-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:
Bir kere Hatice'nin kız kardeşi Hâle bt. Huveylid Allah Resulü'nün huzuruna girmek için izin istemişti. Allah Resulü Hatice'nin izin istemesini hatırladı ve bundan memnuniyet duyarak: "Allahım! Bu Huveylid kızı Hâle'dir "deyiverdi. Bunun üzerine ben kıskandım: Ağzının iki tarafı kıpkırmızı olmuş ve ölüp gitmiş ihtiyar Kureyş kadınlarından bir kocakarıyı ne anıp durursun? Allah sana, ondan daha hayırlısını vermiştir! dedim.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4467
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe (r.ah.)
Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bana üç gece rüyamda gösterildin. Melek senin suretini bana ipekli bir kumaş içinde getirdi: Bu senin (mustakbel) hanımındır! dedi. Bir de yüzünü açınca baktım ki o senmişsin. Cibrîl'in o sözü üzerine ben: Eğer bu Allah'tan ise Allah kendi takdirini yerine getirir," diyordum.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4468
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe (r.ah.) dedi ki:
Allah Resulü (a.s.) bana: Ben senin benden razı olduğun zamanı ve bana dargın bulunduğun zamanı pekâlâ biliyorum, dedi. Ben de: Bunu nereden biliyorsun? diye sordum: Benden razı isen: Muhammed'in Rabbine yemin olsun ki hayır! diye yemin ediyorsun. Dargın bulunduğun zaman ise: İbrahim'in Rabbine yemin olsun ki hayır! diyorsun buyurdu. Ben: Evet vallahi, Ey Allah'ın Resulü böyledir. Fakat senin ancak ismini bırakıyorum, dedim.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4469
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe (r.ah.),
Allah Resulü'nün yanında birçok kızlarla beraber oynadığını, söylemiş ve şöyle devam etmiştir: Arkadaşlarım benim yanıma gelirlerdi de Allah Resulü'nden (a.s.) utandıkları için saklanırlardı. Allah Resulü de onları benim yanıma yollardı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4470
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe'nin (r.ah.) anlattığına göre:
İnsanlar Peygamber'e hediye takdim etmek için Aişe'nin nöbet gününü gözetirler, bununla da Allah Resulü'nün memnunluğunu dilerlermiş.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4471
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber'in hanımları, Allah Resulü'nün kızı Fatıma'yı Allah Resulü'nün yanına gönderdiler. Allah Resulü (a.s.) benim yanımda, örtümün içinde uzanmıştı. Fatıma içeri girmek için izin istedi. Allah Resulü ona izin verdi. Girer girmez Fatıma: Ey Allah'ın Resulü! beni senin yanına hanımların gönderdiler. Onlar senden Ebu Kuhafe'nin kızı hakkında eşitlik istiyorlar dedi. Ben susuyordum. Allah Resulü ona: "Ey kızcağızım! Benim sevdiğimi sen sevmez misin?" buyurdu. Fatıma: Evet severim dedi. Allah Resulü: "Öyle ise Aişe'yi de sev!" buyurdu. Fatıma Allah Resulü'nden bu sözleri işitince kalkıp Peygamber'in eşlerinin yanına döndü ve onlara, hem kendi söylediğini, hem de Allah Resulü'nün söylediği sözü haber verdi. Kadınlar Fatıma'ya: Bizim için bir şey yaptığını zannetmiyoruz. Sen tekrar Allah Resulü'ne dön ve ona: Gerçekten hanımların, Ebu Kuhafe'nin kızı hakkında senden adalet istiyorlar de, dediler. Fakat Fatıma Vallahi bu konuda Allah Resulü'ne kesinlikle bir kelime söylemem, dedi. Aişe der ki: Peygamber'in kadınları bu defa da Peygamber'in zevcesi Cahş kızı Zeyneb'i gönderdiler. Zeynep, Allah Resulü'nün yanında, diğer kadınları arasında bana rakip olan bir kadındı. Din hususunda Zeynep'ten daha hayırlı; onun kadar Allah'tan korkan, onun kadar doğru sözlü, onun kadar akrabayı ziyaret edip gözeten, onun kadar çok sadaka veren ve verdiği sadakada ve Allah'a yaklaşmaya vesile olan her türlü hayır işlerinde nefsini onun kadar horlayan yoktu. Ancak sert mizacından dolayı bir parlaması vardı ki ondan da çabuk dönerdi. Zeynep Allah Resulü'nün huzuruna girmek için izin istedi. Allah Resulü de, Fatıma'nın girdiği zaman ki halde, örtüsü içinde Aişe ile beraber bulunuyordu. Allah Resulü ona izin verdi. Zeynep içeriye girince: