-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Ebu Musa (r.a.) şöyle anlatır:
Hz. Peygamber (a.s.) zamanında Güneş tutuldu. Bunun üzerine Peygamber, bunun Kıyamet alâmeti olmasından korkarak telaşla kalktı ve Mescide geldi. O zamana kadar hiçbir namazda görmediğim en uzun kıyam, rüku ve secdelerle namaz kıldırdı. Sonra şöyle buyurdu: "Yüce Allah'ın gösterdiği bu alâmetler hiç kimsenin ne ölümünden, ne de doğumundan dolayıdır. Ancak Yüce Allah bu alâmetlerle kullarını uyarır. Siz bunları gördüğünüzde hemen Allah'ı zikre, O'na yalvarmaya ve O'ndan bağışlanma dilemeye koyulun."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1518
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Abdullah b. Ömer'in (r.a.) haber verdiğine göre:
Resulüllah (a.s.): "Şüphesiz Güneş ve Ay hiçbir kimsenin ne ölümünden, ne de doğumundan dolayı tutulmazlar. Fakat bunlar, Allah'ın (kudretine delalet eden) alâmetlerinden ikisidir. Bunların tutulduklarını görünce hemen namaza durun" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1521
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Muğire b. Şu'be (r.a.) şöyle anlatır:
Resulüllah (a.s.) zamanında (Peygamber'in oğlu) İbrahim vefat ettiği gün Güneş tutuldu. (Halk, Güneş İbrahim'in ölümünden dolayı tutuldu, dediler). Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.): "Güneş ve Ay, Allah'ın alâmetlerinden iki alemettir. Bunlar hiç bir kimsenin ne ölümü ve ne de doğumundan dolayı tutulmazlar. Bunların tutulduklarını gördüğünüzde hemen Allah'a dua ediniz ve bu durum ortadan kalkıncaya kadar namaz kılınız" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1522
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Üsame b. Zeyd (r.a.) şöyle anlatır:
Biz Peygamber'in (a.s.) yanında bulunduğumuz bir sırada kızlarından biri, Peygamber'i çağırmak için bir haberci gönderdi. Babasına bir çocuğunun yahut bir oğlunun ölüm hâline girdiğini haber veriyordu. Resulüllah kızının gönderdiği elçiye: "Onun (Zeynep) yanına dön ve kendisine şunu haber ver: Şüphesiz ki, Allah'ın aldığı ve verdiği her şey O'na aittir. Her şey Allah katında muayyen bir müddete bağlanmıştır. Yine ona şu emrimi bildir: Sabretsin ve sevabını Allah'tan beklesin." Bunun üzerine elçi geri döndü. Bu defa o (Zeynep) Peygamber'e yeminle, gelmesi için tekrar haber gönderdi. Bu haber üzerine Allah Resulü (a.s.) ve onunla beraber bulunan Sa'd b. Ubade ile Muaz b. Cebel de kalktılar. Ben de onlarla beraber (Zeyneb'in evine) gittim. Çocuk, sanki eski bir kırba içindeki su gibi can çekişir bir vaziyette, Hz. Peygamber'e verildi. Allah Resulü (a.s.) ise göz yaşı döküyordu. Sa'd b. Ubade (hayretle): "Ey Allah'ın Resulü! Bu ne hâl?" dedi. Resulüllah (a.s.): "Bu (göz yaşı), Allah'ın kullarının gönüllerine koyduğu bir rahmettir. Yüce Allah, kullarından ancak merhametli olanlarına rahmet edecektir" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1531
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle nakletmiştir:
Sa'd b. Ubade hastalanmıştı. Resulüllah (a.s.), Abdurrahman b. Avf, Sa'd b. Ebu Vakkas ve Abdullah b. Mesûd ile onu ziyarete geldiler. Hz. Peygamber (a.s.) Sa'd b. Ubade'nin yanına geldiğinde onu ev halkı tarafından çepeçevre kuşatılmış vaziyette buldu. ve; "Öldü mü?" diye sordu. Oradakiler, "Hayır Ey Allah'ın Resulü!" dediler. Bunun üzerine Resulüllah duygulanıp ağladı. Topluluk, onun ağladığını görünce onlarda ağladılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Bilmez misiniz? Allah göz yaşı ve üzüntüden dolayı kişiye azap etmez. (Eliyle diline işaret ederek), işte bunun yüzünden (ya) azap eder, veya merhamet eyler" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1532
