى بَيْتِنَا إِلَى بَيْتىِ Mütekellim
Bizim evimize İkimizin evine Benim evime
Karşılaştırmalı Cümle Örnekleri:
ذَهَبَ الْجاَرُ إِلَى بَيْتِكَ. Komşu senin evine gitti.
ذَهَبَ الْجاَرُ إِلَى بَيْتِهِ. Komşu (kendi) evine gitti.
مَتَى ذَهَبَ عَمُّكَ إِلَى بَيْتِهِ؟ Amcan ne zaman evine gitti?
ذَهَبَ عَمِّي إِلَى بَيْتِهِ صَبَاحاً. Amcam evine sabahleyin gitti.
مِنْ أَيْنَ حَضَرْتَ إِلَى أَيْنَ ذَهَبْتَ ؟ Nereden geldin nereye gittin?
حَضَرْتُ مِنَ الْمَدْرَسَةِ وَذَهَبْتُ إِلَى خَالَتِي. Okuldan geldim ve teyzeme gittim.
طَلَبَ أَحْمَدُ مِنْ واَلِدِهِ الدَّراَّجَةَ. Ahmet babasından bisiklet istedi.
طَلَبَ الْأَوْلاَدُ مِنْ واَلِدِهِمُ الْفُلُوسَ. Çocuklar babalarından para istediler.
كَتَبوُا دُرُوسَهُمْ فِي صَفِّهِمْ. (Onlar) derslerini sınıflarında yazdılar.
جَلَساَ فِي سَياَّرَتِهِماَ. (O ikisi) arabalarında oturdular.
وَضَعَ كُتُبَهُ عَلَى الطاَّوِلَةِ. Kitaplarını masanın üzerine koydu.
وَضَعَ كُتُبَهُ فِي حَقِيبَتِهِ. Kitaplarını çantasına koydu.
نَزَلْنَ مِنْ سَياَّرَتِهاَ. (O bayanlar) o (bayan)ın arabasından indiler.
فَكَّرْناَ فِي حاَلِكُمْ. Haliniz hakkında düşündük[3].
ماَ هِواَيَتُكَ ؟ هِواَيَتيِ الرَّسْمُ وَ الصِّحاَفَةُ.
Hobin nedir? Hobim resim ve gazeteciliktir.
اَلتَّلاَمِيذُ ذَهَبُوا إِلَى مَداَرِسِهِمْ فِي سَعاَدَةٍ.
Öğrenciler okullarına saadet (mutluluk) içinde gittiler.
طَلَبَ أَحْمَدُ وَ عاَدِلٌ مِنْ واَلِدِهِماَ الدَّراَّجَةَ.
Ahmet ve Adil babalarından bisiklet istediler
Cevap: faydalı arapça notları
Fiillerin sonuna birleşen muttasıl zamirler:
Söz konusu bu birleşik zamirler fiillerin sonuna birleştiği takdirde o cümlenin mef’ûlü olurlar. Mâzî fiilin her sigasının sonuna gelebilecek mef’ûl zamirlerin çekim tablosunu كَتَبَ fiilinde şöyle gösterebiliriz:
Cemi Tesniye Müfred
Müzekker كَتَبَهُمْ كَتَبَهُمَا كَتَبَهُ Gâib
Onları/onlara yazdı O ikisini/o ikisine yazdı Onu/ona yazdı
Müennes كَتَبَهُنَّ كَتَبَهُماَ كَتَبَهاَ Gâibe
Müzekker كَتَبَكُمْ كَتَبَكُماَ كَتَبَكَ Muhâtab
Sizi/size yazdı İkinizi/ikinize yazdı Seni/sana yazdı
Müennes كَتَبَكُنَّ كَتَبَكُماَ كَتَبَكِ Muhâtaba
Müz + Müe كَتَبَنَا كَتَبَنَا كَتَبَنِى Mütekellim
Bizi/bize yazdı İkimizi/ikimize yazdı Beni/bana yazdı
Burada çekilen tablo كَتَبَ fiiline aittir. Fiilin diğer tüm siygalarına bu zamirler eklenebilir. Ancak fiillerin sonuna birleşen şahıs zamirleri (fâil zamirler) ile mef’ûl zamirler karıştırılmamalıdır. Örneğin; كَتَبْناَ (Biz yazdık) ve كَتَبْتُ (Ben yazdım) fiilindeki تُ ve ناَ zamirleri fâildir.