Ey Allah'ın Resulü! Kadınların beni sana gönderdiler. Onlar senden Ebu Kuhafe kızı hakkında âdil davranmanı istiyorlar, dedi. Sonra benim hakkımda atıp tuttu ve aleyhime uzun uzun konuştu. Ben de Allah Resulü'nü gözetiyor ve Zeyneb'e cevap vermem hususunda bana izin verecek mi diye gözüne bakıp duruyordum. Zeynep konuşmasına devam etti. Nihayet anladım ki, Allah Resulü, benim Zeyneb'e karşı kendimi savunmamı kerih görmeyecek. Ben Zeynep hakkında konuşmaya başlayınca, ona yaptığım hücumda kendisine aman vermedim. Bunun üzerine Allah Resulü gülümseyerek: "Bu, Ebu Bekr'in kızıdır" buyurdular.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4472
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:
Allah Resulü bakınıyor ve Aişe'nin nöbet günü gecikti düşüncesiyle: "Bugün neredeyim, yarın nerede olacağım?" diyordu. Benim günüm gelince, Allah O'nun ruhunu benim ciğerimle boğazım arasında aldı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4473
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe'nin (r.ah.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) bir sefere çıkmak istediğinde eşleri arasında kura çekerdi. Bir seferde kura Aişe ile Hafsa'ya çıktı. İki kadın Allah Resulü'nün maiyetinde beraberce yola çıktılar. Allah Resulü gece olunca Aişe ile birlikte yürür ve onunla konuşurdu. Bir gün Hafsa, Aişe'ye Bu gece sen benim deveme binsen, ben de senin devene binsem de sen görmediklerini görsen, ben de görmediklerimi görsem olmaz mı? dedi. Aişe: Peki diye cevap verdi. Bunun üzerine Aişe Hafsa'nın devesine, Hafsa da Aişe'nin devesine bindi. Allah Resulü Aişe'nin devesine geldi. Üzerinde Hafsa bulunuyordu. Allah Resulü Hafsa'ya selam verdi. Sonra onun beraberinde yola devam etti. Nihayet bir yerde indiler. Aişe Allah Resulü'nü kaybettiği için kıskançlığa kapıldı. Durak yerinde indiklerinde Aişe ayağını izhir otlarının arasına soktu ve: Ey Rabbim! Bana bir akrep ya da yılan musallat et de beni soksun. Ben Allah Resulü'ne bir şey söyleyemiyorum! demeye başladı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4477
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Enes b. Malik (r.a.)
Allah Resulü'nden (a.s.) şunları işittiğini söylemiştir: "Aişe'nin sair kadınlara üstünlüğü, tiridin diğer yemeklere karşı üstünlüğü gibidir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4478
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe (r.ah.)
Hz. Peygamber (a.s.) bana: "Cibrîl sana selam ediyor" dedi. Ben de: Ve aleyhi's-selamu ve rahmetullah (Selam ve Allah'ın rahmeti onun üzerine de olsun) dedim, demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4479
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe'nin (r.ah.) rivayet ettiğine göre:
Onbir kadın bir yerde oturmuşlar ve kocalarının durumlarından bir şey saklamamaya dair aralarında söz verip anlaşmışlar. Birinci kadın: Benim kocam sarp bir dağ başındaki arık bir deve etidir. Kolay değil ki çıkılsın, semiz değil ki götürülsün! demiş. İkinci kadın: Kocamın hâlini ifşa edemem. Korkarım ki onları bitiremem. Çünkü onu söyleyecek olsam irisini ufağını sayıp dökmek zorunda kalacağım, demiş. Üçüncü kadın da: Benin zevcim, upuzundur. Konuşursam beni boşar, susarsam beni terkeder, demiştir. Dördüncü kadın ise: Kocam Tihame gecesi gibidir. Ne sıcaktır ne soğuk. Ondan ne korkulur ne de bıkılır, demiştir. Beşinci kadın: Benim kocam evine geldiğinde sanki bir parstır. Evden çıkınca da bir arslan kesilir. Güvendiği şeyi sormaz, dedi. Altıncı kadın: Kocam yerken siler süpürür, içerken de kurutur. Yatarken yorganına bürünür, (evin bir köşesinde tek başına uyur). Benim üzüntümü anlamak için elbiseme elini sokmaz, demiş. Yedinci kadın da: Kocam erlik vazifesini yerine getirmekten aciz ve işini bilmez ahmak bir kişidir. Her dert onu bulur. Baş yarığı mı dersin yahut kol kırığı mı istersin; ya da her ikisini de senin için bir araya toplayıversin, demiştir. Sekizinci kadın: Eşimin kokusu hoş kokulu bir bitki gibi, teni de tavşandır, dedi. Dokuzuncu