Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
SABAH NAMAZININ SÜNNETİNİN ÖNEMİ
1102. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem öğle namazının farzından önceki dört rek`at ile sabah namazının farzından önceki iki rek`atı hiç terk etmezdi.
Buhârî, Teheccüd 34. Ayrıca bk. Nesâî, Kıyâmü'l-leyl 56
1103. Yine Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sabah namazının iki rek`at sünnetine diğer nâfile namazlardan daha fazla önem verirdi.
Buhârî, Teheccüd 27; Müslim, Müsâfirîn 94. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu, 2
1104. Yine Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Sabah namazının iki rek`at sünneti, dünya ve dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır. "
Müslim, Müsâfirîn 96
Yine Müslim'in bir rivayetine göre sabah namazının sünneti hakkında:
"O bana bütün dünyadan daha değerlidir" buyurdu.
Müslim, Müsâfirîn 97
1105. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in müezzini Ebû Abdullah Bilâl İbni Rebâh radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, birgün kendisi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e sabah namazı vaktinin girdiğini haber vermeye gelmişti. Hz. Âişe, Bilâl'e bazı şeyler sorarak onu ortalık iyice ağarıncaya kadar meşgul etti. Bunun üzerine Bilâl Resûlullah'a namaz vaktinin girdiğini haber verdi. Hz. Peygamber namaza çıkmayınca, Bilâl namaz vaktinin girdiğini ona bir kere daha haber verdi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem mescide gelerek sabah namazını kıldırdı. O zaman Bilâl Resûlullah'a durumu anlattı. Kendisini Hz. Âişe'nin, sorduğu bir şey sebebiyle, ortalık ağarıncaya kadar meşgul ettiğini, Peygamber aleyhisselâm namaza gelmeyince, ikinci defa haber verdiğini söyledi.
O zaman Resûlullah:
- "Ben sabah namazının iki rek`at sünnetini kılıyordum" buyurdu.
Bilâl:
- (İyi ama) Yâ Resûlallah! Namaza çok geç geldiniz, deyince Peygamber aleyhisselâm:
- "Şayet daha geç kalsaydım, yine de bu iki rek`at sünneti bütün gereklerini yerine getirerek mükemmel şekilde kılardım" buyurdu.
Ebû Dâvûd, Tatavvu 3
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
SABAH NAMAZININ SÜNNETİNİN NASIL KILINACAĞI
SABAH NAMAZININ SÜNNETİNİN FAZLA UZATMADAN KILINACAĞI, BU SIRADA NE OKUNACAĞI VE NE ZAMAN EDÂ EDİLECEĞİ
1106. Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sabah namazının ezanı ile kameti arasında fazla uzatmadan iki rek'at namaz kılardı.
Buhârî, Ezân 12; Müslim, Müsâfirîn 91
Buhârî ile Müslim'in diğer bir rivayetine göre Hz. Âişe şöyle dedi:
Resûlullah sabah namazının iki rek`at sünnetini o kadar hafif kılardı ki, acaba Fâtiha sûresini okudu mu diye kendi kendime sorardım.
Buhârî, Teheccüd 28; Müslim, Müsâfirîn 92. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu 3; Nesâî, İftitah 40
Müslim'in bir rivayetine göre Hz. Âişe şöyle dedi:
Resûl-i Ekrem sabah ezanını duyduğu zaman sabah namazının sünnetini fazla uzatmadan kılardı.
Müslim, Müsâfirîn 90. Ayrıca bk. Nesâî, Kıyâmü'l-leyl 60
Diğer bir rivayette Hz. Âişe, tanyeri ağardığı zaman kılardı, dedi.
Müslim, Müsâfirîn, 93
1107. Hafsa radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre, müezzin sabah ezanını okuduğu ve tan yeri de ağardığı zaman Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem fazla uzatmadan iki rek`at namaz kılardı.
Buhârî, Ezân 12; Müslim, Müsâfirîn 87
Müslim'in diğer bir rivayetine göre Hz. Hafsa şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tan yeri ağardığı zaman hafifçe kıldığı iki rek`at namazdan başka nâfile kılmazdı.