كَتَبْناَ الدَّرْسَ. Dersi yazdık.
Mef’ûl Fiil+Fâil
كَتَبْناَهُ. Onu (dersi) yazdık.
Fiil+Fâil+Mef’ûl
(كَتَبْناَهُ) kelimesindeki (هُ) zamiri ise mef’ûldür. Diğer örnekler:
كَتَبْتُكَ Seni yazdım. كَتَبْتَهُ Onu yazdın.
شَرِبْتَهُ Onu içtin. وَجَدْتُنَّهُمْ Onları buldunuz.
ise muttasıl meful zamirdir. هُمْ muttasıl fâil zamir, تُنَّ ibaresinde وَجَدْتُنَّهُمْMesela;
Kâide: a) Fâil durumunda olan gâib cemi müzekker zamirini (وا), mef’ûl zamire bağlarken cemi alâmeti olan vav ve elifin elifi düşer:
وَجَدوُهُ Onu buldular. وَجَدوُهُمْ Onları buldular.
شَرِبوُهُ Onu içtiler. كَتَبوُكُمْ Sizi yazdılar.
b) Muhâtab cemi müzekkerin son harfi olan cezimli mimin (تُمْ ) cezmini kaldırıp ötre ve vav koymak suretiyle meful zamire bağlarız. Yani تُمْ fâil zamirine bir başka mef’ûl zamirin bitişmesi halinde geçiş, mime eklenen bir vâv ile yapılır:
وَجَدْتُمُوهُ Onu buldunuz. وَجَدْتُمُوهُمْ Onları buldunuz.
شَرِبْتُمُوهُ Onu içtiniz. سَمِعْتُمُوهُ Onu duydunuz.
c) كَتَبَنِِى (beni yazdı) de yeralan ن harfine Arapça’da nûn-u vikâye (koruyucu nun) denir. Fiil, muttasıl mütekellim zamiri olan ي ile birleştiğinde araya bir ن gelir. كَتَبَنِي örneğindeki ن harfi üstünle biten fiilin sonunu esreden korumuştur:
وَجَدْتَنيِ Beni buldun. كَتَبْتُنَّنيِ Beni yazdınız.
وَجَدوُنيِ Beni buldular. سَمِعْتُمُونيِ Beni duydunuz.
d) Muttasıl...هُمْ ve...كُمْ zamirlerinden sonra hemze-i vasıl’dan olan harfi tarif gelirse geçiş, sonlarındaki sakin mimlerin ötre ile harekelenmesi ile olur.
شَكَرَكُمُ الرَّجُلُ. Adam size teşekkür etti.
شَكَرَهُمُ الرَّجُلُ. Adam onlara teşekkür etti.
مَنَحَكُمُ اللَّهُ هَذِهِ السَّعاَدَةَ. Allah size bu saadeti bağışladı.
مَنَحَهُمُ اللَّهُ هَذِهِ النِّعْمَةَ. Allah onlara bu nimeti bağışladı.
Cevap: faydalı arapça notları
Karşılaştırmalı Cümle Örnekleri:
مَنَحَناَ اللَّهُ هَذِهِ الْفُرْصَةَ. Allah bize bu fırsatı bağışladı.
شَكَرَناَ الرَّجُلُ فِي سَعاَدَةٍ. Adam bize saadet içinde teşekkür etti.
شَكَرْتُمُوناَ فِي سَعاَدَةٍ. Bize saadet içinde teşekkür ettiniz.
شَكَرْتُمُونِي فِي سَعاَدَةٍ. Bana saadet içinde teşekkür ettiniz.
شَكَرْتُمُوهُ فِي سَعاَدَةٍ. Ona saadet içinde teşekkür ettiniz.
شَكَرْتُمُوهاَ فِي سَعاَدَةٍ. Ona saadet içinde teşekkür ettiniz.