kadın: Kocamın evinin direği yüksek, kını uzundur. Ocağının külü çok, evi de meclise yakındır, dedi. Onuncu kadın da: Zevcim maliktir, hem ne malik! Hayalinizden geçen her hayra sahiptir. Onun çok oturan, az dolaşan bir sürü develeri vardır. Develer ud sesi duyunca boğazlanacaklarını anlarlar, demiştir. Onbirinci kadın ise: Kocam Ebu Zera'dır. Ama ne Ebu Zera Mücevherden kulaklarımı şakırdattı. Pazularım yağla doldu. Beni sevindirdi, benim de gönlüm ferah oldu. O beni dağ başında küçük bir koyun sürüsü sahibinde buldu. Sonra beni atları kişneyen, develeri böğüren, harman döğen, daneler savuran bir aileye kattı. Şimdi ben onun yanında konuşurum, horlanmam; uyuyor, sabahlıyorum; içiyor, kanıyorum, demiştir. (Devam ederek:) Ebu Zera'nın anası da var. Ebu Zera'nın anası ne kadındır, bilir misiniz? Onun ambarları gayet büyük, evi de geniştir... Ebu Zera'nın oğlu da ne Ebu Zera'nın oğlu! Onun yatağı, soyulmuş hurma lifi gibidir. Onu bir kuzunun budu doyurur. Ebu Zera'nın kızı! Ne Ebu Zera'nın kızı! Ne terbiyeli kızdır, birlir misiniz? Babasına, anasına itaatlıdır. O, elbisesini doldurur; akranlarını çatlatan cinsten... Ebu Zera'nın cariyesi, Ebu Zera'nın ne cariyesi ama? Laflarımızı yaymaz. Yiyeceğimizi döküp saçmaz. Evimizi de kuş yuvasına çevirmez, temiz tutar. Ümmü Zera anlatmaya devam ederek şöyle der: Bir gün Ebu Zera evden çıktı. Her tarafa süt tulumları konmuş, çalkanmakta idi. Yolda bir kadına rasgeldi. Kadının yanında pars gibi iki çocuğu vardı. Böğürlerinin altındaki iki nar tanesiyle oynuyorlardı. Beni boşayıp onu nikâhladı. Ondan sonra ben eşraftan bir adamla evlendim. O da şimşek gibi bir ata biner, Hatt yapımı mızrağını alırdı. Akşam üstü birçok deve getirirdi. Her hayvandan bana bir çift verirdi. Bu kocam da bana: Ey Ümmü Zera! İstediğin gibi ye; akrabana da ver derdi. Bununla beraber ben onun bana verdiği her şeyi toplasam, Ebu Zera'nın en küçük kabını bile dolduramaz. Aişe der ki: Allah Resulü (a.s.) bana: "Ben senin için Ümmü Zera'ya nisbetle Ebu Zera gibiyim" buyurdular.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4481
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Misver b. Mahreme (r.a.)
Allah Resulü'nü (a.s.), minberde şöyle buyururken işittiğini söylemiştir: "Hişam b. Muğira oğulları kendi kızlarını Ebu Talib'in oğlu Ali'ye nikâhlamak için benden izin istediler. Ben onlara izin vermiyorum. Sonra yine izin vermem, sonra yine izin vermem. Ancak Ebu Talib'in oğlu benim kızımı boşayıp onların kızı ile evlenmek isterse (olur). Çünkü kızım Fatıma ancak benden bir parçadır. Ona şüphe veren şey beni de şüphelendirir, ona eziyet veren şey bana da eziyet verir."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4482
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe'nin (r.ah.) anlattığına göre:
Allah Resulü (a.s.) kızı Fatıma'yı yanına çağırıp bir şeyler fısıldadı ve Fatıma ağladı. Sonra Allah Resulü kızına bir şeyler daha fısıldayınca, bu defa Fatıma güldü. Aişe, Fatıma'ya Allah Resulü sana neler fısıldadı ki ağladın, sonra tekrar bir şeyler söyledi, güldün? diye sordum. Fatıma: O, bana fısıldayarak öleceğini haber verdi. Ben de ağladım. Sonra yine gizlice, ailesinden ilk olarak ardından benim takip edeceğimi söyledi. Bundan dolayı da güldüm, dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4486
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Üsame b. Zeyd (r.a.) şöyle söylemiştir:
Cibrîl'in (a.s.) Allah'ın Peygamber'ine geldiğini haber aldım. Bu sırada Peygamber'in yanında Ümmü Seleme bulunuyordu. Cibrîl Peygamber'le konuşmaya başladı. Sonra kalkıp gitti. Allah'ın Peygamber'i, Ümmü Seleme'ye Bu kimdir? diye sordu. Yahut nasıl dediyse öyle dedi. Ümmü Seleme: Bu Dıhye'dir dedi. Ümmü Seleme yine şöyle dedi: Allah'a yemin ederim ki Allah Peygamberinin Cibrîl ile bizim haberimizi sahabelere haber vermek üzere irat ettiği hutbesini işitinceye kadar ben Cibrîl'i kesinlikle Dıhye sanmıştım. (Ravi): Ümmü Seleme'ye böyle veyahut buna benzer bir söz söyledi, dedi. Ben, Ebu Osman'a: Sen bunu kimden duydun? diye sordum. Usame b. Zeyd'den dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4489