Müslim, Müsâfirîn 88. Ayrıca bk. Nesâî, Kıyâmü'l-leyl 60
1108. İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gece namazlarını ikişer rek`at kılar, gecenin sonunda ise bir rek`at vitir kılardı. Sabah namazının farzından önce de, kulağı kamette olduğu halde, çabucak iki rek`at namaz kılardı.
Buhârî, Vitir 2; Müslim, Müsâfirîn 157. Ayrıca bk. Tirmizî, Vitir 8
1109. İbni Abbas radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sabah namazının iki rek`at sünnetini kılarken birinci rek`atta, Bakara sûresindeki "Biz Allah'a ve bize indirilen Kur'an'a. . . inandık" anlamındaki âyeti, ikinci rek`atta da "Biz Allah'a inandık; şâhid ol ki, biz müslümanlarız" anlamındaki âyeti okurdu.
Müslim, Müsâfirîn 99. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu 3; Nesâî, İftitah 38
Diğer bir rivayete göre ise, ikinci rek`atta Âl-i İmrân sûresindeki "Söyle onlara: Ey kendilerine kitap verilenler! Gelin, aramızda müşterek olan bir kelime etrafında toplanalım" âyetini okurdu.
Müslim, Müsâfirîn 100
1110. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sabah namazının iki rek`at sünnetinde Kâfirûn ve İhlâs sûrelerini okurdu.
Müslim, Müsâfirîn 98. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu 3; Nesâî, İftitah 39; İbni Mâce, İkâmet 102
1111. İbni Ömer radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Bir ay boyunca Peygamber aleyhisselâm'ın namazına dikkat ettim, sabah namazının sünnetinde Kâfirûn ve İhlâs sûrelerini okurdu.
Tirmizî, Mevâkît 191. Ayrıca bk. Nesâî, İftitah 68; İbni Mâce, İkâmet 102
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
SABAH NAMAZININ SÜNNETİNDEN SONRA BİRAZCIK UZANMAK
BİR KİMSE TEHECCÜD NAMAZI KILSA DA KILMASA DA, SABAH NAMAZININ SÜNNETİNİ KILDIKTAN SONRA SAĞ TARAFINA UZANARAK YATMASININ MÜSTEHAB OLDUĞU
1112. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem sabah namazının iki rek`at sünnetini kıldıktan sonra sağ tarafına uzanarak yatardı.
Buhârî, Teheccüd 23. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu 26
1113. Yine Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yatsı namazı ile sabah namazı arasındaki sürede on bir rek`at namaz kılardı. İki rek`atta bir selâm verir ve sonunda bir rek`at vitir kılardı. Müezzin, sabah ezanını okuduktan sonra tanyeri ağarmaya başlayınca Resûl-i Ekrem'i uyandırır, o da kalkıp fazla uzatmadan iki rek`at namaz kılar, sonra müezzin tekrar gelip namaza başlanacağını haber verinceye kadar sağ tarafına uzanıp yatardı.
Müslim, Müsâfirîn 121, 122. Ayrıca bk. Buhârî, Ezân 15; Ebû Dâvûd, Tatavvu 26; Tirmizî, Mevâkît 208; Nesâî, Ezân 41; İbni Mâce, İkâmet 126
1114. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Biriniz sabah namazının iki rek`at sünnetini kılınca sağ tarafı üzerine yatsın. "
Ebû Dâvûd, Tatavvu 4; Tirmizî, Mevâkît 194
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
RAMAZANDA CÖMERTLİK
RAMAZANDA CÖMERT DAVRANMAK, İYİLİK YAPMAK, ÇOK HAYIR İŞLEMEK VE ÖZELLİKLE SON ON GÜNÜNDE BUNLARI DAHA DA ARTTIRMAK
1225. İbni Abbâs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûllullah sallallahu aleyhi ve sellem insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da ramazanda Cebrâil'in, kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrâil aleyhisselâm, ramazanın her gecesinde Hz. Peygamber ile buluşur, (karşılıklı) Kur'an okurlardı. Bundan dolayı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Cebrâil ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı. "
Buhârî, Bedü'l-vahy 5, 6, Savm 7, Menâkıb 23, Bed'ul-halk 6, Fezâilü'l-Kur'ân 7, Edeb 39; Müslim, Fezâil 48, 50. Ayrıca bk. Tirmizî, Cihâd 15; Nesâî, Sıyâm 2; İbni Mâce, Cihâd 9
1226. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Ramazan ayının son on günü girdiğinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, ibadete soyunarak eşleriyle ilişkiyi keserdi.