شَكَرْتُمُوهُنَّ فِي سَعاَدَةٍ. O (baya)nlara saadet içinde teşekkür ettiniz.
هَلْ رَكِبَ التِّلْمِيذُ الدَّراَّجَةَ ؟ Öğrenci bisiklete bindi mi?
نَعَمْ ، رَكِبَهاَ. Evet, ona bindi.
كَيْفَ رَكِبَ التِّلْمِيذُ الدَّراَّجَةَ ؟ Öğrenci bisiklete nasıl bindi?
رَكِبَهاَ التِّلْمِيذُ كَثِيراً. Öğrenci ona çok bindi.
ماَذاَ لَعِبَ الْفَرِيقُ ؟ Takım ne oynadı?
لَعِبَ الْفَرِيقُ الْمُباَراَةَ. Takım maç oynadı.
هَلْ قَرَأُوا الْقِصَّةَ ؟ Hikayeyi okudular mı?
نَعَمْ ، قَرَأُوهاَ. Evet onu okudular.
هَلْ فَتَحُوا الْكُتُبَ ؟ Kitapları açtılar mı?
نَعَمْ ، فَتَحُوهاَ. Evet onları açtılar[4]
سَأَلْناَهُ عَنْ حاَلِهِ. Ona durumu (hali) hakkında sorduk.
نَصَرَكَ صَدِيقُكَ. Arkadaşın sana yardım etti.
نَفَعَنِي الدَّواَءُ. İlaç bana fayda verdi.
نَفَعَنِي إِجْتَهاَدِي. Çalışmam bana fayda verdi.
شاَهَدْتُهُ[5] وَ أَصْدِقاَءَهُ فِي السُّوقِ.
Onu ve arkadaşlarını çarşıda gördüm.
ماَذاَ شاَهَدْتَ فِي الْحَدِيقَةِ ؟ Bahçede ne gördün?
شاَهَدْتُكَ فِي الْحَدِيقَةِ. Bahçede seni gördüm.
شاَهَدْتَنِي فِي الْحَدِيقَةِ. Bahçede beni gördün.
مَتَى زاَرَ واَلِدُكَ الطَّبِيبَ ؟ Baban doktoru ne zaman ziyaret etti? [6]
مَتَى زاَرَتْ واَلِدَتُكَ الطَّبِيبَ ؟ Annen doktoru ne zaman ziyaret etti?
زاَرَتْ واَلِدَتِي الطَّبِيبَ أَمْسِ. Annem doktoru dün ziyaret etti.
زاَرَتْ واَلِدَتُهُ الطَّبِيبَ أَمْسِ ياَ أُسْتاَذِي! Annesi doktoru dün ziyaret etti ey hocam!
هَلِ الْأَوْلاَدُ زاَروُا الْمَرِيضَ ؟ Çocuklar hastayı ziyaret ettiler mi?
نَعَمْ ، اَلْأَوْلاَدُ زاَرُوهُ. Evet, çocuklar onu ziyaret ettiler
Cevap: faydalı arapça notları
Harflerin (örneğin harf-i cerlerin) sonuna birleşen zamirler:
Harf-i cerler ismin önüne geldikleri gibi ismin yerini tutan zamirle de birleşir.
Harf-i cerle birleşen zamirlerin çekimi şöyledir:
إلَيْهِمْ إلَيْهِماَ إلَيْهِ مِنْهُمْ مِنْهُمَا مِنْهُ
onlara o ikisine ona * onlardan o ikisinden ondan
إلَيْهِنَّ إلَيْهِمَا إلَيْهَا مِنْهُنَّ مِنْهُمَا مِنْهَا
إلَيْكُمْ إلَيْكُمَا إلَيْكَ مِنْكُمْ مِنْكُمَا مِنْكَ
size ikinize sana * sizden ikinizden senden
إلَيْكُنَّ إلَيْكُمَا إلَيْكِ مِنْكُنَّ مِنْكُمَا مِنْكِ
إلَيْنَا إلَيْنَا إِلَيَّ مِنَّا مِنَّا مِنِّي
bize ikimize bana * bizden ikimizden benden
Kaide: لـِ harf-i ceri isme birleşirse لـِ olarak esre ile, mütekellim ya’sı hariç zamire birleşirse لَـ olarak üstün hareke ile bağlanır. Cümlenin başında gelirse mülkiyet (var manası) ifade eder[7].