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe (r.ah.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.): "Sizin (ölümümden sonra) bana en çabuk kavuşacak olanınız, eli uzun olanınızdır" buyurdu. Aişe dedi ki: Bu söz üzerine kadınlar, hangisinin kolu daha uzundur diye ölçmeye başladılar. Yine Aişe dedi ki: İçimizde kolu en uzun olanımız Zeynep idi. Çünkü o kendi el emeği ile çalışır, sadaka verirdi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4490
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Enes b. Malik (r.a.) anlattığına göre:
Hz. Peygamber (a.s.) zevceleri dışında Ümmü Suleym'in yanından başka hiç bir kadının yanına girmezdi. Peygamber Ümmü Suleym'in yanına girerdi. Bir gün Peygamber'e bunun sebebi soruldu da Peygamber: "Ben Ümmü Suleym'e çok acıyorum, çünkü onun kardeşi benim beraberimde şehit oldu!" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4493
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Cabir b. Abdullah (r.a.) Allah Resulü'nün (a.s.)
şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Bana Cennet gösterildi. Orada Ebu Talha'nın karısını gördüm. Sonra da önümde bir ayak hışırdaması işittim, bir de baktım ki Bilâl imiş."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4495
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle söylemiştir:
Allah Resulü (a.s.) bir sabah namazında Bilâl'e "Ey Bilâl! İslâm'da işlediğin ve senin nazarında en karşılığını beklediğin amelini bana söyle. Çünkü ben bu gece Cennette önümde senin ayakkabılarının sesini işittim," buyurdu. Bilâl Ben İslâm'da gecenin veya gündüzün herhangi bir anında tertemiz paklanıp bu temizlikle Allah'ın bana takdir ettiği kadar namaz kılmamın dışında daha fazla menfaatini beklediğim bir amel yapmadım, dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4497
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Ebu Musa (r.a.) şöyle anlatır:
Ben kardeşim ile beraber Yemen'den geldiğim zaman bir müddet bekledik. Bu esnada İbn Mesûd ile annesinin Allah Resulü'nün yanına çok girip çıkmaları ve onunla çok irtibatta bulunmalarından dolayı biz bu ikisini Allah Resulü'nün ev halkından zannederdik.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4499
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Abdullah b. Mesûd (r.a.) şöyle anlatır:
Bana kimin kıraatı üzere okumamı emredersiniz? Yemin ederim ki ben Resulüllah'ın (a.s.) huzurunda yetmiş kadar sure okumuşumdur. Gerçekten Allah Resulü'nün sahabeleri, benim Allah'ın Kitabını en iyi bilenleri olduğumu bilirler. Eğer benden daha iyi bilen birinin mevcudiyetini bileydim, muhakkak ona giderdim, ravi Şakik Muhammed'in sahabeleri içinde oturmuştum. Bu sözleri reddeden ve İbn Mesûd'u ayıplayan kimseyi işitmedim, demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4502
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Abdullah b. Amr'ın (r.a.) rivayetinde Mesruk şöyle anlatır:
Bizler Abdullah b. Amr'a gelirdik de onunla konuşurduk. İbn Numeyr Onun yanında konuşurduk demiştir. Bir gün Abdullah b. Mesûd'u anmıştık. Bunun üzerine Abdullah b. Amr (r.a.) şöyle dedi: Öyle birini zikrettiniz ki Allah Resulü'nden (a.s.) işitmiş olduğum bir şeyden sonra artık onu hâlâ seviyorum. Allah Resulü'nü şöyle buyururken işittim: "Kur'an'ı dört kişiden alınız: İbnu Ümmi Abd'den Allah Resulü söze İbn Mesûd'dan başladı Muaz b. Cebel'den, Ubey b. Kaab'dan ve Ebu Huzeyfe'nin azatlısı Salim'den."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4504
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Enes b. Malik (r.a.) şöyle anlatır:
Allah Resulü (a.s.) zamanında Kur'an'ı dört zat ezberlemişti ki bunların hepsi de Ensar'dandı Muaz b. Cebel, Ubey b. Kaab, Zeyd b. Sabit ve Ebu Zeyd.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4507
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Cabir b. Abdullah (r.a.)
