Bu mektûb, seyyid Ferîd ?rahmetullahi teâlâ aleyh" hazretlerine yazilmisdir. Ehl-i sünnet i'tikâdina göre inanmak lâzim oldugu, fikh bilgilerini ögrenmenin ehemmiyyeti bildirilmekdedir:
Allahü teâlâ yardimciniz olsun! Islerinizi kolaylasdirsin! Ayb ve çirkin olan seylerden korusun!
Âkil ve bâlig olan erkegin ve kadinin birinci vazîfesi, Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdiklari akâid bilgilerini ögrenmek ve bunlara uygun olarak inanmakdir. Allahü teâlâ, o büyük âlimlerin çalismalarina bol bol sevâb versin! Âmîn. Kiyâmetde Cehennem azâbindan kurtulmak, onlarin bildirdiklerine inanmaga baglidir. Cehennemden kurtulacak olanlar, yalniz bunlarin yolunda gidenlerdir. [Onlarin yolunda gidenlere (Sünnî) denir.] Resûlullahin ?sallallahü aleyhi ve sellem" ve Eshâbinin ?ridvânullahi aleyhim ecma'în" yolunda gidenler, yalniz bunlardir. Kitâbdan, ya'nî Kur'ân-i kerîmden ve Sünnetden, ya'nî hadîs-i serîflerden çikarilan bilgiler içinde kiymetli, dogru olan yalniz bu büyük âlimlerin, Kitâbdan ve sünnetden anlayip bildirdikleri bilgilerdir. Çünki her bid'at sâhibi, ya'nî her reformcu ve her sapik kimse, bozuk düsüncelerini, kisa akli ile, Kitâbdan ve sünnetden çikardigini söylüyor. Ehl-i sünnet âlimlerini ?rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma'în" gölgelemege, küçültmege kalkisiyor. Demek ki, Kitâbdan ve sünnetden çikarildigi bildirilen her sözü, her yaziyi dogru sanmamali, yaldizli propagandalarina aldanmamalidir.
Ehl-i sünnet vel-cemâ'at âlimlerinin bildirdigi dogru i'tikâdi açiklamak için, büyük âlim Tür Püstî ?rahmetullahi aleyh" hazretleri bir kitâb yazmisdir. (El-mu'temed) adindaki bu kitâbi çok kiymetlidir ve açik yazilmisdir. Kolayca anlasilabilir. Toplandiginiz zemânlarda bu kitâbi okuyunuz. Fekat, bu kitâbda, her bilgi, mantik yolu ile isbât edilmis oldugundan uzamis ve genislemisdir. Ögrenilmesi ve inanilmasi herkese çok lâzim olan bilgileri kisaca anlatan bir kitâb olsaydi dahâ uygun ve dahâ fâideli olurdu. Bu arada fakîrin de, Ehl-i sünnet vel-cemâ'at i'tikâdini kisa ve açik olarak yazmak hâtirima geldi. Eger yazmak nasîb olursa, size de gönderirim.
[(Se'âdet-i Ebediyye) ve (Herkese Lâzim Olan Îmân) adindaki kitâblarda, Ehl-i sünnet i'tikâdi açik olarak bildirilmisdir. Hakîkat kitâbevinden alinarak okunmasini ve herkesin okumasina ön ayak olunmasini tavsiye ederiz.]