لِخَالِدٍ Halid için, Halid'in veya Halid'in var (Halid’e ait) (isme birleşmiş),
لَهُ Onun için, onun, onun var (zamire birleşmiş),
لِي Benim için, benim, benim var (mütekellim ya’sına birleşmiş).
Bu harf-i cer'in burada verilen üç manası da cümledeki yerine göre geçerli olur:
اَلْكِتاَبُ لِخاَلِدٍ وَالْحَقِيبَةُ ليِ. Kitap Halit’in çanta benimdir.
اَلْكِتاَبُ لِي وَالْحَقِيبَةُ لَهُ. Kitap benim çanta onundur.
لىِ كِتاَبٌ. Benim bir kitabım var.
لِ harf-i cerinin zamirle birleşen çekim tablosu şöyledir:
لَهُمْ لَهُمَا لَهُ
onların o ikisinin onun
لَهُنَّ لَهُمَا لَهَا
لَكُمْ لَكُمَا لَكَ
sizin ikinizin senin
لَكُنَّ لَكُمَا لَكِ
لَنَا لَنَا ليِ
Bizim ikimizin benim
مَعَهُمْ مَعَهُمَا مَعَهُ[8]
بِهِمْ بِهِمَا بِهِ
onlarla o ikisiyle onunla * onlarla o ikisiyle onunla
مَعَهُنَّ مَعَهُمَا مَعَهاَ بِهِنَّ بِهِمَا بِهاَ
مَعَكُمْ مَعَكُمَا مَعَكَ بِكُمْ بِكُمَا بِكَ
sizlerle ikinizle seninle * sizlerle ikinizle seninle
مَعَكُنَّ مَعَكُمَا مَعَكِ بِكُنَّ بِكُمَا بِكِ
مَعَنَا مَعَنَا مَعِي بِنَا بِنَا بِي
bizimle ikimizle benimle * bizimle ikimizle benimle
فِيهِمْ فِيهِمَا فِيهِ عَلَيْهِمْ عَلَيْهِمَا عَلَيْهِ
onlarda o ikisinde onda * onlara ikisine ona
فِيهِنَّ فِيهِمَا فِيهاَ عَلَيْهِنَّ عَلَيْهِمَا عَلَيْهاَ
فِيكُمْ فِيكُمَا فِيكَ عَلَيْكُمْ عَلَيْكُماَ عَلَيْكَ
sizde ikinizde sende * size ikinize sana
فِيكُنَّ فِيكُمَا فِيكِ عَلَيْكُنَّ عَلَيْكُماَ عَلَيْكِ
فِيناَ فِيناَ فِيَّ عَلَيْنَا عَلَيْنَا عَلَىَّ
bizde ikimizde bende * bize ikimize bana
Kâide: كُمْ ve هُمْ zamirleri gibi kendinden önceki harfi ötreli olup cezimle biten kelimelerden sonra harf-i tarife geçiş ötre ile olur:
عَلَيْكُمُ السَّلاَمُ. Sizin üzerinize selâm olsun. هُمُ الْفُقَراَءُ. Onlar fakirdirler
Cevap: faydalı arapça notları
alıştırmalar
2. Aşağıdaki fiillerin manalarını söyleyip Arapça grameriyle deyimlendiriniz.(Cevaplar için üzerine tıklayınız)
ضَرَبْتُمْ - كَتَبُوا - قَتَلَ - شَرِبْتِ - دَخَلْنَ - فَتَحَا - ذَهَبْتَ – نَصَرْنَا - عَلِمَتْ – أَكَلْتُمَا - رَكِبْتُنَّ - أَكَلَتْ - وَجَدْنَا - ضَرَبَ - كَتَبْتُمْ – عَلِمْتِ - شَرِبَا - وَجَدْتُنَّ - أَكَلَ - فَتَحُوا - ضَرَبَتَا - أَكَلَتَا - فَتَحْتَ - وَجَدَا - شَرِبْنَ - عَلِمْتَ - ضَرَبْتُمْ .