Allah Resulü (a.s.), Sa'd b. Muaz'ın cenazesi cemaatin önlerinde bulunurken: "Bu cenaze için Rahmanın arşı titremiştir" buyurdu, demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4511
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Bera'nın (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Allah Resulü'ne ipekten yapılmış bir elbise hediye edildi. Allah Resulü'nün sahabeleri elbiseye dokunmaya ve onun yumuşaklığına hayret etmeğe başladılar. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.): "Siz bunun yumuşaklığına mı şaşıyorsunuz? Sa'd b. Muaz'ın Cennetteki mendilleri bundan daha hayırlı ve daha yumuşaktır" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4514
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Enes b. Malik'in (r.a.) anlattığına göre:
Allah Resulü'ne ince ipekten yapılmış bir cübbe hediye edildi. Allah Resulü ise ipek kullanmayı yasaklıyordu. İnsanlar bu duruma şaşırdılar. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.): "Muhammed'in nefsi elinde olan (Allah)a yemin ederim ki Sa'd b. Muaz'ın Cennetteki mendilleri bundan daha güzeldir" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4515
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Cabir b. Abdullah (r.a.) şöyle anlatır:
Uhud harbi olduğu zaman babam örtülü olarak getirildi. Müsle yapılmıştı (burun, kulak gibi azaları kesilmişti). Ben üstündeki örtüyü kaldırmak istedim. Kavmim beni bundan nehyetti. Sonra tekrar örtüyü kaldırmak istedim. Kavmim yine beni nehyetti. Derken örtüyü, ya Allah Resulü kaldırdı, yahut emretti de kaldırıldı. Bu sırada ağlayan veya feryat eden bir kadın sesi işitti. Bunun üzerine: "Bu kadın kimdir?" diye sordu. Oradakiler: Amr'ın kızı, yahut kız kardeşidir dediler. Allah Resulü (a.s.): "Niçin ağlıyorsun? Kaldırılana kadar melekler onu kanatları ile gölgelendirip duruyorlar ya" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4517
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Ebu Zerr (r.a.) şöyle anlatır:
Biz, haram ayı helal kıldıkları için kavmimiz olan Ğıfar kabilesinden ayrıldık. Ben, kardeşim Uneys ve annemizle birlikte yola çıkıp dayımız olan birine misafir olduk. Dayımız bizlere ikram etti ve ihsanda bulundu. Derken dayımızın kavmi bize haset etti ve: Sen ailenin yanından dışarıya çıktığında Uneys onlara muhalefet etti dediler. Dayımız geldi ve hakkımızda söylenen sözleri bize söyledi. Ben de dayımıza: Bize yaptığın iyiliklerin hepsini berbat ettin. Bundan sonra seninle bir araya gelinmez, dedim. Hemen develerimizi yanaştırıp üzerlerine bindik. Bu sırada dayımız elbisesine bürünerek ağlamağa başladı. Biz yola çıktık ve nihayet Mekke yakınlarında konakladık. Derken Uneys, deve sürümüze karşılık bir o kadar deve için şiir müsabakasına girdi. İkisi de kâhine geldiler. Neticede kâhin Uneys'i daha üstün gördü. Bunun üzerine Uneys bizim deve sürümüzü, beraberinde bir mislini daha ilâve ederek getirdi. Ebu Zerr, ravisi olan ben Abdullah b. Samit'e: Ey kardeşimin oğlu! Ben Allah Resulü'ne kavuşmamdan üç sene önce namaz kılmışımdır dedi. Kime? diye sordum. Allah'a, dedi. Nereye doğru yöneliyordun? dedim. Rabbim beni nereye çevirirse oraya doğru. Yatsı namazını kılıyordum, gecenin sonu geldiği zaman ta güneş üzerime vuruncaya kadar bir örtü gibi serilir kalırdım. Bir defa Uneys Benim Mekke'de bir işim var, sen benim işlerimi de gör dedi. Müteâkiben Uneys yola çıkıp Mekke'ye gitti. Oradan dönmekte biraz gecikti. Sonra geldi. Ben kendisine: Ne yaptın? diye sordum. Uneys: Mekke'de senin dininde olan bir adamla karşılaştım. O, Allah'ın kendisini Peygamber olarak gönderdiğini söylüyor dedi. Ben: Ya insanlar onun hakkında ne diyorlar? dedim. Uneys: Şairdir, kâhindir, sihirbazdır diyorlar dedi. Uneys de şairlerden biri idi. Uneys Gerçekten ben kâhinlerin sözünü işitmişimdir. Onun sözü kâhinlerin sözü değildir. Onun sözünü şiir çeşitlerine tatbik ettim. Fakat benden sonra ona şiir demeye hiçbir kimsenin dili varmaz. Allah'a yemin ederim ki o muhakkak doğru sözlü bir kimsedir. Ötekiler ise yalancıdırlar dedi. Ebu Zerr dedi ki: Bu sefer sen benim buradaki işlerime bak da ben gidip onu göreyim dedim. Müteâkiben Mekke'ye geldim. Mekkelilerden zayıf