I'tikâdi düzeltdikden sonra halâl, harâm, farz, vâcib, sünnet, mendûb, mekrûh olan seyleri de fikh kitâblarindan ögrenmek ve her isi bunlara göre yapmak da lâzimdir. Talebeden birkaçina emr buyurunuz da, fârisî dilinde yazilmis fikh kitâblarindan birisini, toplandiginiz zemân okusunlar. (Mecmû'a-i Hânî) ve (Umdet-ül-islâm) adindaki kitâblari okumak çok uygun olur.[1]
Allah korusun, i'tikâd edilecek seylerde, bir sarsinti olursa, kiyâmetde, Cehennemden hiç kurtulmak olmaz. I'tikâd dogru olup da, islerde gevseklik olursa, tevbe ile ve belki tevbesiz de afv olunabilir. Eger afv olunmazsa, Cehenneme girse bile, sonunda yine kurtulur. Görülüyor ki, isin asli, temeli, i'tikâdi düzeltmekdir. Hâce Ubeydüllah-i Ahrâr ?kaddesallahü teâlâ sirrehül'azîz" buyurdu ki, (Bütün iyi hâlleri ve buluslari bize verseler, fekat Ehl-i sünnet vel cemâ'at i'tikâdini kalbimize yerlesdirmeseler, hâlimi harâb, istikbâlimi karanlik bilirim. Eger bütün harâbliklari, çirkinlikleri verseler ve kalbimizi Ehl-i sünnet i'tikâdi ile süsleseler hiç üzülmem). Allahü teâlâ, bizi ve sizi, Ehl-i sünnet i'tikâdindan ayirmasin! Insanlarin efendisi hurmetine ?aleyhissalâtü vesselâm" düâmizi kabûl buyursun! Âmîn!
Lâhordan gelen bir talebe, seyh Ciyûnun [ya'nî seyh Ferîd hazretlerinin] eski Nahhâs câmi'inde Cum'a nemâzi kildigini söyledi. Meyân Refi'uddîn, seyhin iltifâtina kavusdukdan sonra, kâdî seyh Ciyûnun, kendi bagçesinde bir câmi' yapdirdigini söyledi. Böyle haberleri isitdigimiz için, Allahü teâlâya hamd olsun! Allahü teâlâ böyle iyi isleri artdirsin! Saygi tasiyanlariniz, böyle haberleri isitince çok, hem de pekçok sevinmekdeyiz.
Muhterem Seyyid hazretleri ?kaddesallahü teâlâ sirrehül'azîz"! Bugün, müslimânlar kimsesiz kaldi. Islâmiyyete yardim için, bugün bir çiteyl [ya'nî ufak bir gümüs] vermek, binlerce altin vermis gibi kiymetli olur. Hangi tâli'li kimseye bu büyük ni'meti ihsân ederlerse, ona müjdeler olsun! Dînin yayilmasina, islâmiyyetin kuvvetlenmesine çalismak, her zemân iyidir ve kim olursa olsun, böyle çalisan, cihâd sevâbina kavusur. Fekat, islâm düsmanlarinin her yandan saldirdigi bu zemânda, Ehl-i beyt-i nebevîden olan siz kahramânlarin ?rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma'în" yardim etmesi, elbette dahâ iyi, dahâ güzel olur. Çünki Allahü teâlâ, islâmiyyet gibi en büyük ni'metini, kullarina, sizin yüksek ceddiniz ile gönderdi. Sizin yardiminiz, kendi yapdigi seye yardim etmek olur. Baskalarinin yardimi ise böyle olmaz. Resûlullaha ?aleyhi ve alâ âlihi minessalevâti efdalühâ ve minettehiyyâti vetteslîmâti ekmelühâ" tâm vâris olabilmek, bu büyük isi yapmakla olur. Resûlullah ?sallallahü aleyhi ve sellem" Eshâbina karsi buyurdu ki, (Siz, öyle bir zemânda geldiniz ki, Allahü teâlânin emrlerinin ve yasaklarinin onda birini yapmaz iseniz, helâk olur, Cehenneme gidersiniz. Sizden sonra öyle müslimânlar gelecek ki, Allahü teâlânin emrlerinin ve yasaklarinin onda birini yapabilseler, Cehennemden kurtulurlar). Iste bizim zemânimiz, o zemândir ve müjdelenenler de simdiki müslimânlardir. Fârisî beyt tercemesi:
Se'âdet topu ortaya kondu.
Topu kapan yok, erlere n'oldu?
Bu yakinlarda, mel'ûn Guvendval kâfirinin öldürülmesi çok güzel oldu. Onun ölümü, Hindûlarin burunlarinin kirilmasina sebeb oldu. Ne niyetle olursa olsun, niçin öldürüldü ise öldürülsün, islâma saldiranlarin alçalmasi, müslimânlar için bir kazançdir. O kâfir öldürülmeden önce rü'yâda devlet reîsimizin, kâfirlerin liderlerinin basini kesdigini görmüsdüm. Dogrusu o kâfir, düsmanlarin önderi ve kâfirlerin sefleri idi. Allahü teâlâ, o alçaklari yardimsiz biraksin!
