Cevap: Atasözleri ve Deyimlerin Ortaya Çıkış Hikayeleri
PÜF NOKTASI
Vaktiyle çanak çömlek ve testi imal edilen kasabalardan birinde, uzun yıllar bu meslekte çalışan bir çırak, kalfa olup artık kendi başına bir dükkan açmayı arzu eder olmuş. Ne yazık ki her defasında ustası ona:
- Sen, demiş, daha bu işin püf noktasını bilmiyorsun, biraz daha emek vermen
gerekir.
Ustanın bu sonu gelmez nasihatlerinden sıkılan kalfa, artık dayanamaz ve gidip bir
dükkan açar. Açar açmasına da yeni dükkanda güzel güzel yaptığı testiler, küpler, vazolar, sürahiler onca titizliğe ve emeğe rağmen orasından burasından yarılmaya, yer yer çatlamaya başlar. Kalfa bir türlü bu çatlamaların önüne geçemez. Nihayet ustasına gider ve durumu anlatır. Usta,
- Sana demedim mi evladım; sen bu işin püf noktasını henüz öğrenmedin. Bu
sanatın bir püf noktası vardır.
Usta bunun üzerine tezgaha bir miktar çamur koyar ve,
- Haydi, der, geç bakalım tezgahın başına da bir testi çıkar. Bende sana püf noktasını
göstereyim.
Eski çırak ayağıyla merdaneyi döndürüp çamura şekil vermeye başladığında usta önünde dönen çanağa arada sırada “püf” diye üfleyerek zamanla testiyi çatlatacak olan bazı küçük hava kabarcıklarını patlatıp giderir. Böylece çırakta bu sanatın püf denilen noktasını öğrenmiş olur.
Her sanatın incelik gereken nazik kısmına da o günden sonra püf noktası denilmeye başlanır
Cevap: Atasözleri ve Deyimlerin Ortaya Çıkış Hikayeleri
ABAYI YAKMAK
Aba,dövmek yünden değişik kalınlıklarda yapılan bir tür kumaşın adı olup genellikle beyaz renkte imal edilir.Siyah renklisine ise kebe denir.
Bu cins kumaşın kullanıldığı pek çok yer olmakla beraber aba denilince genellikle dervişlerin giydiği hırka anlaşılır.Vücudun tamamını örtecek kadar geniş ve uzun yakasız ve yensiz dikilen abanın özelliği, düğmesiz olup kuşak ile kullanılmasıdır.
Abanın tekke mensupları ve tasavvuf ehli olanlar yanın da diğer insanlar tarafından da kullanılan bir giyecek olması,aba hakkında dilimize pek çok deyim ve atasözü kazandırmıştır.
Abalı:Fakir,kimsesiz.
Abacıhttp://www.frmyorum.com/images/smilies/frown.gifMecazen) Hazıra konmayı seven,bedavacı.
Abası kırk yerinden yamalı:Yırtık pırtık giyecek kadar fakir.
Alaca abalı:Hırkası yamalıklarla dolu olacak kadar fakir.
Abaya bürünmek:Tasavvuf yoluna girmek.
Başını abaya çekmekhttp://www.frmyorum.com/images/smilies/frown.gifMecazen) Ölmek.
Aba da bir kaba da bir giyene (Güzel de bir çirkin de bir sevene):İnandığı şey adına her şeyi hoş gören;inceleyip sık dokumayan,meşrebince yaşamak için başkalarının ayıplamalarını hiçe sayan
Aba vakti yaba; vakti aba (olmaz):Her iş uygun bir araç veya yol yordam mevcuttur.(Yaba,harmanda ekin savurmaya yarayan dört çatallı tırmık çeşidi olup aba giymiş bir insan tarafından kullanılması zordur.
Abanın kadri yağmurda bilinir:Aba insanı yağmurdan kurduğu gibi abaya bürünen insanlar da belâ yağmurlarından korunur (muş diye rivayet olunuyor!)
Aba yeninden yıldız gösterir:Maddi zenginlik veya manevi kudret ile dileyeni muradına erdirecek kudrete sahip kişileri anlatır.
Bir aba var atarım; nerde olsa yatarım:Gezginci dervişlerin halini anlatan bu söz,taşa toprağa,oduna tahtaya,çula çaputa ehemmiyet vermeyen kişilere özgü anlayışın ifadesi olup gönül zenginliğini anlatır.
Zeyl: Aba ile alâkalı olarak üç deyim daha kaldı.Tam da zamanımızı anlatıyorlar:Birincisini “Vur abalıya!”diye kullanıyorlar.İkincisine “Aba altından sopa göstermek ” diyorlar ki derviş geçinme iddiasında iken dervişliğe yakışmayan işler yapmaktan kinaye olarak “çok masum gibi görünüp de zorbalığa soyunma ” yı karşılıyor.