Buhârî, Leyletül-kadr 5; Müslim, İ'tikaf 7. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1; Nesâî, Kıyâmu'l-leyl 17; İbni Mâce, Sıyâm 57
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
RAMAZAN ORUCU
RAMAZAN ORUCUNUN FARZ OLUŞU, FAZİLETİ VE ORUÇLA İLGİLİ KONULAR
1218. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Aziz ve celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim" buyurmuştur.
Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: 'Ben oruçluyum' desin.
Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.
Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır. "
Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163
1219. Yine Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Allah yolunda çift sadaka veren kimse, cennetin muhtelif kapılarından, 'Ey Allah'ın (sevgili) kulu! Burada hayır ve bereket vardır', diye çağırılır. Sürekli namaz kılanlar namaz kapısından, mücahidler cihad kapısından, oruçlular reyyân kapısından, sadaka vermeyi sevenler de sadaka kapısından (cennete girmeye) davet edilirler. "
Ebû Bekir radıyallahu anh:
- Anam babam sana kurban olsun ey Allah'ın Resulü! Gerçi bu kapıların birinden çağrılan kimsenin diğer kapılardan çağırılmaya ihtiyacı yoktur ama, bu kapıların hepsinden birden çağrılacak kimseler de var mıdır? dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- "Evet, vardır. Senin de o bahtiyârlardan olacağını ümit ederim" buyurdu.
Buhârî, Savm 4, Cihâd 37, Bed'u'l-halk 9, Fezâilü ashâbi'n-Nebî 5; Müslim, Zekât 85, 86. Ayrıca bk. Tirmizî, Menâkıb 16; Nesâî, Zekât 1, Cihâd 20, Sıyâm 43
1220. Sehl İbni Sa'd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez. "
Buhârî, Savm 4; Müslim, Sıyâm 166. Ayrıca bk. Nesâî, Sıyâm 43; İbni Mâce, Sıyâm 1
1221. Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar. "
Buhârî, Cihâd 36; Müslim, Sıyâm 167-168. Ayrıca bk. Tirmizî, Fezâilü'l-cihâd 3;
1222. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallalllahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır. "
Buhârî, Îmân 28, Savm 6; Müslim, Sıyâm 203, Müsâfirîn 175. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1, Savm 57; Tirmizî, Savm 1, Cennet 4; Nesâî, Sıyâm 39; İbni Mâce, İkâmet 173, Sıyâm 2, 33
1223. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır. "
Buhârî, Savm 5, Bed'ul-halk 11; Müslim, Sıyâm 1, 2, 4, 5
1224. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Ramazan hilâlini görünce oruç tutunuz. Şevval hilâlini görünce de oruca son veriniz. Ramazanın başlangıcı bulutlu bir güne rastlarsa, şâbanı otuza tamamlayınız. "
Buhârî, Savm 11; Müslim, Sıyâm 4, 7, 8, 17-20. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 5; Nesâî, Sıyâm 8; İbni Mâce, Sıyâm 7
Bu, Buhârî'nin rivayetidir. Müslim'in rivayetinde şöyle buyurulmaktadır: "Eğer şevval ayının başlangıcı bulutlu olursa, orucu otuza tamamlayınız. "
(Bu rivayet için de ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sıyâm 7; Nesâî, Sıyâm 10; İbni Mâce, Sıyâm 7)
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
PAZARTESİ-PERŞEMBE ORUCU
1258. Ebû Katâde radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e pazartesi günü oruç tutmanın fazileti soruldu. O da şöyle buyurdu:
"O gün, benim doğduğum, peygamber olduğum (veya bana vahiy geldiği) gündür. " .