Islâmiyyetin ve müslimânlarin yükselmesi, kâfirlerin ve kâfirligin kiymetden düsmesine, asagi olmasina baglidir. Allahü teâlâ, zimmîlerden cizye almagi emr eyledi. Onlardan bu vergiyi almak, onlari asagi kilmak içindir. Kâfirler ne kadar yükselirse, müslimânlar da o kadar alçalir. Bu inceligi iyi anlamalidir. Çok kimse, bu bagliligi anliyamiyor. Bu yüzden dinlerini yikiyorlar. Tevbe sûresinin yetmisüçüncü âyetinde meâlen, (Ey sevgili Peygamberim ?sallallahü aleyhi ve sellem"! Kâfirlerle ve münâfiklarla cihâd et, dögüs! Onlara sert davran!) buyuruldu. Kâfirlerle dögüsmek, onlara sert davranmak, dinde zarûrî lâzimdir. Ya'nî îmânin sartidir. [Fekat, cihâdi hükûmet yapar. Devletin ordusu yapar. Müslimânlarin cihâdi, asker olarak hükûmetin verdigi vazîfeyi yapmakdir.] Geçen senelerde, yayilmis olan kâfirlik alâmetlerinden simdi, ötede beride kalmis bulunmasi, müslimânlara çok agir gelmekdedir. Bugün, her müslimânin birinci vazîfesi, o alçaklarin kötülüklerini ahbâblarina anlatmakdir ve küfr alâmetlerinin millet arasindan kalkmasina çalismakdir. Bu kötü alâmetlerden ötede beride görülmesi, belki de bunlarin kötülügünü anlamamakdan ileri gelmekdedir. Elinizden gelirse güvendiginiz din adamlarina haber yollayiniz. Bu kâfirlik alâmetlerini, millete duyursunlar. Islâmiyyetin emrlerini bildirmek için, hârika isler yapmak, kerâmet sâhibi olmak sart degildir. Bilenlerin, bilmiyenlere ögretmeleri lâzimdir. Elimde gücüm, kuvvetim yokdu da, islâmiyyetin yasak etdigi seylerin kötülüklerini söyliyemedim diyerek, özr ve behâne ileri sürmek, kiyâmetde insani azâbdan kurtaramiyacakdir. Insanlarin en iyileri olan Peygamberler ?aleyhimüssalevâtü vetteslîmât" islâmiyyetin emrlerini, yasaklarini bildirirlerdi. Ümmetleri mu'cize isteyince, (Mu'cizeleri, Allahü teâlâ yaratir. Bizim vazîfemiz Onun emrlerini bildirmekdir) buyururlardi. Allahü teâlâ dilerse, ümmetlere merhamet ederek, inanmalari, se'âdete kavusmalari için, o ânda mu'cize yaratirdi. Her ne olursa olsun, islâmiyyeti bildirmek, gençlere ögretmek, fâidelerini açiklamak, düsmanlarin yalanlarini, iftirâlarini cevâblandirmak elbette lâzimdir. Bilenler, bildirmezlerse, cezâdan, azâbdan kurtulamiyacaklardir. Bu vazîfeyi yaparken, fitne çikarmamaga, dikkat etmelidir. Dikkat ile çalisirken, kendine bir sikinti gelirse, bunu ni'met bilmelidir. Peygamberler ?aleyhimüssalevâtü vetteslîmât" Allahü teâlânin emrlerini bildirirlerken, görmedikleri sikintilar, çekmedikleri iskenceler kalmadi. Onlarin en üstünü ?aleyhim minessalevâti efdalühâ ve minettehiyyâti ekmelühâ" buyurdu ki, (Hiçbir Peygambere, benim çekdigim eziyyet çekdirilmedi). Fârisî beyt tercemesi:
Ömür geçdi, derdimi anlatmak bitmedi,
bitireyim artik, gece devâm etmedi.
Vesselâm.