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Enes b. Malik'in (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): "Gerçek sabır musibetle ilk karşılaşıldığında tahammül edebilmektir" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1534
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Ömer b. Hattab'ın (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Hz. Peygamber: "Ölü, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle azap olunur" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1536
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
İbn Ömer'in (r.a.) şöyle söylediğini
Abdullah b. Ubeydullah b. Ebu Müleyke haber vermiştir: İbn Ömer'in yanında oturuyordum. Biz Osman'ın kızı Ümmü Eban'ın cenazesini bekliyorduk. Onun yanında Osman b. Amr da vardı. Daha sonra İbn Abbas da geldi. Onu bir kimse elinden tutarak getiriyordu. Öyle zannediyorum ki o kimse İbn Abbas'a, İbn Ömer'in bulunduğu yeri haber verdi. Böylece İbn Abbas geldi ve benim yanıbaşıma oturdu. Böylece ben, İbn Ömer ile İbn Abbas'ın arasına oturmuş oldum. Bu sırada evden kadınlardan bir feryat yükseldi. Bunun üzerine İbn Ömer Osman b. Amr'a kalkmasını ve onları nehy etmesini istercesine, Allah Resulü'nün (a.s.): "Şüphesiz ki ölü, ailesinin kendisine ağlamasından dolayı azap edilir." buyurduğunu işittim dedi. Abdullah bu rivayeti umumi manada, herhangi bir kayıt koymadan haber verdi. Bunun üzerine İbn Abbas şöyle dedi: Biz Müminler'in Emîri Ömer b. Hattab (r.a.) ile beraber bulunuyorduk. (Mekke ile Medine arasındaki) Beyda mevkiinde durakladığımızda bir ağacın altına inmiş bir kimse göründü. Ömer bana, git bak, bu zat kimdir? bana bildir dedi. Ben de gittim, bir de baktım ki o Suheyb idi. Hemen Ömer'e döndüm ve ona; bana bu zatın kim olduğunu sana bildirmemi emretmiştin. O zat Suheyb'dir dedim. Ömer (r.a.) ona emret, bize katılsın dedi. Ben: Suheyb'in beraberinde ailesi de vardır, dedim. Ömer: Beraberinde ailesi olsa da, dedi. (Ravi Eyyûb ihtimalli olarak, ona emret bize katılsın, dediğini de nakletti.) Nihayet beraber Medine'ye geldik. Çok zaman geçmeden Ömer yaralandı. Suheyb Vah kardeşim! Vah arkadaşım! diyerek (ağlaya ağlaya) geldi. Ömer "Bilmezmisin yahut işitmedin mi ki," (ravi Eyyûb Yahut da şöyle demiştir, dedi: Bilmedin, işitmedin mi ki): Allah Resulü (a.s.): "Ölü, ailesinin kendisine bazı ağlamalarından dolayı azap olunur" buyurmuştur, dedi. Ravi şöyle ilâve etmektedir: Abdullah, kendi rivayetini kayıtsız olarak haber verdi. Ömer ise: Ağlamanın bazısı sebebiyle diye kayıtlı söyledi. Sonra kalkıp Aişe'nin yanına girdim ve kendisine İbn Ömer'in söylediği hadisi naklettim: Bunun üzerine Aişe (r.ah.) şöyle dedi: "Hayır! Allah'a yemin ederim ki, Resulüllah (a.s.) kesinlikle; ölü, bir kimsenin ağlamasıyle azap olunur" dememiştir. Fakat Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Allah, ailesinin ağlamasından dolayı kâfirin azabını artırır. Hiç şüphesiz, güldüren de ağlatan da Allah'tır.Ve hiç bir günahkâr diğerinin günahını çekmez.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1543
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Muğire b. Şu'be (r.a.) Allah Resulü'nden (a.s.) şöyle işittiğini haber vermiştir:
"Her kim için, üst baş yırtılarak, çığlık ve feryat ile ağlanırsa bundan dolayı o kimse, Kıyamet günü muhakkak azap görür."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1549
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Hz. Aişe (r.ah.) şöyle haber vermiştir:
Allah Resulü (a.s.) (Mute şehitleri) Zeyd b. Harise, Cafer b. Ebu Talib ve Abdullah b. Revaha'nın şahadet haberleri kendisine ulaştığında Mescitte oturdu. Oldukça üzüntülü görülüyordu. Ben kapının görülebilecek bir aralığından kendisine bakıyordum. Bu sırada Resulüllah'a birisi geldi ve: Ey Allah'ın Resulü! Cafer'in kadınları (ağlaşıyorlar) dedi ve bağırıp çağırarak ağladıklarını söyledi. Hz. Peygamber de o kimseye, gitmesini ve kadınları bu çığlıktan men etmesini istedi. Bunun üzerine o kimse gitti. Sonra yine Peygamber'e gelip kadınların kendisine itaat etmediklerini söyledi. Resulüllah ona ikinci defa gidip kadınları vazgeçirmesini emretti. O adam gitti. Sonra tekrar geldi ve: Ey Allah'ın Resulü kadınlar bize üstün geldiler dedi. Ravi Aişe (r.ah.) dedi ki, Resulüllah o adama: "Haydi git, bu kadınların ağızlarına toprak saç" buyurdu, bende o adama: "Allah seni zelil etsin! ne Resulüllah'ın sana verdiği emri yerine getirdin, ne de hüzün içinde bulunan Peygamber'in kendi hâline bıraktın!" dedim.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1551
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Ümmü Atiye (r.ah.) şöyle bildirmiştir:
Resulüllah (a.s.) biz kadınlardan biatla birlikte ölüye saç-baş yolarak ağlamayacağımıza dair söz almıştı. Beş kadından başka bizden hiçbir kadın sözünde durmadı. (Bu beş kadın): Ümmü Süleym, Ümmül-Ala, Muaz'ın karısı olan Ebu Sebre kızı, yahut Ebu Sebre kızı ve Muaz'ın karısı.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1552
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Ümmü Atiye (r.ah.)
"Biz kadınlara cenazeleri takip etmek yasaklandı. Cenazeler ardından gitmek bizim üzerimize vacip kılınmadı."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1555
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Ümmü Atiye (r.ah.) şöyle anlatır:
Biz kızını yıkarken, Peygamber (a.s.) yanımıza girip şöyle buyurdu: "Kızımı su ve sidr ile üç veya beş, hatta gerek görürseniz Fazla da yıkayabilirsiniz. En son yıkayışta kâfur yahut kâfur cinsinden bir koku kullanınız. Yıkamayı bitirdiğinizde bana bildiriniz. "Biz yıkamayı bitirince Peygamber'e haber verdik. Resulüllah bize hıkıv denilen kendi izarını verdi ve: "Bunu kızıma iç gömleği yapınız!" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1557
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Habbab b. Eret (r.a.) şöyle haber vermiştir:
Resulüllah (a.s.) ile beraber Allah yolunda O'nun rızasını kastederek (Medine'ye) hicret ettik. Artık bizim mükâfatımızı vermek (Allah'ın vaadinin yerine getirilmesi olarak şer'an) Cenab-ı Hakk'a vacip oldu. Yoldaşlarımızdan bu sevap ve nimetten hiçbir şey istifade etmeden Ahirete gidenler vardır. Musab b. Umeyr (r.a.) bunlardan biridir. Musab, Uhud günü şehit olmuştu da ona kefen yapacak bir şey bulunamamış ancak bir kaftan bulunmuştu. Bizler o kaftanı şehidin başı üzerine koyduğumuzda ayakları dışarda kalıyor, ayakları üstüne koyduğumuzda başı açığa çıkıyordu. (Bu yokluk karşışında) Resulüllah (a.s.) bize: "Kaftanı başından itibaren sarınız, ayaklarının üstüne de ızhır (denilen kokulu ottan) koyunuz" buyurdu. Dostlarımızdan kendilerine hicret semeresi ulaşan ve bu meyveyi devşirenler de vardır.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1562
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Hz. Aişe (r.ah.) şöyle haber vermiştir:
Resulüllah (a.s.) pamuktan dokunmuş suhuliyye denilen üç parça beyaz Yemen bezi içinde kefenlendi. Bunların içinde gömlek ve başlık (imame) da yoktu. İzar ve ridadan ibaret olan hulleye gelince bunun Resulüllah'a kefen yapılması için satın alınmış olunduğu hususunda insanlarda bir şüphe hasıl oldu. Neticede bu hulle terk olundu da Resulüllah pamuktan suhuliyye denilen üç parça beyaz Yemen bezi içinde kefenlendi. O hulleyi Abdullah b. Ebu Bekr almıştı da öldüğünde kendimi bununla kefenleyeyim diye onu muhafaza edeceğim, demişti. Sonra Yüce Allah Peygamber'inin bununla kefenlenmesine razı olsaydı bunun içinde kefenlenirdi. (Onun kefenlenmediği bir hulleyi ben de kefen edinmem deyip) bu hulleyi sattı ve bedelini de tasadduk etti.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1563
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Hz. Aişe annemiz (r.ah.)