bir adam buldum ve ona: Kendisine Sabii dediğiniz kimse nerededir? diye sordum. Beni işaret ederek: İşte sabii! dedi. Bunun üzerine Mekke vadisinin ahalisi bütün kezek ve kemiklerle bana hücum ettiler. Nihayet ben bayılarak yere kapandım. Sonra kendime gelip de kalktığım zaman sanki kıpkırmızı olmuş dikili taşlar gibiydim. Hemen zemzeme geldim; üzerimden kanları yıkadım ve suyundan içtim. Yemin olsun ki kardeşim oğlu, geceli gündüzlü otuz gün orada kaldım. Zemzem suyundan başka bir yiyeceğim yoktu. Bununla beraber ben semizlendim, hatta karnımın etleri bükülüp katlandı. Ben karnımda açlık zafiyeti hissetmedim. Mehtaplı bir gecede Mekke halkı yatıp uyudukları ve Kâbe'yi hiç kimsenin tavaf etmediği bir sırada Mekkelilerden iki kadın gördüm. Onlar İsaf ve Naile putlarına dua ediyorlardı. Tavafları sırasında benim yanıma geldiler. Ben: Siz bunların birini diğerine nikâh edin dedim. Fakat onlar sözlerinden vazgeçmediler. Tekrar benim yanıma geldiklerinde: Odun gibi şey! yalnız ben kinaye söylemiyorum, dedim. Bunun üzerine kadınlar velvele kopararak: Keşke neferlerimizden biri burada olsaydı, deyip gittiler. Derken Allah Resulü ile Ebu Bekr yukardan aşağıya inip gelirlerken bu iki kadınla karşılaştılar. Allah Resulü: "Size ne oldu?" diye sordu. Kadınlar: Kâbe ile örtüsü arasında dinsiz var, dediler. Allah Resulü: "O size ne söyledi?" buyurdu. Kadınlar: O bize karşı ağza alınmayacak bir laf etti dediler. Allah Resulü geldi, Hacer-i Esved'i istilâm etti. Arkadaşı ile beraber Beyti tavaf ettikten sonra namazını kıldı. Allah Resulü namazını bitirince Ebu Zerr es-Selamu aleyke ya Resulüllah! diyerek onu İslâm selamı ile selamlayan ilk kişi oldum. Allah Resulü: "Ve aleyke ve rahmetullah" diyerek selamımı aldıktan sonra: "Sen kimsin?" diye sordu. Ğıfar kabilesindenim dedim. Allah Resulü elini kaldırdı ve parmaklarını alnının üzerine koydu. Ben içimden: Allah Resulü benim Ğıfar kabilesine mensup olmamdan hoşlanmadı dedim ve elini tutmaya davrandım. Arkadaşı beni bundan menetti. O şüphesiz Peygamber'i benden daha iyi biliyordu. Sonra Peygamber başını kaldırdı ve arkasından: "Ne zamandan beri buradasın?" dedi. Geceli gündüzlü otuz gündür buradayım, dedim. Öyle ise seni kim doyuruyordu? buyurdu. Benim zemzem suyundan başka yiyeceğim yoktu. Böyle iken semizledim. Hatta karnımın etleri katlanıp büküldü. Karnımda açlık zaafı da hissetmiyorum dedim. Allah Resulü: O gerçekten mübarektir; yemek gibi doyurucudur, buyurdu. Ebu Bekr Ey Allah'ın Resulü! Bu gece onu doyurmak için bana izin ver dedi. Müteâkiben Ebu Bekr ve Allah Resulü yürüdüler. Ben de onlarla birlikte yürüdüm. Nihayet Ebu Bekr bir kapı açtı ve bizim için Taif'in kuru üzümünden avuçlamaya başladı. İşte bu kuru üzüm benim yediğim ilk yemek oldu. Sonra orada kaldığım kadar kaldım. Sonra Allah Resulü'ne geldim. Allah Resulü: Bana gerçekten hurmalık bir yer gösterdi. Ben oranın Yesrib'den başka bir yer olacağını zannetmiyorum. Sen benim adıma kendi kavmine tebliğ eder misin? Umulur ki Allah senin sayende onlara fayda verir, onlar hakkında da sana karşılığını verir, buyurdu. Sonra Uneys'e geldim: Ne yaptın? diye sordu. Şunu yaptım ki, müslüman oldum ve tasdik ettim, dedim. Uneys: Ben senin dinine karşı değilim. Zira ben de müslüman oldum ve tasdik ettim, dedi. Ardından annemize geldik. O da: Ben sizin dininize karşı değilim. Çünkü ben de müslüman oldum ve tasdik ettim, dedi. Bunun üzerine develerimize binerek kavmimiz Ğıfar'a geldik. Onların da yarısı müslüman oldu. Onlara Eyma b. Rahada Ğıfari imam oluyordu. Bu zat onların reisleri idi. Ğıfar kabilesinin yarısı da: Biz Allah Resulü Medine'ye geldiği zaman müslüman oluruz dediler. Nihayet Allah Resulü Medine'ye gelince hakikaten onların geri kalan yarısı da müslüman oldu. Derken Eslem kabilesi geldi ve onlar da: Ey Allah'ın Resulü! Bunlar bizim kardeşlerimizdir. Onların müslüman oldukları hususlarda biz de müslüman oluruz, diyerek müslüman oldular. Bunun üzerine Allah Resulü:" Ğıfar! Allah ona mağfiret eylesin! Eslem'e de Allah selamet versin!" buyurdular.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4520
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Cerir b. Abdullah (r.a.)
