Cevap: Kırık mızrap 1 – 2
İHTİLÂL
İnkılâp rûhtan fışkıran bir ışık,
İhtilâl cesette dolaşan bir bit,
İnkılâp vahyi gölgesinde tesbit,
İhtilâl cemiyet bitmiştir artık..!
İnkılâp ufukta nûrlu bir şafak,
İnsanca özlenen hayata erme..
İhtilâl milleti yerlere serme,
Ve dalgalanan çatık kaşlı bayrak...
Cevap: Kırık mızrap 1 – 2
SARSINTI
Evlerdi, yurtlardı gözümün nûru,
Görmeden baharı hazanı geldi.
Yapılanlar sînelerin sürûru,
Yapan yaptı şimdi bozanı geldi.
Gül bahçesinde bir muson rüzgârı,
Kırağı korkusu bülbülün zârı,
Izdıraptan hiç kalmamış karârı,
Bu işin de artık mîzanı geldi...
Saksıda güllerim buruşup gitmiş
Hızır-İlyas bir dem buluşup gitmiş;
Bahar yamaçlarla konuşup gitmiş,
Bize Azrâil’in ezanı geldi.
Kapımın önünde sanki bir son gün
Simsiyah örtüler, ışıklar ölgün..
Enbiyâ, evliyâ yurduna sürgün,
Göç edip gitmenin zamanı geldi.
Bana ne arkada kalan dünyadan!
Gözlerime büyü yalan dünyadan;
Benim’çün her zaman nâlân dünyadan,
Bir gerçek âlemin fizânı geldi.
Cevap: Kırık mızrap 1 – 2
BU ÜLKE
Bu ülkede “han sarhoş hancı sarhoş”,
Yanıp gitmiş başakları biçilmez.
Sular akar isli-paslı ve nâhoş,
Yosun tutmuş pınarları içilmez.
Çoklarında heyecandan eser yok,
İsyan içinde aç, nankörlükte tok..
Ölmeden gömülmüş ararsan pek çok,
Hortlaklar diyarı yollar geçilmez.
Ak geçmişten kalmamış nâm u nişan,
Yıkılmış köprüler, yollar perişan;
Acı bir rüyâ bizlere ulaşan,
Yalan–gerçek birbirinden seçilmez.
Tarih bir koyda yanıp sönen fener,
Birkaç harâbe, bir-iki de kemer;
Üst üste devrilen bütün değerler,
Bir daha ya dikilir ya dikilmez.
Cevap: Kırık mızrap 1 – 2
YÜZÜ YERDE
Yüzü yerde görünür kimde kemâl var ise;
Sürüm sürüm sürünür, bir kimse cebbâr ise.
Haddini bilmez azar, kendi kuyusun kazar,
Dış yüze “Durmaz sızar” içte gurur var ise.
Nefsi herkesten hakir, yaşlanıp olmuş bir pîr,
Eli, alnı bütün kir yârânı ağyâr ise...
Başını almış gezer, ne anlar ne de sezer,
Hayale inci dizer şeytanlara yâr ise.
* *
Gönül bir tahtırevan muhabbet onda sultan,
Cennete girer insan hep sevgi arar ise.
Hak kullarını sever, kullar Cennete iver,
Kimi dizini döver, eğer bir gaddar ise..
Cevap: Kırık mızrap 1 – 2
UYAN!
–Karanlık günlerin vâveylâsı..–
Her yerde sanki hazan!
Bağ bozuk, bağbân gamlı!
İnâyet Rabb’im aman..!
Dağ sisli, ova yaslı,
Etrafı sarmış duman...
Paslı gönül, sefil rûh,
Amanın buna derman!
Azgınlaşmış her gürûh,
İnsan değil, bir azman.
Böylesi görülmedi,
Baş yaba, ayak saman.
Görenler gerilmedi,
Bu ne müthiş bir zaman.
Kırık-dökük cemiyet,
Durum duman mı duman;
Zillet üstüne zillet,
Bekliyoruz kahraman...
Herkes başka şey söyler,
Gerekli bir tercüman;
Sağa-sola tökezler,
Görüş ufku toz-duman...