3. Aşağıdaki fiillerin müenneslerini söyleyiniz.
أَكَلاَ - ضَرَبْنَا - كَتَبْتُمْ - شَرِبُوا - ضَرَبَ
4. Aşağıdaki kelimeleri üçer kere yazınız.
اَلْمُصْحَفُ mushaf اَلْواَلِدُ baba لَعِبَ oynadı
اَللُّغَةُ lisan, dil اَلْواَلِدَةُ anne عَمِلَ çalıştı
قَليِلاً biraz, az اَلْقُرْآنُ الْكَريِمُ Kur’ân-ı Kerim قَتَلَ öldürdü
اَلْحَبْلُ ip اَلْأُسْتاَذُ hoca, öğretmen حَبَسَ hapsetti
اَلْكَلاَمُ söz, konuşma سُؤاَلٌ sual, soru أَخَذَ aldı
اَلْكَلْبُ köpek الْخَبَرُ haber فَهِمَ anladı
اَلْواَجِبُ ödev, görev اَلصَّحيِفَةُ gazete, sayfa قَطَعَ kesti
اَلْحاَفِلَةُ otobüs اَلْحَماَّمُ banyo سَمِعَ işitti
اَلْمَجَلَّةُ dergi اَلذِّئْبُ kurt طَبَخَ pişirdi
اَلْقِطُّ kedi (erkek) اَلشُّرْطِيُّ polis غَسَلَ yıkadı
اَلْهِرَّةُ kedi (dişi) اَللِّصُّ hırsız حَفِظَ ezberledi
اَلغُرْفَةُ oda اَلْخَروُفُ kuzu
اَلْمَسْجِدُ mescid اَلْمَلاَبِسُ elbiseler
5. Aşağıdaki cümleleri ikişer kere yazınız.
اَلطُّلاَّبُ دَخَلوُا الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأُوا كِتاَباً.
(Erkek) Öğrenciler kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular.
دَخَلَ الطُّلاَّبُ الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأُوا كِتاَباً.
(Erkek) Öğrenciler kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular.
اَلطاَّلِباَتُ دَخَلْنَ الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأْنَ كِتاَباً.
(Kız) Öğrenciler kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular.
دَخَلَتِ الطاَّلِباَتُ الْمَكْتَبَةَ وَقَرَأْنَ كِتاَباً.
(Kız) Öğrenciler kütüphaneye girdiler ve bir kitap okudular.
اَلتَّلاَميِذُ سَمِعوُا الْجَرَسَ وَ دَخَلوُا الصَّفَّ.
(Erkek) Öğrenciler zili duydular ve sınıfa girdiler.
غَسَلَتِ الْمَرْأَةُ الْحَديِقَةَ. Kadın bahçeyi yıkadı.
أَكَلَ الْقِطُّ اللَّحْمَ. Kedi eti yedi.
دَخَلَ عَلِيٌّ الْحَماَّمَ. Ali banyoya girdi.
ماَ وَجَدَ إِبْراَهيِمُ الْحَقيِبَةَ. İbrâhim çantayı bulmadı.
سَأَلَ إِبْراَهيِمُ أَحْمَدَ. İbrâhim Ahmed’e sordu.
وَصَلَتِ السَّياَّرَةُ وَ رَكِبَ عُمَرُ. Araba geldi ve Ömer bindi.
إِبْراَهيِمُ ماَ أَخَذَ الْقَلَمَ. İbrâhim kalemi almadı.
إِبْراَهيِمُ ماَ قَرَأَ الرِّسالَةَ. İbrâhim mektubu okumadı.
أَخَذوُا الْقَلَمَ وَ كَتَبوُا الْعَرَبِيَّةَ. Kalemi aldılar ve Arapça’yı yazdılar.
حَبَسَ الشُّرْطِيُّ اللِّصَّ. Polis hırsızı hapsetti.
أَكَلَ الذِّئْبُ الْخَروُفَ. Kurt kuzuyu yedi.
طَبَخَتِ الْمَرْأَةُ الطَّعاَمَ. Kadın yemeği pişirdi.