Müslim, Sıyâm 197, 198
1259. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Pazartesi ve perşembe günleri ameller (Allah'a) arz olunur. Ben, oruçluyken amellerimin arz olunmasını isterim. "
Tirmizî, Savm 44. Ayrıca bk. Müslim, Birr ve's-sıla 36 (ancak burada oruçla ilgili kısım yer almamaktadır); Nesâî, Sıyâm 70
1260. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem pazartesi ve perşembe günleri orucuna özen gösterirdi.
Tirmizî, Savm 44. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd 60; Nesâî, Sıyâm 70; İbni Mâce, Sıyâm 42
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
ÖĞLE NAMAZININ SÜNNETİ
1115. İbni Ömer radıyallâhu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber öğle namazının farzından önce iki, farzından sonra da iki rek`at namaz kıldım.
Buhârî, Teheccüd 29, 34; Müslim, Müsâfirîn 104. Ayrıca bk. Tirmizî, Salât 189, 199, 205; Nesâî, Kıyâmü'l-leyl 66; İbni Mâce, İkâmet 100
1116. Âişe radıyallâhu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm öğle namazının farzından önce dört rek`at namaz kılmayı hiç ihmal etmezdi.
Buhârî, Teheccüd 34. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu 1; Nesâî, Kıyâmü'l-leyl 56
1117. Yine Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Peygamber aleyhisselâm öğle namazının farzından önce benim evimde dört rek`at namaz kılar, sonra mescide çıkıp halka öğle namazının farzını kıldırırdı. Daha sonra eve gelerek iki rek`at namaz kılardı. Cemaate akşam namazını kıldırdıktan sonra evime gelerek iki rek`at sünnet kılardı. Yatsı namazının farzını kıldırdıktan sonra yine evime gelerek iki rek`at sünnet kılardı.
Müslim, Müsâfirîn 105. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvu 1
1118. Ümmü Habîbe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Bir kimse öğle namazının farzından önce dört, farzından sonra da dört rek`at sünneti devamlı olarak kılarsa, Allah Teâlâ onu cehenneme haram kılar. "
Ebû Dâvûd, Tatavvu 7; Tirmizî, Salât 200. Ayrıca bk. Nesâî, Kıyâmü'l-leyl 67; İbni Mâce, İkâmet 108.
1119. Abdullah İbni's-Sâib radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zeval vaktinden sonra ve öğle namazının farzından önce dört rek`at sünnet kılar ve şöyle buyururdu:
"Bu vakit, gök kapılarının açıldığı bir zamandır. O saatte iyi bir amelimin Allah'ın huzuruna çıkmasını isterim. "
Tirmizî, Vitir 16. Ayrıca bk. İbni Mâce, İkâmet 105
1120. Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem öğle namazının farzından önce dört rek`at sünnet kılamadığı zaman, onu farzdan sonra kılardı.
Tirmizî, Salât 200. Ayrıca bk. İbni Mâce, İkâmet 106.
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
ORUÇLUYU İFTAR ETTİRMEK
BİR ORUÇLUYU İFTAR ETTİRMENİN VE KENDİSİ ORUÇLUYKEN YANINDA YEMEK YENEN KİMSENİN FAZİLETİ, YİYENİN YEDİRENE DUA ETMESİNİN SEVABI
1269. Ümmü Umâre el-Ensâriyye radıyallahu anhâ'dan nakledildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bir gün Ümmü Umâre'nin evini teşrif etti. O da hemen Resûl-i Ekrem'e yemek ikram etti. Hz. Peygamber:
- "Buyur, sen de ye!" teklifinde bulundu. Ümmü Umâre:
- Ben oruçluyum, dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Oruçlu bir kimsenin yanında yemek yiyenler yemeği bitirinceye kadar melekler o oruçluya dua ederler. "
Hz. Peygamber bazan da "Yemek yiyenler doyuncaya kadar. . . " derdi.