Cevap: Atasözleri ve Deyimlerin Ortaya Çıkış Hikayeleri
ADIN DEFTERE GEÇTİ
Dilimizde, hak etmediği halde bir makamın yetkilerini kullanarak üst perdeden konuşan,yahut önemsiz bir başarısı üzerine “bir yumurta bin bir gıdgıdak ” ortalığı velveleye verenler hakkında söylenen bir deyim vardır: Anır eşeğim anır,adın deftere geçti.Deyimin ilginç bir hikâyesi var.
Osman Çizmeciler ’ in Ünlü Deyimler ve Öyküleri ( İstanbul 1989)adlı çalışmasından naklen anlatım:Tarihimizdeki ilk istatistik Tanzimat yılarında yapılmış.
Cevap: Atasözleri ve Deyimlerin Ortaya Çıkış Hikayeleri
AFYONU PATLATMAK
Eski tiryakiler ramazanda afyonu macun haline getirir ve mercimek büyüklüğünde toplar her sahurda iki üç tane yutarlarmış.ancak her bir macunu sırasıyla bir,iki,üç kat kâğıtlara sarmayı da ihmâl etmezlermiş.
Böylece kâğıt mide özsuyunda eriyince macun midede dağılır ve bir kaç saatliğine keyif devam edermiş.Tabii iki kat kâğıda sarılan macun bir kaç saat sonra,üç kat kâğıda sarılı macun da onu takiben kana karışınca tiryaki iftara kadar rahat etmiş oluverir.
Cevap: Atasözleri ve Deyimlerin Ortaya Çıkış Hikayeleri
ALİ KIRAN BAŞ KESEN
Külhanbeyi ağzında “Ali kıran baş kesen ” diye bir deyim vardır.Bıçkın ve acımasız serseriler hakkında kullanılır.Bu deyim aslında “Dal kıran baş keser” atasözünden galattır.
Atalarımızın insanları ağaç ve bitki sevgisine teşvik için dal kıranın baş kesmiş kadar suçlu olduğunu belirtmeleri eskiden beri Türk-İslam töresinde ağaç ve bitki hukukunun derinliğini gösterir. Fatih’ affedilen “Ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim.
Cevap: Atasözleri ve Deyimlerin Ortaya Çıkış Hikayeleri
ZERDEYLE ZIRVA
Şair fodul kelimesinin “faziletli” veya tam zaddı olan ” hiç bir şeye yaramaz ” anlamlarıyla;fodalayı ise “fazilet sahipleri” ve “fodla” manâlarıyla tevriyeli(her iki anlamı da beyte uygun) kullanıyor.İkinci dizedeki zerde malum tatlının adıdır.Zırva ise yine zerdeye benzeyen bir tür tatlıdır. İmaretlerde pişirilen zırvalar önceleri incir,üzüm,hurma,şeker ve pirinçten yapılırmış.Sonra sonra sadece pirinç kullanılarak lapamsı bir tür pilava dönüşmüş ve üzerine şeker ekilerek yenilir olmuş.
Cevap: Atasözleri ve Deyimlerin Ortaya Çıkış Hikayeleri
TEKEDEN TELEME ÇALMAK
İmkânsızı denemeye veya yapmaya çalışanlar hakkında veya uygunsuz, dayanaksız ve saçma sapan saldırılar karşısında söylenen bu deyimin kökeni Türkmen aşiretlerinin hayvancılık geleneğine dayanır.
Bilindiği gibi teke,keçenin erkeğine verilen addır ve sütü sağılmaz.Oysa keçi sütünden pek çok gıda maddesi üretilebilir.Bunlardan biride telemedir.Teleme,muhallebi kıvamında yumuşak,tuzsuz,yoğurda benzer bir yiyecektir.Besleyici özelliği ve lezzeti damak zevkine hitap eder.
Cevap: Atasözleri ve Deyimlerin Ortaya Çıkış Hikayeleri
TEMİZE HAVALE ETMEK
Argoda ve külhanbeyi ağzında “öldürmek, kısa yoldan işi bitirmek ” anlamına gelen bu deyimin temize havale olundu şekilde kullanılır.Buradaki temiz kelimesi muhtemelen “temyiz” olmalıdır. Temyiz,bilindiği gibi haklıyı haksızdan ayırmak ,doğru ile yanlışı ayırt etmek gibi anlamlara gelir ve hukukta bir üst mahkeme olarak kurulmuş mahkemelere denir
***alıntı***