İslâm'a girdiğimden beri hiçbir vakit Allah Resulü (a.s.) beni huzuruna girmekten menetmedi. Beni gördüğünde de muhakkak gülmüştür, demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4522
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
İbn Abbas (r.a.) şunları söylemiştir:
Hz. Peygamber (a.s.) abdesthaneye gitti. Ben de kendisine su bıraktım. Heladan çıkınca: "Bunu kim koydu?" diye sordu. Zuheyr'in rivayetinde: İbn Abbas dediler; Ebu Bekr'in rivayetinde ise ben: İbn Abbas dedim. Allah Resulü: "Allahım! onun anlayışını artır!" buyurdular.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4526
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
İbn Ömer (r.ahm.) şöyle anlatır:
Uyku esnasında bir rüya gördüm. Güya elimde ipekten dokunmuş kalın bir kumaş parçası bulunuyordu. Ben Cennetten bir yer istemeye göreyim, hemen oraya uçardı. Ben bu rüyamı Hafsa'ya anlattım. Hafsa da Peygamber'e arzetti. Peygamber (a.s.): "Ben Abdullah'ı iyi bir kimse olarak görüyorum" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4527
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Enes'in (r.a.) rivayetinde Ümmü Süleym
Ey Allah'ın Resulü! Enes hizmetçindir. Onun için Allah'a dua buyurunuz, demiş. Allah Resulü (a.s.) da: "Allahım! Bu çocuğun malını, evladını çoğalt ve verdiklerinde kendisine bereket ihsan eyle!" diye dua etmiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4529
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Enes b. Malik (r.a.)
şöyle söylemiştir: Ben çocuklarla beraber oyun oynarken Allah Resulü (a.s.) benim yanıma geldi ve bize selam verdi ve beni bir işe yolladı. Bu yüzden ben annemin yanına dönmekte geciktim. Geldiğim zaman annem bana: Nerede kaldın? diye sordu. Ben de: Allah Resulü beni bir iş için göndermişti dedim. Annem: Allah Resulü'nün bu işi ne idi? diye tekrar sordu. Ben: O, bir sırdır dedim. Annem: Sakın Allah Resulü'nün sırrını hiçbir kimseye söylemeyesin! dedi. Enes, Sabit'e: Vallahi eğer bunu bir kimseye söyleyecek olsaydım, sana söylerdim ey Sabit! demiş.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4533
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Sa'd b. Ebu Vakkas (r.a.)