Tirmizî, Savm 66. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 46
1270. Enes radıyallahu anh'den nakledildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, bir gün Sa'd İbni Ubâde'nin yanına geldi. Sa'd derhal bir parça ekmek ve zeytin çıkarıp Resûlullah'a ikram etti. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bunları yedikten sonra ona şöyle dua etti:
"Evinizde hep oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin, melekler de duacınız olsun. "
Ebû Dâvûd, Et'ime 54. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 45
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
ORUÇLUNUN DİLİNİ KORUMASI
ORUÇLUYA DİLİNİ VE DİĞER ORGANLARINI YASAKLARDAN, ÇEKİŞMEKTEN VE BENZERİ KÖTÜLÜKLERDEN KORUMASINI EMRETMEK
1243. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, 'ben oruçluyum desin'
Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163. Ayrıca bk. Nesâî, Sıyâm 42
Cevap: Siyer-i Nebi (s.a.v) Riyaz'üs Salihin
ORUÇ AÇMAKTA ACELE ETMEK
ORUÇ AÇMAKTA ACELE ETMENİN FAZİLETİ, NE İLE ORUÇ AÇILACAĞI VE ORUÇ AÇILDIKTAN SONRA YAPILACAK DUA
1236. Sehl İbni Sa'd radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Oruç açmakta acele ettikleri sürece müslümanlar hayır üzere yaşarlar. "
Buhârî, Savm 45; Müslim, Sıyâm 48. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 13; İbni Mâce, Sıyâm 24
1237. Ebû Atıyye dedi ki, ben ve Mesruk Âişe radıyallahu anhâ'nın yanına gittik. Mesruk ona:
- Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in ashâbından iki kişi var. İkisi de hayırdan geri kalmıyorlar. Ancak bunlardan biri akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele ediyor, diğeri ise hem akşam namazını hem de iftarı geciktiriyor, dedi. Bunun üzerine Âişe:
- Akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele eden kimdir? diye sordu.
Mesruk da:
- (İbni Mes'ud'u kastederek) Abdullah'tır, cevabını verdi. Bunun üzerine Âişe:
- Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de öyle yapardı, dedi.
Müslim, Sıyâm 49-50. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Savm 13; Nesâî, Sıyâm 23
1238. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki:
"Allah Teâlâ şöyle buyurdu: Kullarımın bana en sevgili olanı, oruç açmakta acele davranandır. "
Tirmizî, Savm 13
1239. Ömer İbnü'l-Hattâb radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Gece, (doğudan) geldi de gündüz (batıdan) gitti ve güneş kayboldu mu oruçlu derhal orucunu açar. "
Buhârî, Savm 43; Müslim, Sıyâm 51-52. Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 12
1240. Ebû İbrahim Abdullah İbni Ebû Evfâ radıyallahu anhümâ dedi ki:
Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir seferde beraber bulunduk. O oruçlu idi. Güneş batınca, oradakilerden birine:
- "Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!" buyurdu. O:
- Ey Allah'ın Resûlü! Keşke geceyi bekleseydin? dedi. Hz. Peygamber:
- "Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!" buyurdu. Adam yine:
- Henüz gün devam ediyor, dedi. Resûl-i Ekrem yine:
- "Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!" buyurdu.
Bunun üzerine adam indi ve oradakiler için sevik karıştırıp çorba hazırladı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bunu içti sonra eliyle doğu tarafını işaret ederek şöyle buyurdu:
- "Gecenin bu taraftan belirdiğini gördünüz mü oruçlunun iftar vakti gelmiş demektir. "
Buhârî, Savm 33, 43, 44, 45; Talâk 24; Müslim, Sıyâm 52-54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 19
1241. Sahâbeden Selmân İbni Âmir ed-Dabbî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Herhangi biriniz iftar etmek istediği zaman orucunu hurma ile açsın. Hurma bulamazsa, su ile iftar etsin. Su temizdir. "
Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Zekât 26, Savm 10. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm 25.
1242. Enes radıyallahu anh dedi ki: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem akşam namazından önce bir kaç taze hurma ile orucunu açardı. Taze hurma bulamazsa, kuru bir hurmacıkla iftar ederdi. Kuru hurma da bulamazsa, birkaç yudum su içerek iftar ederdi.
Ebû Dâvûd, Savm 21; Tirmizî, Savm 10