فَتَحَ أحْمَدُ الناَّفِذَةَ وَ دَخَلَتِ الشَّمْسُ الْغُرْفَةَ.
Ahmet pencereyi açtı ve güneş odaya girdi.
قَرَأَ الأَبُ الصَّحيِفَةَ وَ قَرَأَتِ الأُمُّ الْمَجَلَّةَ.
Baba gazete okudu ve anne dergi okudu.
دَخَلَ إِبْراَهيِمُ الْمَكْتَبَةَ ، قَرَأَ قَليِلاً ثُمَّ خَرَجَ.
İbrâhim kütüphaneye girdi, biraz okudu sonra çıktı.
6. Aşağıdaki cümleleri Arapça’ya çeviriniz.
1. Ali nasihatı işitti. 2. Aişe bir mektup yazdı.
3. Kadın bahçeyi yıkadı. 4. Çocuk çiçeği kopardı.
5. İmam mescide girdi. 6. Adam ayağa kalktı.
7. Aşağıdaki cümlelerin sağ tarafını kapatarak sol tarafını, sol tarafını kapatarak sağ tarafını yukarıdaki kelimeler yardımıyla yazınız.
حَفِظَ عُمَرُ الْقُرْآنَ الْكَريِمَ. Ömer Kur’ân’ı Kerîm’i ezberledi.
هَلْ رَكِبَتْ عاَئِشَةُ الْحاَفِلَةَ ؟ Aişe otobüse bindi mi?
أَيْنَ كَتَبَ سَعيِدٌ الْواَجِبَ ؟ Said ödevi nerede yazdı?
لِماَذاَ قَتَلَ الْكَلْبُ الْهِرَّةَ ؟ Köpek kediyi niçin öldürdü?
كَيْفَ فَهِمَ جَماَلٌ الْكَلاَمَ ؟ Cemal konuşmayı nasıl anladı?
لِماَذاَ قَطَعَتْ زَيْنَبُ الْحَبْلَ ؟ Zeynep ipi niçin kesti?
مَنْ سَأَلَ عَلِياًّ سُؤاَلاً ؟ Kim Ali’ye bir sual sordu?
مَتَى فَتَحَ عُمَرُ الْكِتاَبَ ؟ Ömer kitabı ne zaman açtı?
قَرأْتُ قِصَّةً. Bir hikaye okudum.
هَلْ رَسَمْتَ صُورَةً ؟ Bir resim çizdin mi?
مَا عَمِلْنَا السُّؤَالَ Soruyu bilmedik.
هَلْ عَمِلْتَ الْوَاجِبَ ؟ Ödevi yaptın mı?
هَلْ لَبِسْتُنَّ الْمَلاَبِسَ ؟ Elbiseleri giydiniz mi?
أَقَرَأَ الأُسْتَاذُ الصَّحِيفَةَ ؟ Hoca gazeteyi okudu mu?
دَخَلَ أَحْمَدُ الْمَسْجِدَ وَقَرَأَ الْقُرْآنَ Ahmet mescide girdi ve Kur’ân okudu.
مَا لَعِبَ التِّلْمِيذُ الْكُرَةَ Öğrenci top oynamadı.
مَا وَصَلَتِ السَّيَّارَةُ Araba gelmedi.
كَيْفَ شَرِبَتْ فَاطِمَةُ الشَّايَ ؟ Fâtıma çayı nasıl içti?
كَسَرَ عَلِيٌّ فِنْجَانًا Ali bir fincan kırdı.
وَجَدَ سَعِيدٌ فِنْجَانًا Said bir fincan buldu.
دَخَلَ أَحْمَدُ الْمَطْبَخَ وَعَمِلَ الطَّعَامَ Ahmed mutfağa girdi ve yemeği yaptı.
عَمِلْتِ الطَّعَامَ الْيَوْمَ Bugün yemeği sen yaptın.
دَخَلَ الطَّالِبُ الْمَكْتَبَةَ وَ قَرَأَ كِتَابًا Öğrenci kütüphaneye girdi ve bir kitap okudu.
عَرَفْتُمُ التِّلْمِيذَ Öğrenciyi tanıdınız.
وَصَلَتِ الْحَافِلَةُ Otobüs geldi.