Allah Resulü'nün, Abdullah b. Selam dışında yürüyen bir canlı için, "Bu Cennettedir," buyurduğunu işitmedim, demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4535
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Abdullah b. Selam'ın (r.a.) rivayetinde Kays b. Ubad şöyle anlatır:
Medine'de bir takım insanların arasında bulunuyordum. Aralarında Peygamberin bazı sahabeleri de vardı. Derken yüzünde huşu eseri bulunan birisi geldi. Cemaatten biri: İşte bu Cennet ehlinden bir kimsedir, işte bu Cennet ehlinden bir kimsedir dedi. O zat, uzatmadan iki rekât namaz kıldı, sonra dışarıya çıktı. Ben de peşine düştüm. Evine girdi, ben de girdim. Bir süre konuştuk. Bana ısınınca ona: Sen insanların yanına girdiğin zaman bir kimse senin hakkında şöyle şöyle söyledi dedim. Abdullah b. Selam şöyle dedi: Sübhanallah! Hiç bir kimseye bilmediği şeyi söylemesi yakışmaz. Bunu niçin söylediğini sana anlatayım: Ben Allah Resulü (a.s.) zamanında bir rüya gördüm ve onu Allah Resulü'ne anlattım. Şöyle ki: Rüyamda kendimi bir bahçe içinde gördüm. Abdullah, (o bahçenin genişliğini, çimenlerini ve yeşilliklerini zikretti) Bahçenin içinde demirden bir direk vardı. Bu direğin alt tarafı yerde, yukarısı gökte idi. Tepesinde bir kulp vardı. Bana: Haydi bu direğe çık denildi. Ben: Yapamam, dedim. Bunun üzerine yanıma bir minsaf geldi. (Ravi Abdullah b. Avn Mınsaf, hizmetçi demektir dedi). Ve arkamdan elbisemi tutup yukarı kaldırdı. Abdullah b. Selam, onun kendisini arkasından kaldırışını eliyle tarif etmiş Bunun üzerine ben direğin ta tepesine kadar çıktım ve kulpu yakaladım. Bana: İyi tut, denildi. Bir de uyandım ki kulp elimdedir. Bu rüyamı Allah Resulü'ne anlattım. Peygamber: "O bahçe İslâm'dır. Direk de İslâm'ın direğidir. O kulp da Urve-i Vuska'dır. Sen vefat edinceye kadar İslâm üzere kalacaksın" buyurdu. Ravi: İçeriye gelen huşulu adam Abdullah b. Selam'dı dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4536
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hassan b. Sabit'in (r.a.) rivayetinde Sait b. Museyyib şöyle anlatır:
Bir kere Hassan b. Sabit mescitte şiir okurken Ömer yanına uğradı. Bunun üzerine Hassan: Ben bu mescitte senden daha hayırlısı varken de şiir okurdum, dedi. Sonra Hassan Ebu Hureyre'ye dönerek: Allah aşkına sana sorarım. Sen Allah Resulü'nün Hassan'a: "Benim adıma sen cevap ver!" dediğini ve: "Allahım! Onu Ruhul Kuds ile destekle" buyurduğunu işittin mi? dedi. O da: Allahım! evet, dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4539
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Berâe b. Azib (r.a.)
Allah Resulü'nü (a.s.) Hassan b. Sabit'e "Sen de onları hicvet ya da onlara hücum et; Cibrîl seninle beraberdir" buyururken işittiğini söylemiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4541
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe'nin (r.ah.) rivayetinde Urve şöyle anlatır:
Hassan b. Sabit, Aişe aleyhine çok konuşanlardan idi. Bundan dolayı ben de ona sövdüm. Bunun üzerine ben: Ey bacımın oğlu! Onu bırak. Çünkü Allah Resulü'nü (a.s.) müdafaa ederdi, dedi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4542
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe'nin (r.ah.) anlattığına göre:
Hassan Ey Allah'ın Resulü! Ebu Süfyan'a hicvedip kötülemek hususunda bana izin ver, dedi. Allah Resulü (a.s.): Benim akrabalığım varken nasıl olacak? buyurdu. Hassan da: Seni kerim kılan Allah'a yemin ederim ki, seni onlardan tereyağından kıl çeker gibi çeker çıkarırım, dedi. Ardından Hassan şu kasidesini söyledi:
Muhakkak şerefin en yükseği Haşim oğullarında, Mahzum kızının oğullarındadır. Senin baban ise köledir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4544
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle anlatır:
Siz zannediyorsunuz ki Ebu Hureyre Allah Resulü'nden çok hadis rivayet ediyor. Varılacak yer Allah'ın huzurudur. Ben fakir bir adam idim. Muhacirler çarşılarda alışverişle meşgul olurlarken, Ensar da mallarının başında dururken, ben karın tokluğuna Allah Resulü'ne hizmet ediyordum. Bir gün Allah Resulü: "Kim elbisesini açıp yayarsa artık benden işittiği hiçbir şeyi asla unutmayacaktır" buyurdu. Bunun üzerine ben Allah Resulü sözünü bitirinceye kadar hemen elbisemi yaydım. Sonra da onu kendime doğru toplayıp dürdüm. Bir daha kendisinden işitmiş olduğum hiçbir şeyi unutmadım.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4547
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler)SAHABEL
SAHABELERİN FAZİLETLERİ
Hz. Aişe (r.ah.) Urve b. Zübeyr'e hitaben şöyle demiştir:
Ebu Hureyre sana hayret vermiyor mu? Geldi odamın yanı başına oturdu da Peygamberden hadis söylüyor ve bunu bana da işittiriyordu. Ben de nafile namaz kılıyordum. Ben namazımı bitirmeden gitti. Eğer ona yetişseydim O'nu red edecektim. Çünkü, Allah Resulü (a.s.) sizin yaptığınız gibi sözü uzatmazdı, demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4548