Cevap: Evlİlİk Ve Efendİmİz’İn Evlİlİklerİ
VI. Saâdet hânesiyle şerefyâb olanlardan biri de, Cüveyriye bintü’l-Hâris’dir. Gayr-i müslim olan kabîlesine karşı harb edilmiş ve kadın erkek esârete dûçar olmuşlardı. Hissiyatı alt-üst olmuş, gururu kırılmış bu saray mensubu kadın, huzûr-u risâlete getirildiğinde, kin ve nefretle doluydu.
İşte o zaman Fetânet-i A’zam, yağdan kıl çekme kolaylığı içinde mes’eleyi bir hamlede halletti.
Hz. Cüveyriye (r.anha) ile nikâh akdedince Cüveyriye, mü’minlerin anası mevkiine yükseldi ve sahâbenin bakışında bir ihtirâm âbidesi hâline geldi. Hele Ashâb-ı Resûlullah’ın “Peygamberin akrabaları esir edilmez” deyip, ellerindeki esirleri bırakınca, hem Cüveyriye (r.anha) hem de aşîretin gönlü fethediliverdi.
Görülüyor ki, Peygamberimiz (sav) altmış yaşları dolaylarında yaptıkları bu izdivaçta dahi pek çok mes’eleyi bir çırpıda hâllediyor; kızıl kıyamet hâdiselerin içinde, sulh ve sükûn meltemleri estiriyordu.
Cevap: Evlİlİk Ve Efendİmİz’İn Evlİlİklerİ
VII. Talihliler arasına karışanlardan birisi de, Safiyye bint-i Huyey (r.anha)’dir. Hayber emirlerinden birinin kızı. Meşhur, Hayber Vak’ası’nda, babası, kardeşi ve kocası öldürülmüş, kavim kabilesi de esir edilmişti. Safiyye (r.anha) büyük bir öfke ve intikâm hırsıyla yanıp tutuşuyordu. Nikâh akdedilip, mü’minlerin hürmet duyacağı, Efendimiz (sav)’e zevce olma muallâ mevkîine yükselince, ashabın“anam-anam” ta’zimleri ve Efendimiz (sav)’in eritici ve tüketici yüceliği karşısında, Safiyye de olup biten herşeyi unuttu ve Peygamberimiz (sav)’e zevce olmakla iftihar etmeye başladı.
Ayrıca, Hz. Safiyye (r.anha) vasıtasıyla pek çok yahudinin, Efendimiz (sav)’i yakından görüp tanıma ve yumuşama imkânı da doğuyordu. Bir şeyle her şey yapan ve bir fiilinde binler hikmet bulunan Hazreti Allah (cc), bütün izdivaçlarda olduğu gibi, bunda da pek çok hayır ve bereket yaratmıştı.
Bundan başka, düşmanlarının iç âlemine muttalî olma bakımından, ümmetine bir ders vermiş olabileceğini zikretmek de muvafık olur zannederim. Hele hele yahudilere karşı...
Hazreti Safiyye (r.anha) ve emsâli ayrı milletlerden olan kadınların, o milletlerin iç durumlarına nüfûz bakımından büyük ehemmiyeti vardır; elverir ki insan onların hâin olanlarıyla kendi sırlarını düşmanlara kaptırmasın.
Cevap: Evlİlİk Ve Efendİmİz’İn Evlİlİklerİ
VIII. Bu bahtiyarlardan biri de Sevde’dir. İlk safta yerini alanlardan; kocasıyla Habeşistan’a hicret edenlerden ve Ümmü Habibe’nin kaderine benzer şekilde, kocasının vefatıyla ortada kalanlardan.
Efendimiz (sav), bu kalbi kırığın da, yarasını sardı; onu perişan olmaktan kurtardı ve ona enîs oldu. Zaten sadece Efendimiz (sav)’in nikâhı altında bulunmayı düşünen bu büyük kadının, dünya adına istediği başka hiçbirşey de yoktu.
İşte bütün evliliklerinde bu türlü hikmet ve maslahatlar bulunan Peygamber Efendimiz (sav) hiç mi hiç nefsânî duygularyla bu işin içine girmemiştir. Ya Râşid Halîfeler’in ilk ikisine karşı olduğu gibi, vezirleriyle bir yakınlık te’sisi ve zevcesi olacak kadındaki istidat ve kabiliyet veya teker teker, diğerlerinde gördüğümüz gibi, başka hikmet ve maslahatlarla evlenmiş ve büyük yük ve sıkıntıların altına girmiştir.
Bunlardan başka, bu kadar kadının, mesken, nafaka, elbise gibi ihtiyaçlarını, en âdil şekilde temin etmesi ve onlara karşı muâmelesinde kılı kırk yararcasna, adâlet ve hakkâniyete riâyette bulunması; aralarında meydana gelmesi muhtemel huzursuzlukları peşinen önlemesi, vârid olan geçimsizlikleri yağdan kıl çekme rahatlığı içinde hâlletmesi, Bernard Shaw’n ifadesiyle “En büyük problemleri kahve içme kolaylığı içinde hâlleden” O müstesnâ Zât’ın peygamberliğine delâlet eder...
Bir kadın ve bir-iki çocuğun dahi, idaresinin ne kadar müşküll olduğunu gören ve bilen bizler; daha evvel başka yuvalar kurmuş; başka âile yapılarına şahid olmuş, girdiği yuvalarda farkl mîzaclar kazanmış pek çok kadını, bir şiir âhengi ve ritmi içinde idare eden, o muallâ ve mübeccel Varlık (sav) karşısında iki büklüm oluyoruz.
Bir husus kaldı ki o da, zevcelerin adedinin, ümmetine meşru kılınan adedin üstünde olma keyfiyetidir. Bu bir hususî uygulamadır.. Evet, bildiğimiz ve bilemediğimiz pek çok maslahat ve hikmetleri hâvi bir hususî kanundur. Bir müddet bu mevzuda mutlak izin verilmiş; belli bir müddet sonra ise sınır konmuş ve evlenmesi yasak edilmiştir.