"Resulüllah (a.s.) vefat ettiği zaman bütün bedeni (hıbere denilen) beyaz Yemen bürdesiyle örtüldü" demiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1566
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Ebu Hureyre'nin (r.a.) bildirdiğine göre:
Hz. Peygamber (a.s.): "Cenazeyi (itidal ile) süratlice naklediniz. Eğer bu ölü iyi bir kişi ise bu bir hayırdır. (muhtemelen dedi ki) onu (bir an evvel kabirdeki) hayır ve sevabına ulaştırmış olursunuz. Eğer bu cenaze iyi bir kişi değilse bu da bir şerdir. (Bir an evvel) o şerri omuzlarınızdan atmış bulunursunuz."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1568
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Ebu Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre:
Resulüllah (a.s.): "Her kim cenaze namazı kılınıncaya kadar cenazede hazır bulunursa ona bir kırat, her kim de gömülünceye kadar beklerse ona da iki kırat (sevap) vardır." buyurmuştur. İki kırat nedir? diye sorulduğunda Hz. Peygamber: "İki büyük dağ gibi" diye cevap vermiştir.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1570
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Hz. Peygamber'in (a.s.) azatlısı Sevban'ın (r.a.) naklettiğine göre:
Allah Resulü (a.s.): "Kim bir cenaze namazı kılarsa onun için bir kırat (sevap) vardır. Eğer defninde de hazır bulunursa iki kırat olur. Bir kırat Uhud (dağı) kadardır" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1575
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Enes b. Malik (r.a.) şöyle haber vermiştir:
Bir cenaze geçirildi ve hayırla anıldı. Bunun üzerine Peygamber (a.s.): "Vacip oldu, vacip oldu, vacip oldu" buyurdu. Bir cenaze daha geçirildi, bu da kötülendi. Bunun hakkında da Peygamber (a.s.): "Vacip oldu, vacip oldu, vacip oldu" buyurdu. Ömer (r.a.), annem babam sana feda olsun! Bir cenaze geçirildi ve şer ile tavsif edildi. Bunun üzerine: "Vacip oldu, vacip oldu, vacip oldu" dediniz. Bir cenaze daha geçirildi, o da şer ile vasfedildi buna da: "Vacip oldu,Vacip oldu, vacip oldu" buyurdunuz (Bunun sebebi nedir?) diye sordu. Allah Resulü (a.s.) cevaben: "Hayırla andığınız kimseye Cennet vacip oldu. Şerle andığınız kimseye de Cehennem vacip oldu. (Çünkü) sizler yeryüzünde Allah'ın şahitlerisiniz. Sizler yeryüzünde Allah'ın şahitlerisiniz. Sizler yerüzünde Allah'ın şahitlerisiniz" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1578
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Ebu Katâde b. Rebiy (r.a.) şöyle bildirmiştir:
Resulüllah'ın (a.s.) yanından bir cenaze geçirilmişti. Hz. Peygamber: "Kendisi rahatlayan veya kendisinden kurtulunandır." buyurdu. Sahabeler: "Rahatlayan veya kendisinden rahatlanan nedir?" diye sordular. Bunun üzerine Peygamber (a.s.): "Mümin olan kul Dünyanın yorgunluklarından rahatlar, kötü olan kimseye gelince, diğer insanlar, şehirler, ağaçlar ve hayvanlar ondan kurtulup istirahat ederler" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1579
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle bildirmiştir:
"Resulüllah (a.s.) Necaşi'nin vefatını aynı gün insanlara haber verdi. Daha sonra halkı musallaya çıkarıp dört tekbir aldı."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1580
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Cabir b. Abdullah'ın (r.a.) haber verdiğine göre:
"Allah Resulü (a.s.) (Habeş Kralı) Necaşi Ashame üzerine dört tekbir alarak gıyabi cenaze namazı kıldırmıştır."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1582
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Abdullah b. Abbas (r.a.) şöyle haber vermiştir:
"Resulüllah (a.s.) cenaze defnedildikten sonra bir kabir üzerine dört tekbir alarak namaz kıldırmıştır."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1586
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle haber vermiştir:
Zenci bir kadın (veya genç bir kimse) Mescidi süpürüp temizlerdi. Bir gün Resulüllah (a.s.) onu göremeyince; ne oldu? diye sordu. Sahabeler: O öldü, deyince Resulüllah (a.s.): "Bana (vefatını) niçin haber vermediniz?" dedi. Sahabeler sanki onu küçümsemişler ve önem vermemişlerdi. Bunun üzerine Resulüllah: " (Haydi) kabrini bana gösteriniz." buyurdu. Kendisine gösterdiler, o da bu kabir üzerine namaz kıldı. Sonra da şöyle buyurdu: "Şu kabirlerin içi kabir sahiblerine (azap olacak kadar) zulmetle doludur. Yüce Allah üzerlerine kılacağımız namaz ile onları aydınlatır."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1588
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Âmir b. Rabîa'nın (r.a.) rivayetine göre, Allah Resulü (a.s.):
"Bir cenaze gördüğünüzde cenaze sizi geride bırakana yahut, cenaze (omuzlardan yere veya kabre) konuluncaya kadar ayağa kalkınız" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1590
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Ebu Saîd Hudrî'nin (r.a.) naklettiğine göre:
Resulüllah (a.s.): "Bir cenazeyi takip ettiğiniz zaman o,(omuzlardan yere) konuluncaya kadar oturmayınız" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1591
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Cabir b. Abdullah (r.a.) şöyle nakletmiştir:
Yanımızdan bir cenaze geçmişti. Resulüllah (a.s.) hemen o cenaze için ayağa kalktı. Biz de (ona uyarak) kendisi ile beraber ayağa kalktık ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bu bir Yahudi kadınının cenazesidir" dedik. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.): "Şüphesiz ölüm korkunç bir şeydir. Cenazeyi gördüğünüzde hemen ayağa kalkınız" buyurmuştur.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1593
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Kays b. Sa'd'ın (r.a.) rivayetinde İbn Ebu Leyla şöyle nakletmiştir:
Kays b. Sa'd ile Sehl b. Huneyf, Kadisiyye'de bulunurlarken yanlarından bir cenaze geçti. Bunlar ayağa kalktılar. Kendilerine; bu cenaze, bu yer halkından (yani zımmilerden) dır, denildiğinde Kays ile Sehl de: Resulüllah'ın (a.s.) yanından bir cenaze geçmişti. Allah Resulü, ayağa kalktı. Bunun bir Yahudi cenazesi olduğu kendisine bildirildiğinde: "Bu da bir insan değil mi?" buyurdu.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1596
-
Cevap: El-lu'luu Ve'l-Mercan (Buhari ve Müslim'in ittifak ettikleri Hadis'ler) YOLCUL
YOLCULARIN NAMAZI VE BUNUN KISALTILMASI
Semure b. Cündüb (r.a.) şöyle haber vermiştir:
"Ben, lohusalı iken ölen Ümmü Kaab adındaki kadının cenaze namazını Peygamber'in (a.s.) arkasında kıldım. Resulüllah, namaz esnasında cenazenin (tam) ortası hizasına doğru durdu."
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1602