Hırsız evlere girmiş,
Adam yaman mı yaman.
Sevgili uçup gitmiş,
Avdetine yok güman.
Herkes uykuda hâlâ,
Gaflet derin bir umman;
İşleri serap, hülyâ,
Ne nâdim ne de pişman.
Uyan ve kendine gel!
Akıp gidiyor zaman,
Saati meçhul ecel!
Geliverir sormadan...
Cevap: Kırık mızrap 1 – 2
UFUK
İnsana, insan denmez kendini bulmayınca,
Gönül bir virânedir sevgiyle dolmayınca.
Öze dön bırak teni, sever isen kendini,
Yolda kalırsın inan Allah’la olmayınca.
Nefsine uymuşsan tam, işin câm üstüne câm,
Bir yere varamazsın Hakk’a bağlanmayınca.
Allah mâşûk, Allah yâr, gayrısı sînede bâr.
Eremezsin huzûra aşkıyla yanmayınca.
Cevap: Kırık mızrap 1 – 2
TOPLUM
VE
TEESSÜR
Ne yürekte heyecan ne kafada bir karar,
İradede can yoksa yaşamak neye yarar.
Yığınlar iflasta ve zarar üstüne zarar;
İnan gözlerim şimdi eski günleri arar.
Düşüncede sefâlet, mukaddesler târumar,
Cemiyet bir yığın; cemiyet kendinden firar;
Yaşamak zillet oldu, yaşamak insana âr,
Hayat denen bu ise, rûhum her şeyden bîzâr...
Cevap: Kırık mızrap 1 – 2
NEREDE O YEMİNLER?
Kadrim bilinmedi deyip darılma!
Bilinmeden göçüp gitti büyükler.
Darılıp cepheden sakın ayrılma!
Himmet bekler taşınacak bu yükler.
Sen azmedip yürü, bilenler bilsin!
Yürü ki zirveler rükûa gelsin,
Zorluklar karşında bir bir eğilsin,
Yolunu bekliyor yerler ve gökler.
Makam arzusu, mansıp düşüncesi,
Pusuda bekleyen menfaat hissi.
Yoktu önce bunların hiçbirisi,
İhlâs tütüyordu bütün emekler.
Bir yangın görürsen söndürecektin,
Koşup hemen içine girecektin,
And içmiştin canını verecektin
Nerde o yeminler ve o dilekler..?
Cevap: Kırık mızrap 1 – 2
AK VE KARA
Apaydınlık bir dönem, kol kol gezen güneşler,
Semâda yüzüp giden kehkeşânlara inâd.
Her bucağı İrem Bağları’na denk o günler,
Gök kuşağı gibi zafer tâklarıyla âbâd...
Sonra bir kâbuslu devir ve aranan dünler
Çoklar firavunlaştı firavundan da berbâd.
Harâb oldu her taraf, soldu çiçekler, güller,
Bülbülün dilinde dinmeyen yeisli feryâd.
Gökler gamlı, bulutlar küskün, kurudu göller,
Virânelere döndü her yan, simsiyah eb’âd.
Yine rüyâlarda kor, tütüyor eski günler
Mışıl mışıl döl yatağında o millî murâd...
Cevap: Kırık mızrap 1 – 2
EFENDİM
Hasret Sana bu gözler, gönlüm yolunu gözler,
Huzûra ersem bir kez, bahara döner güzler.
Erse pâyine başım, hep çağlasa gözyaşım,
“Sen Sen” deyip ağlasam, kalkar bütün pürüzler...
Köyünün pembe rengi, bulunmaz asla dengi;
Temizlenip giderler, günahla gelen yüzler.
Gelenler erer nûra, her biri bir sürura,
Rahmet yağar her yana, kalır mahrum gözsüzler...
Toprağından tozundan, o mübârek izinden
Zulmetli dünyalara akar gelir gündüzler...
Ölgün ne desem Sana, medhin düşmezdi bana;
Bir şey diyeyim dedim, vefâ etmedi sözler.
O derin şefkatinden ve engin himmetinden,
Dönüp bir teveccüh kıl; rûhum lütfunu özler!